generique kaletra kamagra ivermectin lopinavir ritonavir hydroxychloroquine oxytrol pamelor pantozol parafon parexat pariet parlodel paronex paxil cr paxil penegra pentoxi pepcid pepcidine periactin persantine pharmaquine phenhydan phoslo pirocam pirosol pk merz plavix plendil pletal podomexef ponstel pradif prandin precose premarin prevacid priligy prilosec primacton primolut n primolut nor principen prinil probalan prodafem
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » SIR KAPISI » Habil Amca Rahmetullahi Aleyh -6-

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
ihlas59 su an offline ihlas59  
Konu icon    Habil Amca Rahmetullahi Aleyh -6-
11 Mesaj -

Süleymaniye camiinde bir gün namaz kýlarken bir genç yanlarýna yanaþýyor.
- Amca ben size bir þey sormak istiyorum… - Tabi, sor evlat, diyorlar…
- Necip Fazýl Kýsakürek'in kitabýnda farz borcu olanýn sünnetlerinin kabul olmayacaðýný, sünnet namazlarý yerine kaza kýlmasý gerektiðini okudum ve birkaç aydýr öyle yapýyorum. O da hocasý Abdülhakim Arvasi hazretlerinden böyle öðrenmiþ. Acaba doðru mu yapýyorum?.. (Þu gencin nasibine bakýnýz. Yýðýnla insan içinde bu soruyu Habil amcaya soruyor…)

Habil amcalar, - Evlat, elbette doðrusunu yapýyorsun, böyle devam et, buyuruyorlar ve kendilerini tanýtýyorlar... Genç ellerine kapanýyor, öpüyor, öpüyor… Habil amcalar da bunu anlatýrken duygulanýrlardý. Çünkü hazinler hazini bir devamý var…

-Ne zaman gitsem bu gençle karþýlaþýrdým… Tertemiz bir yüzü var idi, çok sevdim bu çocuðu… Birkaç ay sonra camide göremez oldum. Merak ettim. Kendi kendime dedim ki, niye bu çocuðun bir telefonunu almadým? Bir þey mi oldu acaba?.. Bir müddet daha böyle geçti. Sonra bir gün camiden çýkarken bir adam yanýma yanaþtý… -Siz Habil bey misiniz? diye sordu… -Evet efendim, dedim þaþýrarak… - Oðlum sizden bahsederdi… deyince ben bir tuhaf oldum evlat… Çünkü geçmiþ zaman kullandý. - Bahsederdi dedi…
- Oðlum 15 gün önce vefat etti. Yavrumu topraða verdim… Ölmeden önce sizi bulmamý, selam söylememi istedi. - Habil amcam beni fatihalarýndan, dualarýndan unutmasýn dedi… Sonrasýnda göz yaþlarýný tutamadý adamcaðýz…
Ben de aðlamaya baþladým…
- Beyefendi baþýnýz sað olsun. Acýnýzý þu an ben de yaþýyorum ve gördüðünüz gibi aðlýyorum… Böyle bir evlat yetiþtirmiþsiniz, size ne mutlu dedim… (Bu satýrlarý okuyan dostlarýmdan benim de tanýmadýðým bu nasipli gence bir fatiha okumalarýný hassaten rica ediyorum…)

***

BÜYÜKLERÝN KALBÝ CENNETÝN KAPISIDIR…

Gittikçe evi çekip çevirmekte zorlanýr oldular. Ziynet ninem artýk sadece namaz vakitlerinde yattýðý yerden kalkabiliyordu … Bir görecektiniz, her namaz vakti oraya buraya, kapýya, masaya tutuna tutuna, iki büklüm nasýl abdest almaya gittiðini… O ne iman ya Rabbi… Su da soðuk... Ama her namaz vakti abdestini bin bir güçlükle alýr, gelir huþuyla namazýný kýlardý...

Þimdi kombilerle, sýcak suyla abdest almaya üþenen, sabah namazýný sýcak yataðýnda geçiren ve cennet hayali kuranlara ne demeli?.. Bir müslümana kusur olarak bu utanç yeter aslýnda… Ne diye baþkasýnda kusur arar durur?..
Habil amcalar abdest alacaklarý zaman oturduklarý yerden – Ya Allah… diyerek hýzla kalkarlar idi…

Çok üzülüyordum hallerine… Yemek bile ýsýtamayacak duruma gelmiþler idi. Kararýmý verdim ve onlara açýkladým: - Efendim ben evlenip alt katýnýzý kiralamak istiyorum. Eþim yemek piþirir hep beraber yeriz… Evinizin bakýmýný hanýmýmla birlikte yapmak istiyorum….

Aman ya Rabbi… Nasýl sevindiler, nasýl sevindiler… Onlar çok þaþýrdýklarý zaman –Yaaaa, derlerdi… Öyle dediler… O þaþkýnlýk ve memnuniyet ifadesini size bu dar kelime kadrosuyla tarif etmekte zorlanýyorum…

Hemen diðer odada bulunan Ziynet nineye döndüler, -Haným, Ömer ne diyor duydun mu?... Ninem, - Ne diyor, dedi merakla… - Evlenip alt katýmýza yerleþmek istiyor… Bize hizmet etmek için… Ninem de bir memnun oldu, bir duygulandý ki… Sevinç ve aðlamaklý bir ses ile – Gelinim piþirecek, ben yiyeceðim, dedi… Bu söz beni evlatlarý yerine koyduklarýný gösteriyordu… Allahýma sonsuz þükür… Kitaplarýmýzda 'Büyüklerin kalbi Cennet'in kapýsýdýr' müjdesi vardýr… Onlarý sevindiren mahrum kalmaz… Bu iki Allah dostunu bir kez daha sevindirmek nasip oldu. Beraber alt kata indik. Þurayý þöyle tamir ederiz, burayý böyle yaparýz diye kararlaþtýrdýk…

***

EVET AMA KÝMÝNLE… NASÝP ÝÞÝ…

Sýra evlenecek hanýmý bulmaya geldi. Çok aday vardý ama maneviyatlarýna ve yaþayýþlarýna baktýðýmda veya bilgi aldýðýmda kalbim bir türlü yatmýyordu… Annemin, - Baban evlendiðini göremedi bari ben göreyim, þeklindeki ýsrarlarý daha da bunalttý… Öðrendiðim ölçüleri aileme bir türlü anlatamadýðým gibi onlarýn baskýsýyla yanlýþ karar vermekten de korkuyordum…

Derken Habil amcalar bir hanýmý tavsiye ettiler…. – Git onu bir gör, buyurdular…
– Peki efendim dedim… Gördüm ama kalbimde bir sevgi hissetmedim. Gel de þimdi bunu Habil amcaya söyle… O gece evimde bu konuyu nasýl söyleyeceðim diye düþündüm durdum… Bir hayat birleþtireceksiniz ve kalpler yalan söylemez… Ne yapacaksýnýz… Kara kara düþüne düþüne ertesi gün evlerinin yolunu tuttum… Doðrusu ne diyeceðimi bilemiyordum. Büyüklerin ruhaniyetlerine sýðýndým. Ýþin içinde üzülmeleri de vardý… Derken sýra dýþý bir þey oldu. Onu da gittiðimde öðrendim…
Kýzgýn ve üzüntülü idiler…
- Ömer kýz ne demiþ biliyor musun?
Ben içimden – Eyvah þimdi yandýk, dedim…
- Evlenirim ama o eski evde oturmam demiþ. Görüyor musun þunun yaptýðýný…

Bir derin nefes aldým ama hiç belli etmedim… Büyük bir sýkýntýdan kurtulmuþtum…


***

BADE HARABÜL BASRA…

Aradan bir hafta geçti… Soðuk algýnlýðý geçiriyorlardý… Akþam vaktiydi… Yemeklerini yedirdim, ilaçlarýný içirdim ki telefon çaldý. Tanýdýk bir ses, - Ömer ne haber dedi. Bu kimse kýz tarafýndan bir beydi… - Habil amcayý aradým, dedi… Ben de telefonu Habil amcalara verdim… Habil amca kýzdý… Onun konuþmalarýndan durumu kavradým…

- Siz ne diyorsunuz, dedi karþý tarafa… Ömer bir hafta önce istemediðini söyledi. Kýz þimdi burada oturmayý kabul etse ne olur ki… Çocuðu soðuttunuz bir kere… (Meðer aradakiler bir haftalýk uðraþma sonucu karþý tarafý alt katta oturmaya ikna etmiþler)

Telefonu kapattýlar… Beni aldý bir sancý… - Ömer, kýz alt katta oturmayý kabul etmiþ, sen dersin? diyerek gözlerimin içine baktýlar. Baþýmý önüme eðdim mahcup ve üzgün bir þekilde… Hemen istemediðimi anladýlar…
- Pekala, buyurdular ve hiç üstelemediler…

(Ben bir konuda ýsrar etmemeyi bile onlardan öðrendim...
Bu evlilik konusunda Habil amcalar çok istekli idiler. Hem ehl-i sünnet bir yuva kurulmasýna vesile olacaklar, bir hanýmý Ehl-i Sünnet bir gence emanet etmiþ olacaklardý… Hem de içinde bulunduklarý sýkýntýlardan da kurtulacaklardý. Kendilerini bu kadar yakýndan ilgilendiren bir konuda bile hiç ýsrar etmediler… Zorlamadýlar… Zorlasalardý onlarýn hatýrýna kabul ederdim … Ama onlar Allah dostu ve Ýslam Ahlaký'yla þereflenmiþler… Dostlarýma tavsiyem karþýnýzdaki insanlara her hangi bir konuda baský yapmayýnýz. Israrcý olmayýnýz… Bu olgun bir müslümana yakýþmaz… Karþýnýzdaki rahatsýz olabilir ve belli etmeyebilir…)

***

AYAKLARINI YIKAYAMADIM AMA…

Ben askerdim. Tanýþtýrdýðým arkadaþlarým ben yokken Habil amcalarýn ziyaretine gitmiþler. Onlara þu hatýralarýný anlatmýþlar:

- Büyük mütefekkir Seyyid Ahmet Arvasi beyin olduðu bir mecliste idik. Onlara Efendi hazretleriyle ilgili þu hatýramý anlattým. Bir gün Bayezýd camiinde Abdülhakim efendi þadýrvanda abdest alýyorlar idi. Yanlarýnda hiç kimse yok idi. Mutlaka yanlarýnda birkaç talebesi olurdu. Ama o gün yalnýz idiler, bir tek ben vardým. Sýra mübarek ayaklarýný yýkamaya gelince, - Efendim müsaade buyurursanýz, ayaklarýnýzý ben yýkayabilir miyim? diye izin istedim. Kabul buyurdular. Bir güzel ayaklarýný yýkadým.
Ben böyle anlatýnca Ahmet Arvasi bey yerinden fýrladý – Habil efendi verin o ayaklarý yýkayan elleri bir öpeyim dedi ve öptü…

Askerden izne geldiðimde arkadaþlarým Habil amcanýn bu hatýrasýný bana anlattý. Kendileri bana bu hatýralarýný hiç anlatmamýþlardý. Ben de fýrsat kollamaya baþladým. Abdest aldýklarý bir gün havlularýný tutuyordum yanlarýnda. Tam sýra ayaklarýný yýkamaya geldi, - Efendim… diye söze baþladým ki, sol ellerini ret manasýnda havaya kaldýrdýlar ve eklediler: - Onlar Efendi hazretleriydi… Estaðfirullah evladým… buyurdular.
Halbuki benim bu konuyu öðrendiðimi bilmiyorlardý. Daha önce de havlularýný çok tutmuþtum. Bu menkýbeyi arkadaþlarýmdan öðrendikten sonraki ilk fýrsatta böyle bir talepte bulunacaðýma hazýrmýþ gibi bekliyorlardý…


O NASIL BÝR SECCADEYDÝ ÖYLE…

Buruklaþtým… Çok istiyordum… Bir gün ziyaretlerine gittiðimde henüz namazý kýlmamýþtým. Onlar kýlmýþlardý. Bir seccadeleri vardý ki güzelliðini nasýl anlatayým. Onlarda yýllarýn hatýrasýydý o seccade. Sað üst köþesi deforme olmuþtu seneler içinde. Kavuniçi aðýrlýklý, krem renkli çizgili, yünden bir seccade…
– Bu seccadede Ahmet Mekki efendi 'rahmetullahi aleyh' namaz kýldýlar. (Seyyid Abdülhakim-i Arvasi hazretlerinin 'kuddise sirrehül aziz' yüksek oðullarý... Eski Kadýköy müftisi… Büyük alim ve veli idi…) Kuvvetle muhtemeldir ki Efendi Baba da kýldýlar…buyururlardý.
O nur seccadeye bu kirli alný defalarca sürmek, üzerinde namaz kýlmaz nasip oldu çok þükür. Secdeye vardýðýmda alnýmý seccadeye deðil de sanki Efendi hazretlerinin koynuna koyardým. Öyle bir sýcaklýk verirdi bana...

Ýþte o seccadeyi verdiler, ben de namazýmý kýldým. Onlar sedirlerinde tesbih çekmekle meþgul idiler. Duamý yaptýktan sonra yerde biraz oturdum.
Bir ayaklarý sedirden aþaðý sarkmýþ, boþlukta… O güzel ayak tabaný yere 45 derecelik açýyla duruyor. Ve mestli… Ýçimden bir ses, - Eðil de ayaðýnýn altýný bir kez olsun öp… Bu fýrsatý kaçýrma dedi... O ne güzel bir ayaktý, ne güzel bir manzaraydý öyle… Beni davet ediyordu o mübarek ayaklarý sanki… Dayanamadým… Rahatsýz olurlar düþüncesini unuttum… Bir þeyi yerden alýr gibi yapýp 'þak' diye öptüm ayaklarýnýn altýný... – Estaðfirullah, ne yapýyorsun oðlum, diye bir refleks halinde yaslandýklarý yerden doðruldular. Gözlerim doldu… Süt dökmüþ kedi gibi,
- Efendim ne yapayým, sizi çok seviyorum, diyebildim… O þefkat güneþi saçlarýmý okþadý her zamanki babacan tavrýyla… - Ben de seni çok seviyorum… Ama bir daha yapma…
- Peki efendim, dedim. Nasýlsa kavuþacaðýma kavuþmuþtum…


***


SANKÝ EFENDÝ HAZRETLERÝNE SARILDIM…

Hasta olduklarý bir akþam evlerinde kalmýþtým. Bütün gece boyunca hizmetlerini gördüm. Bir divanda Habil amcalar yatýyordu birinde Ziynet ninem. Bana yer kalmadý. Ben de yere, iki nur parçasýnýn arasýnda, halýnýn üzerine uzandým. Bir yastýk, üzerime bir battaniye iþte o kadar... Gece kalkar sobaya odun atardým… Ýlerleyen saatlerde yerin tahtalarý sýrtýmý acýttý. Ýç salona geçtim. Habil amcamýn oturduðu sedire yattým. Yaslandýklarý yastýðý baþýmýn altýn aldým… Allahým, temas ettiðim þeylerin güzelliðine bakýnýz… Göðsüme de iþte o seccadeyi aldým... Dýþarýda þimþekler çakýyordu. O an, o odayý, o anda hissettiðim huzuru size nasýl ifade edeyim?.. Ýslamiyet menbaý, içinde iki Allah dostunun yaþadýðý bir ev; karþý dolapta Arabi, Farisi, Osmanlýca kitaplar... Oda karanlýk ve bu karanlýðý zaman zaman bölen dýþarýdaki þimþeklerin enfes maviliði… Yaðmur yaðmaya baþladý. Yorgun vücudum yavaþ yavaþ uykuya geçiyor… Koynumda öyle bir seccade... Sanki Efendi hazretlerine sarýlmýþým. Yaðmurda dualar kabul edilir hükmünü hatýrladým. O anda bütün tanýdýklarýma dua ettim. Rabbimden dilerim ki bu yazýlarý okuyanlar da o muhteþem anda ettiðim dualara dahil olsun…


"O BÝZÝM SEVGÝLÝMÝZDÝR"

Artýk sýk sýk hastalanýr oldular… Yine soðun algýnlýðý yaþadýklarý bir akþam evlerindeyim… Temiz yüzlü biri geldi … Ýlk defa görüyordum. Bir talebi vardý.
Habil amcaya, - Efendim, ben filan seyyide hanýmla evlenmek niyetindeyim. O haným sizin talebelerinizdenmiþ. Bu konuda yardýmýnýzý talep etmeye geldim. Görüþmemiz kâbil mi? diye sordu.

Habil amcalar rahatsýz olduklarýndan yatarak dinliyorlardý. Gelen kiþi devam etti, açýk sözlü ve samimi biriydi. Hoþuma gitti… Habil amcalar da böyle insanlarý severdi.
- Efendim benim için güzellik önemli deðil… Seyyide haným olduðu için evlenmek istiyorum. Bu þerefe nail olmak istiyorum…

Habil amcalar – Evlat sen beni nereden tanýyorsun, diye sordular.
O kiþi dedi ki: Efendim benim çalýþtýðým yerde Gazanfer abi var…
Habil amca, -Evet iyi tanýrým, dedi.
Devam etti gelen kiþi: Gazanfer abi geçen gün Abdülhakim efendi hazretlerini rüyasýnda görmüþ. Efendi hazretleri ona buyurmuþ ki: Habil'i niye ziyarete gitmiyorsunuz. O bizim hem sevgilimiz hem de hizmetçimizdir…

Habil amcayý o anda görecektiniz bu müjdeyi aldýðýnda… Yattýðý yerden gözleri dolarak doðruldu, mübarek dudaklarý aþaðý doðru sarkarak titremeye baþladý, aðlamak üzereydi… O yaþta efendisine olan aþký, ondan gelen bir güzel koku, þahsýyla ilgili bir söz yüzlerine can getirdi bir anda… Çok duygulandýlar çok… Ama bu güzel aracýlýða ömürleri yetmeyecekti… Gelecek yazýmýz bu serinin yazýlmasý en zor yazýsý olacak…

Ömer Çetin ENGÝN

(Devam edecek)


(Efendim bu ihlassýz yazýlarýmýz farklý site, blog ve gruplarda yayýnlanmaya baþladý. Gelen mailler gözlerimi yaþartýr nitelikte… Bu kadar beklemiyordum. Rabbimden dilerim ki, kendilerini tanýmasam da, lütuf buyurup sitelerine bu yazýlarý koyanlara okuyanlar adedince cennet köþkü nasip olsun… O yazýlar o sitelerde kaldýkça kalplerine nur yaðsýn… Allahü teala yazýlarýmý yayýnlara ve okuyanlara iki dünyada da en güzel karþýlýklar versin… Mirâc gecesi, (Gözleri Allahü teâlâdan ayrýlmadýgöz kırpma diyerek övülen insanlarýn efendisi hurmetine "aleyhisselam" bu düâmýzý kabûl buyursun! Âmîn.)

omercetin@saatlimaarif.com

omer.cetin@tg.com.tr

Gönderen: 21.02.2009 - 01:37
Bu Mesaji Bildir   ihlas59 üyenin diger mesajlarini ara ihlas59 üyenin Profiline bak ihlas59 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 872 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
gocmenkuslar (56), fatihalperen (40), cumababa (64), osman karaca (59), selim444 (33), furkan2005 (44), sena_66 (56), sebo1963 (61), manolya (59), sertkaya (54), sofigardas (44), MEHMET_1960 (64), dursun ali (68), cepkamil (51), romen (42), selim_wien (42), awsaroglu (49), tekin58 (59), sahabegulu (47), hintavi (47), sivassporlu (38), hakký özka.. (59), Hayriye Esra (38), eylem (49), nurdane_unlu (58), tüncay (46), uzaktaki (48), Goblin (37), aliyasar (60), ozturk yasin (61), iborrr (59), Elbistan (44), s_a_r_a_ (36), HABÝBE (39), sefaiscan20 (35), YAKAMOZ42 (44), p_rens (69), metin007 (47), P_kardes (51), mehmetturkmen (46), Bayramalptekin (60), sitemkar (44), ATEKER (51), muco_15 (39), hicran (37), beyondvision (38), Konyali_Yakup (38), Hayat-i (55), Ece (38), Meviza29 (51), meaksa (39), Pfantom (63), INCE (52), musab27 (46), vuslaterimi (39), nisa06 (53), nisan3aknur (49), KabirYolcusu (40), ates_2001 (40), Gundepster (44), BiLMARUF (51), haroun66 (38), benmuzo27 (46), ahmet349 (39), O NA KAVUÞMAK (37), kadir_1818 (49), kadir_kadir (49), siblako (51), kökan (51), ünsal (46), hasanözen (54), y-o-l-c-u (45), EFSANE35 (50), nbalâ has.. (32), yusufla (45), tomi56 (34), yavuzselim (48), huseyin22 (50), insanlýk.. (36), code10 (49), Barbaros tas (65), mahinur40 (49), kerbela_ (38), furkan71 (53), macfurkan (48), Atomcan (49), bukey musab (39), benlikolmas&yac.. (37), serdaroglu1 (79), comert_harun (39), Musabbukey (39), rduman07 (39), erolxyz (46), prenses82 (42), mErVe.. (38), sakinliman (57), sofi180 (38), msene (50), yavuz1d (42), Muhammed74 (50), travaci (51)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57684 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.