ivermektin lopinavir ritonavir hydroxychloroquine ivermektin colchicine super kamagra suprax symmetrel synthroid bottle synthroid tadacip tadalift tadalis sx tadora tamec tamsunax tarivid tavanic tegretol telfast temovate tenoretic tenormin terbifil tetraseptine thorazine ticlid tildiem timisol timonil timoptic tirosint tofranil top avana topamax toramide torasem torasis torem trandate transannon trecator sc trental trial packs triatec
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » gıybetin yaktığı dudaklar

önceki konu   diğer konu
4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
mira su an offline mira  
gıybetin yaktığı dudaklar
33 Mesaj -
Sözün güzelini söylemek için

Kardeþimin hatýrýný onun yokluðunda da korumak için

Emaneti ehline vermek, kardeþimin hatasýný (emanetini) baþkalarýna taþýtmamak için

Tercihimi kýnayýcý, yargýlayýcý, yakýcý olandan deðil, ýslah edici, onarýcý, yapýcý olandan yana kullanmak için

Ýkiyüzlü/ikisözlü olmamak için

Hayatýma parça tesirli fiskos bombasý fýrlatmamak için

Gýybetin y/aktýðý dudaklarda artýk çiçeklerin açmasý için

GIYBET ETMÝYORUM!

Gýybet etmemek, "Allah'ý görür gibi yaþama" çabasýdýr. Allah'ýn duyduðunu bilerek konuþma duyarlýlýðýdýr. Allah'ýn iþitmesine göre nefes tüketme inceliðidir.

Allah iþitmiyormuþ gibi konuþmak günah deðil mi?
Gönderen: 08.02.2009 - 08:24
Bu Mesaji Bildir   mira üyenin diger mesajlarini ara mira üyenin Profiline bak mira üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mira su an offline mira  
33 Mesaj -
Bismillahirahmanirrahim
Ey müminler! Zannýn bir çoðundan sakýnýn. Çünkü zannýn bazýsý günahtýr. (Hucûrât, 49/12)

Zorba bir sözleþme olarak aramýza konulmuþ bu yakýcý sessizliðe boyun büküyoruz birlikte razý oluyoruz.

Bu zoraki sessizliðin týslamasý içimize doðru ilerledikçe, sahiciliðimizi yakan közler kýzýþýyor, seslerimizin hepsini sahte kýlan sinsi yangýn harlanýyor.

Herkes kardeþi tarafýndan arkasýndan konuþulabilir biliyor kendini. Herkes kardeþinin arkasýndan konuþmayý hak ettiðini düþünüyor.

Herkes kardeþi tarafýndan arkasýndan konuþabilir diye bilindiðini biliyor.

Herkes kardeþinin arkasýndan konuþabileceðini kardeþine bildirmiþ gibi ses çýkarmýyor arkadan konuþabilir sanýlmasýna. Arkadan konuþabilir sanýlanlar "konuþmayacaðýz" demekten utanýyor.

Arkasýndan konuþulacaðýný sananlar "konuþmayýn" demeye tenezzül etmiyor

Han gi arkadaþýmýza ayrýlýrken, "yine de senin arkandan konuþmayacaðýz" diyemiyozruz..

Diyemiyoruz çünkü arkasýndan konuþabileceðimi aklýna getirmekten korkuyoruz..
Diyemiyoruz.. çünkü arkasýndan konuþabileceðimin zaten aklýnda olduðunu öðrenmekten çekiniyozurz..

Diyemiyoruz çünkü arkasýndan konuþmayacak kadar erdemli olabileceðime inanmadýðýný da açýk edip, arkandan konuþmayacaðým diyerek arkasýndan konuþabilecek kadar yalancý olduðumu sandýðýný da itiraf etmesinden korkuyoruz...

diyemiyoruz.. çünkü benim kendisi hakkýnda, arkasýndan konuþacaðýmý zannedecek kadar hakkýmda kötü zan sahibi olduðumu bilmesinden korkuyoruz...

Ona "arkamdan konuþulmaz nasýlsa..." demekten, beni de "arkamdan konuþmayacaðýmdan emin nasýlsa..." diye bir þey demek zorunda hissetmemekten yoksun býrakan dedikodu medeniyetini iþte böyle zor cümleler kurarak lanetliyorum.

hepimiz maðduruz.


Kim susturdu beni, onu ve seni KÝM KÝM KÝM ..

MAÐDUR OLMAK ÝSTEMÝYORSAN MAÐDUR ETMESENE..VERÝLEN KARDEÞLÝK AHDÝNE SADIK KALSANA..NE OLDU SOL BÖÐRÜNDEKÝ ÝMANINI SIÐDIRDIRÐIN ET PARÇASINA..YA HAKINI VER YA SÖKÜP AT YERÝNDEN CESARETÝN VARSA..


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son mira tarafından, 08.02.2009 - 08:31 tarihinde.
Gönderen: 08.02.2009 - 08:30
Bu Mesaji Bildir   mira üyenin diger mesajlarini ara mira üyenin Profiline bak mira üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Elinize Saglik Te$ekkürler Kardesim bende bir sey eklemek istedim affiniza siginarak hakkinizi helal edin.


Gýybet Felaketiyle Savaþ
Muhammed Bozdað Gýybet konusundaki yazýlarýndan özetlenerek hazýrlanmýþtýr. Allah (c.c.) razý olsun.
Eðer insanlar gerçekleri açýk ve cesur bir ortamda eþit þartlar altýnda paylaþabilselerdi; yüzlerinden baþka, gýyaplarýnda baþka olmasalardý, savaþlar çýkmayacaktý; kavgalara, üzüntülere yer kalmayacaktý. Tüm kötülükler, gýybeti de beraberlerinde taþýrlar.

GIYBET TÜRLERÝ
•Alenî sade gýybet: Sevgili Peygamber (a.s.m.) gýybeti “Birinizin, kardeþini hoþlanmayacaðý þeyle anmasýdýr!” þeklinde tanýmlamýþ; (1) “Din kardeþinin yüzüne karþý söylemediðin þeyi ardýndan söylemen gýybettir” (2) demiþtir. Bir kiþinin gýyabýnda ondan hoþlanmayacaðý þekilde, hakkýnda doðru olan birþeyi söylemek, alenî gýybetin ta kendisidir. Eðer hakkýnda konuþtuðunuz kiþi huzurda olsaydý, cümlelerinizi, hatta o andaki duruþunuzu deðiþtirme ihtiyacý duyar mýydýnýz? Eðer öyleyse—doðrularý söylemeniz þartýyla—yaptýðýnýzýn adý gýybettir ve bu, gýybetin en sade formudur.

•Ýftiralý gýybet: Peygamber (a.s.m.) devam eder: “Eðer söylediðin onda varsa gýybetini yapmýþ oldun; eðer yoksa bir de iftirada bulundun.” (3) Ýftira, kusurlarýn en çirkinidir. Eðer gýybet ederken kullandýðýmýz bilgi bizzat kendi gözlemimize ait deðilse, baþkasýndan duymuþsak, dilden dile kesinlikle deðiþime uðramýþtýr ve tam olarak doðru deðildir.
•Gizli gýybet: Çoðu zaman yaptýðýmýz, kalbimizden geçirmek, yani zannetmek suretiyle gýybete girmektir. Gýybetin ne kadar kötü olduðunun vurgulandýðý âyette, Kur’ân þöyle der: “Ey iman edenler, zandan çok kaçýnýn; çünkü zannýn bir kýsmý günahtýr. Birbirinizin gizli yönlerini araþtýrmayýn.”(4) Bütün zanlar ve tahminler deðil; ama kimi zanlar, gýybet hâlini almaktan kendini kurtaramaz. Hazret-i Gazalî, bunu ‘kalp ile gýybet’ þeklinde tanýmlamýþ; ‘bir kimsenin ayýbýný insanýn kendi kendine söylemesini’ bile reddetmiþ; kalp ile gýybeti, ‘gözü ile kötü birþeyi görmeden, kulaðý ile duymadan, bir kimseye suizanda bulunmak’ þeklinde tarif etmiþtir.



Peygamber (a.s.m.) der ki, “Bir kimse kardeþini bir kusur ile ayýplarsa, o kimse ölmeden o kusuru iþler.” Baþkalarýnýn hoþlanmadýðýmýz özelliklerinin hangi þartlardan kaynaklandýðýný nereden biliyoruz? Kimlerin hangi zorluklar yoluyla kaderleri tarafýndan eðitildiklerini bilmeksizin, kimi kusurlu gözüken yönlerinin gizli bile olsa gýybetini yapmaya ne hakkýmýz var!

•Münafýkâne/ikiyüzlü gýybet: Gýybetin en utanç verici biçimidir ki, Ýmam Gazalî buna ‘münafýkâne gýybet’ demiþtir. Gýybeti yapan þöyle der: “Allah affetsin, o da bizim gibi bazen karýþtýrýyor,” “Ýnþaallah düzelir, daha iyi olur.” Bu gibi sözlerle görünürde hakkýnda konuþtuðu kiþiyi sevdiðini, iyiliðini dilediðini demeye çalýþmakta; ama gizliden gizliye de o kiþinin bozulmuþ olduðunu, yanlýþlar yaptýðýný ima etmektedir. Dinleyenin ikiyüzlülüðü de þu þekildedir: “Boþver gitsin, gýybet oluyor.” Bunlara benzer sözleri söylerken, aslýnda gýybeti gerçekten engellemek istemiyor; görünürde aksini savunsa da, içten içe o kiþi hakkýnda gýybet yapýlmasýndan hoþlanýyor.
•Söz taþýmalý gýybet: Ýnsanlarýn sözlerini muhataplarýna ara bozmaya yol açacak þekilde taþýmak biçimindeki gýybettir. Þöyle der Peygamber(a.s.m.): “(Arabozucu) söz taþýyan cennete giremeyecektir.” (8) Kur’ân bizi uyarýr: “Ey inananlar, eðer bir fasýk size bir haber getirirse onu araþtýrýn. Yoksa bilmeyerek bir kavme sataþýrsýnýz da yaptýðýnýza piþman olursunuz.” (9)


Hasan-ý Basrî þöyle der: “Baþkalarýnýn sözünü sana ileten, getiren, muhakkak senin sözünü de baþkalarýna iletir. ... Zira onun yaptýðý hem gýybet, hem zulüm ve hýyanet, hem de aldatma ve haset, hem nifak, fitne ve hiledir.” Elbette baþkalarýnýn sözlerini nakletme hakkýmýz var. Ama, “Sevgili arkadaþým veya aziz hocam þöyle demiþti...” gibi bir dostluk ifadesiyle baþlayacak isim zikrini, ancak sözün sahibinin güzel ve duyduðunda hoþuna gidecek olumlu sözleri takip edebilir. Yoksa, “Adam senin—veya filancanýn—hakkýnda dedi ki...” þeklinde baþlayýp, sözün sahibini üzecek bir cümle söyleyen, kendisini felaketler arasýndan felaket beðenmeye hazýrlansýn.

•Kitlesel gýybet: Yukarýda ayrýmlaþtýrýlan gýybet türleri tek tek bireyler hakkýnda olabileceði gibi kitleler ve insan topluluklarý hakkýnda da olabilir. Bir topluluk hakkýnda gýybette bulunanýn kurtulabilmesi için o topluluðun tümünden affedilme dilemesi gerekir. Kitlesel gýybet, bir insanýn irtikap edebileceði, altýndan kalkýlmasý en zor, en acýnasý, en dehþetli gýybettir. Yukarda geçen âyetin “...Yoksa bilmeyerek bir kavme sataþýrsýnýz...”(11) þeklindeki bölümü, ‘bir kavme sataþma’ terimiyle suçun kitlesellik tehlikesine vurgu yapmaktadýr.
•Paylaþýmlý/ortaklaþa gýybet: Gýybeti yapan, sadece onu söyleyen veya ima eden deðil, ayný zamanda rýza ile dinleyendir veya yapmasa da yapýlmasýndan hoþlanandýr. Cinayeti izlerken gücü yettiðince karþý koymayan da katil sayýldýðý gibi, yanýnda gýybet yapýldýðý halde müdahale etmeyen de tam olarak o gýybetin ortaðý olacaktýr. Gýybet bu yönüyle—gizli biçimi hariç—ancak birden fazla kiþinin ortaklaþa irtikap edebileceði fuhuþ gibidir.

Sevgili Peygamberin(a.s.m.) “Kim ki yanýnda Müslüman kardeþinin gýybeti yapýldýðý halde, gücü yeterken kardeþine yardým etmezse, Allah onu dünya ve ahirette zelil kýlar” (12) þeklindeki sözü, gýybeti dinleyenin sorumluluðuna iþaret eder. Hatta bu hadis, gýybeti yapandan çok, yanýnda gýybet yapýldýðý halde derhal müdahale edip kardeþinin onurunu korumayaný tehdit ediyor.

GIYBETÝN KÖTÜLÜÐÜ

•En iðrenç suçtur: Kur’ân þöyle der: “...Kiminiz de kiminizin gýybetini yapýp arkasýndan çekiþtirmesin. Sizden biriniz ölü kardeþinin etini yemeyi sever mi? Ýþte bundan iðrenip tiksindiniz...” (13) “Arkadan çekiþtirip duran, kaþ-göz hareketleriyle alay eden her kiþinin vay hâline!”(14) Zina, cinayet dahil baþka hiçbir suç, iðrendirici bir fiile gýybet kadar benzetilmemiþtir.

•Zarar potansiyeli korkunçtur: Gýybetin en korkutucu taraflarýndan birisi, yol açabileceði felaketlerin potansiyel büyüklüðüdür. Gýybet fani bedene deðil, Yaratýcýnýn bakileþtirdiði kalbe ve ruha saldýrýr. Cinayeti iþlemek nisbeten zordur, failini bulmak ve cezalandýrmak mümkün ve nisbeten kolaydýr. Oysa gýybeti iþlemek kaþ göz iþareti kadar kolaydýr; bir kere aðýzdan çýktý mý mantar gibi çoðalýr, milyonlarca kopyasý insanlar arasýnda dalga dalga yayýlma ve inanýlmaz fitnelere, katliamlara yol açma potansiyeline sahiptir.
•Ebedî hayatý yok eder: Peygamber (a.s.m.) der ki: “Ateþin kuru odunu yakmasý, insanýn sevaplarýný yok etmekte gýybetten daha hýzlý deðildir.”.

GIYBET DÝNLEYEN NEYAPMALI?

Engel olmazsak, bizimle konuþurken gýybet yapanla suç ortaðýyýz. Çünkü gýybetin devam edebilmesi, bizim en azýndan dinliyor görüntüsü verebilmemize baðlýdýr. Baþkalarýnýn gýybetine bilinçli kulak misafiri olan da gýybetin suç ortaðýdýr. Bu söz sadece bizimle konuþanýn yaptýðý gýybeti deðil; çevremizde, radyoda veya televizyonda yapýlýrken dinlediðimiz gýybetleri de kapsamaktadýr.
Ýlk yapmamýz gereken, “Kim ki yanýnda Müslüman kardeþinin gýybeti yapýldýðý halde, gücü yeterken ona yardým etmezse, Allah onu dünya ve ahirette zelil kýlar” (22) hadis-i þerifini hatýrlamak olmalýdýr.
O anda kendimizi gýybeti yapýlan kiþinin yerine koymalý, bizden gýyabýmýzda bu þekilde söz edildiðinde rahatsýz olup olmayacaðýmýzý sormalýyýz.
Onuru zedelenen kiþinin üzülmesi gerekiyorsa üzülmeli, hakkýný savunmasý gerekiyorsa savunmalýyýz.
Önce kalbimizde derin bir rahatsýzlýk oluþmalý, gýybeti dinlemeye tahammül edemez hâle gelmeliyiz.
Gýybeti yapýlan kiþi kiþisel dostumuzsa, mutlaka sözel olarak müdahale etmeli, onurunu savunmalý ve gýybeti suçlamalýyýz.
Susturmanýn bize zararý büyük olacaksa, ‘rahatsýzlýðýmýzý hissettirmek þartýyla’ oradan hemen uzaklaþmalýyýz.
Radyo veya televizyonda yapýlýyorsa, hemen kapatmalýyýz. Bunlarý yapamýyorsak, dinlememeye çalýþmalýyýz.
Dahasý, gýybeti dinlediðimiz için Allah’tan af dilemeli,
Gýybeti yapýlan kiþiye dua etmeli,
Duyduklarýmýzýn etkisinde kalarak suizan etmemeye özen göstermeliyiz.
Uyarýp düzeltemediðimiz gýybetçiden, elimizden geldiðince uzaklaþmalýyýz.


GIYBET EDEN NE YAPMALI?

Yaþayan veya ölen bir insanýn veya insanlar topluluðunun gýyaplarýnda onlarý üzecek doðrularý söylemiþ olabiliriz. Eðer yaþýyor(lar)sa, helalleþmenin bir yolunu aramalýyýz. Biliyoruz ki, þehit bile olsak, kul hakkýný ödemek zorundayýz. Eðer vefat edenin gýybeti yapýlmýþsa, helallik dilemek ne yazýk ki imkânsýz. O zaman onun için ömür boyu dua etmekten, onun adýna iyilik yapmaktan baþka çare kalamaz. Zalimleri aþaðýlamak dýþýnda, tarihteki insanlarý eleþtirirken, haksýzlýk yapmamaya dikkat etmeli; herkesin hakkýnýn ve onurunun Allah tarafýndan sonsuza dek korunacaðýný unutmamalýyýz.

Bugünden baþlayarak, gýybetlerini bilmeden yapabileceðimiz ihtimaliyle, tüm tanýdýðýmýz insanlarla ilk karþýlaþmamýzda mutlaka helalleþmeli, hatta helalleþmeyi periyodik bir alýþkanlýk hâline getirmeliyiz. Aksi halde burada birkaç günde tamamlayabileceðimiz helalleþme faslýný ihmal etmemiz, haþir meydanýnda binlerce yýl beklememize mal olabilir.

Gýybetini yaptýðýmýz kiþilere ismen dua etmeli, onlarýn affý ve tüm hayatlarýnýn rahmetle ve ihsanla kuþatýlmasý için, ýsrarlý ve vazgeçmeden gizli dualarda bulunmalýyýz. Tüm bunlarý yaparken, —bilhassa vefat edenlerin ve topluluklarýn—bir daha gýybetlerini yapmamak için de ilâhî yardým dileðimizi ihmal etmemeliyiz. Çünkü, bu tür gýybetlerde helalleþmek pratik olarak neredeyse imkânsýz gibidir.

GIYBET EDÝLEN NE YAPMALI?

Hakkýmýzda yapýlan gýybetler bir þekilde bize ulaþýr. Ya baþkalarý bize aktarýr, ya söz dolaþtýrýlýrken kulak misafiri oluruz, ya da kalbimizde gýybetimizi yapana karþý bir soðukluk ve sevgisizlik ilhamý alarak ondan uzaklaþma eðilimine gireriz. Toplumsal bölünmelerin ve kitleler arasýnda baðlýlýðýn azalmasýnýn ardýnda, kitlesel gýybetlerin ne denli etkili olduðunu hatýrlamalýyýz.

Þayet ‘size’ gýybet yapana küfür, hakaret ve aþaðýlama savurarak kendinizi savunursanýz, gýybetlerinin bedelini büyük ölçüde dünyada almýþ olursunuz. Ancak, bunun yerine þahsýnýzý savunmaya girmeyip, gýybetle mücadele eder de gýybetçinin bu hasletten kurtulmasýna uðraþýrsanýz, büyük mükafatlarý hak edersiniz. Hasan-ý Basrî, kendisine gýybet edene bir tabak taze hurma göndermiþ ve “Duydum ki sen ibadetini bana hediye göndermiþsin. Ben de buna bir karþýlýk vermek istedim. Kusura bakma, tam karþýlýðýný veremedim” diye de bir not eklemiþtir.

Gýybetinizi yapanlarla savaþmadýðýnýzda, karþýlarýna ilâhî adalet çýkýyor ki, tevbe etmeyenleri kuþatan ilâhî ceza kimsenin intikamýna benzemez. Hatalarýný düzeltmedikleri sürece, ayýpladýklarý þey baþlarýna gelinceye ve üstelik ebedî hayatta bedelini ödeyinceye kadar kurtulamazlar. Ancak kul kiþisel hakkýný affedip, muhatabý için hidayet dilerse, elde edeceði mükafat, aksi halde kazanacaðýndan çok daha deðerli olacaktýr.

Ýnsan, kendine yapýlan gýybete ne oranda affedici olmasý gerekiyorsa, baþkasýna yapýlan gýybete o oranda acýmasýz ve zemmedici olmalýdýr. Ayrýca, þayet bir insanýn ismi ve eserleri bir topluluða mal olmuþsa, o insana veya eserine yapýlan gýybet, ayný zamanda taraftarlarýna yapýlmýþtýr. Örneðin peygamberlerin gýybetini yapan, inananlarýnýn da gýybetlerini yapmýþ olur. Bir babayý haksýz yere aþaðýlayan, çocuðunu da aþaðýlamýþ sayýlýr. Bu durumda, bize yapýlan gýybetin yakýn dostlarýmýza düþen hissesini affedemeyiz. Kader baþkasýna ait hisselerin bedelini tahsil edecektir.

GIYBETTEN NASIL KORUNURUZ?

Baþlýktaki soru üç yönlüdür: Gýybet etmekten nasýl kurtuluruz? Baþkalarýnýn gýybetimizi yapma sebeplerini nasýl yok ederiz? Ýnsanlar niçin gýybet yapýyorlar? Ýþte çözümler:

• Gýybet yapmamak: Gýybet edenin gýybeti yapýlacaktýr. Dilimizi gýybete karþý diþlerimizin ardýna hapsedersek, baþkalarýnýn gýybetlerini dahi önleyebiliriz. Dilini tutanla alay etmeye kalkanýn kalbine, gizli bir elem ve hatta korku ilham edilecektir. En güvenlisi susmaktýr; övmeyeceðimiz kimsenin gýyabýnda konuþmamaktýr.

• Övünmemek ve baþkalarýný küçümsememek: Ýnsanlar baþkalarýnýn övünmelerini veya huzurlarýnda küçülmeyi kabullenemezler. Aramýzdaki eþitliði bozduðumuzda, izzetlerini korumak için bizi aþaðýlama ihtiyacý duyacaklardýr. Baþarýlarýmýzý, hizmetlerimizi gizleyemeyiz, gizlememeliyiz; tecrübelerimiz dostlarýmýza model olacak ve onlarý heyecanlandýracaktýr. Ama anlatýrken kendimizi onlardan büyük görüyorsak, içimizde onlara yönelik bir küçümseme varsa, bu duygu algýlanacak; bu durum vücut dilimize ve konuþmamýza da yansýyacaktýr. Âlimin ilmine saygý göstermeli; ama çocukla da çocuklaþabilmeliyiz.

• Kýskanmamak/kýskandýrmamak: Kýskandýðýmýz insanýn güzel vasýflarýný reddederiz; göreceði zarardan mutluluk duyarýz. Kýskandýrmanýn inceliklerini burada sýralamak zor; en basit formülü þudur: Kimseyle rekabet etmeyen, baþarýyý sonuçlar olarak deðil, niyetler ve gayretler olarak gören insan kýskanamaz ve haklý þekilde kýskandýramaz. “Kýskandýrmayayým” diye hizmetlerini gizlemek ve hiçbir þey yapmýyormuþ gibi bir izlenim vermeye çabalamak, ihsana nankörlüktür; insanlarý baþarýlý modellerden mahrum etmektir, insanlara pýsýrýk bir örnek sunmaktýr. Kýskançlýðýn olmadýðý yerde sadece takdir, sevgi, saygý ve muhtemelen gýpta vardýr. Temiz bir ruh, kardeþine dua edip destek olduðunda, iyiliðine ortak olacaðýný bilir ve kýskanmaz.

• Ýkiyüzlü olmamak: Ýnsanlar çýkarlarýnýn veya korkularýnýn etkisi altýnda ikiyüzlü davranmaya kalkýþabilirler. Ýkiyüzlü olmayanýn gýybetini yapmaktan korkarsýnýz; ikiyüzlünün gýybeti ise çok kolay ve pervasýzdýr. Dahasý, ikiyüzlü olmayanýn kendisi de kolaylýkla gýybet yapamaz. Çýkarlarýný düþünerek iki yüzlü davrananlar, çýkarlarýndan mahrum olmakla cezalandýrýlacaklar. Basit korkularý nedeniyle ikiyüzlülüðe teslim olanlar, dayanýlmaz korkularla yüzleþecekler.

Ýki yüzlülük, hiç bir baþarýnýn, hiç bir kazanýmýn, hiç bir mutluluðun yolu olmamýþtýr. Ýkiyüzlülük insanda ne þeref býrakýr, ne irade ve ne de cesaret... Bir insanýn yüzüne gülüp onu takdir eden, gýyabýnda sözü geçtiðinde ayný þeyi yapmýyorsa ikiyüzlüdür. Ýnsanlara ikiyüzlülük yapan þüphe etmesin ki, ruhu Yaratýcýsýna da ikiyüzlülük yapýyordur.

• Kendini temize çýkarmamak: Kiþisel kusurlarýný reddeden insan, kusur iþlediðinde suçu baþkasýna atacak; en azýndan, “Onun yüzünden yaptým” diyecektir. Böyle insanlar, baþkalarýný öfkelendirecek, üzecek ve haklarýnda gýybet yapýlmasýna yol açacaklardýr. Kusurumuz varsa derhal kabul etmeli; baþkasýnýn suçu varsa bile, baþkalarýný suçlamakla vakit geçirmemelidir. Çünkü, hakkýn daðýtýlmadýðý yerde, suçlunun kim olduðunun bilinmesinin hiçbir pratik faydasý yoktur.

• Eðlence için aþaðýlamamak: Kimi insanlar Firavun gururuna sahiptirler. Ben merkezlidirler ve kiþisel çýkarlarýndan baþka odaklarý yoktur. Onlarýn tek zevkleri baþkalarýný eðlence için aþaðýlayýp durmaktýr ve bu onlarýn hastalýðýdýr. Bu tür insanlarý insan yerine koyup muhatap olanlar, ayný geleceði paylaþacaklardýr.

• Üzüntü veya öfkeye teslim olmamak: Kimi zaman da kiþinin iþlediði kusura üzüldüðümüz için, iyilik zannýyla gýybetini yaparýz. Bazen de bu kusur nedeniyle öfkeleniriz ve kalbimiz bu duygularýn etkisi altýnda onu manen cezalandýrmak için aþaðýlamak ister; dilimizi tutamayýz. Üzüntü, öfke veya infialin dostlarýmýzý ânýnda harcamamýza yol açmamasý gerekir. Zira gün gelir, haksýzlýk yaptýðýmýzý algýlar, piþman oluruz.

• Alýþkanlýða direnmek: Hayatýmýz boyunca yaþadýðýmýz aþaðýlanmalar, gýybeti ruhumuza sindirmiþ ve bizim için güçlü bir alýþkanlýða dönüþtürmüþ olabilir. Ailede, mahallede, okulda, askerde, iþte ve her yerde sürekli küçümsenmiþsek, insan onurunu korumanýn deðerini idrak etmemiz zordur. Bu tür alýþkanlýklarý teþhis etmeli ve karþýmýza almalýyýz.

• Gýybet salgýnýna karþý korunmak: Önemli bir nokta da gýybetin içinde yaþadýðýmýz toplumun hemen tüm bireylerine veba gibi bulaþmasýdýr. TV ve gazeteler her gün gýybetle siftah yaparsa, her sabah iþler gýybet seanslarýyla baþlarsa, en içten dostlarýmýz gýybetin içerisine ölümüne saplanmýþlarsa, virüsü kapmadan günün akþamýna ulaþmak son derece zordur. Gýybetten ancak konuþma özürlünün kurtulabileceðini bilmeli ve gýybet karþýsýnda çok katý ve dikkatli olmalýyýz.

• Failleri gizlemek: Gýybetten korunmanýn susmaktan sonra gelen en kestirme yoludur. Kötülüðü sahibinden soyutlayarak zemmedersek gýybet yapmýþ olmayýz. “Adamýn birisi sürekli yalan söylüyordu, bir tanýdýðým sürekli burnunu karýþtýrýyordu...” Bunlar þükür ki gýybete bir þartla girmezler: Sizi dinleyenler o kiþinin kim olduðunu tahmin edemiyorlarsa gýybet deðildir; ama vasýflarýndan tanýmalarý hâlinde ismini söylemeseniz de gýybete girer. Kiþinin kendisi kendini tahmin etse sorun deðil, birisi burnunu karýþtýrýyorsa, bunu herkes de yapabilir. Ancak isimler meçhul olduðunda bile, iftira, aþaðýlama gibi þeyler her hâlükârda yasaktýr.

ÝLLE DE GIYBET EDECEKSEK,
Bazý çözel þartlarda gýybet edilebilinir. ancak, bunun için söylenenlerin:
Yalnýzca doðrudan ibaret olmalarý,
Garazsýz ve sýrf hak ve maslahat için söylenmiþ olmalarý ve;
Aþaðýdaki þartlardan birine dahil bulunmalarý zorunludur.

a) Þikayet için: Þikayet ederek kötülüðünü aktardýðýnýz kiþi, o kötülüðü—en azýndan sizin zannýnýza göre—düzeltebilecek kiþidir. Komþunuzun çocuðu bahçenizi kirletiyor ve ailesine gidip, çocuklarýna engel olmalarýný rica ediyorsunuz. Ýþ arkadaþýnýz size haksýzlýk yapýyor; iþverene gidip, hakkýnýzýn korunmasýný istiyorsunuz. Þunlara dikkat edeceðiz:

• Ortada birisinin kötülüðü olmalýdýr. Bu kötülük, sahibinin gizli ve özel hayatýyla ilgili deðil, alenîdir; size veya baþkalarýna açýkça zarar veriyor. Eðer sizin veya baþkasýnýn hakkýný gasp niteliðinde bir kötülük deðilse, kimseyi hiçbir þartta baþkasýna þikayete hakkýnýz yoktur. Örneðin komþunuz özel hayatýnda gizli gizli alkol alýyor. Bunun kusur olduðunu bildiði için de gizliyor; muhtemelen piþman ve kurtulmak istiyor, biz bilmiyoruz. Böyle gizli bir yanýný keþfettiðimizde, onu düzeltebilecek birisine bile olsa þikayet edemeyiz. Çünkü o zaman gizli kusuru açýða çýkarma suçunu iþleriz ki, bu vahim bir suçtur.

• Sadece þikayet ediyorsunuz. Öfkenizi de içine katýp, hakaret etmiyorsunuz; ki, öfke nedeniyle þikayetinizi abartýp söze asýlsýz anlamlar da katýyorsanýz, o zaman iftira veya hakaret olacaktýr. Ancak doðruyu söylemek þartýyla hakaret olmaz: Birþeyinizi çaldýðýndan eminseniz, ‘þu hýrsýz adam,’ küfrettiyse ‘þu ahlâksýz kiþi’ diyerek söze baþlamanýz hakkýnýzdýr. Çünkü bunu yapmýþtýr; bu sýfatý kazanmýþtýr.

• Þikayeti aktardýðýnýz kiþi, herhangi birisi veya dertleþtiðiniz bir arkadaþýnýz deðil, tam olarak o sorunu giderebileceðini düþündüðünüz kiþidir. Bir komþunun size eziyetini diðer komþu gideremezse þikayeti ona yapamazsýnýz. Hatta varsayalým, gerçekten hakkýnýzý koruyabilecek birisini buldunuz; þikayetinizi ilgisiz olan umumun huzurunda umumla birlikte ona deðil, yalnýzca ona aktarmalýsýnýz.

• Kardeþini kardeþine, akrabasýný akrabasýna, arkadaþýný arkadaþýna, eþini dostuna þikayet eden kiþiler çok dikkatli olmalýdýrlar. Þikayet ettiðimiz kiþi çoðu zaman bize yapýlan haksýzlýðý durdurabilecek durumda deðildir. Onun yapacaðý, çoðu zaman, ya hakkýmýzda suizan etmek, bizden aldýðý sözü baþkalarýna taþýmak veya þikayetlerimizden kurtulmak için bizden kaçmak olacaktýr. Baþkasýndan hakkýmýzý alalým derken, ilgisiz insanlara konuyu aktardýðýmýz için hoþ olmayan bir yönümüzü bildirmiþ olacaðýz; bu yüzden manevî gücümüz zayýflayacak, üstelik bu yolla intikam aldýðýmýzdan ilâhî huzurdaki hakkýmýzdan da mahrum kalacaðýz.

• “Þikayet etmeyeyim de haksýzlýðý içime mi gizleyeyim?” diyebilirsiniz. Gizlememelisiniz. Ama haksýzlýkla savaþýn doðru biçimi, insanlarýn yüzüne kuzu, gýyaplarýna aslan kesilmek deðildir. Haksýzlýkla ikiyüzlülük yoluyla savaþýlamaz. Ýnsan onuru, haksýzýn huzuruna karþý yanlýþý cesaretle ve alenen dile getirmeyi gerektirir. Gizliden, sözünün arkasýnda duramayacak ve iftiralarý da katacak þekilde þikayetlerle haksýzlýkla savaþýlamaz; olsa olsa fitnelerin kapýsý açýlýr. Adaleti iyi iþleyen saðlam ve hýzlý bir hukuk devletinde hakký gasp edilen hemen mahkemeye gidebilir ve hakkýný alabilirdi.

b) Danýþma/istiþare: Birbirimize danýþma ve fikir almak gerektiðinde yapýlan, kimi durumlarda gýybet deðildir. Netleþtirelim:

• Birisiyle ortaklýk yapacaksýnýz/birlikte bir iþ yapacaksýnýz veya birisi tanýdýðýnýz biriyle ortaklýk planlýyor. Ortak olunacak kiþiyi iyi tanýyan birisine gidip onun özelliklerini sormanýz veya size sorulduðunda söylemeniz gýybet deðildir. Ortaklýðýn her türlü biçimini dikkate alabilirsiniz: Ortak iþyeri açacaklar, evlenecekler, birlikte ev, arsa satýn alacaklar, borç alýp verecekler, ayný odayý paylaþacaklar, bir projeyi bölüþecekler, oradan alýþveriþ yapacaklar, birbirlerine birþey emanet edecekler...

• Ýncelik þudur: Ortaklýklarda birbirinizin özel hayatlarýna girersiniz, toplumsal boyutun ötesindeki yönlerinizi paylaþýrsýnýz. Özel hayatýnýz ortaklýk yapacaðýnýz kiþinin özel hayatýndan etkilenir. Örneðin birisinin dolandýrýcý olmasý, ondan yapacaðýnýz alýþveriþ kararýnýzý etkiler. Bir kiþinin gizli ve özel hayatý beni hiç etkilemeyecekse, o zaman ortaklýk iliþkisi içerisinde olduðumu savunamam. Örneðin kalabalýk bir iþyerinde çalýþýyorsam, dairemdeki benimle doðrudan ilgisiz diðer arkadaþlarýn özel yanlarý hakkýnda kimseye danýþamam ve bana bu gerekçeyle sorulursa cevap veremem. Ayný kurumda çalýþýyor olmamýz, ortak olduðumuz anlamýna gelmez.

• Analiz yapmalýsýnýz: Size birisi hakkýnda fikir soran kiþi en samimi kardeþiniz bile olsa, önce niçin sorduðunu öðrenmelisiniz. Çoðu zaman, ortalýkta dolaþan bir dedikodu yüzünden merak ettiklerini, yani fitne ve fesat seline kapýldýklarý için sorduklarýný fark edeceksiniz. O anda aðzýnýzý açýp konuþursanýz, ne yazýk ki kardeþinizle birlikte çamur seline kapýlmýþ, manevî cehenneme sürüklenmiþ olacaksýnýz. Sorma gerekçesinde, ‘ortaklýk’ diyebileceðiniz kadar önemli, ciddi bir yön varsa, o zaman cevap vermelisiniz.

• Þartlarý oluþmuþsa istiþareye doðru cevap vermek zorunluluktur. Eðer size sorulan kiþinin bildiðiniz bir kusuru varsa, sevdiðiniz kiþi, örneðin evladýnýz olduðu için gerçekleri gizlemiþseniz; bu yüzden ilerde oluþacak tüm sorunlarýn defterinize yazýlacaðýndan, suskunluðunuzun bedelini ödeyeceðinizden korkmakta haklý olacaksýnýz. Susmak ne kadar önemliyse, gerekli olduðunda konuþmak da o kadar önemlidir.

• Ýstiþarede vereceðimiz veya soracaðýmýz bilgi konuyla ilgili olmak zorundadýr. Örneðin: “Onunla ortak olma, zira ahlâksýz bir kiþidir; zaten anne babasý da ahlâksýzdý” derseniz, doðru da söyleseniz, gýybet yaparsýnýz. Danýþan kiþi onu mu, anne babasýný mý sordu? Eðer anne babasýyla ortaklýk yapacaksa, o zaman çocuklarý hakkýnda hiç konuþmamanýz gerekirdi. Kimsenin suçu yakýnlarýný lekelemez ve insaný bir yakýnýnýn kötü yanýyla anmak zalimliktir; alçaklýktýr, haysiyetsizliktir, en iðrenç þeytanlýktýr. Lût peygamber (a.s.), asilerle iþbirliði yapan eþine nisbet edilemez. Hangi kötü akrabanýz yüzünden size çamur atýlmasýna vicdanýnýz razý olabilir? Ancak, çok dikkatle bir istisnayý dikkate almamýz gerekir: Þayet tanýmladýðýmýz kiþinin yakýn çevresinin bu olumsuz durumlarýnýn bu ortaklýðý etkileyeceði düþüncesindeysek, bunlarý vurgulamamýz da gereklidir. Fakat gerekmiyorsa, bunlarý isim isim açýklayarak deðil, isimlerden soyutlayarak aktarmalýyýz.

• Vereceðimiz bilgi, öfkemiz veya önyargýmýz nedeniyle gerçek sýnýrýný aþar da gerçek dýþý boyutlar da içerirse, o zaman iftiralý gýybet olacaktýr. Hele tahmine veya baþkalarýndan duyduðumuz sözlere dayanýyorsa, doðru da çýksalar, büyük suç olduðu kanaatindeyim. Zira, Müslüman sadece doðru olaný söylemekle deðil, eðer kullanacaksa duyduðunu tahkik etmekle de sorumludur. Varsayalým ki verdiðimiz bilgi doðru olsun; ama tahkik etmediðimiz bir bilgi ise, tahkik görevini ihmal ettiðimiz için bence sorumluluktan kurtulamayýz.

c) Tarif için: Bazý durumlarda, kimi insanlarý tarif etmek gerektiðinde, rahatsýz edebilecek özelliðini zikretmekten baþka çare bulamayabiliriz: ‘cüce, topal, kör, saðýr, dilsiz, kulaðý kesik, kambur...’ Açalým:

• Ýlk þart zorunluluktur: Adýný bilmiyoruz veya bizi dinleyen kiþi adýný bilmiyor; dolayýsýyla onu bilinen veya gözlemlenebilecek bir kiþisel özelliðiyle tanýmlamak zorundayýz. Dinleyen kiþi, adamý söyleyeceðimiz vasfýyla tanýmýyorsa, ‘filanca kör kiþi’ demek de gýybettir. Çok okunan kitaplara imza atan, Evrenin Kýsa Tarihi isimli kitabýn yazarý Stephen Hawking ismini hemen herkes biliyor. Kendisini—tüm saygýmla örnek veriyorum—‘þu tekerlekli sandalyeye mahkûm, vücudu þöyle böyle biçimli yazar’ þeklinde tanýmlama hakkýmýz yoktur.

• Ayrýca, ‘kör, saðýr, cüce’ gibi, içeriðinde küçümseme yatan kelimelerle tanýmlamakta gýybet ihtimali yüksektir. Bunlarýn yerine, ‘görme, iþitme özürlü, çok kýsa boylu vb.’ gibi, saygýyý hissettiren anlatýmlar tercih edilmelidir. Varsayýn, görme özürlü bir erkek olsaydýnýz; gýyabýnýzda ‘þu kör herif’ þeklinde mi, ‘þu görme özürlü beyefendi’ þeklinde mi tanýmlanmaktan hoþnut olurdunuz?

• Bazý durumlarda, kiþilerin zâtlarýndan çok vasýflarý belirgin olabilir ve onlarý vasýflarýný kullanarak tanýmlamak zorunda kalabilirsiniz. ‘Yüzünde tiki olan, kekeme, içine kapanýk, mahallenin maskotu...’ gibi vasýflar doðru olabilir. Ancak bu tür vasýflarýn içeriðinde olumsuz anlamlar yer alýr ve insanlar çoðunlukla bunlarý olumsuz algýlayarak rahatsýzlýk duyarlar.

d) Aþaðýlamak için: Nihayet son bir durum, bazý insanlarý aþaðýlamak, eleþtirmek, kötü ve çirkin yanlarýný söylemek özel þartlarda gýybet olmadýðý gibi, bazý þartlarda kimi insanlarýn aþaðýlanacak þekilde gýybetlerinin yapýlmasý gereklidir de. Sevgili Peygamber (a.s.m.) þöyle buyurur: “Üç grup vardýr ki, gýybetlerini yapman sana haram deðildir: günahý açýkça iþlemekten sýkýlmayan, zalim idareci ve dinde olmayaný dine sokan bid’atçý.” (25) “Haya örtüsünü atan kimsenin arkasýndan konuþmak gýybet deðildir.” (26) “Ne fâsýk, ne de günahý açýktan iþleyen kimse için söylenen gýybet sayýlmaz...” (27)

• Gýybeti caiz olan bu kiþiyi Bediüzzaman þöyle tanýmlar: “O gýybet edilen adam fasýk-ý mütecâhirdir. Yani fenalýktan sýkýlmýyor, belki iþlediði seyyiatla iftihar ediyor; zulmü ile telezzüz ediyor...” Fýsk, yani ahlâksýzlýk, çirkin iþleri, kusurlarý, dince yasaklanan þeyleri alenî yapýyor mu? Alenen ve pervasýzca iþlediði kumarý ve sarhoþluðu savunuyor; cinsel sapkýnlýklarýný umuma neþrediyor mu? Birinci kriter, kiþinin bu kusuru alenî iþlemesi ve diðeri de bunlarý yapmaktan utanmamasýdýr. Bir adým daha ileride üçüncü kriter, bunlarý anlatmaktan ve bilinmelerine þahit olmaktan zevk almasýdýr. Yani, zaten kendi kötülüklerini anlatmaktan gurur duyan adamý gýyabýnda bu aþaðýlýk eylemleri nedeniyle tahkir etmek suç deðildir. Kiþinin bu tür kötülükleri gizli yapmasý, bunlardan utandýðýný, bilinmesinden zevk almayacaðýný gösterir. Gizli iseler ifþa edilemezler. Gizlenen bir kiþisel kusuru açýða çýkarmak onu iþlemekten daha kötüdür.

• Ýkinci önemli nokta, kiþinin zalim olmasý hâlidir. Zulümde baþkasýnýn hakkýnýn gaspý, baþkalarýna iþkence etmek gibi faktörler vardýr ki, bunlarýn aleyhinde olmak ve bunlara engel olmaya çalýþmak, bunlarýn aleyhinde kamuoyu ve propaganda yapma gayretinde bulunmak, ayný zamanda bir görevdir. Sözü geçen zalim idareci, bir ülkenin yöneticisi olabileceði gibi, bir mahallenin muhtarý, bir þirketin patronu ve bir ailenin babasý da olabilir.

• Bu tür insanlarýn aþaðýlanmasý, insanlarýn onlardan uzak durmalarýna katký saðlayabilir. Ancak özellikle ahirzamanda bu tür gýybetlerin fonksiyonlarý deðiþebilir ki, korkunç bir tehlikedir. Bediüzzaman, “Bâtýlý tasvir safi zihinleri idlaldir” demiþtir. Örneðin, ‘ahlâksýz eþcinsel adam...’ sözü, kiþiyi aþaðýlýyor; ama zaafý olanlara tuzak kuruyor. Hayretle göreceksiniz: Gazeteler, sapýklýklarý sayfalarýna taþýrken, bunlarý iðrençlikler ve ahlâksýzlýklar olarak takdim ettiler. Bu sayede, hem toplum onlara itiraz etmedi; hem de bilinmeyen ve insanlarýn aklýndan hiç geçmeyen bu tür aþaðýlýklar bilinir oldu ve yaygýnlaþtý. “Aþaðýlayalým” derken böyle bir tahribata da hizmet etmemeliyiz.

e) Eleþtirmek için: Kural olarak, eleþtiri rahatsýz edici ise gýybet sýnýfýna dahildir. Dolayýsýyla, sýradan insanlarý gýyaplarýnda eleþtirme hakkýmýz da yoktur. Ancak kamusal hayat sözkonusu olduðunda, yukarýdaki dört duruma ek olarak bir kriteri daha dikkate alacaðýz:

• Kamusal kiþilikleri, aþaðýlama ve hakaret olmaksýzýn ve iftira atmaksýzýn, onlarý rahatsýz edecek olsa da, eleþtirme hakkýmýz vardýr. Yazarlar, sanatçýlar, bilim adamlarý, siyasetçiler ve topluma model olarak sunulan herkes burada istisnaî konumdalar. Bu kiþiler toplumla ortaklýk konumunda olan kiþilerdir; fikirleri ve tutumlarý tüm toplumu etkiler, þekillendirir, yönlendirir.

• Bu kiþilerin zâtlarýný ve gizledikleri özel hayatlarýný deðil, yaydýklarý eser ve tutumlarýný eleþtirebiliriz. Görüþlerine katýlmadýðýmýzý ve farklý düþündüðümüzü söyleyebiliriz. Biz Allah’tan vahiy almadýk ve dolayýsýyla, samimi inancýmýzý da söylesek, farklý düþünen ve inanan baþkalarýný aþaðýlama üslubuyla eleþtirmeye hakkýmýz olamaz.

• Toplumun inanç ve deðerler sistemini etkileyen kamusal kiþiliklerin gizledikleri özel hayatlarýný kurcalayamayýz. Yaydýklarý fikirleri bize çok aykýrý gelebilir. Sosyal çoðunluðun ve yüksek âlimlerin yüksek çoðunlukla katýldýklarý durumlar dýþýnda, yalnýzca bizim cemaatimize, din, mezhep veya partimize uymuyor diye kimseyi aþaðýlayamayýz: “Sapýttý, bâtýl yola girdi, kâfir oldu, dinini sattý, bizi saptýrýyor, sahtekârdýr...” gibi utanç verici hükümlerin altýndan kimse kalkamaz. Çoðu zaman eleþtiri ile hakareti birbirine karýþtýrýyoruz. Aþaðýlayýp geçmek eleþtirmek deðildir, zihinsel tembelliktir, pervasýzlýktýr.

Sonuç: Görüyoruz ki gýybet konusunda hepimiz kendimizi eðitmeliyiz. Gýybetten korunmayý bize ancak biz öðretebiliriz. Bu bir yetenektir, bir kiþiliktir, bir alýþkanlýktýr. Okumakla öðrenmiþ olmayýz, uygulayarak alýþkanlýk ve tutum hâline getirebildiðimiz ölçüde baþarýlý oluruz. Sadece empati yapalým; kendimizi gýyabýnda konuþtuðumuz insanlarýn yerlerine koyalým. Ya onlarýn geçmiþini aynen yaþamýþ olsaydýk, acaba onlardan farklý mý davranacaktýk? Ýnsanlarýn hata yapabileceklerini ve her hatanýn eleþtiriyi hak etmeyebileceðini göreceðiz. Baþkalarýný ayaklarýmýz altýna aldýðýmýz sürece, baþýmýzý ayaklarýn altýndan kurtaramayacaðýmýzý unutmayacaðýz.


KAYNAKLAR
1- Ebu Davud, Edeb 40, (4874)
2- Camiussaðir, Hadis No:7972
3- Ebu Davud, Edeb 40, (4874)
4- Kur’ân: 49/12
8- Buhari, Edeb, 50
9- Kur’ân: 49/6
11- Kur’ân: 49/6
12- Camiussaðir, Hadis No:8489
13- Kur’ân: 49/12
14- Kur’ân: 104/1
22-Camiu’s-Saðîr, hadis no: 8489
25-Câmiu’s-saðîr, Hadis No: 3516.
26-Câmiu’s-saðîr, Hadis No: 8525.
27-Müslim, Zühd 52.
Gönderen: 17.02.2009 - 23:26
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mira su an offline mira  
33 Mesaj -
Ýnsanlarýn hata yapabileceklerini ve her hatanýn eleþtiriyi hak etmeyebileceðini göreceðiz. Baþkalarýný ayaklarýmýz altýna aldýðýmýz sürece, baþýmýzý ayaklarýn altýndan kurtaramayacaðýmýzý unutmayacaðýz.

ne kadar güzel ve doðru þeyler yazmýþsýnýz,inþaallah bu yazýyý herkes okur, Allah sizden razý olsun inþ.kardeþim

Elinize Saglik Te$ekkürler
Gönderen: 18.02.2009 - 13:10
Bu Mesaji Bildir   mira üyenin diger mesajlarini ara mira üyenin Profiline bak mira üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 678 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
lauren444 (37), buraksenel (45), hurkan (51), proferol (), UHIBBUKI (37), espri_espri (45), can_gül (41), cevik (51), zübeyir (44), kulferhat (43), rikkat (55), dully (34), abdullah056 (36), orhan yý.. (55), erbüþ (38), Asilturk (60), Abdullah56 (36), lamia (54), sivaslifaruk (44), yakup karatekin (57), hasanözç.. (45), xUbeydullahx (42), ~BiR gAriP YoLc.. (36), metin30 (48), duruweb (39), üveyis (63), kenan03 (45), ikramozden (46), Hayirsizin (42), NEFRET_17 (39), sonysalih (55)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.64332 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.