lopinavir ritonavir generique plaquenil stromectol generique plaquenil ivermektine oxytrol pamelor pantozol parafon parexat pariet parlodel paronex paxil cr paxil penegra pentoxi pepcid pepcidine periactin persantine pharmaquine phenhydan phoslo pirocam pirosol pk merz plavix plendil pletal podomexef ponstel pradif prandin precose premarin prevacid priligy prilosec primacton primolut n primolut nor principen prinil probalan prodafem
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » İSLAMIN ILIMLISİ OLURMİ BU İŞİ KİMLER ÇIKARDİ.

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Bergamali su an offline Bergamali  
İSLAMIN ILIMLISİ OLURMİ BU İŞİ KİMLER ÇIKARDİ.
18 Mesaj -
BEN BÝR ÞEY DEMEYÝM. YAZIYI OKUYAN KARDEÞLERIM GÖRUÞLERINÝ YAZABÝLÝIRLAR.

Alıntı
ABD Stratejisinde Ilýmlý Ýslam ve Dinlerarasý Diyalog - Doç.Dr.Yaþar Hacýsalihoðlu
1 2 3 4 5 (1 oy) Friday, 14 April 2006
ABD’nin 11 Eylül olayýndan sonra giriþtiði yayýlma çabasý ,askeri ve sivil olmak üzere iki cephede yürütülmeye çalýþýlýyor. Avrasya coðrafyasýna yönelik yürütülen askeri ve sivil yöntemler, ekonomik ve siyasal iradeyi denetleyerek , Avrasya’da kalýcý egemenliði hedefliyor.Bu egemenlik hedefine dayalý üretilen Büyük Ortadoðu Projesi(BOP) hem askeri hem de sivil yöntemlerle yapýlandýrýlýyor.
Askeri yöntemler doðrudan iþgalleri yaþatýrken,sivil yöntemlerde belirgin iki örnek dikkati çekiyor. Bunlardan birincisi; adýna “kadife devrimler” denilen ,deðiþim-statüko çeliþkisi yaratýlarak,ABD( ve Batýgöz kırpma güdümlü yönetimleri iþ baþýna getirme çabasý iken diðeri ise; dinsel motifleri kullanarak Ýslam coðrafyasýnda yine ABD( ve Batýgöz kırpma güdümlü siyasal atmosferi yaratma hedefidir.Bu durumu simgeleyen kavram “ýlýmlý Ýslam” dýr.Bu kavram, ABD ‘nin siyasal laboratuarlarýnda üretilmiþ,yapay ve dinsel olmayan siyasal bir kavramdýr.Türkiye üzerinden geliþtirilen ve cemaatleþtirilmeye çalýþýlan bu kavramýn içeriðini ABD’nin stratejik hedefleri belirlemektedir.”Ilýmlý Ýslam” kavramý,Ýslam coðrafyasýnda Beyaz Saray’a baðlanmýþ Müslüman cemaati oluþturma projesinin ürünüdür.Avrasya coðrafyasýna yayýlmýþ olan sözde “Türk okullarý” da bu projenin uzantýsýdýr.

Öte yandan Bush’un Haçlý Seferi olarak tarif ettiði Irak yöneliþi , terör kavramýný Ýslam’la birlikte anma çabasýyla yapýlandýrýlmýþtýr.Huntington’un “medeniyetler çatýþmasý” tezini parlatarak,Batý medeniyetini Ýslam’la kavgalý kýlmanýn hesaplarý yapýlmýþtýr.Bu çerçevede Ýslam coðrafyasýnda sadece iki modelin varolabileceði algýlatýlmaya çalýþýlmýþtýr.

Birincisi ; radikal içerik taþýyan ve terörle anýlan Ýslam anlayýþý iken diðeri ise doðrudan ABD güdümünde davranan “ýlýmlý Ýslam” anlayýþýdýr.Aslýnda her ikisini de tasarlayan ve oluþturan ABD stratejileridir.Birincisi ABD tarafýndan Soðuk Savaþ döneminde geliþtirilen “yeþil kuþak projesinden ” geriye kalan iliþkilere dayalý olarak yapýlandýrýlmýþtýr.El-Kaide bunun simgesidir.Birinci anlayýþ, ABD’nin(ve Batý’nýn)askeri yöntemlere baþvurabilmesi adýna uygun iþ iklimi yaratmaktadýr.Çünkü bir yere istikrar götürebilme misyonunun yüklenilebilmesi için oranýn önce istikrasýz olmasý gerekir. Bu açýdan Ýslam’ý Terörle anma çabasýnýn ABD stratejileri açýsýndan özel bir yeri vardýr.Son zamanlarda yaratýlan karikatür krizleri de bunun bir parçasýdýr.

Ýkinci model olarak sunulan “ýlýmlý Ýslam” ise doðrudan siyasal iradeye ABD çýkarlarý açýsýndan hükmedebilmenin çabasýdýr.Hristiyan emperyalizminin Ýslam coðrafyasýnda temsilidir.”Ilýmlý Ýslam” ,ABD çýkarlarýný baþ tacý eden Ýslam’ýn özüyle deðil ABD’nin sömürü düzeniyle iç içe olan anlayýþtýr.”Ilýmlý Ýslam” ; baðýmsýzlýk ruhunu köreltmeyi,bölgesinde dayanýþma ve milli devlet modeline dayalý üniter yapýlarý zayýflatmayý ve giderek atomize etmeyi hedefleyen siyasal bir modeldir. Bu modelin uygulama araçlarýnýn baþýnda “dinlerarasý diyalog” gelmektedir.Türkiye’yi hedef seçen diyalog çabasý,BOP’un sivil yöntemlerinin uygulama araçlarý arasýndadýr.

Hristiyan emperyalizminin Ýslam coðrafyasýnda ABD’nin ekonomik ve siyasal egemenliðinin temsil eden “ýlýmlý Ýslam” özellikle Türkiye’de son dönemde “dinlerarasý diyalog” eliyle mesafe almaya çalýþmaktadýr.Misyonerlik faaliyetleri çerçevesinde de görülmesi gereken bu diyalog çabasý ,Batý emperyalizminin geçmiþ deneyimlerinden de izler taþýmaktadýr. Örneðin 15.yüzyýlda Batý emperyalizminin Afrika’da neyi ,nasýl yürüttüðünü en iyi anlatan þu Afrikalý sözü günümüze de ýþýk tutmaktadýr.

Misyonerler topraklarýmýza geldiklerinde
Bize dua etmesini öðrettiler
Gözlerimizi kapattýk ve dua etmesini öðrendik
Gözlerimizi açtýðýmýzda Hristiyanlýk dini bizim olmuþtu
Topraklar onlarýn…




Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Bergamali tarafından, 04.03.2008 - 12:52 tarihinde.
Gönderen: 04.03.2008 - 12:42
Bu Mesaji Bildir   Bergamali üyenin diger mesajlarini ara Bergamali üyenin Profiline bak Bergamali üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Bergamali su an offline Bergamali  
MUSLİMAN HAÇLİDANMI ÖĞRENIR DİNINİ İMANINİ
18 Mesaj -
BUNLARI OKUDIKÇA VE AKLIMA GELDIKÇA KAFAYÝ OYNATACAK GÝBÝ OLÝYÝM. BU ÜLKENÝN ÝNSANLARÝ TÜM MÜSLÝMANLAR NEDEN HALA HORUL HORUL UYUYÝLER.HEM HAÇLÝLAR HEM YAHUDÝLARÝN OYUNLARINI HALA ANLAMAMAKTA ISRAR EDÝYILER.BU KADAR KAN ÞÝDDET EZÝLMÝÞLIK BU MÝLLETLERÝ NEDEN HALA UYANDIRMAYÝDA OLMADIK ÞEYLERIN PEÞÝNDA TIRIÞKADAN CÝHAT NARALARÝ ATILÝYÝ. DAHA ÇOK KOTEK YÝYELIM DÝYEMÝ.EE BU KAFAYLADA DAHA ÇOK YERIZ BE TE TE O KAA.

Alıntı
ILIMLI ÝSLAM: SÜREÇ VE NÝYETLER
07/09/2007 - 12:39



Þamil YAVUZ



BOP’un eþ baþkaný tarafýndan idare edilen bir ülke olduðumuz gerçeði asla unutulmamalýdýr. Önceki dýþiþleri bakaný A. Gül’ün danýþmaný A. Davudoðlu’nun da “BOP geç kalmýþ bir projedir.” sözleri hatýrlardan kesinlikle çýkarýlmamalýdýr. Ýsrail ve ABD’nin kayýtsýz þartsýz bölgesel ve küresel müttefikliði de diðer gerçekliklerle beraber deðerlendirilmelidir. Yukarýda da deðindiðimiz gibi BOP’un temel amacýnýn Ýslam düþüncesinin safiyetini bozup yataðýný deðiþtirmek olduðu da daima hatýrlanmalýdýr.

Ilýmlý Ýslam Süreci

Ýslam’ý ve sevenlerini toptan ortadan kaldýrmak mümkün olamayacaðýna göre onlarý müstekbir düþünce ve sistemler için zararsýz, hatta ortak haline getirmek daha mantýklý bir çözüm olarak düþünüldüðünden “Ilýmlý Ýslam” diye bir model üretildi. Bu model üzerinde yýllardýr çalýþýlýyor. BOP, yani Büyük Ortadoðu Projesi bu niyetin adý konulmuþ halidir.
Ortadoðu ve Ýslam dünyasýndaki halklarýn büyük bir kýsmýnýn Ýslam’a olan baðlýlýðý psikolojik olmanýn ötesine geçmez. Bu duygusal baðlýlýðýn sosyal ve bireysel hayatlarda karþýlýðýný görmek mümkün olmaz. Ancak bu yýðýnlarýn arasýnda tevhidi anlayan, hayatýn merkezine vahyi koyup Allah’a hayatýn bütün alanlarýnda kulluk yapmaya çalýþan sahih damarlar hep var olageldi. Bu damarlarýn varlýðý yerel ya da küresel müstekbirler tarafýndan her zaman bir tehdit olarak algýlandý. Çünkü Tevhid yeryüzünde azmayý, zulmü asla kabul etmez, baðlýlarýndan da bunlara karþý mücadele etmelerini ister. Müstekbirler de bunu açýkça görür ve anlarlar.
BOP’un temel mantýðý Ýslam dünyasýnda yeþeren ve batý ve diðer güçler tarafýndan tehdit olarak görülen tevhidi düþüncelerin yataðýnda boðulmasý ya da hakiki çizgisinden saptýrýlarak belirsizliklere mahkum edilmesidir. Bu niyet adý konulmuþ bir proje olsun ya da olmasýn her zaman bu mantýkla çalýþmýþtýr. Esasen Kur’an’da da bu tutumun izlerini belirgin bir þekilde Yahudileþme anlayýþý çerçevesinde görmek mümkündür. BOP ise modern zamanlar þirk sistemlerinin Ýslam düþüncesine ve Müslümanlara sistematik bir saldýrýsýdýr.
Ilýmlý Ýslam tartýþmalarý evvelden beri yapýlýyor. Adýný koyarak ya da koymayarak birçok çevre bu tartýþmalarýn içinde yer alýyor. Turgut Özal’ýn misyonunu bu çerçevede deðerlendirmek sanýrýz yanlýþ olmaz. Bu çizgiyi Adnan Menderes’e kadar uzatmak elbette mümkündür. Ancak Ilýmlý Ýslam son dönemlerde büyük bir yükseliþ içerisindedir. Turgut Özal’dan Adnan Menderes’e kadar uzanan çizgide bu projenin baþarý þansý pek yüksek deðildi. Bahse mevzu isimlerin nitelikleri bu projeyi biraz ithal zorla benimsetilmeye çalýþýlan bir pozisyona sokuyordu. Ancak þimdilerde “içeriden” ve fark edilmeden kabul edilen bir özellik kazanan bir proje haline geldi.
Turgut Özal da Ilýmlý Ýslam için önemli adýmlar attý. Muhafazakar tabanýn ve küresel küfür güçlerinin desteðinde muhafazakar/ýlýmlý Ýslam anlayýþý ile laik ve modern hayatý birleþtiren bir misyon üstlendi. Bu hedefinde de önemli baþarýlar elde ettiði söylenmelidir. O dönemde yaþananlar bunun açýk göstergesidir. Müslüman zengin sýnýflarýn oluþmaya baþladýðý, daha önceki dönemlerde baðýmsýz Ýslami kimliðin oluþumuna katkýda bulunmaya çalýþan isimlerin bir þekilde yeni dönemde kimi araçlarý kullanarak sistem içinde pay kapma gayretine girdiði görülmeye baþlandý. Bireysel ve sosyal alanlardaki Ýslam algý ve yaþayýþý da bu tercihler sonucu seküler/din dýþý bir hal kazanmaya baþladý. Siyasal taleplerinden vazgeçen, Ýslam’ý bireysel yaþantýnýn inanç tatminine indirgeyen anlayýþ bu tercihler sonucu söz konusu çevrelerde egemen olmaya baþladý.
Turgut Özal çizgisinin tam manasýyla bu proje baðlamýnda baþarýlý olmasýný dünyada ve Türkiye’de yükseliþte olan Ýslami geliþmeler engelledi dersek yanlýþ olmaz sanýrýz. Türkiye’de Refah Partisi’nin yükseliþi ve sonunda iktidar ortaðý olmasý, D-8 hareketiyle ABD ve AB’ye alternatif yeni bloklaþma küresel kapitalist ve þeytani güçleri korkuya sevk etti. Bu hareket ve Ýslam dünyasýndaki diðer siyasi ve düþünsel çabalar batýnýn “Siyasal Ýslam” korkusunu derinleþtirince küresel ve yerel 28 Þubatlar devreye girdi.
Ilýmlý Ýslam projelerine ara vermek zorunda kalan küresel güçler 28 þubatlarda darbeci güçlerin yanýnda açýkça yer aldýlar. Sadece Türkiye’de deðil, D-8’i oluþturan diðer ülkelerin birçoðunda da ayný süreçler yaþandý. Bu darbe döneminde ýlýmlý yol yerine kestirme bir süreci destekleyen uluslararasý konjöktür bunun ilelebed gidemeyeceðini göremeyecek kadar kör deðildi elbette ve yeni aktörlerle ýlýmlýlýk sürecini yeniden sahneye koymaya karar verdi.
28 Þubat her ne kadar “kestirme” bir süreç olsa da “ýlýmlýlýk” aleyhine deðil de ilginç bir þekilde lehine bir sonuç doðurdu. Bu da Türkiye’deki muhalif ya da Müslüman çevrelerin hâl-i pür melâlini gözler önüne sermek bakýmýndan önemli bir gösterge olmuþtur.
Bireysel hayatlarda artýk çok fazla örnek üzerinden gözlemleme fýrsatý bulduðumuz ýlýmlýlaþma sürecinin siyasal baðlamda da bir çerçeveye oturduðu rahatlýkla söylenebilir. Bugün 28 Þubatlarýn kudretli güçlerinin eski tesirlerinde olmadýklarý izahtan vârestedir. Bunun en büyük nedeni uluslararasý desteðin/tercihin tekrardan, Turgut Özal döneminde olduðu gibi Ilýmlý Ýslam projesinin içinde yer almayý kabul eden sivil siyasi süreçlerde olmasýdýr. Yoksa bu muhafazakâr çevrelerin 28 Þubatlarýn tercih ve baskýlarýna daha evvel de direnemediði görülmüþtür.
BOP’un eþ baþkaný tarafýndan idare edilen bir ülke olduðumuz gerçeði asla unutulmamalýdýr. Önceki dýþiþleri bakaný A. Gül’ün danýþmaný A. Davudoðlu’nun da “BOP geç kalmýþ bir projedir.” sözleri hatýrlardan kesinlikle çýkarýlmamalýdýr. Ýsrail ve ABD’nin kayýtsýz þartsýz bölgesel ve küresel müttefikliði de diðer gerçekliklerle beraber deðerlendirilmelidir. Yukarýda da deðindiðimiz gibi BOP’un temel amacýnýn Ýslam düþüncesinin safiyetini bozup yataðýný deðiþtirmek olduðu da daima hatýrlanmalýdýr. Bütün bu parçalar bir araya getirilip bütüncül bir fotoðrafa ulaþýldýðýnda her þey kendini daha “net” bir biçimde göstermektedir.

Kim Kimi Kullanýyor?

Yeni siyasi süreci destekleyen Ýslami çevrelerin önemli bir kýsmýnýn bu hakikatleri göremediðini söylemek fazlasýyla safdillik olacaktýr. Bu durumda karþýlýklý bir “kullanma” uyanýklýðý egemen bir psikoloji olarak öne çýkýyor olmalýdýr. AB üzerinden de yapýldýðý gibi kendi dinamiklerine güvenemeyen ya da böyle bir dinamiðin farkýna varabilecek kabiliyetten mahrum muhafazakâr çevrelerin siyasi mücadele tarzý olarak bu uyanýklýðý benimsedikleri görünüyor. Tamamen küresel güçlerin onay ve desteðinde nereye kadar yol alýnabileceði artýk meselenin muhataplarýnýn vicdan ve imanlarýnýn deðerlendirmelerine kalmýþtýr.
Resepsiyonlarda, Müslüman hanýmlar mahremi olmayan erkeklerle el sýkýþsýnlar, onlarýn içkili muhabbetlerine tanýklýk etsinler diye üretilen Ilýmlý Ýslam, bireysel hayatlarda “inanç tatmini”ne indirgenen, sosyal hayat ve iþleyiþten ise neredeyse tamamen uzaklaþtýrýlan dinin adýdýr. Hrýstiyanvâri bir kimliði Müslümanlara kabul ettirmenin projesidir ýlýmlý Ýslam; kapitalizme teslim bayraðýný çekmenin, küresel zulümlerle hesaplaþmaktan uzaklaþmanýn adý…
“Birbirini kullanma” uyanýklýðý tevhidin kabul edebileceði bir tercih deðildir. Kur’an’ý okumaya muvaffak olabilenler bu gerçeði çok kolay bir þekilde görebileceklerdir. Tarih boyunca örnekliklerini sergileyen Resullerin uygulamalarýnda böyle bir tutumun zerresini bile görmek mümkün deðildir.

Toplumun niteliði

Ýçinde yaþadýðýmýz toplumun ya da onlardan biraz daha tevhidi bilince uyanmýþ ama zamanla bu olumsuz süreçlere bir þekilde dahil olmuþ kiþilerin Ýslam anlayýþlarýnýn “ne” olduðu da bu imtihan dönemlerinde ortaya çýkmýþtýr. Basit korkularýn duygusallýðýna teslim olup kendi akidesini mihenk almayan tavýrlarýn zaten uzun süre yol almasý beklenemezdi.
Demokratik süreçlerin bir tepki hakký verdiði sanýsýyla hareket eden muhafazakar toplumsal yapýdan tevhidi tercihler beklemek elbette uygun olmaz. Muvahhid kimliklerin yapmasý gereken onlara eklemlenmek deðil onlarý hakla uyarmak olmalýdýr.
Bu çerçevede deðinilmeden geçilmemesi gereken bir nokta daha vardýr. Daha önceki dönemlerde Refah Partisini kesinlikle desteklemeyen, onunla bir arada anýlmaktan son derece rahatsýz olan geleneksel büyük cemaatlerin son dönemdeki hoþgörü ve diyalog çalýþmalarýyla beraber yeni dönemin siyasi çizgisine yoðun ve kesin baðlýlýðý da bu çerçevede deðerlendirildiðinde oldukça düþündürücüdür. Tasavvufun temelini oluþturan geleneksel Ýslam anlayýþýnýn da bu süreçlerle beraberlik kurmadaki kabiliyeti ayrýca deðerlendirmeyi hak etmektedir.

Sonuç

Ilýmlý Ýslam uzun soluklu bir süreçtir ve insanlarý aldatýrken hakikat suretine de çok rahat bürünebilmektedir. Kur’an’ýn ipine sarýlmak tek çýkar yoldur. Tevhid’in ‘elifba’sýndan somutlaþmýþ hallerine kadar her boyutundan tutunmak Müslüman olarak temel sorumluluðumuzdur. Yerel ve küresel destekli saptýrmalara karþý Ýslam düþüncesini anlamak ve sürekli olarak üretip yaygýnlaþtýrmak tek çýkýþ yolumuzdur.



1105




Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Bergamali tarafından, 04.03.2008 - 12:51 tarihinde.
Gönderen: 04.03.2008 - 12:51
Bu Mesaji Bildir   Bergamali üyenin diger mesajlarini ara Bergamali üyenin Profiline bak Bergamali üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 840 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Atak74 (50), bkaan50 (28), hballi44 (43), emrah3946 (41), safari (55), 1 yolcu (48), hballi (43), adamisali (34), YaSinYuSuf (57), sayha (54), nigdeliemre (35), ocaku08 (49), furkan_safa (28), ilbeyizmir (46), manarin (49), mekizgin (56), cihangir (52), KADRI (53), gluck (47), hha19 (42), firat7 (40), ZEYNEPRABIA (46), vivaa (37), konhair (47), ERTASCH (50), byy (42), sibbelll (38), yolcu-01 (43), KANADALI (46), engina (41), ubeydullahoztur.. (44), MeMo-X (37), fatih1980 (44), darknessman (41), My_hos (36), hkanca (56), cetintas (35), Berra&Sare (48)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.62735 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.