generique colchicine kaletra generique kaletra ivermektine ivermectine voltaren votum plus votum vytorin wellbutrin sr xatral xeloda xenical xylocaine yasmin yasminelle yaz zanaflex zantac zantic zebeta zeffix zenegra zentel zestoretic zestril zetia ziac ziagen zilutrol zinacef zinat zithromax dispersible zithromax zocor zofran zoloft zorotop zovirax zurcal zyloprim zyprexa zyrtec zyvox zyvoxid
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KADIN & AiLE » “Bu nasıl baş bağlamak her gün bir yana düşer”

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
“Bu nasıl baş bağlamak her gün bir yana düşer”
1686 Mesaj -
Deðerli Bizim Aile okuyucularý;

Baþlýðýmýz bir çoðumuzun malûmu üzere bir Urfa türküsünden alýntý. Meçhul bir âþýðýn söz geçiremediði gönlünden þikâyetini terennüm eden bu türküde, âþýk, sözüm ona gönlünü muhatap alýr, gerçekte ise inceden inceden kendisini terbiye etmeye çalýþýr. “Sen,” der, “öyle her gördüðün güzele gönül düþüremezsin, ilgi duyamazsýn. Çünkü sen evlisin, baþýn baðlý. Kes gayrýdan alâkaný!”

Mecaz bir yana, hakiki anlamýyla biz baþý baðlýlarýn, yani baþörtülülerin son zamanlarda bu âþýktan geri kalýr yaný kalmadý hani…
“Neden örtünüyorum?” sorusunun cevabýný kendi vicdanýmýz yerine anketörlere, sözde araþtýrmacýlara, kalemi baþtan kýrmýþlara vermek, sanýk sandalyesindeki maznunun çýrpýnýþlarý kabilinden duymayan, görmeyen, anlamayanlara anlatmaya çalýþmak gayretleri içinde yuvarlanýrken, farkýnda olmadan özden uzaklaþtýk, þekillere takýldýk kaldýk. Bu bocalama kimimizin baþýndan örtüyü düþürdü, kimimiz ise baþörtülü haline raðmen “tesettür þuuru”nu ayaða düþürdü. Eðer sorularýmýzý biz kendimize, nefsimizi hesaba çekme gayretiyle sorarsak cevaplarýmýz muhakkak ki, her mü’minin iþaretlediði doðru seçenek olacaktýr.

1. Neden örtünüyorum?
2. Örtünmemde Allah rýzasýna uygunluðu ve takvayý gözetiyor muyum?
3. Ben bu örtüyle, “Ýþte tam mütesettire bir haným” sýfatýný temsil edebiliyor muyum?
4. Baþörtüm, Mâlik’ime baðlýlýðýmýn þiarý mýdýr? ( O teslimiyeti lisan-ý halimle ifade edebiliyor muyum?)

Ýþte bu sorulara verdiðimiz cevabý yeniden deðerlendirdiðimizde dýþarýdan gelen tazyiklerin, kaleyi içten yýkma gayretlerinin, bazen sebatý tökezleten bin bir türlü yýldýrmacanýn üstesinden gelmenin ne kadar kolaylaþtýðýný görmek ve anlamakta gecikmeyeceðiz.

Evet, senelerdir yapýlagelen baskýlardan ötürü, her bir baþörtülünün hikâyesi bir kitap biçimindedir, hâlâ en aðýr þekilde de devam etmektedir, ama bu noktada çýkar yolumuz baþörtülerimizin ucuna sýmsýký yapýþmak ve tesettür ruhunu dipdiri tutmaktýr.
Sorularýmýzýn cevabýný “Evet” diye vermiþsek, “Evet, ben Allah böyle emrettiði ve sadece Onun rýzasýný tahsil için örtündüm; yardýmý, ihsaný, mükâfatý da, ancak ve yalnýz Ondan bekliyorum” deyip sapasaðlam durduktan sonra, bütün bu þerler hayýrlara tebdil olup, anlamsýz yasaðýn da sonu gelecektir; aksi halde “Devir, imaj devri” aldatmacalarýna kapýlýp tavizkâr tutumlar sergilemekle, “Gönlümün gözü çýksýn sevmeyeydim ezelden” deyip, kendine kaçamak yollar arayan aþýðýn acýnasý haline düþeriz.

En küçük dairede, bu muhasebeyi yaptýktan sonra, diðer sorularý sorma hakký bizimdir artýk ve sorarýz:
1. Örtünme ihtiyacý fýtrî deðil midir?
2. Ýslâmiyet öncesi ve dýþý toplumlarda baþörtüsü var mýdýr?
3. Baþörtüsü bir statü ve simge olarak algýlanmamýþ mýdýr?
4. Kadýnýn deðersizliði ve örtünmesi arasýnda bir bað kurulabilir mi?
5. Karþýtlarýnca temcit pilâvý gibi ýsýtýlýp ýsýtýlýp öne sürülen “baþörtüsü sorunu” günümüze münhasýr bir hastalýk mýdýr? Yoksa eskiden beri süregelen müzmin bir illet midir?
Sorularý çoðaltmak mümkün, ama bu çerçevede yapacaðýmýz kýsa bir tarih yolculuðu bizi cevaplara ulaþtýracak ve taþlarýn oturmasýný saðlayacaktýr.

Baþörtüsü, Ýslâmî emir gelmeden önce de, dünya üzerinde mevcut medeniyetlerde vardýr. Ýlâhî emirlere muhatap olan kavimlerde, hikmete uygunluða riayet edilmiþ, din tahrif edildikçe, ifrat ve tefrit kaçýnýlmaz olmuþ, þekil ve mahiyet itibarýyla manasýndan uzaklaþmýþtýr. Meselâ Persler ve Yahudilerde büyük bir baský ve þiddetle uygulanmýþ, kadýnýn tepeden týrnaða örtünmesi ile yetinilmeyerek onu baþkalarýndan gizleme þeklinde ele alýnmýþtýr.
Asurlarda evli ve dul kadýnlar ev haricinde baþýný örtmek zorundadýr. Bir erkek bir cariyeyi hanýmý yapmak isterse, kadýnýn baþýnýn tanýklar önünde örtüldüðü resmî bir tören gereklidir. Hitit, Frig, Ýon kabartmalarýnda, Urfa’da 3. yüzyýla ait Süryanî minyatürlerinde kadýnlar baþörtülü resmedilmiþtir. Eski Yunan’da, Zeus’un karýsý Hera ve bereket tanrýçasý Demeter’in özel simgesi bir çeþit baþörtüsüdür. Paulus’un Hristiyanlýk öðretisine göre kadýn baþýný örter, ama erkek örtmez. Zira erkek, Tanrýnýn yansýmýþ ýþýðýdýr, kadýn ise erkeðin…
New England’da (Amerika kuruluþ yýllarýgöz kırpma kocasýnýn varlýðý bin dolardan aþaðý olan kadýnlar ipek eþarp kullanmazlardý.

Bu örneklerde örtü ya sosyal statü belirleyici ya da kadýnýn erkeðe köleliðinin simgesi olarak algýlanmýþ olduðu göze çarpar. Özellikle Batýda, kadýnýn bir istismar meselesi yapýlmasý yanlýþ Hýristiyan öðretisinden kaynaklanmaktadýr. Zira kadýn ilk günaha ve Cennetten kovulmaya sebep olan varlýktýr ve aþaðýlanmaktadýr. Giyinmesi de, o günahýn örtbas edilmesi içindir. 19. yüzyýlda kadýn özgürlüðü savunucularýnýn ilk iþ olarak Avrupa’da bir tür baþörtüsü olan “havbe”lerden kurtulmasý ve feminizm hareketleri bu istismara gösterilen bir tepkidir.

Ne hazindir ki, Osmanlý devletinin klasik dönemlerinde Ýslâm þeairi olarak kabul edilen, padiþah fermanlarý ve ulema fetvalarýyla desteklenen tesettür olgusu, Tanzimat ve Meþrutiyet döneminde Batýcý aydýnlar tarafýndan geri kalmýþlýðýmýzýn sebebi olarak görülecek ve kadýnlarýn özgürlüðü meselesinin çarþaf ve peçe atýlarak gerçekleþeceðine inanýlacak ve ýsrarla savunulacaktýr. Batýdan alýnan referanslar, aynen diðer alandaki ýslahatlarda olduðu gibi özenti ve taklide dayandýðý için, Batýnýn neden kadýn giyimi ve özgürlük arasýnda kurduðu baðda bu kadar ýsrarcý davrandýðý sorgulanmamýþtýr.

“Kur’ân’ý kapa, kadýnlarý aç!” sloganý Batýnýn yayýlmacý siyasetinin bir gereði olarak Ýslâm toplumlarý üzerinde uygulanmýþtýr. Zira çarþaf ve peçe gibi standart bir giyim, sanayileþmiþ Batý toplumlarýnýn moda görüntüsüyle kendilerine yeni bir pazar açmalarýna baþtan engeldir.
Fakat yine ne kadar manidardýr ki, çarþaftan baþörtüsü ve mantoya geçiþi asrîlik sayan zihniyet, bir müddet sonra bunlarý da çaðdýþý ilân edecektir.

O zamanýn Tanzimat ve Ýkdam gazeteleri ve hanýmlara mahsus gazetede (Rasime Haným); tesettürün kaldýrýlmasý, kadýnlarýn çalýþmasý, taaddüt-ü zevcatýn son bulmasý ve medenî geliþmelerin önüne set çeken bu Ýslâmî taassuptan kurtulunmasý fikirleri propaganda edilmiþtir.

Bütün bu yaygaraya karþý, Ýslâmcý aydýnlar da tesettürün gerekliliðini ve Ýslâmiyetin geliþmeye engel olmadýðý fikirlerini savunacaklardýr, hele Meþrutiyet aydýnlarýndan Mehmet Tahir Efendi’nin bu savunmasý ne güzeldir:
“Bizi geri býrakan, Ýslâmiyet deðil, erkeklerimizin tembelliðidir. Erkeklerimiz ataleti (tembelliði) seyr ve hareket tercih etseler, kadýnlarýmýz þimdiki hallerinden kat kat daha fazla çarþafa da bürünseler, yine ilerleme gerçekleþir” derken, hanýmlara çatmaktan da kendini alamýyor. “Ah bu hanýmlarýmýz, kendilerinde var olan eski ciddiyetin yerini bugün yalnýzca dantelâ, kurdelâ, dar entariler ve moda aþkýnýn aldýðýný” ifade ediyor ve ekliyor: “Asýl yenilgimiz Balkan savaþlarýnda aldýðýmýz yenilgi deðil, içinde bulunduðumuz ‘cehalet ve ihtilâftýr.’”

Ýþte biz de Mehmet Tahir Bey gibi deriz:
Biz baþörtülü olmayý bir sorun, haklarýmýzýn elimizden alýnmasýný ise acýnacak bir durum görüp ezik-sinik durmamalý, aksine Ýlâhî emre uymanýn verdiði o imanî kuvvet ve lezzetle taþýmaya devam etmeliyiz. Ne okuyamamak, ne görev yapamamak, ne þu ne bu, hepsinden gelen kayýp sadece dünya hayatý içindir.

Asýl kaybýmýz, tesettürün dinin önemli þiarý olduðunu unutmak ve ona yakýþýr hal ve hareketlerden uzaklaþmak ve bizden sonraki nesillere numune-i imtisal olamamaktadýr.

Dipnot: Tarihî süreç içinde baþörtüsü ile ilgili bilgiler Cihan Aktaþ’ýn Tanzimat’tan Günümüze Kýlýk Kýyafet ve Ýktidar kitabýndan alýnmýþtýr.

bizimailedergisi
Gönderen: 16.02.2008 - 19:50
Bu Mesaji Bildir   KaLBeNuR üyenin diger mesajlarini ara KaLBeNuR üyenin Profiline bak KaLBeNuR üyeye özel mesaj gönder KaLBeNuR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 595 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
***Murat*** (48), behlul (50), hatice57 (44), GaZZe (60), erveysel (61), Abdulkadir22 (31), samyeli13 (47), candeniz (24), balacan (54), abdulkadir (31), babam veben (55), askbumu (43), sahra_yagmur (37), halit42 (39), Babacan52 (56), gurbetcigenc (33), Fikret1972 (52), NuR_EFSAN (39), jopp777 (47), pempe1987 (37), Nur baçesi (28), seyhzadem (36), Mustafa Alptug (41), gunes_akca (35), KanKaZ (36), hsusal (72), olimp_ (45), ufkumuzvar (42), gakkosfatih (42), HIKKI (51), Selale1 (49), Yasin Tural (36), nebitdag (45)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57083 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.