generique rhinocorthydroxychloroquine budesonide lopinavir ritonavir lopinavir ritonavir aldactone aldara aldipin alendron alesse aleve alges x algifor allegra allergodil allo 300 tablinen allo basan allopur altace alutan alzar amanol amaryl amilo basan amilorid comp amiloride hct amiodar amlo eco amlopin amlovasc amoxi basan amoxi cophar amoxi mepha amoxil amoximex anafranil sr anafranil antabus antabuse antalgit antamex antisacer antra antramups anvitoff apcalis oral jelly
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » M E A L » hanımlar için mela-tefsir üstad seyid kuttubun dilinden.

önceki konu   diğer konu
6 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
ebu_hanzala su an offline ebu_hanzala  
hanımlar için meal-tefsir üstad seyid kuttubun dilinden.
395 Mesaj -
"Peygamber mü'minlere canlarýndan ileridir. O'nun eþleri de mü'minlerin anneleridir. Akraba olanlar miras hususunda Allah'ýn kitabýna göre birbirlerine muhacirlerden ve ensardan daha yakýndýr. Dostlarýnýza yapacaðýnýz uygun bir vasiyet bunun dýþýndadýr. Bunlar kitapta yazýlmýþtýr."ahzab 6

Muhacirler geride her þeylerini býrakarak Mekke'den Medine'ye hicret etmiþlerdi. Dinlerini korumak için Allah'a koþmuþlardý. Ýnançlarýný akrabalýk baðlarýna, mal varlýðýna, dünya hayatýnýn gerektirdiði sebeplere, çocukluk ve delikanlýlýk anýlarýna, arkadaþlýk ve dostluk duygularýna tercih etmiþlerdi. Sýrf inançlarým kurtarmak için geride kalan her þeyden soyutlanmýþlardý. Onlar bu þekilde hicretleriyle, aralarýnda eþ, aile ve çocukta olmak üzere insanýn deðer verdiði her þeyden bu þekilde uzaklaþmalariyle, inancýn eksiksiz olarak gerçekleþmesinin, içinde inançtan baþka hiçbir þeye yer kalmayacak þekilde kalbi bürümesinin yeryüzündeki canlý ve pratik örnekleriydi. Yüce Allah'ýn þu sözünü doðrular tarzda insan kiþiliðinin bölünmez bütünlüðünün somut kanýtlarýydýlar:

"Allah bir insanýn göðüs boþluðunda iki kalp yaratmamýþtýr."

Medine'de de bu durumun bir baþka þekli ortaya çýkmýþtý. Bazý evlerde kimi fertler müslüman olmuþ, kimisi de müþrik kalmaya devam etmiþti. Bunun sonucu akrabalarý ile aralarýndaki iliþkiler kesilmiþti. Bu yüzden ailesel iliþkilerde belli bir çözülme baþ göstermiþti. Toplumsal düzeydeki iliþkilerde baþ gösteren çözülme ise daha geniþ boyutlarda idi.

Müslüman toplum henüz yeni oluþmuþtu. Yeni kurulan islam devleti ise kurulu bir rejime dayalý bir düzenden çok ruhlara egemen olan bir düþünce olmaya daha yakýndý.

Tam bu noktada yeni inanç sisteminden kaynaklanan bir bilinç dalgasý kabardý. Bu bilinç dalgasý bütün sevgileri, bütün duygularý, bütün gelenek ve görenekleri, bütün iliþkileri ve baðlarý örttü. Onlarýn tüm etkinliklerini sildi süpürdü. Bununla kalpleri birbirine baðlayan tek unsurun, inanç sisteminin olmasý hedefleniyordu. Ayný zamanda inanç unsurunun bile kabile ortamýndaki doðal köklerinden kopmuþ parçalarý birbirine baðlamasý, kan, soy, çýkar, dostluk, ýrk ve dil gibi baðlarýn yerini almasý, islama girmiþ bu parçalarý birbiri ile kaynaþtýrmasý, bunlarý birbiriyle kenetlenmiþ, birbiriyle kaynaþmýþ, karþýlýklý yardýmlaþma ve dayanýþma içinde bulunan gerçek bir kitle haline getirmesi isteniyordu. Kuþkusuz konunun hükmü ile ya da devletin buyruklarý ile olmayacaktý bu iþ. Ýçten gelen bir dürtü ile, ïnsanlarýn normal hayatlarýnda alýþýk olduklarý her þeyi silip süpüren bir bilinç kabarmasý ile gerçekleþecekti. Ýþte islam toplumu devlet düzenine ve rejimin gücüne dayanamadýðý sýralarda bu temele dayanmýþtý.

Muhacirler, kendilerinden önce Medine'yi bir iman yurdu haline getiren ensara konuk oldular. Ensar da evlerini, kalplerini ve mallarýný peþkeþ çekerek muhacirleri karþýladýlar. Onlarý barýndýrmak için birbiriyle yarýþtýlar, muhacirleri konuk etmek hususunda o kadar birbirleri ile çekiþtiler ki, bir muhaciri ancak kur'a ile bir ensariye konuk etmek mümkün olmuþtu. Çünkü muhacirlerin sayýsý, onlarý barýndýrmak isteyen ensardan azdý. Fýtri cimrilikten, gösteriþ ve riyadan uzak, gerçek bir mutlulukla, gönül hoþnutluðu ile isteyerek her þeylerini onlarla paylaþtýlar.

Peygamber efendimiz muhacir erkeklerle ensar erkekleri arasýnda kardeþlik baðý oluþturdu. Bu kardeþlik, inanç sahipleri arasýndaki dayanýþma tarihinde eþine rastlanmayan bir baðdý. Bu kardeþlik, kan kardeþliðinin yerini aldý. O da miras, diyet ve benzeri soy baðýndan kaynaklanan diðer hak ve yükümlülükleri kapsýyordu.

Bilgide bu bilinç yüksek bir zirveye ulaþmýþtý. Müslümanlar bu yeni iliþkiyi büyük bir ciddiyetle benimsemiþlerdi. -Onlarýn bu tutumlarý islamýn getirdiði bütün prensiplere karþý takýndýklarý tavrýn aynýsýydý-. Bu bilinç islam toplumunu oluþturma ve onu kuþatma açýsýndan yerleþik bir devlet düzeninin, oturmuþ bir yasama gücünün, otoriter bir rejimin iþlevini görmüþ, hatta ondan fazlasýný baþarmýþtý. Bu tür istisnai ve karmaþýk koþullarda bunun gibi yeni doðmuþ bir toplumu korumak ve onlarý bir arada tutmak için bunun gibi bir uygulama zorunluydu.

Bu tür duygusal yönü aðýr basan istisnai uygulamalar, benzeri koþullarla karþý karþýya kalan toplumlarýn organik oluþumlarýný tamamlamalarý için zorunludur. Yerleþik bir devlet sistemi, oturmuþ bir yasama gücü ve toplumun yaþamasý, geliþmesi ve korunmasý için gerekli olan güvenceleri yeterince saðlayan otoriter bir rejim meydana gelene kadar bunun gibi istisnai uygulamalara baþvurmak gerekir. Bu durum doðal durumlar ve uygulamalar ortaya çýkma imkaný bulana kadar sürer.

Kuþkusuz islam, -bu tür duygusal yönü aðýr basan uygulamalarý her zaman içermekle beraber, bu duygunun kalpteki kaynaðýnýn her zaman açýk, her zaman artar durumda ve her an için fýþkýrmaya elveriþli olmasýný öngörmekle beraber toplumsal yapýsýný insan ruhunun normal gücüne dayandýrmayý ister, istisnai heyecanlanmalara deðil. Duygusal yönü aðýr basan uygulamalar istisnai dönemlerde iþlevlerini yerine getirdikten sonra yerlerini doðal akýþa terk ederler. Özel zorunluluk dönemi sona erince normal düzen devreye girer.

Bu yüzden Kur'an-ý Kerim Bedir savaþýndan sonra durumun yavaþ yavaþ normalleþmesinden, islam devletinin otoritesini pekiþtirmesinden, sosyal rejimin gitgide yerleþmesinden, rýzýk edinme için makul þartlarýn oluþmasýndan, büyük Bedir savaþýnýn ardýndan sefere çýkan seriyyelerin herkese yetecek kadar bol ganimet elde etmelerinden, özellikle sürgün edilen yahudi Beni Kaynuka kabilesinden geride kalan bol servetten sonra... Evet Kur'an-ý Kerim bu tür güvencelerin artmasý ile birlikte muhacir ve ensar arasýnda baþlatýlan kardeþlik uygulamasý, kan ve soy baðýndan kaynaklanan yükümlülükleri açýsýndan geçersiz kýlmýþtýr. Ama bu kardeþliðin sevgi ve duygusal yönü korunmuþtur. Ýhtiyaç duyulduðunda tekrar yürürlüðe konulsun diye. Bundan sonra islam toplumunda bütün iþler doðal durumuna döndürülmüþtür. Örneðin miras ve diyetlerde yardýmlaþma kan ve soy akrabalýðýna özgü kýlýnmýþtýr. -Nitekim yüce Allah'ýn ezeli kitabýna ve doðal yasasýna göre aslolan budur-. "Akraba olanlar miras hususunda Allah'ýn kitabýna göre birbirlerine muhacirlerden ve ensardan daha yakýndýr. Dostlarýnýza yapacaðýnýz uygun bir vasiyet bunun dýþýndadýr. Bunlar kitapta yazýlmýþtýr."

Ayný sýrada Peygamber efendimizin genel anlamda mü'minler adýna karar verme yetkisi ve bu yetkinin kan akrabalýðýndan, hatta insanýn kendi kendine olan yakýnlýðýndan daha öncelikli olduðu vurgulanmýþtýr: "Peygamber, mü'minlere canlarýndan ileridir." Bu arada Peygamber efendimizin eþlerinin bütün mü'minlerin manevi annemleri olduklarý belirtilmiþtir: "Onun eþleri de mü'minlerin anneleridir."

Peygamber efendimize verilen bu yetki, hayat sistemini ve hareket metodunu bütün yönleriyle belirlemeyi kapsayan genel bir yetkidir. Bu konuda mü'minler bütünüyle Resulullah'ýn buyruðuna uymakla yükümlüdürler. Hz. Peygamberin yüce Allah'tan aldýðý vahiy doðrultusunda kendileri için seçtiði hayat sistemini seçmekten baþka seçenekleri yoktur: "Sizden biriniz arzusunu benim getirdiðim vahye uydurmadýkça mü'min deðildir."

Bu yetki, bu önceliklilik mü'minlerin duygularýný da kapsýyor. Çünkü Hz. Peygamberin þahsý onlara kendilerinden daha sevgili olur. Onu býrakýp kendilerini tercih etmezler. Kalplerinde hiçbir kiþi ya da hiçbir þey Hz. Peygamberden ileri olamaz. Bir sahih hadiste Peygamber efendimiz þöyle buyuruyor: "Beni kontrolünde tutan Allah'a andolsun ki, sizden biriniz, beni kendisinden, malýndan, evladýndan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe mü'min olamaz." Yine bir baþka sahih hadiste belirtildiðine göre Hz. Ömer (r.a) "Ya Resulallah, Allah'a andolsun ki, kendimin dýþýnda seni her þeyden çok seviyorum" demiþ. Bunun üzerine Peygamber efendimiz "Hayýr ya Ömer, beni kendinden daha çok sevmedikçe olmaz" buyurmuþtur. Ardýndan Hz. Ömer: "Ya Resulallah, Allah'a andolsun ki, seni kendim dahil her þeyden çok seviyorum" demiþ, Peygamberimiz de "Þimdi oldu ya Ömer" buyurmuþtur.

Bu sadece dille söylenen bir söz deðildir. Yüce bir makamdýr bu. Kendisini bu eriþilmez, bu aydýnlýk ufka ulaþtýracak dolaysýz, direkt bir temas olmadýðý sürece bir kalp buraya eriþemez. Buraya eriþtikten sonra kalp þahsýnýn cazibesinden, benliðinin her noktasýna, her büklümüne iþlenmiþ kendisine yönelik derin sevgiden sýyrýlýr. Çünkü insan kendi þahsýný ve kendi þahsý ile ilgisi bulunan her þeyi sever. Bu sevgi insan düþüncesini, idrakini aþan boyutlardadýr. Zaman zaman insan duygularýný yendiðini, nefsini tatmin ettiðini, kendi þahsýna yönelik aþýrý sevgiyi kontrol altýna aldýðýný düþünür. Oysa onurunu zedeleyecek þekilde kendisine dokunulduðu zaman, kendisini yýlan sokmuþçasýna yerinden kalkar. Bu onur kýrýcý dokunuþ karþýsýnda büyük acý duyar ve tepkisine engel olamaz. Çünkü insanýn kendi þahsýna yönelik sevgisi duygularýnda ve benliðinin derinliklerinde gizlidir. Ýnsan nefsini tüm hayatýn feda etmeye razý edebilir, ancak kendisini küçük düþürücü, veya herhangi bir özelliðini ayýplayýcý, yahut karakterini eleþtirici yada bir niteliðini, eksikliðini vurgulayýcý tarzda kiþiliðine dokunan bir davranýþý kabul etmeye razý etmesi son derece güçtür.

Bu konuda aþýrýya kaçmadýðýný, yada fazla etkilenmediðini ileri sürmesine raðmen... Ýnsanýn kendi þahsýna yönelik derin sevgisini yenmek, dille söylenebilecek bir söz deðildir. Daha önce de söylediðimiz gibi bu, yüce bir makamdýr. Dolaysýz ve manevi bir temas veya uzun süreli bir çaba, yahut sürekli bir egzersiz, ya da Allah'ýn yardým ve desteðini hakkeden kesintisiz bir uyanýklýk ve samimi bir istek olmadýðý sürece insan kalbi bu yüce makama eriþemez. Bu, Peygamber efendimizin nitelendirdiði gibi en büyük cihattýr. Bu konuda Hz. Ömer'in -düzeyi ne olursa olsun- Peygamber efendimizin uyarýsýna muhtaç olmasý meselenin önemini ortaya koymasý bakýmýndan yeterli bir örnektir. Bu tertemiz kalbi açan, Peygamberimizin dolaysýz, uyarý amaçlý temasý olmuþtur.

Peygamber efendimize verilen bu yetki mü'minlerin yükümlülüklerini de kapsar. Bir sahih hadiste Peygamber efendimiz þöyle buyuruyor: "Beni dünya ve ahirette her þeyden üstün ve kendisine daha yakýn görmeyen bir mü'min yoktur. Ýsterseniz "Peygamber, mü'minlere canlarýndan ileridir" (Ahzab, 6) ayetini okuyun. Þu halde herhangi bir mü'min geride bir mal býrakýrsa, soyundan olan kimseler ona mirasçý olsunlar. Þayet bir mü'min ölürde geride bir borç býrakýrsa ya da ailesine bakacak kimsesi yoksa bana getirsinler. Çünkü ben onun yakýnýyým." Yani bu adam borçlu ölmüþ ve borcunu karþýlayacak kadar malý da yoksa Hz. Peygamber onun borcunu ödeyecektir. Eðer kendilerine bakamayacak yaþta iseler çocuklarýnýn bakýmýný üstlenecektir.

Bunun dýþýnda hayat, doðal temellerine dayanýr. Bunun için de duygusal yönü aðýr basan ve istisnai durumlarda baþvurulan uygulamalara gerek yoktur. Bununla beraber kardeþlik uygulamasýnýn iptal edilmesinden sonra dostlar arasýndaki sevgi kalýcýdýr. Bir dostun dostuna ölümünden sonra mirasýndan pay verilmesini vasiyet etmesine ya da saðlýðýnda bir þeyler hibe etmesine engel oluþturacak bir hüküm söz konusu deðildir: "Dostlarýnýza yapacaðýnýz uygun bir vasiyet bunun dýþýndadýr."

Bütün bu uygulamalar en baþta gelen kulpa baðlanýyor ve bunun yüce Allah'ýn ezeli kitabýnda yer alan iradesi olduðu vurgulanýyor: "Bunlar kitapta yazýlmýþtýr." Böylece kalpler yatýþýyor, sakinleþiyor; bütün yasamalarýn ve düzenlemelerin kâynaðý olan büyük temele sarýlýyor.

Bununla hayat doðal temelleri üzerinde normal þeklini alýyor. Kolay ve rahat bir þekilde yoluna devam ediyor. Fert ve toplumlarýn hayatýnda son derece sýnýrlý olan kimi istisnai durumlarýn dýþýnda normalde ulaþýlmayacak olan yüksek ufuklara baðlý kalmýyor.

Sonra islam, müslüman toplumun hayatýnda yine bu tür bir zorunluluk baþ gösterdiðinde tekrar coþsun, tekrar kaynasýn diye bu coþkun kaynaðýn kurumamasýný istemiþtir.

Yüce Allah'ýn ezeli kitabýnda yazýlan hükmü ve o yönde geliþen iradesi münasebetiyle, kalýcý bir yasa olsun, her zaman için geçerli bir hayat sistemi olsun diye, yüce Allah'ýn genelde bütün Peygamberlerle, özelde de Peygamber efendimizle ve diðer büyük (ulul azm) Peygamberlerle yaptýðý sözleþmeye iþaret ediliyor. Bu sözleþme, Allah'ýn hayat için belirlediði sistemi omuzlamayý, ona uymayý, onu insanlara açýkça duyurmayý, gönderildikleri milletlerin hayatýna bu sistemi egemen kýlmayý öngörüyor. Bununla insanlarýn, Peygamberlerin açýk .duyurularýndan sonra tüm mazeretleri geçersiz kýlýndýktan sonra bizzat kendi sapýklýklarýndan veya doðru yolda oluþlarýndan, mü'minliklerinden veya kafirliklerinden sorumlu olmalarý hedeflenmiþtir:


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son ebu_hanzala tarafından, 30.01.2008 - 08:33 tarihinde.
Gönderen: 29.01.2008 - 18:29
Bu Mesaji Bildir   ebu_hanzala üyenin diger mesajlarini ara ebu_hanzala üyenin Profiline bak ebu_hanzala üyeye özel mesaj gönder ebu_hanzala üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 hanımlar için meal-tefsir üstad seyid kuttubun dilinden.
ebu_hanzala 29.01.2008 - 18:29
 hanımlar için meal tefsir: ahzab suresi
ebu_hanzala 29.01.2008 - 18:37
 hanımlar için meal tefsir. ahzab suresi
ebu_hanzala 30.01.2008 - 08:23
 hanımlar için meal tefsir: ahzab suresi
ebu_hanzala 30.01.2008 - 08:25
 hanımlar için meal tefsir: ahzab suresi
ebu_hanzala 30.01.2008 - 08:29
 hanımlar için meal tefsir: ahzab suresi
ebu_hanzala 30.01.2008 - 08:29

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 543 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
yalnizkurt55 (62), siyahnur (56), SULEYMAN ONCU (48), corluca (54), batalli (61), Fethi62K (62), emin2325 (66), yasin ibrahim e.. (53), h_hayrettin (43), turhanozturk (61), hazanrengi (43), Zilkade (42), akif1980 (44), mekselina (34), neverness (51), rufeyde (48), rabia| (50), Selvaa (49), antaly59 (66), BÜYÜK BALIKÇI (53), cemiluygun (70), Mikai66 (46), polat_23 (44), adar72 (35), nzl44 (47), m_ugurluoglu (37), emperor (50), osmanorhan (55), muhacir (53), salepli (51), musdem (54), ilyas_bozkurt (50), Jeday (35), ebuzerbasak (35), RaHMeT_YaGMuRu (40), eL_SaLvAdoR (42), faruk38 (62), ibrahimkindan (64), Karizmatik_63 (41), halimeuzunlar (41), hakan__ (43), citakhalil (70), serin (48), ZorDünya (54), cüneyd75 (49)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57839 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.