ivermectine ivermectine kamagra generique kaletra hydroxychloroquine cardura carsol cartia xt cartia casodex caverta ceclor cd ceclor ceftin cefurim celebrex celestoderm v celestone celexa cellcept cellidrine cephoral ceporex cerina cerzine cet eco cetallerg cetrine chibroxol chlorazin chlorochin chloromycetin cialis black cialis daily cialis oral jelly cialis professional cialis soft cialis strips cialis sublingual cialis super active cialis super force cialis cibacen ciloxan cimexillin cip eco
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » Yarım Saat Yer Altında Tefekkür-ü Mevt

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
züMrütüaNka su an offline züMrütüaNka  
Yarım Saat Yer Altında Tefekkür-ü Mevt
351 Mesaj -
Muhakkak bu kiþi delidir. Yada çok büyük bir musibeti vardýr.. Gece vakti kabristanýn duvarýna týrmandýðýmý gören kimse mutlaka bu sözleri söyleyecektir.

Daha önce okumuþtum.. Sufyan Es-Servi hazretleri -Allah’ýn rahmeti onun üzerine olsun- evinde kendisine bir kabir hazýrlamýþtý da arada sýrada onun içine girer, yatar, öldüðünü düþünür ve sonra da heyecanlanarak,

- (Rabbirciuuuun Rabbirciuuun ) (Rabbim beni tekrar döndür ) diye seslenerek kalkardý üzerindeki tozlarý çýrparak:

“– Haydi dünyaya tekrar döndün bakalým, hangi sevaplarý kazanmaya çalýþacaksýn” dermiþ..

Bana da bu günlerde ne oldu bilmiyorum. Hiç baþýma gelmeyen bir duruma düþtüm. Sabah namazým geçti. Gün boyu sýkýntýya maruz kaldým, çok üzüldüm.. Bilmeyerek günah mý iþledim acaba? diye düþünceye daldým. Derken bir kaç gün sonra yine sabah namazýmý geçirdim, üçüncü defa yine geçti sabah namazým. Artýk bu nefsimi terbiye etmem gerektiðini anladým.

– Süfyan Es-Sevri hazretlerinin nefsine verdiði cezayý ben de vermeliyim yoksa cehennem ateþini boylayacak bu nefsim, dedim.

Kararý vermiþtim artýk. Bir boþ kabre yatmalýyým, cehennem ateþinden daha kolaydýr.. Aslýnda er geç varacaðým yer kabirdir. Orasý uzun zaman meskenim olacaktýr. Bunu iyice düþünüp dünya gafletinden uyanmam gerekir, diyerek bu kararý verdim.

Nefsime zor geliyor tabii, bugün kalsýn, yarýn gideyim, derken günler geçiyordu. Bu arada bir daha geçmez mi sabah namazým, artýk kesin kararlý idim ve hatta yemin bile ettim.

Bu gece boþ kabre yatmalýyým dedim..

Tam gece yarýsý olmuþtu, kimse beni görmesin diye geceyi tercih etmiþtim. Giderken düþündüm:

– Kabristanýn kapýsýndan mý girsem, duvara mý týrmansam? Eðer kapýdan geçersem bekçiye anlatmam gerekir, o da müsaade etmez her halde..

En iyisi duvardan atlamamdýr, dedim. ’tan yardým isteyerek, bu yeminimi tahakkuk ettirmesi için yalvardým. Bismillahirrahmanirrahim, dedim. Duvarýn üzerine çýktým, oradan kabristana bir baktým. Tüyler ürpertici bir manzara, sessizlik ve zifiri karanlýk, tam kabristan sessizliði bu..

Bu gece dolunay aydýnlýðý olduðu halde burasý neden bu kadar karanlýk acaba? Hayret ettim doðrusu.

Her zaman cenaze defnetmeye girdiðim bu kabristan sanki hiç görmemiþim gibi içimi korku kapladý. Ve kabristan kokusu deðiþik bir koku idi.. Ben böyle düþünürken sanki çok zaman geçti gibi uzadý vakit. Ben duvarýn üzerindeyim, inemedim, hala düþünüyorum: Bu kabirlerin bazýsýnda sevinç vardýr, bazýsýnda azap ve aðýt vardýr, eðer benimle konuþmuþ olsalar mutlaka Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin buyurduðu gibi:

– Namaza dikkat edin!

Diyerek haykýracaklardýr.

Buradan hemen inmeliyim, þimdi beni kabristan duvarýnýn üzerinde bir kimse görürse “Muhakkak bu kiþi delidir. Ya da çok büyük bir musibeti vardýr” diyecektir.

Tabii sabah namazýný geçirmekten daha büyük musibet olur mu? dedim, kabristanýn içerisine atladým. O anda kalbimin titrediðini hissettim. Hemen duvara sýrtýmý sýkýca yaslayarak adeta yapýþtým. Kendime sordum:

Kimden korunmak için sýrtýmý duvara dayadým acaba korkudan mý? dedim

- Hayýr! Hayýr! Ben korkmuyorum ki diyerek korkuyu kendime mal etmedim. Ben korkak deðilim, belki de kabirlerin üzerine basmamak için böyle davrandým yoksa! Yoksa! korktuðum için mi acaba?

- Tabiî ki.

- Doðrusu çok korkmuþtum.

Yavaþça baþýmý doðu tarafýna çevirdim, çünkü o tarafta açýlmýþ hazýr kabirler vardý, daha önceden biliyordum. Oraya baktým, daha karanlýk gibi geldi bana ve beni çaðýrýyor gibi oldu. Yavaþ yavaþ o tarafa doðru ilerlemeye baþladým. Kabirlerin yanýndan geçerken soruyordum:

– Saidlerden misin? (mutlulardan mýsýn) þakilerden misin? (bedbahtlardanmýsýn)? neden þaki oldun acaba?

- Sen de namazýný mý geçirdin?

- Yoksa þarký, türkü, eðlence gaflet ile ömrünü boþa geçirenlerden misin?

- Yoksa zina edenlerden misin?

Belki Bu yanýndan geçtiðim kabirdeki yatan da “Yer yüzünde en güçlü benim” diyerek böbürlenmiþti. Gençliðinin bir rüya gibi gelip geçeceðini, toprak yýðýnýnýn altýna yatacaðýný düþünememiþti.. Daha ömrünün uzun olduðunu zanneden, birden bire kendisini burada bulan çok kimse yatýyor bu topraklarýn altýnda.

Derken kendime geldim. Aaklarým aðýrlaþmýþ gibi hissettim. O koþan ayaklar çok aðýr gidiyordu çünkü. Kendisini boþ kabrin beklediðini biliyordu, oraya daha önce de gitmiþtim lakin bu defa çok farklý idi..

ALLAH'ým! Bana ne oluyor? Acayip hýmýrtýlar duyar gibiyim. Kulaðýmýn arkasýnda nefes sesimi ne? Evet evet yakýndan gelen sesler duydum gibi. Nedir bu acaba?

Arkama dönüp baksam mý? Hayýr hayýr bakamam, çünkü her yandan bana doðru bakan siyah siyah hayaletler:

– Kimdir bu gece saatinde burada ne iþi var diyecekler gibi oldu, dönemedim..

Hayýr! Bunlar muhakkak þeytan vesvesesidir, öyle bir þey yok dedim.. Hemen düþündüm yatsý namazýný cemaatle kýldým ya.. ALLAHýmýn korumasý altýndayým, baþka þeyler aldýrmam dedim.

Artýk boþ kabirlerin yakýnýna ulaþmýþtým.. Ýnanýn ki hayatýmda oradan daha karanlýk hiç bir þey görmemiþtim..

“Hangi cesaret beni buraya kadar getirdi? Þimdi ben nasýl bu kabre inip yatacaðým? Ýçerisinde beni nelerin beklediðini biliyor muyum?” diye kendime sorular yöneltiyorum.

Sanki kalbim aðzýma gelecek gibi oldu, çok çarpýyordu.

Buraya kadar geldim, bu yetiþir, döneyim artýk, yeminim için üç gün oruç tutayým dedim.. Sonra da;

Buraya kadar gelmiþken yeminimi yerine getireyim.. Biraz kenarýnda oturur, kendimi alýþtýrýr, sonra inerim, dedim.

Bu daracýk ve çok karanlýk kabir nasýl olur da ya cennet bahçesi ve ya cehennem çukuru oluyor diye düþünüyordum.

- ALLAHým nedir bu soðuk hava, dünya çok mu soðudu yoksa vücudumda bir ürperme mi oluyor?

Ya bu ses nedir? Þiddetli fýrtýna sesi gibi?

Hayýr! Hayýr! Rüzgar deðil.. Çünkü etrafta uçuþan bir þey görmüyorum Zerrecik toz bile uçuþmuyor anladým rüzgar deðil yine bir þeytan vesvesesidir bu.

Eûzü billahi mineþþeytanirracim, dedim, boyun atkýmý serip üzerine oturdum. Dizlerim titriyordu, göðsüme doðru dizlerimi dayayarak güç almaya çalýþtým, düþünceye daldým.

Burasý bir kabir çukuru, mutlaka her insan buna girecek, bundan kaçýþ yoktur.. Böyle olduðu halde neden bu kadar servet edinmeye mal toplamaya koþarýz?

ALLAH’ým! Ýnsan olarak nice birbirimizle bozuþtuk… nice gýybetler ettik… namazý terk edenler... þarkýyý türküyü Kur'ân-ý Kerime tercih edenler... Bilmezler mi ki her canlý ölümü tadacak ve bu kabire girecek, neden gaflete dalýyoruz? Halbuki Teala bizleri ne kadar da uyarýyor... Yine de duymazdan gelip her çeþit yasaðý yapýyoruz diye düþünceye daldým...

Sonra da yüzümü kabristana doðru çevirdim, hafif bir sesle seslendim, yüksek sesle sormaya cesaretim yoktu, korktum, haydi birisi cevap verirse diye... yavaþça:

– Ey Kabirlerinde yatanlar ne oldu size?

Hani nerede gür sesleriniz? Nerede oðullarýnýz, kýzlarýnýz? Mal mülk nerede?

Söyler misiniz sual soru nasýl geçti? Kabrin sýkýþtýrmasýndan göðüs kemiklerinin ufalanmasýndan haber verin..

Böceklerden, haþerelerden haber verin..

Hani dünyada iken damak tadýný çok bilirdik, beðenmediðimiz yemekler olurdu ya… veya soðumuþ diye iþtahýmýz olmazdý ve ya böbürlenirdik yemekleri hazýrlayanlara deðil mi? Bazen da hatýr bile kýrardýk…

Ý'tina ile beslediðimiz bir vücudumuz vardý. Ýþte bu gün onu yemek için hazýr bekliyorlar, böcekler haþereler daha nice bilmediðimiz varlýklar bizden gýda almayý bekliyorlar deðil mi?

Artýk çare yok, bu kabre inilecek dedim. ’a tevekkül ederek sað ayaðýmý uzattým ve indim. Omuzumdaki örtüyü kabrin zeminine serdim, üzerine uzandým, baþýmý da yere koydum. Çok korkuyordum.

Düþündüm, þimdi bu topraklar üzerime çökmüþ olsa ne yaparým?.. Yahut kabir beni sýmsýký tutsa ne yaparým? Sýrt üstü yatmýþ olduðum halde gözlerimi de kapadým, kalbimin çarpmasý dinsin, vücudumun titremesi hafiflesin diye..

Daha ben diri iken, güçlü kuvvetli iken bu kadar zor olursa, güçsüz bir ölünün hali ne olacak? Tam kabrin (lahid) sapma yerine baktým o kadar karanlýk ki böyle karanlýk hiç görülmemiþtir. Acayip bir durum hissettim, her yaný iyice kapalý olduðu halde lahidden öyle bir soðuk hava geliyor gibi oldu bana, donacak gibi oldum.. Yoksa korku üþütmesi mi bu hal? dedim.. Tabii ki çok korkulu bir yer.

Ýçerisine iyice bakmaktan o kadar korkuyordum ki hemen iki göz öfke ile bana bakýyor gibi geliyordu.. Yada bir mevtanýn yanýnda imiþim de o da gözlerini yukarýya dikmiþ benden haberi bile yok gibi...

Artýk bende lahid tarafýna bakmaya cesaret kalmamýþtý.. Halbuki boþ olduðunu biliyorum. Yine de oraya bakmak cesaret istiyordu. Gözüm yine arada sýrada oraya kayýyor, göz ucu ile bakýyorum.

Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin buyurduðu gibi:

“– Lailahe illallah. Ýnne lilmevti sekratun.

’tan baþka ilah yoktur. Ölümün sekeratlarý vardýr.

Ölüm aný geldiðinde halim ne olacak Rabbim derken bütün vücudumu titreme sardý.

Ben ruhumu teslim ederken ailemin telaþa kapýlmasý, “Doktor getirin, okuyacak kim var?” diyerek çabalamasýný görür gibi oldum.

Sonra ben ölünce arkadaþlarým beni tabut içerisinde getiriyorlar. “Lailahe illallah” diyerek arkadaþýmýn biri beni kabre indiriyor, baþýmý tutuyor, yavaþ yavaþ yere koyuyor, sonra da birden bire topraklarý atmaya baþlýyorlar.

Beni yalýnýz býrakýyorlar..

Sanki o anda omuzundan tutulup sarsýlýyor:

– Ey Ýnsan! O kerim Rabbine karþý seni aldatan nedir? (Ýnfitar suresi; ayet 6)

Söyle bakalým, farz namazlarýný terk ettin öyle mi? Halbu ki:

– Gök gürültüsü, O'na hamd ile tesbih eder. Melekler de O'nun korkusundan “subhanallah” derler (Ra’d suresi; ayet 13)

Ben bu hâle dayanamayarak:

– Rabbirciuuuuun… Rabbirciuuuuuun (Rabbim beni dünyaya döndür) diye haykýrýyorum. O anda sanki sesim kabristaný sallýyor semavata ulaþýyor. Þu ayeti kerimeyi hatýrladým:

– Nihayet o müþriklerin birine ölüm geldiði vakit "Ey Rabbim! Beni dünyaya döndür!

Tâ ki, o zayi ettiðim ömürde yararlý iþler göreyim!" der.

Hayýr! Bu sadece onun söylediði boþ bir kelimedir. Önlerinde ise tâ diriltilecekleri güne kadar bir perde (berzah alemi) vardýr. (Mu'minun suresi; ayet 99-100).

Sonra aðladým, aðladým, çokca aðladým. Sonra da “Elhamdulillahi Rabbil alemin, alemlerin Rabbine hamdolsun ki daha ölmedim, tevbe ümidim var, Estaðfirullah El-Azim ve Etubu Ýleyh” dedim. Kýrýk gönülle kalktým, oturdum, yüce 'ýmýn huzurunda ne kadar güçsüz çaresiz bikes olduðumu bir daha anladým. Boyunmu eðdim, atkýmý aldým, üzerindeki kabir tozlarýný çýrptým.

Rabbim ne yücesin, diyerek evimin yolunu tuttum.

***

Her kim Teâlâ’nýn buyurduðu ayeti kerimeleri hafife alýrsa piþman olacaðý günü beklesin.

“Yâ siz zannettiniz mi ki, biz sizi boþuna yarattýk da bize döndürülmeyeceksiniz?” (Mu'minun suresi; ayet 115)
Gönderen: 09.10.2007 - 17:42
Bu Mesaji Bildir   züMrütüaNka üyenin diger mesajlarini ara züMrütüaNka üyenin Profiline bak züMrütüaNka üyeye özel mesaj gönder züMrütüaNka üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
RuZGaR su an offline RuZGaR  
Moderator


1295 Mesaj -
Rabbim razý olsun eklemeniz için..

Ey insan! O Kerim Rabbine karþý seni aldatan nedir? (Ýnfitar -6)

:(ağlar

Nelerle oyalanýyoruz nelerle aldanýyoruz, yüzümüz olmasa da yine de dönüþümüz Rabbimize, bizi affetmesi ümidiyle...
Gönderen: 09.10.2007 - 18:28
Bu Mesaji Bildir   RuZGaR üyenin diger mesajlarini ara RuZGaR üyenin Profiline bak RuZGaR üyeye özel mesaj gönder RuZGaR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 840 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
mouharem68 (56), Mavi mutluluk (42), gardiyan (51), hüzünn (36), yanardag (49), kalebeyi (43), Trabzon61 (34), Kameraman_63 (61), Rabia1 (52), MaviguL (42), YSMNT (45), kardelen_06 (40), PembeGül (39), aliosmantr (37), safak13 (46), secere (47), yasargokmen (51), mehmet23 (53), HaBeSii (43), tkardelen (42), MUSTAFA ONUR (63), efendi54 (54), cemilakgun (48), þip&thorn.. (45), cemilakgün (48), Moehh80 (44), ismailbaturay (47), tümtürk (36), SaBoTaJ (124), resadiyeli84 (40), muhammedali_x (49), metinx (49), Fatih almanya (44)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.63008 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.