ivermectine hydroxychloroquine generique rhinocortstromectol kaletra oxytrol pamelor pantozol parafon parexat pariet parlodel paronex paxil cr paxil penegra pentoxi pepcid pepcidine periactin persantine pharmaquine phenhydan phoslo pirocam pirosol pk merz plavix plendil pletal podomexef ponstel pradif prandin precose premarin prevacid priligy prilosec primacton primolut n primolut nor principen prinil probalan prodafem
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Diş Dolgusu ve Gusul....

önceki konu   diğer konu
5 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Son-GüL su an offline Son-GüL  
Diş Dolgusu ve Gusul....
1125 Mesaj -
Diþ Tedavisi Hakkýnda Bir Fetvâ
Takdim:
Uzun yýllarýn ötesinden bize kadar gelen ve bu uzun yýllara raðmen aktüalitesini muhafaza eden hâdise ve meseleler vardýr. Bu yazýmýzda tanýtmak ve sadeleþtirerek sunmak, üzerine fikir beyan etmek istediðimiz fetvâ da bu nevîden bir meselenin cevabý ve çözümü mahiyetindedir. Bahis mevzûu fetvâ, Sebîlürreþâd mecmûasýnýn179 Þa'bân 1332/12 Haziran 1330/25 Haziran 1913 tarihli nüshasýnda (c. XII, sayý: 302, s. 278) neþredilmiþtir. Fetvâyý neþredilmek üzere mecmûaya gönderen zât o zamanki Sungurlu Müftüsü Osman Efendi'dir. Osman Efendi bu fetvâyý, aslý Fetvâhane Hey'et-i ilmiyyesince hazýrlanmýþ, Fetvâ Emini Nuri Efendi riyasetinde ikmâl edilmiþ ve Fetvâhâne müsevvidlerinden Alî el-Murtezâ tarafýndan neþredilmiþ bulunan Ýlâveli Mecmûa-i Cedîde isimli fetva kitabýndan çýkarmýþtýr. Sebîlürreþâd'da zikredilmemekle beraber birinci fetvânýn altýnda Hasen Hayrullah, ikinci fetvânýn altýnda da Hasen Fehmi isimleri vardýr. Her iki zat da Osmanlý þeyhülislâmlarýndandýr.
Diþ doldurma ve kaplama mevzûunda Sebîlürreþâd'a sorulan birçok suale cevap olmak üzere Ýzmirli Ýsmâil Hakký Efendi'nin kaleme aldýðý bir inceleme yazýsýna, Bolvadin'den müderris Yûnus-zâde Ahmed Vehbi Efendi itiraz etmiþ, Ýzmirli itirazý reddetmek maksadýyle ikinci bir yazý ile beraber Osman Efendi'nin gönderdiði mezkûr fetvâyý da neþretmiþtir.
Ýzmirli Ýsmail Hakký Efendi (1869-19447) tanýnmýþ bir âlimimizdir. Orta tahsilini Ýzmir'de yaptýktan sonra Ýstanbul'a gelmiþ, Dâru'l-muâllimin-i âliyeyi bitirmiþ, medreseden icazet almýþ ve ayrýca Fen Fakültesinde okumuþtur. Uzun yýllar, çeþitli dersleri, yüksek öðrenim müesseselerinde okutmuþ bulunan Ýzmirli'nin kýrk civarýnda eseri vardýr. Daha çok felsefe ile meþgul olmuþ, fýkýh ve usûl sahasýnda da önemli yazýlar ve eserler býrakmýþtýr.
Biz bu makalemizde önce Ýsmail Hakký Efendi'nin bahis mevzûu inceleme yazýsý (Sebîlürreþâd, c. XVII, sayý: 289, s. 42) ile içinde fevtânýn da yer aldýðý cevâbî yazýsýný -üslûb ve tertibini bozmadan- sadeleþtirerek sunacak, sonra da kýsaca mevzûu baðlýyacaðýz.

Diþ doldurmak meselesi
Fetvâya Esas Teþkil Eden Sorular:
Faziletli Efendilerim,
Allah'ýn iyi kullarý olan geçmiþlerimiz, dinî bir mes'eleyi, ehlini bulup öðrenmek için büyük zahmetlere katlanarak memleketten memlekete uzun zaman seyahat edip dolaþmaya ve bu uðurda birçok paralar harcamaya mecbur idiler. Zamanýmýzda ise matbûat ve bilhassa öz emeli, yeryüzündeki müslümanlarý birbirine tanýtmak ve bildirmek için her türlü fedakârlýðý göze aldýrmýþ olduðu eserleriyle isbat edilmiþ olan yegâne gazeteleri sayesinde faziletli heyetinizi teþkil eden muhterem ve müstesna sîmalarý, benim gibi her mü'min pek yakýndan tanýdýðý için problemlerin hallinde güçlük çekilmez oldu. Bu sebeple müslümanlar Sebîlürreþâd'a ne kadar teþekkür etse azdýr.
Rastgelip burada çözemediðim dinî mesele þudur: Gördüðüm fýkýh kitaplarýnda, bir diþ kovuðuna, su giremeyecek decerede katý bir þey girse, cünüplük halinden temizlenemeyeceði açýkça yazýlmýþtýr. Buna göre birçok diþini mikroplar yemiþ ve bu yüzden yediði yemeði iyice çiðnemeyerek bütün bütün midesine göndermiþ ve bu sebeple mide hastalýðýna tutulmuþ bir þahýs, diþlerinin oyulan yerlerini altýn veya gümüþ ile doldurtsa veya daha saðlam olsun diye ve sýhhatini daha iyi korumak için o oyulmuþ diþlerinin her tarafýný altýn ile tamamen kaplatsa, bütün abdest alýrken (iðtisâl ederken) kaplanmýþ olan diþlerinin altýna su girmeyeceðine göre o adamýn guslü sahih olur mu olmaz mý? Dinimizde güçlük olmadýðý için þu önemli meselenin halledilmesini rica ederim efendim.
Adana Kozan Sancaðý Muhasebe Baþkâtibi
Muhammed Fâik
Gönderen: 13.04.2007 - 01:40
Bu Mesaji Bildir   Son-GüL üyenin diger mesajlarini ara Son-GüL üyenin Profiline bak Son-GüL üyeye özel mesaj gönder Son-GüL üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Son-GüL su an offline Son-GüL  
1125 Mesaj -
Faziletli Efendim,
Diþ doldurmak hakkýnda dinin caiz ve caiz deðil þeklinde hükümleri var. Sýhhat ile alâkalý olan bu bahisten insan -azýnlýkta da kalsa- caiz diyen tavsiyeyi kabul etmek istiyor. Þehrimizin müftüsü ve daha bazýlarý caiz olmadýðýný söylüyorlar. Memleketimizin meþhur âlimlerinden Çermeli Hoca isimli zat ise bilmem hangi -Ahmerî'nin görüþü olacak her halde- görüþe bakarak: Diþin dolmasýnda hiçbir mahzur yoktur, maksad aðýza su vermektir, farz yerini bulur, sünnet belki tamam olmazsa o kadar... diyor. Acaba Meþihat makamý, bir taraftan sorulan sual üzerine bu hususta bir fetvâ vermemiþ midir? Acaba "dinî, þer'î hususlarda, ayýrdetmeden herkese kolaylýk rehberi olan Sebîlürreþâd heyetince bir karar alýnmýþ deðil midir?‚ diye akla bir sorunun gelmemesi mümkün olmuyor. Sonunda saygýlarýmý sunarým efendim.
Onuncu Kolordu Ketebesinden
Hayreddin Hâmi

Efendim,
Eþsiz gazetenizde, sorulan bazý suallere cevap verildiðini okuduðum için þu meselenin de dinî hükmünü açýklarsanýz bendenizi son derece memnun etmiþ olacaksýnýz.
Yüksek bilginiz dýþýnda deðildir ki insan Cenâb-ý Hakka ibâdet etmek için önce sýhhati yerinde olmak þarttýr. Ýnsanlar sýhhatlerini koruyabilmek için güzel yemek yemeye muhtaçtýr. Yemeði güzel yemek için en lüzumlu olan diþleri çürük olursa tabiîdir ki yediði yemeði iyice hazmedemiyecektir. Bunu güzelce hazmetmek için aðzýndaki çürük diþleri doldurtup üzerlerini altýn vb. madenle kaplamak caiz midir, deðil midir? Yoksa çürükleri çýkarýp da takma olarak mý yaptýrmalýdýr? Bunlarýn ikisinin de yapýlmasýnda dince bir mahzur olup olmadýðýný açýklamanýzý lütfen istiyoruz efendim.
Yunanistan'da Filyatra Kasabasýnda
Osmanlý Esirlerinden Mülâzim-i Evvel
Ahmet Fâik

Faziletli ve muhterem efendim,
Selâm ve saygýlarýmýzýn arzýndan sonra zât-ý âlinizden bir hususu sormaya mecbur kaldým. Affedersiniz, baþýnýzý aðrýtacaðým: Diþlerimden birkaç tanesi çürümeye baþladý. Yemekte büyük zahmet çektiðim için yaptýrmak mecburiyetinde kaldým. Bunlardan bazýlarýný doldurmak, bazýlarýný da altýndan kaplama yaptýrmak gerekiyor. Mezûn hocalardan bir ikisine sordum, katiyen caiz görmedikleri gibi "diþ arasýnda bir parça yemek kalsa da çýkarmadan gusledilse guslü sahih deðildir (temizlenmez) diye açýklamalarda bulundular. "Caiz olup olmadýðýnýn geniþçe açýklanarak neþredilmesini" Ýslâm adýna temenni ederim efendim.
Erzurumlu Okuyucularýnýzdan
Hâfýz Ahmed

(Bu mesele hakkýnda daha birçok zevat tarafýndan sorular gelmiþ ise de þu birkaç tanesini neþretmekle yetinilmiþtir).

Cevap:
Birçok yerden sorulan diþ meselesi güç bir mesele deðildir. Ýmam Muhammed diþ meselesini caiz görüyor. Kûfe mektebinin dili olan Ýbrâhim en-Nehâî'den de câiz gördüðü rivâyet ediliyor.
Hanefî ulemâsýnýn ileri gelenlerinden Þems'ü'l-eimme es-Serahsi Siyer-i Kebir þerhinde þöyle diyor: Sahâbi Arap kahramaný, Arfece b. Es'ad'ýn Külâb muhârebesinde180 burnu kesilmiþdi. Arfece gümüþten bir burun yaptýrdý. Aradan biraz zaman geçince burnunda kötü bir koku meydana geldi. Rasûl-i Ekrem (sav) Efendimiz Hazretleri ona altýndan bir burun edinmeyi emir buyurdular. Ýmam Muhammed b. Hasan eþ-Þeybânî bu hâdis-i þerife dayanarak altýndan burun yaptýrýlmasýný caiz görüyor. Bunun gibi bir insanýn diþi düþünce altýndan bir diþ takmayý yahut altýn ile diþlerin baðlanmasýný, yapýþtýrýlmasýný ve kaplanmasýný (tadbîb) câiz görüyor. Bu görüþ (mezheb) Ýmam-ý A'zâm'ýn hocasýnýn hocasý olan Ýbrahim Nehâ'i'den rivâyet edilmiþtir.
Serahsî'nin açýklamasýna göre Ýmam Ebû Hanife bu hususu mekrûh görüyor, ancak gümüþten burun yaptýrmayý caiz görüyor ve altýn kullanmaya ruhsat vermiyor. Ýmam-ý A'zâm Ebû Hanife'ye göre yukarýda geçen hadîs-i þerifin getirdiði ruhsat özeldir; Rasûl-i Ekrem (sav) ancak Arfece'ye izin vermiþtir, diðerlerine ruhsat yoktur.
Hanefî fukahâsýndan Alâüddin Ebû Bekr Kasânî, Bedâyi'u's-Sanâyi'de þöyle diyor: Bu açýklamaya göre yerinden oynayan diþi altýn ile baðlamayý Hanefî imamlardan Kerhî câiz görüyor, bir farklý görüþ bulunduðundan bile bahsetmiyor, Câmi'u-saðir'de Ebû Hanife'ye göre mekrûh, Muhammed'e göre mübah (gayr-i mekrûh) olduðu zikrediliyor. Bunun gibi bir adamýn burnu kesilir ise altýndan bir burun takmak ittifakla caiz oluyor; çünkü burun gümüþten olursa fena kokuyor da, altýndan bir burun takmakta bir zarûret bulunuyor; zarûret bulununca da altýnýn haram olduðunu ileri sürmenin yeri kalmýyor. Arfece hadîsi ile Ýmam Muhammed, diþin altýn ile tadbibini; yâni kaplanmasýný, baðlanmasýný caiz görüyor. Ýkinci olarak gümüþ ile baðlamak nasýl caiz ise altýn ile baðlamak da öyle caizdir. Çünkü asýl yerinin dýþýnda kullanýlmasýnýn haram oluþunda altýn ile gümüþ eþittir. Üçüncü olarak altýn diþe tâbîdir; tâbî olanýn hükmü baðlý bulunduðu aslýn hükmü gibidir. Bu da Ebû Hanife'nin kabul ettiði kaideye uygun düþmektedir.
Câmi'de açýklandýðý üzere Ebû Hanife altýn ve gümüþ kullanmanýn mutlak (kayýtsýz þartsýz) haram olduðunu, bunlarý kullanmaya ancak zarûret halinde müsaâde edileceðini, zarûretin en azýný kullanarak giderebileceðini, burada ise en azýn (ednânýn) gümüþ olduðunu, altýnýn bu durumda da haram olarak kaldýðýný kabul ediyor.
Ýbn Hacer el-Askalânî'nin Nasbu'r-râye fi tahric-i ehâdisi'l-Hidâye'de nakledilen incelemesine göre Arfece hadîsini Sünen sahiplerinin üçü (Ebû Dâvûd, Tirmîzî, Nesâî olacak) ve Ahmed b. Hanbel kitaplarýnda rivâyet etmiþlerdi.181 Taberânî'in rivâyetine göre Abdullah b. Amr, babasýnýn bir ön diþi düþüp Rasûl-i Ekrem (sav) ona diþini altýn ile baðlamasýný emrettiðini naklediyor. Enes b. Mâlik oðullarýný, diþlerini altýn ile baðladýklarýný gördüðü halde menetmemiþti.
Hz. Osman (r.a.) da diþlerini altýn ile yaptýrmýþ idi.
Ýbn Sâ'd'in, Ýbn Cürayc'den nakline göre Ýbn Þihâb da bunda mazhur görmemiþtir.
Medine fukahâsýndan sayýlan Abdullah b. Mervan, ayrýca Abdullah b. Avf ve Musâ b. Talha da diþlerini altýn ile baðlamýþ ve tutturmuþlardýr. Fetâvây-ý Hindiyye'de açýklandýðýna göre Hâkim Müntekâ'da: Bir adamýn diþi sallansa, o adam diþinin düþeceðinden korksa da diþini altýn veya gümüþ il baðlasa Ebû Hanife ve Ebû Yûsuf'a göre bir mahzur yoktur.
Müntekâ'nýn bu açýklamasýna göre Ebû Hanife de câiz görmüþ oluyor. Fakat fýkýh kitaplarýnýn hemen hepsinde Ýmam Âzâm'ýn câiz gördüðü gösterilmiyor; yalnýz Ýmam Muhammed'in câiz gördüðü þüphesiz olarak ifade ediliyor. Ýmam Ebû Yûsuf'a gelince, onun bu mevzûudaki görüþü üzerinde ittifak yoktur: Bazýlarýna göre Ebû Hanife, bazýlarýna göre ise Ýmamý Muhammed ile beraberdir. Nitekim Müntekâ Ýmam Ebû Yûsuf'un Ýmam Muhammed ile beraber olduðunu açýkça ifade ediyor.
Büyük Mecelle'nin mazbatasýnda açýklandýðý üzere Hanefî fukahâsýndan bazý imamlarýn muteber görüþleri halk için daha elveriþli ve zamana da daha uygun olmasý bakýmýndan tercih olunmuþtur. Nitekim birden olgunlaþmayýp peþi peþine olgunlaþan sebze ve meyvanýn satýþý ve nakit muhayyerliði meselelerinde Ýmam Muhammed'in re'yi tercih edilmiþ, alýnmýþtýr. Zâten Ýmam Muhammed'in mezhep ve görüþü desteksiz kalmýþ bir görüþ de deðildir. Kendisinden önce yaþamýþ bazý müctehidler ile ondan sonra gelen birtakým din âlimleri ayný görüþü paylaþmýþlardýr. Kuvvetli rivâyete göre Ýmam Ebû Yûsuf da ayný görüþtedir. Hanefîlerin büyük imamlarýndan Kerhî de bu mezhebi (re'yi) benimsemiþtir. Bu görüþün halk için daha elveriþli ve zamanýmýzýn ihtiyaçlarýna daha uygun olduðu da þüphesizdir.
Diþ meselesinin câiz olup olmamasý, guslün (bütün abdestin) sahih oluþu veya olmayýþýndan çýkmýþ deðildir. Aksine altýnýn, kullanýlmasý gereken sâhasýnýn dýþýnda kullanýlmasý esasýndan çýkmýþtýr. Ýmam Ebû Hanife «zarûret, mümkün olan en az ruhsat ile defedilmelidir.» diyerek gümüþü yeterli görüp altýna izin vermezken Ýmam Muhammed ve saðlam bir rivâyete göre Ýmam Ebû Yûsuf, gümüþ ile altýný, zarûret mevzûunda birbirinden ayýrmýyorlar. Her iki tarafa göre diþ meselesi bir zarûrettir. Zarûreti gidermek ise gereklidir.
Gönderen: 13.04.2007 - 01:41
Bu Mesaji Bildir   Son-GüL üyenin diger mesajlarini ara Son-GüL üyenin Profiline bak Son-GüL üyeye özel mesaj gönder Son-GüL üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Son-GüL su an offline Son-GüL  
1125 Mesaj -
Diþ meselesini bir de gusül yönünden ele alalým:
Fýkýh kitaplarýnda açýkça anlatýldýðýna göre gusülde gerekli olan þey: Güçlük çekmeden yýkanmasý mümkün olan yerleri yýkamaktýr. Yýkamak: suyu, bir damla bile olsa damlatmak suretiyle akýtmaktýr. Hattâ Ýmam Ebû Yûsuf'a göre su aksýn akmasýn, yýkanan yeri ýslatmak kâfidir.
Bahr'de açýklandýðýna göre ulaþtýrmak ve temas ettirmek imkânsýz veya güç olan yerlere suyu temas ettirmek þart deðildir. Bunun içindir ki gözü yýkamak þart deðildir; çünkü zarar verir, acýtýr.
Dürru'l-muhtâr'da açýklandýðýna göre kadýna baþýný yýkamak zarar verir ise baþýný yýkamayý terkeder; bazýlarýna göre baþýný mesheder. Kaþ, býyýk, sakal sýký olursa diplerini yýkamak þart deðildir.
Hanefî imamlarýndan Ebû Bekr Muhammed b. Fadl el-Buhârî'nin açýklamasýna göre kadýnlarýn saçlarý örgülü olursa saç aralarýna suyu ulaþtýrmak þart deðildir; çünkü bunda güçlük vardýr. Hatta erkeklerden saçýný örenler bulunursa onlar için de saçlarýnýn arasýný yýkamak þart deðildir diyenler vardýr. Hâsýlý zarûret ve güçlük bulunmadýkça suyu, yýkanmasý gereken yerlere ulaþtýrmak þarttýr. Fakat zarûret ve güçlük, zahmet ve meþakkat var ise böyle yerlere suyu ulaþtýrmak, temas ettirmek þart deðildir.
Diþ meselesinde zarûret ve güçlük vardýr. Suyu altýn veya gümüþ kaplamanýn, dolgunun altýna ulaþtýrmak, buralarý yýkamak þart deðildir. Diþ meselesinde zarûret bulunduðu ve zarûret bulunan yerlere suyun ulaþtýrýlmasýnýn þart olmadýðýný fýkýh bilginleri ittifakla bildiriyorlar. Burada bir ihtilâf varsa o ancak altýnýn kullanýlmasýndadýr.
Geniþ din bilgisi olmayan, dini baþkalarýndan öðrenen kimse delilini bilsin bilmesin, ihtilâflý konularda bir müçtehidin görüþünü alýr ve onunla amel eder. Geniþ din bilgisi olanlar da delilleri (âyet, hâdis vb.) inceleyerek görüþlerden birini tercih ederler. Durum böyle olunca Ýmam Muhammed'in halka elveriþli ve asrýn ihtiyacýna en uygun bulunan görüþüne göre diþi altýn ile baðlamak, kaplamak, doldurmak ve altýn diþ takmak caizdir. Ýttifakla kabul edilmiþtir ki diþin altýna su geçirmek þart deðildir. Gusül (bütün abdest) sahih ve diþ tedâvisinde altýn kullanmak câizdir.*
Ýzmirli Ýsmâil Hakký

Yine diþ doldurmak meselesi
Sabilûrreþad'ýn (298) numaralý nüshasýnda «diþ doldurmanýn câiz olduðuna dair» yazdýðým makaleye, Bolvadin'den müderris Yûnus zâde Ahmed Vehbî Efendi itiraz ediyor.
Ahmet Vehbî Efendî'nin kaleme aldýðý itiraz yazýsý iki esasa dayanýyor:
1. Altýn veya gümüþ ile diþin oyuðunu doldurup cünüplükten yýkanan kimsenin guslü ittifakla tam deðildir.
2. Hz. Peygamber (sav)'in hicretinden dört yüz sene geçince içtihâd ve kýyas kapýsý kapatýlmýþtýr.

Cevap:
1. Diþ doldurmak meselesinde baþlýca kaynaðým Siyer-i kebîr þerhi idi. Bu hususuta adý geçen kitaba bakmasý lâzým gelirken ona ehemmiyet vemiyor ve bakmýyor. Diþ doldurmanýn câiz olmayacaðýna dair diðer muteber fýkýh kitaplarýnda açýk bir ifade bulunmadýðý halde güya bazý ifadelerden... istidlâl ederek... câiz olmadýðýný anlýyor; ne garip anlayýþ!
Nasýl oluyor da Siyer-i kebîr þerhi gibi pek makbul bir kitabýn nakli nazar-i itibara alýnmýyor? Nasýl oluyor da ittifak bulunduðu söylenebiliyor?
Bu hususta önce, Hanefî imamlarýna göre altý kitaptan182 biri olan Siyer-i kebire ve þerhine183 baþvurmalarýný, sonra da Sungurlu kazasý müftüsünden gelen mektubu ve fetvâyý okumalarýný rica ediyorum.
Sungurlu kazasý müftüsü Osman Efendi'den aldýðýmýz mektubun sûreti:

Sebilüreþâd Gazetesine:
Sebilürreþâd'ýn (289) numaralý nüshasýndaki «Diþ Doldurmak» meselesi hakkýndaki fukahânýn sözlerini de muhtevî bulunan makaleyi okudum. Bu mesele, ek olarak takdim ettiðim sahifede yazýlý fetvâlar ile halledillmiþ fýkýh meseleleri olduðu için bunlarýn da gazetenizin bir köþesine sýkýþtýrýlarak okuyuculara sunulmasýný.
Sungurlu Kazasý Müftüsü Osman

Fetvâlarýn Sûreti:
Üzerine gusül farz olan Zeyd'in oyuk (mücevvef) olan diþleri altýn veya gümüþü ile doldurulmuþ olup diþlerinin oyuðuna yapýþmýþ olduðu için altýn veya gümüþ çýkarmakta güçlük ve meþakkat bulunmakla guslederken ol diþlerin oyuðuna su girmese ve bu þekilde bir zarûret meydana gelmiþ bulunsa suyu ol diþlerin içine ve oyuðuna ulaþtýrmak, temas ettirmek farz olmayýp dýþýný (dolgusunun üstünügöz kırpma yýkamakla gusletmiþ ve temizlenmiþ olur mu?

el-Cevap: Olur. Ýlâveli Mecmûa-i cedide, s. 11.
«Bir kimse, diþlerinin arasýnda ekmek ve benzeri bir þey kalmýþ olduðu halde gusletse guslü (bütün abdesti) sahih ve câizdir. Bazýlarý diþ arasýnda kalan nesne iyice çiðnenmiþ, özlü hamur gibi sertleþmiþ olursa -az olsun çok olsun- guslü sahih olmaz demiþlerdir. Bunu müellifi Zehira'da zikretti.
«Halebiye'ye göre en sahih görüþ budur; çünkü suyun girmesine mâni olur, ortada bir güçlük ve zarûret de yoktur. Hilyetü'n-nâci'nin açýklamasý: «Oruçta, aðýzda kalanýn azý affedildiði halde gusülde affedilmedi; çünkü onlara zarûret ve güçlük var, burada ise yoktur.»
«Ýmam Zahiruddin þöyle diyor: Boyacý, debbað gibi esnâfýn týrnaklarýnda su geçirmeyen bazý þeyler kalýr; bu gibiler gusül ettiklerinde temizlenmiþ olurlar mý? Denildiðine göre olurlar; çünkü oralara suyu geçirmede güçlük ve bu bakýmdan ortada bir zarûret vardýr, zarûret þer'î kâidelere göre istisnaî muâmeleye tâbidir.»
Nûh Efendi, Netâicü'n-nazar ale'd-Dürar184
Zeyd'in oynayan diþini altýn tel ile tutturup baðlamak Ýmam Muhammed'in re'yine göre câiz olur mu?

el-Cevap: Olur.
«Kadýhân ve ed-Durr'un el-Kerâhiye bahsinde Ebû Hanefi'ye göre ancak gümüþ tel ile baðlanabileceði, Ýmam Muhammed'e göre ise altýn tel ile baðlamasýnda da bir mahzur olmadýðý ifade edilmiþtir.» Zeyd'in oynayan diþini gümüþ tel ile baðlamak câiz olur mu?

el-Cevap: Olur. Ýlâve Mecmû'a-i cedide, s. 541, 542
2. Müctehid ve fukahâdan hiç biri, mutlak olarak, kayýt þart koymadan ictihad ve kýyas kapýsý kapatýlmýþtýr diye bir söz söylememiþlerdir...185
Ýzmirli Ýsmâil Hakký

Buraya kadar Ýzmirli Ýsmâil Hakký Efendi'nin "Diþ Doldurma, Kaplama ve Gusül" mevzûundaki inceleme yazýsý ile ayný mevzûudaki fetvâyý, orjinal tetip ve üslûbu içinde sadeleþtirerek ve yer yer Arapça ifadeleri terceme ederek vermiþ olduk.
Yazýmýzýn baþýnda da arzettiðimiz gibi mevzûu hâlâ aktüeldir ve çözüm de geçerlidir. Günümüzde diþ dolgusunda altýn ve gümüþ kullanýlmamakla beraber kaplama ve köprüde altýn kullanýlmaktadýr. Dinimiz erkeklere zinet, kadýn ve erkeklere ev eþyasý vb. olarak altýn kullanmayý yasaklamýþtýr.186 Ayrýca bütün abdest alýrken (guslederken) aðzý yýkamayý da istemiþtir. Þu halde diþ kaplama veya dolgusunda altýn kullanýldýðý zaman iki yönden (altýn kullanmak ve aðzýn içini, diþleri yýkamak) baþka bir mâden kullanýldýðý zaman da bir yönden (gusülde aðýzdan sayýlan diþlerin bir kýsmýnýn yýkanmamýþ olmasý yönünden) problemimiz var demektir.

1. Altýn Kullanmak:
Sahih hadîsler bu gibi yerlerde altýn kullanmaya izin vermiþtir. Bu iznin «kiþiye özel» olduðuna dair de bir delil yoktur. Þu halde Ýmam Muhammed ve diðerlerinin görüþü þâyân-ý tercihtir; altýn bu maksatla kullanýlabilir.187

2. Gusülde Aðzý Yýkamak:
Dinimizde zarûretlerin bir takým kolaylýk ve ruhsat kapýlarýný açtýðý malumdur. Burada zarûret yalnýz insaný ölüm derecesine getiren durumlarý deðil, güçlük arzeden, sýhhati bozan durumlarý da içine alýr.188 Diþ tedâvisi -ki dolgu ve kaplama da buna dahildir- sýhhat için gereklidir. Dolgu ve kaplamayý her gusülde çýkarmak ise çok güçtür. Bunun içindir ki âlimler böyle durumlarda bazý yerlerin yýkanmadan kalabileceðine, üzerinden su geçirmenin kâfi geleceðine fetvâ vemiþlerdir.189 Zâten Ýmam Þâfiî ve Ýmam Mâlik gibi müctehidlere göre gusülde aðzýn içini yýkamak da þart deðildir. Yâni gusülde aðzýn içini yýkamak bütün müctehidlerin üzerinde birleþtiði bir farz deðildir.190 Kaldý ki -yukarýda geçen fetvâda görüldüðü üzere- Hanefîler de güçlük bulunan durumlarda týrnak aralarý, diþ kovuklarý gibi yerlere su girmese dahi guslün sahih olduðuna fetvâ vermiþlerdir.


Prof.Dr.Hayrettin Karaman
Gönderen: 13.04.2007 - 01:42
Bu Mesaji Bildir   Son-GüL üyenin diger mesajlarini ara Son-GüL üyenin Profiline bak Son-GüL üyeye özel mesaj gönder Son-GüL üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Son-GüL su an offline Son-GüL  
1125 Mesaj -
Haþiyeler:

179. Önce Sýrât-ý müstakîm, sonra da Sebîlürreþâd adýyla uzun zaman neþredilen bu mecmûanýn sahibi Eþref Edib'dir. Muharrirler arasýnda büyük þairimiz Mehmet Âkif bey, Manastýrlý Ýsmail Hakký Efendi, Ýzmirli Ýsmail Hakký Bey, Ahmed Naim Bey, Ferid Kam, Ahmed Hamdi Akseki gibi tanýnmýþ zevât yer almýþtýr.
180. Cahiliye devrinde kabileler arasýndaki muharebelere "yevm"in cem'i "Eyyâm" denirdi. "Külâb"da böyle bir harbin adý olmuþtur.
181. Bkz. Ebû Dâvûd, Hâtem, bâb: 7: Tirmizî, Libâs, bâb: 31: Nesâî, Zineh, bâb: 41; Ýbn Hanbel, Müsned, c. s. 23. Diþin altýn veya gümüþ ile tutturulmasý hakkýnda: Tirmizî, Libâs, bâb: 31; Ýbn Hanbel, Müsned, c. I, s. 73.
* Son asýr Osmanlý ulemâsýndan ders vekili (þeyhülislâm yardýmcýsý ve kýsmen maârif vekili) M. Zâhid Kevserî de ayný delil ve mûcib sebeplere dayanarak ayný görüþü benimsemiþtir. Mýsýr'dan bir yakýnýna yazdýðý ve görüþünü açýkladýðý mektubun fotokopisi nezdimizde mahfuzdur.
182. Altý kitap: Câmi'u'l-kebîr, Câmi'u's-saðîr, Siyeru'l-kebir, Siyeru's-saðîr, Ziyâdât, el-Mebsût isimli eserler olup hepsi Muhammed b. Hasen'in kitaplarýdýr ve bunlardan nakledilen ahkâma "zâhiru'r-rivâye" denir.
183. Bu þerh, müctehid Hanefî fukahâsýndan Serâhsî'nin eseridir.
184. Týrnak içindeki iki paragraf, metinde Arapçadýr.
185. Muharrir bu maddede, itirazcýnýn dayandýðý ikinci esasý çürüterek "ictihadýn nevileri olduðunu, hiçbir nev'inin kapýsýnýn kapatýlmadýðýný, ehli bulunmadýðý için bir nev'inin yapýlamadýðýný, bazý nevilerinin ise her zaman yapýldýðýný" ifade etmektedir. Bu mevzuda geniþ bilgi için bkz. H. Karaman, Ýslâm Hukukunda Ýctihad (Diyanet Ýþleri Bþk. Yayýnlarýgöz kırpma.
186. Bu yasaðýn mâhiyet ve hikmeti için bkz. Yûsuf Kardâvî, Ýslâm'da Helâl ve Haram, trc. Mustafa Varlý, 4. baský, s. 90, 107; H. Karaman, Haramlar Helâller, s. 48.
187. Ayný mevzûuda bkz. Ýbn Âbidin, Reddu'l-muhtâr, c. V, s. 252.
188. Bu mevzu için H. Karaman, "Ýslâm'da Zarûret hali", Diyanet dergisi, c. XIII, sayý: 111, s. 162 vd.
189. Yara ve kýrýklar sargýya ihtiyaç gösterirse her abdest ve gusülde çözülmez. Açýk yerler yýkanýr. Sargýnýn üzeri de meshedilir; yani ýslak el sargý üzerinden geçirilir. Sargýyý yaparken abdestli olmak da þart deðildir.
190. Ýbn Kudâme, el-Muðnî, c. I, s. 88. Müslümanlarýn gerektiði zaman diðer müctehidlerin mezheblerinden istifade edebilecekleri mevzûunda bkz. H. Karaman, Ýslâm Hukukunda Mezhebler; Ýslâm Hukukunda Ýctihad.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Son-GüL tarafından, 13.04.2007 - 01:44 tarihinde.
Gönderen: 13.04.2007 - 01:42
Bu Mesaji Bildir   Son-GüL üyenin diger mesajlarini ara Son-GüL üyenin Profiline bak Son-GüL üyeye özel mesaj gönder Son-GüL üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
5108 Mesaj -
gül Allah Razı Olsun gül

Yüreðine saðlýk...
Emeklerine
Ellerine saðlýk.
Paylaþým için Teþekkürler...
Faydalý eklemeler olmuþ.
gül


Selam ve dua ile...

Rýfat Aða.



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son rifat56 tarafından, 15.04.2007 - 15:27 tarihinde.
Gönderen: 15.04.2007 - 15:23
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 625 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ilkser (43), gorkem yildiz (37), akky (39), HAKAN KÜCÜK (51), feride orhan (56), ME10 (47), MDMETIN (39), deniz-19 (37), avni kamzeli (43), asteroit (49), erdem (), Webcam_M (54), sel14tr (44), icalim (53), ilyas.fr (46), maneviyat (46), Ý.TEKGÜL (55), vgozukara (42), EMRULLAH (39), artvinli (59), emineyzc (48), looder (56), Cheetah (34), Keje (43), sahmeran28 (50), meto54 (63), selmani fahrisi (40), alonewolf (47), ibocan2 (42), chocuq87_54 (37), KaRaGoZLuM (41)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56536 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.