kaletra kaletra chloroquine hydroxychloroquine chloroquine bedranol bekunis dragees beloc cor beloc zok beloc benicar hct benicar benzoyl betagan betapace betaprol betnesol betnovate biaxin bilol comp bilol bimatoprost binaldan binordiol blocadren bocatriol bondronat bonidon boniva brand cialis brand levitra brand viagra brexidol buspar butohaler butovent bystolic cabaser calan sr calan calcijex calcium sandoz canasa canestene cardaxen plus cardaxen
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ İLE YAPILAN İKİLİ ANTLAŞMALAR(okuyun)

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
vehbi70 su an offline vehbi70  
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ İLE YAPILAN İKİLİ ANTLAŞMALAR(okuyun)
919 Mesaj -

AMERÝKA BÝRLEÞÝK DEVLETLERÝ ÝLE YAPILAN ÝKÝLÝ ANTLAÞMALAR

ABD ile yapýlan ilk ikili anlaþma, 23 Þubat 1945 tarihinde imzalandý. Borç alma ve kiralamalarla ilgili olan bu anlaþma TBMM'de 4780 sayýyla yasalaþtý. Anlaþmanýn temel özelliði, adýnýn Karþýlýklý Yardým Anlaþmasý olmasýna karþýn, ABD isteklerinin Türkiye tarafýndan kabul edilmesi ve Türkiye'yi aðýr yükümlülükler altýna sokmasýydý. Anlaþmada, 'Koruyucu Hükümler' olarak yer alan maddelerle, Türkiye'nin deðil ABD'nin 'haklan' korunuyordu. Anlaþmanýn II. maddesi þöyleydi: TC hükümeti, saðlamakla görevli olduðu hizmetleri, kolaylýklarý ya da bilgileri ABD'ye teslim edecektir.' Böyle bir maddenin baðýmsýz iki ülke arasýnda yapýlan bir anlaþmada yer almasý, örneði olan bir uygulama deðildir. TC hükümeti, ABD'ye hizmet sunmakla görevli olacak ve bu görevin sýnýrý da belli olmayacaktý.



ABD ile yapýlan ikinci anlaþma, 27 Þubat 1946 gün ve 4882 sayýlý yasayla kabul edilen kredi anlaþmasýdýr. Bu anlaþmanýn özü dünyanýn deðiþik yerlerinde ABD'nin elinde kalan ve ülkesine geri götürmesi pahalý olan eskimiþ savaþ artýðý malzemeleri satýn almasý koþuluyla Türkiye'ye borç verilmesiydi.



Türkiye 1950'ye dek ABD ile 7 Mayýs 1946 tarihli Borçlarýn Tasfiyesi ile Ýlgili Anlaþma, 6 Aralýk 1946 tarihli Kahire Anlaþmasýna Ek Anlaþma, 12 Temmuz 1947 tarihli Askeri Yardým Anlaþmasý ve 27 Aralýk 1949 tarihli bir baþka Askeri Yardým Anlaþmasýný imzaladý.



Demokrat Parti döneminde, 1954 yýlýnda uluslararasý petrol þirketlerinin adamý Max Bell'in hazýrladýðý ve Atatürk'ün çok önem verdiði petroldeki devlet tekelini kaldýran Petrol Yasasý çýkarýldý. Bu yasanýn 136. maddesi þöyleydi: Bu yasa yabancý þirketlerin izni olmadan deðiþtirilemez.



23 Haziran 1954 yýlýnda, Türkiye ile Amerika Birleþik Devletleri arasýnda Vergi Muafiyetleri Anlaþmasý imzalandý. Yalnýzca Amerikalýlarýn yararlandýðý bu anlaþma, Türkiye'deki ABD varlýðýný adeta devlet içinde devlet haline getiriyor ve ABD þirketlerine vergisiz, gümrüksüz, denetimsiz ve yargý organlarýndan uzak, yasa üstü bir statü tanýyordu. 1959 yýlýnda millileþtirme iþlemlerinde muhatabýn ABD hükümeti olmasýný kabul eden, Ýstimlâk ve Müsadere Garantisi Anlaþmasý yasalaþtýrýlýyor ve bu yasaya Erzurum Milletvekili Sabri Dilek, 'Bu anlaþmanýn kabulüyle kapitülasyonlar geri getirilmektedir. Bu anlaþma ile Amerikalýlara açýkça imtiyaz verilmektedir diye tepki gösteriyordu.



ABD ile Türkiye arasýnda 12 Kasým 1956 tarihinde Tarým Ürünleri Anlaþmasý imzalandý. 24 Eylül 1963 gün ve 11513 sayýlý Resmi Gazete'de yayýmlanarak yürürlüðe giren bu anlaþmaya göre, ABD Türkiye'ye 46,3 milyon dolarlýk (o zaman 1 dolar 10 liraydýgöz kırpma buðday, arpa, mýsýr, dondurulmuþ et, konserve, sýðýr eti, don yaðý ve soya yaðý satacaktý. BU ürünler azgeliþmiþ bir tarým ülkesi olan Türkiye'nin temel ürünleriydi ve bunlar ABD gibi bir ülkenin eþit olmayan rekabetine terk ediliyordu. Ama daha vahim olaný anlaþmanýn 2. ve 3. maddeleriydi. 2. madde þöyleydi: Türkiye'nin yetiþtirdiði ve bu anlaþmada adý geçen ya da benzer ürünlerin Türkiye'den yapýlacak ihracatý Birleþik Devletler tarafýndan denetlenecektir.' 3, maddenin b bendi ise, Türk ve Amerikan hükümetleri Türkiye'de Amerikan mallarýna karþý talebi artýrmak için birlikte hareket edeceklerdir' diyordu.



31 Mayýs 1968 tarihinde yapýlan ve 12978 sayýlý Resmi Gazete'de yayýmlanan, Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleþik Devletleri Arasýnda Kredi Anlaþmasý; Türkiye'yi ekonomik, mali ve siyasi baðýmlýlýða sürükleyen koþullu kredi anlaþmalarýna çarpýcý bir örnektir. Anlaþma 30,5 milyon dolarlýk bir anlaþmaydý ve Türkiye'nin bu borcu koþullara baðlanmýþtý. Etibank'ýn Ergani hariç tüm bakýr iþletmelerini ABD'nin denetimi altýndaki Karadeniz Bakýr Ýþletmeleri A.Þ.'ye devretmesini þarta baðlayan anlaþmanýn 3. maddesi þöyleydi: 'Þirketin kuruluþ sözleþmesi, tescil belgesi, organizasyon þemasý, Türk hükümetinin krediyi þirkete borç vereceðine iliþkin hükümetle þirket arasýnda yapýlmýþ olan sözleþmenin tasdikli bir örneði, yönetim kurulu üyelerinin isimleri Türkiye'deki Amerikan Yardým Teþkilatýna (AID) bildirilecektir. ABD'in bütün bunlarý uygun görmesi halinde kredi ödemesi yapýlacaktýr.'



ABD ile yapýlan ikili anlaþmalar burada konu edilenlerden çok daha fazladýr ve büyük bir karýþýklýk içindedir. Ýlgili ve sorumlu Türk makamlarý, Amerikalýlarla yapýlan anlaþmalarýn anlam ve kapsamýnýn ne olduðunu, ne zaman imzalandýðýný ve hangi koþullarý taþýdýklarýný bilmiyorlardý. Bu karýþýklýktan Amerikalýlar geniþ ölçüde yararlanarak Türkiye'de diledikleri gibi hareket etmiþler ve anlaþmasý olmayan konularda bile anlaþma varmýþ gibi uygulama yapmýþlardý, Orgeneral Refik Tulga bu konuda 1969 yýlýnda þu açýklamayý yapmýþtý; "Genelkurmay, bir anlaþmaya dayanmadan kullanýlan Sinop ve Yalova havaalanlarý için, Amerikalýlara 'buradan çýkýn' diyordu. Amerikalýlarýn yanýtý 'bize müsaadeyi hükümet verdi' oluyordu. 'Anlaþmayý gösterin' dendiðinde Amerikalýlar 'anlaþma yok' demekten baþka yanýt bulamýyorlardý."



Türkiye ile Batýlýlar arasýnda uzun süre içinde oluþturulan anlaþmalar setinin temel özelliði, Türkiye pazarýný adým adým yabancý rekabete açmasý ve büyüme ihtiyacý içindeki ulusal tarým ve sanayinin geliþimine engel olmasýydý Bu engelleme ABD ve AB kaynaklý programlar ve bu programlarýn dayanaðý olan yabancý uzman raporlarýyla gerçekleþtiriliyordu.



Ýkinci Dünya Savaþý'ndan sonra, ABD yardýmlarýna yön vermek üzere Amerikalý ekonomist Thornburg Türk ekonomisini inceledi ve Türkiye'nin Bugünkü Ekonomik Durumunun Eleþtirisi adlý bir rapor düzenledi. Atatürk dönemi ekonomik uygulamalarýný eleþtirmekle baþlayan rapor, Türkiye'nin aðýr sanayii kurma giriþimlerine karþý çýkýyor, Karabük demir-çelik tesislerinin tasfiyesini istiyor ve 125 lokomotif imal edecek kapasitede bir fabrika kurma projesini reddediyordu. Thornburg, Türkiye nin lokomotif fabrikasý kurmak için istediði krediyi kastederek, Türkler böyle düþündükleri sürece dolarlarýmýzýn ABD'de kalmasý daha iyi olacaktýr' diyor ve Türkiye'nin makine, uçak ve dizel motoru yapýmý projelerine kesin bir biçimde karþý çýkarak, Türkiye'yi bu tür düþüncelerden vazgeçmesi yönünde adeta tehdit ediyordu: 'Amerikalýlar böyle düþünenleri iyi çalýþma arkadaþý saymazlar.' Thornburg Raporu, bugün Türkiye'ye kurtarýcý gibi getirilen Kemal Derviþ'in, Dünya Bankasý yetkilisi olarak 1978 yýlýnda Türkiye için hazýrladýðý raporun hemen aynýsýydý.



Atatürk döneminde gerçekleþtirilen ekonomik atýlýmlar ve bu atýlýmlarý planlayan, uygulayan ve geliþtiren ulusçu Kadrolarýn tasfiyesini öngören Thornburg anlayýþý, Türkiye'de sürekli bir biçimde iktidar oldu. Bu iktidarýn somut ifadesi olan hükümetlerin hemen tümü, anti-Kemalist politikalar yürüttüler. Atatürk'ün Türkiye için sakýncalý gördüðü hemen her giriþimi uygulamaya soktular. Thornburg Raporu'yla ayný anlayýþa sahip olan ve Atatürk döneminde rafa kaldýrýlan 1800 sayfalýk Dorr Raporu yeniden gündeme getirildi ve uygulandý. 1945'ten sonra yeniden Türkiye'ye gelen Dorr'a olaðanüstü ilgi gösterildi ve kimi hükümet üyeleri Dorr'a, Raporun kendileri için kutsal kitap olduðunu söylediler.



1945'ten sonra motor ve aðýr sanayi yatýrýmlarýndan vazgeçildi ve bu yöndeki eðilimler resmi politikadan çýkarýldý. Türkiye, yabancý sermayeye denetimsiz olarak açýldý; gübre ve tarým ürünleri dahil ithalata yönelindi; yoðun olarak dýþ borç alýndý; NATO'ya girildi; Petrol Kanunu çýkarýlarak petrol iþletmeciliði devlet tekelinden çýkarýldý; KÝT'lerin satýlacaðý açýklandý. Yasadýþý iliþkiler ve karaborsayla palazlanan zenginler türedi, arazi spekülatörleri ve büyük toprak sahipleri, uluslararasý þirketlerin temsilciliklerini almaya baþladýlar. CHP, 1947 yýlýnda programýný deðiþtirdi ve Demir-Çelik Kombinalarý, Genel Makine Fabrikasý, Elektrolitik Bakýr Kombinasý gibi aðýr sanayi projelerinden vazgeçildiðini açýkladý. MKE'nin (Makine Kimya Endüstrisi) gerçekleþtirdiði ve Danimarka dahil birçok ülkeye ihraç edilen 8 kiþilik yolcu uçaðý üretimine son verildi.



Türkiye, Batýya baðlanmanýn yeni bir aþamasý olan Avrupa Birliði (o zamanki adýyla Avrupa Ekonomik Topluluðu-AET) sürecine 20 yýllýk anti-Kemalist uygulamalar döneminden sonra böyle geldi. 1959'da üyelik için AET'ye baþvurduðunda, Türkiye Atatürk'ün 1938'de býraktýðý Türkiye'den çok farklý bir yerdeydi. Tam baðýmsýzlýktan ödün vermeyen, emperyalist bloklarla ittifak yapmayan, kendi gücüne dayanarak kalkýnan ve dünyanýn hiçbir ülkesine en küçük bir baðýmlýlýðý olmayan, borçsuz ve baðlantýsýz Türkiye'nin yerinde; iç ve dýþ siyasette özgürce karar üretemeyen, açýk bütçeli, sanayileþemeyen ve sürekli borçlanan bir Türkiye vardý. Ülkeyi yönetenler Batýya baðlanmaktan baþka bir yolun olmadýðýný söylüyor, söylemleri yönünde uygulamalar yapýyor, üstelik bu uygulamalarý Atatürkçülük adýna yaptýklarýný ileri sürüyorlardý.



Atatürk'ün ölümüyle baþlayan ve 1963 yýlýnda AB ile imzalanan Ankara Anlaþmasý'na dek geçen 25 yýllýk geri dönüþ süreci içinde, yapýlan uygulamalar ve bu uygulamalarýn Türkiye'yi getirdiði durum þuydu:



1- Türkiye, imzaladýðý çok sayýda uluslararasý ve ikili anlaþmayla yönetim inisiyatiflerini önemli oranda yitirdi ve egemenlik haklarýný dýþarýyla paylaþýr duruma geldi, Atatürk'ün yaþamsal düzeyde önem verdiði tam baðýmsýzlýk iþleyiþinden vazgeçildi ve Tanzimat Batýcýlýðý yeniden yerleþik devlet politikasý haline geldi.



2- Ulusal sanayi yatýrýmlarý durduruldu, dýþ yönlendirmelere baðlý olarak 'savaþ zenginleri ve dýþ borca dayanýlarak tüketime yönelik montaj yatýrýmlarýna yönelindi. Dýþardan alýnan borçlar, teþvik kredisi adýyla, yerli ortak bularak yatýrým yapan uluslararasý þirketlere devredildi ve geleceðini Batýya baðlamýþ olan yeni bir iþbirlikçi zümre yaratýldý.



3- Yabancýlara hemen her alanda imtiyaz haklarý tanýndý. Petrol baþta olmak üzere tüm stratejik madenler yabancý sermaye yatýrýmýna açýldý. Yatýrýmcý kuruluþlarýn yönetimlerine, dýþarýda eðitim gören ve Batý deðerlerini temsil eden kadrolar getirildi. Ulusçu ve Atatürkçü kadrolar devlet yönetiminden uzaklaþtýrýldý.



4- Dýþ ticaret ve bütçe dengeleri bozuldu. Ýhracatýn ithalatý karþýlamasý oraný sürekli küçüldü ve bütçe açýklarý hýzla arttý. Bu olumsuz geliþmenin doðal sonucu olarak ve giderek artan bir yoðunlukta dýþ borçlanmaya gidildi. Milli kambiyo iþleyiþi zedelendi, Türk parasý sürekli deðer yitirdi.



5- 'Eðitim Birliði' ilkesi uygulamadan kaldýrýldý ve Türkiye her çeþit insan yetiþtiren bir ülke haline getirildi. Misyoner okullarý, tarikat mektepleri, paralý kolejler, imam hatip kurs ve okullarý, yabancý dilde eðitim yaygýnlaþtýrýldý. Köy enstitüleri ve köy öðretmen okullarý kapatýldý, eðitimin ulusal niteliði bozuldu.



6- Baðýmsýz ve baðlantýsýz niteliðiyle tüm dünyada saygý uyandýran Atatürkçü dýþ siyasetten vazgeçildi. Batý politikalarýnýn dümen suyuna gidildi. Türk ordusunun büyük bölümü NATO emrine verildi. Kore'ye asker gönderildi. Kurtuluþ Savaþý ile örnek olunan ve anti-emperyalist bir mücadele içine giren 'mazlum' uluslar deðil, büyük devletler desteklendi. Kemalist Cumhuriyetin saygýnlýðý yitirildi.



7- Geliþmiþ ülkeler öncülüðünde kurulup geliþtirilen hemen tüm uluslararasý örgütlere üye olundu. Truman Doktrini, Marshall Planý, IMF, Dünya Bankasý, Gümrük Tarifeleri Genel Anlaþmasý ve Ekonomik Kalkýnma ve Ýþbirliði Örgütü politikalarýyla emperyalizm Türkiye'de içsel bir olgu haline getirildi; Türkiye'nin geleceðine bu örgütler karar verir hale geldi.



8- Atatürk döneminde sýký bir biçimde denetlenen ve ulus karþýtý hiçbir faaliyetine izin verilmeyen Fener Rum Patrikhanesi'ne ayrýcalýklý bir hoþgörü gösterildi. CIA görevlisi Athenagoros Bakanlar Kurulu kararýyla Türk vatandaþlýðýna geçirilerek patrik yapýldý; Milli Eðitim Bakanlýðý, Heybeliada Ruhban Okulu'nun Teoloji Yüksek Okulu adýyla, Ýlahiyat Fakültesi haline getirilmesine izin verdi.



9- Sýnýr komþularýyla, Atatürk döneminde geliþtirilen dostluk iliþkileri kalýcý düþmanlýklara dönüþtürüldü. Sovyetler Birliði ve Yunanistan birinci tehdit unsuru düþmanlar haline geldi. Menderes hükümeti Irak'a askeri müdahale yapmaya kalkýþtý. Türkiye 'düþmanlarla' çevrili bir ülke haline geldi.



10- Yaygýn ve etkili bir kültürel yozlaþma yaþandý. Atatürk'ün bizzat katýldýðý Türk dili ve tarihi konusundaki çalýþmalar geliþtirilmediði gibi yapýlanlar, sistemli bir karþý çýkýþla ortadan kaldýrýldý. Özellikle Amerikan kaynaklý 'kültür' ürünleri bilinçli programlarla yaygýnlaþtýrýldý. Toplumsal deðerler ve ulusal kimlik kalýcý bozulmalara uðradý. Demokratik hemen hiçbir geliþmeye izin verilmedi. Partiler ve örgütler kapatýldý. Atatürk'ün özellikle emperyalizme karþý söylemleri bile 'suç' olarak deðerlendirildi. Köy enstitüsü çýkýþlýlar baþta olmak üzere hemen tüm ulusçu aydýnlar baský altýna alýndýlar, cezai kovuþturmaya uðradýlar. Türkiye, kendi aydýnlarýný yok eden bir ülke haline geldi.


Gönderen: 16.09.2006 - 11:30
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
309 Mesaj -
Eline yüreðine, aklýna saðlýk Vehbi kardeþim.

O kadar güzel ve anlamlý yazýlar var ki. Senin bu anlamlý yazýlarýný zaman zaman köþesinden alýp devreye sokmayý bir vatan vazifesi olarak kabul ediyorum.

Hem hafýzamýzý tazelemek hemde yeni üye kardeþlerimizinde faydalanabilmesi için bu yazýyý okumanýzý tavsiye ediyorum.

Bu yazý özellikle Atatürkten sonra iþlerin nasýl çýðýrýndan çýkarýldýðý konusunada ýþýk tutmakta...

Gönderen: 03.07.2010 - 12:35
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 809 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
karaali70 (54), Mücahit58 (42), firdevs_91 (33), harman76 (48), gul2 (47), özgür3 (35), songokou (42), nuri72 (52), aysun saglam (46), dalin (39), caglar_1988 (36), emine_yilmaz (45), elif19 (37), morcali (63), enderim23 (46), aga2 (61), hüzünlü gurbet (46), yeþil (42), 1yavuz (53), suvari_ (41), gazeteci1985 (39), adem03 (45), azzat (60), huemeyra41 (32), Kursad_ist (46), ruhan_ruhani (41), eskalibo (50), neofatih (39), yuuusuf (43), yunuscelik (46)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59771 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.