ivermectin lopinavir ritonavir ivermektin stromectol fluvoxamine oxytrol pamelor pantozol parafon parexat pariet parlodel paronex paxil cr paxil penegra pentoxi pepcid pepcidine periactin persantine pharmaquine phenhydan phoslo pirocam pirosol pk merz plavix plendil pletal podomexef ponstel pradif prandin precose premarin prevacid priligy prilosec primacton primolut n primolut nor principen prinil probalan prodafem
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » Amr b.As (ra) ölüm döşeğinde neden ağlıyordu

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Beyza su an offline Beyza  
Amr b.As (ra) ölüm döşeğinde neden ağlıyordu
159 Mesaj -
Amr b. As (ra) ölüm döþeðinde niçin aðlýyordu?

ALÝ DEMÝREL
Kainatta, en küçük zerreden, en büyük yýldýzlara kadar bütün mevcudat var olma ve yok olmaya tabidir. Bu, Rabb’imizin yarattýðý bir kanundur. Her þey doðar, büyür ve ölür. Nasýl ki insan doðar, büyür ve neticede kuru bir yaprak gibi uçar giderse, Kainattaki her þey de aynýdýr. Þu çalkalanýp durduðumuz dünya bir gün sona erecek, yer en þiddetli sarsýntýlarý geçirecek, bütün yýldýzlar, sistemler, galaksiler birbirine girecek, feza bütün dehþetiyle, korkunç seslerle, gürültülerle ve çatlamalarla dolacaktýr. Sonra da insanlar yerlerinden kalkýp dünyadaki hayatlarýnýn hesabýný verecektir.
O gün kaybetmemek, Allah’ýn hoþnutluðunu kazanmak, cennette meleklerin bizi selamlamasýný istiyorsak burada kulluðumuzu yerine getirmek mecburiyetindeyiz. Bu sebeple daima Rabb’imize yakýn bir hayat yaþamalý, O’nun rýzasýna uygun olmayan hallerden kaçmalý, hiç özür ve bahane bulmadan en hayati kulluk borcumuz olan namazýmýza devam etmeli ve devamlý muhasebe yörüngeli bir hayat yaþamalýyýz.


Sende burcu burcu Hz. Muhammed (sas) kokuyor


Muhasebemizin nasýl olmasý gerektiðiyle alakalý Asr-ý Saadetten bir misal verelim. Kainatýn rehberi, tercümaný Efendimiz’in rahle-i tedrisinin önünde diz çöken, her birisi Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) kokusuna bürünen, gittikleri her yerde, kendisine bakan nazarlara “Sende burcu burcu Hz. Muhammed kokuyor” dedirten, beþerin yýldýzlarý olan Ashab-ý Kiram’ýn her biri o kadar muhasebeli bir hayat yaþýyorlardý ki, hep Allah korkusundan gözyaþlarý döküyorlardý. Allah’ýn azabýný tasvir eden bir ayet duyduklarý zaman bayýlýp kendilerinden geçiyorlardý. Onlarýn azýðý-yemeði âdeta gözyaþlarýydý. Onlar, cennetle müjdelenmiþ dahi olsalar, aðlarlar ve gözyaþý dökerlerdi. Ýþte o kutlulardan birisi Hz. Amr bin As. Mýsýr fatihi.. Afrika’yý yarýsýna kadar fethetmiþ, her gittiði yere üzerinde Rasûlüllah’ýn adý bulunan sancaðý dikmiþ, karþýsýna çýkan bütün güçler, kuvvetler erimiþ büyük fatih.. nihayet ölüm gelip yakaya yapýþýnca o da onun karþýsýnda erimiþ ve yataða düþmüþtü. Ölüm döþeðinde uzanýyordu. Sanki o, büyük fatih Amr bin As deðildi.. sanki ülkeler fetheden o deðildi.. upuzun yatmýþ, yatakta son dakikalarýný yaþýyordu.. dudaðý teessürden acý acý burkuluyor, gözleri baþka baþka ufuklara bakýyordu... Mevla’nýn huzurunda nasýl hesap vereceðini düþünüyordu. “Acaba Allah Rasûlü’nün þefaati imdada yetiþip kurtulacak mýyým? Yoksa baþ aþaðý mý düþeceðim?” Ýþte o, bunlarý düþünüyor, yer yer aðlýyor ve teessür duyuyordu. Bir aralýk baþýnda bulunan oðluna þöyle dedi:

- Oðlum ölüm çok zor. Þu anda daðlar üzerime binmiþ, gök yere inmiþ gibi.. yer yukarý doðru çýkmýþ ve ikisinin arasýnda eziliyor gibi bir haldeyim. Biraz sonra da Allah’ýn huzuruna çýkacak, hesap vereceðim.


‘Hayatýmda mühim iki devre var!’


Amr bin As devam ediyor:

- Evladým! Hayatýmda mühim iki devre vardýr. Birinci devrede, Rasûlü Ekrem can düþmanýmdý. O’nu öldürmek, varlýðýný ortadan kaldýrmak için uðraþýyordum. O gün ölseydim cehennemliktim. Allah bana acýdý ve beni o gün öldürmedi. Sonra Halid’le el ele, Medine yolunu tutup Allah Rasûlü’nün huzuruna vardýk. Herkes merak ediyordu. Sýra bana gelince elini sýktým, býrakmadým.

Kelime-i þehadet getirdikten sonra Allah Rasûlü’ne þöyle dedim:

- Ya Rasûlallah! Ben günahkar bir insaným. Benim günahým pek çoktur. Allah’a dua eder misin günahlarýmý baðýþlasýn. Bunun üzerine Allah Rasûlü þöyle buyurdu:

- Ey Amr! Sen bilmiyorsun, insan iman ettikten, Müslüman olduktan sonra Allah, geçmiþteki bütün günahlarýný affeder, onlarýn yerine hasenat yazar.

Ýþte oðlum, keþke o dakikada ölseydim. Öylesine coþkun öylesine sevinçliydim ki, keþke o dakikada ölseydim. Ölseydim belki cennete girerdim.. ama ondan sonra dünyaya karýþtýk.. makam-mevki sahibi olduk.. koltuklara oturduk.. kumandan olduk.. bilir bilmez meselelere hüküm verdik... Þimdi akýbetimden çok endiþe ediyorum...

Kýsa bir zaman sonra da Hz. Amr, ruhunu Allah’a teslim eder. Ýþte sahabe efendilerimiz böylesine korku-ümit arasý muhasebeli bir hayat yaþýyorlar, bir gülerlerse, bin aðlýyorlar ve akýbetlerinden ciddi endiþe ediyorlardý.
Gönderen: 31.08.2006 - 11:03
Bu Mesaji Bildir   Beyza üyenin diger mesajlarini ara Beyza üyenin Profiline bak Beyza üyeye özel mesaj gönder Beyza üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
oncenamaz su an offline oncenamaz  
197 Mesaj -
Harre mevkiinde develerimizi çöktürdük. Üzerimize temiz elbiseler giydik. O arada ikindi ezâný okundu. Resûlullahýn yanýna gittik. Yüzü ayýn on dördü gibi parlýyordu. Mü'minler etrafýný sarmýþlardý. Önce Hâlid bin Velîd bîât ederek Müslüman oldu. Sonra Osman bin Talhâ bîât ederek Müslüman oldu. O sýrada kendimi birden Resûl-i ekremin önüne oturmuþ buldum. Utancýmdan dolayý yüzüne bakamýyordum.

- Yâ Resûlallah! Sað elinizi açýnýz da, size bîât edeyim, dedim.

Server-i âlem elini açýnca, ben elimi çektim. Bunun üzerine buyurdular ki:

- Yâ Amr! Sana ne oldu?

- Bîat için þart koþmak istiyorum.

- Þartýn nedir?

- Yâ Resûlallah! Ben geçmiþte olan günâhlarým baðýþlanmak þartýyla size bîat edeceðim.

Gelecek günâhlarým için magfiret taleb etmek aklýma gelmedi. Bunun üzerine Fahr-i âlem efendimiz buyurdu ki:

- Ey Amr! Bîat et! Hiç þüphesiz ki, Müslüman olmakla, Ýslâmiyetten önce yapýlanlarýn hesâbý sorulmaz.

Bîat ettiðim anda insanlardan hiç biri bana, Resûl-i ekremden daha sevgili ve O'ndan daha yüce olmamýþtý. Vallahi, Müslüman olduktan sonra önemli iþlerde Server-i âlem beni ve Hâlid bin Velîd'i diðer Eshâbýndan ayýrmadý.

Bir gün Amr bin Âs, Peygamber efendimize arz etti ki:

- Yâ Resûlallah, nice müddettir, Ýslâmiyet sarayýný yýkmaya kasdettim. Þimdi murâdým odur ki, Ýslâma geldiðim belli ola.

Beyaz sancak baðladý

Habîb-i kibriyâ buyurdu ki:

- Yakýnda seni bir hizmete gönderirim.

Bir süre sonra Resûl-i ekrem, Amr bin Âs'a;

- Elbiseni giy, silâhýný kuþan ve yanýma gel, buyurunca, derhal bu emri yerine getirerek huzûra vardý. Resûlullah efendimiz buyurdu ki:

- Ey Amr! Seni ordunun baþýnda gazâya göndereceðim. Allahü teâlâ sana selâmet ve ganîmet versin ve çok sâlih mal ile dön.

- Yâ Resûlallah! Ben mal kazanmak için Müslüman olmadým. Ýslâma olan sevgimden dolayý Müslüman oldum.

- Ey Amr! Sâlih mal, sâlih kimsede ne güzeldir.

Server-i âlem, Amr bin Âs için beyaz bir sancak baðladý ve ayrýca siyah bir bayrak verdi. Babasýnýn dayýlarý olan Belî bin Ömer bin Lihaf kabîlesini Ýslâma da'vet etmesini, Müslümanlýðý kabûl etmedikleri takdirde savaþmasýný emir buyurdu.

Amr bin Âs'ý; Süheyb bin Sinân, Sa'îd bin Zeyd, Sa'd bin Ebî Vakkâs ve Sa'd bin Ubâde gibi Muhâcir ve Ensârýn ileri gelenlerinden üç yüz sahâbînin baþýna geçirdi. Askerî birlikte otuz at vardý. Gündüzleri gizlenerek, geceleri ise hedefe doðru ilerliyerek, Zât-üs-Selâsil'e yaklaþtýlar. Burada, kâfirlerin baþka kabîlelerle birleþtiðini haber alan Amr bin Âs, durumu Resûlullah efendimize bildirdi.

Fahr-i âlem efendimiz, Ebû Ubeyde bin Cerrâh'ýn emri altýnda, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer'in de bulunduðu bir birliði Amr bin Âs'a yardým için gönderdi. Ebû Ubeyde bin Cerrâh, Amr bin Âs'ýn yanýna varýnca, ona tâbi oldu.

Mücâhidlerin gittiði bölge çok soðuktu. Isýnmak için ateþ yakmak istediler. Amr bin Âs karþý çýkarak dedi ki:

- Kim ateþ yakarsa, onu yaktýðý ateþin içine atacaðým.

Onun bu sözleri Eshâbýn çok aðrýna gitti. Hz. Ömer, onun bu sözlerini iþitince çok üzüldü ve yanýna gitmek istedi. Hz. Ebû Bekir ona engel oldu:

- Onu kendi hâline býrak. Resûl-i ekrem onu, savaþtaki üstün bilgisi yüzünden bize kumandan tâyin etti.

Gönderen: 31.08.2006 - 13:17
Bu Mesaji Bildir   oncenamaz üyenin diger mesajlarini ara oncenamaz üyenin Profiline bak oncenamaz üyeye özel mesaj gönder oncenamaz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 544 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Atak74 (50), bkaan50 (28), hballi44 (43), emrah3946 (41), safari (55), 1 yolcu (48), hballi (43), adamisali (34), YaSinYuSuf (57), sayha (54), nigdeliemre (35), ocaku08 (49), furkan_safa (28), ilbeyizmir (46), manarin (49), mekizgin (56), cihangir (52), KADRI (53), gluck (47), hha19 (42), firat7 (40), ZEYNEPRABIA (46), vivaa (37), konhair (47), ERTASCH (50), byy (42), sibbelll (38), yolcu-01 (43), KANADALI (46), engina (41), ubeydullahoztur.. (44), MeMo-X (37), fatih1980 (44), darknessman (41), My_hos (36), hkanca (56), cetintas (35), Berra&Sare (48)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.53044 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.