ivermektin generique rhinocortivermektin lopinavir ritonavir kaletra super kamagra suprax symmetrel synthroid bottle synthroid tadacip tadalift tadalis sx tadora tamec tamsunax tarivid tavanic tegretol telfast temovate tenoretic tenormin terbifil tetraseptine thorazine ticlid tildiem timisol timonil timoptic tirosint tofranil top avana topamax toramide torasem torasis torem trandate transannon trecator sc trental trial packs triatec
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » OSMANLI TARİHİ ve MEDENİYYETİ » Müslüman Türk Devletleri

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
vehbi70 su an offline vehbi70  
Müslüman Türk Devletleri
919 Mesaj -
Müslüman Türk Devletleri
Ýtil Bulgarlarý'ndan sonra ilk Müslüman Türk devletleri, Karahanlýlar, Gazneliler ve Selçuklular'dý. Karahanlýlar, 944 yýlýnda, Ýslâm'ý resmî din olarak kabul etti. Karahanlýlar arasýnda Ýslâm dîninin yayýcýsý, Abdülkerim Satuk Buðra Han'ýn oðlu Musa Baytaþ oldu. Karahanlý hükümdarý, 999 senesinde, Abbâsî halifesi tarafýndan Ýslâm hükümdarý olarak tanýndý. Hakanlýðýn sýnýrlarý, Balasagun, Özkend ve havalisine, Tarým havzasýnýn batý kýsmýna, Balkaþ Gölüne, Hindukuþ, Karakurum Daðlarý dolaylarýna kadar yayýldý. Ülke, doðu ve batý diye ikiye ayrýlmýþtý. Doðu Karahanlýlar 1090, Batý Karahanlýlar ise 1089'da Selçuklulara baðlandýlar. Karahanlýlar devrinde, 200 000 çadýr Türk halký, Ýslâm'ý kabul etmiþtir.
962 yýlýnda Alptekin (Alb Tegin) adlý bir Türk kumandaný, Afganistan'ýn Gazne þehrini zaptederek Gazneliler Devletini kurdu. 977'de devletin baþýna Sebük Tekin geçti. Sebük Tekin, iyi bir devlet adamý, mâhir bir kumandandý. Bütün Afganistan ile Horasan ve Ýran'ýn doðu kýsýmlarýný idaresi altýna aldý. Hindistan'a, zaferle neticelenen bir zafer düzenledi. Oðlu ve halefi olan Mahmud, yalnýz Gazneli Devletinin deðil Türk tarihinin de en büyük simalarýndan biridir. Hindistan'a onyedi defa sefer düzenleyerek büyük zaferler kazandý. Bu ülkede Ýslâm'ýn köklü þekilde yerleþip geliþmesinde önemli rol oynadý. Gazneli Mahmud, ayný zamanda, Ýran'ýn orta eyaletleriyle Harezm topraklarýný da ülkesine katarak zamanýnýn en büyük hükümdarý oldu ve Abbâsî halifesinden ilk defa olarak, sultan unvanýný aldý. Gazneliler, 1040 yýlýndan sonra Selçuklulara tâbi oldular. 1186 senesinde de Gûrlular tarafýndan tamamen ortadan kaldýrýldýlar.

10. asrýn ikinci yarýsýnda Seyhun nehri kýyýsý ile bunun kuzeyinde yaþayan Oðuzlar, Semerkand ve Buhara taraflarýna inmeye baþlamýþlardý. Buhara taraflarýna inen Oðuzlarýn baþýnda, Kýnýk boyundan Selçuk Bey'in oðullarý vardý. Selçuk Bey'in torunlarýndan Tuðrul ve Çaðrý beyler, çetin þartlar içinde Selçuklu Devletini kurdular. Tuðrul, 1064 senesinde vefat ettiði zaman, kurduðu devletin sýnýrlarý, Ceyhun'dan Fýrat'a kadar uzanýyordu. Yerine geçen Alparslan, 1071'de Malazgirt ovasýnda Bizanslýlarý yenerek Anadolu'nun Türk ülkesi olmasýný saðladý (Bkz. Malazgirt Zaferi). Bu zaferden Anadolu'nun fethine Kutalmýþ Bey'in oðullarý memur edildiler. Kutalmýþoðlu Süleyman Þah, büyük zaferler kazanarak Üsküdar'a kadar geldi ve Ýznik'i hükümet merkezi yaparak Türkiye Selçuklu Devleti'ni kurdu. Süleyman Þah'tan sonra I. Kýlýç Arslan, I. Mesud ve II. Kýlýç Arslan, Türkiye Selçuklu Devletinin baþýna geçerek, Türk Milletine büyük hizmetler verdiler. 13. yüzyýlda Moðol istilâsý, Ýran, Horasan ve Mâverâünnehir taraflarýnda yaþayan âlimlerin hemen hepsinin Anadolu'ya gelmelerine sebep oldu. Bu istilâ, Selçuklu Devletinin de ortadan kalkmasýna yol açtý. Fakat çok geçmeden, yüksek yaylalarda yaþayan Türkmen beyleri, Anadolu'yu istilâcýlarýn elinden kurtarmayý baþardýlar. Bu Türkmen beylerinden birisi de Osman Bey'di. 1299'dan itibaren geliþen Osmanlýlar, mânevî yapýsý ve teþkilatý bakýmýndan Selçuklu Türklüðünden devraldýðý birçok deðerlerle cihanýn en büyük devletlerinden birini kurmaya muvaffak olmuþlardýr.

Söðüt'te kurulan Osmanlý Devleti, kýsa zamanda Batý Anadolu'ya hakim olarak, 1356'da Rumeli'ye ayak bastý. Bu geçiþ, çok mütevazý baþlamakla birlikte, þiddetli Haçlý mukabelesiyle karþýlaþýldý. Fakat, üstün vasýflara sahip Osmanlýlar, Haçlýlarý 1363'te, Edirne civarýnda Sýrpsýndýðý mevkiinde, 1389'da Kosova'da ve 1396'da Niðbolu'da hezimete uðrattýlar. Böylece devlet Rumeli'de saðlam bir þekilde yerleþti. Bu arada Anadolu'da yapýlan ilhaklarla da geniþledi ve Malatya'ya kadar uzandý. Niðbolu Zaferi, Türk ilerleyiþini durdurmanýn mümkün olmadýðýný Hýristiyan Avrupalýlara gösterdi. Hýristiyan Batý âlemine galip gelen Osmanlýlarýn, doðuda Timur Han'a maðlup olmasý, Anadolu'daki birliði tekrar sarstý. Ancak Fetret Devri'nde sarsýntý, Rumeli'den daha çok Anadolu'da meydana geldi.

Fetret Devrinden sonra devletin baþýna geçen ve "ikinci kurucu" olarak adlandýrýlan Çelebi Sultan Mehmed Han, Osmanlý Devletini tekrar canlandýrdý. Oðlu II. Murad Han, 1444'te Varna ve 1448'de II. Kosova meydan savaþlarýnda, Haçlýlara karþý yeni zaferler kazandý. Osmanlýlar, bu suretle Anadolu'da Türklüðün ve kendilerinden önceki diðer Ýslâm devletlerinin maddî ve manevî mirasýný toplayarak, yeni bir medeniyet kurdular.

Türk tarihinde ilk defa olarak, Osmanlýlarýn merkezî bir devlet sistemi olarak ortaya çýkmasý, büyük bir siyasî yenilik oldu. Gerçekte Osmanlý hanedaný, diðer Anadolu beyleri gibi, millî örf ve geleneklerini muhafaza ettiði halde, devletin bölünemez kutsal bir varlýk olduðunu kavramýþ, þehzadelerin ve boy beylerinin siyasî hakimiyete ortak olmalarýna imkân vermemiþ ve bu sayede merkeziyetçi, saðlam, istikrarlý bir devlet ortaya çýkarmayý baþarmýþtý. Fatih Sultan Mehmed Han, Anadolu beylerinin ve kendi içinde geliþen devleti sarsýcý hanedanlarýn geriye kalanlarýný bertaraf ederek merkeziyetçi otoriteyi daha da saðlamlaþtýrdý. Daima devlet birliði þuuruna baðlanan Osmanlý inancý bakýmýndan, Sultan II. Bayezid Han'ýn; "Osmanlý Devleti öyle namuslu bir gelindir ki, iki kiþinin talebine tahammül edemez" sözü anlamlýdýr.

Müslümanlarýn birliðini saðlamak ve Anadolu'dan Þiî-Sâfevî propagandasýný kaldýrmak isteyen Yavuz Sultan Selim Han, Þah Ýsmail üzerine sefer düzenledi. Þah Ýsmail'i saf dýþý býraktýktan sonra (Bkz. Çaldýran Savaþýgöz kırpma, yýldýrým hýzýyla Mýsýr ordularýný 1516 Mercidabýk ve 1517 Ridaniye zaferleriyle maðlup etti. Bu zaferlerden sonra bütün Arap ülkeleri Osmanlý hakimiyeti altýna girdi. Yýldýrým hýzýyla, kýtalarýn fethini sekiz senelik saltanatýna sýkýþtýran bu büyük fatihin, cihan hakimiyeti giriþimine ve Avrupa'yý fethetmeye kararlý olmasý tabiiydi. Fakat ecel, onun dünyayý tek ve yüksek nizama kavuþturmasýna fýrsat vermedi.

Kanunî Sultan Süleyman'ýn yarým asýr süren saltanatý, Türk ve Osmanlý dünya barýþý davâsýnýn en yüksek ve kudretli devrini teþkil eder. Zamanýnda Türk ordusu, 1526'da mutlak bir zafer kazandý ve Orta Avrupa yolu Türklere açýldý (Bkz. Mohaç Zaferi). Artýk Osmanlý ordusu Orta Avrupa'yý çiðniyor, Viyana'yý geride býrakarak, Gratz, Merburg, Gunis gibi birçok Alman kentini fethediyordu.

16. yüzyýlýn sonlarýyla 17. yüzyýlda Osmanlý siyasî gücü gibi sosyal düzeni de kuvvetini sürdürmüþtür. Devlet; liyakat, ahlâk, maddî ve manevî disiplin ve çalýþma üzerine kurulmuþtu. Osmanlýlarda þahsî meziyet ve yetenekten baþka bir þeye deðer verilmezdi. Herkes, liyakat, bilgi, ahlâk ve seciyesine göre bir mevkie tayin edilirdi. ahlâksýz, bilgisiz ve tembel kiþiler, hiçbir zaman yüksek mevkilere çýkamazdý. Osmanlýlarýn baþarýsýnýn ve dünyaya hakim olmalarýnýn hikmeti buydu.

17. asrýn ikinci yarýsýndan sonra, devletin siyasî ve askerî kudretinde zaaf baþlamýþ, idarî ve ilmî müesseselerde bozukluklar meydana çýkmýþ, bunun neticesinde gerileme baþlamýþtýr. Anadolu'da çýkan ve memleketi harap ve periþan eden Kýzýlbaþ teþvikli Celâlî ayaklanmalarýný bastýrmak için çok büyük gayretler sarfetmek ve uzun seneler uðraþmak gerekmiþtir. Amerika'nýn keþfinden sonra götürülen Afrikalý köleler, nice zulümlerle, Avrupalý zalimler için bol bol gümüþ çýkardýlar. Avrupa yoluyla Osmanlý ülkesine de bol miktarda giren gümüþ, fiyatlarý altüst etti. Gümüþ olan Osmanlý akçesinin deðeri düþtü. Devletin, düþtüðü zor durumdan kurtarýlmasý için zaman zaman hükümdar ve devlet adamlarýnýn teþebbüsleri, olumlu neticeler verdiyse de, bilhassa yeniçerilerin çýkardýðý isyanlar, bunlarýn devamlýlýðýný baltaladý.

Türkler, 17. asýrda da Avrupa'ya medeniyet verici durumdayken, 18. asýrdan itibaren alýcý olmaya ve iktibaslar yapmaya mecbur bulunduklarýný kabul etmiþlerdir. 18. asrýn baþlarýndan itibaren, tahta geçen padiþahlarýn hemen hepsi, bu gerilemenin farkýna varmýþlar, batýdan faydalanarak ýslahat yapmak istemiþlerdir. Sultan II. Mahmud Han, yeni, düzenli bir ordu kurduðu gibi, hükümet teþkilat ve usullerinde deðiþiklik yapmýþtýr. Bu faydalý yenilik hareketleri yanýnda, siyasî bakýmdan birçok felaket vuku buldu. Fransýz Ýnkýlabýnýn ortaya attýðý milliyetçilik fikirlerinin, Osmanlý ülkesinde ýrkçýlýk þeklinde yayýlmasý, dýþ tahrikli Sýrp ve Yunan isyanlarý, Avrupa devletlerinin kendi çýkarlarý için olaylara müdahale ederek iþi çýkmaza sokmalarý, Rusya'nýn emperyalist ve geleneksel siyasetine uygun olarak savaþ açmasý, Mýsýr valisi Mehmed Ali Paþa'nýn isyanlarý bu felaketlerin baþlýcalarýdýr.

Bütün bu karýþýklýklarýn halli için çareler arayan Osmanlý padiþahý II. Mahmud Han, Avrupa'daki teknik ilerlemeden istifade niyetiyle hocalar getirtti. Ýlk defa 1834 yýlýnda Avrupa'ya öðrenci gönderdi. Avrupa baþkentlerinde daimî büyükelçilikler kurdu. Fakat Avrupa'ya gönderilen bazý öðrenciler, fen alanýndaki ilerlemeleri alacak yerde, Hýristiyan Avrupalýnýn köhneleþmiþ ahlâkýna talip oldular. Ahlâkî ve manevî deðerlerini kaybederek Osmanlý ülkesine dönen bu öðrencilerin ilk iþi, kendilerini para ve kadýnla elde eden Osmanlý düþmanlarýnýn çýkarlarý için çalýþmalara baþlamak oldu. Ýngilizler tarafýndan yetiþtirilip mason yapýlan Londra büyükelçisi Mustafa Reþid Paþa, II. Mahmud Han'ýn vefatýndan sonra onaltý yaþýnda padiþah olan Abdülmecid Haný Gülhane Hatt-ý Hümayunu'nun (Tanzimat Fermanýgöz kırpma ilanýna ikna etti.

Böylece 3 Kasým 1839'da ilan edilen Tanzimat Fermaný ile, yeni düzene ait esaslar belirlendi. Osmanlýnýn isteklerinden çok Avrupalýlarýn arzularýna uygun olarak hazýrlanan bu fermanda, Türk ve Müslümanlardan çok, Hýristiyan tebaanýn çýkarý gözetilmiþti. Tanzimat-ý Hayriye Fermaný denilerek yeni ve parlak bir devir açtýðý iddia edilen bu fermanla Müslüman ve gayrimüslim bütün tebaanýn ýrz, namus ve can güvenliðinin saðlanacaðý vergi ve askerlik iþlerinin düzenli bir usule baðlanacaðý vaad ediliyor ve bu fermana dayanýlarak çýkarýlacak kanunlara saygý gösterileceði belirtiliyordu. Tanzimat döneminde hukuk, askerlik, eðitim öðretim ve yönetim alanlarýnda birçok deðiþiklikler yapýldý. Gülhane hattýnýn eþitlik ilkesine raðmen, askerlik mükellefiyetine yalnýz Müslüman tebaa tâbi kýlýnarak, gayrimüslimler muaf tutuldu.

Fransýz Ýnkýlabý sonucu dünyaya yayýlan milliyetçilik fikirleriyle, ülkede isyanlar çýktý. Neticede âsîlere idarî ayrýcalýklar ve özerklik verilmesi, Avrupa'ya ilim için giden gençlerin, Avrupa bilim ve siyaset adamlarýnýn Türkiye ve Türkler hakkýndaki olumlu ve olumsuz fikir ve kanaatlerini öðrenmeye baþlamalarý gibi bazý sebepler, Osmanlý Devleti içindeki çeþitli kavimlerin millî þuur ve millî devlet fikirlerini güçlendirmiþ ve çözülme hareketleri baþlamýþtýr. Bunun yanýsýra, tebaanýn önünde ve siyasî haklar konusundaki eþitliðini yeterli görmeyerek, meþrutî bir idarenin kurulmasý için mücadeleye giriþen ve Osmanlý düþmaný devletler tarafýndan desteklenen Genç Osmanlýlar'da idareye karþý hoþnutsuzluk baþgösterdi. Genç Osmanlýlarýn fikirlerini paylaþan Midhat Paþa, padiþahýn fikir ve icraatýna muhalefet eden Serasker Hüseyin Avni Paþa ve Rüþtü Paþa, birlik olup Sultan Abdülaziz Haný þehit ederek Beþinci Murad'ý tahta çýkardýlar. Beþinci Murad Han, hastalýðý sebebiyle üç ay sonra tahttan indirilerek, veliahd Abdülhamid, Aðustos 1876'da tahta çýkarýldý.

II. Abdülhamid Han'ýn tahta çýktýðý 1876 yýlý, Türk tarihinin gerçek dönüm noktalarýndan biri oldu. Ýçeride pek çok mesele vardý. Dýþarýda ise Midhat Paþa'nýn arzu ve isteðiyle, Rusya ile bir savaþ yaklaþýyordu. Avrupa devletlerinin Osmanlý hakimiyetindeki Hýristiyan tebaayý sürekli kýþkýrtmalarý, özellikle Balkanlar'da birkaç eyaletin kan, ateþ, isyan ve huzursuzluk içine düþmesine yol açtý. Malî durum bir hayli zayýflamýþ, Tanzimat'la verilen tavizlerle, Osmanlý sanayii ve ticareti çökertilmiþti. Ayrýca devletin coðrafî durumu, yabancý istilâ ve müdahalelere açýktý. Türk olmayan eyaletler, Avrupa devletlerinde olduðu gibi, sömürge muamelesi görmediði, anavatanýn birer parçasý sayýldýðý halde, dýþa dayalý isyanlar durmak bilmiyordu. Devamlý dýþ baskýlar ve bitip tükenmek bilmeyen savaþlar, devletin kalkýnmasýný engelliyordu. Avrupa devletlerinin, kendi çýkarlarý için tahrik ettikleri Ermenilerin özerklik elde etmek amacýyla ihtilalci komitalar kurarak ülkede olay çýkarmaya baþlamalarý, devlet için ayrý bir meþgale oldu. Ayrýca Bulgar, Yunan ve Sýrp çetelerinin meydana getirdikleri olaylar, devleti uðraþtýrdýðý gibi, yabancý müdahalelere de yol açtý.

Sultan II. Abdülhamid, batý devletleri ve Rusya'nýn her türlü baskýlarý karþýsýnda, devlet birliðini korumak için tek çýkar yolun, Müslüman tebaayý din baðýyla bütünleþtirmek olduðunu düþünüyor ve bu birliðin yalnýz Osmanlý ülkesinde deðili diðer Müslümanlar arsýnda da kurulmasýna çalýþýyordu. Ülkenin ekonomik kalkýnmasýna çok önem verdi. Ulaþtýrma ve haberleþme alanlarýnda ýslahat, eðitim konusunda ciddî hamleler yaptý. Ýngiltere ve Fransa'nýn dostluk ve yardýmlarýna güvenilmediðinden, Alman dostluðuna önem vererek denge saðlamaya çalýþtý. Zamanla Sultan Abdülhamid idaresine karþý doðan muhalefet, Genç Türkler denilen kiþiler tarafýndan ilerletilerek, Ýttihat ve Terakkî Cemiyeti adý altýnda siyasî bir teþkilat kuruldu. Bunlarýn baskýsýyla, 23 Temmuz 1908'de Meþrutiyet rejimi, yeniden yürürlüðe konuldu. Ýttihatçýlarýn tertibi ile, 31 Mart Vakasý olarak bilinen bir ayaklanma çýkarýldý. Hadiseyle ilgisi olmadýðý halde Padiþah, bu bahaneyle tahttan indirilip, yerine Beþinci Mehmed Reþat çýkarýldý. Ýktidara cemiyet yanlýsý devlet adamlarý getirildi ve o zamana kadar idarî iþlere karýþmayan Ýttihat ve Terakkî Cemiyeti, söz sahibi oldu. 1912'de baþlayan Balkan Harbi'nde Osmanlý ordusunun yenilmesi üzerine, Enver Bey'in baþkanlýðýnda küçük bir subay topluluðu, Ocak-1913'te Bâbýâli'yi basarak sadrazam Kâmil Paþa'yý istifaya zorladý. Böylece Ýttihat ve Terakkî Cemiyeti, devletin mukadderatýný doðrudan eline aldý ve sonunda kötü bir âkýbete yol açtý.

Yeni iktidar zamanýnda felaketler birbirini takip etti ve devletin çöküþü hýzlandý. Trablusgarp, Balkan Savaþlarý ve nihayet ittifak devletleri safýnda girilen I. Dünya Savaþý, devletin yýkýlýþýnýn baþlangýcý oldu. Savaþ sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ile, Osmanlý Devleti baþtan baþa iþgal edildi. Sultan Vahideddin, bölünmüþ, parçalanmýþ, hattâ iþgal edilmiþ bir devletin baþýna geçti ve bütün imkânsýzlýklara raðmen Ýstiklâl Mücadelesini baþlattý. Mustafa Kemal Paþa liderliðinde gerçekleþtirilen, þanlý Türk Ýstiklâl Savaþý sonunda, 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaþmasý imzalandý. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildi.

Bugün, Uzakdoðu'daki Sakalin Adalarýndan, Batýdaki Balkan Adacýðýna kadar iki Avrupa kýtasý büyüklüðünde bir alanda yaþayan Türklerin çoðunluðu, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile Çin ve Ýran hudutlarý içinde bulunmaktadýr.

Türk Milletinin baðýmsýz millî devleti olarak Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti bulunmaktadýr.

Diðer taraftan, 19. yüzyýlda Rus iþgaline uðrayan Orta Asya Türk Birlikleri uzun yýllar bu devletin sömürüsü ve zulmü altýnda kaldýktan sonra, baðýmsýzlýklarýný kazanmak için mücadeleye baþlamýþlar ve 1991'de baðýmsýzlýklarýný ilan etmiþlerdir. Bunlar, Azerbaycan, Kazakistan, Kýrgýzistan, Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan Cumhuriyetleridir.
Gönderen: 07.08.2006 - 15:52
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 817 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hasanelm (54), _gazel_ (33), feza (47), nihat surgun (55), Rabbanice (46), kuzpinar (45), alex (38), rümeyza (50), flash.gs (40), xbüþrax (31), gelisimci (44), ranaezgi (42), xxsevgixx (51), ömeru-l faruk (45), maviboncuk1988 (36), Selman-i Farisi (41), evvelim (50), Engin1 (40), avci11 (53), nur1982 (42), koksal06 (54), ergenekon58 (59), M. Emin (59), mak99 (52), furkancanpolat (45), meergin (52), osmanhan1 (47), seyma1987 (37), RahLee (37), zöhre (43)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54272 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.