kamagra hydroxychloroquine lopinavir ritonavir dexamethasone lopinavir ritonavir tricor trileptal triple trial pack trittico tryptizol tylenol ulcidine urispas uroxatral uvadex valif valtrex vaniqa vantin vaseretic vasotec ventolin inhaler ventolin vepesid veracim vermicidin vermox vesanoid vesdil viagra oral jelly viagra professional viagra soft viagra strips viagra sublingual viagra super active viagra super dulox force viagra super fluox force viagra super force viagra vibramycin vicard vigora virazole vistagan volmax cr
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » PAZARTESİYİ BEKLERKEN

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
memnune su an offline memnune  
PAZARTESİYİ BEKLERKEN
53 Mesaj -
Bir salý günüydü.
‘Yoðun bir iþ temposuyla geçen günün akþamýnda eve varmak ne güzel… Daha da güzeli elini yüzünü hoþ kokulu sabunlarla yýkayýp, üstüne rahat ev kýyafetlerini geçirmek… Sonra þöyle güzelce televizyonun baþýna kurulup eline kumandayý almak..’
Oturduðu yerde sýzlanmalarýný dindirmek için ayaklarýný yüksekçe bir yere kaldýrýp uzandý. Yorgunluðu þimdi çok daha belirginleþmiþ, külçe gibi üzerine çökmüþtü. Oh! Tam þekerlemelik bir andý. Gözlerini yumdu, televizyonun sesini kýstý.
Sabah geç kalkmasýna raðmen çok iþ yapmýþ, çok yere gitmiþti. Geç yatmasý da cabasý… Þöyle bir düþündü:
‘Evi silip süpürmek, çarþýya çýkýp sayýsýný hatýrlamadýðý kadar maðaza gezmek, alýþveriþ yapmak, bu arada faturalarý unutmamak, her biri için saatlerce sýra beklemek, sonra o eþyalarý elleriyle taþýmak…’
Çok, çok zahmetli bir gün olmuþtu bugün.
Ayaklarý, kollarý, her yeri sýzlýyordu. Burnuna sabunun güzel kokusu geldi. Leylâk gibi, insana eflâtun rengini hatýrlatan ferahlatýcý bir kokuydu bu... Derin derin içine çekti. Galiba bu kokunun uykuya da tesiri vardý. Davetiye çýkarmýþ gibi, uyku hemen baþucunda bitiverdi. Tam kendini uykunun o tatlý tatlý dalgalanan, masmavi ve ýlýk denizine atacak, imkânsýzýn mümküne dönüþtüðü yerlerde gezecek hattâ uçacaktý ki, aklýna akþam namazýný kýlmadýðý geldi. Düþünmemeye çalýþtý.
Yok, hayýr! Akþam namazýný kýlmamýþtý. Ama çok yorgundu. Olsun, yine de kýlmamýþtý. Ama kýpýrdayacak hâli kalmamýþtý, her yeri sýzlýyordu, zaten namazýný kýlsa bile huþuyla deðil, bir an evvel kýlmýþ olmak için kýlacaktý. Biraz düþünüp aklýna gelen birkaç önemli önemsiz bahaneyi de sýraladý. Ýçindeki uzlaþmaya yanaþmayan o inatçý ses tek cümleyle cevap verdi: Kýlmamýþtý iþte, kýlmamýþtý, kýlmamýþtý…
Bahanesini geçerli hâle getirmek, inatçý sesin inadýný kýrmak için daha çok düþündü:
‘Zaten bu sene üniversite imtihanýna giriyorum. Gece yarýlarýna kadar ders çalýþ, okul, dershane, etütler… Sabah namazlarýna da genelde kalkamýyorum, öðlenleri okulda kýlamýyorum, hattâ bazen, yok yok, genellikle ikindileri de… Ne öyle bölük pörçük... Bir þey yapýldý mý tam olmalý. Seneye hayýrlýsýyla üniversiteyi bir kazanayým… Hepsini beþ vakit kýlmaya baþlarým. Hayatým nasýl olsa düzene girer. Þimdiki kadar yoðun da olmam. Bu sene geçiþ yýlý. Olmuyor iþte bu yoðunluðun içinde!’
Üniversiteli olmakla, yepyeni bir pazartesiyle yepyeni bir hayata baþlayacaktý... düzenli bir hayata. Tabii, namazlarý tam bir hayata..
Ah pazartesi, bir gelse!
………
Ve üniversite yýllarý
Bir salý günüydü.
Artýk þubat tatilinin yaklaþtýðý, insanlarýn kayýp düþmesini bekleyen buzlarla kaplý, soðuk yollarda geçirilen koþturmacalý bir günün akþamýnda kendini eve zor atmýþtý.
Yoðun bir günün bitiminde evine varmak ne güzel bir duyguydu.
‘Bir de mor veya mavi renkli, kokulu sabunlarla yýkanýp, yüzüne gözüne, eline ayaðýna yapýþýp onun yorgunluðunu artýrmak için aðýrlýk yapan tozdan kirden kurtulmak herhalde dünyanýn en güzel duygularýndan biriydi.’
Gerçi sabun evindekiler kadar kaliteli deðildi. Bazen yüzünü tahriþ de ediyordu; ama olsun. Öðrencilik hayatý iþte…
Oturduðu koltukta hemen uyuyabileceðini biliyordu.
Çok yorgun ve uykusuzdu. Gece sabaha kadar ders çalýþmýþ, erkenden deneme imtihana gitmiþ, yetiþtirmesi gereken ödevi yapmak için kütüphanede bir hayli vakit geçirmiþti.
O kadarla kalsa yine iyi… Eksik ders notlarýný tamamlamak için koþuþturup fotokopicilerde epey ter dökmüþtü… ‘Üff ne tempo ama!’ diye düþündü.
‘Hiç de öyle bir kere kapaðý atmakla bitmiyormuþ… Asýl zorluk üniversitedeymiþ meðer. Þimdi çalýþtýðým kadar üniversite imtihanýna hazýrlansaydým en yüksek bölümü kazanýrdým alimallah…’
Baþýný yastýða koydu. Üzerine sýcacýk bir battaniye aldý. Burnuna ikinci sýnýf da olsa güzel kokan sabunun kokusu geldi. Bir an evini hatýrladý.
‘Az kaldý. 2-3 imtihan sonrasý, yaklaþýk 2 hafta sonra evdeyim.’
Annesinin mis gibi yemeklerinden yiyecek, yüzünü evlerinin güzel ve kaliteli sabunlarýyla yýkayacaktý.
Bu düþünce onu keyiflendirdi. Gözlerini kapadý, yüzünde ailesini düþünmenin verdiði tebessümle, bedeninde uzun zamandýr süren koþuþturmanýn yorgunluðuyla, uykunun insaný uçurup yorulmaksýzýn gezdirdiði deðiþik âlemlere yola çýkmaya hazýrlanýyordu...
Birden aklýna akþam namazý geldi. Eskisi kadar inatçý olmasa da, o ses yine konuþmaya baþlamýþtý: ‘Oooo, bu yorgunlukla çok zor bir iþ þimdi bu. Kalkacak, aðrýyan bacaklarýyla yürüyecek, sýzlayan kollarýnla, ellerinle abdest alacaksýn… Soðuk suyu da hesaba kattýn mý? Sýcacýk battaniye terk edilip namaz kýlmak...’
Kýlmalýydý!!!
Ýnatçý sese karþý, o da inat etti:
‘Yarým yamalak, bu yoðun temponun içinde, hýzlý hýzlý kýlýnacak namazýn ne hayrý olur ki... Koþturmanýn içinde böyle geçiþtirilmiþ namazlar… Yok yok, olmaz öyle. Þu imtihanlar bir bitsin, þu okul bir bitsin, mesleðimi elime bir alayým. Adam gibi kýlmaya baþlarým…’
Pazartesi bir gelse.
Yeni bir hayatýn ilk günü olacaktý... Artýk mesleðini eline almýþ çok daha düzenli ve stressiz hayata baþlamýþ olacaktý. ‘O zaman kýlarým, hem bugünlerin kazasýný da yaparým.’ diye düþündü. Sonra içinde feryatlar koparan o sesi duymamak ve hattâ onu da rahatlatacak bir çözüm bulabilmek için, yarýn bir gün çalýþacaðýný, sabah erken kalkýp namazýný kýlýp hattâ çok sevdiði sabah uykularýndan vazgeçip, namazdan sonra yatmayýp Kur’ân okuyacaðýný, öðle tatillerinde namazýný rahatlýkla kýlabileceðini, ikindiyi kýsa günlerde iþ yerinde, uzun günlerde evinde, akþam ve yatsýyý evinde sakin ve huþuyla kýlacaðýný hayal etti. Nasýl olsa kýlacaktý.
Yeter ki þu yoðun tempolu, stresli okul günleri bir geçsin… Ýþe baþlayacaðý, yeni bir baþlangýç yapacaðý pazartesi bir gelse..
……..
Ve iþ hayatý
Bir salý günüydü.
Ýþten yorgun argýn eve gelmiþti. Gelen fakslar, yapýlan görüþmeler, arananlar, arayanlar… Ýnsanlara laf anlatmak cidden çok zordu. Hele bir de iþ yerinde dönen ayak oyunlarý. Çekememezlikler, kavgalar.. hadi hepsi bir yana, iþten çýkýp da eve gelmek için çekilen trafik çilesi... Bazen caddede yolun ilerisinin göründüðü yerlerde kilometrelerce uzayan týkanýk yolu, bekleþen arabalarý görünce aðlayasý geliyordu.
Sonunda varabildiði evinde olmanýn mutluluðuyla elini, yüzünü güzel kokan bir sabunla yýkadý. Yorgunluktan dile gelmiþ ayaklarýný yüksekçe bir yere koyarak uzandý.
Gözlerini kapadý. Bugün ayaklarýnýn sýzlamasýna baþ aðrýsý da eþlik ediyor, Bremen mýzýkacýlarýnýnkine benzeyen uyumsuz bir koro gibi kendilerince baðrýþýyorlardý.
Sabunun hoþ kokusunu duydu. Uyku, güzel kokulu yumuþacýk mavi bir bulut gibi onu sarýp sarmaladý.
Tam o bulutun üzerinde yola çýkacaktý ki, ‘namaz’ dedi içindeki ses, her geçen gün biraz daha kýsýlan ses tonuyla..
Ýster istemez uyku bulutu aralandý, zihni yeni bahaneler üretmek için harekete geçiyordu ki, içinden bir baþka ses daha geldi.
‘Evde yemek yok ve akþama yemeðe arkadaþlarýný çaðýrdýn…’
Üç saniye içinde uyku kalmadý gözlerinde. O sevimli bulut kuvvetli bir rüzgârla karþýlaþmýþçasýna kaçýverdi geldiði bilinmeze. Hâlâ ayaklarý sýzlýyor ve baþý aðrýyordu; yine de telâþ içerisinde mutfaðýn yolunu tuttu, telâþýný bastýracak kadar kuvvetli deðildi bu aðrýlar.
Öyle bir telâþtý ki namazý da unutturuvermiþti.
…..
Ýþte aile…
Bir salý gecesiydi.
Oturduðu koltuðun üzerinde kâh uyuyor, kâh uyanýyordu. Ýþin gerçeði, uykuyla uyanýklýk arasýnda bir bölgede, ‘âraf’ta duruyordu.
Ârafýn bu yanýna geçip gözlerini, uykusuzluktan sýzlayan gözlerini aralayýp çocuðunun ateþini kontrol etti. Biraz düþmüþ gibi olmasý ârafýn öbür tarafýna daha rahat geçebilmesi için bir biletti sanki. Ýçi rahatlayarak baþýný koltuða dayadý.
Camiden yükselen sabah ezaný, hasta çocuðu soðuktan korumak için her zamankinden daha sýký kapatýlmýþ evde açýk cam bulamamasýna raðmen, onun ârafýn öbür yanýndan bu yanýna yaklaþmasýna sebep olmuþtu.
‘Çok bitkinim. Sabaha kadar uyutmadý çocuk. Aman ne çileymiþ bu. Zaten her þeyden hasta oluyorlar. Þimdi namaza kalkmak.. uzun iþ. Çocuk da aðlar. Yok yok þimdi olmaz.
Hep erteliyorsun ama..
Þu çocuk düzelsin baþlayayým artýk namaza. Aman düzelse ne ki, bu defa öbürü hasta olur. Yok yok. bu çocuklarla namaz falan kýlýnmaz. Pek bir zor olur, böyle bir vakit kýl, üç vakit kýlma. Hoþ deðil zaten. Hayýrlýsýyla þöyle biraz büyüsünler. Kendi iþlerini görür hâle gelsinler.
Onlarýn yürüdüðü, okula baþladýðý pazartesi günü baþlayacaktý namazlarýna.. çok düzenli, bol dualý ihlâslý namazlar kýlacaktý. Hayýrlýsýyla bir gelseydi o pazartesi.
………………….
Yine bir salý günüydü.
Bugün yýllýk izninden bir gündü. Yorgun deðildi, sabah da geç kalkmýþ, aðýr aðýr aklýna gelen bütün kahvaltýlýklardan oluþan bir sofra kurmuþ, öðle yemeðiyle birleþen bir kahvaltý yapmýþtý. Evin odalarýnda yavaþ adýmlarla yürüdü. Televizyonu açýp elinde kumandasýyla koltuða kuruldu. Bu anýn, bu mutluluðun tadýný doya doya çýkarmak için eline bol miktarda Erzurumlularýn deyimiyle sýmýþka, yani ayçiçeði almýþtý. Çýt çýt.. kanallarý dolaþtý. Hangisinde karar kýlacaðýný düþündü. Çýtýr çýtýr çitletilen çekirdeklerle önce bir film, sonra eski bir film seyretti. Dýþarýdan gelen yeni bir ezan sesi yine onu kýmýldatamadý.
“Namaz” dedi içindeki güçsüzleþmiþ ses. “Namaz!”
Hiç yerinden kalkasý yoktu. Zaten yarým yarýmdý bütün namazlarý.
‘Hangi gün beþ vakit kýlýyorum ki.. bir vakit daha neyi deðiþtirecek… Ýþ hayatýnda çok zordu namaz kýlmak. Hem ev, hem iþ. Bu koþuþturmada çok zordu. Çok zor. Zaten emekliliðime de fazla bir þey kalmadý. Ah hayýrlýsýyla emekli olayým. Artýk gerçekten her þeye yeni bir baþlangýç yapacaðým. Benim yeni pazartesim olacak.’
Kendini ibadete verecekti. Her namazýný vaktinde huþu ile kýlacak, peþinden kazalarýný kýlacak, tesbihatlarý yapacaktý. Dahasý gece namazlarýna bile kalkabilirdi.
O gün yeni bir baþlangýç olacaktý. Yeni bir hayatýn ilk günü, bir pazartesi olacaktý. Ah o pazartesi bir gelse…
Çay demledi; bir süre çekirdek çitletti, çay içti. Sonra yavaþ yavaþ bir uyku bastýrdý. Kanepeye uzandý. Baþýnýn altýna bir yastýk aldý. Elinde kumanda bir-iki kanal daha gezdi. Yeni bir programda karar kýldý.
‘Oh be, tatilde olmak koþuþturmamak ne güzel! Ama tatilden sonra iþ baþý yapmak hiç güzel olmayacak. Off, Allah vere de bu sene resmî tatiller hep hafta içine denk gelse!’ diye düþündü.
Uzanýp masanýn üzerindeki takvimi aldý. Yýllýk tatilleri gösteren sayfalara baktý. 23 Nisan Salý, 19 Mayýs Salý, Ramazan Bayramý Salý, Kurban Salý… Keyiflendi. Sonra öylesine karýþtýrmaya baþladý takvimi. O günün tarihine baktý: ..aðustos salý. Çocuklarýnýn doðum günlerine baktý: ..mart salý, …haziran salý...
Takvimin ilk sayfalarýný açtý: 1 Ocak Salý, 2 Ocak Salý, 3 Ocak Salý, mart salý, nisan salý…
Haziran, temmuz, ekim, kasým.. hepsi salý..
Dün salý, bugün salý, yarýn salý.
‘Bir gariplik var bu iþte! Acaba?’ demeye kalmadan iyice yoðunlaþan sabun kokulu uykuya daha fazla karþý koyamadý.
Esnedi, battaniyesini iyice üzerine çekti.
Günlerin, aylarýn, yýllarýn, kýsacasý hayatýn sadece salý günlerinden ibaret olduðunu anlayamadan uykuya daldý…
…………..
Uykuda mýydý, rüyada mýydý anlayamadý. Kýpýrdamak istedi; fakat hiçbir yerini oynatamadý, sonra gözlerini açmaya zorladý ve gözünü açtýðýnda bir anda çok þaþýrdý. Nasýl olabilirdi bu iþ? Kendisini seyrediyordu. Biraz yaþlýca bir haným kazandan bir tasla aldýðý suyu bir tahta üzerinde yatan yarý çýplak bedenine döküyor, diðer haným da güzel kokulu bir sabunla bedenini oðuþturuyordu.
CANAN SABA / SIZINTI DERGÝSÝ
Gönderen: 26.12.2005 - 15:41
Bu Mesaji Bildir   memnune üyenin diger mesajlarini ara memnune üyenin Profiline bak memnune üyeye özel mesaj gönder memnune üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast Nur 66  
Misafir
Selamun Aleykum

ALLAH (C.C.) razý olsun güzel bir paylaþýmdý. Bunu ukuduktan sonra düþündüm Bizlerin yaþantýsýda buna benzer. Ýnþaallah artýk kendimize çeki düzen veririz.
selam ve DUA ile.
Gönderen: 26.12.2005 - 16:04
Bu Mesaji Bildir   Yukari
fosaloglu su an offline fosaloglu  
2683 Mesaj -
Nur kardeþim inanki benimkinin hiç farký yok.

hep öteliyoruz , hep erteliyoruz. Hakkýn hükmü baþka bizimki baþka.

Sonumuz hyr olur inþAllah.
Gönderen: 26.12.2005 - 18:59
Bu Mesaji Bildir   fosaloglu üyenin diger mesajlarini ara fosaloglu üyenin Profiline bak fosaloglu üyeye özel mesaj gönder fosaloglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 574 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ferdülislam (108), sunniit (59), kadirbey (62), busra12 (32), melisatek (32), hüzünlüköprü (36), ramazan294 (35), nisa88 (36), ervam (57), Allah 1 (47), saime86 (38), batu39 (51), Abdurrahman Gör.. (61), fatihulu24 (30), Zeynep_85 (39), ferhatb (51), GuVeNN (46), safiye55 (35), azra16 (44), ahmed86 (38), mürsid (37), mekin (43), tohurter (54)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57677 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.