generique kaletra generique plaquenil kaletra hydroxychloroquine generique plaquenil prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » Seyh Ebu'l-Hasan-i Harakani (r.a.)

önceki konu   diğer konu
8 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
mesoguz su an offline mesoguz  
Seyh Ebu'l-Hasan-i Harakani (r.a.)
106 Mesaj -
Þeyh Ebu'l-Hasan-i Harakani (r.a.) ;

Horasan'da, 10.yy ' ýn 2.yarýsý ile 11.yy' ýn ilk çeyreðinde yaþamýþ, Türkiye'de fazla tanýtýlamamýþ, aslýnda Anadolu'nun manevi Fatihlerinden olan, Mevlana gibi büyüklerinde kendisinden etkilendiði ve Þu anda türbesi Kars ilinde bulunan büyük bir zat.

Ýþte bu zat'a atfedilen, aslýnda günümüzde de ihtiyaç duyulan, büyük bir söz;

Bu zat, tekkesinin kapýsýna þöyle yazdýrmýþtýr : '' Her kim bu eve (Dergaha)gelirse ekmeðini verin ve adýný dinini sormayýn ; Zira Ulu Allah' ýn dergahýnda ruh taþýmaya layýk olan herkes, elbette Ebu'l-Hasan'ýn sofrasýnda ekmek yemeye de layýktýr.''
Gönderen: 13.08.2004 - 09:00
Bu Mesaji Bildir   mesoguz üyenin diger mesajlarini ara mesoguz üyenin Profiline bak mesoguz üyeye özel mesaj gönder mesoguz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mesoguz su an offline mesoguz  
Bu veli ile ilgili olarak
106 Mesaj -
Bu veli ile ilgili olarak yazýlmýþ bir eseri herkese tavsiye ediyorum.

Kitabýn adý : Þeyh Ebu'l-Hasan-i Harakani (r.a)
Adres : Doç.Dr.Hasan Çiftçi / A.Ü.Fen-Edebiyat Fakültesi Öðr.Üyesi ERZURUM
Gönderen: 13.08.2004 - 09:23
Bu Mesaji Bildir   mesoguz üyenin diger mesajlarini ara mesoguz üyenin Profiline bak mesoguz üyeye özel mesaj gönder mesoguz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gurbet Mahkumu su an offline Gurbet Mahkumu  
469 Mesaj -
Rabbim vermis oldugunuz bilgilerden dolayi sizden razi olsun.

Faydali ve verimli olur insaallah.

Böylesi sahsiyetleri örnek almayi Rabbim bizlere nasip eylesin.

Selam ve duálarimla...
Gönderen: 13.08.2004 - 09:36
Bu Mesaji Bildir   Gurbet Mahkumu üyenin diger mesajlarini ara Gurbet Mahkumu üyenin Profiline bak Gurbet Mahkumu üyeye özel mesaj gönder Gurbet Mahkumu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast maruf  
Büyük zat dediğin....
Misafir
böyle olur arkadaþ !
Þeyh Ebul Hasen Haarkanî (K.S.) Altýn Silsilenin 7 nci ismi olup kýsa bir öz geçmiþi aþaðýdadýr.Büyük Þahsiyet tanýmak isteyenlere ithaf olunur.



EBÜ'L-HASAN-I HARKÂNÎ




Allahü teâlâya ve âhirete âit ilimler yâni mârifetler sâhibi büyük âlim ve velî. Künyesi Ebü'l-Hasan, ismi Ali bin Câfer'dir. Bistâm'ýn bir kasabasý olan Harkân'da dünyâya geldi. Ebü'l-Hasan-ý Harkânî, uzun boylu, güzel yüzlü, geniþ alýnlý, iri gözlü ve kumral idi. Hazret-i Ömer'e benzerdi. Ýnsanlarý Hakk'a dâvet eden, onlara doðru yolu gösterip, hakîkî saâdete kavuþturan ve kendilerine Silsile-i aliyye denilen büyük âlim ve velîlerin altýncýsýdýr. Büyük Ýslâm âlimi Bâyezîd-i Bistâmî'nin rûhâniyetinden istifâde ederek kemâle gelmiþ, yükselmiþti. Zamânýnýn kutbu idi. 1034 (H.425) senesinde Harkân'da vefât etti. Kabri Harkân'dadýr.

Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretleri, on iki sene Harkân'dan Bistâm'a, hocasýnýn kabrini ziyâret için gitti. Bu ziyârete giderken, yolda Kur'ân-ý kerîmi hatm ederdi. Her gittiðinde ziyâret ile ilgili vazîfelerini yaptýktan sonra; "Yâ Rabbî! Bâyezîd'e ihsân ettiðin sana âit ilimlerden, büyüklüðünün hakký için, Ebü'l-Hasan kuluna da ihsân eyle!" diye yalvarýrdý. Geri dönerken, hiçbir zaman Bâyezîd'in türbesine arkasýný dönmezdi. On iki sene sonra, Allahü teâlânýn lütfu ile Bâyezîd'in rûhâniyetinden istifâde edip olgunlaþtý. Allahü teâlâyý tanýtan kalb ilimlerinde ve diðer ilimlerde talebe yetiþtirmeye baþladý. Pekçok talebesi vardý. Kerâmetleri pekçokdur. Böyle büyük zâtlarýn halleri, sözleri, yaþayýþlarý hep kerâmetlerle doludur. Sevenleri onlarda her an kerâmetler görmekte, baðlýlýklarý artmaktadýr. Onlar Allahü teâlânýn sevgilisidir. Sevgiliye her ikrâm yapýlýr. Kör, güneþi göremiyorsa güneþin kabahati olmaz.

Bir gün Ýbn-i Sînâ, Harkân'a Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretlerini evinde ziyârete geldi. Hanýmý, azarlayarak, ormana gittiðini söyledi. Hanýmý, Ebü'l-Hasan hazretlerinin büyüklüðüne inanmadýðý için, ona uygunsuz þeyler söyledi. Ýbn-i Sînâ ormana doðru giderken, Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretlerinin, bir arslana odun yüklemiþ gelmekte olduðunu gördü."Bu ne hâldir?" diye sorunca, "Evimdekinin sýkýntý ve belâ yükünü taþýdýðým için, bu arslan da bizim yükümüzü taþýyor." buyurdu.

Bâyezîd-i Bistâmî hazretleri, her sene bir defâ, Dýhistan'da þehidlerin kabirlerinin bulunduðu kum tepeyi ziyârete giderdi. Harkân'dan geçerken durur ve havayý koklardý. Talebeleri kendisine; "Efendim, sizin bu þekilde havayý koklamanýzdaki hikmet nedir? Biz herhangi bir þeyin kokusunu duymuyoruz." diye sorduklarýnda, buyurdu ki; "Evet öyledir. Fakat bu kasabadan öyle birisinin kokusu geliyor ki, onun adý Ali, künyesi Ebû Hasan'dýr. O, zamânýn kutbu olacaktýr."

Vaktiyle Bistâm þehrine bir çekirge sürüsü hücûm etti. Bütün ekinleri ve sebzeleri yediler. Halk, çekirgelerden ve bu musîbetten kurtulmalarý için feryâd ederek, duâ ediyordu. Fakat bu musîbetten bir türlü kurtulamadýlar. Halkýn telâþýný ve üzüntüsünü gören Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretleri; "Ne oldu, bu halkýn feryâdý nedir böyle?" diye sordu. Çekirge istilâsý bütün ekinlerin periþanlýðýný ve halkýn bundan üzüntülü olduðunu söylediler. Bunun üzerine, ayaða kalkarak dama çýktý. Ve etrafa bir nazar etti. Çekirgeler toplanýp þehirden derhal uzaklaþtýlar. Ýkindi namazý vaktine kadar bir tek çekirge kalmadýðý gibi, bütün ekinlerin yapraklarý da eski hâline gelip, hiç ziyân olmadý.

Sultan Mahmûd Gaznevî, bütün Asya'ya hâkim olduðu zamanda, Harkân þehrine yakýn gelmiþti. Adamlarýndan bir kaçýný, Harkân'a Þeyh Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretlerinin huzûruna göndermiþ ve Þeyh hazretlerini yanýna çaðýrmýþtý. Þeyh hazretleri buna karþýlýk, bir özür beyân ederek gitmek istemediler. Durum, Mahmûd Gaznevî'ye bildirilince, "Haydi kalkýnýz! Zîrâ o, bizim sandýðýmýz kimselerden deðildir. Biz ona gidelim." dedi. Sonra kendi elbisesini Kâdý Ýyâd'a giydirdi ve kendisi de silâhtar olarak, Kâdý Ýyâd'ýn yanýnda Ebü'l-Hasan-ý Harkânî'nin evine girdi. Mahmûd Gaznevî selâm verince, Ebü'l-Hasan hazretleri selâmýný aldý. Fakat ayaða kalkmadý. Mahmûd Gaznevî, Ebü'l-Hasan-ý Harkânî'ye; "Sultan için neden ayaða kalkmadýnýz?" diye sorunca, Ebü'l-Hasan, Sultan Mahmûd'a; "Mâdem ki seni öne geçirmiþler, yanýma gel bakalým." dedi. Soruya o ânda cevap vermediler.

Sultan Mahmûd Gaznevî, Ebü'l-Hasan-ý Harkânî'ye; "Bâyezîd-i Bistâmî nasýl bir zât idi?" diye sordu. Ebü'l-Hasan-ý Harkânî: "Bâyezîd, öyle kâmil bir velî idi ki, onu görenler hidâyete kavuþurdu. Allahü teâlânýn râzý olduðu kimselerden olurdu." diye cevap verdi. Sultan Mahmûd bu cevâbý beðenmedi ve; "Ebû Cehl, Ebû Leheb gibi kimseler, Fahr-i kâinâtý, Server-i âlemi nice kere gördüler. Fakat hidâyete gelmediler. Hâl böyle olunca, Bâyezîd'i görenlerin hidâyete geldiklerini nasýl söylüyorsun?" dedi. O, Resûlullah efendimizden daha yüksek mi ki, iki cihânýn efendisini, üstünlerin üstünü olan Allahü teâlânýn sevgili Peygamberini gören, küfürden kurtulamadý da, Bâyezîd'i görenler mi kurtulur demek istedi. Ebü'l-Hasan; "Ebû Cehl ve Ebû Leheb gibi ahmaklar, Allahü teâlânýn sevgili Peygamberini, insanlarýn en üstünü olan hazret-i Muhammed olarak görmediler. Ebû Tâlib'in yetimi, Abdullah'ýn oðlu olarak gördüler. O gözle baktýlar. Eðer, Ebû Bekr-i Sýddîk gibi bakarak, Resûlullah olarak görselerdi, eþkýyâlýktan, küfürden kurtulur, onun gibi kemâle gelirlerdi." buyurdu.

Sultan Mahmûd Han bu cevâbý çok beðendi. Din büyüklerine olan sevgisi arttý. Sultan Mahmûd; "Bana nasîhat ediniz." deyince Ebü'l-Hasan-ý Harkânî; "Þu dört þeye dikkat et: Günahlardan sakýn, namazýný cemâatle kýl, cömert ol, Allahü teâlânýn yarattýklarýna þefkat göster." dedi. Sultan Mahmûd; "Bana duâ buyurun." deyince, Ebü'l-Hasan-ý Harkânî; "Ey Mahmûd, âkýbetin makbûl olsun." dedi. Bunun üzerine Sultan Mahmûd, Ebü'l-Hasan-ý Harkânî'nin önüne bir kese altýn koydu. Buna karþýlýk Ebü'l-Hasan, sultânýn önüne arpa unundan yapýlmýþ bir yufka ekmeði koydu. Sultan ekmekten bir lokma aldý. Fakat lokmayý yutamadý. Bunun üzerine Ebü'l-Hasan hazretleri; "Bir lokma ekmeði yutamýyorsun. Ýster misin, þu bir kese altýn bizim de boðazýmýzda dursun? Biz paralarla olan alâkamýzý kestik. Þu altýnlarý önümden alýnýz." dedi. Sultan, Ebü'l-Hasan'ýn paralarý almasýný çok istedi ise de, kabûl etmeyince, ondan bir hâtýra istedi. Ebü'l-Hasan hazretleri ona hýrkasýný verdi.

Sultan Mahmûd giderken, Ebü'l-Hasan ayaða kalktý. Bunun üzerine Sultan Mahmûd; "Geldiðim zaman hiç iltifat etmemiþtin, fakat þimdi ayaða kalkýyorsun. O hâl niye idi? Bu ikrâm nedir?" diye sordu. Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretleri; "Buraya pâdiþâhlýk gururu ile beni imtihan için geldin. Þimdi ise derviþlik hâliyle gidiyorsun ve derviþlik devletinin güneþi üzerinde ýþýldamaya baþladý. Önce gurur içinde olduðundan dolayý ayaða kalkmadým. Fakat þimdi derviþ olduðun için ayaða kalkýyorum." dedi.

Sultan, sonra gazâya gitmek üzere Harkân'dan ayrýldý. Sevmenât'a geldi. Ýçine maðlûb olma korkusu düþtü. Birden atýndan inip, bir köþede Ebü'l-Hasan hazretlerinin hýrkasýný eline alýp; "Yâ Ýlâhî! Þu hýrkanýn sâhibinin yüzü suyu hürmetine, þu kafirlere karþý bizi muzaffer kýl. Ganimet olarak ele geçireceðim her þeyi derviþlere vereceðim." diye duâ eder etmez, düþman tarafýnda bir toz-duman ortaya çýktý. Düþmanlar, bu toz-duman içinde birþey görmiyerek, kýlýçlarýný birbirlerine vurdular ve kendi kendilerini öldürdüler. Sað kalanlarý daðýlýp gitti. O akþam Sultan Mahmûd, rüyâsýnda Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretlerini gördü. Ebü'l-Hasan-ý Harkânî, Sultan Mahmûd'a; "Allahü teâlânýn dergâhýnda, hýrkamýzýn yüzü suyu hürmetine zafer kazandýn. Eðer o anda isteseydin, kâfirlerin hepsinin müslüman olmasýný saðlayabilirdin." buyurdu.

Bir gün, Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretlerinin bir talebesi çok hastalandý. Buna hiç bir tabîb çâre bulamadý. Talebe, hastalýðýn aðrýsýna dayanamaz hâle gelmiþti. Sonunda durumu Ebü'l-Hasan-ý Harkânî'ye bildirdiler. Bunun üzerine Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretleri terliklerini vererek; "Bunlarý aðrýyan yere sürün." buyurdu. Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretlerinin dediði gibi yaptýklarýnda, Allahü teâlânýn yardýmýyla talebe iyileþti ve hiçbir rahatsýzlýðý kalmadý.

Talebelerinden biri, Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretlerinden; "Lübnan Daðýna gidip Kutb-i âlemi görmek için bana izin ver." diye ricâda bulundu. Ebü'l-Hasan hazretleri izin verince, o talebe Lübnan Daðýna vardý. Orada, yüzleri kýbleye dönmüþ hâlde oturan bir cemâat gördü. Önlerinde bir cenâze duruyordu. Fakat cenâze namazýný kýlmýyorlardý. Talebe dayanamýyarak; "Niçin cenâzenin namazýný kýlmýyorsunuz?" diye sordu. Oradakiler; "Kutb-i âlemin gelmesi lâzýmdýr. Kutb-i âlem buraya her gün beþ kere gelir ve imâmlýk yapar." diye cevap verdiler. Talebe bunu duyunca çok sevindi ve beklemeye baþladý. Bir süre sonra herkes ayaða kalktý. Kendi hocasý Ebü'l-Hasan-ý Harkânî'nin Kutb-i âlem olduðunu gördü. Bu durum onu dehþete düþürdü ve kendinden geçti. Tekrar kendine geldiðinde, namaz kýlýnmýþ ve cenâze defnedilmiþti. Kutb-i âlem de gitmiþti. Talebe orada bulunanlara; "Kutb-i âlem tekrar ne zaman gelir?" diye sorunca; "Önümüzdeki namaz vakti." diye cevap verdiler. Talebe onlara; "Ben onun talebesiyim. Ona karþý þöyle þöyle demiþtim. Uzun süreden beri yollardayým. Ona durumumu arzedin de, beni berâberinde Harkân'a geri götürsün." diye yalvardý. Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretleri, tekrar namaz kýldýrmak için oraya geldiklerinde, talebe elini ona doðru uzattý ve tekrar bayýldý. Ayýldýðý vakit, Rey þehrinin çarþýsýndaydý. Harkân'a hocasýnýn yanýna gidince, Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretleri ona; "Gördüklerini kimseye anlatma. Çünkü, Allahü teâlâdan bu dünyâda beni halktan gizlemesini ve bir tâne ârif ve büyük zât hariç, hiçbir kimsenin görmemesini istedim. Öyle de oldu. O zât da Bâyezîd-i Bistâmî'dir." buyurdu.

Bir gün Ebû Saîd, Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretlerinin yanýna büyük bir kalabalýkla ziyâret için gelmiþti. Hizmetçi kadýn, arpadan yapýlmýþ birkaç adet ekmeði, bir sepet içinde Ebü'l-Hasan-ý Harkânî'nin yanýna getirdi. Ebü'l-Hasan hazretleri o kadýna; "Þu ekmeklerin üzerine bir örtü ört ve oradan istediðin kadar ekmek çýkar." diye tenbih etti. Kadýn denileni yaptý ve kalabalýk bir halk topluluðuna, durmadan örtünün altýndan ekmek çýkardý. Fakat ekmekler bitmiyordu. Bir süre sonra kadýn örtüyü kaldýrýnca, sepetin içinde hiçbir þey kalmadýðý görüldü. Bunun üzerine Ebü'l-Hasan hazretleri; "Þâyet örtüyü kaldýrmasaydýn, kýyâmete kadar bunun altýndan ekmek çýkarýp duracaklardý." buyurdu."

Bir gece Ebü'l-Hasan-ý Harkânî; "Bu gece falan sahrada savaþ yapýlýyor. Þu kadar kiþi de yaralandý." buyurdu. Durumu araþtýrdýklarýnda, Ebü'l-Hasan hazretlerinin dediði gibi olduðu anlaþýldý. Ayný gece, Ebü'l-Hasan hazretlerinin oðlunun kafasýný kesip, kapýsýnýn eþiðine attýlar. Ebü'l-Hasan-ý Harkânî'nin hiç haberi olmadý. Kendisini inkâr eden hanýmý; "O kimseye ne demeli, þu kadar mesâfe uzaklýktaki cereyân eden bir olayý haber veriyor, ama oðlunun kafasýný kesip kapýsýna attýklarý hâlde, bundan haberi olmuyor?" deyince, Ebü'l-Hasan-ý Harkânî; "Evet, dediðin doðrudur. Ama biz onu gördüðümüz vakit, aradaki perde kaldýrýlmýþtý. Oðlaný katlettikleri zaman ise, perde çekmiþlerdi." dedi.

Ýhlâs ve riyâ nedir? diye sorduklarýnda; Ebü'l-Hasan hazretleri buyurdular ki: "Allahü teâlâ için yaptýðýn her þey ihlâstýr. Halk için yaptýðýn herþey de riyâdýr."

Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretleri, birgün sohbetinde bulunanlara þöyle sordu: "Dünyâda en iyi þey nedir?" Orada bulunanlar; "Siz, bizden daha iyi bilirsiniz. Siz bildirin." dediler. Bunun üzerine Ebü'l-Hasan hazretleri, "En iyi þey, Allahü teâlâyý unutmayan gönüldür." buyurdu.

Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretleri buyurdular ki: "Nîmetlerin en iyisi, çalýþarak kazanýlanýdýr. Arkadaþlarýn en iyisi, Allahü teâlâyý hatýrlatandýr. Kalblerin en nurlusu, içinde mal sevgisi olmayandýr."

"Dünyâda, âlimler ve âbidler (ibâdet eden) çoktur. Ama, akþam ve sabah cenâb-ý Hakkýn rýzâsý üzere bulunmak mühimdir."

"Kalblerin en nurlusu, içinde Allahü teâlânýn sevgisinden baþka bir þey bulunmayandýr. Amellerin en iyisi, riyâdan uzak olan, yâni ihlâs üzere olanýdýr."



"Siz Allahü teâlâdan konuþurken, baþka þeyden bahsedenle arkadaþlýk etmeyiniz."

"Cennet'te Tûbâ aðacýnýn altýnda, Allahü teâlâdan bîhaber olarak bulunmaktansa, dünyâda bir diken aðacýnýn altýnda, dâimâ O'nu hatýrlamayý daha çok arzu ederim."

"Resûlullah efendimizin vârisi; O'nun iþlerine uyan ve þerîatine tâbi olandýr."

"Ömrüme bakýnca, yetmiþ üç yýllýk ibâdetlerimin hepsini, bir saatlik kadar kýsa, günahlara bakýnca da, Nûh aleyhisselâmýn ömrü kadar uzun gördüm."

"Dünyâ, peþinden koþtuðun sürede senin pâdiþâhýndýr. Ondan yüz çevirince, sen ona sultan olursun."

"Allahü teâlâ, nasýl senden vaktinden evvel namaz kýlmaný istemiyorsa, sen de O'ndan, vaktinden önce rýzýk isteme."

"Ulemâ; "Biz Peygamberin vârisiyiz." diyor. Fakat Peygamberimizin vârisleri arasýnda biz de varýz. Çünkü O'nda olan þeylerin bâzýsý bizde de var. Resûlullah efendimiz fakirliði seçmiþti. Biz de fakirliði tercih etmiþ bulunuyoruz. O cömertti. Güzel bir ahlâký vardý. Hâinlik bilmezdi. Basîret sâhibiydi. Halkýn rehberiydi. Aç gözlü ve hýrs sâhibi deðildi. Hayýr ve þerri Allahü teâlâdan bilirdi. Tabiatýnda yalan ve kandýrma diye bir þey yoktu. Zamânýn esiri deðildi. Ýnsanlarýn korktuðu þeyden korkmazdý. Ýnsanlarýn güvendiði þeye güvenmezdi. Hiç gururlanmazdý. Ýþte bunlar evliyânýn sýfatlarýdýr. Resûlullah efendimiz, ucu bucaðý bulunmayan bir umman idi. Eðer o ummandan bir damla ortaya çýksaydý, bütün âlem ve mahlûkât þaþýrýr kalýrdý. Sûfîlerin kervaný; Allahü teâlâ, Resûlullah ve Eshâb-ý kirâm sevgisinden ibârettir. Bu kervanda bulunan ve ruhlarý bunlarýn ruhlarýyla kaynaþan kimseye ne mutlu."

"Yol ikidir: Biri hidâyet, öbürü dalâlet, sapýklýk yoludur. Kuldan Allahü teâlâya giden yol dalâlet yoludur. Allahü teâlâdan kula gelen yol ise hidâyet yoludur. Þimdi her kim hidâyete erdim derse, o, hidâyete ermemiþtir. Her kim beni hidâyete erdirdiler derse, o, hidâyete ermiþtir."

"Allahü teâlânýn karþýsýnda þu üç þeyi muhâfaza etmek zordur: Hak ile iken sýrrý, halk ile iken dili, amel (iþ, ibâdet) yaparken temizliði."

"Yakýnlarýn yakýný, bizim maksadýmýz olanýn yanýnda uzak kalýr. Ey kardeþim, suya daha yakýn olan daha çok batar; ateþe daha yakýn olan, daha çok yanar.

"Ne zaman Allahü teâlânýn varlýðýna nazar etsem, kendi yokluðumu görürüm, ne zaman kendi varlýðýma nazar etsem, Allahü teâlânýn varlýðýný görürüm."

"Þu iki kiþinin çýkardýklarý fitneyi, þeytan bile çýkaramaz: Dünyâ hýrsýna sâhip âlim ve ilimden yoksun sûfî."

"Þâyet bir mümini ziyâret edersen, hâsýl olan sevâbý, yüz adet kabûl edilmiþ hac sevâbý ile deðiþtirmemen lâzýmdýr. Çünkü bir mümini ziyâret için verilen sevap, fakirlere verilen yüz bin altýn sadakanýn sevâbýndan daha fazladýr. Bir mümin kardeþinizi ziyârete gittiðinizde, Allahü teâlânýn rahmetine kavuþtuk diye îtikâd edin."

"Ýlimden en fazla nasîb alan, onunla amel edendir. En fazîletli amel ise, üzerine farz olandýr."

"Dilini, Allahü teâlâdan baþkasý hakkýnda konuþmamak için mühürle! Kalbini, Allahü teâlâdan baþkasýný düþünmemek için mühürle! Ýhlâssýz bir iþ yapmaman ve helâl olmayan bir þeyi yememen için de, davranýþlarýna, dudaklarýna ve diþlerine ayný þekilde mühür vur!"

"Bir mümin kardeþini sabahtan akþama kadar incitmeyen kimse, o gün akþama kadar Peygamber efendimizle yaþamýþ olur. Eðer bir mümin kardeþini incitirse, Allahü teâlâ onun o günkü ibâdetini kabûl etmez."

"Allahü teâlâ kuluna, îmândan sonra temiz yürek ve doðru dilden daha büyük hiçbir þey ihsân etmemiþtir."

"Çok aðlayýnýz, az gülünüz; çok susunuz, az konuþunuz. Çok veriniz, az yiyiniz; çok uyanýk olunuz, az uyuyunuz."

"Ýnsanoðlu, þu üç þeyle sürekli olarak tâatý yaparsa, sorgusuz suâlsiz Cennet'e gidebilir: Kalb, nefs ve dil."

Ebü'l-Hasan-ý Harkânî'nin Beþâretnâme adlý eseri ve Türkçeye tercüme edilen Esrâr-üs-Sülûk kitaplarý vardýr



Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretleri vefâtlarý yaklaþtýðýnda; "Kabrimi derin kazýn. Yatacaðým yer, hocam Bâyezîd hazretlerinin mezarýndan aþaðýda bulunsun." diye vasiyet etti. Bu vasiyetini yaptýðý gece Harkan'da vefât etti. Topraða verildiði günün akþamý, çok kar yaðdý. Ertesi gün baþ ucuna, büyük ve beyaz bir taþýn dikildiðini gördüler. Mezarýn çevresinde, sâdece bir arslanýn ayak izleri vardý.

Kim kabrinin üzerine elini sürerek, cenâb-ý Hak'tan maksadýnýn hâsýl olmasýný istese, Allahü teâlânýn izniyle duâsýnýn kabûl edildiði ve hâlis kalple yapýlan duâlarýn da kabûl olduðu çok görülmüþtür.

Bir rivâyete göre Ebü'l-Hasan Harkânî, Kars'ýn fethine katýlmýþ ve kale önlerinde þehit düþmüþtür. Kars'ta, Hasan Harkânî'nin kabrinin bulunmasýyla ilgili çeþitli rivâyetler vardýr. Evliyâ Çelebi, Seyahatnâme'sinde bir rivâyeti þöyle nakletmektedir:

Kars kalesi Osmanlýlar tarafýndan Üçüncü Murâd Han devrinde tekrar geri alýnýnca, kale tâmirâtý Lala Mustafa Paþaya verilmiþti. Tâmirâtýn yapýldýðý sýrada askerlerden Hâfýz Osman isimli hal sâhibi biri rüyâsýnda Hasan-ý Harkânî'yi gördü. Ona; "Oðlum Hâfýz Osman! Uzun müddetten beri toprak altýnda yatmaktayým. Paþana söyle, kabrimi ayan edip açýða çýkarsýn, okunacak Fâtihalardan nasîbdâr olayým." dedi. Ertesi gece Hâfýz Osman ayný rüyâyý tekrar gördü. Fakat cesâret edip Paþaya söyleyemedi. Üçüncü gece de ayný rüyâyý gördü. Ebü'l-Hasan Harkânî, mütebessim çehresiyle bu defâ þöyle dedi: "Yavrum Hâfýz Osman! Gördüðün rüyâlar sâdýk rüyâlardýr. Yalnýz makâmýmýn nerede olduðunu, evvelki rüyâlarýnda söylemediðim için, seni tereddütte býraktým. Bunun için de paþaya söylemeye cesâret edemedin. Þimdi dikkatlice dinle târif ediyorum. Yarýn hemen Paþaya çýk ve söyle. Kars Kale içi mahallesinde Kaðýzman Kapýsý'na girdiðinde yirmi iki adým gün batý tarafýna gidersin, son adýmýn altýnda benim tabutum bulunur. Üzerimdeki kül ve toprak yýðýnlarýný temizledikten sonra, hâlis topraktan üç arþýn eþin. Sandukam meydana çýkar. Tekrar Kars Kalesine doðru on sekiz adým götürür oradan da üç arþýn derinliðinde hâlis topraktan kabrimi eþer oraya defnedersiniz. Baþ ucuma bir de câmi inþâ edersiniz." Hâfýz Osman gördüðü bu sâdýk rüyâyý ertesi gün Paþaya büyük bir heyecanla anlattý. Paþa bu askerini kucakladýktan sonra; "Yâ evlâdým! Sen de mi bu rüyâyý gördün? Evet oðlum, bir pîrî fânî, bana da bu husûsu defâlarca rüyâda buyurdularsa da senin tafsilâtlý rüyân gibi olmadýðýndan büyük tereddüt ve endiþe içindeydim. Bihamdillah bu telaþlý endiþeden beni kurtardýn." dedi.

Ertesi gün Lala Mustafa Paþa bir tamim yayýnladý. Bütün halk ve askerî erkân, tekbir sesleriyle rüyâda târif edilen yere geldi. Kazma iþi tamamlanýp tabut çýkýnca, Mustafa Paþa ulemânýn müsâdesiyle açtý. Tabuttan hoþ bir koku yayýldý. Arkasýndaki yaþ hýrka bile henüz çürümemiþti ve savaþ sýrasýnda yaralanan sað bacaðý ile sol pazusuna baðlanan mendillerden, hâlâ kan damlamaktaydý. Durum sultana bildirilince, Üçüncü Murâd hemen bir türbeyle yanýna câmi yaptýrýlmasýný emretti.

Ebü'l-Hasan Harkânî'nin asýl türbesi Harkân'dadýr.

SÖZ DÝNLEYEN KAZANIR

Bir kâfilede bulunan insanlar, Ebü'l-Hasan Harkânî hazretlerinin huzûruna gelip; "Yollar korkuludur. Bize bir duâ öðretiniz." diye istirhâm edince; buyurdu ki: "O zaman, Ebü'l-Hasan'ý hatýrýnýza getiriniz!" Bu söz, gelenlerin hoþlarýna gitmedi. Yolda eþkýyâ, önlerine çýktý. Hepsinin mal ve metâlarýný aldý. Yalnýz, Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretlerini hatýrlayan bir kimsenin malýna zarar gelmedi. Bu hâle arkadaþlarý þaþýp, sebebini sorduklarýnda; "Ebü'l-Hasan-ý Harkânî'yi hatýrladým ve kurtuldum." cevâbýný aldýlar. Gelip durumu Ebü'l-Hasan hazretlerine anlattýlar. Ve; "Biz Allah'tan yardým istedik, eþkýyâlar bizi soydu. Fakat seni hatýrlayýp, senden yardým isteyen þu arkadaþ kurtuldu. Bunun hikmeti nedir?" diye sordular. "O arkadaþýnýzý kurtaran, Allahü teâlâdýr. Günahkâr aðýzdan çýkan duâyý cenâb-ý Hak kabûl etmez. Bunun için siz Allah'a yalvardýðýnýz zaman duânýz kabûl olmadý. Bu arkadaþýnýz beni hatýrlayýp imdât isteyince, ben de Rabbime duâ ettim; "Yâ Rabbî! Þu kulunu içinde bulunduðu belâdan kurtar." dedim. Rabbim benim duâmý kabûl ettiði için, o arkadaþýnýz kurtuldu. Mesele bundan ibârettir." buyurdu.

ANNEYE HÝZMET

Ebü'l-Hasan-ý Harkânî hazretleri þöyle anlatýr: "Ýki kardeþ vardý. Her gece sýrayla annelerinin hizmetiyle uðraþýr, diðeri Allahü teâlâya ibâdet ederdi. Bir akþam, Allahü teâlâya ibâdet eden kardeþ, yaptýðý ibâdet, duyduðu hazdan dolayý çok memnun oldu. Bu sebepten ertesi gün kardeþine; "Bu gece de anneme sen hizmet et, ben ibâdet edeyim." dedi. Kardeþi kabûl etti. Ýbâdet ederken secdede uyuya kaldý ve o anda bir rüyâ gördü. Rüyâsýnda bir ses ona; "Kardeþini affettik, seni de onun hâtýrý için baðýþladýk." deyince, genç; "Ben, Allahü teâlâya ibâdet ediyorum. Kardeþim ise anneme hizmet ediyor. Fakat beni, onun yaptýðý amel yüzünden baðýþlýyorsunuz." dedi. Ses ona; "Evet, senin yaptýðýn ibâdetlere bizim hiç ihtiyâcýmýz yok. Fakat kardeþinin annene yaptýðý hizmetlere, annenin ihtiyâcý vardý." dedi."
Gönderen: 13.08.2004 - 10:07
Bu Mesaji Bildir   Yukari
mesoguz su an offline mesoguz  
106 Mesaj -
Evet maruf kardeþ büyük zat dediðin böyle olur;

Bu, ismi unutulmaya yüz tutmuþ (çoðu müslümanýn adýný dahi bilmediði) mürþid ile ilgili teferruatlý bilgi eklediðin için Allah razý olsun. Aslýnda olmasý gereken sizin yaptýðýnýz þekildeki gibiydi. Ama ben özellikle yukarda ifade ettiðim sözleri sizlerle paylaþmak için böyle bir not düþme ihtiyacý hissettim. Sizinde yazdýklarýnýzý bahsettiðim kitapta okumuþtum. Hepsi doðrudur.

Allah (cc) Bu ve bunun gibi velilerin yolundan gitmeyi, onlarýn fikirlerinden nasiplenmeyi, bütün Ümmet-i Muhammed'e nasib eyleye, bizleride o nasiplenenlerin içinden ayýrmaya (AMÝN AMÝN AMÝN)
Gönderen: 13.08.2004 - 15:14
Bu Mesaji Bildir   mesoguz üyenin diger mesajlarini ara mesoguz üyenin Profiline bak mesoguz üyeye özel mesaj gönder mesoguz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
tubanur su an offline tubanur  
RE:
13 Mesaj -
[kardesler Allah razý olsun O buyuk zat evet bizim Karsýmýzda bende kars'tayým duygulandým egrcekten önceden turbesi cok cýlýzdý sonra Allah razý olsun yaptýranlardan su an cok gorkemlibir turbesi var. ins yaklasan uc aylar boyuunca sýk sýk gýtme nasip olur...sizlerin adýnýza dua ederim insaAllah Allah bizi onlarýnd ergahýndan ayýrmasýn o mubaregin dediði gibi kim olursa ol gene gel mevlana hazretlerinin dediði gibi oda bir gün sofrasýna gelen bir müþrik için bus özü demiþ öðrencileri býrakmamýslar ama o kýzmýs kim olursa olsun sakýn bundan böyle dinini sormayýn herkes soframda yemek yiyecektir.. o yuzden dua edilince Hasan Harakani sofrasý olsun diye dua edilir burada Allah hepimizi dost kullarýndan eylesin amin insaAllah.. vesselam
Gönderen: 13.08.2004 - 18:36
Bu Mesaji Bildir   tubanur üyenin diger mesajlarini ara tubanur üyenin Profiline bak tubanur üyeye özel mesaj gönder tubanur üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mesoguz su an offline mesoguz  
106 Mesaj -
tubanur kardeþ

Ben özellikle Hasan-i Harakani Hazretlerini ziyaret etmek için bu sýralar Kars' a gelmeyi düþünüyorum. Orada oturduðunuzu söylediniz, bana oralarý anlatacak, rehberlik yapacak birini tanýyormusunuz, tavsiye edebileceðiniz bir kiþi veya kurum-kuruluþ varmý ?
Gönderen: 13.08.2004 - 20:16
Bu Mesaji Bildir   mesoguz üyenin diger mesajlarini ara mesoguz üyenin Profiline bak mesoguz üyeye özel mesaj gönder mesoguz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
libas su an offline libas  
Itiraf
23 Mesaj -
Böyle degerli sahsiyetlerin tarihte varligindan bile haberimiz yok.

ALLAH sizden razi olsun, Belki duymusumdur ama herhalde aklimda kalmamis

ALLAH'a emanet olun.
Gönderen: 14.08.2004 - 22:49
Bu Mesaji Bildir   libas üyenin diger mesajlarini ara libas üyenin Profiline bak libas üyeye özel mesaj gönder libas üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 991 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hümeyra24 (43), güllüm (41), alitufan (48), semsuddin (39), f_erturk (39), zafercezlan (54), benbuamellerimi.. (53), seyma_05 (39), yenilmezburuk (46), mhmmdky (37), sivaslihakan (46), sunam6 (41), konya28 (37), mardinlimemo (44), @hasan@ (39), _huzurislamda_ (39), Seda_ (35), BOPPON (43), faziltopal (55), ahmetserkankaya (43), eLsina (38), AZRA66 (37), sulukapo (34), HAKANCETIN (46), mentese (48), palanxdöken (53), ADEM BAKIRHAN (60), ceyhan (71), ReSuLe_HaSrEtt (38), Forever_Love (40), mutlu69 (55), islam yusuf (54), sofi32 (49), yesil_bahar19 (37), makhorsa (48), erihna (41), veysi irdam (88), abdullah özkul (27), nur58 (60), fedayi (55), RAMAZAN69 (37), seyyidali47 (50), gocer (55), suleyman yildiz (57), vuslat_wien (41), KASIM EROL (50), isanurun (39), koeroglu (48), ardaci (49), ardaburda (50), gunesgunes (42), Burcu89 (35), BMW (43), ZLH (), hafiz_34 (68), bestebuse (51), Aysegül (36), seroar (55), hacirizeli (53), sonmezNL (53), zeko (), CILGIN KURT (51), BERGE00 (42), sevki (51), fth (41), muhammetmustafa (44), bsapmaz (59), siyah_gül (36), ekrem144 (), Cicekci (37), rooster79 (45), mehmetx (44), furkan42 (42), yunus ata (61), GangstAdem (39), orhan06 (44), kamuran (51), dinimiseviyorum (39), esm (40), buzmavisi61 (58)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.60060 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.