generique plaquenil generique kaletra colchicine dexamethasone generique stromectol cordarone coreg coridil corpamil corprilin corpriretic corticotherapique cosaar plus cotrim coumadin cozaar crestor crixivan cyclogyl cycrin cyklokapron cymbalta cytotec cytoxan dalacin c dalacin t dalacin v danatrol danocrine daonil deflamat deltasone demadex demolaxin dentomycine depakine chrono depakine depakote depo provera dermestril dermovate deroxat desogen desoren desyrel detrol la
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » M E A L » ALAK SURESİ MEALİ, ANLAMI, AÇILIMI, MESAJLARI

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
aldemira su an offline aldemira  
ALAK SURESİ MEALİ, ANLAMI, AÇILIMI, MESAJLARI
7 Mesaj
ALAK SURESÝ

اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذٖى خَلَقَ
1-Ýkra' bismi rabbikellezi halak.
Ýkra, Oku.
Okumak, anlamadan Arapçasýný tekrar etmek olmasa gerek.
Kelimeleri yüzünden okumak, tekrar etmek bir anlamda telaffuz etmek, okumak olabilir mi?
Anlamýný dahi bilmeden seslerin tekrarý ancak telaffuz olabilir.
Okumak, telaffuz edilen seslerin kelimelerin anlamýný bilmeyi de gerektirir.

Oysa, ikrada bu da yetmez
Zira, Kuran, akledenler, düþünenler için ibretler vardýr; hala düþünmeyecek misiniz, böyle kolaylaþtýrdý ki düþünüp ibret alasýnýz; kafa patlatýrcasýna düþünmekten bahseder. Hatta tedebbür düþünmesine yer verir. Yani, temellerini, ilkelerini dikkate almayý, arka planýný, satýr aralarýný düþünmeyi ister.
Öyle ki, Kuran, tertil okumasýný; azar azar, yavaþ yavaþ, tek tek, tane tane, düþüne düþüne, hazmederek, sindirerek, muhakeme ederek, adeta suyunu çýkarýrcasýna okumayý över.
Ayný zamanda ikra okumasýnda; bu çýkarýmlarýn, elde edilen sonuçlarýn, yaþanýlmasý, hayata geçirilmesi, yaþama nakþedilmesi þarttýr.
Böylece, telaffuz edilenlerin anlamýnýn öðrenilmesi, düþünülmesi, ders çýkarýlýp ibret alýnmasý, bunlarýn yaþanýlmasý ve insanlýða anlatýlmasýdýr, ikra.
Takip etmek, ardýndan gitmek, aralarýnda hiç kimsenin bulunamayacaðý kadar yakýn bir þekilde izlemek, ona uymak, okumak ve manayý düþünmek, izlemek anlamýna gelen tilavetten farký da bu çýkarýmlarý yaþamakla yetinmeyip insanlýða iletmektir, sunmaktýr, teblið etmektir.
Bu nedenle, Kuraný ikra yapmak, ayetleri telaffuz etmenin yaný sýra, mealini anlamýný okumak, bunlarý düþünmek, gerektiðince fikirlerden yararlanarak ibretler çýkarmak, bunlarý yaþama geçirmek ve insanlýða sunmak, anlatmaktýr. Arý misali çiçeklerin özünü alýp, düþünüp, yoðurup Kuran potasýnda bal yapýp, yemek ve yedirmektir.
Bu amaçla Kurana yaklaþmaktýr, yaþamaktýr.
Kuranýn hakikatlerine ulaþmak, özümlemek, yaþamak ve anlatmaktýr.
Bu baðlamda kainat, kuran ve peygamber evrensel hakikatin, farklý tezahürleridir, ikra yapanlara.
Bismi Rabbikellezi Halak.
Rabbinin isimlerine yapýþarak, tutunarak, teslim olarak, güvenerek ikra yapmaktýr.
Ýkrayý, Onun terbiyesine girmek için yapmaktýr.
Kuranýn terbiyesinde yaþamak, hayat bulmak amacýyla gerçekleþtirmektir.
Yeni bir ahlaka, Kuran ahlakýna ulaþmak için ikra yapmaktýr.
Ýkra yaptýkça eskiden ayrýlmak yeni yepyeni bir ahlakla doðmaktýr.
Kuran ahlakýyla yaratýlmaktýr, yoðrulmaktýr.
Ayeti, baþtan veya sondan okursak: Þayet, kuran ahlakýyla yaratýlmak, yapýlanmak istersen; Rabbin terbiyesine girmek, Ona yapýþmak, aþkla baðlanmak, tutunmak gerektir. Bunun da tek yolu ikra yapmaktýr.
Bilesin ki, ikra yaparsan Rabbin seni terbiye eder ve yeni, yepyeni bir ahlakla, Kuran ahlakýyla yaratýr, yapýlandýrýr, cennete layýk insan eder.

خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ
2-Halekal insane min 'alak.
Ýnsan alaktan Halak oldu.
Halak olmasý, ahlakýn, hal, hareket, tavýr, yaþam biçimi, programý, felsefesinin alakla ilgili, baðlantýsý anlatýlýr.
Kim neye alaka duyarsa, alakasýnýn derecesiyle paralel onun ahlakýyla Halaklanýr.
Kuran ahlakýnda yaratýlmak, doðmak; insanýn alakýna baðlýdýr.
Alakasý varsa, Kuran insaný terbiye eder ve yeni bir ahlaka ulaþtýrýr.
Alakasý ne ölçüde ise halaký, ahlaký, Kuraný yaþamý da o ölçüde olmaktadýr.
Kurana sevgisi, ilgisi, alakasý ahlakýný belirlemektedir.
Alak gibi, döllenmiþ yumurtanýn, emriyonun rahim duvarýna tutunurken gerçekleþtirdiði gibi taa atardamarlarýna kadar uzanýp, anasýnýn en güçlü damarlarýndan beslenmesi misali, insan da Kuranýn taa temellerine, ilkelerine, evrensel deðerlerine, özüne, esasýna, manasýna ulaþacak þekilde alaka kurarsa, o nispette Kuranla beslenip, ahlaklanýr.
Yoksa, ikrasý, alakasý sadece telaffuzda kalýrsa, ahlakýnýn da yüzeysel kalmasý kaçýnýlmazdýr.
Oysa, öyle bir alaka isterki, tilaveti, tertili, ikra okumasýný; tezekkürü, tedebbürü, taakulü, tefekkürü vb düþünmeleri bekler.
Bu alak, alaka, sevgi, istek ne ölçüde ise Kuranda o ölçüde ahlaklandýrýr.
Peygamber ve arkadaþlarýnýn alakasýnýn büyüklüðü, ahlakýnýn da Kuran olmasýný saðladý.
Þayet, Kuran ahlaký istiyorsak, önceliklerimizi ve önem verdiklerimizi sorgulayýp, Kurana alakamýzý, ilgimizi, sevgimizi, gözden geçirmeliyiz.
Ahlakýmýzý Kuranlaþtýrmak için alaka duyduklarýmýzý ve alakamýzýn derecesini yeniden yapýlandýrmalýyýz.

اِقْرَاْ وَرَبُّكَ الْاَكْرَمُ
3-Ýkra' ve rabbukel'ekram.
Ýkra yapana Rabbi ikram eder.
Kuran ahlakýna kavuþturur.
Ýkra ile ikramýn paralelliði anlatýlýr.
Herneye ihtiyaç duyarsa onu sunar, lutfeder.
Gerekli bilgiye, hikmete, terbiyeye kavuþturur.
Ýkra yaptýkça, alakasý arttýkça bu ikramlar da çoðalýr.
Kuran ahlakýna uygun yaþamayý ikram eder.

اَلَّذٖى عَلَّمَ بِالْقَلَمِ
4-Ellezî 'alleme bilkalem.
Þöyle ki, Kalemle öðretendir.
Kuraný, azar azar, kalem kalem, kýsým kýsým öðretendir.
Lif lif, ayrýntýlarýna kadar anlatandýr.
Kalemle, yazarak, çizerek, not alarak, baðlantý kurarak, yaþama indirgeyerek, unutmamak için, Kuran ahlakýndan uzak düþmemek için çaba harcayanlara belletendir.
Yaþama kaydedenlere, hayata geçirenlere, ömürlerine nakþetmek isteyenlere öðretendir.
Hayatýný, ahlakýný Kuran yapandýr.

عَلَّمَ الْاِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ
5-Allemel'insane ma lem ya'lem.
SA-Ýnsana bilmediðini öðretendir.
Bildiklerinden, önceki öðretilerden, atalar ahlakýndan vazgeçmeye niyetli olana öðretir.
Ezberini bozmaya, kendini deðiþtirmek isteyene yol gösterir.
Akledene, düþünene, ibret alýp ders çýkarana, yaþama kaydedene yardým eder.
Kuraný ikra yapana, alakasý olana, hayata geçirene, Kuran ahlakýný ve bilmediklerini öðretir.
Kuran ona rehber olur, yol gösterir, cennete layýk insan yapar.
Hayatýný, ahlakýný cennet eder.

6-8
كَلَّا اِنَّ الْاِنْسَانَ لَيَطْغٰى
6-Kella innel'insane leyatða.
Hayýr; gerçekten insan, azar.
اَنْ رَاٰهُ اسْتَغْنٰى
7-Er raehusnaðna.
A. Bulaç Kendini müstaðni gördüðünden.
اِنَّ اِلٰى رَبِّكَ الرُّجْعٰى
8-Ýnne ila rabbikerruca'.
A. Bulaç Þüphesiz, dönüþ yalnýzca Rabbinedir.
Hayýr, Kuraný ikra yapmayan, alakasý olmayan, kendini yeterli gören muhakkak ki azmaktadýr.
Ýkraya, okumaya, anlamaya, düþünmeye, ders çýkarmaya, ibret almaya gerek görmeyenler, yaþamlarýný Kuranýn rehberliðinden kopuk sürdürenler, amaçlarý Kuraný bir hayat olmayanlarýn azmasý, yoldan sapmasý, saptýrýlmasý kaçýnýlmazdýr.
Ýkrayla, alakayla Kuran terbiyesine ulaþýr. Bu dünyaya geliþinin gidiþinin nedenini, niçinini, hikmetini anlar, yaþam amacýný kavrar, alakýný, önem ve öncelik vermesi gerekenleri belirler.
Kuraný rehber edinmeyen baþkalarýný rehber edinir.
Kurandan mahrumlaþtýkça, tagutlaþmayý sürdürür.
Önem ve öncelik verdikleri, alaka gösterdikleri Kuranýn yerini aldýkça, tabi olduðu tagutlarý olur. Kuran ahlaký yerini tagutlarýn ahlaký hüküm sürmeye baþlar. Önem ve öncelik verdiði Kuran dýþýndaki her þey yaþamýný belirler. Zahiri farklý olsa da Ruhunu, özünü, amacýný onlara teslim eder. Verilen her þey araç iken, amaçlaþýnca, tagut olur, hükmeder. Azdýrýr.
Sonunda dönüþ Rabbinedir.
Geç olmadan, ölüm çatmadan ikra yap, alakaný Kurana yönelt. Dünyadaki amacýný hatýrla önem ve öncelik verdiklerini gözden geçir, araçlarý amaç edinmekten vazgeçip kurtuluþa er.

9-13
اَرَاَيْتَ الَّذٖى يَنْهٰى
9- Eraeytellezi yenha.
A. Bulaç Engellemekte olaný gördün mü?
عَبْدًا اِذَا صَلّٰى
10- Abden iza salla.
A. Bulaç Namaz kýldýðý zaman bir kulu.
اَرَاَيْتَ اِنْ كَانَ عَلَى الْهُدٰى
11- Eraeyte in kane 'alelhuda.
A. Bulaç Gördün mü? Ya o (kul) doðru yol üzerinde ise,
اَوْ اَمَرَ بِالتَّقْوٰى
12- Ev emara bittakva.
A. Bulaç Ya da takvayý emrettiyse.
اَرَاَيْتَ اِنْ كَذَّبَ وَتَوَلّٰى
13-Eraeyte in kezzebe ve tevella.
A. Bulaç Gördün mü? Ya (bu engellemek isteyen) yalanlýyor ve yüz çeviriyor ise.
Salla yapaný engelleyeni gördün mü, anladýn mý?
Kuraný ikra yapaný, okuyaný, anlayaný düþüneni, yaþayaný, anlataný, toplumu bu ahlaka davet edeni bu uðurda salla yapaný, destek olaný; engelleyeni, bu yoldan alýkoyaný, mani olaný anladýn mý?
Ýnsanla Kuran arasýna giren engeller, maniler neler. Ýçsel ve dýþsal unsurlarý, bireysel ve toplumsal faktörleri, ulusal ve uluslar arasý güçleri, bunlarýn taðutlaþarak esir alýþlarýný düþünmek, tanýmak, anlamak ve görmek ve kurtulmak gerekmektedir.
Zira, ikra yapmak, gereðince alaka göstermek, Allah’a, Kurana önem ve öncelik vermek olan takva, Kuran terbiyesindeki bir yaþamý saðlar. Kuran ahlakýyla boyar. Kuraný yaþama taþýr. Hayata nakþeder, dantel gibi iþler.
Bunun için, Kuranla bu denli alakamýzý kesen, mani olan, Hakký yalanlayan, yüz çeviren tüm söylemleri, öðretileri, kabullenim ve yargýlarý, gözden geçirmek, deðiþtirmek, terk etmek elzemdir.
Dünyadaki amacýmýzý unutturan, peþinde kullaþýp köleleþtiðimiz tüm tutkularýn, hedeflerin, gayelerin farkýna varýp, kurtulmalýyýz.
Ýlahlaþtýrdýðýmýz; mal, mülk, makam, þöhret, para, pul, herneyse tüm araçlarý amaçlaþtýrarak girdiðimiz esaret girdabýndan ayrýlmalýyýz. Hele bir zengin olayým bak nasýl çalýþacaðým, destek olacaðým diyerek araçlarý bilerek bilmeyerek amaç edinip de Kuran ahlakýný öteleyenlerin kýssalarý, farkýna varmak için yetmez mi?
Oysa bunlarýn amaç deðil birer araç olarak ihtiyacýmýz kadar yaþamýmýzdaki yerini almasý doðaldýr. Dünyadaki yaþamýn sürdürülmesi için gereklidir.
Öncelikle içimizdeki bu anlayýþ engellerini yok etmeliyiz. Atalar kültürünü býrakmalýyýz. Kuranla aramýza giren tüm engelleri, perdeleri yýrtýp atmalýyýz.
Sonra toplumda var olan; Kuraný, ikra yapmayý, alakayý zorlaþtýran tüm þartlarý deðiþtirmeliyiz.

14-16
اَلَمْ يَعْلَمْ بِاَنَّ اللّٰهَ يَرٰى
14-Elem ya'lem biennallahe yera.
A. Bulaç O, Allah'ýn gördüðünü bilmiyor mu?
كَلَّا لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ لَنَسْفَعًا بِالنَّاصِيَةِ
15-Kella leil lem yentehi lenesfe'am binnasiyeh.
A. Bulaç Hayýr; eðer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceðiz;
نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍ
16-Nasiyetin kezibetin hatieh.
A. Bulaç O yalancý, günahkar olan alnýndan.
Önem ve öncelik verdiðimiz, her gün ayný perçem, kakül gibi bakýp, gözettiðimiz bu geciçi dünyada araç iken Kuraný amaçlarýmýzýn yerine baþ tacý yaptýðýmýz, mal, makam, þöhret vb hedeflerimiz yok mu?
Eðer farkýna varýp vazgeçmezsek bu yalancý, aldatýcý, insaný yanlýþa, günaha daldýran perçemlerimizden, amaç edindiðimiz, uðruna ne günahlara katlandýðýmýz Kuran dýþý gayelerimizden, ihtiraslarýmýzdan, yýðma ve biriktirme hastalýðýndan kurtulmazsak, bunlarýn peþinde sürünmek mukadder olur.
Hele bir zengin olayým, þu olayým, bu olayým da bir gör ve benzeri perçemlerimiz, bizi aldatmýyor mu, Kurandan, ikradan uzaklaþtýrmýyor mu?
Araçken amaç edindiðimiz ve önümüze kýzýl elma gibi koyduðumuz bitmez tükenmez, dipsiz, yalancý, günahkar perçemlerden vazgeçmezsek, o zaman da Sünnetullah gereði bu perçemlerin peþinde köleleþir, sürünür insan.
Oysa tüm nimetler, araçlar hayatý kolaylaþtýrmak, insana hizmet etmek için yaratýlmýþ, ikram edilmiþken, bunlarý amaç edinen insan bunlarýn kölesi olur. Bunlara binmek, kullanmak varken, onlar insana biner, insaný hamal eder.
Atalar dininin efendileri olup toplumsal güçleri kullananlar, bu güçlerle tagutlaþanlar, zorbalýk yapanlar, Hakka, Kurana ve Kurani ahlakýn yayýlmasýna engel olmaya çalýþanlar da, bu güçlerin, bu perçemlerin esiri olur, sürünür, süründürülür.

17-18
فَلْيَدْعُ نَادِيَهُ
17-Felyed'u nadiyeh.
A. Bulaç O zaman da meclisini (yakýn çevresini ve yandaþlarýnýgöz kırpma çaðýrsýn.
سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَ
18-Sened'uzzebaniyete.
A. Bulaç Biz de zebanileri çaðýracaðýz.
Bu perçemler uðrunda tüm çevresini kullanýr, tüm imkanlarýný seferber eder. Bu yolda tüm ömrünü heba eder, sonra da zebanilere layýk olur.
Vahyi önceliklerimizle aramýza giren bu ve benzeri yalancý, günahkar perçemlere ulaþanlar da, muradýna eremez, uðruna alakasýný, ikrasýný, takvasýný bozduðu, ne günahlara battýðý bu perçemler eliyle tokat yer, sürünür.
Salat edenlere, ikra yapanlara, Kurana önem ve öncelik verenlere karþý yaptýklarý tüm engellemelerde tüm taguti güçleri seferber etmesine raðmen sonuçta bu güçler eliyle bile darbe yer, hançerlenir. sürünür ve yerle bir edilir.

كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ
19-Kella, la tuti'hu vescud vakterib.
A. Bulaç Hayýr; ona boyun eðme (Rabbine) Secde et ve yakýnlaþ.
Hayýr, tüm bu engellerin farkýnda olup, anlayýp, bunlara uyma; Kurana tabi ol, tam bir itaatle baðlan ve yaþayan Kuran ol. Bunun içinde ikra yap, alakaný ilgini artýr. Önem ve önceliklerini Kuran yap. Kuran ahlakýna tabi ol.

http://aaldemira.blogspot.com/
ALAK SURESÝ ÇALIÞMA NOTLARI

1- اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذٖى خَلَقَ
Ýkra' bismi rabbikellezi halak.
Yaratan Rabbinin adýyla oku.



K-r-e
(H Yýlmaz Tebyinil Kuran Ýþaret Yayýnlarýgöz kırpma “Ýkra sözcüðü, karae fiilinin emir kipidir. Bu sözcük Ýbranice ve Süryanice’de de mevcuttur. Meselâ, þu anda bile Süryanice’de “oku­mak” sözcüðü için kýryono kullanýlýr. Ýkri sözcüðü de “adýmla, oku” anlamýndadýr. Araþtýrmacýlar “ikra” sözcüðünün hangi dilden diðe­rine geçmiþ olduðu konusunda kesin bir kanaat sahibi deðildirler.
Henüz defter-kitap ortada yokken karae sözcüðü, “hayýz kanýnýn rahîmde toplanmasý ve dýþarý atýlmasý” anlamýna üretilmiþ [vaz edil­miþ] ve zaman içerisinde de kadýnlarýn hayýzlý günleri ile hemen arkasýndan gelen kanamasýz günleri kapsayan dönemlerin adý olarak kullanýlmýþtýr. Nitekim sözcüðün Bakara sûresinin 228. âyetin ‘deki kullanýmý da bu anlamdadýr.
Daha sonra sözcük, istiare [ödünç alma] yoluyla “bir þeyleri biriktirip onu daðýtmak, baþka yerlere nakletmek” anlamýnda kulla­nýlmaya baþlanmýþtýr. “Develerin hamile kalarak yavruyu rahîmde ta­þýyýp sonra da doðurmasýna” karaet’in-nâkatu denilirdi.
Ayný sözcük, yukarýdakilere ek olarak “harfleri, kelimeleri, cümleleri ya da bilgileri bir araya getirip bir baþkasýna nakletme” ey­lemi için de kullanýlmaktadýr. Zaten bu sözcüðün “okumak” anlamýnda kullanýlma nedeni de budur.
Ne var ki, karae sözcüðünü “okumak” diye çevirmek yeterli olmadýðý gibi, böyle çevrilmesi onun Kur’ân’da neden kullanýldýðýný anlamak bakýmýn­dan da yanlýþ sonuç verir.
Çünkü Türkçe’de kullanýlan “okumak” sözcüðünün karþýlýðý, Arapça’da “tilâvet “tir. Buna, hazýrdaki bir met­ni okumak diyebiliriz.”
Ýkra “2:222 Ve yes'eluneke anil mehiyd, kul hüve ezen fa'tezilün nisae fil mehiydi ve la takrabuhünne hatta yathurn, fe iza tetahherne fe'tuhünne min haysü emerakümllah, innellahe yühibbüt tevvabine ve yühibbül mütetahhirin
2:222. Sana kadýnlarýn aybaþý hâlinden de soruyorlar. De ki: “O, bir eziyettir. Onun için aybaþý hâlinde kadýnlardan çekilin ve temizleninceye kadar onlara yaklaþmayýn. Artýk iyice temizlendikleri zaman da Allah'ýn emrettiði yerden onlara varýn. Þüphesiz Allah, çok tevbe edenleri sever, çok temizlenenleri de sever.”
حِيضِ = Hayd = aybaþý
2:228 Vel mütallekatü yeterabbasne bi enfüsihinne selasete kuru', ve la yehillü lehünne ey yektmne ma halekallahü fi erhamihinne in künne yü'minne billahi vel yevmil ahir, ve büuletühünne ehakku bi raddihinne fi zalike in eradu islaha, ve lehünne mislüllezi aleyhinne bil ma7rufi ve lir ricali aleyhinne deraceh, vallahü azizün hakim
2: 228. Boþanmýþ kadýnlar da, kendi kendilerine üç adet süresi beklerler. Eðer Allah'a ve âhiret gününe inanýyorlarsa Allah'ýn rahimlerinde yarattýðýný gizlemeleri, kendilerine helâl olmaz. Ve onlarýn kocalarý, barýþmak isterlerse o süre içersinde onlarý geri almaya daha çok hakk sahibidirler. Onlarýn da aleyhlerindeki gibi, ma‘rûf ile kendileri için de vardýr. Erkekler için de, onlarýn üzerinde bir derece vardýr. Ve Allah azîz'dir, hakîm'dir.
قُرُوَءٍ = Kuru’ = aybaþý halinden sonraki zaman, iki aybaþý arasýndaki zaman.
Kuru’ kadýnlara yaklaþmanýn yasak olmadýðý zaman yani birleþme toplama zamaný, spermle yumurtanýn birleþmesiyle, toplanmasýyla, bir araya gelmesiyle “ÝKRA ile” fetus veya cenin oluþur, Yeni bir hayat ortaya çýkar. Kuran’ýn toplanmasýyla, Kuran’ý kendimizde toplamamýzla yeniden doðarýz, yeni bir hayat oluþur.”YB
(TDV Dini Kavramlar Sözlüðügöz kırpma “kitabý okumak, takip etmek, ardýndan gitmek, tâbi olmak ve uymak” anlamlarýna gelen tilâvet, ýstýlahta, Kur’ân’ý usulüne uygun olarak okumak demektir. Kur’ân’da “telâ” fiili 61 defa geçmiþ ve takip etmek (Þems, 91/2), okumak (Enfâl, 8/2), ilim ve amel ile tâbi olmak (Bakara, 2/121), indirmek (Âl-i Ýmrân, 3/58) ve uydurmak (Bakara, 2/102), anlamlarýnda kullanýlmýþtýr. Bu kelime daha çok âyetleri, Kur’ân’ý okuma anlamýndadýr.”
Anýlan Sözlükte, (En’âm, 6/151) ayeti gerekçe yapýlarak, “ tilâvet kýraatten daha özeldir. Her tilâvet kýraattýr, fakat her kýraat tilâvet deðildir. Tilâvette, ittiba, bildirme ve duyurma anlamý da vardýr” Görüþüne de yer verilmiþ olmakla birlikte, De ki: "Gelin, Rabbinizin size harâm kýldýðý þeyleri okuyayým… ayetinden tilavetin kýraatten daha kapsamlý olduðu anlamý çýkarýlamaz, aksine Rabbinden gelen ayetin olduðu gibi, deðiþikliðe uðratýlmadan, aynen insanlara aktarýlmasý manasý baskýn olmasý nedeniyle tilavet, kýraat/ ikra kavramýndan daha dardýr.
Nitekim, 10/16 قُلْ لَوْ شَاءَ اللّٰهُ مَا تَلَوْتُهُ عَلَيْكُمْ وَلَا اَدْرٰیكُمْ بِهٖ فَقَدْ لَبِثْتُ فٖيكُمْ عُمُرًا مِنْ قَبْلِهٖ اَفَلَا تَعْقِلُونَ Kul lev þaellahu ma televtuhu aleykum ve la edrakum bihi fe kad lebistu fikum umuram min kablihi e fela ta'kilûn.
S. Ateþ De ki:"Eðer Allâh dileseydi, onu size okumazdým ve onu size hiç bildirmezdi. Ben ondan önce aranýzda bir ömür boyu kalmýþtým (böyle bir þey yapmamýþtým), düþünmüyor musunuz? " Ayetinde, okuma ile idrak etme ayný zamanda kullanýlarak tilavet ile idrak etmenin ayrý ayrý vurgulanmýþ olmasý da dikkat çekicidir.
Bu nedenle, tilavetin, idrak etme gereði duymadan da, yüzünden, yazýlý olaný okuma, yazýyý takip etmek, yazýlý olana uyarak onu seslendirmek, sesli veya sessiz dillendirmek olduðu anlaþýlmaktadýr. Ýdrak ise anlamýna vararak, düþünerek, ibret alarak okumadýr.
Böylece, tilavet ile ikranýn farký ortaya çýkmaktadýr. Bu iki kavramý ayýran temel unsur idraktir.
Bu açýdan, (Elmalýgöz kırpma “Hz. Peygamber'in hadisinde söylendiði üzere yüzünden okumanýn, sevab ve fazileti, kavrama ve ezberlemeye vesile olmasýndan dolayýdýr.” Derken; tilavetin ikra ile farkýný ortaya koymuþ ve eðer ikra yapmasý veya ikraya yardýmcý olmasý halinde tilaveti, yüzünden okumayý teþvik ettiði anlaþýlmaktadýr.
(M Esed) “Ýkra’ emri, “oku” yahut “telaffuz et/dile getir” olarak çevrilebilir. Birinci çeviri, bana göre, bu baðlamda daha tercihe þayandýr; çünkü “telaffuz etmek/dile getirmek” kavramý, yalnýzca o anda yazýlý olan veya hafýzada bulunan bir þeyi -anlayarak veya anlamadan- dil ile söylemeyi ifade eder; oysa “okumak”, bir dýþ kaynaktan, burada Kur’an mesajýndan, alýnan sözleri veya düþünceleri, yüksek sesle olsun veya olmasýn, ama anlamak niyetiyle bilinçli olarak zihnine nakþetmeyi ifade eder.”
Diðer bir anlatýmla, (H Yýlmaz) “ Nitekim Biz sana biriktireceðiz ve daðýttýracaðýz , sen de unutmayacaksýn/terk etmeyeceksin (A’lâ sûresinin 6. âyeti ile Kýyâmet sûresinin. 17–19 âyetin ‘de tekrarlanan benzer ifadeler de göstermektedir ki, kýraat , “ön­ce bir þeyleri zihinde, kitapta vs. toparlayýp-hazýrlayýp, sonra baþka­larýna sözlü ya da yazýlý olarak aktarmaktýr.” Bu durumda, konumuz olan ikra emrinden, Peygamberimizde bir þeylerin biriktirileceðinin ve sonra da bunlarýn yine ona daðýttýrýlacaðýnýn anlaþýlmasý gerekir. Diðer bir ifadeyle, Peygamberimiz Allah’tan bir þeyler öðrenecek; öðrendiklerini de insanlara sözlü veya yazýlý olarak öðretecektir. Kendisine ikra ile emredilen [verilen görev] iþte budur. Bu konuda þu âyetlere bakýlabilir: Ýsrâ/14.45.93.106; Nahl/98; Þu’arâ/199; A’râf/204; Ýnþikak/21; A’lâ/6 ve Müzzemmil/20 . Özetle, ikra emri, toplamak ve daðýtmak anlamý ekseninde “vahyolunacaklarý zihninde toparla/oku/daðýt, teblið et” anlamýna gelir.”
(F Razi) “Ayetteki, "oku" ifadesi ile, "Kur'ân oku" manasý kastedilmiþtir. Çünkü "okuma" (kýraat), ancak Kur'ân hakkýnda kullanýlýr. Nitekim Hak Teâlâ, "Biz onu okuduðumuz zaman, onun kýraatine '{Kýyame, 75/18) ve "Kur'ân'ý parça parça indirdik ki sen onu insanlara yavaþ yavaþ kýraat edesin, okuyasýn" (Ýsra, 17/106) buyurmuþtur.”
(Elmalýgöz kırpma “"Sen Kur'ân'dan önce bir kitap okumuyordun." (Ankebut 29/48) kitabýn niteliðini, imanýn esasýnýn neden oluþtuðunu bilmezdin... "Sen önceleri kitap nedir iman nedir bilmezdin." (Þurâ, 42/52)”
(Kuran Yolu) “Bu ayette “emredilen okumanýn konusu belirtilmemiþtir; çünkü baþta kendisine in­dirilen vahiy ve kozmik evrendeki âyetler olmak üzere, okunmasý yani üzerinde inceleme yapýp zihin yorarak hakkýnda bilgi edinilmesi, ders ve ibret alýnmasý ge­reken her þeyi tanýmasý, hakikatini anlayýp kavramasý istenmektedir.”
(A Küçük) “Kur’an’ýn okunmasýndan maksat tedebbürdür. Yani düþünerek onun ne dediðini anlamaya çalýþmak ve hayatý onunla düzenlemektir. Hz. Ali efendimiz buyurur ki:“Anlamayarak yapýlan ibadette ve düþünülmeden gerçekleþtirilen kýraatte hayýr yoktur.” Zaten Allah’ýn Resûlü bir hadislerinde kiþinin okuduðu þeyle kalbinin irtibatýnýn kesildiði ve okuduðu âyetlerden baþka þeyler düþünmeye ve dikkati baþka taraflara daðýlmaya baþladýðý andan itibaren onun okumaya devamýný menetmektedir. Selef âlimlerimizin hepsi böyle düþünür böyle inanýrdý. Bakýn Süleyman Ed-Dârâni: “Anlamadýðým ve kalp huzuruyla okumadýðým âyetlerden sevap alacaðýmý ummuyorum. Ben bir âyeti okurum, sonra dört-beþ gece onunla meþgul olurum ve onu iyice anlamadan baþka bir âyete geçmem.” der. Öyleyse Okuma = Okuma + Baþkasýna anlatma + Uygulama, yani okunaný yaþama, okunanla hayatý düzenleme + Samimiyettir diyebiliriz.”
Nitekim, (Mevdudi) “Eðer meleðin maksadý kendi söylediðini Rasulullah'ýn sadece tekrar etmesini istemek olsaydý, Rasulullah "Ben okuma bilmem" demezdi.” Açýklamasýndan da anlaþýlacaðý üzere; istenilenin, ne telafuz, ne de tilavet olmadýðýný vurgulamaktadýr.
Ikra, vahyedilen Kuran ile birlikte, yaratýlan kitabý Kainatý da okumak, incelemek, düþünmek, dersler, ibretler çýkarmak, idrak etmek veya toplamak, içselleþtirmek, bunlara uygun yaþamak ve insanlarý da bu eyleme davet etmektir.
Kitabý yüzünden, manasýný bilmeden, kelimeleri tekrar etmekten ibaret olan eylemin adý tilavet dahi deðildir. Olsa olsa kelime tekrarýdýr. Taklittir. Telaffuzdur.
Tilavette okunan metnin anlamýný bilmek vardýr. Bu anlamý kavrayýp, toplayýp, düþünerek ders çýkarmak, ibret almak, yaþama geçirmek, anlamak ve anlatmakla ikra gerçekleþmiþ olur.
Böylece, ikra yapýlýnca, Kuranla yoðrulmuþ, Kainata, varlýk alemine layýk, bir insan oluþur.
Bi ismi nin manasý, ismine, iradesine, kudretine yapýþarak, tutunarak, ona dayanarak, ona baðlanarak, onun rehberliðine uymak anlamýndadýr.
R-b-b :Alemlerin Yaratýcýsý, yarattýklarýný, belirlediði programa uygun hedeflere götüren, olgunluk dere­cesine ulaþýncaya kadar aþama aþama, yavaþ yavaþ inþa eden, kemâle erdiren, terbiye edendir.
H-l-k : Yaratýlýþýyla ilgili olarak, yaratma anlamýnýn nüanslarý þeklinde Bedee, fetara, berae, felaka, zerae, enþee, ceale, savvera, sevvâ, ehyâ, sanea, feale, ahrece, eâde, enbete, a'tâ, vehebe, elkaa, vedaa, enzele kelimeleri de Kuranda, zikredilmektedir. Halak kelimesinin bu kelimelerden anlam farký da; güzelce ölçüp biçip takdir etmektir. Ahlak üzere yaratmaktýr. Varlýklarýn, hal ve hareketlerini, ahlakýný, huyunu, fýtratýný, davranýþlarýný belirlemektir. (26/Þuarâ 137 ve 68/Kalem, 4.)
Kuraný, kitabý Kainatý ýkra yapan, yani; okuyan, anlayan, düþünen, ibret alan, ders çýkaran, bunlarý yaþama geçiren, baþkalarýna aktaran kiþi, Rabbin terbiyesine, okuluna girer, Onun terbiyesine yapýþýp tutunarak, ona dayanarak, ona baðlanarak, onun rehberliðine uyar, böylece, Halaka ulaþýr, Kurana uygun bir ahlaka, hal ve yaþam biçimine kavuþur. Peygamberin ilan ettiði tamamlanmýþ ahlakýn yolcusu olur.
Ayeti sondan alýrsak, Kurana uygun bir ahlaka, hal ve yaþam biçimine kavuþmak, Halak a ulaþmak, ahlaklý kiþiliðe sahip olmak için Rabbin terbiyesine girmeli, Ona dayanmalý, Ona yapýþmalý, Onun rehberliðine uymalý, Kuran okuluna girmeli ve ýkra yapmalýdýr.


2- خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ
Halekal insane min 'alak.
O, insaný alaktan (embriyodan) yarattý.
A-l-k : askýya alýnmýþ, baðlanmýþ, vb
(Elmalýgöz kırpma “Bunlardan baþka "alak", ru­hanî ve manevî olarak, alâka gibi aþk ve muhabbet mânâsýna da ge­lir.”
(A Tekin) “O, insaný aþk ve sevgiden, bir iliþkiden, rahim duvarýna yapýþýp yerleþen döllenmiþ hücrelerden yarattý.”
Ýnsan Alaktan Halak olmuþtur. Ýnsanýn Halaký Alaktandýr. Ýnsanýn Kuran ahlakýna kavuþmasý alakasýna baðlýdýr. Alakla ilgilidir. Kuran ahlakýna ulaþmak, bunu aþk derecesinde istemekle mümkündür.
Herkesin Halaký, ahlaký Kurana verdiði öneme, alakaya, sevgiye baðlýdýr.
Alakasý, sevgisi aþký ne kadar yüksek ise, Halaký, ahlaký da o denli olmaktadýr.
Peygamberin Allah’a ve Kurana olan alakasý, sevgisi, aþký, verdiði önem ve öncelik zirvede olduðundan, Onun ahlaký, Halaký da en yüksekti, en üstündü, en zirvedeydi. Bunun için de örnek insandý.Yaþayan Kurandý.

SONUÇ

Bu iki ayet, insanlýða; deðiþimin, dönüþümün yolunu yöntemini vermektedir.
Kuraný ýkra yapanlarýn, Rabbin eðitimine terbiyesine girdiklerini, Allah’a ve Kurana verdikleri öneme, önceliðe, alaka, sevgi ve aþk derecesine paralel olarak Halaklandýklarý, Kuranýn ahlakýyla yenilenip yaratýldýklarýný açýklamaktadýr.
Yaþayan Kuran olmak, Kuran ahlakýyla deðiþmek dönüþmek isteyenlerin yapmasý gereken ýkradýr, Kuran okuluna girip terbiye olmaktýr, bütün benliðiyle Kurana yönelmektir, önem ve öncelik vermektir, alaka göstermektir.
Alakýn döllenmiþ zigot anlamýný, asýlý, askýda vb manalarýný da dikkate aldýðýmýzda, bu alaka öyle olmalýdýr ki, ayný döllenmiþ yumurtanýn rahim duvarýna tutunmasý, ana damarlarýna, atardamarlarýna ulaþmasý kadar güçlü ve kapsamlý ve olgunlaþýncaya, kemale erinceye kadar sürmelidir. Haftada bir gün, bir saat vs deðil.
Bu alaka ne ölçüde ise, Kuran ahlakýyla Halaklanmak, yaratýlmak ta o ölçüde olmaktadýr. Bu Allah’ýn sünnetidir.
Neye alaka gösterirse insan, alakasýný yönelttiði alanda ve alakasý ölçüsünde halaklanýr, ahlaklanýr, o ahlak üzere yaratýlýr, deðiþtirilir.
Þimdi þu soruyu sormalýyýz: Biz neden gereðince Kuran ahlakýyla ahlaklanamadýk? Toplumun yaþamý Kuran ahlakýndan neden uzak? Kurana alakamýzý sorgulayalým, Kuraný ýkra yapýþýmýzý sorgulayalým. Önem verdiklerimizi, yaþamdaki önceliklerimizi, amacýmýzý sorgulayalým.
Gönderen: 04.08.2013 - 14:00
Bu Mesaji Bildir   aldemira üyenin diger mesajlarini ara aldemira üyenin Profiline bak aldemira üyeye özel mesaj gönder aldemira üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 843 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
karaali70 (54), Mücahit58 (42), firdevs_91 (33), harman76 (48), gul2 (47), özgür3 (35), songokou (42), nuri72 (52), aysun saglam (46), dalin (39), caglar_1988 (36), emine_yilmaz (45), elif19 (37), morcali (63), enderim23 (46), aga2 (61), hüzünlü gurbet (46), yeþil (42), 1yavuz (53), suvari_ (41), gazeteci1985 (39), adem03 (45), azzat (60), huemeyra41 (32), Kursad_ist (46), ruhan_ruhani (41), eskalibo (50), neofatih (39), yuuusuf (43), yunuscelik (46)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.60480 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.