colchicine lopinavir ritonavir stromectol budesonide ivermektin cordarone coreg coridil corpamil corprilin corpriretic corticotherapique cosaar plus cotrim coumadin cozaar crestor crixivan cyclogyl cycrin cyklokapron cymbalta cytotec cytoxan dalacin c dalacin t dalacin v danatrol danocrine daonil deflamat deltasone demadex demolaxin dentomycine depakine chrono depakine depakote depo provera dermestril dermovate deroxat desogen desoren desyrel detrol la
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Hangi Hükümet Ne Kadar Sattı?

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Hangi Hükümet Ne Kadar Sattı?
Moderator


4254 Mesaj -
Hangi Hükümet Ne Kadar Sattý?

ÖZELLEÞTÝRME PROGRAMININ AMAÇLARI
Özelleþtirme ile devletin ekonomideki sýnai ve ticari aktivitesinin en aza indirilmesi hedeflenirken, rekabete dayalý piyasa ekonomisinin oluþturulmasý, devlet bütçesi üzerindeki KÝT finansman yükünün azaltýlmasý, sermaye piyasasýnýn geliþtirilmesi ve atýl tasarruflarýn ekonomiye kazandýrýlmasý, bu yolla elde edilecek kaynaklarýn altyapý yatýrýmlarýna kanalize edilmesi mümkün olacaktýr. Özelleþtirmenin temel amacý nihai olarak, devletin ekonomide iþletmecilik alanýndan tümüyle çekilmesini saðlamaktýr. Öte yandan borsa ve sermaye piyasalarýný geliþtirmeden Türkiye'de saðlýklý bir ekonomik geliþmeden bahsetmek mümkün deðildir. Þirketlerin yalnýzca bankacýlýk sektörüne baðlý olmadan hisse senedi, tahvil ve bono ihracý yoluyla kaynak temin edebilmeleri ve bu kaynak maliyeti ile enflasyon arasýnda saðlýklý bir iliþkinin olabilmesi için, sermaye piyasalarýnýn geliþtirilmesi gerekir. Sermaye piyasasýnýn geliþimi ise, tasarruflarýn daha büyük bir kýsmýnýn mali piyasalara yönlendirilmesi ve bu suretle oluþan fonlarýn sermaye piyasasýna akýþýna imkan verecek bir ekonomik yapýnýn oluþturulmasý ile mümkündür.
Bu açýdan deðerlendirildiðinde özelleþtirme uygulamalarý ile, bir yandan mali piyasalara ve dolayýsýyla sermaye piyasalarýna yönelmeyen yerli ve yabancý tasarruflarý bu piyasalara yönlendirecek yeni kaynaklar yaratýlmasý, diðer yandan da kamu kesiminin fonlar üzerindeki talebi nedeniyle sýkýþan mali piyasa üzerindeki olumsuz baskýnýn engellenmesi hedeflenmektedir.
ÖZELLEÞTÝRMENÝN FELSEFESÝ
Özelleþtirmenin ana felsefesi, devletin, asli görevleri olan adalet ve güvenliðin saðlanmasý yolundaki harcamalar ile özel sektör tarafýndan yüklenilemeyecek altyapý yatýrýmlarýna yönelmesi, ekonominin ise pazar mekanizmalarý tarafýndan yönlendirilmesidir.
Petkim ve Sabiha Gökçen'in baþarýlý satýþlarý, seçim sathý mailinde özelleþtirmeleri tekrar kamuoyunun gündemine taþýdý. Açýkçasý taraflý tarafsýz sessiz çoðunluk, geliþmeleri nasýl yorumlayacaðýný bilememenin verdiði stres içinde. Bu konudaki tereddütlere son derece hak veriyorum. Konuyu açýklýða kavuþturmak ise bilim adamlarýnýn görevi. Birkaç yazýda konuyu tartýþacaðým. Özelleþtirme ile ilgili olarak eleþtiri odaðýnda üç konu var. Bir kesim zaten özelleþtirmeye taným gereði baþtan karþý çýkýyor. Bu kesim özet olarak 'kamunun malý milletindir, özelin olamaz. Zira KÝT'ler, halkýn refah kaynaðýdýr. Ulusal çýkarlar da bunu gerektirmektedir' diyor. Diðer iki eleþtiri ise kamu varlýklarýnýn gerçek deðerinden satýlýp satýlmadýðý ve ekonomide bu yolla artan yabancý etkisiyle ilgili. Konu, geldiðimiz aþamada Türkiye'nin kalkýnma gündeminin neyi gerektirdiði ile ilgili. Özelleþtirmeyi bu genel çerçeveye oturtmak þart. Dikkatinizi çekmiþtir, OYAK grubu gibi kendisini 'ulusalcý' olarak tanýmlayanlar bile söylemlerini tekzip etmek, hatta gülünç duruma düþmek pahasýna kendi varlýklarýný bile satýyor. Ancak milletin moralini bozmaktan da geri kalmýyorlar. Ulusalcýlarýn neye hizmet ettiði bir yana, bunlarýn eylemleri ile söylemleri arasýndaki bu fark bile, Türkiye'nin yabancý sermayeye ne kadar muhtaç olduðunu ve bu sürecin devam etmesi gerektiðini ortaya koyuyor. Önce kýsaca özelleþtirmenin gereðini tartýþalým. Özelleþtirmeyi kökten reddedenlere hem teorik hem de ampirik olarak katýlmýyorum. Japonya daha yüzyýlýn baþýnda devleti devreden çýkarmaya baþladý. Bugün adýný duyduðumuz meþhur Japon þirketleri, devletin devrettiði iþletmelerden gelmektedir. Ancak Japonlar þirketleri yabancýya kaptýrmamakta ýsrarcý oldu. 1990'lardaki en az on yýl sürecek büyük köpük ekonomisine kadar Japonlar dünyaya en çok sermaye ihraç eden ülkelerin baþýnda olduðu halde, OECD içinde açýk ara en az yabancý sermaye çeken ülke oldu. Japon kalkýnmasýnda yabancý sermaye ve dýþ borç yok denecek kadar az, ancak yabancý uzman katkýsý ve teknoloji transferi ise çok fazladýr. Ancak bu romantik hikâyeyi duyun ve unutun. Zira dönemin þartlarýnda Japonlar kalkýnmasýný tarým ve genelde emekçi kesimin zulme varan istismarýyla kendi iç kaynaklarýndan karþýladý. Ayrýca Asya'daki Japon sömürü ve emperyalizmi de bunda son derece önemlidir. Bir Japon ekonomisi uzmaný olarak söylüyorum, Japon deneyiminin bu çaðda bilhassa Türkiye'de tekrarlanma ihtimali yoktur. Dahasý, sonradan kalkýnan Asya Kaplanlarý ile mukayese edildiðinde dahi, Türkiye'nin 'en iyi' seçenekleri kullanma þansýný heba ettiðini görüyoruz. Kore, Türkiye'den 1990'lý yýllarda koptu gitti. Hatýrlayýn, 1990'lý yýllarýn baþýnda herkes Turgut Özal Türkiye'sine 21. yüzyýlýn þampiyonu gözüyle bakarken, 1990'lý yýllarýn sonunda herkes Süleyman Demirel'in kayýp on yýlýný konuþuyordu. Zira ülke, 'yaþlýlar
rejiminin' (gerontokrasi) genç neslin özgürlük ve refah arayýþýna açtýðý savaþ sebebiyle krizden krize sürüklendi. Þimdi var olan yol ve yordamlar içinden ne kadarýna kavuþabiliyorsak o kadarýný denemek zorundayýz. Özelleþtirme ve yabacý sermaye iþini baþarýp kalkýnmak, 'köprüden önceki son çýkýþ'týr. Bu bahse devam edeceðim. Ýdeolojik kasýlmanýn ve cehaletin tavan yaptýðý puslu siyaset ortamýnda tepki çekse de, doðrular yazýlmalý. Yaygýn bir uygulama olan özelleþtirmeyi -Çin ve Rusya dâhil- yapmayan yok. Özelleþtirmenin temel gerekçesi; devletin yaygýn olarak KÝT'ler üzerinden kamu açýklarýna, büyük verimsizliklere ve yaygýn rüþvet aðýna neden olmasýdýr. Devleti kötü yönetme ve verimsizlik ekonomisi konusunda kimse Türkiye'nin eline su dökemez. Bu çürümeden kazanan azýnlýk bir kesim, kaybeden ise yaldýzlý 'halkçý' söylemelere raðmen hep halk olmuþtur. Bu meyanda özelleþtirmenin amacý, adil, rekabetçi, etkin ve verimli bir ekonomi inþa etmek, yolsuzluklarý gidermek, devleti etkin olarak saðlýk, eðitim, adalet, savunma ve altyapý gibi temel alanlara döndürmektir. Milli çýkarlarý içeren stratejik öncelikler tespit edilerek ve þeffaflýða azami riayet edilerek özelleþtirme bir an önce bitirilmeli. Buna ilaveten Türkiye'de özelleþtirme ile yabancý sermaye arasýnda kuvvetli bir iliþkinin kurulmasý þart. Bunun nedeni, Türkiye'nin kalkýnmasýný finanse edecek kaynaklardan ve ulusal tasarruflardan mahrum oluþudur. Genç ve oldukça talepkâr; ancak fakir nüfusuyla Türkiye'nin acilen sermaye birikimine gitmesi, bunun için de doludizgin yatýrým yapmasý gerekiyor. Asya Kaplanlarý 1960 sonrasýnda birkaç on yýl GSMH'nin yüzde 30'una varan bir yatýrým, bunu finanse etmek için de yüzde 30-35'i civarýnda bir ulusal tasarruf yaptýlar. Türkiye'nin ne yatýrým ne de tasarruf hamlesi tarihin hiçbir döneminde Asya'dakini yakalayamadý. Kriz sonrasýnda toparlanarak ancak GSMH'nin yüzde 25'ine kadar çýkabildiyse de ulusal tasarruflar hâlâ yüzde 17-18'ler civarýnda. Demek ki, en az yüzde 8'lik bir tasarruf-yatýrým açýðý var. Bu, yýlda yaklaþýk 50 milyar YTL civarýnda. Daha çok yatýrým yapmak gerektiðinden açýk daha da artýyor. Son yýllarda bu açýk dýþ kaynaklardan, uzun vadeli ucuz kredilerle ve doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarý ile kapatýlýyor. Ayrýca yabancý sermaye ihtiyacýmýz sadece 'parasal' deðil. Ýlave olarak teknoloji, know-how, dünya deðer zincirine girmek, markalaþmak, rekabeti öðrenmek vs. gibi fazlaca açýðýmýz olan alanlarda da katký almýþ olacaðýz. Bilhassa büyük ve kritik özelleþtirmelerde son derece anlamlý gerekçelerle teknik, sermaye ve tecrübe yeterliliði þartlarý aranýyor. Yerli þirketler bunlarýn neredeyse hiçbirini tutturamýyor. Sözde yerliler (bakýnýz Oyakçýlar) ise, "Bu þartlar, sýrf millî sermayeyi dýþlamak için dayatýlýyor." narasý atýyor. Bu doðru deðil. Körle yatan þaþý kalkarmýþ. Yýllarca devletle girilen 'milleti soyma operasyonu'nun sonunda ne sermaye birikimi saðlanabildi ne de giriþimci bir iþadamý tipi ortaya çýktý. Hem anlaþmalar gereði, hem de ekonomik fayda açýsýndan bu þartlarý saðlayamayan þirketler sýrf yerlidir diye tercih edilmemeli. Yoksa ekonomik fayda hasýl olmaz. Ülke eski vahþi kapitalizmin aða babalarýna teslim edilmiþ olur. Verimlilikte, kalitede, hizmette ve fiyatta rekabet gelmedikten sonra, devlet malýnýn bedavadan kifayetsiz 'Beyaz Türkler'e peþkeþ çekilmesinden vatandaþa ne fayda var? Ayný sorgulama ve takibi yabancýlar için de mutlaka yapmak gerekir. Türkiye uluslararasý tahkimi kabul etmiþtir. IMF ve Dünya Bankasý ile anlaþmalar, AB ile süren müzakereler ve Gümrük Birliði gerçeði var. Bütün bu süreçleri Türkiye kendi irade etmiþtir. Ve unutmayýn ki, Türkiye 2001 krizinde IMF ve Dünya Bankasý'ndan, çoðunluðu Amerikan halkýnýn tasarruflarýndan oluþan yaklaþýk 42 milyar dolarlýk kaynak kullandý. Bu kaynak, ulusalcýlarýn ithal bakaný Kemal Derviþ'in kapalý kapýlar arkasýnda attýðý imzalar sayesinde alýndý. Verilen taahhütlerin arasýnda, bilmediklerimiz hariç, özelleþtirmeler ve ihalelerde yabancýlar aleyhine ayrýmcýlýðýn yapýlmamasý da var. Þimdi bazýlarý Onuncu Yýl Marþý eþliðinde attýðý imzalardan, Ýzmir Marþý ile tornistan yapmak istiyor. Oysa devlette devamlýlýk esastýr. Ancak konu burada kapanmýyor. Özelleþtirmelerde yerlilerin iþin içine sokulmasý, yabancýlarýn da disipline edilmesi gerekiyor.
Ýbrahim Öztürk (12/16.07.2007)



TÜRKÝYE ÖZELLEÞTÝRMEDE 'MODEL' OLACAK

Türk Telekom, Tüpraþ ve Erdemir gibi büyük özelleþtirmelere birbiri ardýna imza atan Türkiye, özelleþtirmede ''model'' olmaya da baþladý.

Nitekim, Özelleþtirme Ýdaresi Baþkanlýðý (ÖÝB) ile Azerbaycan Devlet Özelleþtirme Ýdaresi arasýnda, özelleþtirmede mevzuat, bilgi ve deneyim alýþveriþi ile danýþmanlýk hizmetleri konularýnda iþbirliði yapmak üzere iþbirliði niyet protokolü imzalandý.

ÖÝB'nin davetlisi olarak Türkiye'de bulunan, Azerbaycan Devlet Özelleþtirme Ýdaresi Baþkaný Karam Hasanov, Baþ Yardýmcýsý Azer Beþirov ve Baþdanýþmaný Anar Ýsayev'den oluþan heyet, ÖÝB Baþkaný Metin Kilci Baþkanlýðýndaki heyet ile görüþmelerde bulundu.

-''ÖZELLEÞTÝRMELERDEN ETKÝLENDÝK''-

Görüþmelerde Azeri tarafýnýn Türkiye'nin son yýllarda gerçekleþtiði özelleþtirmelerden etkilendiklerini dile getirdiði vurgulanýrken, görüþmeler sýrasýnda varýlan uzlaþma sonucu dün imzalanan protokolde de, iki ülke arasýnda özelleþtirme alanýnda iþbirliðini geliþtirmeye yönelik ifadeler bulunuyor.

Protokole göre mevzuat, bilgi ve deneyim alýþveriþi ile danýþmanlýk hizmetleri konusunda iþbirliði yapýlacak.

Bunun yanýnda karþýlýklý olarak yatýrýmcýlarýn özelleþtirme sürecine çekilmesi konusunda anlaþmaya varýlýrken, özelleþtirme ihalelerine yabancý yatýrýmcýlarýn çekilmesi konusunda Türkiye'nin bilgi ve deneyimini de aktarmasý öngörülüyor.

Öte yandan özelleþtirme yöntemlerine iliþkin de karþýlýklý destek verileceði belirtiliyor.

Görüþmeler sýrasýnda ÖÝB heyetinin önümüzdeki Mart ayýna dönük Azerbaycan'a davet edildiði, Ýdarenin de bu daveti kabul ettiði ifade ediliyor.


Nitekim, Özelleþtirme Ýdaresi Baþkanlýðý (ÖÝB) ile Azerbaycan Devlet Özelleþtirme Ýdaresi arasýnda, özelleþtirmede mevzuat, bilgi ve deneyim alýþveriþi ile danýþmanlýk hizmetleri konularýnda iþbirliði yapmak üzere iþbirliði niyet protokolü imzalandý.

ÖÝB'nin davetlisi olarak Türkiye'de bulunan, Azerbaycan Devlet Özelleþtirme Ýdaresi Baþkaný Karam Hasanov, Baþ Yardýmcýsý Azer Beþirov ve Baþdanýþmaný Anar Ýsayev'den oluþan heyet, ÖÝB Baþkaný Metin Kilci Baþkanlýðýndaki heyet ile görüþmelerde bulundu.

07 Kasým 2006, Zaman
Gönderen: 25.11.2009 - 23:39
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 816 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
karaali70 (54), Mücahit58 (42), firdevs_91 (33), harman76 (48), gul2 (47), özgür3 (35), songokou (42), nuri72 (52), aysun saglam (46), dalin (39), caglar_1988 (36), emine_yilmaz (45), elif19 (37), morcali (63), enderim23 (46), aga2 (61), hüzünlü gurbet (46), yeþil (42), 1yavuz (53), suvari_ (41), gazeteci1985 (39), adem03 (45), azzat (60), huemeyra41 (32), Kursad_ist (46), ruhan_ruhani (41), eskalibo (50), neofatih (39), yuuusuf (43), yunuscelik (46)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56503 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.