kaletra generique stromectol generique kaletra generique luvox generique kaletra naprosyn natyl nebilet neggram negram nemexin neo stediril neoral neurolithium neurontin neurotop nexium nimotop nivaquine nizoral cream nizoral nolvadex nootropil norflocine norlutate noroxin norsol nortrilen norvasc norvir novonorm nyolol ocuflox oculastin oftan olmetec plus olmetec omix omnicef onymax optivar orelox orfiril osiren otrivin rhume des foins oxsoralen
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » "dedi" , "dedim"

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
meknuz su an offline meknuz  
"dedi" , "dedim"
8 Mesaj
Dedi: Son zamanlarda þikâyetlerimiz çok arttý. Neredeyse her þeyden þikâyet eder duruma geldik. Ýnanç/davranýþ arasýnda uyum yok. Bunun sebebi ne ola acaba?


Dedim: Öncelikle þu hususu herkesin bilmesi gere-kir: Mü'min insan, þikâyetkâr olmamalýdýr. Yani çok þi-kâyet etmemelidir. Karþýlaþtýðý olumlu/olumsuz her þe-yin Allah'ýn bilgisi dahilinde olduðunun bilincinde ol-malýdýr. Öyleyse biz müslümanlar bugün, þükür/sabýr dengesinde yaþayýp, baþýmýza gelen her þeyin, kendi yaptýklarýmýzýn bir sonucu olarak geldiðini bilmek/idrak etmek zorundayýz. Sorunuza biraz daha somut þeyler söylemek gerekirse derim ki;
Þu yaþadýðýmýz asýrda her taraftan, her türlü nahoþ kokunun yayýldýðý ve her türlü virüsün ortalýkta kol gez-diði þu asýrda müslümanlarda var olan inanç/davranýþ uyuþmazlýðý hastalýðýnýn en önemli sebebi “Ahde vefa-sýzlýk” olduðunu düþünüyorum.
Yani anlayacaðýnýz, bizler bugün verdiðimiz sözlerin arkasýnda durmuyoruz/duramýyoruz. Durma-yýnca da baþýmýza istenmedik bir çok olay geliyor. Sonra da baþlýyoruz sýzlanmaya...


Dedi: Þu söz verip de yapmadýðýmýz, ahde vefa göstermediðimiz hususlarla ilgili ikazlarda bulunsanýz iyi olur.


Dedim: Söyleyeceklerim baþta kendi nefsimedir. Söyleyeceklerimi sýralayacak olursam;
1) Biz müslümanlar, evveliyetle Allah'a verdiðimiz sözleri yerine getirmemiz,ahdimize vefalý olmamýz gere-kir. Bizler daha “Kâlû Belâ”da iken Allah'la sözleþme yaptýk. Bu hususta kutsal kitabýmýz Kur'an-ý Kerim'de þöyle buyrulmaktadýr:
“Rabbin, insanoðlunun sulbünden soyunu alýp devam ettirmiþ, onlara: 'Ben sizin Rabbiniz deðil miyim?' demiþ ve buna kendilerini þahit tutmuþtu. Onlar da: 'Evet þahidiz.' demiþlerdi. Bu, kýyamet günü, "Bizim bundan haberimiz yoktu." dersiniz veya "Daha önce babalarýmýz Allah'a ortak koþmuþlardý, biz de onlardan sonra gelen bir soyuz, bizi, boþa çalýþanlarýn yaptýklarýndan ötürü yok eder misin?" dersiniz diyedir." (7 A'raf , 172 - 173)
Böylece insan ruhu, Allah'la yaptýðý bu misaktan sonra tabii bir sözleþme altýna girmiþ ve Allah'ýn emir-lerini yerine getirmeyi taahhüt etmiþtir.
2) Bizler dünyaya gelmeden önce Allah'a söz ver-diðimiz gibi, geldikten sonra da Allah'a ve O'nun Pey-gamberine iman etmekle yeni bir sözleþme daha yaptýk.
Þimdi kendimize dönüp bir bakalým:Acaba biz-ler Allah'a ve Peygamberine verdiðimiz sözlerin, on-larla yaptýðýmýz akitlerin gereðini yerine getirebiliyor muyuz? Allah için herkes düþünsün ve kendi vicda-nýnda bu soruya cevap versin.
3) Müslümanlar, kendi aralarýnda yaptýklarý akit-leri, sözleþmeleri de yerine getirmekle mükelleftirler. Ama maalesef bu konuda da büyük zaaflarýmýz var.
Aile hayatýmýzda söz verip de yapmadýðýmýz nice sözlerimiz var. Ya ticaret hayatýmýz? Farklý mý? Deðil tabi ki..


Dedi: Kusura bakmazsanýz bir de Peygamberi-mizle ilgili yazýlan ve çizilen nahoþ þeylerle ilgili ne düþündüðünüzü sormak istiyorum.


Dedim: Müslümanlarýn gündemini müslü-manlar belirlemelidir. Eðer biz müslümanlar gerçek anlamda Allah'ýn boyasý ile boyanmýþ olsaydýk, hayatýn her alanýnda bizde Ýslam'ýn yansýmalarý gö-rülürdü. Ama ne yazýk ki bu konuda zayýf taraflarýmýz çok. Dýþýmýzdakiler bu yönümüzü çok iyi bildikleri için, bundan yararlanmaya çalýþýyorlar ve bu tür gündemler oluþturup bizi oyalýyorlar.
Aklýmýzý baþýmýza almamýz lâzým. Ýslam'a evet di-yorsak ki el-hamdülillah diyoruz, varýz diyorsak ki varýz diyoruz, o zaman bunlarý sadece idareten deðil, gerçekten demeliyiz.
Unutmayalým ki, sahabe de bir þeye varýz diyor-larsa bu sadece sözde olmazdý, özde de olurdu. Yalan, onlarýn semtinin uzaðýndaydý, ahde vefasýzlýk da...
Peki ya bizler?
Ahde vefasýz hayatlarýmýzla, inanç/davranýþ tutarsýzlýðýmýzla ne yapýyoruz/ne yapmaya çalýþýyo-ruz? Bu konu üzerinde durmamýz ve düþünmemiz gerekir.
1400 sene önce ahde vefa, sorumluluk duygusu, ihlas, ...vb. güzel hasletlerle yükseldi Ýslam binasý...
1400 sene sonra bugün biz müslümanlar, o gün o zor þartlarda doðruluðun, mertliðin, ahde ve akde vefanýn, ihlasýn getirdiði güzellikleri görmek istiyor-sak, hemen þimdi kendimize dönüp, çekidüzen ver-meliyiz.
Biz, biz olursak kimse bizim kutsal deðerlerimizle bu þekilde alay etmez, bizi boþ gündemlerle oyala-maz.
Sahabenin peygambere baðlýlýðýna bir örnekle burada söyleyeceklerimize nokta koyalým:
Mekke'nin fethinden sonra Ýslâm'ý kabul edenler arasýnda Hz. Ebû Bekir (r.a.)'in babasý Ebû Kuhâfe de bulunuyordu. Yaþý sekseni aþmýþ, âmâ bir kiþi olan Ebû Kuhâfe, Hz. Peygamber'in huzurunda hidayete ermekte geç kalmýþlýðýný telâfi edercesine aþkla ke-lime-i þehadet getiriyordu. Bu esnada sevinmesi ge-reken "Sýddýyk" lakaplý Hz. Ebû Bekir (r.a.) aðlýyordu. Fakat bu aðlayýþ bir sevinç aðlayýþý deðil, üzüntü aðla-yýþýydý. Bu, meclisteki herkesin dikkatini çekmiþti. Sordular:
-Ey Ebû Bekir, neden sevinilecek bir günde göz-yaþý döküyorsun? Cevap verdi: "Allah'ýn Rasülünün en büyük arzusu amcasý Ebû Talib'in müslüman olmasýydý. Fakat bu dileði bir türlü gerçekleþmedi. Ben isterdim ki þu anda benim babamýn yerinde þe-hadet getiren Ebû Talib olsun, babamýn Müslüman olmasýndan dolayý benim gönlüm hoþnut olacaðýna, amcasýnýn Müslüman olmasýndan dolayý Allah Rasû-lünün gönlü hoþnut olsun. Ýþte bu olmadýðý için aðlý-yorum."
Gördünüz mü, o güzide insanlarýn Peygamberi nasýl sevdiklerini... Gördünüz mü aþký, muhabbeti, ahde ve akde vefayý...


Dedi: Anlattýklarýnýzdan þunu anladým: Ahde vefa konusunda zayýf taraflarýmýz çok. Bu konuda Kur'an'ýn öðütlerinden, bize hatýrlatmalarda bulun-sanýz...


Dedim: Bizim her konuda kulluk kitabýmýz Kur'an-ý Kerim'e ve Peygamberimiz'in sünnetine mü-racaat etmemiz ve hastalýklarýmýzýn çözümüne ora-dan reçeteler bulmamýz gerekir. Þimdi aþaðýda su-nacaðým bir demet ayetin her birini sanki þimdi inmiþ gibi oku ve hissene düþeni almaya çalýþ.
"Hayýr, öyle deðil; ahdini yerine getiren ve günahtan sakýnan bilsin ki, Allah sakýnanlarý þüphesiz sever.
Allah'ýn ahdini ve yeminlerini az bir de-ðere deðiþenlerin, iþte onlarýn, ahirette bir paylarý yoktur. Allah onlara kýyamet günü hi-tab etmeyecek, onlara bakmayacak, onlarý te-mize çýkarmayacaktýr. Elem verici azab onlar içindir." (3 Al-i Ýmran , 76 - 77)
"And olsun ki, Allah, Ýsrailoðullarýndan söz almýþtý. Onlardan on iki reis seçtik. Allah: 'Ben þüphesiz sizinleyim, namaz kýlarsanýz, zekât verirseniz, peygamberlerime inanýr ve onlara yardým ederseniz, Allah uðrunda güzel bir takdimde bulunursanýz, and olsun ki kö-tülüklerinizi örterim. And olsun ki, sizi içle-rinden ýrmaklar akan cennetlere koyarým. Bundan sonra sizden kim inkâr ederse þüp-hesiz doðru yoldan sapmýþ olur.' dedi.
Sözlerini bozduklarý için onlara lânet ettik, kalblerini katýlaþtýrdýk. Onlar sözleri yerlerinden deðiþtirirler. Kendilerine belleti-lenin bir kýsmýný unuttular. Ýçlerinden pek azýndan baþkasýnýn daima hainliklerini görür-sün, onlarý affet ve geç. Allah iyilik yapanlarý þüphesiz sever." (5 Maide, 12 - 13)
"Onlarýn çoðunda ahde baðlýlýk görmedik, çoðunu fasýk kimseler olarak bulduk." (7 A'raf, 102)
"Saðlam söz verdikten sonra Allah'ýn ahdini bozanlar ve Allah'ýn birleþtirilmesini emret-tiðini ayýranlar ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar, iþte lanet onlara ve kötü yurt, ce-hennem, onlaradýr." (13 Ra'd, 25)
"Onlar emanetlerini ve sözlerini yerine ge-tirirler." (23 Mü'minûn, 8)
"Ýnananlardan, Allah'a verdiði ahdi yerine getiren adamlar vardýr. Kimi, bu uðurda ca-nýný vermiþ, kimi de beklemektedir. Ahdlerini hiç deðiþtirmemiþlerdir." (33 Ahzab , 23)
Ne mutlu Allah'a ve Peygambere verdiði ahde ve akde vefa gösterene




Abdullah Büyük


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son meknuz tarafından, 03.05.2007 - 00:50 tarihinde.
Gönderen: 03.05.2007 - 00:48
Bu Mesaji Bildir   meknuz üyenin diger mesajlarini ara meknuz üyenin Profiline bak meknuz üyeye özel mesaj gönder meknuz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar gizle
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 "dedi" , "dedim"
meknuz 03.05.2007 - 00:48

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 623 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ERTAN^ (46), SABIRTASI (53), _GÜLD@ML@SI_ (54), hytrans (52), ömer1974 (50), kislali (54), baytuncay (46), þir-pençe (50), Seydanin Gülü (36), erhan24 (47), HAKAÞIÐI (45), kurtulus_necati (42), Kumrulu (33), canan57 (47), Mahmuduma (44), _Nagihan_ (36), EmmOgLu (37), BOZBOGA (49), raltintas (47), Aytekin27 (52), emetcay (52), krcsoft (49), Mustii38 (38), zeyd (45), esma_89 (35), slmselma (46), ensarrecep (45), kullukyolunda (45), aleyna_nur (38), salim99 (55), afs (65), ustaoglu (45), SuDeNuR71 (43), muratpadisah (59), Ahmed_Nuri (44), emrahbaloglu (45), umudumuz (45)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56789 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.