kamagra chloroquine generique plaquenil lopinavir ritonavir lopinavir ritonavir cipralex ciprine cipro med cipro clamycin clarinex clarithrocine claritin claritine claromycine claropram clavamox clavu basan cleocin climara clobex clocim clomid clopin clot basan clozaril co acepril co atenolol co diovan co enalapril co enatec co epril co lisinopril coaprovel colcrys colofac combivir compazine competact concor plus concor confortid conjugen convulex copegus corangine
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » İmam Cafer-i Sadık'ın vefatı

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
İmam Cafer-i Sadık'ın vefatı
Moderator


4254 Mesaj -
Ýmam Cafer-i Sadýk'ýn vefatý miladi 10.03.765 günü dolayýsý ile Rahmetullahi aleyh.

Ýmam Ca’fer es-Sâdýk
Ýmam Ca’fer, hicrî 17 Rabi-ül Evvel 83, miladî 699 yýlýnda Medine’de dünyaya geldi. Babasý Hz Ali’nin torunlarýndan Muhammed Bakýr ve annesi Hz. Ebubekir’in torunlarýndan Ümmü Ferve’dir. Künyeleri, Ebu Abdullah, Ebu Ýsmail ve Ebu Musa’dýr. En ünlü lakabý ise Sâdýk’týr.

Ýslam coðrafyasýnda çeþitli kýyamlarýn gerçekleþtirildiði, Emevî saltanatýnýn çöküþ ve Abbasî saltanatýnýn kuruluþ yýllarýnda yaþadý. 733 yýlýnda babasý þehit edilince imamet makamýna geçti.

750 yýlýnda Emevi hanedanlýðý yerine Abbasi yönetimi kurulunca, Ýmam Ca’fer’e bu yeni devletin baþýna geçmesi teklif edildi, ancak o siyasetten ýsrarla uzak durdu, çünkü Abbasoðullarýnýn hedefi de Ümeyyeoðullarý gibi sadece kendi saltanatlarýný pekiþtirmekti.

Babasý Ýmam Muhammed Bâkýr ile birlikte Mescid’ün-Nebi’de oluþturduklarý Ehl-i Beyt Ýlim Merkezi’de Ýslâm dinini ve tevhid inancýný savunmaya gayret etti. Ýmam vasýtasýyla, isimleri rical kitaplarýnda geçen ve sayýsýzca eser veren birçok alim, fakih, muhaddis, filozof ve tabiat bilgini yetiþti. Ýmam Ca’fer ve Ehl-i Beyt’ten olan evlâtlarýnýn çabalarýyla, halk gerçek Ýslâm’a yöneldi.

Ýmam Ca’fer, imameti devrinde oluþan imkanlarý elden kaçýrmayýp dini ilimleri geniþ alanda yaymaya çalýþtý. Kur’an, hadis, fýkýh, felsefe ve daha bir çok alanda binlerce öðrenci yetiþtirdi. Öðrencileri arasýnda bir çok alim ve mutasavvuf vardýr. Bunlarýn baþlýcalarý, Muhammed b. Müslim, Hiþam b. Hakem, Eban b. Teðlib, Hiþam b. Salim, Câbir b. Hayyan’dýr.

Hatta Ehl-i Sünnet alimlerinden olan Süfyan-ý Sevri, Ýbn-i Þihab, Ýmam Zührî, Ýmam Malik, Ýmam Ebu Hanife, Kadý Sekunî, Gazi Ebu'l Bahterî gibiler onun öðrenciliðini yapmakla övünüyorlardý.

Ehl-i Sünnet’in önde gelen müfesirlerinden olan Nakkaþ, Sa’lebî, Kuþeyrî ve Kazvinî kendi tefsirlerinde Ýmam Ca’fer’den nakiller yapmýþlardýr.

Ýmam Malik, Ýmam Þafiî, Hasan bin Salih, Ebu Eyyub Sistanî, Ahmed bin Hanbel ve Ýmam Müslim de Ýmam Sâdýk’dan hadis nakletmiþlerdir.

Birçok fýkhî ve itikadî mezhep Ýmam’ýn yaþadýðý dönemde ortaya çýktý ki, Ýmam’ýn bunlar karþýsýndaki tavýrlarý, fikrî yönlendirmeleri, ilmî tartýþma ve þer’î eleþtiri niteliðini taþýmaktadýr.

8. yüzyýlýn ortalarý 9. yüzyýlýn ilk yarýsý, Ýslâmî düþünce, medeniyet ve kültür ile diðer milletlere ait medeniyet, kültür ve inançlar arasýnda geçen ilmî etkileþim ve geliþim asrý olma özelliðini taþýmaktadýr. Bu dönemde, tercüme alanýnda hýzlý bir geliþme oldu. Felsefe ve diðer ilimlerle ilgili birçok kitap yabancý dillerden Arapça’ya çevrildi. Müslümanlar bu ilimlere karþý büyük ilgi gösterdiler ve onlarla ilgili tartýþma ve araþtýrmalara daldýlar. Bir takým ýslâh ve eklemelerle o ilimlerin geniþleme ve derinleþmesine vesile oldular. Böylece Ýslâm toplumunda, ilmî ve kültürel alanda bir yenilenme dönemi baþlamýþ oldu ve büyük bir hýzla yayýlan ilmî araþtýrmalar sonucu Müslümanlar, týp, astronomi, kimya, fizik, matematik vb. ilim dallarýnda önemli ilerlemeler kaydettiler. Bu arada mantýk, felsefe, düþünce ve inanç ilkelerini ihtiva eden kitaplar Yunanca, Farsça ve diðer dillerden Arapça’ya tercüme edildi ve Müslümanlar yeni felsefî düþünce ve inanç çizgileriyle aþina oldular.

Bu medeniyet ve kültür etkileþimi sonuçsuz kalamazdý. Müslümanlar arasýnda birtakým inkârcýlýða dayalý yeni düþünceler, þüpheler ve bunlara meyleden kelâmî fýrka ve inançlar belirmeye baþladý. Ýþte böyle bir hengâmede Ýslâmî düþünce, kuvvetli inanç mekanizmasýyla bu batýl anlayýþlarla savaþa giriþmiþ, ciddî bir ilmî ve kültürel çekiþmeden sonra bütün batýl inançlarý kendi önünde eðilmeye mecbur etmiþ ve sel gibi Ýslâm toplumuna akan bu batýl anlayýþlarýn önüne set çekmiþtir. Bu ilmî ve fikrî çekiþmeler, etkileþimler ve geliþimler Ýmam Sâdýk dönemine denk gelmiþtir. O dönemde Ýslâm toplumu deðiþik sahalarda meydana gelen birçok geliþmeler sonucu siyasî, toplumsal ve ekonomik alanda birçok problemle karþý karþýya kaldý ki bu meselelerin hepsine, Ýslâm anlayýþýna göre cevap vermek kaçýnýlmaz gerçeklerden biriydi. Neticede Ýslâm alimleri daha faal olmak durumunda kaldýlar ve doðal olarak deðiþik fýkhî mezhepler ortaya çýktý. Bütün bu anlatýlanlar göz önüne alýndýðýnda, Ýmam Sâdýk dönemindeki fikrî, kültürel ve ilmî ortamýn genel görüntüsünü zihinde canlandýrmak mümkündür.

Ýmam Sâdýk, iþte böylesi bir ilmî, fikrî, kültürel ve akidevî çekiþmenin yaþandýðý bir ortamda hiçbir ilim ve marifet erbabýnýn karþý koyma imkâný olmayan bir dinî lider ve ilim ve irfan makamý olarak kendi ilmî ve akidevî sorumluluklarýný yerine getiriyor, ilim ve irfan çeþmeleri fýþkýran kimsenin ulaþamayacaðý bir zirve misali, kendi dönemindeki ilim ve irfan erbabýný marifet ve ilim nuruyla aydýnlatýyor ve Ýslâm binasýnýn sarsýlmaz temelini oluþturuyordu.

Böylece zalimlerin ve birtakým saray kulu tarihçilerin, Ýmam’ýn þahsiyetini karalamak için gösterdikleri daimî çabalara raðmen, Ýmam’ýn þahsiyeti parlak bir yýldýz gibi Ýslâm semalarýnda parlamaya devam etmekte ve Ýslâm dininin ilmî merciliðini korumaktaydý.

Ýmam Sâdýk’ýn ilmî çalýþmalarýnda iki hedefi anlaþýlmaktadýr:

Birinci hedefi, kendi döneminde yaygýnlýk kazanan sapýk kelâmî ve felsefî fýrkalarýn tevhide aykýrý batýl inançlarýna karþý Ýslâm’ýn tevhid inancýný korumaktý. Tevhit inancýnýn asaletini muhafaza edebilmek için tevhit inancýyla ilgili en cüz’î konularý bile açýklýða kavuþturmuþtur. Ýmam Sâdýk, bir taraftan tevhid inancýný müdafaa maksadýyla “Deysanî” ve “Ýbn-i Ebi’l-Avca” gibi küfrün temsilcileriyle fikrî mücadeleye giriþirken, diðer taraftan da Ehl-i Beyt’e rablýk ve ilâhlýk sýfatlarýný yakýþtýracak derecede ileri giden gulâtla da mücadele etmiþtir.

Ýkinci hedefi ise, Ýslâm dinini yaymak, Ýslâmî ilimleri daha da pekiþtirmek ve gerçek içeriðini ortaya koymaktý. Dolayýsýyladýr ki, Ehl-i Beyt imamlarý’nýn hiçbirinden Ýmam Sâdýk’dan nakledildiði kadar hadis nakledilmemiþ ve fýkhî hükümler baþta olmak üzere ondan Ýslâmî öðreti ve içeriðine dair gelen açýklamalar hiçbir Ehl-i Beyt Ýmamý’ndan gelmemiþtir.


Denilebilir ki, Ýmamiyye þia'sýnýn fýkhý Ýmam Ca’fer tarafýndan tedvin edildi. Bundan dolayi Ehlibeyt mezhebine, imam'a atfen Ca’feri Mezhebi denilmektedir.

Ehl-i Beyt mektebinin önde gelen kelâmcýlarýndan olan Þeyh Müfid diyor ki: “Ýmam Bâkýr’ýn vefatýndan sonra, çocuklarý arasýndan Ýmam Sâdýk imamet makamýna ulaþtý. Ýmam Sâdýk, ister Þia, ister Sünnî toplumu nezdinde kardeþleri arasýnda fazilet ve ilim bakýmýndan en iyi, en tanýnmýþ ve en seçkin olanýydý. Ýmam Sâdýk’dan naklen bütün Ýslâm âlemine yayýlan ilim ve irfan, Ýmam’ýn kardeþlerinin hiçbirinden nakledilmemiþtir.

754 yýlýnda Abbasi tahtýna Ebu'l-Abbas’ýn yerine oðlu Mansur sultan oldu.

Ancak Ýmam Sâdýk, imametinin son yýllarýnda Abbasi sultaný Mansur'un baskýlarýna maruz kalarak zor günler geçirdi. Emeviler tarafýndan ehl-i beyt’e yapýlmayan zulümler Abbasiler eliyle yapýldý.

Sultan Mansur, altýncý imamýn Medine'de yakalanmasýný emretti. Daha önce Abbasi Sultaný Seffah'ýn emriyle de yakalanýp Irak'a götürülmüþtü.

Bir süre imamý göz altýnda tutuldular. Defalarca onu öldürmek istediler ve ihanetler ettiler. Bilahare Medine'ye dönüþ iznini verdiler. Ýmam Medine'ye döndü. Denilebilir ki geri kalan ömrünü inzivada geçirdi.

Ýlim, amel, takva, fazilet ve ibadette mü’minlere güzel bir örnek olan Ýmam Ca’fer es-Sâdýk, 65 yaþýnda iken hicri 148, miladi 765 yýlýnda Receb ayýnýn on beþinde ya da Þevval ayýnýn yirmi beþinde Medine’de Abbasî sultaný Mansur'un emriyle zehirletilerek þehit edildi. Medine-i Münevvere'de Bâkî mezarlýðýna defnedildi. ALLAH rahmet eylesin.gül gül
Gönderen: 11.03.2009 - 07:49
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 873 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Maksat kelam ol.. (54), betl_22 (37), erdogan955 (69), adaletli (55), erdoganisik (53), osman.d. (51), mehmetyz (44), yucelirfan (43), yazioba (53), °*°SiBeL°*° (32), haydem (45), ORGENERAL (43), yolcu_38 (44), karadað (51), cumali ak (43), adnanmuzaffer (70), MEMOLÝ2 (64), saara (31), plumbi (44), zeynebiye29 (43), mdemirbasci (50), muhammed_fatih (571), meslus (50), adnan65 (59), kýr&yacu.. (51), elisranur (40), ben_ölecem (44), asayan (49), yakamoz_38 (40)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57662 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.