generique luvox generique stromectol generique kaletra ivermektin kamagra bedranol bekunis dragees beloc cor beloc zok beloc benicar hct benicar benzoyl betagan betapace betaprol betnesol betnovate biaxin bilol comp bilol bimatoprost binaldan binordiol blocadren bocatriol bondronat bonidon boniva brand cialis brand levitra brand viagra brexidol buspar butohaler butovent bystolic cabaser calan sr calan calcijex calcium sandoz canasa canestene cardaxen plus cardaxen
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » GÜL” , AŞKIN MİHRÂBIDIR

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
HaNýMeLi su an offline HaNýMeLi  
GÜL” , AŞKIN MİHRÂBIDIR
41 Mesaj -
Yavuz Sultan Selim’ce-

O “Gül”, aþkýn mihrâbýdýr tende câným “Gül” diyor,

Mihrâbýdýr “Gül” uþþâkýn âh eder bülbül diyor,

Tende câným âh eder dil-beste gönül diyor,

“Gül” diyor, bülbül diyor, gönül diyor, Rasûl diyor.



Baþkalarý Gülü bir çiçek diye sever belki de... Ama biz, Gülü “Gül” olduðu için severiz... Bizim için; Gül sevgilidir, Gül güzelliktir, Gül coþkudur... Gül, esmânýn eþyâya tecellisinin esrârýdýr... Gül aþktýr, Gül sevinçtir, Gül bahar muþtusudur... Gül, ezelle ebet arasýndaki bütün zamanlarýn “En Güzeli”nden yansýmalar taþýdýðý için güzeldir... Ve katmer Gül; rengini þehit kanýndan, kokusunu Efendimiz(sav)’in mübârek teninden aldýðý için çiçekler sultânýdýr... Bu sebeple olsa gerek, Gülün kokusuyla kendimizden geçeriz... Gideriz bir baþka âleme... Yol buluruz mâverâya... Biz Güle, Gülistanda açan katmer Güllere; “ Peygamberlik Gülzârýnýn Eþsiz Gülü”nün remzi olduðu için vurgunuz... Gülü her kokladýðýmýzda salavat getiririz , O’nun terinin kokusundan bir zerreyi teneffüs ettiðimizden ...

“Gül”ü târife ne hâcet, “Gül”; Sevdâyý Muhammedî’dir... “Gül”ün sevdâsý kalbimizin hafî tepelerinde, ahfâ zirvelerinde sancak açmýþtýr... Ve bizler, gönlü Gülþen olan insanlara meftûn oluruz, “Kainatýn Solmayan Gülü”nün aþkýyla... Gün gelir, gözyaþýyla Gül sularýz... Bir Gül için bin dikene su veririz; biliriz ki, Güllerin içinde diken yoktur, dikenler içinde Gül vardýr...

O, aþkýmýzýn mihrâbýndaki “Gül”... O, âlemlere rahmet olarak gönderilen bir resûl... O, çöl sýcaðýndaki bir Kevser þelâlesi... O, teþrifiyle kainatý aydýnlatan ve ýþýk bahþeden sonsuz bir nur þûlesi... Gündüzleri dünyayý ýþýtan güneþ ve geceleri gökyüzünde çiçek çiçek açan yýldýzlar O’nun sönmeyen ýþýðýnýn en mütevâzý kandilleridir... Serâ da , süreyyâ da O’nun nûruyla aydýnlanýr... O’nun sîreti bir amaç, O’nun sünneti bir hidâyet, O’nun sûreti gönüllere ülfet ve nîmet veren bir âb-ý hayat... Ruhumuz O’na âþýk... O, Gül mushaflý sevdâmýzýn sembolü... O, on sekiz bin âlemin emsali olmayan “Gül”ü...

Divan þairimiz Fuzûlî Su Kasidesinde:

“Suya versün bâðbân Gülzârý zahmet çekmesün,

Bir Gül açýlmaz yüzün tek verse min Gülzâre su.”

diye “O Gül”ün dünyaya bir kere geleceðini, bahçývanýn bin Gül bahçesini sulasa, sele verse dahi O’nun yüzü gibi bir Gül açýlmayacaðýný en lâtif bir biçimde ifâde ediyor...

Lâkin , O “Gül”ün sevdâsýný kelimelerle anlatmak, dizelerle vasfeylemek ne mümkün... O, “Alemlere Rahmet” olarak gönderilen hayat güftesi... O, tebessümünden cennetler yaratýlan mutluluk bestesi...O, bütün çaðlarýn önünü aydýnlatarak Âdemoðlunu karanlýktan kurtaran yaratýlmýþlarýn en yücesi... O, Rabbimizin terbiyesiyle yetiþmiþ bir ahlâk âbidesi... O, Çâresizlerin Çâresi...O, Kimsesizlerin Kimsesi... O, hurma kütüðünün bile hasretinden inlediði bir ülfet çeþmesi... O, mükemmel bir aile reisi... O, vefânýn zirvesi... O, insanlarýn en sabýrlýsý, en müsâmahalýsý, en azimlisi, en kararlýsý... O, yiðitlik ve cömertlik timsâli ... O, kâinatýn bir numûne-i imtisâli... O, Efendiler Efendisi... O, Allah’ýn müjdesi... O, insanlýðýn müjdecisi... O, hem “Halîl” hem “Habîb”, hem “Sýddýk” hem “Emîn”... O, sevgi tohumlarý atýp, kardeþlik duygularý yeþerten; topraða yaðmur, karanlýða nûr, beþeriyete gurur ve gönlümüze sürûr olan Sevgililer Sevgilisi... O’nda toplanmýþtýr bütün güzellikler, O’nda cem olmuþtur cümle özellikler... O, hep “ Ümmetim, ümmetim ” diyen “nefsim” demeyen Hâtemül Enbiyâ tâcýnýn sâhibi... O, Sidretü’l Müntehâ’nýn misâfiri... O, kusursuz bir komutan... O, Gâye Ýnsan... O, Mahþer günündeki tek sýðýnak... O, kýrýk gönüllerin mîmârý... O, Hakk’a giden yolun rahmet kapýsý... O, Ýslamý bütünüyle hayatýnda billurlaþtýran, bizâtihî Ýslam’ýn kendisi olan Habîb-i Kibriyâ... O, Hakk’ýn nûrunu bütün cihâna yayarak tebliðini tamamlayan Nebîler Nebîsi... O, Tek Lider, Tek Önder, Tek Rehber ... Âþýklar O’nun için yanar... Sâdýklar O’nun için aðlar... Rüzgâr O’nun yâdýyla eser... Bülbüller O’nun kokusunun olmadýðý yerlerde susar... O’nun izinden gitmeyen saadet bulamaz... O’nun nûruna pervâne olmayan Mahþerde kurtulamaz...

O, Ýlâhî nizâmýn nâmütenâhi güzelliðini bahþetti gönüllerimize... O, ruhlarýmýza üflediði sonsuzluk aþkýyla hilkâtin esrârýný öðretti bize... O’nsuz ne farký vardý gündüzlerin geceden... O’na gelen vahiyle aydýnlandýk, karanlýk her düþünceden... O olmasaydý, sonsuzluk iklimine ulaþamazdýk... O olmasaydý, dünyadaki bu sarp yokuþlarý asla aþamazdýk... O’nunla kalbimize nûr olup, doldu ilham... O'nunla ýþýk buldu; gece, gündüz ve akþam... O’nsuz baharlar kýþtý... O’nsuz insanlýk, öksüz ve yetim kalmýþtý...

Kâinatta mütecellî olan Esmâ-i Ýlâhiye’yi þahsýnda en mükemmel bir biçimde tebârüz ettirip, en mücellâ keyfiyetiyle temsil eden Gâye Ýnsan O’dur... O’nun her kelâmý hakla bâtýlý ayýran bir kýstas; O’nun her hükmü þaþmaz bir adâlettir... O’nun hayatý tebliðini temsille geçmiþ ve cihana en iyi tebliðin temsil olduðunu göstermiþtir...

O, ýstýraptan çatlamýþ dudaklara merhem, kuraklýktan çoraklaþmýþ gönüllere zemzem, insanlýðýný kaybetmiþ ruhlara erdem ve alev alev yanan sinelere bir meltem gibi serinlik vererek bizlere cennet-âsâ baharlar ikrâm eder... O’nun geliþi gecelerin ebedî bir gündüze dönüþüdür... Ve O’nunla Ýslâm’ýn nûru tulû etmiþtir... O, ümmetini küfrün yakýcý sýcaðýndan îmânýn âsude ve serin iklimine kavuþturmuþ, karanlýktan nûrun aydýnlýðýna çýkartmýþtýr...

Uykuda bile uyanýk kalmanýn keyfiyetine vâsýl olan gönül erleri, nurani ýþýltýlarýn semâvi izdüþümlerini O’na teslimiyette bulurlar... Muhakkak ki, sema ile arz arasýnda meydana gelecek bir kutlu buluþma “Gül Devri”nden ilham alan bir iklimde gerçekleþir... O “Gül”ün nâmütenâhi güzelliði kalplere yansýdýðýnda gecesi olmayan bir gündüz tecelli edip gönüllerde Gül tomurcuklarýnýn açýlmasýna vesile olur... Unutmayalým ki, en karanlýk devirlerde bile dikenler arasýnda goncaya durmuþtur Güller... “Gül”ün çevresindeki dikenler, Gül kokusuyla hemhâl olunca, Güle dönüþür birer birer... Bizler “Gül” kokusunun ikliminde insanlýðýmýzý yeniden keþfettiðimiz zaman; rahmet, bereket ve hidâyet yaðmurlarýyla madde ve mânâ planýnda yeniden dirileceðiz... Mekanýn ve zamanýn ölü noktalarýna “Gül Devri”nden gelen esintilerle hayat üflemeye muktedir olacaðýz... Gül yüzlüler göz yaþýyla Gül sularken, tomurcuk veren Güllerin açýlmasýný beklemektedir... Gonca Güller açýldýðý zaman vuslat baharý gelecek, gönlümüz þâdumân olacaktýr... Kalpler O’na baðlanýp râm olduðunda, yanlýþlýklar bütün neticeleriyle birlikte ortadan kalkacaktýr...

Yeter artýk uykunun yollarýný gözleme... “Çýkmaz sokak”larda koþup dolaþmaktan yorulmadýn mý? Umranlarýn verâsýndaki insanlar mesut deðilse, huzuru bulamýyorsa; beþeriyet kendisini yeniden mîzâna çekmek, yeniden Kâinatýn Efendisi’nin aþkýyla yanmak, yeniden O’nun ýþýðýyla nurlanmak, yeniden Asr-ý Saadet iklimine baðlanmak mecbûriyetindedir...

Âdemoðlu, “Muhammedî Nur”dan ýþýk alýyorsa, davranýþlar ve duygular semâvi kalýplarda þekillenip “Gül”e meftûn oluyorsa; akýl ve kalp mecrâsýný bulmuþ, ruh ve gönül Hakk’a kavuþmuþ, gözler Kevser, sözler zemzem ile yýkanmýþ demektir...

Muhabbeti sâdýk olanlar sevdiðinin yolundan gider ve ona itaat eder... Ýlahi sevginin menzîli de, istikâmeti de yolu da Muhammedî sevdâdan geçer... O’nu sevmek, O’na itaat etmektir... O’nu sevmek, O’nun sevmediklerini sevmemektir... O’nu sevmek O’nun þerefli ashabýný ve O’nu sevenleri sevmektir... O, “Kiþi sevdiðiyle berâberdir” müjdesini vererek ümmetine cennette beraberlik vâdetmiþtir... O’nun sevgisi öyle bir aþk olmalýdýr ki, bütün sevgiler onun yanýnda sönük kalmalýdýr... O’nun sevgisi öyle bir muhabbet olmalýdýr ki, sahibini îmânýn en zirve noktasýna ulaþtýrmalýdýr...

“Muhabbetten Muhammed oldu hâsýl,

Muhammed’siz muhabbetten ne hâsýl ?”

diye ifâde edilen bir aþktýr Sevdâyý Muhammedî...

Esmâ-i Ýlâhiye’nin beþer planýnda en kâmil mânâsýyla tezâhür ettiði Sultanlar Sultaný’ný rehber edinme ve O’na “Esselâm” diyebilme irtifâsýdýr Sevdâyý Muhammedî... Kalplere hükmeden varlýðý duyma, hissetme, halef olma mükellefiyetiyle her þeye lâhutî âlemin penceresinden bakabilmedir Sevdâyý Muhammedî... O’nun aþký, kainata mânâ kazandýran bir sýr hazinesidir... Eþyanýn ruhuna nüfûz ederek “eþyâ”dan “esmâ”ya ulaþabilme yoludur Sevdâyý Muhammedî... “Esma”dan “Sýfat”a, sýfattan “Zât”a intikâl ederek yaratýlýþ gâyesini idrâktir Sevdâyý Muhammedî... Kendisini nefs ve enâniyet cihetiyle dizginleyen ve “Gül”e râm olan Gül yüzlü insanlarýn gönüllerinde Ýlâhî aþkýn þahikalaþmasýdýr Sevdâyý Muhammedî...

“Sevdim Seni ben, Âleme Rahmet diye sevdim,

Bir benzeri yok, Cenâb-ý Ahmet diye sevdim”

dizeleriyle terennüm edilen bir Ýlâhî muhabbettir Sevdâyý Muhammedî...

O’nsuz zaman, mekan ve insan hayatiyetini kaybeder... Gönüller O’na dönünce dirilir... O’nun varlýðý insanlýðýn vâroluþ sebebidir... O’nu her dem kalbinde hissederek selât-ü selamla yâdetmek ne büyük mutluluk... O’nun sevgisini yüreðinde büyütebilmek ne büyük saadet...

Gerçekten de, asýrlardýr buhran ve bunalýmlar içinde kývranan beþeriyetin mutluluk ve saadeti; “ Ýnsanlýðýn Ýftihar Tablosu”nun sünnet-i seniyyelerine ittibâ etmekten geçer... Ve insanlýk, O’nun getirdiði altýn düsturlarý hayata geçirmeye, bugün her zamankinden çok daha fazla muhtaçtýr... Asrýn getirdiði problemlere çözüm arayan insanlýðýn kara bulutlarla kaplý dünyasýnýn aydýnlanmasý; O’nu yeniden tanýmak, O’na yönelmek, O’nu rehber edinmek ve O’ndan alacaðý umut kývýlcýmlarýný beþeriyetin ufkuna taþýmakla mümkün olacaktýr... Þeyh Gâlip’in:

“Sen Ahmed’i Mahmûd’u Muhammed’sin Efendim,

Hakk’tan bize Sultân-ý Müeyyedsin Efendim”

diye hitâb ettiði; þefaatçýmýz, yardýmcýmýz, müjdecimiz, kurtarýcýmýz olan “Sonsuz Nûr” bütün bir beþeriyet gibi bizleri felâha erdirilecektir...

Ufkumuzu saran sisler, kurþûni bulutlar, endiþeler ve karanlýklar kaybolur; O’nun rahmet elinden bizlere yansýyan bereket ve feyz ikliminde... Hep birlikte yeniden, yeni baþtan yenileyelim Âlem-i Ervah’taki “Elestü bi Rabbiküm”sualine verdiðimiz “Belâ” cevâbýný... Ürpertisini kalplerimizin en derin köþelerinde hissederek tâzeleyelim ahd-ü peymânýmýzý... “Gül”ün gölgesindeki topraðýn bile Gül koktuðunu hiç unutmayalým... “Gül”e sevdâmýzý eksiltmeyelim... Allah’ým! Bize O’nun sîretini öðret... O’nun yolundan gitmeyi bizlere nasip et... “..Kim Peygambere itaat ederse þüphesiz Allah’a itaat etmiþ olur..” (Nisâ 4/80) emr-i Ýlâhîsi gereðince Habîbullahý sevmek Allah(cc)’ý sevmektir... “Resûlulah’a duyulan muhabbetin derecesi îmânýn ölçüsüdür”... Bu sebeple bizlere O’nun muhabbetini lütfet...Yâ Erhame’r-Râhimîn!... O’nun aþkýný sînelerimizde bir alev deryâsý hâlinde volkanlaþtýr... Bizleri O’nun yolundan ayýrma Yâ Rabbi... Ve iki cihanda ebediyen Gülmek için, “Gül”ün gölgesinde olmayý bizlere müyesser eyle Yâ Ýlâhe’l-Âlemîn!...

O’nun gölgesinde olmak, cennet-âsâ baharlara ermektir... O’ndan medet ummak, çölde susuzluktan çatlamýþ dudaklara âb-ý hayat vermektir... O, hicranla yanan sînelerin mutluluk rüzgârýdýr... O, sonsuzluk iklîminin îtîbârýdýr... O, ümidin temsilcisidir...O, þefâat bekleyenlerin; mütebessim incisidir... O, bizim gönüllerimizin sultaný... O, bizim dertlerimizin dermaný... O, bizim kurtuluþumuzun fermaný... Bizde, O Habîb-i Kibriyâ’nýn, O Sevgililer Sevgilisi’nin eþiðine baþ koyup -yüzümüz olmasa da affýna sýðýnarak- þefkâtine muhtaç olduðumuzu, arzetmek için, Yunus Emre’nin diliyle:

“Caným kurban olsun Senin yoluna,

Adý güzel, kendi güzel Muhammed,

Þefâat eyle bu kemter kuluna,

Adý güzel kendi güzel Muhammed”

diyerek medet bekliyor, Efendimiz’den þefâat dileniyoruz...

Ey Sultanlar Sultâný! 15 asýr önce yol verdiðin sevgi kervânýna bizleri de kabul buyur... Ey Resûller Resûlü! Bizler için; kapýna Kýtmir, bastýðýn yere türâb, ayaðýna toz, tebliðine köle olmak ne büyük ümran... Senin ümmetin olma berâtýný almak ne büyük ikram... Sultaným, bizler Seni dünyada görme saadetine eriþemedik... Ama bizler, çok günahkar bir ümmet olmamýza raðmen -hakkýmýz olmasa da- rüyâlarýmýzda Seninle olmak, Senin aþkýn ve muhabbetinle dolmak istiyoruz... Cür’etimizi baðýþla Efendim... Gül Yüzünü görmemiz, þefâatine ermemiz için, bizlere de lütfeyle destur... Ne olur!..

“Ezel bezminde bir dinmez figândým Yâ Resûllalâh,

Cemâlinle ferah-nâk et ki yandým Yâ Resûllalâh...”

diye Yaman Dede’nin dizeleriyle arz-ý hâl ediyoruz...

“En Güzel”e yâr olanlara, “Gül”e gönülden baðlananlara binlerce selâm olsun...


Gönderen: 06.05.2008 - 22:21
Bu Mesaji Bildir   HaNýMeLi üyenin diger mesajlarini ara HaNýMeLi üyenin Profiline bak HaNýMeLi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
zumruduanka su an offline zumruduanka  
...
Admin


246 Mesaj -
“Gül”ü târife ne hâcet, “Gül”; Sevdâyý Muhammedî’dir...gül gül gül
Gönderen: 07.05.2008 - 02:11
Bu Mesaji Bildir   zumruduanka üyenin diger mesajlarini ara zumruduanka üyenin Profiline bak zumruduanka üyeye özel mesaj gönder zumruduanka üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 666 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ambulans64 (60), salihbayram (52), opel (54), islamci_genc (37), celal1974 (50), savage41xxx (52), LAZPARATOR61 (45), kral29 (35), siseyna (43), demir_kralll (33), yepremreha (47), YA_rab (31), zompur (54), ALMILA_GÜL (56), Mystigue (53), kecmk (53), akpinar61 (59), aqabe (60), agenc24 (52), y.erkek (52), internet22 (41), kutsalsavasc&ya.. (37), karindas (45), sehadet_61 (46), Serdar_ (44), bahtiyar28 (54), maun (42), bayramsalih (52), arifünal (64), HANCEREN (55), mecruh (45), MuSLimaNKa (34), bilalkale (50), DeLiCaN (944), veysel setdibi (62), tilli (51), erzurumlunet (46), sema_ihl (38), cemre (52), m.kara (58), yyunuss (39), x_X_x (41), Muhammed1968 (57), hçerçi (72), lcd (47), fatihreis (39), Baharayyildiz (40), haci_nl (47), cemil (46), yakupakyuz (60), gazikoc58 (51), Ankebut57 (45), L a V i N i a (40), sofu_23 (51), Beyaz dilek&cce.. (40), tabu (50), sümbül (37), yakupalan (45), Alperen Eren (46), HikmetSagir (81), YaSaX (44), Barnabas (39), islamasevdal&ya.. (38), ilyas1970 (54), criminalist (52), Ayhan-61 (58), nurayaz (30), mörscher (58), basmuharrir (58), Goodmanx (57), mahmut1968 (56), djnefret (41), karadeniz krali (54), ayseli (58), cengo06 (62), yasarerkek (52), hz.ömer (37), ismailxxx (46), tayyarozbak (40), karamurat1 (51), sari_kiz (38), kaslim (42), ayyildiz_70 (34), The Mediterrane.. (53), bahadir (50), ~TUTI~ (37), dostahasret (43), Selinnurx (56), apocalyptica (45), markat (46), derlerkahin (46), isa dogan (50), EROL AKBULUT (56), Yaseminnur (37), sehadet_aski (42)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59302 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.