generique colchicine generique plaquenil kaletra lopinavir ritonavir kamagra voltaren votum plus votum vytorin wellbutrin sr xatral xeloda xenical xylocaine yasmin yasminelle yaz zanaflex zantac zantic zebeta zeffix zenegra zentel zestoretic zestril zetia ziac ziagen zilutrol zinacef zinat zithromax dispersible zithromax zocor zofran zoloft zorotop zovirax zurcal zyloprim zyprexa zyrtec zyvox zyvoxid
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » Bir Hayat Yetmedi

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Bir Hayat Yetmedi
Moderator


4254 Mesaj -
Sallantý toz bulutu haline gelmiþti. Biz dýþarý çýkamadan tavan üzerimize çökmüþtü. Ben senin üzerine düþtüm, portmanto ise benim üzerime… Ve sen acý çekiyordun. Çünkü kýrýlan camlar bacaðýna batýyor, üstüne üstlük ben de hareket edemiyor ve sana acý veriyordum. <


Her þey güzel olacaktý. Sen, ben ve hayatýmýz… Hayallerimiz ve hedeflerimiz… Seni tanýyýp sevdikten sonra hayatýma dair verdiðim sözler… Hepsi çok güzel olacaktý, sen de olsaydýn…

Seni tanýmak, bana hayatý tanýmak gibi geldi. Seni tanýmak ve senin ideallerini hayata taþýma yolunda beraber olmak için söz vermiþ ve bu beraberliði, ömür boyu sürdürme kararýmýzý nikâhla noktalamýþtýk. ‘Daima mutlu olacaðýz ve bir gün gelip ölüm muvakkaten ayýrsa bile, birbirimizi unutmayacaðýz.’ diye nikâh memuruna söz verdik. Önce kilometre taþýmdýn, þimdi ise hayat arkadaþým…

Henüz üç aydýr seninle ayný evi paylaþýyordum. Henüz üç aydýr seninle kitap okuyor, çay içiyor ve hayata ayný pencereden bakýyordum. Evet, henüz üç aydýr inanç ve ideallerimizi birlikte paylaþýyor ve henüz üç aydýr ‘yaþýyordum.’

Mutluydun… Bunu biliyor ve görüyordum. Senin mutluluðun beni de mutlu ediyordu. Seninle sevginin týlsýmýný çözmüþtük. Evet ebedî bir sevginin kaynaðýnýn ‘birbirine bakmak’ deðil, ‘birlikte ayný yöne bakmak’ olduðunu anlýyorduk… Senin baþtan beri kalýcý güzelliklere olan baðlýlýðýndý seni bana sevdiren. Allah’ýn kalblerimize koyduðu muhabbetullah hissi ve oradan yayýlan varlýk sevgisi etrafa dalga dalga yayýlýyordu. Gece ve gündüzümüz hep o sevgiyle aydýnlanýyordu sanki. Huzurluyduk… Ve yuvamýzýn huzur kaynaðý belki de senin geceleri sessizce yaptýðýn o dualardý. Tâ ki o geceye kadar…

17 Aðustos günü seninle alýþveriþe çýkmýþ, epey yürüdükten sonra dönüþte annenlere uðramýþtýk. Onlarýn dualarýný almýþtýk ‘iki dünya mutluluðu’ adýna. Bulaþýcý bir yaný vardý mutluluðun, bizi görenler de neredeyse bizim kadar mutlu oluyorlardý. Eve geç dönmüþtük. Yorgun olmamýza raðmen uyumaya pek niyetimiz yoktu. Sen birer kahve yaptýn ve uzun uzun sohbet ettik. Önümüzdeki günler hakkýnda, hedeflerimiz adýna, niyetlerimiz adýna konuþtuk. Etrafýmýzdaki insanlara daha çok nasýl faydamýz olur, bildiklerimizi nasýl daha çok anlatabilir, bilmediklerimizi nasýl daha iyi anlayabiliriz diye, eserleri nasýl okumalýyýz diye, düþündük… O gece bir kez daha inandým senin gönül dünyandaki güzelliklere ve bilmenin sevginin baþlangýcý olduðuna…

Saate bakmýþtým bir an, üçe geliyordu. “Artýk uyumalýyýz.” diye düþündüm. Sen her gün biraz okuduðun baþ ucu kitabýndan birkaç sayfa okumak istedin. Ben ise tam sana iyi geceler dilemiþtim. Ýþte o an… Ömrümde ilk defa duyduðum o uðultu koptu. Hiç bilmediðim bu uðultu, korkunç bir sallantýya dönüþtü. Bu neydi Allah’ým… Sehpanýn üzerindeki bardaðý bile anýnda yere fýrlatan bu sarsýntý neydi? Evet, Allah’ýn Celâl isminin bir tecellisi olan bu sarsýntýyý kabullenmek gerekiyordu, bu bir zelzeleydi… Gözlerindeki mânânýn adý ise acziyetten gelen þaþkýnlýktý… Hemen elinden tuttum, ayaða kalkýp kapýnýn eþiðine gittik; ama boþunaydý gayretlerimiz… Sallantý toz bulutu haline gelmiþti. Biz dýþarý çýkamadan tavan üzerimize çökmüþtü. Ben senin üzerine düþtüm, portmanto ise benim üzerime… Ve sen acý çekiyordun. Çünkü kýrýlan camlar bacaðýna batýyor, üstüne üstlük ben de hareket edemiyor ve sana acý veriyordum. Sen o kadar ince ruhluydun ki, beni üzmemek için, kendi acýný unutup bana hissettirmemeye çalýþýyordun.

On sekiz saat bizi fark etmelerini, feryadýmýzý duymalarýný bekledik. On sekiz saat birbirimizin ellerini tutup birbirimize teselli verdik. O durumda iken bir aralýk bana ‘Eðer ölürsem, seni orada bekleyeceðim.’ dedin. Ve on sekiz saat, kim bilir belki de on sekiz ölümü bekledin.

Aradan dört gün geçmiþti. Þehir o þehir deðildi. Ýzmit bambaþka bir mekân olmuþtu. Ben felâketi biraz olsun atlatmýþtým. Senin durumun ise kötüydü. Doktor, bacaðýnýn kesileceðini söyledi. Bunu duyar duymaz ikinci bir zelzele ile dünya baþýma yýkýldý sandým. Ama sen hâlâ gülümsüyordun. Sen nasýl bir insandýn? Ne dünyaya ne de dünyalýða önem veriyordun. Senin için maddenin ve kaybedecek olduðun bir bacaðýn hiç önemi yok muydu? Hattâ hayatta kalmanýn bile…

Sekizinci gündü… Bir kibrit kutusu gibi yýkýlan evler, evlerin altýnda kalan canlar, ümitler… Çýðlýklar, ‘Sesimi duyan var mý?’lar… Ýsyanlar, sabýrlar… Nice hikâyeler, mucizeler ve gönüllerde derin bir fay hattý… Þehirde keskin bir ceset kokusu ve insanlarda büyük bir hüzün hâkim… Boþ arsalar kireçlenmiþ toplu mezarlarla dolu… Evini, annesini, kendisini kaybetmiþ insanlar… Ýnsanlarýn dilinde tek kelime: Deprem.

Fakat sadece bacaðýn gidecek derken, sen birlikte olacaðýmýz ebedî âleme gittin, geride dolu dolu yaþanmýþ üç ay ve ideallerini yaþatma azmi kaldý… Elimde, senin en çok sevdiðin çiçek, naif bir kýrmýzý gülle mezarýnýn baþýndayým. Artýk sen yoksun yanýmda, ne de gönül pýnarýnýn heyecanlarý… Sen gittin, geride hüzün, geride ben, gâye-i hayâllerimiz… Þimdi omzumu sývazlayan yakýnlarým, ‘Býrakma kendini. Unutur, yeni bir yuvayla yine mutlu olursun.’ diyorlar. Aslâ!.. Sen bana o zor dakikalarda ne demiþtin? Biz seninle ” ötelere” sevdalandýk.

Þimdi mezarýnýn baþýnda seninleyim. Bu bize yeter…

Ey benim ötelerdeki eþim ve eþ ruhum, bana ‘unutursun’ diyenlere sadece acý bir tebessümle bakýyorum. Biz seninle sürekli “öteleri” aradýk. Sen buldun aradýðýný. Ben ise yoldayým hâlâ.

Ýmtihanýn bu en zor anýnda sabýr diliyorum Rabb’imden. Ne olur, seni sevdiðimi, her an dua ettiðimi ve sana kavuþacaðým günü þafak sayar gibi beklediðimi bil.

Vekillerin En Güzeli’ne emanet ol…

* 1999 Marmara Depremi’nde yaþanmýþtýr.
ALINTI
Gönderen: 21.04.2008 - 03:23
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 810 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
tektabanca (45), recebcorduk (42), hacibaba (86), deryadeniz8585 (39), mhuisltalfa (36), salihaba&#254;f.. (54), boss58 (54), mahmut1988 (36), feti (47), özel dedektif (43), Mutlu79 (45), muhammednesim (53), esranur_ (41), bahar_ (40), hasan37 (), mehmet_bilxx (28), Rahmankazi (41), akadir62 (62), fbozan26 (57), d_elif (49), GsLi_SeDa (34), koc (35), feti29 (47), nihat bekta&tho.. (54), nazt (42), Günahkar20 (35), sarica68 (52), eneserdinc (42), necmetdin (47), abi (35), hier (56), AyGeN (38), sea_stars (52), ben_onun_hayran.. (51)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57434 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.