ivermektine chloroquine ivermektine kamagra generique rhinocortseretide inhaler seretide rotacaps seretide serevent serocryptin seromycin serophene seropram seroquel servambutol servanolol servicillin serviclofen servispor servitet silagra sildalis sildenafil silvitra simcora simvasine simvast sinemet cr sinemet sinequan singulair sirdalud skinoren smap sortis spersanicol spiroctan sporanox starlix stocrin strattera stromectol suhagra force suhagra sumycin super avana
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Karıncanin Ayak Sesinden....

önceki konu   diğer konu
4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Suqunet su an offline Suqunet  
Karıncanin Ayak Sesinden....
858 Mesaj -


Hayýrlý sabahlar sevgili insanoðlu! Bugün yere basarken beni görüp dikkate aldýðýn için teþekkür ederim. Her gün yürürken kaç kardeþimi öldürüyorsun, hiç düþündün mü? Tabii ki, bilerek basmýyorsundur! Ama her zaman bugün dikkat ettiðin gibi davranýrsan, çok daha iyi olur. Neticede öldürdüðün karýnca veya baþka bir böcek Allah'ýn yarattýðý bir sanat eseridir. Hem öyle bir sanat eseriyim ki, benzerimi yapman mümkün deðildir; üzerimdeki sanatlardan ancak ilham alabilirsin. Küçücük bir saatin içindeki çark ve yaylarýn zamaný göstermek için bir araya getirilmesi nasýl bir saatçinin ilmini ve iradesini gerektiriyorsa, o saatten daha mükemmel bir makine gibi çalýþan ve dünyanýn en kuvvetli hayvaný olan benim yaratýlmam da, ancak Rabbimin sýnýrsýz ilim ve kudretiyle mümkündür.
Dünyanýn en kuvvetli hayvaný olduðumu söylememi, belki biraz garip karþýladýnýz? Ama nispetler perspektifinden baktýðýnýzda hiç de garip gelmez. Siz en fazla aðýrlýðýnýzýn iki-üç katýný kaldýrabilirsiniz. Ben ise aðýrlýðýmýn elli katýný, hem de çenelerimle kaldýrýrým! Ýþte böyle muhteþem bir sanat eseriyim!

Ayrýca hayvanlar arasýnda en kalabalýk nüfusa sahip canlý grubuyum. Sizlerden yeni doðan her kýrk kiþiye karþýlýk, bizden yedi yüz milyon karýnca yeryüzüne gelir. Bu kadar fazla nüfusa raðmen, dünyayý fesada boðmadan, gözünüzden uzak, kendi halimizde sevk-i Ýlâhî ile üzerimize aldýðýmýz iþleri aksatmadan yerine getiririz. Kutup buzullarý dýþýnda, hemen hemen dünyanýn her tarafýnda yaþarýz, ama sýcak bölgeleri daha çok severiz.

Bizler cemiyetçi ve cumhuriyetçi yaratýklarýz. Bir arada, Kudreti Sonsuz Rabbimiz'in sýnýrsýz ilmiyle aramýzda yaptýðý iþ bölümüne itaatte kusur etmeden yaþarýz. Dev metropoller gibi þehirler kurarýz. Milyonlarca fertten müteþekkil þehirlerimizde gýda depolarýmýz, yavru bakým odalarýmýz, muharip askerlerimizin kýþlalarý bulunur. Bugün yaklaþýk dokuz bin ayrý nevimiz bilinmektedir. Her bir nev'im kendi hususî yaratýlýþ programýna göre temizlikçiler, ziraatçiler, hayvan yetiþtiriciler gibi farklý mesleklere ve bu mesleklere uygun vücut donanýmýna sahiptir. Yani bütün kardeþlerimiz, yapacaklarý iþlere göre hususî âletlere sahip yaratýlmýþtýr.

En mühim hususiyetimiz olan mükemmel içtimaî nizâmý, insan olarak kendi cemiyetinizde henüz tesis edemediniz. Birçok peygambere de muhatap olduðunuz halde (Asr-ý Saadet dönemi ve kýsmen buna benzeyen birkaç dönem hariçgöz kırpma ideal bir içtimaî sistem kuramadýnýz. Çünkü sahip olduðunuz akýl, þuur, idrak gibi hasletler yanýnda, imtihan için size verilmiþ nefis, birçok kuvve ve þeytan, ideal bir cemiyet kurmanýza engel olmaktadýr. Bizler ise, acziyetimize ve zayýflýðýmýza dayanarak, Rabbimizin bize vahyettiði hayat tarzý üzerinde hiçbir yorum yapmadan itaat ettiðimiz için, mükemmel çalýþan bir devlet organizasyonuna sahibiz.

Bize vahyedilerek kurdurulmuþ olan mükemmel cemiyet hayatýnýn temelinde; fedakârlýk, kendi vazifesini yapýp baþkasýnýn vazifesine karýþmama, þahsî hayat yerine cemiyet hayatýnýn düzgün olmasýný esas alma gibi kaideler yatmaktadýr. Siz insanlar için bir imtiyaz olan bu gibi davranýþlarýn, biz karýncalardaki mevcudiyetini; transformasyon, evolusyon ve tabiî seleksiyon gibi bir hipotezle izah etmenin mantýðýný hiç kimsenin kuracaðýný sanmýyorum. Evrimciler, bizim seksen milyon sene önce yaþamýþ bir yaban arýsý türünden (hayatta kalma mücadelesi neticesinde) evrimleþtiðimizi iddia ediyor. Evrimcilere göre; biz yalnýz yaþayan fertler iken, birlikte yaþamanýn daha faydalý ve hayatta kalma yolunda daha avantajlý olduðunu anlamýþ ve "Artýk sosyal böcekler olalým, diðer türlerle mücadele için cemiyet hayatý daha faydalýdýr(!)" demiþiz. Diyelim ki, aklýmýza birden böyle bir fikir geldi ve anlaþtýk. Pekiyi, ayrý ayrý meslek birimlerini, farklý vücut tiplerini ve üreme mekanizmalarýný kendimiz nasýl icad ettik? Ne böyle bir ilmimiz ne de kudretimiz var!

Yaratýlýþýmýzdan beri, kendi aramýzdaki sýnýf sistemine göre; kraliçe, iþçi ve askerlerimiz arasýndaki farklar nasýl meydana geldi? Ýþçilerimizi kraliçeye bakýp beslemek üzere kim ikna etti? Halbuki evrim teorisine göre, herkes kendini düþünüyor ve diðerleriyle mücadele ediyordu. Askerlerimizi nöbet tutma hususunda kim vazifelendirdi? Bu kadar fedakârlýk ve teavün (yardýmlaþma) içinde bir milyon ferdi bir arada tutacak, Kudreti Sonsuz Rabbim'den baþka kim olabilir ki?

Bazý devletlerimizin büyüklüðü 2,5-3 km2'lik bir sahaya yayýlýþ gösterebilir. Birbiri ile irtibatlý kýrkbin-kýrkbeþbin yuvada yaklaþýk bir milyon kraliçe, üçyüz-üçyüzelli milyon iþçi, arasýnda hiçbir anarþi ve huzursuzluk olmadan hayat sürmektedir.

Nesillerimizin devamý için vazifelendirilmiþ kraliçemiz hayatý boyunca yumurta yapmakla meþguldür. Bir karýnca devletinde birden fazla kraliçe olabilir. Daha iri yapýdaki erkeklerimizin vazifesi ise, kraliçe ile birlikte, kýsa bir uçuþun bitiminde spermlerini nakletmektir. Bu vazifeden sonra erkekler ölmektedir.

Askerlerimiz çok hususî kimyevî silâhlarla mücehhezdir; baþlarý ve aðýz yapýlarý farklý olan askerlerimiz, sadece devletimizi korumakla meþgul olduklarýndan ihtilâl yapmayý düþünmez. Onlar, sadece devletin bekâsýný düþünüp, derin ve kirli menfaat münasebetlerine girmez. Devletimizin ekonomisinden mesul iþçilerimizin hepsi, üreme kabiliyeti olmayan (kýsýr) diþilerdir. Fedakâr iþçilerimizin bir kýsmý yavrularý ve kraliçeyi besler, bir kýsmý yeni koridorlar açýp ilâve binalarla yeni katýlanlara yer hazýrlar. Bir kýsým iþçiler ise, yiyecek aramak üzere keþiflere çýkar, bir kaynak bulduklarýnda herkese haber verirler. Askerlerin ve iþçilerin içinde daha alt birimler halinde inþaatçýlar, toplayýcýlar, yetiþtiriciler, esir muhafýzlarý ve yaðmacýlar vardýr.

Devletimizin ekonomisi fedakâr iþçilerimizin sýrtýndadýr. Çenesi güçlü iþçiler; sert kabuklu olmasýna raðmen, buðday tohumlarýný, kýrýp öðütmeleri için baþka iþçilere aktarýr. Bunlar da iyice ufaladýklarý buðday tanelerini ýslatýp hamur haline getirir ve kurumasý için güneþe serer. Bu kuru yufka yapma ameliyesi sonunda, kýþlýk yiyeceðimiz hazýrlanmýþ sayýlýr.

Bazý türlerimiz, bitki bitlerini (aphid), tavuk veya koyun beslemeniz gibi hususî ahýrlarda besler. Bitkilerin özsuyunu emerek bitkilere zarar veren bu bitler, sahip olduklarý enteresan biyokimyevî mekanizma ile bitki özsuyunu þerbete çevirip vücutlarýnýn arka ucundan dýþarý ifraz eder. Arkadaþlarýmýz da, bu bitlerin çýkardýðý bal özünü emerek geçimlerini temin eder. Bu mevzuda da aramýzda iþ bölümü yapýlmýþtýr. Bir kýsým arkadaþlar bu bitlerin þerbetini saðarken, arkadaþlarýmýzýn diðer kýsmý da, onlar için barýnak yapar, bitlerin yumurtalarýný korur; kýþýn sýcak yerlere, baharda da güneþe çýkararak, kendileri için bal üreten bu bitlerin yaþamasý için gayret eder.

Yüzlerce yuvadan müteþekkil devletimizin en mühim hususiyetlerinden birisi, çok ince hesaplarla ayarlanmýþ olan yuva içi iklim þartlarýdýr. Bizler fizik, klimatoloji ve meteoroloji gibi dersler okumadýðýmýz için, dünyamýza ait hava þartlarýnýn nasýl olmasý gerektiðini bilmeden, sevk-i Ýlâhî ile kendimizi müthiþ bir ayarlamanýn içinde buluruz. Yuvalarýn giriþ bölümünün güneþe ve dünyanýn manyetik alan yörüngesine göre nasýl ayarlandýðýný, hava yollarýnýn izolasyonunu, gün boyu uygun bir sýcaklýðýn dengeli olarak sürdürülmesi için gerekli olan havalandýrmayý, merkezî olarak ýsý üretme ve soðutma dengesinin en mükemmel þekilde yürütüldüðünü, yuvada fert sayýsý arttýðýnda yeni ilâve yuvalarýn hangi yönde ve ne kadar büyüklükte açýlýrsa hava þartlarýný bozmayacaðýný bizler bilemeyiz. Ancak Ýlmi ve Kudreti Sonsuz'un takdiriyle bize vahyedilen (lütfen peygamberlere inen vahiy gibi anlamayýn!) cebrî lûtufla, devletimizde huzur tesis edilmektedir. Bu mevzuda kesin bir program da yoktur; duruma ve þartlara göre esneklik vardýr. Meselâ, gýda sýkýntýsý ortaya çýkarsa iþçiler, 'besleyici' olarak isimlendirilen hususî makineler þeklinde hizmet vermeye baþlar. Bunlarýn yedek midelerindeki gýdalar hususî bazý kimyevî muamelelerden geçirilerek güçlendirilir ve zayýf olanlara yedirilir. Gýda sýkýntýsý ortadan kalktýðýnda bunlar tekrar iþçi fertler hâline dönüþür. Zaten bu fedakârlýklar olmasa, elli milyonluk bir devlet, nasýl problemsiz olabilir ki?

Bizim mantýðýmýzda, 'hedefe en kýsa yoldan varma' gibi bir düsturumuz vardýr. Yiyecek aramaya hep tek sýra halinde çýkarýz ve yol boyunca birbirimizi býraktýðýmýz kokudan tanýyarak takip ederiz. Yuvalarýmýz her zaman yer altýnda deðildir. Bazý türlerimiz yer üstünde, bazýlarýmýz da aðaçlarda yuva yapar. Yer altýnda yaþayanlarýmýz kanatsýz olmalarýna raðmen, aþýrý bir nüfus artýþýnda ve yeni bir karýnca devleti kurulduðunda, kanatlarý ve üreme kabiliyetleri olan fertlere dönüþürler; uçarak yuvadan ayrýlýrlar. Uçma esnasýnda ve yere konduklarýnda erkekteki spermler kraliçeye aktarýlmýþ olur. Vazifesini bitiren erkek ölürken, kraliçe de ömür boyu sürecek olan yumurtlama faaliyetine baþlar. Kraliçenin artýk ihtiyacý olmayan kanatlarý düþer ve önce kendine küçük bir oda hazýrlayarak yumurtalarý buraya istifler. Altý-sekiz hafta sonra yumurtalardan çýkan iþçiler, kraliçenin kýz evlatlarý olduðundan, kraliçenin vücut salgýsýyla beslenir. Daha sonra iþçiler tarafýndan yeni yeni odalar yapýlarak yuvaya ilâve edilir.

Hafýzamýz çok güçlüdür. Geçtiðimiz her yerin fotografýný çekip beynimizde depolarýz. Yuvamýzdan uzaklara gittiðimizde kolaylýkla dönebilmek için, Rabbimizin Hafîz ismiyle hediye edilmiþ bu hafýzayla birlikte, koku ve diðer topoðrafik özellikleri de kullanýrýz. Ayrýca çok iyi bir haberleþme ve bilgi nakletme sistemine sahibiz. Zaten Neml Suresi'nin 18. ve 19. âyetlerinden anlaþýldýðý kadarýyla, Hz. Süleyman (as), dilimizi anlayabiliyordu. Aslýnda bütün mahlûkâtýn hususî dili vardýr, ancak Kur'ân-ý Kerim'de kuþlarýn dilinden açýk olarak, bizim dilimizden ise iþaret olarak söz edilmektedir. Rabbimin sizlere okuyup anlamanýz ve hayatýnýzý düzenlemeniz için indirdiði Kur'an'daki hakikatlere biraz dikkatle, tabiat kitabýyla mütalâa ederek baksanýz, çok mühim bazý hakikatlere vâkýf olacaksýnýz. Meselâ, Allah (cc), kâinatýn bir nevi fihristi hükmünde olan mukaddes kitabýnda müstakil bir sureye adýmý (Neml) vermiþ. Bunun bir hikmeti yok mudur? Hiç merak etmez misiniz? Benim gibi gözle bile zor görülen, yerlerde gezerken bazen üzerine basýlan bir hayvanýn ismini niçin bir sureye versin?

On sekizinci âyeti meâlen hatýrlayalým: "Nihayet karýncalarýn bulunduðu vadiye geldiklerinde bir karýnca dedi ki: "Ey karýncalar, yuvalarýnýza girin. Süleyman ve ordularý farkýna varmadan sakýn sizi ezmesin." Buradan bazý neticeler çýkarabiliriz: 1-Bizim de hususî bir dilimiz vardýr. 2-Bizim baþýmýzda milletini düþünen, faydalý siyasetler ortaya koyan ve tatbik eden tek bir otorite vardýr. 3-Emirle hareket ediyoruz ve birbirimize tebligatta bulunuyoruz. 4-Muntazam iþleyen bir cemiyet hayatýna sahibiz. 5-Ýçimizde postacýlar ve kontrolörler mevcuttur.

Kýsacýk bir âyetten kendi aklýmla bu sonuçlara vardým. Bir sismolog ve zoolog gözüyle de baktýðýmýzda, Hz. Süleyman (as)'ýn ordularýnýn geliþinden, onlarýn ayak seslerinin yerde hâsýl ettiði titreþimleri hissederek haberdâr olduðumuzu da düþünebiliriz. Ayaklarýmýzdaki en küçük titreþimlere bile hassas olan dokunma reseptörlerinin varlýðýndan henüz kimsenin haberi yokken, biz yeryüzündeki bütün titreþimlerden haberdârdýk. Zelzele uzmanlarý ve hayvan davranýþçýlarý, daha ancak þimdilerde, yuvalarýmýzdan zelzele öncesi dýþarý çýkýþýmýzdaki anomaliye dikkati çekiyorlar.

Atalarýnýz bu hususta daha dikkatli idiler. Yuva yapmadýðýmýz yere inþaat yapmazlardý. Çünkü bizlerin kaygan zeminli araziye yuva yapmadýðýmýzý fark etmiþlerdi. Gökdelen gibi dev binalarýn ýsý ve havalandýrma projelerini alan mühendisler de yuvalarýmýzdaki ucuz bir maliyetle saðlam ve verimli çalýþtýrýlan iklim ayarlanmasýný henüz fark edip, bunun hesaplarýný yapmakla meþguller. Bilgisayar programcýlarý da, 'Karýnca Kolonisi Optimizasyon Algoritmasý' adý altýnda bazý problemlerin çözümü ve petrol tankerlerinin kaza yapmadan nakliyat yapmasý için, devletimizin iþleyiþini örnek alarak modelimizi çýkarmaya çalýþýyorlar. Çok üzüldüðümüz bir husus ise; Kur'ân gibi bir kitaba sahip olduðunuz ve âyetlerle dikkatiniz çekildiði halde; Kur'ân'dan habersiz yabancýlarýn, tabiatý okumayý ve mânâlandýrmayý sizden daha iyi beceriyor olmalarýdýr.

Kraliçemiz yirmi yýl kadar yaþayabilir ve biz de ona üþenmeden bakarýz. Çünkü hiç durmadan yumurta üreterek yeni arkadaþlara sahip olmamýza vesile oluyor. Cesamet olarak bizi küçük görüp de bir þey yapamazlar demeyin. Beþ yüz bin kiþilik bir grubumuz, büyük bir kuþu, bir kurdu veya bir atý öldürebilir. Isýrma, sokma, asit fýþkýrtma gibi çeþitli silâhlara sahibiz. Madagaskar'da yaþayan Adetomyrma isimli yeni keþfedilen bir cinsimiz, kendi larvalârýnýn vücut sývýsýný emerken, bazý türlerimiz ise et yer. Gerek hayvanî, gerekse nebatî gýda ile beslenen türlerimiz, bir çeþit temizlik iþçisi gibi çalýþarak, yeryüzünü çöplük olmaktan korur. Tabiî ki bu iþleri yapmak üzere bize iki çift çene parçasý verilmiþtir. Dýþtakiler büyük olup yiyecekleri taþýmaya ve topraðý kazmaya, içtekiler ise küçük olup gýdalarý kesip öðütmeye yarar. Güney Amerika'da yaþayan Trachymyrmex isimli türümüz, yuvasýnda mantar yetiþtirerek geçinir. Benzer þekilde Atta isimli baþka bir türümüz de, mantar yetiþtirir, ama diðerinden farklý olarak, bu tür bitkilerin yapraklarýný keserek yuvasýna taþýr, bu yapraklarýn çürümesi (fermantasyonu) neticesinde açýða çýkan sýcaklýk ve rutubetten istifade eder. Bazý türlerimiz de, baþkalarýný esir alarak onlarý köle olarak çalýþtýrýr.

Sevgili insanoðlu! Bu konuþmayý bitirirken, bundan böyle, bastýðýn yerlere daha fazla dikkat etmeni ve nasýl bir sanat eserini ezmek üzere olduðunun farkýna varmaný dilerim. Mahlukatýn üzerinde bir þeref ve pâyeye sahip olsan da, bu beni küçük görmeni gerektirmez. Selâm ve muhabbetlerimle...

Gönderen: 04.06.2006 - 22:26
Bu Mesaji Bildir   Suqunet üyenin diger mesajlarini ara Suqunet üyenin Profiline bak Suqunet üyeye özel mesaj gönder Suqunet üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
.~Sniper~. su an offline .~Sniper~.  
1230 Mesaj -
karedesim..

iyi hos güzeld e.
neden bunlari aynþ baslik altinda eklemiyorsun ki.
yani bilgisayar möendisine de isini biz mi öretelim.
bi daha olmasin.
hehehesevinçli..

selametle kal canim..sevinçli

(kartanesi) sevinçlisevinçlisevinçli
Gönderen: 04.06.2006 - 22:51
Bu Mesaji Bildir   .~Sniper~. üyenin diger mesajlarini ara .~Sniper~. üyenin Profiline bak .~Sniper~. üyeye özel mesaj gönder .~Sniper~. üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Suqunet su an offline Suqunet  
RE:
858 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý ..~~Sniper~~..

karedesim..

iyi hos güzeld e.
neden bunlari aynþ baslik altinda eklemiyorsun ki.
yani bilgisayar möendisine de isini biz mi öretelim.
bi daha olmasin.
hehehesevinçli..

selametle kal canim..sevinçli

(kartanesi) sevinçlisevinçlisevinçli




can sevinçlisevinçlisevinçlisevinçli

uzun olduðu için zaten okunup okunmayacaðýndan þüpheliyim. birden daha fazla olduðunda kaçýlacaðý kanaatinde olduðum için böle yaptým....

Peki sana bir soru yazýyý okudun mu?? cavabýný bekliyorum

can bilg.konusunda bilmediklerimizi de senin gibi canlardan örenmek isteriz.....


selam ve dua ile.....


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son atilimliyim tarafından, 04.06.2006 - 22:59 tarihinde.
Gönderen: 04.06.2006 - 22:58
Bu Mesaji Bildir   Suqunet üyenin diger mesajlarini ara Suqunet üyenin Profiline bak Suqunet üyeye özel mesaj gönder Suqunet üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
.~Sniper~. su an offline .~Sniper~.  
1230 Mesaj -
tamam güzelim

sen haklýsýn ..
özürgül..

not : yazýyý 3 sene önce okudum.sevinçli..
Gönderen: 04.06.2006 - 23:03
Bu Mesaji Bildir   .~Sniper~. üyenin diger mesajlarini ara .~Sniper~. üyenin Profiline bak .~Sniper~. üyeye özel mesaj gönder .~Sniper~. üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 955 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
nailgencer (44), Orchidee (37), onersinanc (67), sivas58 (59), selale 1 (48), kir cicegi (33), Türkiz (54), murad safak (48), hanik (56), musti58 (52), hvv23 (41), meryema (44), YUSSF (51), erdal.sahin (45), kadir_eyup (44), ufux (49), sankay (49), Ebu Muhammed (49), UmutK (47), yasmin79 (45), Turkiyeli 66 Ac.. (35), sayyad82 (42), Cerez (56), serapbuyukcivel.. (56), Mustafa. (53), crixso (47), fatihbeyza (51), aydinfuat1991 (34), bekar ögretmen (45), leventay24 (60), selyum (45), fatihmeskul (47), altug utku (46), emrebey (51)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.60448 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.