0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » SIR KAPISI » Habil Amca Rahmetullahi Aleyh -1-

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
ihlas59 su an offline ihlas59  
Habil Amca Rahmetullahi Aleyh -1-
11 Mesaj -



Bu asýrda bir evliya mý?.. Onlarý herkes göremez, tanýyamaz diye duyardým küçüklüðümden beri… Büyüyüp, tasavvuf kitaplarýný okuduðumda bunun doðru olduðunu anladým... Evet, onlarý tanýmak nasip iþi ve herkes kavuþamýyor buna… Milenyumun yakýnlarýnda bir yerde, zamanýn bütün çirkefliðine bulaþan ben, bir evliyaya kavuþtum, evet… Açýk kerametlerini gördüm… Bu birkaç bölüm sürecek yazýda o hidayet güneþinden aldýðým aksleri size yansýtmaya çalýþacaðým… Habil amcayý anlatmak Pasifik okyanusunu bardaða doldurmaktan farksýz ve daha meþakkatli bir iþ… Ama bir yudum huzura muhtaç, ötelerden gelebilecek güzelliklere hasret insanlara bu güzelliði iletmek lazým diye düþündüm… Nasiplileri bekliyor çünkü…

***


Yýllar önceydi… Çok bunalmýþtým... Elime geçen eserlerde geçmiþ asýrlardaki velileri okudukça gözlerim yaþarýrdý. Bir onlarýn yaþadýklarý zamaný düþünüyor bir de þimdiki insanlara bakýyordum. Her yönüyle çürümüþ bir sürü insan… Ve ister istemez onlarla ayný toplumu paylaþma mecburiyeti. Allah dostlarýnýn sözlerindeki ve yaþayýþlarýndaki güzelliði bizzat görerek öðrenmeyi ne kadar da istiyordum.. Bu zamanda böyle kaç kul vardýr ki? Varsa bile nerede ki?


***

Sözleriyle beni çarpacak, ciðerimi yakacak, Ýslamiyet'i yudum yudum içirtecek o güneþi bulmayý nasýl da istiyordum? Abdülhakim-i Arvasi 'kuddise sirruh' hazretlerini (1943'te vefat etmiþ büyük alim ve Allah dostu…) üstad Necip Fazýl Kýsakürek'ten okumuþtum. Ama O'nun yanýnda bulunmak nasýl bir duyguydu. Alim ve evliya bir zat-ý þerif olduðuna yürekten inanýyordum. Ama konuþmasý, tavýrlarý, o tatlý bakýþlarý, hitap tarzý nasýldý? Bunu öðrenmeyi çok arzuluyordum. Belki bu sayede iðrendiðim ve bana da bulaþan günümüz ölçülerinden kurtulabilecektim...


***

Çok sevdiðim Peygamber torunlarýnýn (ki onlara seyyid denir) bulunduðu bir sohbette konuþulanlara, kulaklarýmý deðil de sanki ruhumu kabartmýþtým o gün...
- 10 yaþýndan beri Abdülhakim efendi hazretlerinin dizi dibinde yetiþmiþ.
- Cerrahpaþa'da oturuyor.
- Geçenlerde ziyaret etmek nasip oldu.
- Duasýný aldýk çok þükür.
Seyyid Abidin beye adeta kekeleyerek sordum.
- Aa..abi kimden bahsediyorsunuz.
- Habil amca'dan.
- Habil amca
- Evet...
- Hayatta mý?
- Evet
- Yani Abdülhakim efendi hazretlerinin bir talebesi ve hayatta öyle mi?...
- Evet. Cerrahpaþa'da oturur.
Kalbim yerinden çýkacak gibiydi... Demek o saadet güneþini çocuk yaþta, daha 10 yaþýnda tanýmakla þereflenmiþ ve yýllarca o hazretten ilim ve edep tahsil etmiþ bir zat... Ve Cerrahpaþa'da oturuyor. Nasýl etsem? Benim gibi pis bir insan. O'nun huzuruna nasýl gider? O'nun ciðerlerine girip çýkmakla þereflenen havayý nasýl kirletir? Korktum, çekindim...
Ýçimde bir ses -Sakýn kaçýrma hemen koþ yapýþ eteklerine derken, bir ses de
-O Allah dostu, sen patavatsýz birisin, edebe dikkat edemezsin, sevmek de sana yeter diyordu...
Kararsýz kaldým… Seyyid Abidin abi halimi sezdi.
-Ömer abi ziyaret et.
- Abi rahatsýz etmekten korkuyorum!..
- Korkma... Onlar þefkatlidir. Ne geri kal. Ne çok sýk git. Daha doðrusu…
- Evet abi…Daha doðrusu!..
- Onlar ayarlarlar…
Peki nasýl gidecektim. Bir baþka seyyid abi çocuðunu ertesi sabah Cerrahpaþa hastanesine götürecekti. Ýstanbul'u iyi bilmiyordu.
- Ömer, yarýn sabah çocuðu hastaneye götüreceðim bana yardýmcý olur musun? Oradan seni Habil amcaya götürürüm, teklifinde bulundu.
Kalbim yerinden fýrlayacak gibiydi…
-Ta…tabi götürürüm.
Geceyi nasýl geçirdiðimi bilmiyorum. O geceyi nasýl sabah ettim?..
Uyuyamadým... Karlý buz gibi bir sabah ayaklarým üþüye üþüye Cerrahpaþa'da buluþtuk. Çocuðunun tedavi iþlerini gördük.
- Hadi Habil amcaya gidelim þimdi, dedi.
Hastanenin hemen karþýsýnda bir ara sokaða girdik. Ýki katlý bir ahþap Osmanlý evi. Seyyid abi alttan zili çalýp, üst katýn camýna baktý. Yaþlý olduklarý için her zaman sokak kapýsýna inemiyorlarmýþ. Üst katýn camýndan, önce gelenlere bakýp, tanýdýk olduðunu anladýktan sonra, sokak kapýsýnýn kilidine sarkýtýlmýþ bir ip yardýmýyla yukardan açýyorlarmýþ
.

***


Gözlerim cama mýhlý. Çýkacak zâtý heyecanla bekliyorum. Ve çýkýyor... Sanki güneþ doðuyor pencereye... Ýlk intibam... Müthiþ nurlu bir yüz… Baþýnda kar gibi beyaz bir takke ve samimiyet dolu bir gülümseme. Kapýyý açtýlar. Kabul edilmiþtik…
Ýç merdivenlerden yürüyüp üst kata çýktýk. Önde seyyid abi ve nur çocuðu… Ardýnda nefs kuyruðunu sallaya sallaya köpek gibi salýnan bu biçare… Kapýyý açtýlar. Selam verdi seyyid abi.
Çok tatlý –Ve a'leyküm selam, dediler…
Seyyid abi elini öptü. Arkada, karanlýk yerde kalmýþtým. Önce beni görmediler (yani zahiren…)
Sonra içeri girdim. Seyyid abi de tanýþtýrdý.
-Efendim bu Ömer Çetin abi. Size getirdim…
Gülen, neþeli, hal hatýr soran Habil amca, bu yüzü karaya bakýp bir anda sustu, ciddileþti!.. Heybetle baktý, baktý, daha baktý. Garip!.. Çok garip bir sessizlik oldu...


***

Baþým önde... - Ýþte içimdeki pisliði gördüler. Bu ne hal der gibi, iç harabiyetime bakýyorlar… gibi bir sürü vehimler arasýnda gidip geldim o anda... Kaç vesveseden kaçýna gidip geldim bilmiyorum. Bakýþlarý delip geçer gibiydi. Sonra ruhumu alt-üst eden hitapta bulundular: - OMER-ÜL FARUK!..
Anlayamadým… Þaþýrdým... Ýrkildim... Ýlk hitap. Acaba hikmeti ne. Adým Ömer Çetin… Arasýnda Faruk ismi yok… Hemen eline sarýldým. O tatlý ellerden öptüm…
Ýçeriye, salona geçtik. Her zaman oturduðu sedire oturdu. O odanýn atmosferini anlatmak mümkün deðil. O huzurlu mekanda oturmadan anlaþýlmaz. Zaten artýk oturmak da mümkin deðil. Çünki o güzelim Osmanlý evi kendilerinin vefatýndan sonra üç kuruþ için yýkýldý.


***

Seyyid abiyle konuþmaya baþladýlar. Göz ucuyla onlarý süzüyorum. O ne tatlý bir yüz. Ses tonu ve daha neler neler...
Efendi baba buyurdu ki, diye baþlayan sözleri efendisine baðlýlýk kokuyor.
Bir ara dönüp sordular –Omer nerelisin?
-Rizeliyim efendim.
-Neresinden
-Çayeli
Güldüler... –Mapavri yani.(eski ismi)
-Evet efendim.
Ýçimden hep bir daha ne zaman gelebilirim sorusu geçiyor... Acaba sorsam mý… Ama korkum büyük… Ýþin içinde rahatsýz etmek de var. Seyyid abiyle muhabbet etmeye devam ettiler. Kalbim ise mýknatýs gibi taraflarýndan çekiliyor…Hissediyorum… Çok açýk… Tekrar gelmeyi çok istiyorum… O günkü sohbetin öyle bir aný geldi ki, içimde bu istek dayanýlmaz boyuta vardý… Ýþte tam o anda sözü kesip bana döndüler: Ýlk keramet:
- Sen sýk sýk gel bana, olur mu?..
- Nimet olur efendim…
1 saatten fazla kaldýk. Zaman nasýl geçti bilmiyorum. Seyyid abi müsaade istedi. Elini öptü. Yine neþeli Habil amca... Uðurluyor dualar ediyor... Eline yapýþtým. Öptüm... Yine sustular. Neþeli halleri bir anda yok oldu… Kapýda ilk karþýladýklarý andaki garip, esrarlý atmosfer bir anda tekrar oluþtu… Uzunca süren bir sessizlik ve heybetli, delici, yakýcý bakýþlarla süzdüler... Uzun uzun süzdüler. Arkasýndan eklediler:- OMER-ÜL FARUK!..
Yine sarsýldým…


***

Aradan birkaç gün geçti. Tam anlamýyla yanýyorum... Gitsem mi diyorum? - - Sýk sýk gel, dediler ama bu kadar erken de olur mu? Abidin abiye soruyorum.
-Öyle dedilerse git... Yine de çekiniyorum. Sanki bir iþaret bekliyorum.
Derken o muhteþem gece... Yanýp kavrularak yattýðým o gece... Onlarý tanýmamýn beþinci veya altýncý günü. Yarým asýr önce vefat etmiþ olan Habil amcanýn efendisi, yetiþtiricisi, hocasý Seyyid Abdülhakim Efendi hazretleri rüyama girdiler…
Ayný mümtaz talebesi Habil amca gibi derin derin baktýlar, baktýlar, baktýlar... Ve hitap ettiler: OMER-ÜL FARUK!..

Ömer Çetin ENGÝN


(devam edecek)


Gönderen: 21.02.2009 - 00:11
Bu Mesaji Bildir   ihlas59 üyenin diger mesajlarini ara ihlas59 üyenin Profiline bak ihlas59 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 2033 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sefa46 (70), sa71bo (53), hacý46 (39), talathoca (68), volkanadar (46), abcesam (66), ~YaSeMeN~ (40), Yavuz Selim Hay.. (54), sezerarzumanogl.. (40), mhakanavci (43), mevlüt01 (43), ravza dila (41), cartel02 (43), CANBULUT (48), mbitis (39), nurkelebek (56), lokmanyavuz1959 (65), mke55 (40), Seymaa (51), veyselkarani (51), a_musab (38), uyuz (45), tugbil (60), Guldemet (49), Fatih Erus (38), Nedim06 (59), Yusra (36), a_Sena_a (49), abdullah acar (47), M HAKAN AVCI (43), kral (48)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.05353 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.