generique kaletra kamagra generique colchicine stromectol chloroquine lamotrine lamprene lanoxin lansoprax largactil lasix leponex levaquin levitra oral jelly levitra professional levitra soft levitra super force levitra lexapro lidocaton lignospan lioresal lipanthyl lipitor lisitril comp lisitril lisopril plus lisopril litarex lithiofor lithobid lodoz lopid lopimed lopresor lopressor lora allergie lorado loratine lotemax lovelle loxazol loxitane lozol sr lozol lur
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » HADİS / SÜNNET » Peygamberimizin doğumunu anarken ne yapacağız?

önceki konu   diğer konu
5 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Gast ahmet gunay  
Peygamberimizin doğumunu anarken ne yapacağız?
Misafir
Deðerli kardeþlerim;

Peygamberimiz anýlýrken akla ilk gelen, onun , Kur'an-ý Kerim'le övülmüþ olan yüksek ahlâkýdýr. Onu Allah Teâlâ terbiye ettiði için bir insanda bulunmasý düþünülebilen güzel huy ve davranýþlarýn daha mükemmeli onda toplanmýþtý. Ahlâkýnýn güzelliðine ve her yönü ile güvenilir olduðuna düþmanlarý bile hayrandý. Daha gençliðinde halk arasýnda ''el-Emin-güvenilir" kimse olarak tanýnmýþ olduðunu az önce söylemiþtik. Þu olay bunun çarpýcý bir örneðidir:

Kâbe Kureyþ tarafýndan yenileniyordu. Her kabile kendisine düþen bölümü yapmýþ, sýra ''Hacer-i Esved''in yerine konmasýna gelmiþti. Kureyþ'ten her kabile ''Hacer-i Esved''i yerine koyma þerefini kazanmak için, o hizmeti yapmak istiyordu. Bu yüzden kabileler arasýnda tartýþma çýktý. Her kabile ''Hacer-i Esved"i yerine koyma þerefinin kendisine ait olduðunu iddia ediyordu. Hele Abdüddaroðullarý çok ileri gidip bir çanak dolusu kan getirdiler. Ellerini bu kana bulaþtýrýp: "Kanýmýz dökülmedikçe kimse önümüze geçemez" diye yemin ettiler. Bu tartýþma dört beþ gün devam etti. Nerede ise kabileler arasýnda savaþ çýkacaktý ki, Kureyþin en yaþlýsý olan Ebû Umeyye Beni Muðîre Kureyþin ileri gelenlerini Mescidde topladý. Konuyu tekrar tartýþtýlar ve þu karara vardýlar: Belirledikleri vakitte mescidin Safa tarafýndaki kapýsýndan önce kim içeriye girerse o, hakem olacaktý. Belirlenen vakitte evvelâ bu kapýdan Peygamberimiz içeri girdi. Bunun üzerine Kureyþ ileri gelenleri hep bir aðýzdan. "Ýþte bu giren zat, emindir, bunun hakemliðine razýyýz. Bu güvenilir zat, Muhammed'tir." dediler. Peygamberimiz bunlarýn yanýna gelince, kendisini hakem tayin ettiklerini ve bunu kabul etmesini rica ettiler. Peygamberimiz onlarý dinledikten sonra hakemliði kabul etti ve. "Bana bir yaygý getirin'' buyurdu. Getirilen bu yaygýnýn içine kendi eliyle “Hacer-i Esved''i koydu. Sonra kabile baþkanlarýnýn bu yaygýnýn birer ucundan tutup birlikte kaldýrmalarýný söyledi. Böyle yaptýlar, her kabile yaygýnýn bir ucundan tutarak ''Hacer-i Esved''i konacaðý yere kadar kaldýrdýlar, Peygamberimiz de onu yerine koydu. Böylece her kabile “Hacer-i Esved''i yerine koyma þerefinden payýný aldý ve tartýþma da böylece bitmiþ oldu(Kâmil Miras, Sahih-i Buhari Muhtasarý Tecrid-iSarih Tercemesi, VI, 30, 31)

Bu olayda önemli olan þudur: Peygamberimizin küçük yaþtan beri kimseyi incitmeyip o yaþa gelinceye kadar fazilete aykýrý hiçbir hal ve hareketi görülmediði için Peygamber olarak gönderilmeden önce de Kureyþ arasýnda “güvenilir'' ünvaný ile tanýnmýþ olmasýdýr. Ýslâmiyet'in kýsa zamanda ve hýzla yayýlmýþ olmasý, þüphe yok ki, onu teblið eden Peygamberin yüksek ahlâký ile ilgilidir. Ýnsanlar onun dürüstlüðüne ve güvenilir olduðuna inanmasalardý onun etrafýnda toplanýrlar mýydý. Nitekim Kurân-ý Kerim'de bu husus þöyle ifade edilmiþtir.


“Ey Muhammed, Allah'ýn rahmetinden dolayý sen onlara karþý yumuþak davrandýn. Eðer kaba ve katý kalpli olsaydýn, þüphesiz etrafýndan daðýlýr giderlerdi. Onlarý affet, onlara baðýþ dile, iþ hakkýnda onlara danýþ, fakat karar verdin mi Allah'a güven. Doðrusu Allah kendisine güvenenleri sever.''(Al-i Ýmran,159.)

Peygamberimiz, yaþadýðý hayat ile telkin ettiði esaslar arasýnda tam bir ahenk mevcut idi. O, telkin ettiði esaslarý önce kendisi uygulardý. Çünkü insan,baþkalarýna verdiði öðüdü kendisi uygulamazsa onun baþkalarý üzerinde etkisi de olmaz. Esasen Kur'an-ý Kerim:


“Ey iman edenler, yapmayacaðýnýz þeyleri niçin söylersiniz"agla Saff, 2.)
diyerek kiþinin yapmayacaðý þeyi baþkalarýna söylemesinin doðru olmayacaðýný bildirmektedir.

Hz. Aiþe validemize, Peygamberimizin ahlâkýnýn nasýl olduðu sorulduðunda, o: “Onun ahlâký Kur'an'dý" demiþtir.(Müslim, Müsafirûn, 129.)


Peygamberimiz, davranýþlarý ve üstün kiþiliði ile en güzel örnektir. Esasen Kur'an-ý Kerim tek örnek kiþi kabul etmektedir ki, o da Peygamberimizdir. Þöyle buyurulmuþtur:


''And olsun ki, Allah'ýn Resûlü, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuþmayý umanlar ve Allah'ý çok ananlar için güzel bir örnektir."agla Ahzap, 21.)

Ayet-i Kerime Peygamberimizin, Allah'ýn razý olacaðý davranýþlarda bulunmak isteyenler için canlý bir örnek ve büyük fazilet numunesi olduðu anlatýlmaktadýr. Peygamberimiz, Peygamber olarak insanlarý davete baþladýðý zaman, onu duyan komþu ülkelerin baþkanlarý , karþýlaþtýklarý her Mekke'liden Peygamberimiz hakkýnda bilgi alýyorlar, daha çok ahlâkýnýn nasýl olduðunu soruyorlardý. Ýþte Mekke ileri gelenlerinden Ebû Süfyan müslüman olmadan önce ticaret amacý ile Þam'a gittiði zaman Bizans imparatoru onu huzuruna çaðýrmýþ ve Peygamberimizle ilgili kendisine bazý sorular sormuþtu. Bu sorulardan birisi de þöyle idi. Peygamberlik iddiasýnda bulunan bu zatýn daha önce hiç yalan söylediðini duydunuz mu? Ebû Süfyan: “Asla, yalan söylediðini duymadýk” diye , cevap verdi. Bunun üzerine Ýmparator:

– Size, Peygamberlik iddiasýnda bulunan bu zatýn evvelce hiç yalan söyleyip söylemediðini sordum, Onun hiç yalan söylemediðini ifade ettiniz. Þayet bu zat Allah hakkýnda yalan söylemiþ olsa daha evvel insanlara yalan söylemesi gerekirdi, dedi.(Buhari, Bedü'l-Vahiy, 1)

Peygamberimize göre ahlâk herþeydi. O, ahlâka o kadar önem verirdi ki, dinin ne olduðunu soranlara, dinin güzel ahlâktan ibaret olduðunu söylerdi. Hatta ahlâký güzel olmayanýn; konuþtuðu zaman yalan söyleyenin, söz verdiði zaman sözünde durmayanýn, emanete hýyanet edenin -diðer dinî vecibelerini yerine getirmiþ olsa bile- olgun mümin olamayacaðýný söylerdi.

Onun hayatýný inceleyenler, onun ne yüksek bir ahlâka sahip olduðunu göreceklerdir. 0, kim olursa olsun, herkese iyi muamele eder, kimseyi incitmez, ayýplamaz ve kýrmazdý. Ebû Saîd el Hudrî (r.a.) anlatýyor. "Birgün Bedevilerden biri Peygamberimizden alacaðýný tahsil etmeye gelmiþti. Edep ve terbiye ölçülerini aþarak Peygamberimize kaba ve sert sözler söyledi. Ashab-ý kiram bedevînin bu hareketine kýzarak Sen kiminle konuþtuðunu biliyor musun? dediler. Bedevî hiç aldýrmadý: Ben hakkýmý istemeye geldim, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz Ashab'a Siz onun tarafýndan olacaktýnýz. Çünkü bu adam hakkýný istiyor, buyurdu.(
Ýbn Mace, Sadakat, 17.)

Peygamberimiz, arkadaþlarýndan herhangi biri kendisinden bir ricada bulunduðunda bu ricayý geri çevirmez, yerine getirirdi. Mahmud b. Er-Rebîu'I-Ensarî (r.a.) anlatýyor:

“Peygamberimizin arkadaþlarýndan Bedir savaþýnda hazýr bulunan Ensardan Itban B. Malik, Peygamberimize gelerek. "Ey Allah'ýn Rasûlü, gözlerim görmez oldu. Halbuki mahallemiz halkýna namaz kýldýran benim. Yaðmur yaðdýðý vakit onlarla aramýzda olan dere akar da mescitlerine gidip namaz kýldýramaz oluyorum. Gönlüm ister ki, bana gelip evimde namaz kýldýrasýn da senin namaz kýldýðýn yeri namazgâh edineyim." dedi. Peygamberimiz: "Ýnþallah bunu yaparým" diye vadetti. Itban diyor ki. Ertesi sabah Peygamberimiz beraberinde Ebû Bekir olduðu halde gün yükseldiði vakit bana geldiler. Peygamberimiz içeri girmek için izin istedi. Eve girdiðinde oturmadý, bana.

– Evinin neresinde namaz kýlmamý istersin? dedi. Ben de namaz kýlmasýný istediðim yeri ona gösterdim. Peygamberimiz namaza durup tekbir aldý. Biz de arkasýnda durarak saf olduk. Ýki rekat kýldýrýp selâm verdi. Bunun üzerine biz onun için piþirdiðimiz çorbaya onu alýkoyduk. Mahallemiz sakinlerinden bir çok kimseler, Peygamberimizin evimizi þereflendirdiðini haber alýnca birer birer geldiler. Ýçlerinden biri mahallede oturan Malik b. Ed-Dühayþin'i göremeyince sordu. "Malik nerede?" dedi. Orada bulunanlardan bir baþkasý.

– O, Allah'a ve Peygamberine sevgisi olmayan bir münafýktýr, dedi. Peygamberimiz:

– Böyle deme, görmüyor musun ki, "La ilahe illallah (Muhammedü'r-Resûlullah)" diyor ve bunu Allah rýzasý için söylüyor, buyurdu. Bunun üzerine o zat: Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dedi. Itban diyor ki: Peygamberimizi münafýklar hakkýnda hep böyle iyilik ve hayýr düþünür bulurduk, dedi. Sonra Peygamberimiz:

– Allah Teâlâ, O'nun rýzasýný arayarak "Lâ ilâhe illallah" diyen kimseyi cehennem ateþine haram kýlmýþtýr,(Buhari, Salât, 46.) buyurdu.

Peygamberimiz hayatý boyunca adaletten kýl kadar ayrýlmamýþtýr. Herkese karþý âdil davranmýþ, insafla muamele yapmýþtýr.

Hz. Aiþe validemiz anlatýyor: Mahzumî kabilesinden bir kadýn hýrsýzlýk etmiþti. Mekke ileri gelenleri, asil bir aileye mensup olan bu kadýnýn ceza görmemesi için Peygamberimizin çok sevdiði azatlý kölesi Zeyd'in oðlu Usamey'i Peygamberimize þefaatçi olarak gönderdiler. Peygamberimiz Usame'yi dinledikten sonra:

– Sizden öncekiler bu gibi farklý uygulamalarý sebebiyle helak olmuþtur. Onlar, yoksullara en aðýr cezayý uygular, zengin ve itibarlý olana ise ceza vermezlerdi, buyurarak kanunlarýn uygulanmasýnda ayýrým yapýlmasýnýn toplumun yok olmasýna sebep olacaðýný bildirmiþ ve, "Allah'a yemin ederim ki, Muhammed'in kýzý Fâtýma hýrsýzlýk etse mutlaka onu cezalandýrýrdým"agla Buhari, Hudut, 11; Müslim, Hudut, 2.)buyurdu.

Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) anlatýyor:

– Bir defa Peygamberimiz savaþ ganimeti daðýtýyordu. Çok kalabalýk vardý. Adamýn biri Peygamberimizin adeta sýrtýna binmiþti. Peygamberiz elindeki çubukla kendisini rahatsýz eden bu adama geri durmasý için iþaret etmiþ, fakat çubuk adamýn yüzüne gelerek, yüzünü incitmiþti. Peygamberimiz hemen çubuðu adamýn eline vererek. Ýntikamýný al, demiþti. Adam: Ey Allah'ýn Resûlü, ben þikâyetçi deðilim,(Ebû Davut, Diyât, 15.)diye cevap verdi.

Peygamberimizin doðumunu anarken ne yapacaðýz?
Bazý yerlerde olduðu gibi kaside ve ilâhiler söyleyip kandil simitleri daðýtmakla mý yetineceðiz. Elbette bunlar da güzel adetlerdir. Ancak onun doðumunu anmak bu deðildir. Onu anmaktan asýl gaye, onun cihanþûmül olan nübüvvet ve risaletini , yüksek ahlâkýný anmak ve sünnetine uyma azmini tazelemektir. Çocuklarýmýza onun hayatý ile ilgili bilgi vererek onu sevdirmeye çalýþmaktýr. Çünkü onu sevmek imandandýr, hatta imanýn ta kendisidir. Nitekim Peygamberimiz:


“Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, hiç biriniz, ben ona babasýndan ve çocuðundan da daha sevgili olmadýkça iman etmiþ olmaz,"aglaBuhari, Ýman, 8; Müslim, Ýman, 16.) buyurdu.

Peygamberimizi sevmek demek, onun sünnetine uymak ve onu hayata geçirmektir. Nitekim Peygamberimiz:


“Sünnetimi ihya eden beni sevmiþ demektir. Beni seven ise cennet'te benimle beraberdir",( Tirmizî, Ýlm, 16.)buyurmuþtur.

Deðerli kardeþlerim, Allah Teâla'nýn sevgisine ve maðfiretine mazhar olmanýn tek yolu, O'nun sevgili Peygamberinin sünnetine uymaktýr. Nitekim Kur'an-ý Kerim'de þöyle buyurulmuþtur:


&#8220aglaEy Muhammed) de ki: Eðer Allah'ý seviyorsanýz bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarýnýzý baðýþlasýn. Allah son derece baðýþlayýcý ve esirgeyicidir."agla Al-i Ýmran, 31.)

Ýþte bu ayet-i kerime, Peygambere uymanýn Allah'ýn rýzasýný kazanmaya ve günahlarýn baðýþlanmasýna vesile olacaðýný gayet açýk bir þekilde ifade buyurmaktadýr.

Bu duygu ve düþünce ile kutlu doðumun hepimize, aziz milletimize ve bütün müslüman kardeþlerimize mübarek olmasýný ve Peygamberimizin þefaatine bizi mazhar kýlmasýný Cenab-ý Hak'tan niyaz ediyorum.


15 Kâmil Miras, Sahih-i Buhari Muhtasarý Tecrid-iSarih Tercemesi, VI, 30, 31.



Selam ve dua ile....
Gönderen: 08.04.2006 - 21:21
Bu Mesaji Bildir   Yukari
kemal su an offline kemal  
27 Mesaj -
ALLAH razý olsun ahmet abi senden
ALLAH bize KURAN-I KERÝM iyle ve peygamber efendimizin sünneti seniyeleri yaþamayý nasip etsintelaşlı


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son kemal tarafından, 08.04.2006 - 22:19 tarihinde.
Gönderen: 08.04.2006 - 22:18
Bu Mesaji Bildir   kemal üyenin diger mesajlarini ara kemal üyenin Profiline bak kemal üyeye özel mesaj gönder kemal üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
YakupDemir su an offline YakupDemir  
44 Mesaj -
Degerli kardesim ne yapariz bilmem peygamber ( SAV ) efendimizi anarken, ama ben söyle düsünüyorum, keske o yüce peygamber müminlerin gündemine, sadece kutlu dogum haftasinda degilde senenin 365 günü gündemde olsa yani her animizi onunla beraber gecirebilsek. Aklima tam olarak gelmedi hangi ayet idi ama söyle söylüyordu Allah´ü teala; Allah ve melekleri ona cok salat ve selam getiriyor, ey iman edenler sizde ona selat ve selam getirin.

Insaalah su günlerde peygamberimizi dahada fazla analim.
Gönderen: 16.04.2006 - 21:07
Bu Mesaji Bildir   YakupDemir üyenin diger mesajlarini ara YakupDemir üyenin Profiline bak YakupDemir üyeye özel mesaj gönder YakupDemir üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
selman-i-farisi su an offline selman-i-farisi  
Konu icon    ALLAH RAZI OLSUN
6 Mesaj
gülAHMET ABÝ ALLAH SENDEN RAZI OLSUN ÇOK GÜZEL KONUÞMUSSUNgül
Gönderen: 24.04.2006 - 12:37
Bu Mesaji Bildir   selman-i-farisi üyenin diger mesajlarini ara selman-i-farisi üyenin Profiline bak selman-i-farisi üyeye özel mesaj gönder selman-i-farisi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
2687 Mesaj -
AHMET HOCAM allah razi olsun bu iste islam

Hz. Aiþe validemiz anlatýyor: Mahzumî kabilesinden bir kadýn hýrsýzlýk etmiþti. Mekke ileri gelenleri, asil bir aileye mensup olan bu kadýnýn ceza görmemesi için Peygamberimizin çok sevdiði azatlý kölesi Zeyd'in oðlu Usamey'i Peygamberimize þefaatçi olarak gönderdiler. Peygamberimiz Usame'yi dinledikten sonra:

Sizden öncekiler bu gibi farklý uygulamalarý sebebiyle helak olmuþtur. Onlar, yoksullara en aðýr cezayý uygular, zengin ve itibarlý olana ise ceza vermezlerdi, buyurarak kanunlarýn uygulanmasýnda ayýrým yapýlmasýnýn toplumun yok olmasýna sebep olacaðýný bildirmiþ ve, "Allah'a yemin ederim ki, Muhammed'in kýzý Fâtýma hýrsýzlýk etse mutlaka onu cezalandýrýrdým"agla Buhari, Hudut, 11; Müslim, Hudut, 2.)buyurdu.
Gönderen: 24.04.2006 - 13:31
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 794 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hasanelm (54), _gazel_ (33), feza (47), nihat surgun (55), Rabbanice (46), kuzpinar (45), alex (38), rümeyza (50), flash.gs (40), xbüþrax (31), gelisimci (44), ranaezgi (42), xxsevgixx (51), ömeru-l faruk (45), maviboncuk1988 (36), Selman-i Farisi (41), evvelim (50), Engin1 (40), avci11 (53), nur1982 (42), koksal06 (54), ergenekon58 (59), M. Emin (59), mak99 (52), furkancanpolat (45), meergin (52), osmanhan1 (47), seyma1987 (37), RahLee (37), zöhre (43)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59978 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.