generique luvox generique rhinocortkaletra generique luvox generique stromectol voltaren votum plus votum vytorin wellbutrin sr xatral xeloda xenical xylocaine yasmin yasminelle yaz zanaflex zantac zantic zebeta zeffix zenegra zentel zestoretic zestril zetia ziac ziagen zilutrol zinacef zinat zithromax dispersible zithromax zocor zofran zoloft zorotop zovirax zurcal zyloprim zyprexa zyrtec zyvox zyvoxid
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » seferi namazı

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
huma su an offline huma  
seferi namazı
73 Mesaj -
eþimle iþ için 1 yada 1.5 aylýgýna þehir dýþýna çýkacaðýz ama gideceðimiz tek þehir deðil bir çok þehire uðrayacaðýz ben namazýma LLAHIN izni ile yeni baþladým býrakmakta istemiyorum zaten þeytan uðraþtýðýndan daha fazla uðraþýyor bunu hissediyorum namazlarým seferiye giriyormu seferi ise nasýl olmalý yolda isek namaz vakitleri yol kenarlarýnda yerde kýlabilirmiyim eðer çok zamaným yoksa sadece farzlarý kýlsam olurmu birde vtri vacip mutlaka kýlýnmalýmý kýlýnmassa kazazý þartmý yardýmcý olursanýz sevinirim ALLAH razý olsun selam ve dua ile
Gönderen: 27.08.2005 - 01:49
Bu Mesaji Bildir   huma üyenin diger mesajlarini ara huma üyenin Profiline bak huma üyeye özel mesaj gönder huma üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast ahmet gunay  
Misafir
SEFERÝLÝK



Yolculuk, yolculuða çýkma; sefer mesafesine yolculuk yapma. Bir fýkýh terimi olarak yolculuk, belirli bir mesafeye gitmektir. Bu mesafe ise orta yürüyüþle üç günlük, yani on sekiz saatlik bir uzaklýktan ibarettir. Buna üç merhalelik mesafe de denir.

Orta yürüyüþ, yaya yürüyüþü ve kafile içindeki deve yürüyüþüdür. Denizlerde ise yelkenli gemilerin mutedil havadaki üç günlük yolculuðudur.

Ýþte karalarda böyle bir yürüyüþ ile denizlerde ise mutedil bir havada yelkenli bir gemi ile on sekiz saat sürecek bir mesafe "sefer süresi" sayýlýr. Bu yolun yalnýz gidilecek mesafesi esas alýnýr; yoksa gidiþ dönüþ mesafesine bakýlmaz. Yolculuk yapan kimse süratli bir araçla yolculuk yaparak bu mesafeyi günümüzde yeni çýkan ulaþým vasýtalarýnda olduðu gibi daha kýsa bir sürede katederse bile yine yolcu sayýlýr ve namazlarýný kýsa kýlar. Yolculukta üç günün esas alýnmasýnda üç günlük mesh süresine kýyas yapýlmýþtýr. Rasûlullah (s.a.s) þöyle buyurmuþtur: "Mukim kimse tam bir gün bir gece, yolcu ise üç gün üç gece mesh eder" (Zeylaî, Nasbu'r Râye, II, 183).

Vatanýnda veya o hükümdeki bir yerde oturan kimseye "mukim", buradan çýkýp en az on sekiz saatlik mesafeye gitmeye baþlamýþ olan kimseye de "misafir" (yolcu) denir.

Yolculuk hali genel olarak güçlük ve sýkýntýlardan uzak deðildir. Bu yüzden Ýslâm dini yolcular hakkýnda bazý kolaylýklar getirmiþtir. Yolculukta gece gündüz aralýksýz yolculuða devam edilemez, istirahata da ihtiyaç vardýr. Bu yüzden günlük yolculuk süresi altý saat olarak belirlenmiþtir. Saatte 5 km. yol katedilmesi esas alýnýnca, seferilik mesafesi 90 km. olmuþ bulunur. Bazý yolculuklarýn rahat, meþakkatsiz ve çok kýsa sürede yapýlabilmesi, sonucu deðiþtirmez. Çünkü hüküm ferde göre deðil, cinse göre meydana geleceðinden, bütün yolculuk hallerini kapsamýna alýr. Diðer yandan Hanefîlere göre, yolculukta getirilen kolaylýklarýn illeti, mücerret seferiliktir. Güçlük ve sýkýntý bunun hikmetidir.

Hanefîler dýþýndaki çoðunluða göre, namazlarýn kýsaltýlmasýný mubah kýlan uzun yolculuk, zaman bakýmýndan ortalama iki günlük yolculuk veya aðýr yükle ve yaya olarak iki konaklýk mesafedir.

Bazý fakihlere göre sefer süresi, on sekiz fersahlýk bir mesafedir. Bir fersah üç mil; bir mil de 1849 metredir.

Bir fersah on iki bin adým; bir mil de dört bin adým sayýlmaktadýr. Bununla birlikte fersahlar düz yerler ile daðlýk ve derelik yerlere göre deðiþir. Meselâ; düz bir yerde bir fersah bir saatte alýnabildiði halde; daðlýk bir yerde böyle bir mesafe 1 saatte alýnamaz. Bu yüzden bu konuda fersah bir ölçü sayýlmamalýdýr. Ancak fersaha itibar edilince bir çok meselelerin çözümü kolaylaþmaktadýr.

Meselâ; tren veya uçakla yapýlacak yolculuklarda yolun kaç fersah olduðu dikkate alýnýr. En âz on sekiz fersahlýk bir mesafe katedilmiþ olunca, sefer süresi gerçekleþmiþ ve sefer hükmü cereyan etmeye baþlamýþ olur; artýk kara veya deniz aracýnýn hýzlý seyreden bir araç olmasýna itibar edilmez.

Diðer yandan Hanefiler dýþýndaki üç imam da fersah ölçüsünü esas almýþtýr. Ýmam Malik ve Ahmed b. Hanbel'e göre sefer süresi 16 fersah yani 48 mildir. Bir mil ise altý bin el arþýnýdýr. Ýmam Þafiî'nin yeni görüþüne göre de 48 mildir. Eski görüþüne göre bir gün bir gecedir.

Gidilecek yerin hem denizden hem de karadan yolu bulunsa, yolcunun gideceði yola itibar edilir. Bu yüzden, bir beldeye meselâ deniz yoluyla on iki saatte; kara yoluyla da on sekiz saatte gidilecek olsa, karadan gidenler yolcu sayýlýr; denizden gidenler sayýlmaz. Bir yerin karadan iki yolu bulunduðu takdirde de hüküm böyledir, yalnýz sefer mesafesinde bulunan yoldan gidenler misafir olmuþ bulunurlar.

Yolculuk, vatan edinilen beldenin veya köyün yola çýkýldýðý tarafýndaki evlerinden ayrýldýktan ve en az üç günlük bir yere gidilmeye niyet edildikten itibaren baþlar. Bu yüzden þehir kenarlarýndaki yerleþim alanlarý þehirle bütünleþmiþ olan köyler veya köyden yola çýkanlar için "finayý mýsýr" denilen harmanlýk, mezarlýk ve aðýl gibi eklentiler geçilmedikçe yolculuk baþlamýþ olmaz.

Þehir veya köyün yerleþim alaný dýþýnda kalan fabrikalar, organize sanayi kuruluþlarý, toptancý halleri, baðlar, bahçeler, hayvan ve tavuk çiftliði gibi alanlar þehirden sayýlmaz.

Seferîliðin Hükümleri

Yolcular için bir takým kolaylýklar, ruhsatlar getirilmiþtir. Ramazanda yolculukta bulunan için orucu geri býrakmak mübahtýr. Yolcunun mesh süresi üç gün üç gecedir. Yolcu dört rekatlý farz namazlarýný ikiþer rekat olarak kýlar. Buna "kasrý salat" denir.

Yolculukta dört rekatlý namazlarýn kýsaltýlarak kýlýnmasý Kur'an, Sünnet ve icma ile câizdir.

Allah Teâlâ þöyle buyurur: "Eðer kâfirlerin size fitne vermesinden korkarsanýz, yeryüzünde sefere çýktýðýnýz zaman namazlarý kýsaltarak kýlmanýzda bir sakýnca yoktur" (en-Nisa, 4/101). Bu âyette kýsaltmanýn korku þartýna baðlanmasý o günkü olayý tespit etmek içindir. Çünkü Rasûlüllah (s.a.s)'in çoðu yolculuklarý korkudan uzak deðildi. Ashab-ý Kiram'dan Ya'la b. Ümeyye (r.a) Hz. Ömer'e þöyle demiþtir: Biz neden namazlarý kýsaltarak kýlýyoruz? Halbuki güven içindeyiz. Hz. Ömer de buna cevap olmak üzere þöyle buyurdu: Ben de ayný durumu Hz.. Peygamber'e sormuþtum; þöyle buyurmuþtu: "Bu, Allah'ýn size verdiði bir baðýþtýr, Allahýn sadakasýný kabul edin” (Müslim, Misafir, 4; Tirmizi, Tahare, 4, 20; Nesâi, Taksir, I).

Hz. Peygamber'in umre, hac veya savaþ için yaptýðý yolculuklarýnda namazlarý kýsaltarak kýldýðý ile ilgili haberler tevatür derecesindedir. Abdullah ibn Ömer (r.a) þöyle demiþtir:

"Hz. Peygamber (s.a.s)'e yolda arkadaþlýk ettim. O, yolculuklarýnda iki rekattan fazla kýlmazdý. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman da böyle yaparlardý" (Ýbn Mâce, Ýkâme, 75). Hz. Ömer'in þöyle dediði rivayet edilmiþtir: "Yolcunun namazý, Nebinizin lisaný üzere kýsaltýlmaksýzýn tam iki rekattýr" (Buhârî, Taksîr, 11; Küsûf, 4; Ýbn Mâce, Ýkâme, 73, 124).

Yolcunun dört rekatlý farz namazlarý kýsaltmasý zorunlu mudur; yoksa kýsaltmakla tam kýlmak arasýnda serbest midir?

Hanefîlere göre, yolcunun namazlarý kýsaltarak kýlmasý vacib ve ayný zamanda azimettir. Yolcunun bilerek iki rekattan fazla kýlmasý mekruhtur. Bununla birlikte iki rekat kýlýp da teþehhütte bulunduktan sonra iki rekat daha kýlacak olsa farzý eda etmiþ, son iki rekât da nafile olmuþ olur. Ancak selâmý tehir etmiþ olmasýndan ötürü kötü bir iþ yapmýþ sayýlýr. Fakat birinci teþehhüdü terketse veya ilk iki rekatta kýraatta bulunmamýþ olsa farzý eda etmiþ olmaz. Nitekim sabah ve cuma namazlarýnda da hüküm böyledir. Hz. Aiþe (r.anha)'den þöyle dediði rivayet edilmiþtir: "Namaz ikiþer rekat olarak farz kýlýndý, sonra hazarda ziyade olundu, seferde ise olduðu gibi býrakýldý (Buhari, Salat,1; Müslim, Misafirin,1; Ebû Davud, II, 3). ibn Abbas (r.a)'ýn þöyle dediði nakledilmiþtir: "Allah Teâla namazý, Peygamberimizin dili ile hazarda dört rekat, seferde iki rekat olarak farz kýlmýþtýr" (Müslim, Müsâfirîn, 5, 6; Ebû Davud Sefer, 18; Nesâî, Havf 4; Ýbn Mace Ýkame, 75).

Malikilere göre, seferde namazý kýsaltarak kýlmak müekked sünnet, Þafiî ve Hanbelilere göre ise yolculukta namazlarý kýsaltarak kýlmak, muhayyer olmak üzere ruhsattýr. Seferî kiþi namazlarýný kýsaltarak da, tam olarak da kýlabilir. Ancak Hanbelîlere göre kýsaltmak mutlak olarak tam kýlmaktan daha faziletlidir. Çünkü, Hz. Peygamber ile dört halife bu þekilde yapmaya devam etmiþlerdir.

Yolculuk ister ibadet için, ister mübah veya masiyet bulunan bir amaçla olsun, her türlü yolculuk sýrasýnda namazlarý kýsaltmak caizdir. Meselâ; yol kesmek, meþrû olmayan bir eðlenti yapmak veya baþka bir haram iþlemek için yolculuk yapan kimse de ruhsatlarýndan yararlanýr. Zira bu konudaki nasslar bunun ifadesidir; "Yeryüzünde yürüdüðünüz zaman sizin için namazlarý kýsaltmanýzda bir sakýnca yoktur" (en-Nîsa, 4/104) âyetinde yolculuðun meþrû veya gayri meþrû olmasý arasýnda bir ayýrým yapýlmamýþtýr (Ýbnül-Hümâm, a.g.e., I, 405 vd.; Ýbn Abidin, Reddül-Muhtar, I, 733, 736).

Hanefiler dýþýndaki çoðunluk müctehidlere göre ise; yol kesmek, þarap ve haram þeylerin ticaretini yapmak gibi Allah'a isyanýn söz konusu olduðu yolculuklarda, sefere mahsus olan namazlarýn kýsaltýlmasý, birleþtirilmesi oruçlunun iftar etmesi, mestler üzerine üç gün mesh etmek, binek üzerinde nafile namaz kýlmak gibi ruhsatlar mübah olmaz. Çünkü, bu gibi kimseler Allah'a isyan için yolculuk yapmýþ sayýlýr. Bu konudaki kaide þudur:

"Ruhsatlar masiyet ve kötülük iþlemeye dayanak yapýlamaz". Yine Allah Teâlâ darda kalana ölü hayvan etini yemeyi "haddi aþmama ve Allah'a isyanda bulunmama" þartýna baðlamýþtýr (el-Bakara, 2/173). Bu durumda ruhsatlar günah ve kötülük iþlemeye dayanak yapýlamaz (Ýbn Kudame, el-Muðnî, Kahire 1970, II, 261; Zühaylî, II, 323 vd.; Ýbn Rüþd Bidâyetül-Müctehid, I, 163).

Seferi kimse bir beldede on beþ gün ve daha fazla kalmaya niyet edince mukîm olur ve artýk namazlarýný tam kýlar. Eðer on beþ günden az kalmaya niyet ederse seferîliði devam eder. Bu konuda dayanýlan delil, kadýnlarýn temizlik süresine kýyastýr. Temizlik süresi, hayýz sebebiyle kadýnýn üzerinden düþen namaz ve orucun edasýna dönmeyi gerektirir. Ýkamet yerinde bulunmak da sefer sebebiyle kiþinin üzerinden düþen bazý vecibelerin yapýlmasýna geri dönmeyi gerektirir. Bu yüzden temizlik süresinin on beþ gün ile sýnýrlanmasý gibi, en az ikâmet süresinde on beþ gün olarak takdir edilmesi gerekir. Bu görüþ Ýbn Abbas ve Ýbn Ömer (r.a)'dan nakledilen þu söze dayanýr: Seferî olduðun halde bir beldeye girer ve bu beldede on beþ gün kalmaya niyet edersen namazýný tam kýl. Eðer buradan ne zaman sefere çýkacaðýný bilmezsen namazlarýný kýsaltarak kýl" (ez-Zühayli, el-Fýkhul-Ýslâmî ve Edilletüh, Dimaþk 1405/1985, II, 323).

Bir yolcu, bir beldede belirli bir ihtiyacýný görmek için beklerse, bekleme iþi yýllarca sürse bile namazlarýný kýsaltarak kýlar. On beþ günden fazla kalmaya, niyet etmediði için seferîlik hali devam eder. Nitekim Ýbn Ömer (r.a) Azerbaycan'da altý ay kalmýþ ve namazlarýný bu þekilde kýsaltarak kýlmýþtýr. Bir kýsým sahabenin de böyle yaptýðý rivayet edilmiþtir.

Ordu bir beldeye girse, askerler burada on beþ günden daha fazla kalmaya niyet etseler bile namazlarýný kýsaltarak kýlarlar. Çünkü orada kalmak veya yenilip çekilmek ihtimali bulunduðu için süre ile ilgili niyet geçerli deðildir.

Þâfiî ve Malikilere göre, yolcu bir yerde dört gün kalmaya niyet ederse namazlarýný tam kýlar. Çünkü sünnette, dört günden az ikâmetin, seferin hükmünü kesmeyeceði açýklanmýþtýr. Rasülullah (s.a.s) þöyle buyurmuþtur:

"Muhacir hacdaki ibadetlerini yaptýktan sonra üç gün ikâmet eder. " Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s), umre yaptýðý zaman Mekke'de üç gün süreyle kaldýðý halde namazlarýný kýsaltarak kýlýyordu" (eþ-Þevkânî, Neylül-Evtâr, III, 207 vd.).

Hanbelîlere göre yolcu, dört günden fazla veya yirmi vakitten fazla kalmaya niyet ederse namazlarýný tam kýlar. Bundan az olursa kýsaltarak kýlar.

Yolculuk ve ikâmet hallerinde, tabi olanýn deðil, tabi olunanýn niyeti geçerlidir. Bu yüzden asker, komutanýnýn; iþçi iþvereninin; öðrenci hocasýnýn; kadýn kocasýnýn niyetine göre mukim veya yolcu olmuþ olur.

Yolculuk konusunda henüz erginlik çaðýna girmemiþ olan çocuk hakkýnda da sefer hükümleri cereyan etmez. Þâfiîlere göre ise, mümeyyiz çocuðun yolculuða niyeti geçerli olup, namazýný kýsaltarak kýlabilir.

Yolculukta bulunan kimse tabi olduðu kimsenin nereye gideceðini ve niyetini bilmediði ve sorusuna da cevap alamadýðý takdirde üç günlük mesafeye kadar namazlarýný tam kýlar, ondan sonra kýsaltmaya baþlar.

Ýslâm devlet baþkaný, sefere niyet etmeksizin ülkesi içinde bir süre dolaþacak olsa, namazlarýný tam kýlar; fakat, sefer süresi dolaþmaya niyet ederse, namazlarýný kýsaltýr. Doðru olan budur.

Mukîmin kazaya kalan namazlarý, yolculuða çýkmasýyla ve yolcunun kazaya kalan namazlarý da ikamete niyet etmesiyle deðiþmez. Bu yüzden seferde iken kazaya kalan namazlarý ikiþer rekat olarak kýlar. Bir yolcu da ikâmet zamanýnda kazaya kalmýþ namazlarýný dörder rekat olarak kýlar.

Mukîm, müsafire; müsafir de mukîme uyabilir. Burada müsafir iki rekatýn sonunda selâm verince, mukîm kalkar -saðlam görüþe göre- kýraatta bulunmaksýzýn namazýný tamamlar; yanýlýrsa secde de etmez. Çünkü, bu mukîm bir lâhik mesabesindedir (bk. "lahik" mad.). Ýmam olan müsafirin namazdan önce "Ben seferîyim, siz namazlarýnýzý tamamlayýn" demesi müstehaptýr.

Yolcu ise ancak vakit içinde mukîme uyabilir. Bu durumda dört rekatlý bir farz namazýný mukîm gibi tam olarak kýlar. Ýmama vakit içinde uymakla farz namazý iki rekattan dört rekata dönüþmüþ olur. "Ýbn Abbas "Seferî'nin durumuna ne dersiniz? Yalnýz baþýna kýlýnca iki rekat, mukîm olarak dört rekat kýlýyor" sorusuna; "Bunu yapmak sünnettir" cevabýný vermiþtir" (ez-Zühayli, a.g.e., II, 335).

Nâfi' þöyle demiþtir: "Ýbn Ömer seferî olduðu zaman imamla birlikte kýlýnca dört rekat kýlar; yalnýz baþýna kýldýðý zaman ise iki rekat kýlardý" (ez-Zühayli, a.g.e., II, 335).

Bir kimse müsafir iken kazaya kalan dört rekatlý bir namazýnda mukîm imama uyamaz. Çünkü bu namaz daha önceden iki rekat olarak meydana gelmiþtir.

Yolculuk veya yaðmur, kar gibi bir mazeretle iki namazý bir vakitte kýlmak caiz deðildir. Yalnýz Arafat'ta öðle ile ikindi, Müzdelife'de akþam ile yatsý namazlarýný birleþtirip cemaatle kýlmak caiz görülmüþtür (bk. "Namazýn Vakitleri"göz kırpma.

Hanefîler dýþýnda üç mezhep imamýna göre bir mazeret bulununca öðle ve ikindi veya akþam ile yatsý namazlarýný takdim veya tehir þekliyle bir vakitte birleþtirmek caizdir. Meselâ; öðle namazý ile ikindi namazý öðle vaktinde kýlýnabileceði gibi, ikindi vaktinde akþam ile yatsý birleþtirilerek iki vakitten birinde yani takdim veya te'hirle kýlýnabilir. Hanefîlerin dýþýnda kalan alimler takdim ve te'hir'in caiz olduðu kanaatindedirler.

Mukîm iken kazaya kalan namazlar, yolculuða çýkmakla veya yolcu iken kazaya kalan namazlar mukîm olmakla deðiþikliðe uðramaz. Bu yüzden yolculukta kazaya kalan dört rekatlý namazlar, ister yolculuk sýrasýnda isterse mukîm iken kaza edilsin, kýsaltýlarak kýlýnýr. Mukîm iken kazaya kalan namazlar da yolculuk halinde kaza edilecekse tam olarak kýlýnýr.

Yolculuðun Sona Ermesi:

Aslî vatana dönüp gelmekle yolculuk hali sona erer. Burada oturmaya niyet edilip edilmemesi sonucu deðiþtirmez. Ýkâmet vatanýna dönüþte ise, oturmaya niyet gereklidir.

Vatan üçe ayrýlýr.

1. Aslî vatan: Bir kimsenin doðup büyüdüðü veya evlenip içinde yaþamak istediði veya içinde barýnmayý kasd edip, baþka yeri vatan edinmek istemediði yere "aslî vatan" denir.

2. Ýkâmet vataný: Bir kimsenin doðup büyüdüðü, evlenip içinde sürekli yerleþmeye karar verdiði bir yer niteliðinde olmaksýzýn, yalnýz içinde on beþ günden fazla kalmak üzere yerleþtiði yere de "ikâmet vataný (vatan-ý ikâmet)" denir. Askerlik, öðrencilik, iþçilik veya memurluk gibi hizmetler sebebiyle sürekli bir þekilde yerleþilmeyen beldeler on beþ günden fazla kalmaya niyet edilmesi yüzünden "ikâmet vataný" niteliðindedir.

3. Süknâ vataný: Bir yolcunun, içinde on beþ günden az oturmak istediði yer de kendisinin bir vatan-ý süknâsý olur. Bu sonuncuya itibar edilmez. Bununla ne aslî vatan ve ne de ikâmet vataný deðiþmez. Böyle bir yolcu, hem yolculuk sýrasýnda hem de on beþ günden az kaldýðý bu süre içinde "seferî" sayýlýr; Aslî veya ikâmet vatanlarýna olan yolculukta ise yalnýz yolculuk sýrasýnda seferî hükümleri uygulanýr. Bu vatanlara ulaþan kimse, orada "mukîm" sayýlýr.

Seferîlik konusunda bu vatanlar kendi misli ile veya üstü ile bozulur, aþaðýsý ile bozulmaz. Bu yüzden insanýn asýl vataný olan yer, diðer ikâmet ve süknâ vatanlarý ile bozulmaz. Yani vatan-ý ikâmette bulunan kimse vatan-ý aslîye dönmekle müsafir olmaz. Ýnsan doðup yerleþtiði veya karýsýnýn yerleþtiði yere varýnca seferî olmaz. Sadece gideceði bu yer 90 km.'den uzakta olursa yolculuk sýrasýnda seferî olur, fakat oraya varýnca seferîliði kalkar.

Bir kimse yerleþtiði yerden, yine sürekli olarak yerleþmek amacýyla baþka bir yere giderse, gittiði yer vatan-ý aslîsi olur; birinci vataný vatan-ý aslî olmaktan çýkar. Çünkü, Hz. Peygamber (s.a.s) Mekke'ye gittiklerinde kendisini müsafir saymýþ ve "Biz seferîyiz" buyurmuþtur (eþ-Þevkânî, a.g.e., III, 270).

Vatan-ý aslî, vatan-ý ikâmetle bozulmaz. Doðduðu veya karýsýnýn bulunduðu yerden öðrencilik, askerlik, iþçilik gibi bir amaçla on beþ günden az kalmak üzere baþka bir yere giden bir kimsenin önceki aslî vataný nitelik deðiþtirmez. Oraya dönünce üç gün bile kalacak olsa seferî sayýlmaz. Çünkü vatan-ý ikâmet, vatan-ý aslîyi bozmaz.

Bir kimse bir þehirde otururken ailesini nakletmeden baþka bir þehirde de evlense, her iki þehir kendisi için asýl vatan olur. Hangisine gitse mukîm sayýlýr. Vatan-ý ikâmet ise, baþka bir vatan-ý ikâmete gitmek veya oradan ayrýlýp yolculuða çýkmak yahut aslî vatana dönmekle bozulur. Yani vatan-ý ikâmetten ayrýlan kimse, yeniden buraya döndüðünde on beþ günden az kalacaksa seferî sayýlýr.

On beþ günden az kalýnacak yer olan vatan-ý süknanýn bir önemi yoktur. Kiþi orada seferî sayýlýr. Bu vatan, diðer vatan çeþitlerini deðiþtirmez. Kiþi onbeþ günden kýsa süren ve 90 km.'den uzaða yaptýðý tüm yolculuklarýnda, þehrin yerleþim alanlarý dýþýna çýktýðý andan itibaren ve gittiði yerde seferî sayýlýr. Bu durum geri dönünceye kadar devam eder.

Cemaatle namâzda mukîm müsafire uymuþsa, müsafir iki rekat kýlýnca selâm verir, mukim selâm vermeyip namazý dörde tamamlar. Namazý dörde tamâmlarken hiç bir þey okumaz; çünkü namazýn baþ tarafýný imamla kýlmýþ ve farz kýraat yerine gelmiþtir (Ýbnül-Hümam, I, 405; Ýbn Âbidîn, I, 733 vd.; Zeylaî, et-Tebyîn, I, 215).
Gönderen: 01.09.2005 - 10:12
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1247 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
6607 üye ile 12.06.2024 - 22:37 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
44ilhandemirci (54), IsmailG (39), musab66 (43), *nimet* (43), OmeR (39), xHasanx (44), yusuf3672 (44), ummah (39), humustek25 (42), nubak (48), uzunoglu (47), nurulhuda (56), yediiklim (46), selahaddin71 (40), evladi_Fatihan (49), rosegarden34 (45), fthdrmsrsdyly (39), uzuncell58 (39), kelkor (55), Nihal1983 (41), rübeyda (40), kkuzeyy (50), acohsny (46), islamkosesi (42), yigido (39), Med__Cezir (47), ehli_kuran (39), baron60 (51), ebii (41), senel yusuf (48), mevlüt26 (46), muzaffer1972 (52), Karanfil61 (35), tucem (47), nihal22 (41), mücahit67 (37), tugba67 (36), nikon (47), Neslisah (40), nevzat44 (53), ömer|_yigit (44), esenfad dil (42), mstdmr (46), cagri68 (56), alparslan (37), guclu1453 (36), oztrkhakan (44), Goekhan00 (44), gazikentli (46), HALÝD_B&.. (43), Seyyid_han (46), kadirhana (32), Betül111 (41), bozkandakli70 n.. (55), mesela (37), Atesdagli77 (47), emir_malik (22), Iso68 (39), isimsiz (47), GonlumunGulu (41), gunaysp (45), Ottomaan (38), huzeyfexx (46)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.63266 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.