0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » bir soruda benden

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
sevdaa1 su an offline sevdaa1  
bir soruda benden
1090 Mesaj -

Kuran arapça mý okun malý
Yoksa bizim anladýðýmýz dilde türkçe mi okunmalý

???


Gönderen: 14.04.2009 - 17:24
Bu Mesaji Bildir   sevdaa1 üyenin diger mesajlarini ara sevdaa1 üyenin Profiline bak sevdaa1 üyeye özel mesaj gönder sevdaa1 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
SaYaCGIN su an offline SaYaCGIN  
Admin


1760 Mesaj -
þüphesiz ki Kuran müslümanlarýn tek kitabýdýr.her müslüman yaþam þeklini kuran da emredilenlere göre belirler.ancak þu da bi gerçek ki arapça okuduðumuz kuraný anlamýyoruz ve anlamadýðýmýz için de düþüncelerimize hitap eden bir kitap olmaktan çýkýyor.bir Türk olarak Kuraný Türkçe okuyup anlamalý ve yaþamak gerekmez mi??? ve birde müslüman bir toplum olarak kitabýmýzdan bu kadar uzaklaþtýðýmýz bir dönemde süslü püslü kuran okuma yarýþmalarý düzenleniyor.bu yarýþmalarýn kime ne faydasý var??mutlaka orjinal dilde okunmasý nýn ayrý bir güzelliði bir dinletisi vardýr ama anlamak açýsýndan...


Bir ilahi kitap ayný anda bütün milletlerin dilinde gönderilemeyeceðine ,ve peygamber ayný anda bütün milletlerden çýkamayacaðýna göre bir dilin ve kavmin seçilmesi aklen zaruridir.

Peygamberimizin araplar içinden gönderilmesinin ve Kur'anýn arapça olmasýnýn milliyetçilikle ilgisi yoktur. Çünkü islam menfi milliyetçiliði yani ýrkçýlýðý yasaklar. Her millet ibadetler,haram- helaller ve kur'anýn öngördüðü ahkam dýþýndaki muamelerinde kendi örf ve kültürüne göre hareket eder,kendi geleneklerini yaþar. Diðer milletlerin arap kültürünü yaþama zorunluluðu yoktur. Ama ayný dine mensup olmanýn verdiði ilgiyle müslüman milletlerin birbirini etkilemesi tabiidir.

Ýkinci bir husus Kur'anýn arapça olmasýný ve Hz.Peygamberin arap milletinden çýkmasýný takdir eden Allahtýr. Allah ise yaptýklarýndan dolayý kullara hesab vermez.
Kur'anýn, her türlü dýþ etkiden masun kalan ve nahiv lisaný olan arap diliyle gönderilmesinin sayýsýz hikmetleri vardýr.

Bizi yaratan Allah, Kur’an-ý kerimi Arapça olarak bize göndermiþ. Elbetteki manasýný öðrenmek için Türkçe, Ýngilizce gibi mealleri okumamýz gerekir. Ancak namaz ibadetinde okuduðumuzda mutlaka aslýndan orjinalini okumalýyýz. Çünkü onun aslý Arapça’dýr. Allah kuran’ý Arapça olarak indirmiþtir. Tercümesi kuran yerine geçemez.

Örneðin bir çekirdeðin aslýný bozarak parçalara ayýrsak, sonra da topraða eksek aðaç olamayacaktýr. Çünkü özellikleri kaybolmuþtur. Bunun gibi kuran ayetleri, kelimeleri ve harfleri birer çekirdek gibidir. Baþka dillere çevrilince özelliðini kaybedeceði için kuran olmayacaktýr.

“Manasýný anlamýyoruz” düþüncesine gelince, ister aslýyla isterse mealleriyle kuranýn manasýný anlamak ve onun hükümleriyle yaþamak, her Müslümanýn görevidir. Zaten kuran anlaþýlmak ve yaþanmak için gönderilmiþtir. Ýngilizce bir kitabý bile anlamak için Ýngilizce öðrenen bir Müslümanýn, kuraný anlamak için neden Arapça öðrenmediðini de bir düþünmek gerekir.

Ayrýca biz anlamasak da onun bize faydasý vardýr. Örneðin, dili tad alma özelliðini kaybetmiþ bir insan yediði yemek ve gýdalardan faydalanamayacak mýdýr. dili tad almasa da yediði gýdalar gerekli organlarýna gidecektir. Kuran okumak da bunun gibidir. Aklý kuranýn manasýný anlamayan bir insan, onu ruhunun midesine atýnca aklý anlamasa da ruhunun diðer özellikleri onun manalarýný alacaktýr.

Diðer taraftan Allah kuranýn her harfine en az on sevap vereceðini söylüyor. Meallerin mutlaka faydasý var, ama kuran yerine geçmeyeceði için, kuranýn her harfinden alýnan sevabýný da alamayacaktýr.


Kur'an niçin aslýndan okunmalý?

Kur'an-ý kerim'de altý yerde “kur'anen arabiyyen” ifadesi geçer. Yani cenab-ý hak, kur'an-ý kerim'i arapça olarak indirdiðini bildirir. Ýbrahim suresinin 4. Ayetinin meali de þöyledir:

“hak dini onlara açýklasýn diye, her peygamberi biz kendi kavminin lisanýyla gönderdik. Sonra Allah, dilediðini sapýklýðýnda býrakýr, dilediðini de doðru yola iletir. Onun kuvveti her þeye galiptir ve o her þeyi hikmetle yapar.”

Bu durumda kur' an'ýn manasý nasýl Allah'tan gelmiþse, lafzý, ifadesi ve yazýlýþý bakýmýndan da ilahidir. Kur' an dendiði zaman hem onun arapça olarak okunan lafzý ve kelimeleri, hem de anlaþýlan manasý akla gelir ve hakikatte de öyledir. Bu iki hususiyeti birbirinden ayýrmak, farklý mütalaa etmek mümkün deðildir. Kur'an ancak kendi lisaný üzerine okunabileceði için, sadece o lisanýn kendi harfleriyle yazýlýr, o harflerle okunur.

Araplardan baþka farsça, hintçe, çince, uzakdoðu dilleriyle konuþan müslümanlar da, biz türkler de müslüman oluþumuzdan bu yana kur'an'ý arapça olarak yazmýþ, o dille okumuþuz. Ýslam alimlerinin de ortak görüþü, kur'an'ýn baþka dille yazýlamayacaðý yolundadýr. Bunda ittifak vardýr.

Zaten kur'an'ý baþka bir dille yazmak mümkün olmadýðý gibi, baþka bir dille doðru olarak okumak da mümkün deðildir. Çünkü kur'an harflerinin kendisine has özellikleri vardýr. Bu harflerin bazýlarýnýn karþýlýðý ve okunuþ þekli baþka dilin alfabelerinde mevcut deðildir. Söyleniþ bakýmýndan birbirine benzer harfler olsa da, mahreçleri (aðýzdan çýkýþ yerleri) itibariyle de farklýdýr. Mesela, arapça için “lügat-ý dad” denir; yani fatiha suresinin sonundaki “veleddallin” deki “dad” harfi hiçbir lisanda bulunmamaktadýr. Bu harfin bulunduðu bir kelimeyi baþka bir lisanýn ifade etmesi mümkün deðildir.

Mesela türkçede sadece “h” harfi yerine arapça'da üç çeþit “h” harfi vardýr. Noktasýz “ha” noktalý hýrýltýlý “ha” ve ”he”. Aralarýndaki farký küçük bir misalle açýklayalým. Noktasýz ha ile yazýlan “mahluk”, noktalý hýrýltýlý ha ile yazýlan “mahluk” ve he ile yazýlan “mahluk”. Her üçünün de türkçe de yazýlýþý ve okunuþu aynýdýr. Halbuki arapça’da birincisi týraþ edilmiþ, ikincisi yaratýlmýþ, üçüncüsü ise helak edilmiþ anlamýndadýr. Ýþte kur’an’ý latince yazýdan okuyan birisi bu farklarý anlayamayacaðýndan, sözgelimi Allah’ýn yaratmasýndan bahseden bir ayeti, farkýna varmadan “týraþ etmek” veya “helak etmek” manasýna okuyabilecektir.
Yine kur'an harflerinin içinde üç adet “ze” vardýr. Biri ince “ze”, biri peltek “zel”, diðeri de “zý” dýr.

Türkçe deki “s” yerine üç harf bulunur. “sin, sad” ve peltek “se”. Arapça'ya has bir harf vardýr ki, o da “ayýn” olarak okunan harftir. Bu harf baþka bir dilde pek bulunmamaktadýr.

Þimdi kur'an harflerini bilmeyen bir kiþi, yukarýdaki harfler türkçe ile yazýldýðý zaman nasýl okuyacaktýr? Bu harfleri çýkaramadýðý gibi, okuduðu kelime ve ayetler de birer kur'an kelimesi ve ayeti olmaktan uzak olmaz mý?
Ýþte latin harfleriyle yazýlmýþ olan kur' an'ý daha bunlar gibi pek çok mahzurlardan dolayý doðru olarak okumak mümkün deðildir. Kur' an okumasýný öðrenmek isteyen kimse ancak onu aslýndan okumak suretiyle öðrenebilir. Böylece sýhhatli bir neticeye varmýþ olur.

Ýlk nazarda müminin, Allah’ýna anladýðý bir dil ile kulluk etmesi daha tabii ve temenniye þayan görünüyor; bunun için de en iyi vasýta ana dilidir. Fakat mesele incelendiðinde, farklý boyutlara ulaþmaktadýr: Her þeyden önce dua ile namaz arasýnda açýk bir ayýrým yapmak icabeder. Namaz dýþýndaki duada mü'minin ihtiyaçlarýný ve dileklerini Rabbine istediði dilde bildirmesi yasak deðildir. Bu þahsi bir meseledir ve kulun, Halýký ile olan vasýtasýz münasebetleri ile ilgilidir. Buna mukabil namaz, kollektif ve umumi bir ibadettir ve namaza iþtirak eden diðer mü'minlerin ihtiyaçlarý da dikkate alýnmalýdýr. Namaz, prensip olarak ve tercihen cemaatle kýlýnýr; tek baþýna (ferdi olarak) kýlýnan namaza müsaade vardýr, fakat asla tercih edilmez, tercih cemaatle kýlýnan namazadýr.

Þayet, Ýslamiyet herhangi bir bölgenin, ýrkýn veya milletin dini olsaydý, hiç þüphesiz sadece bu bölgenin, bu ýrkýn veya bu milletin dili kullanýlabilirdi. Fakat, bütün ýrklardan ve dünyanýn bütün noktalarýnda oturan ve her biri diðerleri tarafýndan anlaþýlmayan yüzlerce dili konuþan mü'minlere sahip cihanþumul bir dinin icaplarý baþka olacaktýr. Mesela Çince bilmeyen bir Türk Çin'e gittiðinde, sokaklarda bir takým Çince sesler iþitecek ve onlardan hiçbir þey anlamayacaktýr. Eðer bu sözler ezanýn veya Allahü Ekber'in tercümesi ise, hiçbir þeyin farkýna varamayacak ve mesela Cuma namazýný kaçýracaktýr. (Çin'deki camiler, Türkiye'de minareleri ile kendini belli eden camilere hiç benzemez.) Ayný þekilde Türkiye'den geçen Çinli bir Müslümanýn, (Türkiye'deki Müslümanlar kendi dilleriyle ibadet ettikleri takdirde) dindaþlarýyla ortak hiçbir tarafý olmayacaktýr. Þu halde cihanþumul bir dinin bazý müþterek esaslarý olmalýdýr. Bu konuda ezan ve kýraat, þüphesiz iki esas unsuru teþkil eder.

Beynelmilel kongre ve toplantýlarda bu durumun bir örneði görülebilir. Mesela, Birleþmiþ Milletler'de herkes kendi lisanýný deðil, Fransýzca ve Ýngilizce gibi müsaade edilen dilleri kullanýr. Umumun menfaati için hususi menfaat feda edilir.

Meselenin diðer bir cephesi daha vardýr: Hiçbir tercüme, asla orijinalinin yerini tutamaz. Burada þu noktayý bilhassa belirtelim ki, Ýslam'dan baþka hiçbir din, peygamberine gönderilen vahyin orijinaline sahip deðildir. Bütün Hristiyanlarýn, Yahudilerin ve Mecusilerin sahip olduðu dini kitaplar, tercümeler, toplamalar, vs.dir.

Þunu da unutmayalým ki, namazda kullanýlacak pek az kelime vardýr. Önce ezan ve kamet, sonra Allahu Ekber, Sübhane rabbiye'l-azim, Sübhane rabbiye'l-a'la gibi ifadelerin yaný sýra Fatiha suresi ve iki kýsa sure. Hepsi bir sahifeyi aþmaz. Ve bu kelimelerin ekseriyeti herkesçe bilinir, bütün Müslümanlarýn dillerine geçmiþtir. O derece ki, çocuk veya namaza yeni baþlayan biri, onlarý manalarýyla birlikte ve kendisini zahmetsiz ve büyük bir gayret sarfetmeden öðrenir. Bu ifadelerin manasý bir defa öðrenilince, artýk itiraza yer kalmaz.

Dünya iþleri için lugatlar dolusu yabancý kelimeyi ezberleyenler, ebedi saadetin reçetesi olan ibadetlerimiz için Allah kelamýndan bir sayfalýk ezberi fazla buluyorlarsa, þu gerçeði hatýrlasýnlar: Allah'ýn, bizim ibadetlerimize ihtiyacý yoktur. Ona ihtiyaç duyanlar sadece bizleriz.


makaleden alýnmýstýr
Gönderen: 14.04.2009 - 20:27
Bu Mesaji Bildir   SaYaCGIN üyenin diger mesajlarini ara SaYaCGIN üyenin Profiline bak SaYaCGIN üyeye özel mesaj gönder SaYaCGIN üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1106 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
(a.yasir) (57), alihaydar02 (48), cantanem (51), burakburak (52), FiLiZ-NL (48), sonsuzluk38 (54), zümrüdüanka (49), Rumeysa1980 (44), ruhneraz (51), EREN12 (60), cihat25 (67), sidika (49), bir dost (51), serdar81 (59), Gayemiz : ALLAH (36), ebu-abdurrahman (49), basrikaya (49), sahaf (51), [melike] (34), Eibo (), Sonofgavs (44), Fuat Özgürlük (58), Cueneyt88 (36), hüzünlü (45), burak_22 (40), alperen_66 (46), aliosmanpolat (44), islam_2005 (34), TuRkMeNkIzI__Mi.. (34), gunesm (54), moslem (34), mustafa karaba&.. (56), sivasli58 (42), yusuf_islam (34)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.78171 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.