0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » HADİS / SÜNNET » Sünnetin Evrensel Bütünlüğü

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
aglayangece su an offline aglayangece  
Konu icon    Sünnetin Evrensel Bütünlüğü
33 Mesaj -
Sünnetin Evrensel Bütünlüðü
Sünnetin tüm hayatý ya da hayatýn tüm safhalarýný bütün boyutlarýyla kucaklayýcý bir yapýya sahip olduðu açýktýr. Bu durum, sünnetin evrensel bütünlüðü demektir.

"De ki, ey insanlar! Ben sizin hepinize göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ýn elçisiyim" 12 ayeti ve konuya ait diðer ayetler, bir taraftan Ýslam'ýn cihanþümul bir din olduðunu ilan ederken bir taraftan da Hz. Peygamber'in elçiliðinin ve dolayýsýyla onun sünnetinin, yaþama tarzýnýn evrensel boyut ve karakterini ortaya koymaktadýr.

Ýslam tebliðine muhatap olan insanlar arasýnda çeþitli açýlardan farklýlýklar olacaðý pek tabiîdir. Bu farklýlýklara raðmen her insan veya topluluk, yatýp kalkmak, yiyip içmek, aðlayýp gülmek, alýþ veriþ, hayýr-hasenat yapmak, öðrenip öðretmek, hastalanýp tedavî olmak gibi hayatýn bütün hallerinde kendilerine örnek alacaklarý bir rehbere muhtaçtýrlar. Bu ihtiyaç, ruhî ve hissî alanlarda ve iliþkilerde daha büyük boyutlardadýr.

Ýþte bütün toplum kesimlerinin bütün ihtiyaçlarýný ferd, aile, millet, ümmet ve insanlýk seviyesinde ve evrensel çerçevede karþýlamak, þekillendirmek, örneklendirmek sünnetin sorumluluðu ve özelliðidir. Allah Teala'nýn Hz. Peygamber'i "en güzel örnek" diye tanýtmasý, onun hayatýnda bütün bu hayat þart ve þekillerine göre Ýslam çerçevesinde örnek alýnabilecek ahenkli bir çeþitlilik, zenginlik, seyyaliyet ve uygulanabilirlik bulunduðunu göstermektedir. Hz. Peygamber'in hayatýný ve ondaki çeþitliliði ashab-ý kiram, "O bir peygamberdir, bizden farklýdýr. Biz kendi iþimize bakalým" yorumu ile deðil, "Onun bütün hareketlerinin bize bakan bir yönü mutlaka bulunmaktadýr. Biz onu örnek almalýyýz" yaklaþýmý içinde algýlamýþlardýr. Hz. Peygamber'in hayatýný ciddiyet ve insaf ile tedkik eden herkes neticede, "tarih boyunca baþka hiçbir kimsede toplanmamýþ, hayatýn her yönünü etkileyen, þekillendiren üstün özelliklerin Resül-i Ekrem'de bir arada görüldüðünü" itiraf etmek zorunda kalmýþtýr.

Hz. Peygamber'in temiz bir geçmiþe sahip olduðu, hem Kur'an-ý Kerîm'in þehadeti hem de Mekkelilerin kendisine "el-Emîn" lakabýný vermelerinden anlaþýlmaktadýr. Peygamberliðine karþý çýktýklarý zaman o kendisini "daha önce yýllarca aralarýnda yaþamýþ olduðu"nu hatýrlatarak savunmuþtur. Bu demektir ki, Hz. Peygamber'in, peygamberlik öncesi hayatý bile örnek alýnabilecek temizliktedir.

Onun peygamberlik günleri, hemen hemen her safhasýyla gözler önündedir.

Örnek alýnacak þahsýn pratik bir hayat sahibi olmasý fevkalade önem taþýmaktadýr. Bu da örneðin, çok yönlü bir yaþayýþ deneyimine sahip olmasýyla mümkündür. Ümmet için Hz. Peygamber'in yegane örnek oluþu biraz da bu açýdan ele alýnmalýdýr. Zira sünnet, Hz. Peygamber'in, Allah'ýn emirlerine uygun hareket etmek maksadýyla seçip yaþadýðý hayat, gittiði yol demektir. Bir anlamda sünnet, son ilahî kitap Kur'an'ýn, "son peygamber", "alemlere rahmet ","üsve-i hasene", "büyük ahlak sahibi", "mü'minlere düþkün ve onlarýn sýkýntýya uðramasý kendisine çok aðýr gelen" bir Allah elçisi olarak Resülullah tarafýndan evrensel planda ortaya konmuþ nebevî yorumudur. Bu sebeple de Kur'an-ý Kerîm, beþerî, coðrafî, tarihî, sosyal, meslekî ve ekonomik farklýlýklarýna raðmen bütün insanlarý Resülullah'ýn siretine, hayat modeline uymaya, onun izinden gitmeye, onun yoluna koyulmaya davet etmektedir. Çünkü onun sünneti, muhtelif toplum kesimlerinin hepsine birden örnek olabilecek zenginliktedir. Onun hayatý, canlý Kur'an niteliðiyle insan hayatýna tam bir uygulama örneði ve ýþýðýdýr. Herkes onda örnek alabilecek bir yön bulabilir. Sünneti bu bütünlük, zenginlik ve evrensellik içinde düþünmemek, Hz. Peygamber'i ve onun þekillendirdiði Ýslam hayatýný kavramakta ve tabiatýyla Resülullah'ý anlamakta çekilen güçlüklerin ve düþülen yanlýþlarýn gerçek sebebidir. Konuya ait bütün olumsuz ve temelsiz düþünce ve beyanlarýn düzeltilebilmesi, sünneti evrensel boyut ve bütünlüðü içinde algýlayabilmeye baðlýdýr.

Hz. Peygamber'in sünnetinin evrensel boyutta uygulanabilir bir bütünlüðe ve esnekliðe sahip olduðunu gösteren ashab-ý kirama ait bir kaç tesbiti þöylece sýralayabiliriz:
Yapýlabilecekleri emrederdi: Hz. Aiþe anlatýyor: "Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem ashabýna emrettiði zaman, daima kolaylýkla üstesinden gelebilecekleri amelleri emrederdi".13

Ümmetini düþünürdü: Ýbni Abbas radýyallahu anhüma, Hz. Peygamber'in, "Ümmetimi meþakkate sokacaðýndan endiþe etmeseydim, yatsý namazýný geç saatlerde kýlmalarýný emrederdim" buyurduðunu 14; Ebü Hüreyre radýyallahu anh de "Ümmetime zor geleceðinden endiþe etmeseydim, onlara her abdest alýrken misvak kullanmalarýný emrederdim" buyurduðunu 15 haber vermektedirler. Yine Ebü Hüreyre radýyallahu anh'ýn bildirdiðine göre Hz. Peygamber "Sizi bir þeyden menettiðim zaman ondan kesinlikle kaçýnýn. Bir þey emrettiðimde ise, onu gücünüz yettiðince yerine getirin"16 buyurmuþtur.

Resül-i Ekrem Efendimiz gösterdiði yolda, dinî gayretle de olsa, aþýrý davranýlmasýný asla tasvip etmemiþtir. "Bazýlarýna ne oluyor ki, benim yaptýðým bir þeyi yapmaktan çekiniyorlar. Allah'a yemin ederim ki, içlerinde Allah'ý en iyi tanýyan ve O'ndan en çok korkan benim"17 buyurarak kendisinden daha ileri bir müslüman olma imkanýnýn bulunmadýðýný dile getirmiþtir.

"Yapýlabilecekleri emretmiþ" olmasýna raðmen, onun emirlerini önemsemeyerek karþý çýkanlarý da asla hoþ karþýlamamýþtýr. Seleme ibni Ekva anlatýyor: Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem sol eliyle yemek yiyen Büsr Ýbni Rai'l-ayr'i gördü ve kendisine:

- "Sað elinle ye!" buyurdu. Büsr:
- Yapamýyorum, dedi. (Müslim'in rivayetinde onun, bu sözü kibirlenerek söylediðine iþaret edilmektedir). Hz. Peygamber:
- "Yapamaz ol!" buyurdu. Ravi Seleme Ýbni Ekva diyor ki, "Bundan sonra adamýn sað eli aðzýna ulaþamaz oldu".18

Hz. Peygamber çevresine karþý duyarlýydý, cemaatini gözetirdi.

Enes ibni Malik radýyallahu anh'ýn þu müþahedeleri bunu göstermektedir:

"Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem, hiç bir þeyi eksik býrakmaksýzýn, insanlarýn en hafif namaz kýldýranýydý."

"Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem namazdayken, annesinin yanýnda mescide gelmiþ bir çocuðun aðlamasýný iþitir de kýsa bir süre okuyuverirdi".19

Kolaylaþtýrma onun temel prensibiydi. Hz. Peygamber bu prensibi "Kolaylaþtýrýnýz, zorlaþtýrmayýnýz. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz!"20 þeklinde tesbit ve ilan etmiþtir.
Bütün bu nakillerden çok açýk bir þekilde anlaþýlacaðý gibi sünnet, kolaylaþtýrma ve sevdirme çizgisinde Ýslam'ýn uygulanýþýndan ibarettir. Bu sebeple de her insan ve toplum Hz. Peygamber'in hayatýnda ve sünnetinde kendilerine örnek olacak bir çok yön ve olay bulabilir. Çünkü bütün insanlýðý bir þahsiyette toplayýp misallendirmek Allah Teala için asla zor deðildir. Bu sebeple Hz. Peygamberin sireti, hayatýn her safhasýný kapsayan bir bütünlük içindedir. O Allah'ýn kendisine verdiði yetki ile, ülkelerinde krallara, devlet baþkanlarýna; yollarda, yaylaklarda çobanlara; mekteplerde hocalara; sýnýflarda öðrencilere; obalarda fakirlere; köþklerde zenginlere; otaðlarda, kýþlalarda ordulara, komutanlara; yuvalarda analara-babalara, yavrulara kýsaca bütün insanlara ayný çaðrýyý yapmakta, kendisini izlemeye davet etmektedir. Çünkü onun sireti, bütün insanlýk için en güzel örnektir. Çünkü onun sünneti, dünyayý kucaklayýcý bir zenginlik, çeþitlilik, pratiklik, bütünlük ve ahenk manzumesidir.

Hz. Peygamber'in harb-sulh, ibadet-ticaret, hak ve adalet, suç-ceza gibi ciddi ve önemli konularla meþgul olmasý hemen herkes tarafýndan pek tabiî karþýlandýðý halde, onun, günlük insan hareketlerinin biçim ve þekilleriyle de meþgul olmasýný bazýlarý akýllarýna sýðdýramayabilirler. Nitekim Selman-ý Farisî'ye bir müþrik biraz da alaylý bir eda ile þöyle dedi:

- Görüyorum ki dostunuz Muhammed, size her þeyi, ama her þeyi, hatta helaya nasýl oturacaðýnýzý bile öðretiyor?

Selman, gayet ciddî bir eda ile:

- Evet, gerçekten de öyle, diye onu tasdik ettikten sonra Hz. Peygamber'in tuvalet adabýyla ilgili tavsiyelerini sýraladý.21

Hiç kuþkusuz iþlerin ve konularýn önemlerine göre sýralanmasý esastýr. Ancak insan hayatýndaki her þeyin belli þekillerle ýslah edilmesi, inanç sisteminin gereklerine uygun hale getirilmesi de ayný derecede önemlidir. Hz. Peygamber ümmetine bir baba gibi her konuyu öðretmiþ, onlarýn izzet ve þerefine yaraþýr davranýþlarý göstermiþtir. Bunda "küçük iþlerle meþguliyet" gibi bir basitlik deðil, "en küçük ayrýntýyý bile ihmal etmeme derecesinde bir ciddiyet, sorumluluk ve insaný bir bütün olarak deðerlendirme" gibi derin ve anlamlý bir hassasiyet yatmaktadýr. Ýþte Selman, bunun farkýndaydý ve aklýnca alay etmek isteyen "bir peygamber de böyle þeylerle uðraþýr mýymýþ?" demeye getiren devrin çaðdaþ müþrik kafasýna gerçeði bütün safiyeti ve açýklýðý ile haykýrýyordu:

"Evet, herþeyi bize o öðretiyor!."

Abdullah Ýbni Ömer radýyallahu anhüma da kendisine:

- Biz hazar namazý ile, korku (havf) namazýný Kur'an'da buluyoruz. Fakat sefer (yolculuk) namazýný Kur'an'da bulamýyoruz. Nasýl oluyor bu? diyen Ümeyye Ýbni Abdullah Ýbni Halid'e;

- Bak yeðenim! Biz hiçbir þey bilmezken Allah bize Muhammed'i peygamber olarak gönderdi. Biz, Muhammed'i neyi, nasýl yaparken görmüþsek, onu öylece yaparýz"22 diyor, ashabýn bilgi kaynaðýnýn ve her sahada örneðinin Hz. Peygamber olduðunu açýkça ifade ediyordu.

Hz. Peygamber'in sünnetinin, evrensel karakteri, onun ashab-ý kiram tarafýndan deðiþtirilmesine mani olmuþtur. Nitekim Hz. Aiþe: "Eðer kadýnlarýn yeni yeni icad ettikleri halleri Resülullah görseydi, -Ýsrailoðullarýnýn kadýnlarýnýn men olunduðu gibi- onlarý mescidlere gitmekten menederdi"23 demekle beraber, böyle bir yasaklama yoluna ne kendisi gidiyor, ne de halifelerden böyle bir yasak getirmelerini istiyordu. Çünkü "Allah'ýn haným kullarýný, Allah'ýn mescidlerinden men etmeyiniz!"24 hadîs-i þerîfi ona bu yetkiyi vermiyordu.

Sünneti evrensel bütünlüðü içinde düþünmek ve onu her hareketimizde çýkýþ noktasý olarak benimsemek, kendi içimizde tatmin edici bir yoruma kavuþturamadýðýmýz sünnet verilerini hemencecik reddedivermekten bizi kurtaracaktýr. Hatta onlarýn da geçerli olacaðý yöre ve dönemlerin bulunabileceði fikrine ve rahatlýðýna ulaþtýracaktýr. Bu ise Ýslam kültürü olduðunu belirttiðimiz sünnete dair hiçbir bilgi ve belgenin zayi olmamasýný gerektirir. Hz. Peygamber bütün hayatý boyunca, söz ve davranýþlarý ile Kur'an'da bildirilen hakikatlarýn izahýný yapmýþtýr. Bu sebeple Zührî'nin dediði gibi, "Peygamberlik Allah vergisidir. Resül'e teblið, bize de teslimiyet düþmektedir" 25.
Netice itibariyle bir kere daha vurgulamamýz gerekirse, sünnetin temel özelliðini gerçekçilik, evrensellik ve esneklik yani uygulanabilirlik olarak tesbit etmemiz mümkündür. Aslýnda bunlar, bizzat Ýslam'ýn temel özellikleridir.

Ýslam, en son ve en mükemmel din, Hz. Muhammed de en son peygamberdir. Kýyamete kadar geçerli olan Kur'an ve onun birinci dereceden açýklamasý ve uygulama biçimi demek olan sünnet, her türlü þart altýndaki insanlarýn meselelerine çözüm getirmek ve müslümanlar arasýnda inanç ve davranýþ birliðini saðlamakla yükümlüdür. Böyle olunca da sünnetin gerçekleri esas almasý, insaný tanýmasý, ona her türlü imkan ve þartta yaþayabileceði genel esaslarý tedricî olarak öðretmesi, ayný konuda uygulanabilir farklý þekil ve biçimleri sunmasý pek tabiîdir. Bu söylediklerimiz, cihanþümullüðün yani evrenselliðin bir sonucudur.

Ayný konuda farklý bilgiler ve deðiþik uygulama imkanlarý sunan hadislerin, bu açýdan bakýldýðý zaman tabiîlikler manzumesi olduklarý, bu bahis konusu farklýlýklarýn ya da seçenek imkanlarýnýn ümmet için tam bir rahmet vesilesi olduðu açýktýr. Zira Ýslam belli bir yöre veya þehir halkýna gelmiþ deðildir. Eðer öyle olsaydý, daha net ve deðiþmeyen uygulamalar teklif ederdi. Halbuki Ýslam, bütün insanlara gelmiþ bir dindir. Bu yüzden de getirdiði esaslarýn kýyamete kadar dünyanýn her tarafýnda uygulanabilir olmasý, kendisine inananlarýn hidayetlerini temin edebilmesi açýsýndan hayatî bir zorunluluktur.
Gönderen: 04.09.2008 - 16:53
Bu Mesaji Bildir   aglayangece üyenin diger mesajlarini ara aglayangece üyenin Profiline bak aglayangece üyeye özel mesaj gönder aglayangece üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 2003 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
alaatalay (64), oemer36 (54), Harun_Yahya (39), By_ExCalibuR (39), beyzanur68 (41), ekemen (55), emstuh (38), Belamir (27), bilgen (43), hasretpamuk (42), murat tilki (45), hatýce02 (33), phonexx1 (38), islamin Gulu (33), sepultura (45), _-cigdem-_ (36), _Dua_ (36), sairadnan (46), zz0102 (52), nur.nurani (41), x_ebr@r_x (37), mumino (37), meryemcevahir (40), güldali (64), happyman (48), gencmcucahid (38), ak0571 (47), efrail (43), emel_hanim (48), Gülkurusu (48)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.85448 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.