Gerek yazýlarýmda gerek konuþmalarýmda, “mükemmelce bir örtünmenin, günümüz dünyasýnýn Allah Teâlâ ile irtibatý anlamýna geleceðini, özellikle bu coðrafyanýn ancak örtünerek var olabileceðini, hem de tarihten gelen bütün görkemini donanarak insanlýk sahnesinde güçlü bir þekilde kendini göstereceðini, örtüden sýyrýldýðýnda da –Allah korusun- tarihten ve coðrafyadan silinip gideceðini…” dile getiriyorum. Biliyorum; ilk etapta birileri, hatta örtünenlerin kendileri bile konuyu abarttýðýmý düþünebilir, fakat zaman ilerledikçe mesele daha da berraklaþacaktýr.

Örtünenler açýsýndan durum böyle olduðu gibi, örtünmenin karþýsýna dikilenler için de durum ayný derecede önemlidir, bu konu onlar için de bir hayat memat meselesidir. Örtüsüzleri kastetmiyorum, örtünmenin karþýsýna dikilip mücadele verenleri kastediyorum.

Evet, bugün yeryüzüne egemen olan güç odaklarý için petrol ne kadar savaþ sebebi ise, su kaynaklarý ne kadar savaþ sebebi ise, gittikçe artan bir þekilde ve kitleler halinde bayanlarýn örtünmeleri de o derece savaþ sebebidir.

Çünkü bugün yeryüzüne egemen olan Batý kaynaklý modernist ve seküler toplumlarýn, sürdürdükleri hayat tarzlarýnýn, felsefelerinin ve kültürlerinin en büyük sütunlarý, olmazsa olmazlarý; kadýn cinselliðinin ön plana çýkarýlmasýdýr, örtüsüzlüktür, çýplaklýktýr ve nikâhsýzlýktýr. Bütün bunlar, söz konusu güç odaklarý için petrolden, su kaynaklarýndan daha önde gelmektedir. Çünkü petrol ve su, onlarýn böyle bir hayatý sürdürebilmeleri için sadece birer araçtýr, aslolan böylesi bir hayatý yaþamaktýr. Onlarýn her þeyleri çýplaklýk üzerine, kadýn cinselliði üzerine bina edilmiþtir. Ticaretleri, ekonomileri, sanayileri, edebiyatlarý, romanlarý, hikâyeleri, ekranlarý ve bütün medyalarý özellikle örtüsüzlük üzerine kurulmuþtur.

Ne var ki, günümüz dünyasýnda Ýslam hýzlý bir þekilde yükseliþe geçmiþtir. Yükselen Ýslam’ýn en belirgin yüzü ise tesettüre bürünen bayanlardýr. Bundan önceki devirlerde Ýslam’ýn görünen yüzü belki akýncýlardý, mücahitlerdi, fetihlerdi... Günümüz dünyasýnda Allah’ýn nurunu yeryüzüne yayma görevi Müslüman kadýnlara, Müslüman kýzlara ait olacaktýr. Artýk bundan böyle Ýslam denilince akla ilk gelecek olan þey, tesettürlü bayanlar olacaktýr.

Ýslam’i yükseliþle birlikte kadýnýn örtünmesi demek, cinselliðini geri plana çekerek þahsiyetini ön plana çýkarmasý demektir, yani onlarýn bütün sermayelerinin ellerinden alýnmasý demektir, sistemlerinin en büyük sütununun yýkýlýp yerle bir olmasý demektir.

Onun için, Ýslam’ýn yükseliþi ve özellikle bayanlarýn artan bir þekilde örtünmeleri karþýsýnda söz konusu güç odaklarýnýn sessiz kalacaklarýný, bu iþi kendi oluruna býrakacaklarýný, mücadeleye son vererek pes edeceklerini beklemek saflýktýr.

Seküler, modernist ve kadýn cinselliðine tapýnan Batý dünyasýnýn örtünmeye karþý Türkiye kadar gaddar olmadýðýný, daha anlayýþlý olduðunu, hatta üniversitelerinde örtünmenin serbest olduðunu, dolayýsýyla Batýda ve Batýlý hayat tarzýnýn egemen olduðu toplumlarda örtünenlerle örtüsüzler arasýnda bir gerginliðin söz konusu olmayacaðýný ileri sürecek olursanýz, þu noktalarý unutmamanýzý hatýrlatýrýz.

Birincisi: Batý emperyalizmi, ülkelerinde kendi hayat tarzýný tehdit etmeyecek boyutlardaki az miktardaki bir tesettürü, demokrasileri için bir çeþni ve zenginlik kabul etmekte, hatta ne kadar özgürlükçü olduklarýný göstermek için bunu bizlere karþý koz olarak kullanmaktadýrlar. Tesettür ne zaman kendi hayat tarzlarýný tehdit edecek boyutlara vardý, siz onlarýn kim olduðunu hele o zaman bir seyredin.

Ýkincisi: Batý emperyalizmi örtünmeye ve Müslümanca hayat tarzýna karþý verdiði savaþý, þimdilik kendi coðrafyasýnýn dýþýnda, baþkalarýnýn topraklarýnda, yani bizim topraklarýmýzda sürdürmektedir. Mecbur kaldýðýnda bu savaþý kendi topraklarýnda da vermekten geri durmayacaðýnýn iþaretlerini görmekteyiz.

Tarih, bu gerginliði defalarca yaþamýþtýr. Aziz þehid Hz. Yahya Aleyhisselam bu konunun zirvesindeki biricik sembolümüzdür. Saray etrafýnda çöreklenen ve ahlaksýzca bir hayat süren sosyete gurubu, Hz. Yahya Aleyhisselam’ý sürdürmekte olduklarý ahlaksýz yaþantýlarý için en büyük tehdit olarak görmüþlerdir. Hayâsýzca sürdürülen bu yaþantý biçiminin üstüne üstüne giden, saray ve çevresinde oluþan bu kokuþmuþ yaþantý biçimini hedef alan Hz. Yahya Aleyhisselam, önce hapse atýlmýþ ve sonra da mübarek baþý kesilerek fuhuþ düzeninin önüne bir tepsi içerisinde sunulmuþtur.

Yüzyýla yakýndýr Türkiye’ye egemen durumdaki oligarþi, örtünmeye öylesine düþmandýr ki, bu konuda gücünün yettiði her þeyi ortaya koyacaktýr. Bugün AKP için açýlan kapatma davasýndaki iddialarýn tamamý dönüp dolaþýp örtünme üzerinde yoðunlaþmaktadýr. Dahasý, bundan önce kapatýlan ayný kulvardaki partiler de örtünme üzerinden kapatýlmýþlardýr.

Birtakým siyasi deðiþikliklerle üniversitelerde baþörtüsü serbest býrakýlsa bile, hayatýn diðer alanlarýnda yasaðýn sürmesi örtünenleri, örtünmek isteyenleri kesinlikle tatmin etmeyeceði gibi, örtü düþmanlarýnýn direniþi de artan bir hýzla sürüp gidecektir.

Þimdi siz örtünme meselesinin bir kanunla, bir yönetmelikle halledileceðini ve artýk bu konunun tamamen kapanýp gideceðini ve gündemden düþeceðini zannediyorsanýz, büyük bir yanýlgý içindesiniz.

ed Göktaþ (inzar Dergisi 43. Sayý