0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » HZ. EBÛ BEKİR: Peygamberle Arkadaş Olmak

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
HZ. EBÛ BEKİR: Peygamberle Arkadaş Olmak
1686 Mesaj -


Bütün oklar Medine'yi gösteriyordu. Ýþaret verilmiþ, yol hazýrlýklarýna baþlanmýþtý. Sýrasý gelenler tarihin ve takvimin seyrini deðiþtirecek bu yolculukta yerlerini alýyordu. Mekke'nin basýncý o kadar yükselmiþti ki, bir pencere açýlmasa nefes alýp vermek mümkün olmayacaktý. Kendisi için de vaktin geldiðini düþünüyordu lakabý "Çok samimi" ve "Çok sadýk" olan. Samimiyetinin ve sadakatinin gereði kapýsýný çaldý O'nun ve izin istedi yolculuk için. O ise "Dur bakalým, belki Allah sana bir arkadaþ nasip eder," diyerek erteledi bu yolculuðu. Ta ki bilgisizlik ve karanlýk evrene gönderilen ýþýðý söndürmek için sözleþene kadar. Bu kez kapýsý çalýnan "çok samimi" ve "çok sadýk" olan, gelen ise O'ydu. Demek birlikte yola çýkacaktýlar! Demek yol arkadaþýydý! Bir peygamber! Ebû Bekir Sýddîk sevinçten aðlýyordu...

Peygamberliðini açýklar açýklamaz inanmýþtý O'na. Bir an bile tereddüt etmemiþti. O söylüyorsa doðruydu. Kendisine, "Arkadaþýn akýl almaz þeyler söylüyor, Kudüs'e bu gece gidip geldiðini, göklere çýktýðýný anlatýyor," dediklerinde, "O mu söylüyor bunu?" diye sormuþ, "Evet!" cevabýný alýnca "O söylüyorsa doðrudur!" demiþ ve soluðu Hz. Peygamberin yanýnda almýþtý. O sýrada Hz. Peygamber Mescid-i Aksa'yý anlatýyordu. Sözünü tamamlayýnca Hz. Ebû Bekir (ra), "Doðru söylüyorsun ya Rasûlallah!" dedi heyecanla. Ve o günden sonra "Sýddîk" denildi Hz. Ebû Bekir'e; yani "Çok samimi" ve "Çok sadýk" olan! Kudüs'e gitmenin lafý mý olurdu, o daha büyük hususlarda tasdik ediyordu arkadaþýný. Gökten vahiy geliyordu O'na gece gündüz! O söylüyorsa doðruydu!

Hz. Ebû Bekir Habeþistan'a hicret için yola çýktýðý günü hatýrladý. Yolda Ýbnu'd-Daðne'ye rastlamýþ, Mekke'nin Ebû Bekir gibi deðerli bir kiþilikten mahrum kalmasýna gönlü razý olmayan Ýbnu'd-Daðne Müslüman olmamasýna raðmen Ebû Bekir'i himaye ederek Mekke'ye geri dönmesini saðlamýþtý. Ancak bir þartý vardý müþriklerin, ibadetini evinde yapacak, dýþarýda Kur'ân okumayacaktý. Zira O'nu dinleyen insanlar etkilenip Müslüman oluyordu. Baþlangýçta bu þartý yerine getirdiyse de bir süre sonra dayanamayýp evinin bahçesinde Kur'ân okumaya baþlamýþ, bu yüzden Ýbnu'd-Daðne'nin uyarýsýna maruz kalmýþtý. Seçimini yapmalýydý. Ya himaye, ya Kur'ân. Hiç tereddüt etmeden þu cevabý vermiþti ona: "Himayeni iade ediyorum. Ben Allah'ýn ve Peygamberinin himayesine razýyým!"

Ýþte Allah'ýn ve Peygamberinin himayesinde baþladý büyük yolculuk. Peþlerindeydi bilgisizlik. Hem de bir servet vaat ederek bulanlara. Halbuki bir gerçeðe tanýk olmuþtu üç gün üç gece saklandýklarý maðara. Yalnýz deðillerdi. O her dediði doðru olan Peygamber söylemiþti: "Lâ Tahzen! Ýnnallahe Maanâ!" O halde kimse dokunamazdý O'na. Rahat bir nefes aldý Ebû Bekir. Ýlk önce o girmiþti maðaraya Peygamberine bir þey olur diye. Elbisesiyle týkamýþtý topraktaki delikleri yýlan olur korkusuyla. Elbisesi yetmemiþti de, topuðuyla týkayýp geçirmiþti geceyi. Himaye maðaradan sonra da devam etmiþ peþlerine takýlan bir atlý tam onlarý yakalayacakken batmýþtý kumlara. Nasýl bir peygamberdi O! Ne muhteþem koruma!

Sonunda Medine'ye doðdu ay. Hz. Ebû Bekir, o cömert arkadaþ yanýnda getirebildiði dirhemlerle satýn aldý yetimlerden Peygamber Mescidi'nin arsasýný. Nasýl da severdi bu yolda harcamasýný! Müþriklerin kýzgýn taþlar altýnda ezdiði Bilal'i beþ ukiyye altýn karþýlýðýnda kurtarýp azat etmiþti de,"Bir ukiyye altýn versen onu yine satardýk!" demeleri üzerine, " Þayet yüz ukiyye isteseydiniz, onu yine alýrdým!"demiþti. Tebük Savaþý'ndan önce dört bin gümüþ dirhemle Peygamberinin huzuruna gelmiþ, Hz. Peygamberin "Ev halkýna ne býraktýn?" sorusunu: "Allah ve Rasûlunu!" diyerek cevaplamýþtý.

Zira o dünyayý deðeriyle ölçebiliyor, düþman ordusundan deðil, nefsin üzerine yürüyüp kuþatmaya çalýþan dünyadan korkuyordu Müslümanlar için. "Gördüm ki dünya size doðru gelmekte. Niçin geliyor! Kuþatmak için sizi! Bana öyle geliyor ki, sizler de ipekten perde ve döþemeler, atlastan yastýk ve þilteler edinecek ve yün yataklarda yatmaktan, diken üzerinde yatýyormuþçasýna acý duyacaksýnýz." diyor, "Gençlikleriyle övünen delikanlýlar nerede? Medâin þehrini kurup etrafýný surlarla çeviren krallar nerede? Nerede savaþ meydanlarýnda zafer kazananlar? Zaman onlarý yok etti. Þimdi onlar, mezarlarýnýn karanlýðýndadýrlar. Acele etmelisin acele! Kurtulmaya bak, kurtulmaya!" diye haykýrýyordu. Ve bu yüzden Hz. Ömer þu olayý anlatýyordu: "Medine'nin dýþ mahallelerinden birinde âma bir ihtiyar kadýn vardý. Her gün ona uðrayýp yardým etmek isterdim. Fakat ne zaman gitsem, benden evvel birinin uðrayýp her iþi yaptýðýný görürdüm. Merak ettim, her gün bu sevabý iþleyen kimdir diye. Bir gün çok erkenden yanýna uðradým ihtiyarýn. Ne göreyim! Bu hayrý iþleyen Ebû Bekir deðil mi!"

* * *


Bir Mayýs günü aðaçlarýn özsularý köklerden dallara doðru týrmanýrken minberin merdivenlerinde yükseliyordu O. Söylediði her sözü gönül mahfazalarýnda bir mücevher gibi saklayan sahabeler dikkat kesilmiþ bekliyordu. On bir yýl geçmiþti hicretin üstünden ve efendileriydi kalplerini çarptýrarak minberde yükselen. Heyecanlarý ölçülemeyecek kadar büyüktü. Çünkü her yükseliþ yeni haberler getiriyordu gökten. Rahmetin yýllardýr yaðdýðý bu ravzada çýt çýkmýyordu yine. Ta ki Hz. Ebû Bekir'in kalbine bir yýldýrým düþene kadar minberden. Hz. Peygamber, yüce Allah'ýn bir kulunu dünya ile kendi yanýnda olandan birini tercih etmekte serbest býraktýðýný, o kulun da Allah'ýn yanýnda olaný tercih ettiðini söylediðinde olan olmuþ, Hz. Ebû Bekir önce hiç kimsenin duymadýðý bir gök gürültüsüyle sarsýlmýþ ve arkasýndan yaþlar boþanmýþtý gözlerinden. Hastalandýðýný herkes bilse de ilk o hissetmiþti ayrýlýk vaktini. Anlamýþtý, O kuldu Rasûl-i Ekrem. Hz. Peygamber hýçkýrýklarýn susmasýný istemiþ, Ebû Bekir'in kapýsý dýþýnda mescidin avlusuna açýlan bütün kapýlarýn kapatýlmasýný emretmiþti. Ardýndan Ýslâm'a ondan daha yararlý bir kimse tanýmadýðýný belirterek insanlar arasýnda bir dost edinecek olsa Ebû Bekir'i tercih edeceðini söylemiþ, namaza çýkamayacak kadar þiddetlenince hastalýðý, imamlýðý Ebû Bekir'e terk etmiþti. Hz. Peygamberin yerine geçmek... O istemeseydi tahammül edemezdi. Yükü ne kadar aðýrdý! Ve ne kadar sevinmiþti bir sabah namaza durduðunda yanýnda! Þükür Peygamber iyileþmiþti! Sevinç yeniden dalgalandý ravzada. Sahabeler yeniden canlandý. Ebû Bekir izin aldý Rasûl'den evine gelmek için. Birkaç saat sonra tam gidecekken evine o haber ulaþtý kendisine: Ayrýlmýþtý. Kavuþmak için Rabbine.

Hz. Ebû Bekir son peygamberin evine koþuyor. Efendisinin yüzünü açýp öpüyor son kez alnýndan. "Ölümün de hayatýn gibi güzel ve temiz!" diye inliyor. Omuzlarýný çatýrdatan sorumluluðu olmasa hiç ayrýlmayacak. Halbuki onu bekleyenler var mescitte Peygamber nasýl ölür diye þaþýran! Yetiþmeli Ebû Bekir, acýnýn yanlýþ sözler söyletmesine izin vermemeli. Bunun için yarasýný küreyip kükremeli gerçek adýna: "Kim Muhammed'e tapýyorduysa, bilsin ki Muhammed ölmüþtür. Her kim ki Allah'a tapýyorsa Allah bâkî ve ebedîdir!" Ýþte bu söz ve peþinden okuduðu âyet yatýþtýrýyor ruhlarý. Ebû Bekir'i ezen sorumluluktan onlar da paylarýný alýyor. Zaman akmakta ve yapacak çok þey var. O halde geç kalmamalý. Þûradan Ebû Bekir çýkýyor. Peygamberin cennetle müjdelediði yol arkadaþý! Ve çýkýyor Ebû Bekir kutlu minbere... " Ey insanlar! En iyiniz olmadýðým halde yönetiminizi üstlenmiþ bulunuyorum. Ýyi yönetirsem bana yardýmcý olunuz; kötü yönetirsem beni uyarýnýz ve düzeltiniz," diyerek baþlýyor konuþmasýna, baþa geçenlerin söylemekten korkacaðý sözlerle. Sonra þöyle devam ediyor iktidarý yani gücü tanýmlayarak: " Zayýflarýnýz benim nezdimde kuvvetli sayýlýr, onun hakkýný baþkalarýndan alýveririm. Güçlüleriniz bana göre zayýf demektir, onlardan baþkalarýnýn hakkýný alýrým!"

Söylediklerini yapýyor Ebû Bekir. Hz. Peygamberin Suriye üzerine göndermek istediði orduyu O'nun tayin ettiði genç komutan Üsâme'nin atýnýn yanýnda yürüyerek uðurluyor aldýrmayarak itirazlara. " Gençtir, azatlý kölenin oðludur."diyenleri, "Peygamber uygun bulmuþtur!"diye cevaplýyor. Zekatýný vermeyen bedevilere fakirlerin hakký için, Rasûl-i Ekrem'in vefatýndan sonra türeyen yalancý peygamberlere gerçek için savaþ açýyor. Ancak savaþýrken bile ilkelerine sahip çýkmasýný istiyor Müslümanlarýn. Yeryüzünün bütün komutanlarýna sesleniyor Üsâme'nin zatýnda: " Zulmetmeyiniz. Kimsenin azasýný kesmeyiniz. Çocuklarý, ihtiyarlarý, öldürmeyiniz. Aðaçlarý kesip yakmayýnýz. Yemiþ veren aðaçlara dokunmayýnýz. Hayvanlarý gýdadan baþka bir maksat için kesmeyiniz. Yolda manastýrlara çekilmiþ adamlara rast geleceksiniz, onlarý kendi hallerinde býrakýnýz."

2 sene, 3 ay, 10 gün sürüyor Ebû Bekir'in halifeliði. Bu kýsa zamanda fitneler bastýrýlýyor, fetihler yapýlýyor, hafýzlarýn gazalarda þehadetiyle Kur'ân'dan bir þeyler kaybolur korkusuyla sayfalara yazýlý olan âyetler baþta vahiy katipleri olmak üzere büyük sahabelerden oluþan bir heyetin nezaretinde toplanýp mushaf haline getiriliyor. Devlet malý titizlikle korunuyor. Övgüden hoþlanmýyor Ebû Bekir ve kendisini övenleri duyduðu zaman þöyle yalvarýyor Rabbine: "Allah'ým! Beni benden iyi bilirsin. Ben de kendimi onlardan iyi tanýrým. Beni onlarýn zannettikleri gibi hayýrlý bir kul yap!" Fakat hepsinden öte süt saðýyor halife! Halife olmadan önce yaptýðý gibi. Halife olduktan sonra mahallenin kýz çocuklarýndan birinin "Artýk bize süt saðmaz!" dediðini iþitince, "Yine saðýveririm kýzým!"diyor gülümseyerek. Ve ekliyor: "Mevkiin beni eski halimden ve gidiþatýmdan ayýrmamasýný Allah'tan dilerim."

"Sana doktor çaðýralým!" diyorlar ölüm döþeðinde. "Tabip beni gördü!" diyor, "Ben istediðimi yaparým!"dedi.

A.Ali Ural

Sonpeygamber.info

Gönderen: 08.04.2008 - 11:15
Bu Mesaji Bildir   KaLBeNuR üyenin diger mesajlarini ara KaLBeNuR üyenin Profiline bak KaLBeNuR üyeye özel mesaj gönder KaLBeNuR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1041 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
(a.yasir) (57), alihaydar02 (48), cantanem (51), burakburak (52), FiLiZ-NL (48), sonsuzluk38 (54), zümrüdüanka (49), Rumeysa1980 (44), ruhneraz (51), EREN12 (60), cihat25 (67), sidika (49), bir dost (51), serdar81 (59), Gayemiz : ALLAH (36), ebu-abdurrahman (49), basrikaya (49), sahaf (51), [melike] (34), Eibo (), Sonofgavs (44), Fuat Özgürlük (58), Cueneyt88 (36), hüzünlü (45), burak_22 (40), alperen_66 (46), aliosmanpolat (44), islam_2005 (34), TuRkMeNkIzI__Mi.. (34), gunesm (54), moslem (34), mustafa karaba&.. (56), sivasli58 (42), yusuf_islam (34)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.62657 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.