lopinavir ritonavir ivermectin budesonide lopinavir ritonavir generique stromectol bedranol bekunis dragees beloc cor beloc zok beloc benicar hct benicar benzoyl betagan betapace betaprol betnesol betnovate biaxin bilol comp bilol bimatoprost binaldan binordiol blocadren bocatriol bondronat bonidon boniva brand cialis brand levitra brand viagra brexidol buspar butohaler butovent bystolic cabaser calan sr calan calcijex calcium sandoz canasa canestene cardaxen plus cardaxen
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » En Büyük İbret Sekerat...................................

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
nazli64 su an offline nazli64  
En Büyük İbret Sekerat...................................
110 Mesaj -
Lezzetleri Yok Eden Ölümü Tanýmak…..



Her nefis ölümü tadýcýdýr. Kýyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateþten uzaklaþtýrýlýr ve cennete sokulursa, artýk o gerçekten kurtuluþa ermiþtir. Dünya hayatý, aldatýcý metadan baþka bir þey deðildir. (AL-Ý ÝMRAN SURESÝ / 185)



Her nerede olursanýz, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiþ þatolarda olsanýz bile. Onlara bir iyilik dokunsa: "Bu, Allah'tandýr" derler; onlara bir kötülük dokunsa: "Bu sendendir" derler. De ki: "Tümü Allah'tandýr." Fakat, ne oluyor ki bu topluluða, hiç bir sözü anlamaya çalýþmýyorlar? (NÝSA SURESÝ / 78)



Melekleri, onlarýn yüzlerine ve arkalarýna vurarak: "Yakýcý azabý tadýn" diye o inkâr edenlerin

canlarýný alýrken görmelisin. (ENFAL SURESÝ / 50)



"De ki: Haberiniz olsun ki, o önünden kaçýp durmakta olduðunuz ölüm, (günün birinde aniden) mutlaka size gelip kavuþacaktýr. Sonra gizli ve açýk bütün þeyleri bilen Allah'a döndürüleceksiniz. O size neler yaptýðýnýzý bir bir haber verecektir." (Cuma; 8)



Allah'a karþý yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiç bir þey vahyolunmamýþken "Bana da vahy geldi" diyen ve "Allah'ýn indirdiðinin bir benzerini de ben indireceðim" diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün 'þiddetli sarsýntýlarý' sýrasýnda meleklerin ellerini uzatarak onlara: "Canlarýnýzý (bu kýskývrak yakalanýþtan) çýkarýn, bugün Allah'a karþý haksýz olaný söylediðiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayýsýyla alçaltýcý bir azabla karþýlýk göreceksiniz" (dediklerinde) bir görsen... (EN'AM SURESÝ / 93)



Her nefis ölümü tadýcýdýr. Biz sizi, þerle de, hayýrla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz bize döndürüleceksiniz. (ENBÝYA SURESÝ / 35)



Sizden birinize ölüm gelip de: "Rabbim, beni yakýn bir süreye (ecele) kadar geciktirsen ben de böylece sadaka versem ve salihlerden olsam" demezden önce, size rýzýk olarak verdiklerimizden infak edin. (MÜNAFÝKUN SURESÝ / 10)

O, amel (davranýþ ve eylem) bakýmýndan hanginizin daha iyi (ve güzel) olacaðýný denemek için ölümü ve hayatý yarattý. O, üstün ve güçlü olandýr, çok baðýþlayandýr. (MÜLK SURESÝ / 2)

Unutmayalým! insanýn dünyada yaþadýðý hayatýn her anýnýn hesabýný vereceði o büyük gün mutlaka gelecektir. Ölüm, dünya hayatýnýn tüm güzelliklerinin son bulduðu bir andýr.

Bu konuda Hz. Peygamber (S.A.V) þöyle buyurmuþtur:

"Ölümün mü'mine verdiði acý ve ýzdýrabýn þiddeti, üç yüz kýlýç darbesinin ýzdýrap þiddetine eþittir." (Ýbn Ebi'd-Dünya)

Bir gün Hz. Ömer (R.A) Ka’b (R.A)’a “Ey Kaab, bize, biraz ölümden söz et.” deyince, Ka’b þunlarý söylemiþtir: “Ölüm, insan oðlunun içine sokulmuþ bir diken aðacýna benzer. Bu aðacýn her dikenli ucu, adamýn damarlarýndan birine batmýþtýr. Bir süre sonra çok kuvvetli bir insanýn o aðacý geri çektiðini düþün! Aðaç geri çekilince kopardýðýný koparýr ve býraktýðýný da býrakýr.”

ÖLÜM ACISI

Allah-u Zülcelal, Hz. Musa (A.S)'nýn ruhunu kabzettiði vakit ona: “Ölüm acýsýný nasýl buldun?” diye sorduðunda Musa (A.S) þöyle cevap verdi: 'Tavada kaynatýlan kuþ gibi; uçamaz ki kurtulsun, ölemez ki rahat etsin.' Baþka bir rivayette ise: 'Canlý canlý kasabýn elinde derisi yüzülen koyun gibi.' ” demiþtir.

Þöyle denilmiþtir: “Ýyilerin ruhu hamurdan kýl çekmek gibi, kötülerin ruhu ise diken aðacýndan tülbent çekmek gibi çekilir.”

Birinci olayda ruh yara almaz. Ýkinci olayda ise, yara alýr ve delik deþik olmuþ bir hale gelir. Aldýðý bu yaralar kabir hayatý boyunca da ona azap çektirirler. Ruhu çekilmekte olan bir adam duyduðu acýyý þöyle terif etmiþtir: “Gökler üstüme çökmüþtür. Vücudum iðne deliðinden geçiyor gibidir.”

Hz. Ka'b þöyle demiþtir: “Ruhun çekilmesi olayýnda sanki her tarafý dikenli bir çubuk hastanýn aðzýndan içine sokulur ve dikenli dallar onun damarlarýna yayýlýrlar. Daha sonra da kuvvetli bir adam bu çubuðu çekip çýkarýr.”

Ruhun çekilmesi sýrasýnda ölüm meleði de görülür. Bu melek, ölenin itikat ve amellerine göre deðiþik surette gelir.

Rivayete göre Ýbrahim (A.S) ölüm meleðine: “Bana kötü insanlarýn ruhunu aldýðýn surette görün.” dedi. Melek: “Sen bu sureti görmeye dayanamazsýn.” dedi ise de Ýbrahim (A.S.) ýsrar ederek: “Dayanýrým.” dedi. Azrail (A.S.): “Yönünü dön.” buyurdu. Ýbrahim (A.S.) döndü ve Azrail (A.S.)' i görünce, onu kapkara, saçý sakalý karýþmýþ, pis pis kokar, siyah elbiseli, aðýz ve burun deliklerinden ateþ ve dumanlar fýþkýrýr vaziyette gördü. Buna dayanamayarak düþüp bayýldý. Ayýlýnca Azrail (A.S.)' i eski suretinde gördü ve ona: “Bir günahkara, senin suratýný görmek yeter. Baþka bir azap ile karþýlaþmasa da senin o suratýn azap bakýmýndan onun için yeterlidir.” dedi. Ýbrahim (A.S) bu sefer: “Bana iyilerin ruhlarýný aldýðýn surette görün.” dedi ve meleði güzel bir surette görünce de: “Ýyiler için mükafat olarak seni bu surette görmeleri yeterlidir.” demiþtir.

Ýþte asilerin karþýlaþacaðý ve itaat edenlerin kurtulduklarý zorluklar bunlardýr. Allah-u Zülcelal' e itaat edenler Azrail (A.S)' i en güzel surette görürler. Amel defterlerinin kapatýldýðý son anda, ölenin amelini yazan iki melek de ona görünürler. Ölen iyi kimse ise melekler ona: “Allah-u Zülcelal seni hayýrla mükafatlandýrsýn. Sen bizi salih ameller yazmakla meþgul ve mutlu ettin.” derler. O kötü kimse ise, melekler ona: “Allah-u Zülcelal seni þerle cezalan-dýrsýn. Sen bizi kötü þeyler ve günahlar yazmakla meþgul ve mutsuz ettin.” derler.

Hz. Peygamber (S.A.V.) þöyle buyurmuþtur:

“Biriniz ni'met ve azap göreceðini öðrenmedikçe ve cennet ya da cehennemdeki yerini seyretmedikçe ölmez.” (Ýbn Ebi'd-Dünya)

Bir kimsenin kendisini ölüm sekeratýndan selametli bir þekilde muhafaza edebilmesi, o vakit gelip çatmadan önce, Allah-u Zülcelal’ in emir ve nehylerini yerine getirmeye gayret ederse, inþallah rahat ve güzel bir þekilde bu dünyadan ayrýlýr. Nitekim Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede þöyle buyurmuþtur:

“O kimseler ki, melekler onlarýn ruhunu rahat ve hoþ bir þekilde alýrlar.” (Nahl; 32)

* Ey mutmain (tatmin bulmuþgöz kırpma nefis, (27)
* Rabbine, hoþnut edici ve hoþnut edilmiþ olarak dön. (28)
* Artýk kullarýmýn arasýna gir. (29)
* Cennetime gir. (30)



Buyrun nasýl bir ölümle ölmek istiyorsanýz siz tercih edin…..!!!
Gönderen: 18.03.2008 - 04:38
Bu Mesaji Bildir   nazli64 üyenin diger mesajlarini ara nazli64 üyenin Profiline bak nazli64 üyeye özel mesaj gönder nazli64 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_LaL_ su an offline _LaL_  
En Büyük İbret Sekerat...................................
838 Mesaj -
Rivayete göre Ýbrahim (A.S) ölüm meleðine: “Bana kötü insanlarýn ruhunu aldýðýn surette görün.” dedi. Melek: “Sen bu sureti görmeye dayanamazsýn.” dedi ise de Ýbrahim (A.S.) ýsrar ederek: “Dayanýrým.” dedi. Azrail (A.S.): “Yönünü dön.” buyurdu. Ýbrahim (A.S.) döndü ve Azrail (A.S.)' i görünce, onu kapkara, saçý sakalý karýþmýþ, pis pis kokar, siyah elbiseli, aðýz ve burun deliklerinden ateþ ve dumanlar fýþkýrýr vaziyette gördü. Buna dayanamayarak düþüp bayýldý. Ayýlýnca Azrail (A.S.)' i eski suretinde gördü ve ona: “Bir günahkara, senin suratýný görmek yeter. Baþka bir azap ile karþýlaþmasa da senin o suratýn azap bakýmýndan onun için yeterlidir.” dedi. Ýbrahim (A.S) bu sefer: “Bana iyilerin ruhlarýný aldýðýn surette görün.” dedi ve meleði güzel bir surette görünce de: “Ýyiler için mükafat olarak seni bu surette görmeleri yeterlidir.” demiþtir.

Allahým bizlere Azrail (A.S.) ý melek suretinde görmeyi nasip etsin... günahlarýmýzý affetsin...


Elinize Saglik




Gönderen: 18.03.2008 - 21:39
Bu Mesaji Bildir   _LaL_ üyenin diger mesajlarini ara _LaL_ üyenin Profiline bak _LaL_ üyeye özel mesaj gönder _LaL_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Sekerat ( Ölüm Anýgöz kırpma
Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede þöyle buyurmuþtur:
"Kim cihad ederse ancak kendi menfaatine cihad eder. Allah, alemlerden zengindir." (Ankebut; 6)
Bu ayet-i kerimeden anlaþýldýðýna göre, Allah-u Zülcelal bize karþý þefkat ve merhamet sahibidir. O bizim iyiliðimize, hizmetimize muhtaç deðildir, o zengindir. Bir iþveren, iþçilerinin ücretini fazlasýyla verdiði zaman, onlar muhtaç ve periþan olmayacaðýz diye memnun olurlar. Bir memlekette de iþsizlik olduðu zaman, o memleketin halký periþan olmamak, bir iþe girmek için bütün çabalarýný gösterirler. Allah-u Zülcelal de iþverendir. Bize vermiþ olduðu iþ karþýlýðýnda, kýyamet gününde ne mükafatlar vereceðini, ancak O bilir.
Eðer omuzumuzda olan melekler, günah iþlediðimiz zaman bize bir tokat vursaydý, ne yapýyorsun deseydi, hiç günah iþlemezdik. Ama imtihanda olduðumuz için Allah-u Zülcelal zahiri olarak böyle bir þey göstermiyor.
Evliyalardan bir zat þöyle anlatmýþtýr:
"Bir adam devamlý olarak yanýmýza geliyordu. Yüzünün bir tarafý kapalýydý, açmýyordu. Bu dikkatimi çekti, merak ettim ona: 'Sen bizim yanýmýza çok geliyorsun, yüzünün bir tarafýný niye açmýyorsun?' diye sordum. Adam: 'Eðer bu söylediðimi kimseye söylemezsen sana söylerim.' dedi ve anlatmaya baþladý: 'Ben eskiden kabirleri açýyor, kabirde ölünün yanýnda ne varsa çalýyordum. Bir gün bir kadýnýn kabrini açtým. Onun kefenini almak için elimi uzattým, o da kefenini benden almak için kefeni geriye çekti. Ben de kefeni kendime çektim. Kadýn böyle keramet gösterdiði halde, yine de kefeni býrakmadým, çok akýlsýzmýþým. Kadýn kefeni býrakmadýðýmý görünce, bir elini kaldýrdý, yüzüme vurdu.'
Böyle dedikten sonra, yüzündeki peçeyi indirdi. Baktým ki yüzünde kadýnýn vurduðu tokattan dolayý, beþ parmaðýn izi vardýr. Adam daha sonra þöyle dedi: 'O iþte o gün, bir daha böyle bir iþ yapmamaya tevbe ettim. Allah'a söz verdim.'
Ýþte eðer Allah, hatalarýmýz karþýsýnda bizi de böyle zahiren uyarsaydý, nasýl olacaktýk? Allah bir saniye bile bizden ayrýlmayýp, bizi görüyor. Bilindiði gibi insana þah damarýndan daha yakýn bir þey yoktur. O bize þah damarýmýzdan daha yakýnken ve öyle sýnýrsýz kudret ve azamet sahibiyken, O'na karþý hata yapan kiþi, demek ki kendisini daðlardan daha kuvvetli görmektedir de onun için öyle davranmaktadýr.
Söylenen olayý anlatan evliya þöyle demiþtir:
"Ben olayý, Evzai'ye mektupta anlattým, o da bana cevaben: 'O adam tevbe etti. Piþman oldu, peki o kadar kabir açmýþ, sen ona o kabirdekilerin yüzü kýbleye doðru muydu, deðil miydi diye niye sormadýn?' dedi. Hemen o adamý buldum ve ona: 'Sen o kadar kabir açtýn, kabirde yatanlar yeryüzünde müslüman olarak görünüyorlardý, onlarýn yüzü hangi tarafaydý.' diye sordum. Adam bana: 'Çoklarý kýbleye doðru deðildi.' dedi. Hemen Evzai'ye bir mektup göndererek, bu durumun niçin böyle olduðunu sordum. Bana mektubunda þöyle cevap verdi: 'Ýnnalillahi, dini üzere olmadýlar onun için.'
Çünkü kýble ehli, dünyadan imanla ayrýlýrsa, onun yüzü mezarda mutlaka kýbleye doðru olacaktýr. Eðer imanýný kurtaramazsa, melekler kabirde onun yüzünü kýblenin aksi istikametine çevirirler. Yeryüzünde þimdi müslüman olarak yaþýyoruz ama sekarat zamaný, ölüm aný, çok büyük bir olaydýr. Ýmam-ý Gazali þöyle anlatmýþtýr:
"Ýman, insanýn ruhu gibidir. Ýnsanda ruh olmadýðý zaman, nasýl yaþayamýyorsa, imaný olmayan kelime-i þehadet veya kelime-i tevhid getirmeyen kiþiler de ölü gibidir. Ýbadet de insanýn âzâlarý gibidir. Fakat onun ibadeti yoksa, elleri, ayaklarý, baþý, kalbi olmayan bir insan gibi olur. Öyle bir insan da hayatýný devam ettirebilir mi?"
Demek ki ibadetsiz olan kimse de sekarat esnasýnda âzâlarý olmayan o kimsenin öldüðü, ruhun ondan ayrýldýðý gibi imansýz olarak dünyadan ayrýlabilir. Onun için elimizden geldiði kadar, Allah-u Zülcelal'in bize emrettiði þeyleri yerine getirip, nehyettiði þeylerden de kendimizi muhafaza edelim. Ashab-ý kiramdan Huzeyfe el-Adevi þöyle anlatmýþtýr:
"Yermük harbinde amcamýn oðlunu arýyordum. Yanýmda biraz su vardý. Kendi kendime: "Eðer yaþýyorsa ona biraz su vereyim." diyordum. Bir süre sonra onu buldum. Yaralý olarak yaþýyordu. "Sana biraz su vereyim mi?" diye sordum. Baþýyla: "Evet!" diye iþaret yaptý. O sýrada bir adamýn inlediðini duydu. Yine baþýyla: "Suyu ona ver!" diye iþaret etti. O adamýn yanýna gidince: "Sana su vereyim mi?" diye sordum. O da: "Evet!" dedi. Tam o esnada baþka birinin inlediðini duyunca, bana: "O adamýn yanýna git." dedi. Bende o adamýn yanýna gittim. Yanýna vardýðýmda son nefesini vermiþti. Derhal diðer adamýn yanýna döndüm. Baktým o da ölmüþ. Amcamýn oðlunun yanýna koþtum. Ama o da ölmüþtü.
Bakýnýz, onlar sekarat esnasýndaydýlar. Bir iki dakika sonra can vereceklerdi, öyle hararetli olduklarý halde, arkadaþlarýný kendilerine tercih ettiler. Ýþte biz böyle olmadýðýmýz zaman kendimize: "Bak onlar nasýldý, ben nasýlým?" dememiz ve onlar gibi olmaya biraz çaba göstermemiz lazýmdýr. Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede þöyle buyurmuþtur:
"Rabbinin her þeye þahit olmasý yetmez mi?" (Fussilet; 53)
Burada insanlar için çok büyük bir iþaret vardýr ki ne yer, ne melekler, hiç bir þey, bizim yaptýklarýmýza þahit olmasa da Allah-u Zülcelal, bize þahit olarak kafidir.
Allah-u Zülcelal baþka bir ayet-i kerimede þöyle buyurmuþtur:
"Görmedin mi? Allah nasýl bir misal verdi. Güzel bir söz, kökü (yerde) sabit, dallarý gökte olan güzel bir aðaç gibidir." (Ýbrahim; 24)
Hz. Aiþe (R.Anha) þöyle anlatmýþtýr: "Bir gece rüyamda kýyametin koptuðunu ve mizanýn kurulduðunu gördüm. Bir kadýnýn ameli tartýldý. Baktý ki kadýnýn dünyada ameli fazla olmamasýna raðmen, amelleri orada Uhud Daðý gibi büyük oldu. Bu duruma hayretler içerisinde kaldým. Sabahleyin o kadýný çaðýrýp ona: "Sen ne amel yapýyorsun?" diye sordum. Kadýn ilk önce söylemek istemedi, fakat çok ýsrar edince, anlatmaya baþladý.
Dedi ki:
"Birincisi, ben vücudumu namahrem olan kiþilerden muhafaza ediyorum. Benim ehlimden baþka, hiç kimse benim vücudumu görmemiþtir.
Ýkincisi, yalnýz yemek yemedim. Eðer çevremde bir insan varsa, muhakkak onunla beraber yemek yerim.
Üçüncüsü, her hangi bir kimse benden bir þey istediðinde, eðer benim yanýmda varsa, onu geri çevirmedim."
Bu davranýþ, o kadýnýn mert olduðuna iþaret etmektedir. Cömertlik kökü cennette olan, dallarý dünyaya sarkmýþ bir aðaçtýr. Bir kiþi o dallarý tutarsa, o dallar onu cennete çekecektir. Ýþte bu kadýnýn, kimseyi reddetmemesi ve yalnýz yemek yememesi, onun cömertliðine iþarettir. Cimrilik de kökü cehennemde olan, dallarý dünyaya sarkmýþ bir aðaçtýr. Kim o dallarý tutarsa, o dallar onu cehenneme çekecektir.
Kadýn: "Dördüncüsü, ezandan önce mutlaka abdest aldým." dedi. Namaz Allah-u Zülcelal'in bir sofrasýdýr. O sofraya bizi çaðýrmakta, davet etmektedir. Allah-u Zülcelal bize namazý emretmiþ, üzerimize farz kýlmýþtýr. Kadýn: "Ezandan önce mutlaka abdest alýyorum." dedi. Niçin? Çünkü insanýn bir düþmaný olursa ve silahsýz olarak onunla karþý gelirse, düþmaný, silahýyla hemen onu periþan ve helak eder. Mü'minin silahý da abdesttir. Mü'min daima abdestli olmalýdýr.
Kiþi abdestli olmadýðý zaman, ezan okunduðunda þeytan ona: "Ýþte ezan okundu, senin abdestin yok, sen abdest alýncaya kadar, namaz biter, cemaate yetiþemezsin." diye onu kandýrabilir. Daha sonra þeytan: "Þu iþi de yap, sonra abdest alýp namaz kýlarsýn. Þu iþi de yap, daha sonra kýlarsýn." diye öðle namazýný, ta ikindiye kadar geciktirerek onu meþgul edebilir.
Abdesti olmayan bu kiþi böylece hem cemaati kaçýrmýþ hem de namazýný geçirmiþ olur. Onun için ezandan önce elinde silahý olursa yani abdesti olursa, ezan okunduðu zaman, þeytan ona yaklaþamaz. Çünkü o kiþinin silahý elindedir. Ben abdestliyim hemen namazýmý kýlayým diyecektir. Hz. Peygamber (S.A.V) bir gün, Bilal-i Habeþi (R.A)'ye:
"Ya Bilal! Ben cennette, arkamda senin ayak sesini duydum. Diðer arkadaþlarýna nazaran çok ilerde idin, ne amel yapýyorsun?" dedi. O: "Ya Resulallah! Benim güvendiðim amel þudur; yeryüzünde ne zaman abdestimi bozmuþsam, hemen abdest alýyorum ve abdest aldýðým zaman da onunla mutlaka Allah'ýn bana nasip ettiði bir namaz kýlýyorum." dedi. (Buhari, Müslim)

Demek ki Bilal-i Habeþi (R.A) yeryüzünde abdestsiz dolaþmýyordu ve abdest ile sünnet namazý kýlýyordu.

O kadýn: "Beþincisi, ben daima ezana cevap verdim." dedi. Ezana cevap vermek, Allah-u Zülcelal'in namaz emrine, üzerimize farz kýldýðý o misafirliðe, bizi davet ettiði o sofraya, icabet etmek demektir. Müezzin ezan okuduðunda, onun sözlerini tekrar etmeli, iþimizi, konuþmamýzý býrakarak ezaný dinlemeli, ona cevap vermeliyiz. Ýnsanýn ezana cevap vermemesi, kendi iþiyle meþgul olmasý, sanki hiç ezan okunmuyor gibi ezaný dinlememesi, ahireti için çok zararlýdýr. Bazý ulema, ezaný dinlememek, sekerat esnasýnda -Neuzubillah- imansýz olarak gitmeye de sebep olabilir, demiþlerdir.

O kadýn þöyle devam etti: "Benim akrabalarým, dost-ahbaplarým, mü'min kardeþlerim, bana eziyet etse de yine de ben onlara iyilik yapýp onlarla iliþkimi kesmedim. Son olarak, hangi iþe teþebbüs ettiysem, kendi baþýma karar vermedim, mutlaka istiþare yaptým."

Hakikaten, o kadýnýn yaptýðý þeyler, Ýslam dininin çok güzel ahlaklarýndandýr. Bizim de bundan ibret alarak, elimizden geldiði kadar Ýslam dininin emir ve nehiylerini yerine getirmemiz lazýmdýr. Böyle yaparsak, bizim mizanýmýz, tartýmýz da kýyamet gününde o kadýnýn ki gibi aðýr gelecektir, inþaallah.
Ama bu dünyadayken, Allah'ýn yanýndaki ecir ve sevaplara meraklý olmazsak, bu ömür geçip bitince, elimiz boþ kalacak, terazimiz de hafif olacaktýr. O zaman piþman olacaðýz. O gün gelmeden evvel seferber olmak suretiyle kýyamet gününe hazýrlanalým.
Allah-u Zülcelal kendi fazlý ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razý olacaðý þekilde salih amel nasip etsin...
Kaynak: Gülistan dergisi


Rabbim ne verirse hayirlisindan versin vesselam
Gönderen: 20.03.2008 - 00:34
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1579 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
6607 üye ile 12.06.2024 - 22:37 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
harun76 (49), KADIR--67 (55), ayhanakyüz (53), gülsen43 (32), medinegülü (38), deniz44 (48), ebu_hanzala (46), [ KüBRa ] (32), mehmet92 (32), kübra&tu (36), islam_hayati (42), muhammed yusa (46), ORHANBEY (48), emrullahuzun (37), yaprakdökümü (49), mahmut findik (53), gurdal (45), fatih öztürk (38), iacer (50), kardelence (), ~Ikra (33), NisaNur61 (36), husodu92 (36), MiSmislinaa (38), baykal (47), cirkinsey87 (37), adnnn (64), erdemm (48), tuana17 (35), gabriel (42), xebebim (39), explorer (46), xebebim41 (39), cuneyd (42), Osman-06 (40), SÝYAHNUR (44), Hasan Yolcu (51), onur44 (46), Melik Firat Yal.. (45), slazenger (47), Hasan-Ali (28), Elifim (36), kardeslik (38), halil94 (30), AKINCI-1 (45), nursenbayhan (51), onersiirt (56), metkay_2 (61), m.yildirim (48), mikail (51), Hagetel (62), yekda (64), haydar71 (54), aykman (42), burhandogan23 (46), xilayda26 (51), Mevlid (36), selam1 (64), orhaneren (40), esmagul (124), sensizim (39), yusuf_69305 (45), asil_genc (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.91388 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.