*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 817 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazartesi, 28. Mayıs 2024 - 01:42

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Soru şu ...

önceki konu diğer konu

16 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	zumruduanka

Soru şu ...

Admin

246 Mesaj -

kimdir Cemalettin Afgani ?

Gönderen: 04.03.2008 - 18:48

zumruduanka üyenin diger mesajlarini ara

	der_ya

875 Mesaj -

EVRENSEL BÝR MÜSLÜMAN CEMALEDDIN AFGANÝ..
Cemaleddin Afganî, Kasým 1838 yýlýnda Afganistan’ýn Konar vilayetinin Esedâbâd köyünde doðdu. Bölgede seyitliðinden dolayý tanýnan ve sevilen bir aileye mensuptur. Ýlk eðitimini Kazvin Medresesi’de önemli bir alim olan babasý Safdar’dan aldý. Afganî 1849 yýlýnda ailesi ile birlikte Tahran’a geçerek burada da ünlü Þii kelâmcýsý Akâsid Sadýk’tan ders aldý. Buradan Þii öðretim merkezlerinden olan Irak’ýn Necef kentine geçen Afganî, dört yýla yakýn bir süre Þeyh Murtaza el Ensarî’den tefsir, hadis, felsefe, kelam, mantýk ve usul dersleri aldý. 1854 yýlýnda Hindistan’a geçerek, önce Bombay sonra Kalküta’da pozitif bilimler üzerine öðrenim gördü.

1857 yýlýnda hac maksadýyla çýktýðý seyahatte Hicaz, Mýsýr, Yemen, Türkiye, Rusya, Ýngiltere ve Fransa gibi birçok ülkeyi gezdi. Bir yýl süren bu seyahatten sonra Afganistan’a geri döndü. Bu seyahat boyunca bir yandan zihninde taþýdýðý ýslahat düþüncesini netleþtirirken, diðer yandan Batý’nýn sömürgeci yüzünün çirkinliðine þahit oldu.

Bu sýrada Afganistan’da, vefat eden Dost Muhammed Han’ýn yerine Muhammed A’zam Han geçince baþbakan oldu. Ýngilizlerin entrikasýyla Muhammed A’zam’ýn iktidarý 1868 yýlýnda Þir Ali Han’a geçince Afganî Hindistan’a geçti. Burada kendisine gösterilen büyük teveccühten ve faaliyetlerinden rahatsýz olan Ýngilizler Afganî’yi Hindistan’ý terke zorladýlar.

1870 yýlý baþlarýnda Mýsýr’a geçip burada kýrk gün kaldýktan sonra Ýstanbul’a hareket etti. Ýstanbul’da büyük bir hürmet ve ikram ile karþýlandý. Osmanlý sultaný Abdulaziz, Sadrazamlar Ali Paþa, Fuat Paþa ve diðer üst kademe siyasetçilerle tanýþtý. Afganca, Arapça, Farsça, Urduca ve Fransýzcadan sonra Ýstanbul’da Türkçe de öðrendi.

Afganî, burada kaldýðý süre içerisinde Yüksek Maarif Þurasý’na üyelik yaptý ve halka açýk konferanslar verdi. Ayný yýl Daru’l Fünun açýlýþýnda, müdür Tahsin Efendi’nin daveti üzerine sanat üzerine bir konferans verdi. Baþta dönemin Þeyhülislamý Hasan Fehmi Efendi olma üzere Afganî’nin muhalifleri, bu konuþmadaki misalleri çarpýtýp bir yaygara çýkarýnca, sultanýn ricasý üzerine 1871 yýlýnda tekrar Mýsýr’a gitti.

Burada ikamet ettiði sekiz yýl içerisinde Mýsýr ulemasý üzerinde büyük fikrî ve siyasî etkisi oldu. Bununla birlikte onun en büyük talebesi ve ayný zamanda arkadaþý, bu bölgedeki Ýslamî hareketin önemli bir þahsiyeti olan Muhammed Abduh’tur.

Cemalettin Afganî, Mýsýr’da kaldýðý sürece, baþta Hidiv Ýsmail Paþa’yý zulmünden ve israfýndan dolayý uyardý, ülkenin baðýmsýzlýðýný tehlikeye soktuðu için ona muhalefet etti. Afganî, fikirlerini daha etkin bir þekilde yaymak için ortaya koyduðu faaliyetleri Hidiv Ýsmail Paþa’nýn oðlu ve ondan sonra da Hidiv olan Tevfik Paþa’nýn hoþuna gitmeyince; müteakip aylarda kendisinin faaliyetlerinden rahatsýz olan Ýngilizlerin de telkinleriyle Mýsýr’ý terk etmesi istendi. Böylece Afganî’nin hayatýnýn Mýsýr dönemi, arkasýnda önemli izler ve talebeler býrakarak sona erdi.

1879 yýlýnda Mýsýr’dan tekrar Hindistan’a geçen Afganî, Ýslâm aleminde büyük bir tehlike halinde yayýlan materyalizm fikrine karþý Haydarabad’da Materyalizm’e Reddiye isimli bir risale yazdý.

1882 yýlýnda Mýsýr’da patlak veren Urabî kýyamýnýn baþarýlý olmasý için Hindistan halkýnýn sömürgecilere karþý isyana çaðýrdýðý istihbaratýný alan Ýngilizler Afganî’yi gözetim altýna aldýlar. Bilahare isyan bastýrýldýktan sonra Afganî de Paris’e geçti.

Burada, Maðrib’ten Hindistan’a kadar uzanan El-Urvetü’l-Vüska isimli bir cemiyet kuran Afganî, Mýsýr’dan talebesi ve dostu olan, o sýralarda Beyrut’ta sürgünde bulunan Muhammed Abduh ve Mirza Muhammed Bâkýr’ý Paris’e davet etti. 1883 yýlýnda Abduh’la birlikte bu cemiyetin ismi altýnda bir de gazete çýkarmaya baþladýlar. Gayeleri ise müslümanlarýn uyanmasýný, Doðu’nun kendisine gelip sömürgecilerden kurtulmasýný, Ýslâm ülkelerinde gerekli ýslahatlarýn yapýlmasýný ve hilafetin canlanmasýný saðlamaktý. Bir süre sonra Ýngiltere gazetenin neþriyatýnýn ve yaydýðý fikirlerin kendi sömürge politikasýna aykýrý olduðuna karar vererek söz konusu gazetenin Mýsýr, Hindistan ve Osmanlý ülkesinde yasaklanmasý için giriþimlerde bulundu. Böylece ancak 18 sayý çýkan gazete kapanmak zorunda kaldý.

Afganî, 1885 yýlýnda Ýran Þahý Nasýrüddin’den aldýðý davet üzerine bu ülkeye gitti. Ancak Þah’tan ülkede ýslahat yapmasýný isteyince Þah’la ters düþen Afganî bilahare bu ülkeden ayrýlarak 1886-1889 yýllarý arasýnda Rusya’da kaldý. Burada kalýrken, emperyalizme karþý durmanýn tek yolunun Ýslam Birliði olduðu tezini savunan bir gazete çýkardý.

1889’da ise Þah Nasýrüddin’in daveti üzerine tekrar Ýran’a gitti ise de tenkit ve ýslahat düþüncelerinde ýsrar edince Þah’la yine ters düþtü. Bunun sonucu olarak 1890 yýlýnýn çetin kýþ aylarýnda kuvvet zoruyla Ýran’dan sýnýrdýþý edildi. Osmanlý yöneticileri tarafýndan Basra’ya nakledildi. Burada sürgün olan Caferi Müctahid eþ-Þirazi’yi, Ýngilizlerin Ýran’daki tütün sömürgesine son verdiren ve ünlü ‘tömbeki’ kýyamýný hazýrlayan fetvayý yayýnlamaya teþvik etti.

Afganî, dinlenmek ve kendisine gelmek için bir süre Londra’da kaldý. Londra’da þah aleyhine makaleler yazýp Ziyau’l Hafýkîyn gazetesinde yayýnlamaya baþladý. Osmanlý sultaný II. Abdülhamid’in de daveti üzerine 1892’de ikinci defa Ýstanbul’a geldi. Hayatýnýn bu ikinci Ýstanbul döneminde Afganî, geniþ bir ilmî ve siyasî çevre edindi, II. Abdülhamid’in de teþvikiyle Sünni-Þii diyalogu ve yakýnlaþmasý için çaba sarf etti. Lakin Ýran þahýna yapýlan suikast sonucu, Sultan Abdulhamid, Cemaleddin Afganî’nin manevra alanýný son sýnýrýna kadar daraltý...

Ýslam Birliði düþüncesini, “Lider halife, merkez Mekke” ana sütunlarý üzerine kuran Cemaleddin Afganî, modern çaðda Ýslamiyet’in yeni bir düþünce ve proje olarak ortaya konulmasýnda büyük çaba ortaya koydu. O, hürriyet, milliyet, kendine güven ve hak-adalet konularýnda önemli tespitlerde bulundu. Ýslam coðrafyasýnýn deðiþik bölgesindeki diriliþ hareketlerini ve bir çok önemli ismini etkiledi. Bunlar arasýnda Yeni Osmanlýlar, Jön Türkler, Mehmet Emin Yurdakul, Yusuf Akçura gibi Türkçüler, Muhammed Abduh, Reþit Rýza, Muhammed Ýkbal, Seyyit Bey, Mehmet Akif, Said Nursi, gibi mütefekkirler var.

II. Abdülhamit ise, zamanýnýn ve ülkenin bir takým þartlarý gereði, fiilen olmasa da fikir planýnda Afgani’den etkilendi; kendisine daima hürmet etti.

Ýslam’ýn tüm ekollerinden beslenmiþ, tahkik ehli bir iman ve eylem adamý olan Cemalettin Afganî, çenesinde baþlayan bir boðaz kanseri sonucu 9 Mart 1897’de Ýstanbul’da vefat etti. Niþantaþý’ndaki Þeyhler Mezarlýðýna defnedildi. Cemalettin Afgani’yi rahmet ve dua ile anýyoruz…

KARDEÞÝM VESILE OLUP BU GUZEL ÞAHSIYETI TANITTIGIN ÝÇÝN BIZLERE

Gönderen: 04.03.2008 - 18:53

	zumruduanka

yorumsuz

Admin

246 Mesaj -

http://www.youtube.com/watch?v=4fFF-03xkok&feature=related

Gönderen: 04.03.2008 - 18:56

	zumruduanka

Mustafa İslamoğlu; "Efgani'yi Karalayanlar O'nun Tuvalet bezi olamazlar"

Admin

246 Mesaj -

II. Abdulhamid Han’ýn da aralarýnda bulunduðu bazý kimselerin, Efgânî hakkýnda ‘maskara’ demesi, Ýslâmî çevrelerde kalem oynatan birtakým yazarlarý rahatsýz etmiþ olacak ki, Efgânî’yi temize çýkarmak için Abdulhamid Han’a ve Bir çok Alim'e olmadýk hakaretler etmiþlerdir:
Bakalým, Bu hususta M. Ýslamoðlu neler diyor neler!
Evet, Abdülhamit’e bakýn!
Efgani’den ne kadar korkmuþ ki 18 tane de ajan koymuþ
Oysa Abdülhamit’in elinde Efgani'nin Ýngilizlerle iþbirliði yaptýðýna dair belgesi vardý ve de Efgani'ye bu yüzden Ýngilizlerin maskarasý demiþti...

Hani, ömürlerinin üzerinden yüzyýl geçmiþ adamlar hakkýnda mutedil olmalýyýz diyen kendisi... Bunun tam tersini yapan yine kendisi!

Efgani masonlarýn arasýna iyi olduklarýný sandýklarý için girmiþ... Deneme yanýlmayla masonlarý öðrenmek de çok ilginç...
Efgani'ye kara çalan adamlar Tuvalet bezi bile etmezlermiþ. Bu ne çirkin itham, nasýl bir ilim adamý böyle edep dýþý söz söyleyebilir? Demek ki M.Ýslamoðluna göre, Ehlisünnet Âlimleri Afgani’nin ne (Mason, Hain) olduðunu ortaya çýkarmakla bunu hak ettiler!
Ömründe Sýcak Çorba içmemiþ adama konak tahsis ediliyor... Ýran sefirinin parasýný almýyor ama Abdülhamit’in verdiklerine hayýr demiyor... Bu ne yaman çeliþki böyle?

Herkes çocuðuyla vur patlasýn çal oynasýn sene 1870–1890 lý yýllar Osmanlý savaþtan savaþa koþuyor... Herkes vur patlasýn çal oynasýnla vakit geçiriyor sözü çok ilginç Resmen karþýsýndakileri aptal yerine koyuyor!

Hele de ÜMMET ÝÇÝN YANLIÞ yapmak cümlesi çok vahim çok!.
Bu gibi sözleri sarf edebilen insanlarýn Ýslâmî çevrelerde kalem oynatabilmesi geçekten çok acý verici bir durum... Bugün hâlâ Efgânî’nin batýl davasýný öve öve bitiremeyenler vardýr.
Bu guruh, Ehl-i Tevhid'in kurtuluþ ve selametini bu zatýn eteðine yapýþmakta görürler. Peki, Kimdir bu Afgani? Bir kere Afgan deðildir, Ýran'ýn Ese-dâbad þehrine mensuptur. Bu zat Sünnî de deðildir, Þiî’dir. Ýki konuda, Takiyye yaparak Müslümanlarý aldatmýþtýr.
1- Ýranlý olduðu halde kendisini Afganlý göstermiþ, 2- Þiî olduðu halde Sünnî postuna bürünmüþtür. Resûlullah efendimiz (Sav) "Bizi aldatan bizden deðildir" buyuruyor.
Bu zatýn bir baþka özelliði de, Farmason oluþudur. Ýstanbul'da yayýnlanan "Mimar Sinan" adlý Mason dergisinde Afgani hakkýnda uzun bir övgü makalesi yayýnlanmýþ bulunuyor. (1)
Afgani bir din âlimi, bir rehber, bir mürþid deðil aktivist bir Ýslamcýdýr. Yalancý, karýþýk, bulaþýk bir kiþidir. Bir ara, Blunt adlý bir Ýngiliz ajaný ile birlikte Halife Sultan Abdülhamid'i tahtýndan indirmeye teþebbüs etmiþtir.
Bugün Ýslam âleminde görülen, Kitabullah'ýn ve Resûl Sünnetinin ruhuna muhalif nice olumsuz iþ ve davranýþta Afganî'nin tuzu biberi vardýr.
Bin dört yüz yýl boyunca Ýslam dünyasýndan nice Ehl-i Sünnet müctehidleri, büyük fakihler, veliler, kâmil mürþitler, amil ve Râsih âlimler, imamlar, rehberler çýkmýþtýr. Müslümanlarýn bu nurlu kafileyi býrakýp da Afgani ve tilmizleri gibi birkaç sarýklý masonun peþine düþmesini isteyenlerde akýl mý yoktur, yoksa hüsnüniyet mi?" (2)
II. Sultan Abdulhamid: Afgani Ýngiliz maskarasýdýr!

II.Abdulhamid Han’ýn, Efgani’yle ilgili söylediði þu sözlere bakarsak Efgani’nin nasýl birisi olduðu daha iyi anlaþýlacaktýr:

“...Hilafet’in elimde olmasý sürekli olarak Ýngilizleri tedirgin etti. Blund adlý bir Ýngilizle Cemaleddin Efgani adlý bir maskaranýn elbirliði ederek Ýngiliz hariciyesinde hazýrladýklarý bir plân elime geçti... Cemaleddin–i Efgani’yi yakýndan tanýrdým. Mýsýr’da bulunuyordu. Tehlikeli bir adamdý. Bana bir ara Mehdilik iddiasýyla bütün Orta Asya Müslümanlarýný ayaklandýrmayý teklif etmiþti; buna muktedir olamadýðýný biliyordum. Ayrýca Ýngilizler’in adamý ve çok muhtemel olarak Ýngilizler beni sýnamak için bu adamý hazýrlamýþlar idi. Derhal reddettim. Bu sefer Blund’la iþbirliði yaptý...”

(3)
Cemaleddin Efganî, Ýngiliz belgelerine göre “tanrýya inanma” þartý koþan Ýskoç Mason Locasý’na üye iken, buradan “tanrýsýzlýk” ithamýyla kovulmuþ, o da “tanrý tanýmazlýk”ýn makbul sayýldýðý Fransýz Grand Orient Locasý’na reis olmuþtur. (4)
Cemil Meriç Afgani hakkýnda þöyle der;
“

Bizim "Büyük Ýslâm Birliði”nin kurucusu olarak selâmladýðýmýz Efgani'nin Fransa'daki dostu Hýristiyan Halil Ganem'dir. Sultan Abdülhamid han’ýn hasm-ý biamâný Ganem.
Renan, Efgani'yi bir masal kahramaný olarak deðil, gerçek kiþiliði ile yani dinsiz, bir "libre penseur" olarak tanýmaktadýr. Zavallý Türk intelijansiyasý! Kimlerin peþinden gitmemiþ. Düþmanlarý dost, dostlarý düþman olarak tanýmýþ. Peygamber'in adýný anmaða cesaret edemeyen bir Efgani'yi Peygamber kadar saygýya layýk görmüþ.”

(5)
Herhalde bu iktibaslarla meselenin nerelere kadar gittiði daha iyi anlaþýlmýþtýr.
Dipnot;
1- (Mimar Sinan dergisi, sayý: 127, Mart 2003)

2- (Ýnkiþaf Dergisi, No: 2)
3- (Bkz. Abdulhamid Han, Sultan Abdulhamidin Hatýra Defteri (Haz. Ýsmet Bozdað göz kırpma

, Ýstanbul 1986 (8. Baský göz kırpma

, Pýnar Yay. S. 73)
4- (Bkz. Alaaddin Yalçýnkaya, Cemaleddin Efgani, Ýstanbul 1991, Osmanlý Yayýnlarý, s. 131–132; Muhammed Reþad, Cemaleddin Efgani Hakkýnda Makaleler, Ýstanbul 1416/1996, s. 21, dipnot: 36).
5- Cemil Meriç (Umrandan Uygarlýða)

Alinti

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son zumruduanka tarafından, 04.03.2008 - 19:34 tarihinde.

Gönderen: 04.03.2008 - 19:02

	_ESaDuLLaH_

611 Mesaj -

google sagolsun

sizde sagolun.sayenizde tanimis oldum
selam ve dua ile

Gönderen: 04.03.2008 - 19:05

_ESaDuLLaH_ üyenin diger mesajlarini ara

	KaLBeNuR

1686 Mesaj -

Allah razi olsun hocamdan ve paylasan abimizden her daim insallah...

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son cananberraramazan tarafından, 07.03.2008 - 01:14 tarihinde.

Gönderen: 04.03.2008 - 19:10

	zumruduanka

Admin

246 Mesaj -

...

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son zumruduanka tarafından, 04.03.2008 - 19:17 tarihinde.

Gönderen: 04.03.2008 - 19:10

	zumruduanka

Ahh müslümanlar...

Admin

246 Mesaj -

Hani bir türküde derler ya ,

Bir of çeksem karþýki daðlarý eritir

diye...

Ne desem , ne söylesem ki...

Ne garip bir zamanda yaþýyoruz Ya Rabbi...

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son zumruduanka tarafından, 04.03.2008 - 19:17 tarihinde.

Gönderen: 04.03.2008 - 19:16

	!MesuD!

228 Mesaj -

Bir gök altinda bir din altinda bir sahsiyet altinda neler dönüyor. Allah sasirtmasin.

Gönderen: 04.03.2008 - 19:58

	Maksat kelam olsun

1463 Mesaj -

s.a güzel bir paylaþým kardeþ

...

Mustafa islamoðlu ..hocayý buradan takip etmek isteyenler

ede bilirler dersleri cuma hutbelerini makalelerini...

http://www.tefsirdersi.com/

selam ve dua ile......... gül

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son maksat kelam olsun tarafından, 04.03.2008 - 20:30 tarihinde.

Gönderen: 04.03.2008 - 20:30

Maksat kelam olsun üyenin diger mesajlarini ara

Maksat kelam olsun üyeye özel mesaj gönder

Maksat kelam olsun üyeyi arkadas listeme ekle

	zumruduanka

...

Admin

246 Mesaj -

Gönderen: 05.03.2008 - 02:46

	RaVZaNuR

Admin

700 Mesaj -

Asil konu anlasilmamis.....

Gönderen: 06.03.2008 - 13:16

	Muhtazaf

Moderator

4254 Mesaj -

Osmanlý Devleti’ni yýkmak için, önce zayýflatmak gerektiði kanaatýna varan Ýngilizler, padiþahýn manevî gücü olan halifeliði ondan koparýp tekrar Mýsýr’a nakletmek için yoðun çalýþmalar yürütüyorlardý.

Bu hususta onlarýn yardýmcýlarý da masonlardý.

Mýsýr’da baþlatýlan bu çalýþmalarýn baþýný, mason olan Abduh çekmekteydi.

Abduh da Afgânî de, talebe–hoca olarak her ikisi de masondu.

Belge: (Serge Hutin Les Francs–Maçons, Editions du, Seuil, Paris, sh. 127.)

Abduh’un, yýkýcý faaliyetlerine dair bir belge de Baþbakanlýk Osmanlý Arþivi’ndedir: (YEE, 39, 424, 128, 137)

Mýsýr’da neþredilen Mir’at–ý Türkiye Gazetesi sahibi ve baþyazarý Mehmed Safâ’nýn, Sultan Abdülhamid Han’a gönderdiði ve Abduh hakkýnda “Müfsid–i Kebir–Büyük Fesatçý” ifadesini kullandýðý rapor enteresan.

Mehmet Safâ, bu raporda, Osmanlýyý yýkmak isteyenlerin toplandýðý sözde Ýslam Konferansýndan bahsediyor:

“Bu Ýslam konferasýndan maksat þudur ki, evvelâ eski Mýsýr Müftüsü müfsid–i kebir Muhammed Abduh’un yaydýðý fikre istinaden (dayanarak) 4 mezhebi terk ile yalnýz ilk esasý olan Kur’an’ý kabul etmek...”

(Baþbakanlýk Osmanlý Arþivi, Yýldýz Esas Evraký, Kýsým 39, Karton 128, Zarf 137, Evrak no: 424)

Zamanýmýzda da, mezhepleri kabul etmeyenlerin ve “Bize sadece Kur’an yeter” diyenlerin bulunduðunu biliyoruz.
ALINTI

Gönderen: 06.03.2008 - 19:35

	RuZGaR

Moderator

1295 Mesaj -

Hmm.. Bu konuya da þerh koymak farz oldu sanýrým, her þey öyle birbirine girmiþ ki, neye inanacaðýz, kimin dediðine güveneceðiz, Rabbim sen doðru yoldan ayýrma, doðruyla yanlýþý ayýrabilenlerden eyle.. Kararsiz

Kimine göre alim kimine göre yalancý, her zamanki gibi ilmim ne görüþ belirtmeye ne de görüþlerden birine kesin inanmaya elvermiyor, Rabbim þaþýrtmasýn ne diyelim..

Gönderen: 06.03.2008 - 20:53

	DeLiAsIk

Moderator

352 Mesaj -

Alimmidir hainmidir, bunun dogrusunu yalniz Rabbim bilir elbet.

bunu tartismak bir fayda vermeyecektir bu durumda.

sahsen bu kisinin adinida ilk defa duyuyorum.

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son DeLiAsIk tarafından, 06.03.2008 - 22:13 tarihinde.

Gönderen: 06.03.2008 - 22:12

	zumruduanka

Mustazaf kardes...

Admin

246 Mesaj -

...

Gönderen: 07.03.2008 - 00:17

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 817 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
firefly (42), tiknaz (53), sonerözdil (53), sambloom (42), ayrilikzor21 (39), dervisan (63), selincik (37), X-YASIN-X (50), selsebil571 (50), sregma (38), zlm (41), khanagaoglu (56), yakub16 (35), davut12 (47), ergunozgen (55), niyazibeycan (40), erol31 (52), seyidhan59 (64), aksoyemre (44), vesile (43), selvinaz (40), HaTiRLa (124), inciler (40), zene (37), elrude (49), bulentzan (48), acizane_06 (39), IslamYurdu.net (32), emmre (37), envercakar (43), kitmir32 (41), ebru_82 (42), mert.kaan (47), senvarya_49 (46), zümra (42), mustafa_tekin87 (37), Hasret08 (40), hhan (43), cancandar (49), naim sever (46), baþkentli (63)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.62983 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.