ivermectine lopinavir ritonavir generique luvox ivermektin budesonide super kamagra suprax symmetrel synthroid bottle synthroid tadacip tadalift tadalis sx tadora tamec tamsunax tarivid tavanic tegretol telfast temovate tenoretic tenormin terbifil tetraseptine thorazine ticlid tildiem timisol timonil timoptic tirosint tofranil top avana topamax toramide torasem torasis torem trandate transannon trecator sc trental trial packs triatec
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Günahlar ve sonuçları

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
Günahlar ve sonuçları
1686 Mesaj -
Ýlahiyatcý yazar Mehmet Talu hocamýzýn kaleminden...


Soru: Günah ne demektir, günah ve isyanýn sonuçlarý nelerdir?

Cevab: Bismillâhirrahmanirrahim.

ALLAH Teâlâ’nýn yasakladýðý bir iþi yapmaya günah denmektedir. ALLAH Teâlâ’yý tanýmaya, kulluða engel olan, ALLAH Teâlâ ile kulun arasýna perde olan herþey günâhtýr. Günahlar, kebair yani büyük ve sagair yani küçük olmak üzere iki türlüdür. Genelde Kur’an-ý Kerim veya Sünnetle yasak olduðu belirtilen ve cezasýndan söz edilen suçlara büyük günah denmiþtir. ALLAH Teâlâ’yý tanýmaya engel olan ve yapýlmasý hâlinde þer’î ceza gereken veya ALLAH Teâlâ’nýn cehennem azabýyla tehdit ettiði günâhlar kebairdir. Dünyada cezayý, ahirette de azabý gerektirmeyen küçük suçlar da sagairdir. Ancak buradaki büyüklük, kendinden küçük olanýna yol açma anlamýnda deðildir. Bir günahýn büyük veya küçük diye anýlmasý, kul açýsýndan küçüðüne karþý gevþeklik hakký doðurmamaktadýr. Kimi durumlarda küçük günahlarda ýsrar etmek de büyük bir günah olarak görülmüþtür. Yani devamlý iþlendiðinde küçük günâh küçük olmaktan çýkar. Nitekim Abdullah b. Abbas(R.A.)’den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimiz:

“Israr etmekle beraber küçük günah kalmaz, yani küçük günahlar ýsrarla iþlenmeye devam edilirse, onlar da büyük günah olur. Tevbe ve istiðfar etmekle de büyük günah kalmaz, yani affedilir.” Buyurdu. (Camiul-ulûm vel-Hikem, 1/179)

Küçük de olsa günahlarda ýsrar etmek, hakkýn aynasý olmak için yaratýlan iman yeri olan kalbi karartýr. Günah kalbe iþleyip onu karartarak iman nurunu oradan çýkarýncaya kadar katýlaþtýrýr. Her bir günahýn içinde küfre gidecek bir yol vardýr. Günah istiðfar tevbe ile hemen yok edilmezse, kalbi kötülüðe sürükler ve ALLAH Teâlâ’nýn itaatinden çýkmýþ bir kalp hâline getirir. Bu bakýmdan: “Günâhýn küçüklüðüne-büyüklüðüne bakma, kime karþý suç iþlediðine bak!”

Nevvas b. Sem’an el-Ensarî (R.A.) diyor ki: Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize, iyilik ve günah hakkýnda sordum. Þöyle buyurdular:

“Ýyilik, ahlâk güzelliðidir. Günah ise kalbinde gýcýk yapan, içini rahatsýz eden ve insanlarýn muttali yani haberdar olmasýndan hoþlanmadýðýn, istemediðin þeydir.” (Müslim, Birr: 14, 15; Tirmizî, Zühd: 52; Darimî, Rikak: 73; Ahmed b. Hanbel, 4/182, 227, 228, 5/251, 252)

Vabisa b. Ma’bed el-Esdî (R.A.)’ya, Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

“Birr yani iyilik ve ism yani günahý sormaya geldin, deðil mi? buyurmuþ. Vabisa:

- Evet, dedim, dedi. Bunun üzerine Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz parmaklarýný bir araya getirdi, onunla göðsüne vurdu ve üç kerre:

“Ey Vabisa! Nefsine danýþ, kalbine danýþ, buyurdu. Devamla da: Birr, iyilik: Nefsin sükûnet bulduðu, yatýþtýðý ve kalbin mutmain olduðu þeydir. Ýsm, günah ise Müfti olan insanlar sana fetva verseler bile, nefsinde gýcýklýk yapan ve kalbinde tereddüd meydana getiren þeydir.” buyurdu. (Darîmî, Buyu: 2.)

Evet, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin, iyilik ve günahý tefsir ediþindeki þumûle dikkat etmek gerekir.

Ebu Hureyre (RA.)’den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz þöyle buyurdu:

“Yedi helâk ediciden sakýnýn!

- Onlar nelerdir, Ya Resûlellah!

“ALLAH’a þirk koþmak, sihir, ALLAH Teâlâ’nýn öldürülmesini haram kýldýðý bir caný haksýz yere, þer’i bir hüküm olmaksýzýn öldürmek, faiz yemek, yetim malý yemek, cihaddan kaçmak ve her þeyden habersiz namuslu mü’min bir kadýna zina iftirasýnda bulunmak.” (Buhârî, Vasaya: 23; Müslim, Ýman: 145)


Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin “Yedi helâk ediciden sakýnýn!” diye buyurmasý karþýsýnda, sahabe-i kirâmýn:

- Onlar nelerdir, Ya Resûlullah! diye sormalarýna karþýlýk, Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz büyük günahlardan yedi tanesini saymýþtýr. ALLAH Teâlâ’nýn yasaklarýnýn her biri muhlik yani helâk edicidir. Bu hadis-i þerifte sadece yedi tanesinin böyle sýfatlandýrýlmasý, bunlarýn helâk eden günahlarýn en þiddetlileri olduðunu göstermektedir. Bu, toplumu ve ferdi mahvedecek suçlarý birkaç maddede sýralamýþtýr:

1- Ýnanca yönelik haramlar. Þirk bunlarýn en baþýndadýr. Sihir de duruma göre buna dahildir. Sihir yapmak, Kýyamete kadar haramdýr. ALLAH Teâlâ þöyle buyurdu:

“Süleyman’ýn hükümranlýðý hakkýnda onlar, þeytanlarýn uydurup söylediklerine tâbi oldular. Halbuki Süleyman büyü yapýp kâfir olmadý. Lâkin þeytanlar kâfir oldular. Çünkü insanlara sihri ve Babil’de Hârut ile Mârut isimli iki meleðe indirileni öðretiyorlardý. Halbuki o iki melek, herkese: Biz ancak imtihan için gönderildik, sakýn yanlýþ inanýp da kâfir olmayasýnýz, demeden hiç kimseye sihir ilmini öðretmezlerdi. Onlar, o iki melekden, karý ile koca arasýný açacak þeyleri öðreniyorlardý. Oysa büyücüler, ALLAH Teâlâ’nýn izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine fayda vereni deðil de zarar vereni öðrenirler. Sihri satýn alanlarýn, ona inanýp para verenlerin ahiretten nasibi olmadýðýný çok iyi bilmektedirler. Karþýlýðýnda kendilerini sattýklarý þey ne kötüdür! Keþke bunu anlasalardý!” (Bakara sûresi: 102)

Görüldüðü gibi âyet-i kerimede: “Halbuki Süleyman asla sihir yapmadý.” yerine, “Halbuki Süleyman asla kâfir olmadý.” buyuruluyor. Bu da sihrin kötü ve çirkinliðini göstermektedir. Burada küfürden gaye, sihirdir. Ayrýca âyet-i kerimede “sihir” yerine “küfür” kelimesinin kullanýlmasý, halký sihirden nefret ettirmek ve insaný küfre götürebilecek günahlardan olduðunu belirtmek içindir. Hârut ile Mârut’un sihir öðrettiði kiþilere:

- Biz ancak imtihan için gönderilmiþizdir. Sakýn sihir, büyü yapýp da kâfir olma! diye ikazda bulunmalarý, sihrin küfre götüren sebeplerden olduðunu göstermektedir.

2- Ahlaki noktadaki haramlar. Cana kýymak, cihaddan kaçmak ve iftira gibi. Ýnsan öldürmek Kýyamete kadar haramdýr. ALLAH Teâlâ þöyle buyurdu:

“ALLAH Teâlâ’nýn haram kýldýðý cana, haklý bir sebep olmadýkça kýymayýn.” (Ýsrâ sûresi: 33)

“Kim bir caný, bir can karþýlýðýnda veya yeryüzünde bir fesat çýkarmaktan dolayý olmaksýzýn, öldürürse, bütün insanlarý öldürmüþ gibi olur.” (Mâide sûresi: 32)

“Kim bir mümini kasden öldürürse, cezasý içinde ebedî kalýcý olmak üzere cehennemdir. ALLAH ona gazabetmiþ ve lânet etmiþtir. Ve ona büyük bir azap hazýrlamýþtýr.” (Nisâ sûresi: 93)

Cihaddan kaçmak kýyamete kadar haramdýr. ALLAH Teâlâ þöyle buyurdu:

“Ey iman edenler! Size ne oldu ki: ALLAH Teâlâ yolunda savaþa çýkýn! denildiði zaman yere çakýlýp kalýyorsunuz? Dünya hayatýný ahirete tercih mi ediyorsunuz? Fakat dünya hayatýnýn faydasý ahiretin yanýnda pek azdýr.

Eðer gerektiðinde savaþa çýkmazsanýz, ALLAH Teâlâ sizi pek elem verici bir azap ile cezalandýrýr ve yerinize sizden baþka bir kavim getirir; siz savaþa çýkmamakla O’na hiçbir zarar veremezsiniz. ALLAH Teâlâ her þeye kadirdir.

Eðer siz O’na yani Resûlullah’a yardým etmezseniz, bu önemli deðil; O’na ALLAH Teâlâ yardým etmiþtir: Hani, kâfirler O’nu, iki kiþiden biri olarak yani Ebu Bekir ile birlikte Mekke’den çýkarmýþlardý; hani onlar maðaradaydý; O, arkadaþýna; üzülme, çünkü ALLAH Teâlâ bizimle beraberdir, diyordu. Bunun üzerine ALLAH Teâlâ O’na sükûnet saðlayan emniyetini indirdi, O’nu sizin görmediðiniz bir ordu ile destekledi ve kâfir olanlarýn sözünü alçalttý. ALLAH Teâlâ’nýn sözü ise zaten yücedir. Çünkü ALLAH Teâlâ üstündür, hikmet sahibidir.

Hicret esnasýnda müþrikler tarafýndan ýsrarla takip edilen Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimiz ve Hz. Ebu Bekir (R.A.) bir ara Sevr maðarasýna sýðýnmýþlardý. Müþriklerin ayak seslerini duyuyorlardý. Hz. Ebu Bekir (R.A.) korkmuþtu. Rivayete göre müþrikler, maðaranýn giriþindeki örümcek aðý ve güvercin yuvasýný görünce, içeride kimse yoktur, diye býrakýp gittiler.

Ey müminler! Gerek hafif, gerek aðýr olarak savaþa çýkýn, mallarýnýzla ve canlarýnýzla ALLAH yolunda cihad edin. Eðer bilirseniz, bu sizin için daha hayýrlýdýr.” (Tevbe suresi: 38-41)

Âyet-i kerimede ifade edilen hafiflik ve aðýrlýktan maksat, þartlar ne olursa olsun, savaþ kolay da olsa zor da olsa, binekli de olsanýz, yaya da olsanýz; zayýf da olsanýz, kuvvetli de olsanýz; zengin de olsanýz, fakir de olsanýz; ihtiyar da olsanýz, genç de olsanýz savaþa çýkýnýz demektir. Ancak daha sonra inen 91. âyetle zayýflar, hastalar ve savaþta harcayacak bir þey bulamayacak kadar fakir olanlar bu hükmün dýþýnda býrakýlmýþlardýr.

3- Ýktisadi haramlar; yetim malý ve faiz yemek gibi. Bu üç maddedeki sýralamaya baktýðýmýzda Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin toplumu ve ferdi mahvedecek üç noktaya parmak bastýðýný görürüz.

Faiz yemekten maksat, genelde faiz yenildiði için böyle ifade edilse de, faizin her türlüsünün içinde olmayý, almayý, vermeyi, faizli müesseselerde çalýþmayý kapsar. Hele hele günümüzde nerdeyse her þey faizli hale gelmiþtir. Faizi insanlar gayet normal görmeye baþlamýþlardýr. Ýslam’a tam inanan insanlar bile alýþ veriþlerinde faize dikkat etmemiþlerdir.

Kýsacasý: Her bir haram insaný helâka insaný helâka götürür ve ahiretini zararla sonuçlandýrýr. Þirk, sihir, cana kýymak, faiz ve yetim malý yemek, cihaddan kaçmak bu günahlarýn en baþýnda gelenidir. Kurallara uyulduðu müddetçe insanlar felaha ulaþabilir. Ýnsana zarar veren her þeyden uzak durmak gerekir. Bu yedi maddede sayýlanlardan zarar vermeleri ve helâka sürüklemeleri sebebiyle sakýnýlmak emredildiði gibi, zarar verme özelliði olan her þeyden kaçýnmak gerekir. Sünnetin bir hayat sistemi olduðunu unutmamak gerekir.

Özellikle büyük olarak zikredilen günahlarýn bir toplumda yaygýnlaþmasý, o toplumda Ýslam’ýn etki kaybýna uðradýðýný gösterir. En az, farzlarýn yerine getirilmesi kadar haramlardan kaçýnýlmasý da Müslümanlýk göstergesidir. Hatta haramlardan kaçýnmak, farzlarý yapmaktan daha önemli olup, farzlarý yapmaktan önce gelir. Önce haramlardan arýnmak, haramlardan arýnmýþ bir bünyede farzlarý eda etmek istenmektedir. Çünkü önce kalp günâhlardan temizlenir, sonra farzlarý yapmakla süslenir. Günâhlar ve haramlar dinî duyguyu helâl helâk eder, zehirler. Ancak bu zehirler görünürde bal gibidir; tatlý gelebilir fakat insanýn manevî duygularýný öldürür.

Bir toplumda haramlarýn iþlenmesine karþý bir nevi otokontrol demek olan nehy-i anil-münkerin icra edilmemesi, dualarýn kabul edilmemesinden, afetlerin çoðalmasýna kadar bir yýðýn musibeti beraberinde getiren bir suç olarak gösterilmiþtir. Huzeyfe b. Yeman (R.A.) den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimiz:

“Canýmý gücü ve kudretiyle elinde tutan ALLAH’a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder ve kötülüklerden nehyedersiniz, ya da ALLAH kendi katýndan yakýn zamanda üzerinize bir azab gönderir. Sonra ALLAH’a yalvarýp dua edersiniz ama duanýz kabul edilmez.” (Tirmizi, Fiten: 9, Ebû Davûd, Melâhim: 16, A. b. Hanbel, 5/388) buyurdu.


ALLAH Teâlâ’nýn yasaklarýndan bir yasaðýn aleni bir þekilde iþlenmesi, oldukça aðýr bir erime ve çürüme iþaretidir. Haramlara cür’etin artmasý ve alenileþmesi iman zafiyetinin derinleþtiðine delalettir. Bu nedenle büyük günahlarý iþleyenlere ve küçük günahlarda süreklilik gösterenlere fasýk denmiþtir. Müslüman þahsiyet olarak, her günahý kaçýnýlmasý gereken bir veba olarak görmek durumundayýz. Özellikle medya yoluyla teþhir edilen, kimi zamanlarda da teþvik edilen haramlara karþý Müslümanlarýn ALLAH Teâlâ’nýn ve Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimizin ikazlarýný hatýrlatmalarý, gerekiyorsa sivil toplum örgütleri yoluyla kötü gidiþata, haramlarýn yaygýnlaþmasýna set olmalarý imanlarýnýn gereðidir. Bunu yaparken eliyle gücü yetenin eliyle, diliyle gücü yetenin diliyle, hiçbir þeye gücü yetmeyenin de en azýndan kalbiyle tepki göstermesini bilmesi gerekmektedir.

Ebû Seidi’l-Hudri (R.A.)den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimiz:

“Sizden her kim bir münker, kötülük, çirkin, dine aykýrý bir iþ görürse, onu eliyle, fiilen deðiþtirsin. Þayet eliyle deðiþtirmeye gücü yetmezse, diliyle ve kalemiyle deðiþtirsin, kötülesin. Diliyle deðiþtirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle buðz etsin, düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanýn asgarîsi, en zayýf derecesidir.” (Müslim, Ýman: 78, Tirmizi, Fiten: 11, Nesei, Ýman: 17) Buyurdu.

Günah ve isyanýn sonuçlarý:

* Ýlimden yoksun kalmak: Zira ilim, günahkâra verilmez.

*Rýzkýn kesilmesi: Günahkârýn rýzký harama gider, ALLAH Teâlâ’nýn bereket ve ihsaný kalkar.

* Kalp ve ruhun bozulmasý: Fýtrata uygun hal bozulur, hissizlik, vicdansýzlýk, korkusuzlukla tövbeden uzaklaþýr. Ýç dünya kararýr, kalp paslanýr, hayâ duygusu ve ahlâk kalkar.

* Ýnsanlardan uzaklaþma: Nefsi ve en yakýnlarýyla, toplumla yabancýlaþan günahkâr yalnýz kalmaya mahkûm olur.

* Her günah iz býrakýr: Günahlarýn sonucu vücud, akýl ve diðer organlarda bir kötülük doðurur. Her günah bir baþka günaha yol açar.

* Her günah, Ýslâm dýþý gelmiþ geçmiþ bütün çirkin uluslarýn mirasýdýr. Kibirlenmek Firavun’un; eþcinsellik Lût kavminin mirasýdýr.

* Günah ve isyan, ALLAH Teâlâ’nýn azabýnýn hak olmasýna yol açar. Bela ve musibet gelir. Günahýn geçmiþe, þimdiye ve gelecek kuþaklara zararý dokunur.

* Günahkârlar, meleklerin tövbe ve istiðfarlarýndan, Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimizin þefaatinden mahrum kalýrlar. Günahlar insanlarýn imanýný zayýflatýr.

Unutulmamalýdýr ki her nimet külfet karþýlýðýdýr. Cennet ve Cemâlullah’ý isteyenler nefse tatlý gelen günahlara girmemek için birtakým külfet ve zorluklara katlanmak ve ALLAH Teâlâ’ya sýðýnmak zorundadýr. Müminler ihsan sýrrý ile Rabblerine kendilerini görüyormuþ gibi kulluk ederler. Sol omuzlarýnda günahlarýný yazan bir meleðin olduðunun þuuru içinde hareket ederler. Güç yettiðince günahlardan sakýnýldýðýnda ALLAH Teâlâ küçük günahlarý affedecektir. Cenab-ý Hak buyuruyor ki: “Eðer size yasaklanan büyük günahlardan kaçýnýrsanýz, sizin küçük günahlarýnýzý örteriz ve sizi aðýrlanacaðýnýz bir yere sokarýz.” (Nisâ sûresi: 31)

itibarHaber


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son cananberraramazan tarafından, 14.02.2008 - 01:00 tarihinde.
Gönderen: 14.02.2008 - 00:58
Bu Mesaji Bildir   KaLBeNuR üyenin diger mesajlarini ara KaLBeNuR üyenin Profiline bak KaLBeNuR üyeye özel mesaj gönder KaLBeNuR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 Günahlar ve sonuçları
KaLBeNuR 14.02.2008 - 00:58

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 722 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
serhat34 (55), ERKAN1 (36), asalbike (38), yunusemrevulkan (44), dilara-87 (37), mustafa güler (67), nesee (42), yasar karatay (52), Sebiha (48), ismaildemir (58), rizacetinkaya (37), Cankiz04NL (38), hulyaozdal (46), atillabaran (51), Sevket14 (35), salihumut (56), yigidimm (53), qwert2626 (52), guzelsoz (47), mehmelen (41), *Buket* (34), ferhatbnc (45), cCcTAHIRcCc (41), LEVENTDURMAZZ (43), Kerbelaa (33), Anteplisofi (44), haram (43), ngulacar (45), TARIK-ist (54), simsekkk (35), mevanur (40), aybeks (43), kasimbey (44), sengroup (19), selcuklu (49), ayla_cakir (43), akcaabatli (62), hakir (39), vuslat789 (42), djamsterdam (44), furkansoner (43), mustafa.sahin (47), halidbin (53), eliz (45)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54669 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.