*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1620 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Perşembe, 14. Kasım 2024 - 02:06

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » EY BİRADER DİNLE !!!

önceki konu diğer konu

1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	ebu_hanzala

EY BİRADER DİNLE !!!

395 Mesaj -

Ey birader! Düþman hariçte olsa, insan, silahsýz o düþmanla geçinebilir. Fakat düþman kale içine girse ve gizlense, o vakit o düþmana karþý silahlanmak, zýrh giymek ve gayet dikkat etmek, hem pek ciddi sebat etmek lazýmdýr. Ta ki hayat-ý ebedisini hafi darbelerden kurtarabilsin…”

Dedi ki: Ey birader! Ey aziz muhattab! Ey dost! Ey gözümün nuru kardeþ! Ey þu ders-i Kur’aniyeye kulak veren zat! Ey derslerimize, sohbetlerimize devam eden zevat! Ey derdimizin ortaðý, endiþelerimizi paylaþan! Ey mescidimize uðrayan! Ey þu camimize gelen, alnýný secdeye koyan! Ey þu yoldan geçen! Ey þu duvarýn dibinde, gölgesinde oturan! Çarþýlarda, sokaklarda gezen! Kahvelere, hanlara uðrayan! Ey Müslüman! Ey Allah’ýn bahtiyar kulu! Tarlada, bahçede, baðda, bostanda olan! Ey çoluk-çocuðun nafakasýný arayan! Maiþet ve rýzkýnýn peþinde koþan! Ey memur! Ey talebe! Çiftçi, iþçi ve ey çoban! Çalýþan-çalýþmayan! Aða, beg, þeyh, âlim, veli… Siz de! Ey müminler ve mümineler! Çocuklar ve gençler! Ey zevil ukul! Ehl-i insaf u vicdan! Dinleyin!

Düþman hariçte ise…

Eðer ki, düþman hariçte olsa… Yani dýþýnda, dýþarýda, dýþ tarafta olsa… Yani þöyle, onu bilsen, tanýsan mesela. Yerini, yurdunu, silahýný, karargâhýný, atýný, aþýný, zýrhýný, neferini… bilsen. Plan-programlarýný, taktik-hesaplarýný elde etsen. Ondan gelebilecek muhtemel tehlikelerden ve sonra ona karþý muhtemel korkularýndan, endiþelerinden emniyette olmaný saðlayan, en azýndan yarayan raporlar, belgeler, bulgular, varakalar ele geçirsen. Mesela seni ne kadar tanýdýðýný, ne kadar bildiðini, gücüne kudretine ne kadar vakýf olduðunu, bununla beraber ne gibi taarruzlar ve ne tür hamleleri, hangi zamanda, ne taraftan, saðdan mý-soldan mý? Alttan mý, üstten mi? Aþaðýdan mý-yukarýdan mý? Yapacaðýný, indireceðini. Bütün bunlarý ve daha fazlasýný teferruatýyla bilsen…

Söze öz, kelama hâsýl diyelim…

Ýsmi-cismi-resmi belli ve biliniyorsa, biliyorsan, öyle ki, bu düþman alenen ve zahiren “Heyy! Ben düþmaným!” diyorsa… mevcud lisan (lisan-ý hal, lisan-ý kal vs)ýn her neviyle bunu diyor ve te’yid ediyorsa… Evet, bütün bunlar ve ötesi biliniyorsa… Yani bu anlamýyla da düþman eðer hariçte ise, o zaman, Ýnsan silahsýz, o düþmanla geçinebilir. Çünkü yeteri kadar onu biliyor, tanýyor artýk. Hakkýnda kesbettiði malumat güven vericidir. Darbelerin tesirsiz kýlýnmasý ya da tamamen bertaraf edilmesi bu sebeple kolaylaþýr. Madden olsun manen olsun insan, o biricik kalesini daha bir tahkim edebilir. Düþmanýný tanýyor, biliyor ya, artýk o nisbette rahattýr. Tedbirler almakta, planlar geliþtirmekte, program ve sair manevralar yapmakta doðal olarak zorlanmaz, dikkatlidir, tedbirlidir; ama o oranda da rahattýr.

Ey birader! dedi. Bir örnek istiyorsun, biliyorum. Kolay.. Mesela bu gün parçalanmýþ þu ümmetin, darmadaðýn olmuþ o koca cemaatin çelikten ve kurþundan yapýlmýþ bir muhkem bina gibi tek bir cemaat olduðu yýllarýna bir bak! Birikim heybeni sýrtlan. Ýlmini, azýk cüherine* iyicene yerleþtir. Ve düþ yola. Þu mahzun ve muzdarip zaman-ý halden, geçmiþ zamanýn yer yer haþin de olabilen engebeli derelerinden süzülerek, mazinin o mes’ud ve saadetli vahalarýna in. Medine’ye mesela, Nebi (as)nin Medinesine var. Suffa’ya misafir ol.

Onlar ne yedilerse sen de onu ye. Namazlarýný onlarla beraber, onlar gibi kýl. Takvayý üzerine ört, o elbisen olsun. Ders halkalarýna onlar kadar ihtimam göster, çarþý-pazar meþgalesi, sakýn seni ihmal vartasýna düþürmesin! Ýsterlerse, kendini tanýt: “Size göre zaman-ý istikbalden, imanýn ateþe dönüþtüðü çaðdan geliyorum” de.

Sonra seriyelere çýk. Akýncý muhacirleri ve bazen de Ensarý izle. Halet-i ruhiyelerini, imanlarýný, heyecanlarýný, birlik ve beraberliklerini gözetle. Onlarýn kuþandýklarý gibi kuþan. Ardýndan hep beraber, topyekûn çýktýklarý gazvelere sen de, onlarla beraber çýk. Bedir’e, Uhud’a, Hendek’e, Huneyn’e ve diðerlerine… Cihadlarýný, yaþayýþlarýný, niyet ve amaçlarýný gör. Her daim o þanlý, mübarek komutanýn (asm) yanýnda ve yakýnýnda ol. Onunla arana kimseyi koyma. Bir hançer, bilemedin bir kýlýç boyu mesafe bulunsun aranýzda. Ýdareyi, komutayý, istiþareyi, adaleti, merhameti, vahye inkýyadý bizzat ondan öðren. O iman ordusunun içinde, ona sýðýn. Yaklaþ.. Daha da yaklaþ. Ta ki mübarek nefesleriyle nefesin, ruhun ýsýnsýn. Bak bakalým, o muhteþem ordunun saflarýnda, o heybetli cemaat kalesinin hisarlarýnda harici düþmanýn sýzabileceði bir menfez, bir burun deliði kadar bile olsun, bir menfez bulabilir misin? Hayýr! Hâþâ ve kella! O görkemli kaleye bir kez daha bak! Muhkem mi muhkem! Düþman ise tamamen hariçte. Gördün iþte.. Tabii olarak o muhteþem ordunun ve o þanlý cemaatin attýðý her adým, tükettiði her nefes önce mabudun razý olduðu birer ibadete ve sonra ayet ayet zaferlerle nakýþlanýp büyük saadetlere müncer olmaktadýr. Bu böyle.

Fakat düþman kaleye girse…

Fakat dedi, düþman kale içine girse ve gizlense… A iþte bu, çok kötü.. Çok uðursuz. Felaket.. Ve doðrusu, bir nefyin, bir yok almaya gidiþin, yýkýlmanýn, daðýlmanýn, birbirine düþmenin, anarþi ve fesadýn, sinsi hesaplarýn, þahsi çýkarlarýn, hýyanetin, arkadan vurmanýn, yarý yolda yüzüstü býrakmanýn, asli deðerlerin ve kutsi hazineleri satýþa çýkarmanýn... öncü sancýlarýdýr. Eðer ki düþman kaleye girse ve gizlense... Ne þekilde olursa olsun, bir þekilde girse…

Ey birader! dedi. Üç kaleyi göz önünde bulundur. Yekdiðerini tekmil eden varlýklarý birbirine baðlý olan, birinin ölümü tümünün ölümü olabilen üç kale.. Biri ‘sen’sin; yani mümin kalesidir. Diðeri, bunu içine alan ve bununla meydana gelen cemaat kalesidir. Diðeri de, ümmetin, büyük coðrafyalarý içine alan, pek büyük olan kalesidir. Bunlardan, önce ‘Sen’ olan kendi kalene bak. Zira düþman öbür ikisine girmek için ‘Sen’den baþlar. Ýþe, bu kaleye girme yollarýný aramayla baþlar. ‘Sen’ kalesine bir þekilde sýzýverdi mi gerisi onun için daha kolay olur. Bu nedenle evvela kendi kalene bak, ona mukayyet ol…

Düþmanýn görev ve sanatý bu olduðundan kaleye girme yollarýný aramaktan, bin bir türlü hile, oyun ve plan yapmaktan vazgeçmez. Seni gaflete düþürüp kaleye girmek için pusuya yatar. Ýyi planlý tehlikeli bir avcý gibidir. Mesela seni dünyaya çaðýrmasý, onu sana süslü ve güzel göstermesi, ondaki konforun ebediymiþ gibi sunulmasý, onun en bilinen tehlikeli planlarýndan sadece bazýsýdýr. Bunu çok kullanýr. Bununla seni baþtan çýkarmak, aklýný-fikrini çelmek ve seni ayarlayýp tuzaða çekmek ister. Sonra, dünyadaki mallarýn çeþitliliðini takdim edip, bunun için tama’ damarýný gýdýklayýp seni tamahkârlýða sürüklemek, bunlara karþý ‘sen’ kalesinin kalbine sevgi tohumunu ilka ederek seni her daim onunla meþgul etmek ister. Mal, makam, mevki, rütbe... … Sevgisini kalbinde büyütür de büyütür. Ümitler-ümitsizlikler; korkular, endiþeler, üzüntüler, sevinçler, kavgalar-gürültüler, hatta ve hatta ölümler, hapisler, talanlar, türlü sefahatler... gibi teferruatlarla seni esir almaya, seni sen olmaktan çýkarmaya ve kaleyi tamamen istila ve iþgal etmeye çalýþýr. Kalenin içine girmenin bazý patikalarý, menfezleridir bunlar.

Fakat düþman çok gaddardýr. Kaleyi kâmilen fethettiðine kani olmadýkça seni býrakmaz. Kaleyi fethetmesi ne, biliyor musun? Seni imanýndan tamamen döndürmektir. Elbette ki baþlangýçta bunu sezdirmez. Türlü bahaneler mazeretler önüne koyar. Vesvese ve kuruntularla seni ikna etmeye gayret eder. Hatta ‘din-iman bunu da emrediyor’ der; fakat þart ve kuyudlarýný nefsin arzularýna göre tevil eder. Hâsýlý, aþama aþama senden rabbini inkâr etmeni, peygamberi ve nübüvvet müessesesini inkâr etmeni, ahireti, hesabý, cezayý inkâr etmeni... ister. Bunu saðlarsa baþka hesaplarýný devreye koyar. Mesela, bunlarý inkâr etmeni yeterli görmez. Bunlara düþman olmaný da telkin eder. Hatta düþmanlýkta kendisini dahi geçmeni ister. Onun planladýðý olgunluða eriþmedikçe o senden vazgeçmez. Bu da ‘Sen’ kalesini müminlerle olan sinsi savaþýmýnda onun için bir karargâh, bir cephane haline getirmenle mümkün olabilir ancak. Kalenin içine girmek, orada gizlenmek ve kaleyi içten yýkmanýn baþka baþka yollarýdýr bunlar. Ey birader! dedi. Rabbinin kalpleri sarsan, titreten þu emr u ikaz, ne diye gelmiþtir zannediyorsun?

“Sakýn dünya hayatý sizi aldatmasýn! Ve sakýn o çok aldatýcý (Þeytan) sizi (bir taraftan günaha sevk ederek) Allah (ýn affýna güvendirmek) ile þaþýrtmasýn!.” (31 /33)

Yazýk ki, düþman kaleye girmiþtir…

Sonra, dedi ey birader! Ümmetin þu içinde bulunduðu vaziyete bir baksana! Ümmetin yayýlmýþ olduðu coðrafyaya bir baksana! Þu acý durumumuza bir baksana! Görmez misin ki, düþman kaleye girmiþtir. Ümmetin sýðýnaðý tar u mar edilmiþtir. Settaremiz, korunaðýmýz hedm, mal u mülkümüz talan edilmiþtir. Namusumuza göz dikilmiþ, ümmetin yiðit evlatlarý katliamlardan geçirilmiþtir. Bu durumda düþman, ciddi hesaplar içindedir. Tam bir çözülmeyi gerçekleþtirmek için, varlýðýmýzýn zararsýzlýðýndan emin olmak için, bizden za’f sahibi berduþlarý çoðaltmak için, yiðitlerimizin darbelerinden emin olmak için.. habire yüklenmekte, darbe üstüne darbe göndermektedir. Bunu anlamak için þu üzerinde yaþadýðýmýz memleketin ahvaline bakman yeterli olacaktýr. Zira diðer parçalarýmýz da bu ahval üzeridirler. Ya da daha kötü…

Þimdi ey birader! Sen zannediyor musun ki bütün bunlar durup dururken oldu? Biz kalemizi tam muhkem etmiþiz de, nöbetimizde kusur etmemiþiz de, iman, ibadet u taatýmýzý hakkýyla ifa etmiþiz de… buna raðmen düþman kaleye dâhil olmuþtur. Böyle deðil iþte!... Sen gidip saadet asrýný gördün. O mübarek komutan (asm)’ýn uygulamalarýna tanýklýk ettin. O muhteþem ordunun, ihtiþamlý kalesini nasýl koruduðunu da gördün. Þimdi biz onlar gibi dikkati, tedbiri, gözüpekliði, imaný, teslimiyeti, ehliyeti, ihlâsý, istiþareyi, idareyi, komutayý, kardeþliði, fedakârlýðý, taati… Yaptýk mý? Yapabildik mi?

O halde, dedi. Bu mel’un düþmaný ne yapýp edip kaleden çýkarmak için halas yollarýný, hal çarelerini aramalýyýz. Bütün imkânlarýmýzý seferber etmeliyiz. Artýk bu mel’unla silahsýz, zýrhsýz geçinebilme yollarý kalmamýþtýr. Onun bulutlarýyla göklerimiz kaplanmýþken ve bu bulutlardan üzerimize gazap yaðýyor iken, yerimiz-yurdumuz cayýr cayýr yanýyorken öyle yerimizde oturup duramayýz. Rahat olamayýz. Endiþesiz ve dertsiz olamayýz. Tedbirsiz ve silahsýz hiç olamayýz.

O halde silahlanmak…

O vakit bu gaddar ve aldatýcý düþmana karþý tam manasýyla silahlanmak, zýrh giymek ve gayet dikkat etmek, hem pek ciddi sebat etmek lazýmdýr. Kabul ki her zamanýn ve her çaðýn kendi þartlarýna göre silahlarý, zýrhlarý, tedbirleri olur. Zamanýn geliþmiþliði, ihtiyaçlarý ve zaruriyetleri bu silahlarý ve bu zýrhlarý tedarik eder.. Sonra, düþmanýn tabiatý, kabiliyeti, imkâný, plan ve programý, oyun ve taktikleri de bu silahlarý belirlemede þüphesiz rol oynar. Fakat bütün bunlardan daha önemli olan ve doðrusu daha gerekli olan, mümin neferin evvela, iman-ý tahkiki ve amel-i saliha silahýyla kuþanmasýdýr. Cephanelerini iyice teçhiz etmesi ve namaz baþta olmak üzere ibadet ve taat zýrhý ile kendi varlýk kalesini iyice tahkim etmesi ve cihad-ý asgara hazýr kýt’a haline getirmesidir. Ve elbette ki en kuvvetli silah iman, amel-i saliha, namaz ve takvadýr. Bu dahi, hakkýyla Kur’anýn zincirine tutunmak, Onun sözüne kulak vermek, aldatýcý düþmanýn dünyaya davet etmesine kulaklarýný týkayýp ‘sakýn ha!’ aldanmamak ve sonra þu zamanýn gafil sarhoþlarý içinde seni, terk-i þeaire ve medeniyet-i dünyaya davet edenlere karþý ölümü, ahireti, muhakemeyi, hesabý, cezayý... konuþmakla, bunlarý onlara hatýrlatmakla tam bir mutmainlik içinde cevap vermekle olur. Ta ki ey birader! Hayat-ý ebedisini hafi darbelerden kurtarabilsen… Hiç þüphe yok ki her üç kalenin muhafazasý da ancak böylesi bir tahkiki iman ile mümkün olabilir. Rabbim! Bizi iman-ý hakiki ile amel eden bahtiyarlardan eyle! Âmin…

*Azýk heybesi

wesselam

Gönderen: 23.01.2008 - 20:07

ebu_hanzala üyenin diger mesajlarini ara

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1620 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
33mya (63), turkishdanger (36), LeeNa (56), avara (34), @KIN (43), Sedat KAYHAN (61), burcuburcu (49), emelim (52), yahia (49), huzur (52), nazarboncuð.. (44), fettah (42), asafusta (41), Selim54 (35), excelleron (53), SeHZaDeM (34), sofiumit (41), remzi82 (54), iskender_1 (44), Ibrahim_Kerim (43), ÝSU (31), sadozaydin (38)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.82975 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.