colchicine ivermektin stromectol fluvoxamine kamagra detrol detrusitol dexantol dexone diamox diflucan dilantin dilatrend dilzem dinostral diocimex diovan hct diovan diprolene diuresal diurix dostinex doxy basan doxycline droxia dulcolax duodopa duphaston duricef duspatalin dynexan nouvelle formule ecopan efavirenz effexor xr effexor elantan elavil eldepryl elmetacin elocon elpradil eltroxine elyzol ena basan enasifar endoxan
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » !!!! IRK VE IRKÇILIK !!!!!!!

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
muhammed yusa su an offline muhammed yusa  
!!!! IRK VE IRKÇILIK !!!!!!!
944 Mesaj -
IRK VE IRKÇILIK
Belli bir ýrkýn doðal üstünlüðünü savunan teori ve görüþ. Kalýtým yoluyla geçen fiziki özelliklerle kiþilik, zeka ve kültür özellikleri arasýnda bir sebeb-sonuç baðlantýsý bulunduðu inancýndan kaynaklanýr. Tarih boyunca üstün sayýlan ýrklarýn diðer ýrklar üzerinde egemenlik kurma ve sömürme giriþimlerinde meþrulaþtýrýcý bir gerekçe olarak kullanýldý. Toplumlar arasýndaki birlik ve dayanýþmayý yok etmesi, zulüm ve sömürüye neden olmasý yüzünden Islâm tarafýndan kesin biçimde yasaklandý.

Irkçýlýk, insanlýk tarihi içinde uzun bir geçmiþe sahiptir. Eski Yunan, Roma, Mýsýr toplumlarýnda egemen uluslar kendilerinin doðal üstünlüklerine inanýrlar, kendilerinden olmayan uluslarý ikinci sýnýf insan, dolayýsýyla köle ve hizmetçi olmak üzere yaratýlmýþ topluluklar olarak deðerlendirirlerdi. Israiloðullarý gibi kimi toplumlarda ise ýrkçýlýk dini bir nitelik kazanmýþtý. Kendilerinin seçilmiþ ulus olduklarýna inanan israiloðullarý, Ýslam'ýn teblið edildiði dönemde, sýrf kendi uluslarýndan olmadýðý için Hz. Muhammed (s.a.s)'in peygamberliðini kabul etmemiþlerdi .

Uzun geçmiþine raðmen ýrkçýlýk sosyal bir teori olarak ondokuzuncu yüzyýl da sistemleþti. Irkçýlýðýn altýn çaðý kabul edilen bu yüzyýlda kendisi ýrkçý olmamakla birlikte Charles Darwin'in biyolojik evrim kuramý, sözde bilimsel ýrkçýlýðýn geliþmesine temel oluþturdu. Sosyal Darwincilik insan soyunun zaman içinde çeþitli evrim aþamalarýndan geçtiðini, Avrupalý beyaz ýrkýn insanýn toplumsal evriminin en üst aþamasýný temsil ettiðini savundu. Gobineau, beyaz ýrkýn üstünlüðünü, beyazlar içinde de ârî ýrkýn en yüksek medeniyet seviyesine ulaþtýðýný öne sürdü. Gobineau'nun izleyicilerinden Ingiliz asýllý Houston Stevvart Chamberlain, Almanya'da uzun boylu, açýk tenli ve uzun kafalý Tötonlarýn üstün ýrk olduðunu, Yahudilerin fiziksel olarak Tötonlardan kolayca ayýrt edilmeseler de manevi açýdan olanlardan geri olduklarýný savundu.

Gobineau ve Chamberlain'in görüþleri, baþta Nietzche olmak üzere Max Weber, Werner Sombart gibi düþünürlerce beslenerek Almanya'da Nazý ýrkçýlýðýnýn temelini oluþturdu. Adolf Hitler siyaset felsefeþinin ýrkçýlýk yönünü "bilimsel" temellerini bu düþünürlerden aldý. Nazý ýrkçýlýðý bütün çeliþki ve tutarsýzlýklarýna raðmen Almanlarý birleþtirmekte, yenilmez olduklarýna inandýrmakta, ekonomik sömürüyü ve köle emeðini meþrulaþtýrmakta, halký savaþa yöneltmekte baþlýca etken oldu ve Nazýzmin Alman halký üzerinde kurduðu egemenliðinin temel öðesini meydana getirdi.

Nazýzmden farklý biçimde de olsa, Avrupa uluslarýnýn sömürgecilik hareketlerinde haksýz ve insanlýk dýþý eylemleri meþrulaþtýrmakta ýrkçý görüþler baþlýca etken oldu. Ispanyollar Amerika'ya geldiklerinde Yerlilere karþý izledikleri yayýlmacý ve saldýrgan politikalarýný, Yerlilerin Ispanyollardan farklý olduklarý, kendileriyle ayný anlamda insan bile sayýlamayacaklarýný öne süren ýrkçý teorilere dayandýrdýlar, topraklarýný ellerinden aldýklarý Yerlilere insan gibi davranmanýn gerekmedýðýný öne sürdüler. Thomas Carlyle, James A. Froude, Charles Kingsley ve özellikle Rudyard Kipling'in yazýlarýnda ýsrarla iþlenen "beyaz adamýn misyonu" düþüncesi de sömürgecilik döneminde ýrkçýlýðý meþrulaþtýrýcý ve sömürgeciliði yüceltici bir iþlev gördü. Bu düþünceye göre beyaz Avrupalý öteki ýrklara medeniyet götürüyor, dolayýsýyla insanlýða hizmet ediyordu. Baþta Ingiliz, Fransýz ve Portekýzliler olmak üzere Avrupalý tüm sömürgeciler Asya'da, Afrika'da, Hindistan ve Uzak Doðuda sömürgeleþtirme faaliyetlerini bu sözde "medenileþtirme" görevlerine dayandýrýyorlardý. ABD'de ise ýrkçýlýk önceleri katliam ölçüsünde Yerlilere, daha sonra da Siyahlara yöneldi. Günümüzde ýrkçýlýktan belli ölçüde bir uzaklaþma eðiliminden söz edilse de baþta ABD olmak üzere tam Avrupa ülkelerinde varlýðýný sürdürmekte; özellikle ýrk ayýrýmýnýn yasal olarak sürdüðü Güney Afrika ile Israil'de en katýve acýmasýz biçimiyle egemenliðini yürütmektedir.

Islâm, zulüm ve sömürüye yol açan tüm inanç ve düþünceler gibi ýrkçýlýðý da yasaklamýþtýr. Kur'an ýrklarýn ayný kökten geldiklerini ifade ederek, üstünlük iddialarýnýn temelsizliðini ortaya koymuþtur. Tüm insanlar ve uluslar Hz. Adem (a.s) ile eþi Havva'dan yaratýlmýþtýr. Insan toplumunun ýrklara, kabilelere ayrýlmasý da onlarýn tanýþmalarý ve yardýmlaþmalarý amacýna baðlýdýr. Zulüm ve sömürüye neden olacak kalýtýmsal bir üstünlük söz konusu deðildir. Insanlarýn ve toplumlarýn iyilik ve üstünlükleri yalnýzca inançlarýna, yaþama biçimlerine baðlýdýr, Allah'ýn emirlerine uyma, yasaklarýndan kaçýnma konusundaki titizliklerinden kaynaklanýr (el-Hucurat, 49/13).

Islâm'a göre ýrk öðesi insanlara doðal bir üstünlük saðlamadýðý gibi medenî bir toplumun oluþmasýnda da temel etken deðildir. Medenî bir toplum, hayvanlar gibi iç güdüleriyle birlikte yaþayan insanlardan deðil, özgür iradeleriyle seçtikleri inanç ve idealler çevresinde toplanan insanlardan oluþur. Bu nedenle Islâm toplumu Islâm'ý bir din, bir hayat düzen ve biçimi olarak benimseyen insanlarýn oluþturduðu toplumdur. Belirleyici tek etkenin inanç olduðu bu toplumun oluþmasýnda baþka hiçbir maddi ya da manevi etkenin katkýsý yoktur. Ayný akide çevresinde birleþen insanlar, kan baðlarý olmasa da kardeþtirler (el-Hucurât, 49/10). Buna karþýlýk, ayný inancýn paylaþýlmamasý durumunda, baba oðul arasýnda bile bir yakýnlýktan söz edilemez. Iman etmediði için babasýnýn çaðrýsýna uymayan Hz. Nuh'un oðlu onun ailesinden sayýlamaz (Hud, l l/46). Ayný inancý paylaþan müminler küfrü tercih etmeleri durumunda ne babalarýný, ne de kardeþlerini veli edinebilirler (et- Tevbe, 9/23). Hiçbir mümin, babasý, oðlu, kardeþi ya da diðer bir yakýný da olsa, Allah'a ve Peygamberine düþman olan kimseye sevgi besleyemez (el-Mücadele. 58/22).

Hz. Peygamber (s.a.s)'de câhilî bir âdet olan ýrkçýlýðý sýk sýk gündeme getirerek eleþtirmiþ ve yasaklamýþtýr. Veda haccý sýrasýnda, Veda Hutbesi olarak bilinen ünlü konuþmasýnda Arabýn Arap olmayana, Arap olmayanýn Araba, beyaz renklýnýn siyaha, siyah renklýnýn beyaza bir üstünlüðü olmadýðýný, üstünlüðün yalnýzca takva ile olduðunu ilan etmiþtir. Mekke'nin fethinde, Kabe'yi tavaf ettikten sonra yaptýðý konuþmada Hz. Peygamber (s.a.s) ayný gerçeði þöyle dile getirmiþtir: "Sizden câhiliyye ayýplarýný ve büyüklenmesini gideren Allah'a hamd olsun. Ey insanlar, tüm insanlar iki gruba ayrýlýrlar. Bir grup iyilik yapan, iyi olan ve kötülükten sakýnanlardýr ki bunlar Allah nazarýnda deðerli olan kimselerdir. ikinci grup ise günahkar ve isyankar olanlardýr ki bunlar da Allah nazarýnda deðersiz olanlardýr. Yoksa insanlarýn hepsi Adem'in çocuklarýdýr; Allah Adem'i de topraktan yaratmýþtýr." Irk üstünlüðü düþünceþinin temelsizliði baþka bir hadiste de þöyle ortaya konur "Hepiniz Adem'in oðullarýsýnýz, Adem de topraktan yaratýlmýþtýr. Insanlar babalarý ve dedeleri ile övünmekten vazgeçsinler. Çünkü onlar Allah nazarýnda küçük bir karýncadan daha deðersizdirler" (Tirmizi Tefsir sure, 49).

Hz. Peygamber (s.a.s) insanlarýn ayný kökten geldiklerini ve üstünlüðün yalnýz takva ile ölçülebileceðini belirtmekle yetinmeyerek Allah'ýn insanlarý ýrklarýna göre deðerlendirmeyeceðini de ýsrarla vurgular. Bir hadislerinde "Allah kýyamet günü sizin soyunuzdan-sopunuzdan sormayacaktýr. Þüphesiz Allah katýnda en üstün olanýnýz kötülüklerden en çok sakýnanýnýzdýr." buyurmuþtur. Ayný anlam diðer bir hadiste de þöyle dile getirilir: "Allah sizin mallarýnýza ve þekillerinize bakmaz; fakat O sizin kalblerinize ve amellerinize bakar (Müslim, Birr, 33; Ibn Mâce, Zühd, 9). Bütün bu gerçek ve uyarýlar karþýsýnda ýrkçýlýk davasý güden kiþinin müslümanlýk iddiasýnýn bir anlamý yoktur. Hz. Peygamber (s.a.s), "ýrkçýlýk davasýna kalkýþan bizden deðildir, ýrkçýlýk üzerine savaþa giriþen de bizden deðildir". (Müslim, Imare, 53, 54, 57) buyurarak böyle bir kiþinin yerini tesbit etmiþtir.

Islâm, getirdiði evrensel kardeþlik ilkesi ile Cahiliyye döneminde þiddetle hüküm süren ýrkçýlýk adetini ezip yok etti. Kendilerini soylu ve üstün gören Mekke aristokratlarýnýn zulüm ve baskýlarýna raðmen Islâm, Romalý Süheyb, Habeþli Bilal ve Iranlý Selman gibi aþaðýlanan insanlarýn çabalarýyla baþarýya ulaþarak evrensel bir toplum oluþturdu. Ne yazýk ki Emeviler döneminde Islam egemenliðinin yerini alan saltanatla birlikte birçok cahiliye adeti gibi ýrkçýlýk da yeniden canlandý. Arap olmayan müslümanlar tümden mevali sayýlýyor, Kureyþ dýþýndaki Araplar bile küçümseniyordu. Emevilerin sürdürdüðü ýrkçý politika kýsa zamanda Arap olmayan müslümanlar arasýnda da ýrkçý eðilimlerin ortaya çýkmasýna neden oldu. Özellikle Farslar ve Türkler arasýnda baþlayan bu eðilim giderek Þuubiye olarak anýlan ýrkçý, ulusalcý hareketlere dönüþtü. Emevilerin yýkýlmasýnda önemli bir etken olan Þuubiye hareketi Abbasýler döneminde etkisini yitirmekle birlikte bütünüyle yok olmadý.

Irkçýlýk eðilimleri Islâm dünyasýnda ondokuzuncu yüzyýlýn sonlarýnda yeniden canlanmaya baþladý. Batýlý devletlerin Osmanlý Devletinin parçalama planlarýnýn bir parçasý olarak canlandýrmaya çalýþtýklarý bu düþünce, Ittihad ve Terakki yönetiminin benimsediði ýrkçý politikalarýn da etkisiyle ayrýlýkçý hareketleri besledi. Osmanlý Devletinin parçalanmasýndan sonra oluþan birçok yeni devlet gibi Türkiye Cumhuriyeti de ýrkçýlýktan önemli ölçüde etkilendi. Yeni devletin özellikle dil ve kültür politikalarýnda etkili olan ýrkçý eðilimler zamanla Türkçülük, Turancýlýk adýyla bilinen baðýmsýz bir politik hareket haline geldi. Bu hareket çeþitli parti ve örgütler içinde varlýðýný günümüzde de sürdürmektedir.

wesselam
Gönderen: 06.06.2007 - 18:38
Bu Mesaji Bildir   muhammed yusa üyenin diger mesajlarini ara muhammed yusa üyenin Profiline bak muhammed yusa üyeye özel mesaj gönder muhammed yusa üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 722 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
serhat34 (55), ERKAN1 (36), asalbike (38), yunusemrevulkan (44), dilara-87 (37), mustafa güler (67), nesee (42), yasar karatay (52), Sebiha (48), ismaildemir (58), rizacetinkaya (37), Cankiz04NL (38), hulyaozdal (46), atillabaran (51), Sevket14 (35), salihumut (56), yigidimm (53), qwert2626 (52), guzelsoz (47), mehmelen (41), *Buket* (34), ferhatbnc (45), cCcTAHIRcCc (41), LEVENTDURMAZZ (43), Kerbelaa (33), Anteplisofi (44), haram (43), ngulacar (45), TARIK-ist (54), simsekkk (35), mevanur (40), aybeks (43), kasimbey (44), sengroup (19), selcuklu (49), ayla_cakir (43), akcaabatli (62), hakir (39), vuslat789 (42), djamsterdam (44), furkansoner (43), mustafa.sahin (47), halidbin (53), eliz (45)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55033 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.