0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » HZ. AiSE (R.ANHA)

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Ônder23 su an offline Ônder23  
HZ. AiSE (R.ANHA)
569 Mesaj -
HZ. ÂÝÞE (r.anha)

Allah Resulü Hz. Muhammed (s.a.s.)’e ilk iman eden onun en sadýk arkadaþý Hz. Ebu Bekr es-Sýddîk’ýn kýzý ve Hz. Peygamber’in zevcesi. Hicret’ten dokuz veya on sene önce Mekke-i Mükerreme’de doðdu. Annesi Ümmi Rûmân binti Âmir Ýbn Umeyr’dir. Hz. Âiþe çok küçük yaþta müslüman olmuþtur.

Resulullah, ilk zevcesi Hatîcetü’lKübrâ hayatta iken baþka bir kadýnla evlenmemiþti. Onun vefatýndan sonra bir süre daha evlenmedi. Resulullah, Hatice (r.anha)’nin ölümüne çok üzüldü. Osman Ýbn Maz’un’un hanýmý Havle binti Hakim, Resulullah’a gelerek Ebu Bekr es-Sýddîk’ýn kýzý Âiþe ile evlenmesini teklif etti. Sonra da Resulullah adýna Ebu Bekr’e giderek kýzý Âiþe’yi istedi.

Hz. Âiþe’nin Resulullah’a nikâhlanmasý Hicret’ten iki veya üç sene önce oldu. Kaynaklar, bu nikâhlanma sýrasýnda Hz. Âiþe’nin yaþýnýn küçük olduðunu kaydetmektedir. Nikâhýn kýyýlmasýndan iki yýl kadar zaman geçtikten sonra zifâf vukû bulmuþtur. Hz. Âiþe’nin o zaman dokuz veya on bir yaþýnda olduðu rivayet edilmektedir. Bu rivayetleri bazý tarihçiler cerhetmekte ve Âiþe validemizin evlendikleri zaman daha büyük olduðunu ileri sürmektedirler. Âiþe validemizden rivayet edilen bir hadiste, Hz. Cebrâil Âiþe’nin resmini ipek bir hýrka içinde Resulullah’a getirmiþ ve “Bu, senin dünya ve ahirette zevcendir.” demiþti. Hz. Peygamber (s.a.s.)’in bâkire olarak nikâhladýklarý tek zevcesi vâlidemiz Hz. Âiþe’dir. Resulullah onu çok severdi. Ona ‘Hümeyra’ lâkabýný vermiþ ve: Dininizin yarýsýný bu Hümeyra’dan alýnýz buyurmuþlardýr. Hazret-i Âiþe, Medine’de Peygamberimizin muharebelerine katýldý ve diðer sahâbe hanýmlarý gibi harpte yaralýlarýn tedavisiyle bizzat meþgul oldu. Uhud gazâsýnda sýrtýnda su ve yiyecek taþýyýp yardým için Peygamber Efendimizin hep yanýnda kalmýþtý. Hatta, peygamberimizin Uhud’da müþriklerin taþlarýyla yaralanan mübarek yüzlerine, hasýr yakýp, külünü basarak kanlarýnýn durmasýný saðlamýþtý. Hz. Âiþe bir ara Uhud’da kýlýçla cepheye gitmek istemiþse de, Resulullah buna müsaade etmemiþtir.

Âiþe 14-15 yaþlarýnda iken Benu Mustalik (Müreysi’) gazâsýna Resulullah’la beraber katýldý. Gazâ dönüþü tuvalet için geride kalmasý yüzünden iftiraya uðradý; savaþa ganimet için katýlan münafýklar Hz. Âiþe’nin, gecikmesi sebebiyle, kâfilenin ardýndan yanýnda Ashabtan Safvan ile birlikte geldiðini görünce bunu kötü sözlerle ve çirkin bir þekilde yorumladýlar. Yolda bu dedikodulara bazý müslümanlar da karýþýnca Hz. Âiþe çok üzüldü; Medine’ye gelince hastalandý, iftira, dedikodu etrafa yayýlmýþtý. Ateþi yükselerek yataða düþtü. Bu arada kendisini fazla aramayan Rasûlullah’tan izin isteyerek babasý Ebû Bekir’in evine gitti. Orada bir müddet kaldý; sabýrla bekledi. Bu arada Rasûlullah diðer hanýmlarýna ve sahâbeden en yakýnlarýna Âiþe’nin durumunun ne olabileceðini sordu. Hepsi de Hz. Âiþe’nin temiz ve suçsuz olduðunu söylediler Peygamberini fenalýklardan koruyan Cenâb-ý Hak, size böyle bir þeyi revâ görmez, sabreyleyin dediler.

Aradan bir ay gibi uzun bir zaman geçinceye kadar danýþmalarýný sabýrla sürdüren Resulullah, sonunda Hz. Ebû Bekir’in evine uðradý. Hz. Âiþe’yi, anne, babasý ve sahâbeden bir hanýmla aðlar buldu: Ya Âiþe, senin için bana þöyle þöyle söylediler. Eðer sen, dedikleri gibi deðilsen Allah’u Teâlâ yakýnda senin doðruluðunu tasdik eder. Eðer bir günah iþlediysen, tövbe ve istiðfar eyle! Allah’u Teâlâ, günahýna tövbe edenlerin tövbesini kabul eder. buyurdular. Resulullah’ýn mübarek sesini iþitince aðlamayý kesen Hz. Âiþe babasýna bakýp cevap vermesini istedi. Hz. Ebû Bekir ve Âiþe’nin annesi böyle söylentilere ve dedi-kodu yapanlara sadece þaþýrdýklarýný söylediler. Hz. Âiþe ise: “Allah’u Teâlâ’ya yemin ederim ki kulaðýnýza gelen lâflarýn hepsi yalandýr, iftiradýr, Allah biliyor ki benim bir þeyden haberim yoktur. Yapmadýðým bir þeye evet dediðimde kendime iftira etmiþ olurum. Sabretmek iyidir. Onlarýn söylediði þey için Allah’u Teâlâ’dan yardým bekliyorum.” dedi. Günahsýz olduðundan, kalbinin temizliði ile ve kendinden emin olarak bekledi .

Bu sýrada Hz. Peygamber (s.a.s.)’in yüzünde vahiy alâmetleri belirdi. Hz. Ebû Bekir, Resulullah’ýn baþýnýn altýna bir yastýk koyup üzerine çarsaf örterek beklediler. Vahiy tamamlanýnca Resulullah terlemiþ yüzünü örtünün altýndan kaldýrarak: “Müjdeler olsun sana ey Âiþe! Allah’u Teâlâ seni temize çýkardý. Senin pak olduðuna þahit oldu.” deyip Kur’an’daki Nûr Suresinden, o an nazil olunan 10 ayeti okudu. Hz. Ebû Bekir hemen kalkýp kýzý Âiþe’yi baþýndan öptü, “Kalk, Resulullah’a teþekkür et.” dedi. Kendisi için ayet ineceðini aklýndan geçirmeyen Âiþe þaþkýnlýk içinde: “Hayýr kalkmam baba vallahi kalkmam. Allah’u Teâlâ’dan baþkasýna þükretmem. Çünkü Rabbim beni Ayet-i Kerîme ile methetti.” dedi. Ama, çok sevindi. iftirada bulunanlar zamanla hakîr ve zelîl oldular.

Peygamberimiz (s.a.s.) 632 senesinde hastalanýnca son gününü Hz. Âiþe validemizin evinde geçirdi. Rebiü’levvel ayýnýn onikinci pazartesi günü öðleden önce mübarek baþý, Hz. Âiþe validemizin göðsüne yaslanmýþ olduðu halde vefat etti. Resulullah’ýn vefatýndan sonra Ashâb-ý Kirâm, Hz. Aiþe validemize müminlerin annesi adýný vererek, ona büyük hürmet göstermiþlerdir. Hz. Âiþe de, sahâbe içinde, kýrk yýla yakýn bir müddet daha yaþamýþ ve pek çok hadis rivayet etmiþtir.

Hz. Âiþe’nin bu son kýrk yýllýk hayatýndaki en önemli olay; Cemel Vak’asý’dýr. Hz. Osman’ýn karýþýklýk çýkaran entrikacý asiler tarafýndan þehid edilmesinden sonra halîfe olan Hz. Ali, katilleri bulmak ve kýsas yapmak hususunda günün þartlarý gereði olarak sabýrla hareket etmeyi uygun bulmuþtu. Bu yumuþak davranýþtan yüz bulan asiler taþkýnlýklarýný artýrarak fenalýklarýna devam ettiler.

Durum böyle endiþe verici bir hâl alýnca Ashâb-ý Kiram’ýn büyüklerinden bir kýsmý (Talha, Zübeyr…) Mekke’ye giderek o sýrada hac için orada bulunan Hz. Âiþe’yi ziyaret edip, olaylara el koymasýný ve kendilerine yardýmcý olmasýný istediler. Hz. Âiþe de; acele etmemelerini, sabýrla bir köþeye çekilip Hz. Ali’ye yardýmcý olmalarýný tavsiye etti. Ashâb-ý Kirâm’ýn büyükleri de Hz. Âiþe’nin tavsiyesine uyarak, askerleriyle Irak ve Basra’ya gitmeyi uygun gördüler. Hz. Âiþe’ye de: “Ortalýk düzelinceye ve halifeye kavuþuncaya kadar bizimle beraber bulun, bize destek ol, çünkü sen müslümanlarýn annesi ve Resulullah’ýn muhterem zevcesisin, herkes seni sayar dediler. Hz. Âiþe de, müslümanlarýn rahat etmesi ve Ashâb-ý Kirâm’ýn korunmasý için onlarla birlikte Basra’ya hareket etti. Bu gidiþi asiler, Hz. Ali’ye baþka türlü anlattýlar. Bu arada Hz. Ali’yi de zorlayarak Basra’ya gitmesini saðladýlar. Hz. Ali de Basra’ya gelince Hz. Âiþe’ye bir haberci yollayarak, olaylar ve yolculuðu hakkýndaki düþüncelerini sordu. Hz. Âiþe, fitneyi önlemek ve sulhu saðlamak için Basra’ya geldiðini; öncelikle katillerin yakalanmasýný istediklerini halife Hz. Ali’ye bildirdi. Bu görüþü Hz. Ali de uygun bularak sevindi. Memnun olan her iki taraf üç gün sonra birleþmeyi kararlaþtýrdýlar.

Bu barýþ haberini ve memnunluðu iþiten münafýklar birleþmeye engel olmak için, gece karanlýk basýnca, her iki tarafa da ayrý ayrý askerlerle saldýrdýlar. Taraflara da: “Bakýn, karþýnýzdakiler sözünde durmadý” deyip bu gece baskýný ile ortalýðý karýþtýrdýlar. Karanlýkta neye uðradýklarýný bilemeyen müslümanlar harb etmeye baþladýlar. Her iki taraf da karþýsýndakini suçluyordu. Ýþte bu iki müslüman grup arasýnda meydana gelen çatýþmaya Cemel vak’asý denir.

Bu vak’ada Hz. Aiþe’nin ictihadý Hz. Ali’nin ictihadýna uymamýþtý. Buna raðmen galib olan Hz. Ali, müminlere anneliði Kur’an-ý Kerim ayeti ile sabit olan Hz. Aiþe’ye ikram ve izzette bulundu. “Ali’yi sevmek imandandýr.” hadisini haber veren Hz. Âiþe de Hz. Ali’yi çok severdi. Daha sonra Hz. Ali’nin þehâdetine üzüldü ve çok aðladý. Çünkü, sahâbiler birbirlerini çok severlerdi.

Hayatýnýn son devrelerini müctehid olarak bilhassa kadýnlara mahsus hallere dair fikhî hükümlerde fetvalar vererek geçirdi. 676 yýlýnda Medine-i Münevvere’de vefat etti. Cenazesini Ashâbtan Ebû Hureyre (r.a.) kýldýrdý. Vasiyyeti üzerine Medine’de el-Bakî’ kabristanýna defnedildi. Küçük yaþlarda iken Âiþe’nin eðitim ve öðretimiyle bizzat babasý Hz. Ebû Bekir (r.a.) ilgilenmiþtir. Bütün müminlerin annesi olan Âiþe validemiz daha küçük yaþlarda iken okuma yazma öðrenmiþ, zekâsý ve kabiliyeti ile etrafýnýn dikkatini çekmiþtir. Öðrendiklerini unutmaz, ezbere tekrar ederdi. Hafýzasý çok kuvvetli idi. Akýllý, zeki, âlime, edibe, iffet sahibi bir haným idi. Pek çok konularý þiirle anlatan sanatkârca bir ifadeye sahipti. Ashâb, karakter ve hâfýzasýna güvendikleri ayet-i kerime ile övüldüðünü bildikleri için birçok meseleyi ondan sorar ve öðrenirlerdi.

Hz. Âiþe vâlidemiz babasý Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer, Hz. Osman’ýn hilâfetleri zamanýnda Hz. Peygamber’den iþittiklerini müslümanlara anlattý. Devamlý oruç tutar ve daima gece namazý kýlardý. Hz. Âiþe fýkýh ve ictihadda keskin, kuvvetli görüþe sahiptir. Fýkýh ilminin kurucularýndan sayýlýr. Devrinin üstün âlimlerinden ve Fukahâ-i Seb’adandýr.

Hz. Âiþe, güzel ahlâklý, merhamet dolu, cömert ve ibadete düþkün, çok zeki bir sahâbiydi. Hepsinin baþýnda en mümtaz vasfý ise islâm’a ve ilme olan büyük hizmeti idi. Müslüman bilginler arasýnda yaygýn bir rivayete göre fýkýh ve dinî ilimlerin dörtte birini Hz. Âiþe nakletmiþtir.

Ebû Mûsa el-Eþ’ârî: “Bizler, müþkül bir mesele ile karþýlaþtýðýmýzda gider Hz. Âiþe’ye sorardýk.” demiþtir.

Abdurrahman b. Avf’ýn oðlu Ebû Seleme: Resulullah’ýn sünnetini Hz. Âiþe’den daha iyi bilen; dinde derinleþmiþ, Ayet-i Kerîme’lere bu derece vâkýf ve sebeb-i nüzulleri bilen, ferâiz ilminde mâhir bir kimseyi görmedim. demiþtir.

Hakkýnda Ýmam Zührî Eðer zamanýnýn bütün âlimlerinin ve peygamberimizin diðer zevcelerinin ilmi bir araya toplansa, Hz. Âiþe’nin ilmi yine daha aðýr basardý” derdi.

Atâ b. Ebî Rebâh Hz. Âiþe, ashâb içinde en çok fýkýh bilen, isabetli rey bakýmýndan en ileri gelen bir kimse idi.” demiþtir.

Tabiinden Mesruk Allah’a yemin ederim ki, Ashâb-ý Kirâm’ýn ileri gelenlerden bir çoðu gelir Hz. Âiþe’den Ferâiz’e ait sorular sorar ve öðrenirlerdi. demiþtir.

Hz. Âiþe Peygamberimizden ikibinikiyüzon hadîs rivayet etmiþtir. Kendisinden de Ashâb ve Tabiin’den bir çok kimse hadîs nakletmiþlerdir. Sahih hadis kitaplarý Hz. Âiþe’nin fetvalarý ile doludur. Ahmet b. Hanbel Müsned adlý eserinde de Âiþe’nin rivayet ettiði hadislerinden uzun uzun bahseder .

Hz. Âiþe’nin naklettiði hadislerden bazýlarý

Ey Âiþe, Allah, kullarýna lutf ile muamele edicidir. Her iþte yumuþak davranýlmasýný sever.

Her gün yirmi kere ölümü düþünen kimse, þehidlerin derecesini bulur

“Resul-i Ekrem (s.a.s.) in en ziyade hoþlandýðý ibadet, devamlý olaný idi, az olsa bile.

“Sekir (sarhoþluk) veren her içki haramdýr.

Hazret-i Peygamber (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur: Cebrâil hiç durmaz komþu hakkýna hürmet olunmasýný bana tavsiye ederdi. Hatta ben yakýnda komþuyu mirasçý kýlacak sandým.
Gönderen: 01.06.2007 - 21:26
Bu Mesaji Bildir   Ônder23 üyenin diger mesajlarini ara Ônder23 üyenin Profiline bak Ônder23 üyeye özel mesaj gönder Ônder23 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1732 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sakir bayram (64), arabulan (55), ümit09 (53), hilalbaþa.. (44), ESÝLA (39), HiLaL90 (34), enes.gs (38), aksoy60 (40), Beste (46), gümüþta&#2.. (43), derdodertli (51), nurangurtekin (45), irfan temel (53), ismail_kutahya (37), Basel-Stadt (48), BLaCKHaPPY (47), haya (36), hesert (51), lütuf (39), köln72 (52), emretavsan (44), ahmet51 (47), ahmetpolat1983 (41), cansin18 (60), mizgin_islam (44), *HilaL* (39), ogretmen78 (45), mehmet70 (54), bluedream (42), Gül-i Ruhsar (37), Meral Cölkusu (44), Dünyali (52)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 2.17592 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.