*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1437 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazar, 17. Kasım 2024 - 13:28

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Sırat Köprüsü

önceki konu diğer konu

1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	Ônder23

Sırat Köprüsü

569 Mesaj -

Kur'an-ý Kerim ayetleri ve özellikle de hadislerden kýyamet gününde insanlarýn hesaplarýnýn görüldükten sonra cehennem üzerinde kurulu olan bir köprü üzerinden geçecekleri anlaþýlmaktadýr. Mü'minler, hadislerde kýldan ince ve kýlýçtan keskin olarak tanýmlanan ve Sýrat ismi verilen bu köprü üzerinden selametle geçip cennete ulaþýrken; kafir, münafýk ve isyan ehli, bu köprü üzerinden geçmeyi baþaramayacak ve cehenneme yuvarlanacaklardýr.

Allah Teala þöyle buyuruyor:

"Sizden oraya (cehenneme) uðramayacak yoktur. Bu, Rabbinin yapmayý üzerine aldýðý kesinleþmiþ bir hükümdür. Sonra Biz, Allah'a karþý gelmekten sakýnmýþ olanlarý kurtarýr, zalimleri de orada diz üstü çökmüþ olarak býrakýrýz."

Hadislerde ise Sýrat köprüsü daha açýk bir þekilde açýklanmýþtýr. Hadisler, biri dünyada, diðeri ahirette olmak üzere iki Sýrat'ýn olduðunu ve insanlarýn dünyadaki Sýrat'ý izleme durumu aynen ahiretteki Sýrat'tan geçiþine de yansýyacaðýný bildiriyorlar. Hadisler, dünyadaki Sýrat'ý þaþmadan ilahi elçilerin önderliðinde kat edenlerin ahiretteki Sýrat'ý da yine onlarýn önderliðinde kolaylýkla geçeceklerini, þeytana uyarak dünyadaki Sýrat'tan sapanlarýn ise, ahiretteki Sýrat'ý geçmekte de þaþkýnlýk ve sapmalara kapýlarak cehenneme yuvarlanacaklarýný açýklýyorlar.

Allah Teala þöyle buyuruyor: "Onun (Þeytanýn) hakkýnda þöyle yazýlmýþtýr: O kendisini dost edinen kimseyi saptýrýr ve alevli azaba götürür."

Buna karþýlýk ilahi elçilerin önderliðini kabul etmek ise, hem dünyada hem de ahirette insaný selamete ve kurtuluþa götürür.

Hz. Ýmam Cafer sadýk (a.s)'a Sýrat'ýn ne olduðu sorulunca Hazret þu cevabý verir: "Sýrat ilahi marifete doðru giden yol ve Allah'ý tanýmaktýr. Sýrat iki tanedir, dünyadaki sýrat ve ahiretteki sýrat. Dünyadaki sýrat, itaati vacip olan Masum Ýmam'dýr. Kim dünyada iken onu tanýyýp, ona iktida ederse, ahirette ateþ üzerinde kurulan köprüden geçecektir. Kim de dünyada iken imamýný tanýmayýp, itaatinde olmazsa, ahirette Sýrat köprüsünden geçerken ayaklarý titreyip ateþe yuvarlanacaktýr."

Baþka bir hadiste ise, Hz. Ýmam Hasan Askeri (a.s) þöyle buyurmuþtur: "Sýrat-ý müstakim (doðru yol) iki sýrattýr. Dünyadaki Sýrat ve ahiretteki Sýrat, dünyadaki Sýrat ifrat ve tefritten uzak olup, istikamet gösterilen ve hiçbir batýla meyledilmeyen Sýrat'týr. Ahiretteki Sýrat ise, mü'minleri cennete götüren doðru yoldur. O yol onlarý ne ateþe ne de cennet dýþý baþka bir þeye götürmez."

Sonra hadisler, ahiretteki Sýrat'ýn kýldan ince ve kýlýçtan keskin olduðunu belirterek, ondan geçmenin zorluðuna iþaret etmiþlerdir. Bunun sýrrý da dünyadaki Sýrat'ý kat etmenin zorluðunda yatmaktadýr.

Nasýl ki, insanýn dünyada hem inanç, hem de amel açýsýndan doðru yol üzerinde istikamet etmesi zor olup, kýldan ince ve kýlýçtan keskinse, ahiretteki Sýrat da böyledir. Hz. Resulullah istikamet emri gelen Hud Sûresi'nin saçlarýný aðarttýðýný buyururken iþte bu zorluða iþaret etmiþtir. Ýþte bu zorluk yüzündendir ki, pek az insan hem inanç hem de amel açýsýndan tam olarak doðru yol üzerinde istikamet edebiliyor.

Büyük filozof Sadr-ül Müteallihin Sýrat'ýn kýldan ince ve kýlýçtan keskin olma sýrrýný þöyle açýklýyor: "Ýnsanýn kemale ermesi iki gücünü kullanmasýna baðlýdýr. O iki gücünden ilki fikirsel ve düþünsel gücüdür. Ýnsanýn bu gücü ile hak ve yakini bulmasý, ince fikirsel çalýþmayý gerektirir ki, temessül ederse dikkat ve letafet açýsýndan kýldan ince olarak temessül eder. Ýkinci gücü olan ameli gücünü kullanmak ise, ancak nefsinin ifrat ve tefritten uzaklaþýp itidal halini bulmasýyla saðlanýr. Bu ise ancak sahip olduðu þehvet, gazap ve fikir güçlerinin çalýþmalarýnda itidal halini bulmasýyla mümkündür. Zira ifrat ve tefrit olan bütün uç noktalar kýnanmýþ olup insanýn ateþe düþmesine ve bedbahtlarýn yurdunu menzil edinmesine vesile olur. Birbirinin zýddý olan bu uç noktalarýn tam anlamýnda ortasýný bulmak ise, bunlardan hali olmak menzilesinde olup, adalet hali olarak nitelenen bu hal ateþten kurtulma menþeidir. Bu ise kýlýçtan keskindir. O halde Sýrat'ýn iki yüzü vardýr. Bir yüzüyle kýldan ince, ikinci yüzüyle de kýlýçtan keskindir."

O halde Sýrat'ýn kýldan ince olmasý, fikrin ýslah edilmesinin inceliði ve kýlýçtan keskin olmasý ise, ameli gücün ýslah edilmesinin keskinliðindendir. Ahiretteki Sýrat ise dünyadaki Sýrat'ýn incelik ve keskinliðinin tecessümünden ibarettir.

Sýrat'la ilgili olan bir baþka konu da Sýrat'tan geçenlerin geçiþ þeklidir. Hadisler, bazýlarýnýn Sýrat'tan surat ve kolaylýkla geçerken bazýlarýnýn zorluklarla geçeceðini bildiriyor.

Hz. Ýmam Sadýk (a.s) þöyle buyurmuþtur: "Ýnsanlar Sýrat'tan tabakalar halinde geçeceklerdir. Sýrat ise kýldan ince ve kýlýçtan keskindir. Bazýsý þimþek gibi hýzlý geçecek, bazýsý at koþtururcasýna geçecek, bazýsý sürünerek geçecek, bazýsý yürüyerek geçecek, bazýsý ise ona asýlý olarak geçecek ve ateþ onun bazý yerlerini yakacak bazý yerlerini de yakmayacaktýr."

Açýktýr ki, insanlarýn bu ahiretteki Sýrat'tan geçiþ þekli de, onlarýn dünyadaki Sýrat'tan geçiþ þekillerinden kaynaklanmaktadýr. Zira insanlar dünyada iken bazýlarý hem inanç hem de amel açýsýndan ihlas ehli olup, her halûklarda Allah'ý görüp, Allah için hareket ederken, bazýlarý hem inanç hem de amel boyutunda bunun tam aksi durumda olur, bazýlarý ise, bu iki uç tarafýn ortasýnda derecelere girmekteler.

Bir baþka türlü bakacak olursak

Âhiretin deresini, tepesini, düzlüðünü, yokuþunu, köprüsünü, yolunu, yordamýný, terazisini, mîzânýný, ateþini ancak dünyadaki benzerleriyle kavrayabiliriz. Baþka türlü kavrama imkânýmýz yok. Görüþ ufkumuz dünyadaki benzerleriyle ve sembollerle çevrili. Âhiretle ilgili haberlerde yer alan uhrevî maddelerin sûretini ve þeklini mânâ itibariyle kavrayabilmemiz için dünyadaki benzerleriyle ifâde etmek zorunluluðu var. Âyetlerde ve hadislerde âhireti ve içindekileri anlayabilmemiz için böyle ifâde edilmiþtir. Meselâ mahþerdeki terazi elbette bakkal terazisi þeklinde olmayacak. Kaldý ki dünyada bile þekil itibariyle biri diðerine benzemeyen çok farklý biçimlerde terâziler söz konusu. Hatta ayný bakkal dükkânýnda, o eski bildiðimiz klasik terâziden tutun, farklý boy ve ebatlarda ve farklý ölçeklerle çok sayýda elektronik terâzi örnekleri görmek mümkün. Öyleyse mahþerde sevap ve günahýmýzý tartan bir terâzîden söz edildiðinde, çok hassas ölçüleriyle sonsuz duyarlýklý bir tartý âletinin bulunduðunu anlarýz, gerçek þeklini görmeyi âhirete býrakýrýz.

Sýrat köprüsü için de ayný bakýþ açýsý söz konusudur. Sýrat Köprüsü, Cehennemin karanlýk ve dev alevleri üzerinde kurulmuþ, dehþetli, kýldan ince, kýlýçtan keskin bir köprüdür. (“Kýldan ince, kýlýçtan keskin” ibaresi sýrat köprüsünün çok hassas bir ayar içinde olduðuna ve dehþetine iþâret eder.) Buradan herkes geçecektir. Çünkü Cennetin yolu Sýrat köprüsünden geçer. Cennete giden de, Cehenneme düþen de bu köprüye uðrar. Bu köprüden geçerken günahkârlar ve kâfirler ayaklarý sürçerek dev ateþe düþerler. Mü’minler ise amellerine göre belirli hýzlarda bu tehlikeli köprüyü geçerler. Peygamber Efendimizin (asm) bildirdiðine göre bu köprüden ilk geçecek olanlar Peygamber Efendimiz (asm) ve ümmeti olacaktýr. Sonra diðer ümmetlerin salih amelleri sayesinde sýrat köprüsünü sür’atle geçeceði bildirilmiþtir.1

Üstad Bedîüzzaman Hazretleri insanýn bir yolcu olduðunu beyan eder ve “Sýrat”ý yolculuðun zorunlu uðrak yerlerinden birisi olarak zikreder. Bedîüzzaman, insanýn, âlem-i ervahtan, rahm-ý mâderden, sabâvetten, ihtiyarlýktan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haþirden, Sýrattan geçer bir uzun sefer-i imtihanda hiç durmadan yürüyen bir yolcu olduðunu kaydeder.2

Sýrat ile ilgili Peygamber Efendimizi (asm) dinleyelim:
“Kýyamet Gününde insanlar bir araya toplanacaklar. Rabbimiz:
‘Her kim her neye tapýyor idiyse onun ardýna düþsün!’ buyuracak. Artýk kimi güneþin, kimi ayýn, kimi taptýklarý tâðûtlarýn peþine düþecekler. Yalnýz bu ümmet, içlerinde münâfýklarý da olduðu halde yerinde kalacak. Allah onlara: ‘Ben sizin Rabbinizim!’ buyuracak. Onlar da: ‘El-Hak, Sen bizim Rabbimizsin!’ diyecekler. Allah Teâlâ’nýn onlarý dâvet buyurmasý üzerine davete uyacaklar. Cehennemin tam ortasýna Sýrat (köprü göz kırpma

kurulacak. Ümmetini onun üstünden en evvel geçirecek ben olacaðým. O gün dehþeti ve korkusu nedeniyle peygamberlerden baþka hiç kimse konuþamayacak. Peygamberlerin o günkü kelâmlarý da: ‘Allahümme sellim, sellim’ (=Allahým esenlik ver, Allahým kurtar!’ olacaktýr. Cehennemde sa’dân dikenlerine benzer çengeller vardýr. Bu dikenlerin ne kadar büyük olduklarýný ancak Allah bilir. (Deðiþik rivâyetlerde: Onlara, ‘Nûrunuzun miktarýna göre kurtuluþa koþun!’ denilir. Mü’minlerin kimi göz kýrpacak kadar zaman içinde, kimi þimþek gibi, kimi rüzgâr gibi, kimi kuþ gibi, kimi ala-yörük cinsi bir at gibi, kimi deve gibi sür’atle geçerler. Nihâyet nûru yalnýz ayaklarýnýn baþ parmaðýnda olarak verilen kimse yüzü koyu yürüyerek elleri ve ayaklarýyle emekler ve bir kolunu çekse öteki kolu, bir ayaðýný çekse öteki ayaðý takýlýr ve kurtuluncaya kadar ateþ yanlarýna çarpar durur. Kimi yürüyerek, kimi karný üstünde sürünerek geçer de: ‘Yâ Rab! Beni neden bu kadar geç býraktýn?’ der. Cenâb-ý Rabbü’l-âlemîn: ‘Seni geç býrakan kendi amelindir!’ buyurur. O gün münâfýklar îman edenlere, ‘Lütfen bizi bekleyin de, nurunuzdan biz de istifâde edelim.’ derler. Fakat kendilerine: ‘Geriye dönün. Nûru orada arayýn.’ denilir.) Bu çengeller insanlarý kötü amellerinden dolayý kapýp alýrlar. Bunlardan kimi kötü ameli dolayýsýyla helâk olur. Kimi hardal gibi ezildikten sonra kurtulur. Nihayet, Allah ateþe girenlerden kimlere rahmet buyurmayý dilemiþse onlarý çýkarýr. Meleklere, dünyada iken Allah’a ibâdet etmiþ olanlarý çýkarmalarýný emreder. Melekler de onlarý çýkarýr. Melekler onlarý secde izlerinden tanýrlar. Allah Teâlâ secde izlerini yiyip mahvetmeyi Cehennem ateþine haram kýlmýþtýr. Cennet ile Cehennem arasýnda yüzü ateþe dönük bir kimse kalýr. Ki o, Cennete gireceklerin sonuncusu olacaktýr. O kimse:
‘Yâ Rab! Yüzümü þu ateþten döndür. Kokusu beni zehirleyip duruyor. Alevi beni yakýp duruyor.’ diyecek. Adamcaðýz mütemadiyen duâ ve niyaz yapmaya devam edecektir. Sonunda Allah Teâlâ:
‘Bu senin dediðin yapýlacak olursa, acaba baþka bir þey istemeyecek misin?’ buyurur. Adam:
‘Celâl ve Ýzzetine yemin olsun ki, hayýr!’ diyecek. Allah onun yüzünü Cehennem ateþinden Cennet’e doðru döndürünce Cennet’in güzelliðini görecek. Baþlangýçta bir süre hayâ ettikten sonra: ‘Yâ Rab, beni Cennetin kapýsýna yaklaþtýr.’ diyecek.
Allah: ‘Evvelce baþka bir þey istemeyeceðine dair yemin etmiþ deðil miydin?’ diyecek. Adam: ‘Yâ Rab! Mahlukatýnýn en bedbahtý ben olmayayým.’ diyecek. Allah:
‘Bunu da verirsem baþka bir þey isteyecek misin?’ diyecek. Adam:
‘Ýzzet ve celâline yemin olsun ki, hayýr!’ diyecek.
Cenâb-ý Allah onu Cennetin kapýsýna yaklaþtýracak. O kimse, Cennetin kapýsýna varýp da, Cennetteki eþsiz güzelliði ve letâfeti, içindeki hadsiz sevinci ve neþeyi görünce, bir süre utancýndan susacak, ama sonra:
‘Yâ Rab! Beni içeriye sok!’ diye duâ edecek. Allah:
‘Behey Âdemoðlu! Sen ne sözünde durmaz kimsesin! Sen verdiðimden baþka hiçbir þey istemeyeceðine dair yemin vermiþ deðil miydin?’ buyuracak. Adam:
‘Ya Rab! Mahlûkâtýnýn en bedbahtý olmayayým.’ diyecek ve duâ ve niyazýna ýsrarla devam edecek. Nihayet Cenâb-ý Hak onun da Cennete girmesine izin verecek. Ona:
‘Ýste!’ buyuracak. O da uzun boylu isteklerini dile getirecek. Ne arzu ediyorsa isteyecek. Ýstekleri bitince, Allah Teâlâ: ‘Bunlardan baþka þunu da, þunu da, þunu da, bunu da iste!’ buyuracak. Ýsteyeceði güzel þeyleri Cenâb-ý Hak onun aklýna getirecek. Nihayet adam bunlarý da isteyecek. Adamýn istekleri bitince Allah Teâlâ:
‘Bunlarýn hepsi ve on misli kadar isteklerin hepsi senindir.” buyuracak.”3
Allah için kesilen kurbanlarýn Sýrat üstünde sahiplerine burak gibi binek olacaklarý müjdesi, yapýlan ibâdete Allah’ýn vermeyi vaad buyurduðu bir mükâfâttýr.4 Takdir Yüce Allah’ýndýr.

Cenâb-ý Hak ibâdetlerimizi ihlâsla ve sýrf kendi rýzâsý için yapmamýzý müyesser kýlsýn. Âmin.

Gönderen: 04.05.2007 - 00:54

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1437 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
kardelen_01 (40), nurayy (41), yusuf_kamil (39), suzunkopru (48), hatice75 (49), KADER23 (41), jale (37), musa_kavutcu (42), zamanben (45), yasmus (44), gürcan (55), goxell (43), bayram_imamoglu (49), **zeynebim** (37), nurevþan (38), sehadet_1 (40), omerfaruk30 (39), suslu (36), arbana (44), sebnemer (38), medhusalem (55), exusprometheus (49), Selma33 (53), broken_heart (38), Akin68 (52), xxercu (48), kardelen (42), EmReCaN_TR (43), melissa-72 (52), corumluabdul (54), a-leehan (44), berabahý.. (45), delala_min (), gurbet-gulu42 (37), samet2001 (50), m_altun (40), kazak_orhan (38), numanyilmaz (37)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.78833 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.