|
|
|
|
Toplam Forum: 69
*** Toplam Konu: 30100
*** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Gönderen |
|
|
|
569 Mesaj -
|
|
|
“Akþam; sýrma saçlý bir ceviz aðacýnýn yapraklarýnda gülümsüyordu. Köyde bir telaþ, bir telaþ... “Ramazanda da sular kesilir mi caným?” “hökümetin hiçbir iþi doðru düzgün deðil ki zaten” “hele þehre adam yollayýverin de belediyeye gitsinler”
Ýki köylü belediyeye gider, ama kimse onlarý kaale bile almaz. Ne yapsýnlar çaresiz geri dönerler. Ertesi gün grup hâlinde gidilir. Bu sefer de görevliler baþlarýndan atmaya uðraþýrlar. Baþarýlý da olurlar. Böylece aradan bir hafta geçer. Köyde millet susuzluktan kýrýlýr. Kimse gelip de kaynak suyu çýkarýlan yerdeki çatlak boruyu tamir etmez ve su akar akar akar...en sonunda köylü dayanamaz, bütün köy halký toplanarak belediyenin kapýsýna dayanýr. Bu kadar insaný baþýndan atamayacaðýný anlayan görevliler çaresiz köylülere yardým ederler. Artýk köylüler “hâcet-i amme” olan sularýna kavuþmuþlardýr. Nede olsa koca köy halkýnýn isteðini geri çevirecek deðildir zaten bu o baþkanýn makamýna yakýþmaz. Hele bir de aralarýnda yakýn akrabalarý falan varsa...” diye devam edip gider iþte hikaye.
Ýsimler, cisimler ve resimler o kadar da önemli deðillerdi. Geçer akçe; ismin ardýndaki karakter, cismin içindeki ruh, resimde saklý mânâdaydý. Ceset her sene deðiþse de insan ayný insandý. Þablonlar kendileriyle deðil, uygun düþtükleri kalýplarla bir deðer ifade ederlerdi. Hikayeler de sadece elbiseden ibaretti, mânâlarýndaydý asýl güzellikleri.
Bunun içindi bütün benzetmeler, Onu ve Habibini anlamak, en azýndan anlamaya çalýþmak için açýlan kapý aralýklarýydý. Bu bakýþ açýsýyla; O Zât(asm) da öyle bir sâlât-ý kübrâda dua ediyor ve kainatýn þefkatli padiþahýna öyle bir “hâcet-i amme” için dua ediyordu ki, küçücük ipek böceðinden azametli gezegenlere kadar, mikroskobik bir hayvandan semâvâttaki meleklere kadar, belki bütün yaratýlmýþlar, Onun niyâzýna “Evet Yâ Rabbenâ, ver biz dahi istiyoruz”deyip duasýna iþtirak ediyorlardý. O Resul-i Ekrem(asm) “beka için” dua ediyordu. “Hem öyle fakirâne, öyle hazinâne, öyle sevimli bir tarzda, öyle özlercesine, öyle yalvarýp yakararak niyaz ediyordu ki; bütün kainatý aðlattýrýyor, duasýna iþtirak ettiriyordu.” Kainatýn Halýk’ý en sevdiði kulunun duasýný hiç geri çevirir miydi? hele O duasýný tüm kainatý arkasýna alarak yapýyorsa elbette kabul etmek büyüklüðünün, Uluhiyetinin iktizasýndandý.
Bu cihetle Resul-i Ekrem(asm) ehl-i imanýn gönüllerini de ittihad ettiriyordu. “bu ittihat ile kainat içinde bir zerre gibi zayýf, korumasýz, kimsesiz olan þu insan, ubudiyetiyle gelen duanýn vesilesiyle yedi gök ve yerin yaratýcýsýnýn sevgili bir abdi, ve arzýn halifesi, sultaný ve hayvanâtýn reisi ve hilkat-i kainatýn neticesi ve gayesi oluyordu. Bu sebepledir ki; kainat insana hizmet ediyordu. Tabii bu da insanýn, mahlukâtýn ibadetlerinde tasarruf edebilme imkanýný saðlýyordu.
Bahar mevsimine yakýn yaþlý bir kiraz aðacýnýn gerekli gördüðü dallarýný budayýp hangi dalýnýn zikredip hangi dalýnýn zikretmeyeceðini belirliyordu. Ve o dallarýn içindeki milyonlarca hayattar hücrenin de ibadetlerine müdahale edebiliyordu. Yeni bir fidan dikse, onun hayat bulup Halýk’ýna dua ve ibadette bulunmasýna vesile oluyordu. Ya da bir çekirdeðin kabiliyet diliyle neþv-ü nemâ bulma duasýna kararýyla ortaklýk edebiliyordu.
Bundan dolayý insan mahlukâtýn trafik polisi gibiydi. “dur, geç, senin zamanýn doldu parka çek...” yani oldukça “özgür bir kul”du insan.
Ýnsan; kendisine sonsuz acizliði ve fakirliðiyle birlikte ihsân edilen bu yetki sayesinde, Bir örümceðin göz alýcý nakýþlarla dokuduðu aðýný örerken fýtrî ihtiyâcýyla yaptýðý duasýyla, bir arýnýn, hünerli, kimyâger bir açý gibi bal yaparken yaptýðý dua ile, bir ipek böceðinin acizliðiyle beraber sýrtýnda taþýdýðý fakirliðiyle, ebedî rahmet hazinelerinden gönderilen ipeði “mucizevâri” nesc ederken yaptýðý dua ile dua edebiliyordu.
Elbette ki, ufak bir mahlukunun bile duasýna ehemmiyetle cevap veren böyle merhamet sahibi bir Rahîm en sevdiði abdi olan insanýn bütün mahlukatýn duasýný içine alarak dergâh-ý ilâhinin kapýsýnda el açýp örümceðin aðý gibi kusursuz, arýnýn balý gibi tatlý, ipek böceðinin ipeði gibi yumuþak ve sükûnetli bir hayat isteyecekti. Belki verilecek, belki verilmeyecekti. Fakat o kul bilirdi ki; “birisi var; kalbinin en ince duygularýný dahi iþitir, her þeye eli yetiþir, her arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrýna meded eder.” Ve anlardý ki bir tek Ondan yardým isteyerek kainatýn güzel bir takvimi olabilirdi.
|
Gönderen: 21.04.2007 - 22:45 |
|
|
Şu an Yok üye ve 1082 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.
[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye] |
|
|
|
Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve
afiyet dolu ömür dileriz:
(a.yasir) (57), alihaydar02 (48), cantanem (51), burakburak (52), FiLiZ-NL (48), sonsuzluk38 (54), zümrüdüanka (49), Rumeysa1980 (44), ruhneraz (51), EREN12 (60), cihat25 (67), sidika (49), bir dost (51), serdar81 (59), Gayemiz : ALLAH (36), ebu-abdurrahman (49), basrikaya (49), sahaf (51), [melike] (34), Eibo (), Sonofgavs (44), Fuat Özgürlük (58), Cueneyt88 (36), hüzünlü (45), burak_22 (40), alperen_66 (46), aliosmanpolat (44), islam_2005 (34), TuRkMeNkIzI__Mi.. (34), gunesm (54), moslem (34), mustafa karaba&.. (56), sivasli58 (42), yusuf_islam (34) |
|
|
|
|
|