0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » sizce tarikat nedir???

önceki konu   diğer konu
4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Süheda89 su an offline Süheda89  
sizce tarikat nedir???
49 Mesaj -
ben tarikatýn hak ve gerçek olduðunu iddia ediyorum ayetlede sabitlerim sizce nedir tarikat??
Gönderen: 19.03.2007 - 13:10
Bu Mesaji Bildir   Süheda89 üyenin diger mesajlarini ara Süheda89 üyenin Profiline bak Süheda89 üyeye özel mesaj gönder Süheda89 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
2687 Mesaj -
tarikat mi ravda hep tarikattir
degisik yollar vardir ama kim bilir hangisi gercek
biz gercegiz
ama ehli sünnnet yolunda isek...tarikat bol ola..



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son NurBahcesi tarafından, 19.03.2007 - 13:24 tarihinde.
Gönderen: 19.03.2007 - 13:24
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Üsve-i Hasene su an offline Üsve-i Hasene  
273 Mesaj -
Tasavvuf; özü itibariyle, gönül âlemimizin selim bir hale gelip marifetullah ve muhabbetullahtan hisse alacak bir seviye ye ulaþabilmesi ve bu sayede de ilahi vuslata medar olabilecek bir kývama gelmesidir.

Tasavvufun onlarca tarifi yapýlmýþtýr. Tasavvuf daha ziyade hal ilmidir. Gönül alemimize muhatap olur. Daha çok, yaþamayla idrak edilebilen bir durumdur..

Allah dostlarý bu yolla yetiþmiþler,bu yolu, vuslat yolu olarak göstermiþler ve gene bu yol vasýtasýyla gönüllerde taht kurmuþlardýr..

Tasavvufu yaþayanlar, yaþadýklarý kendi gönül âlemlerini tarif etmiþler ve yine, kendilerinde hâsýl olan muhabbeti dile getirmiþlerdir. Tasavvuf bir yönüyle, ”Allah aþký ve muhabbetiyle coþan kalbin, gözlerden akan yaþlarla zirveye ulaþmasýdýr.” diyede tarif edilebilir.

Dünya hayatýnýn, tasavvuf ehlince kýymeti ve deðeri çok yüksektir.”dünyada dönmeyen dil ahrette neylesin” demiþler ve gönül dilini ahret muhabbetine hazýrlamaya çalýþmýþlardýr..

Kazanýlacak þeyin deðeri ne kadar kýymetliyse; o’na verilen deðer nispetinde, gayret gösterilmesi gerektiði düþünülür. Ýþte o zaman; tasavvufun ve tarikat yolunun Allah’a vasýl olmada ne kadar mühim bir icraat yolu olduðu görülür.

Hak yolunda olanlar; Tasavvuf ve tarikatýn, Allah tarafýndan kendilerine verilmiþ ne büyük bir ni’met olduðunun idraki içerisindedirler.
Bu yolda söz ve kelama ihtiyaç yoktur. Bu yolun sermayesi temiz ahlak ve teslimiyettir. Þeriatsýz bir tarikat düþünmek mümkün deðildir.


Sebepler âleminde eserden müessire doðru bir idrak çizgizisinde ilerleyen akýl, kiþiyi gerçeklere ulaþtýrmada tek baþýna yeterli deðildir. Bu nedenle; Kalbi görüþ ve duyulara da zaruret derecesinde ihtiyaç duyulur. Hakikati Muhammedi’ yeye yaklaþabilmek akýldan ziyade gönül ve teslimiyet iþidir.

Tasavvuf ehli; yapmakla yükümlü olduðu farzlarýn dýþýnda, Allah’a ve Resulüne yakýn olabilme amacýyla, nafile ibadetlere daha çok önem verirler. Teheccüt namazlarýný kýlarlar. Diðer nafile namazlarýný, evvabin, duha, kuþluk namazlarýný ihmal etmezler. Her gün bir tertip üzerine tesbihatlarýný çekerler. Ýstiðfarlarýný yaparlar..Salavatý þerif ve selatü selamlarýný,tevhitlerini çokça okurlar. Ölümü tefekkür ederler.

Tarikat ehli sohbetlerle yetiþir.

Sohbet meclislerinde; zikir, fikir, þükür, ilim, edep, hizmet, himmet ve tevfik vardýr.
Bilgilerini artýrmak, Ýslam ahlakýný öðrenmek, birbirleriyle kardeþlik kurmak, Allah için sevmek ve sevilmek onlarýn bir araya gelmelerinin ana sebeplerindendir.

Ehli tasavvuf, Allah ve Resulüne yakýn olabilmeleri amacýyla, merkezi noktada imanlarý olmak üzere; yapmýþ olduðu farzlarý, vacipleri, sünnetle ve nafilelerini ve kalplerini korumaya çalýþýrlar.
Tasavvuf ehli; kaderden emindir. Kederden de mahzun olamamaya çalýþýrlar. Gülü koklamak için dikenin batabileceðini nazari itibara alýrlar. Vatanýný ve Bayraðýný severler.Bütün inananlarýn kendi kardeþleri olduðunu hiçbir zaman akýldan çýkartmazlar.
Günü birlik kazançlar onlarýn amaçlarý deðildir. Ahireti düþünürler. Sadýk müminlerle beraber olmayý prensip edinmiþlerdir.Zaruretin dýþýnda gaflet ehli ile birlikte olmayý iyi görmezler.Yalan onlar için en büyük günahlardandýr.Verdikleri sözde dururlar.Kul haklarýna riayet ederler…….

Ýslam’ýn emirlerini bütün incelikleriyle ve titizlikleriyle yaþayabilmek örnek insan olabilmek ehli tasavvufun ana hedefleridir.

Bütün bunlarla birlikte:
Ýnsanýn kurtuluþa ermesi; nefsindeki kötü sýfatlardan arýnmasýna, bu vesileyle de; amellerinin ameli salihe, ilmininde þahsiyet kazanmasýna yani irfana dönüþmesine baðlýdýr.
Ýþte; Tasavvuf, bunu temin edebilecek adap ve erkânýn kavranýp yaþanmasýný gaye edinir.
Bu gayeyi gerçekleþtiren Cenabý Hakkýn kendisine dost edindiði, kamalat noktasýnda zirveye ulaþmýþ Allah dostlarý, Evliya ve veliler, bu müstesna insanlar, bu yoldaki diðer insanlara rehberlik ederler, yol gösterirler. Ýþte bu yol, ehli tarikin seyrüsülük yoludur.

Tasavvuf ehlinin yapmakta olduðu tesbihatýn âlimlerce de bilinmesine raðmen her ne hikmetse intisaplarýnýn olmadýðý bir süreçte düzenli yapabilmeleri mümkün olamamaktadýr. Kaldý ki bu yolda aranýlan ve istenilen yalnýzca tesbihatýn düzenli yapýlmasý da deðildir.Bu bir yerde; gönül iþi, sevgi ve teslimiyet iþidir.

Tasavvufta geçen kavram ve þahsiyetlerin; Allah ile kulun arasýna girdiðini düþünmek ancak ilmi seviyesi güdük kalmýþ zanlarýn ve fikirlerin ürünüdür.

Þeriat ve Tarikat, birbirini tamamlayan bir bütünün parçalarý gibidir.

Ýþin özünde marifetullah vardýr. Arifi billâh olmak vardýr. Þeriat hakikati yaþanmadan tasavvufun derinliklerine inmek asla mümkün deðildir.Bunu idda’a Zýndýklýktýr.

Þeriatýn hakikatlerine ulaþabilmek ancak, seyri sülükle mümkün olabilmektedir.
Þeriat, zahiri hükümlere göre fetva verir. Tarikat iþin manevi boyutuyla ilgilenir. Allah Kur’an-ý Keriminde, birçok ayetinde “Allah hüküm ve Hikmet sahibidir.”der. Hüküm, mukadderatýn görünen yünüdür. Hikmet ise, Allah’ýn muradýdýr. Buda ancak, ehlince bilinir.

Bu yola gönül verenler, hayatlarýndaki her çizgiye dikkat etmek zorundadýrlar. Þeriatýn af edebileceði bir konu, marifetullah yolunda engel oluþturabilir.

Helal lokma, seyri sülük yolunda olanlarýn manevi iksiridir. Füyüzat ve zuhurat helal lokmanýn alýnýþýyla kendisini belli eder.

Seyrüsülük ehli bir mürit, birçok yükümlülüðüde üzerine almýþ demektir.
Her gün en az 100 kere istiðfar edecek. Bu miktarlarý aþan bir sayýda Resulallaha (s.a.v ) efendilerimize selatü selam okuyacak. Tevhitle gönlünü coþturacak, okuyacaðý hiziple, Resulullah efendilerimizden baþlayan bir tertiple O’nun; Ehli Beytini, Ashabýný, Bütün peygamberlerini anarak ruhlarýný þad edecektir..

Allah’ý ve Resulünü sevme yolunda en ince bir noktayý ihmal etmemek onun prensibi olacaktýr. Helal lokmanýn gerçekte ne olduðunun idrakiyle, her ni’mete ihtiyatla yaklaþacak, her hareketi ve her davranýþýný gönül süzgecinden geçirerek, kendisine tevdi edilen bu görevin ne anlama geldiðini çok iyi bilecektir.

Bütün mahlûkata þefkat ve merhamet edecek ve bir emanet gözüyle bakacaktýr.
Eserden müessire giden yolda, firasetini çok iyi tartacak. Ýncitmeyecek, incinmemeye de özen gösterecek, Okuyacak, dinleyecek, yaþayacaktýr.
.Ýlim, amel edildikçe artar, özenildikçe deðer kazanýr.
Bilginin þahsileþip,selim bir idrakin derinliklerine kök salmasýna “irfan “denir. Arif ise,sahip olduðu bilgilerin derunundaki sýr,hikmet ve ilahi tecellilere vakýf olmuþ,yani irfan sahibi kimse demektir…. Bu olgunluða eriþememiþ ilim sahibleri hakkýnda ; “Alimdir fakat Arif deðildir” denilir.
Böyle kimselerin bilgileri,kitaplardaki gibi sabit ve mahfuzdur.Bu durum týpký ambardaki tohuma benzer. O tohum, ancak topraða kavuþtuðunda neþv ü nema imkaný bularak inkiþaf eder ve çoðalýr. Aksi halde böyle bilgiler; fikir imal etmeye ve zihinden kalbe inerek duygularý derinleþtirmeye muvaffak olamaz. Bundan dolayýda,böyle bilgilere kitabi bilgi denir.Kitabi bilgiler,ruha ve amele yönelmedikçe de o kimse irfan ehli olamaz,ilmi ledünden mahrum kalýr.Bunun yegane çaresi, manevi bir irþat dýr.

Hakikaten manevi terbiye neticesinde kazanýlan kalbi olgunluk, insan idrakini zahiri ilmin üstünde bir ufka taþýr ki buna “marifet” denir. Bu ise ancak bazý tasavvufi temrinler sayesinde elde edilebilir. Ýnsan, bu görüþ ufkuna ulaþtýðý zaman ne kadar büyük bir alimde olsa ,acziyetini idrak ederek ilmine maðrur olma hastalýðýndan kurtulur.

Bu dünyada bizlere, bir kere yaþama fýrsatý verilmiþtir. Ömürlerin takdiri Allah’ýn mukadderatýnda mahfuzdur. Mü’mi içim en büyük sermaye; inanmýþ, teslim olmuþ bir kalptir. Dünyada birçok þeyin telafisi mümkün olabilmektedir ancak, tamamlanmýþ bir ömür bunun dýþýndadýr.

Bu fani vücud gemisi ölüm girdabýnda çýrpýnýrken, yani dünyaya büyük veda aný olan ecel yaklaþýnca; asýl ihtiyaca cevap vermeyen, yaþanmayan, irfana dönüþmeyen, ruhsuz kuru ve sýrf nefsin rahatýna hitap eden bilgiler fayda vermeyecektir.

Öyleyse ecel gelmeden önce bütün bilgileri Allah’ýn rýzasýný kazanmaya medar olabilecek bir vasfa dönüþtürmek icab eder.Çünkü, vücud gemisi ölüm ile çatýrdarken, sýrf topraða terk edilecek bedenin rahatýna yarayan ilimlerden bir medet umulamaz.Ýþte o anda” Kalbi Selim” e ihtiyaç vardýr.Kalbin ise ecel gelmeden önce, nefs engelini bertaraf etme neticesinde bu vasfý kazanmasý gerekir.Bu merhaleye ulaþamayanlar, açýldýklarý bu engin deryada hüsran ve helak olmaktan kurtulamazlar.
Ýlim, “ Ýdrak” etmektir. Ýdrak gerçekleþmeden ilim tahakkuk etmez. Bu idrakin müntehasý ise marifetullahtýr. Bu yönüyle marifetullah bütün ilimlerin özüdür. Ýlimler bu ilme yakýnlýðý derecesinde deðer kazanýrlar.
Hiçbir insan, sýrf aklýyla hakikate ulaþamaz. Zira kâinat, akýlla tahlil edildiðinde sayýsýz muamma ile karþýlaþýr. Akýl, dünya iþlerini görmekte faydalýdýr ama ilahi vahiyden feyizlenmediði takdirde hakikat yolunda kifayetsizdir. Hakikate ulaþmak, akla ilaveten bir iman ve aþk iþidir. Vahiyle terbiye edilmiþ selim bir muhakeme, hakikat arayýþýnda kulu bir noktaya ulaþtýrabilir. Onun ötesindeki sýr ve hikmetlerin idrakinde ise ancak gönül kanatlarý ile mesafe alýnabilir.

Tasavvufu satýrlarla anlatmak, bir takým ölçülere vurmak imkânsýzdýr. Zira tasavvuf, gönül ufkuna ait bir hadise olup temel harcý Aþk ve Muhabbettir.

Tasavvuf ve tarikatta, asýl olan feyiz ve kalbi neþ’e dir.
Feyiz; zihnimizin Allah’ýn açtýðý kaynaklardan baþka hiçbir yerden alamayacaðý, hiçbir vasýta ile bulamayacaðý bir takým hakikatleri elde etmektir. Feyz manevi lezzettir, saadettir. Ulûhiyete dair azamet ve sýfatlarýn kalpte zuhur ve tecelli etmesidir… Velhasýl, Allah’ýn kuluna bahþettiði marifet hissi ve dini heyecandýr.

Ýnsanýn ahseni takvim oluþu, kalbinin ihyasýna baðlýdýr. Feyiz ve ilahi lezzet, þeyhin kemalatý nispetinde gelmez. Bilakis müridin teslimiyeti, muhabbeti, ihlâsý ve yakini üzerine gelir.
Bir baþka ifadeyle de; Hak Tela’nýn feyzi avamada havasa da devamlý olarak gelir. Onun deðiþik olmasý ancak kulun istidatlý olup olmamasýna baðlýdýr. Bu sebeple müridin iyi yetiþmesi, kemalat ehli olmaya gayret göstermesi icap eder.

Binlerce irfan ehli önemli þahsiyetler hep tasavvuf yoluyla yetiþmiþlerdir. Ýmamý Gazali, Ýmamý Rabbani. Kuþeyri, Muhiddin Arabi, Beyazidi Bistami, Halük Gücdüvani, Akþemseddin, Hacý Bayram Veli, Üftade, Mevlana Celaleddini Rumi, Yunus Emre, i, Bahaddin Nakþibend, Ahmed Yesevi ve isimlerini burada zikretmediðimiz sayýsýz irfan ehlinin yetiþmesi hep tasavvuf ve tarikat yoluyla olmuþtur.
Bu yolun mizacýna uymayan, helal lokmadan bihaber ilmiyle maðrur olan kibirli insanlar, Ýlahi Muhabbet ve Vuslattan mahrum edilmiþlerdir.

Tasavvuf yolu,önce insaný arkadaþýyla hemhal eder, (fenafil ihvan) sonra sýrasýyla; fenafil þeyh, fenafilresul ve nihayetinde Fenafillah makamýna ulaþtýrýr.Artýk arada vasýta yoktur Kul her an ,RABBÝSÝYLE manen BERABERDÝR.

Ebedi olmayan þu geçici dünya hayatýnýn daha onurlu yaþanabilmesi ve geçiminin saðlanabilmesi uðrunda sarf edilen üstün çaba ve gayretler bilinmektedir.Hal böyleyken, ,sonsuz bir hayat olan Ahret hayatýna elbette daha çok gayret gösterilmesi icap etmektedir.

Ey Rabbimiz! Bizleri daima ilm-i nafi ile mýzýklandýrmaný niyaz eyler, faydasý olmayan olmayan her türlü ilimden sana sýðýnýrýz.Bizleri ilmiyle amel edenlerden kýl.! Ýlmini irfan haline getirip marifetullah semalarýna yükselen ve böylece miracýna vasýl olan bahtiyarlardan eyle.
Amin !..
Gönderen: 19.03.2007 - 13:33
Bu Mesaji Bildir   Üsve-i Hasene üyenin diger mesajlarini ara Üsve-i Hasene üyenin Profiline bak Üsve-i Hasene üyeye özel mesaj gönder Üsve-i Hasene üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Üsve-i Hasene su an offline Üsve-i Hasene  
RE:
273 Mesaj -
Ben hep þu kanaati besledim ve gördümki hedef gaye Eþrefi Mahluk olan Ýnsanýn özünün imar edilmesi üstün hakikatlerinin farkýna varmasýdýr.
Buda Marifetullah ve Muhabbetullah hakikatlerini bilme ve yaþamadan geçer.

Bunuda bilmenin ve yaþamanýn tek yolu Mürþid-i Kamillerin ( o yolu tamamlamýþ ve o yolda izin almýþ rehberlerin ) kontrolunde ve gözetiminde bu ilimlerin kalbe yerleþtirilmesi ve tüm varlýga sindirilmesiyledir.

Hz Mevlana'nýn dediði gibi Rehbersiz yolu çýkma yol uzun , karanlýk ve nice nice tuzaklar var.



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son M.MasuM tarafından, 19.03.2007 - 13:47 tarihinde.
Gönderen: 19.03.2007 - 13:44
Bu Mesaji Bildir   Üsve-i Hasene üyenin diger mesajlarini ara Üsve-i Hasene üyenin Profiline bak Üsve-i Hasene üyeye özel mesaj gönder Üsve-i Hasene üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1466 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
husameddin (47), halk yolcusu (37), Habibetti21 (37), aysani (50), kardelen__571 (35), hasan_el_benna (42), aslanþamil (44), caylak ali osma.. (51), vural (50), mero (), ByNet (54), enginbey (49), veleye5 (28), yazitura (45), betulonur (41), NiSA (47), aliavlamaz (37), adler42 (46), 0730sahin (43), ercan58 (41)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.31730 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.