generique luvox dexamethasone fluvoxamine stromectol hydroxychloroquine bedranol bekunis dragees beloc cor beloc zok beloc benicar hct benicar benzoyl betagan betapace betaprol betnesol betnovate biaxin bilol comp bilol bimatoprost binaldan binordiol blocadren bocatriol bondronat bonidon boniva brand cialis brand levitra brand viagra brexidol buspar butohaler butovent bystolic cabaser calan sr calan calcijex calcium sandoz canasa canestene cardaxen plus cardaxen
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » TASAVVUF HAKKINDA -KALEM YAZDIKÇA-

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Hak-dilaram su an offline Hak-dilaram  
TASAVVUF HAKKINDA -KALEM YAZDIKÇA-
143 Mesaj -
TASAVVUF'UN TARÝFÝ-KAYNAÐI-GAYESÝ

Hâfýz Takyeddîn el-Vâsýtî diyor ki : Þeriat terazisiyle hal ve hareketlerini ölçmeyen bir kimsenin fenâfillah yollarýna girmesi, asla mümkün deðildir. Bazýlarý fenâfillah makamýnýn fenâfirrasul makamýndan daha yüksek olduðunu zannettiler. Amma gerçek öyle deðildir.

Bilakis arifler fenâfillah makamýný Peygamberin sünnetinin ihyâsýna hasrettiler. Bunun ise, Peygamberde fânî olmaksýzýn husûlü muhaldir. Çünkü Allah Teâlâ Kitâb-ý Kerîm'inde Kendi mehabbetinin, Ona ittibâ' etmekle meydana geleceðini beyan buyurmuþtur:

"De ki: Hakikaten Allah'ý seviyorsanýz, Bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin. " mealindeki Ali Ýmran suresinin 31. ayetinde, Allah Teala'nýn sevgisi ve bu sevgide istiðrak bularak fenafillah olmak, Peygambere ittiba' etmekle tefsir ve izah edilmiþtir..

Binaenaleyh ittibâda keml bulmayanýn sevgiyi iddia etmesi, abes bir þeydir. Þu halde fenâfillah olmanýn manasý, Allah'ýn isyanýný terk etmek þartýyla Peygamber'ine tam ittibâdýr.

Ýþte bunun içindir ki Ebû Bekr Sýddîk radýyallahu anh, yemin ederek þöyle buyurdu: " Peygamber'in akrabasýný kendi akrabamdan daha fazla severim. Zira Peygamber onlarý sevmiþtir. " Çýhar yâr-i güzînin, Peygamber'den bahsedildiði zaman sevgiden benizleri sararýr.. ve gözyaþlarý dökerlerdi. El_Kenz-ul Mutalsem fî Meddi Yedihi sallallahu Aleyhi ve Sellem li Veledihi Gavs-ýr-Rýfâiyy-il-A'zam s.26

Þeyh Abdulkâdir Geylânî Bâz-ý Eþher kuddise sýrruhu þöyle buyurur: Mansur-u Hallac'ýn kanadý uzadý da uçmak istedi; þer'i þerîf onun kanatlarýný kesti. Eðer zamanýnda benim gibisine rastlamýþ olsaydý, uçuþunda düþmezdi.. ve öyle abuk sabuk sözler söylemezdi. Kalâid-ul-Cevâhir s.17

Ýmam Rabbânî her mektubunda, tarikatýnýn þeriatý ihya etmek ve sünnete ittibâ' olduðunu sýk sýk tavsiye eder.

Serî Sakatî kuddise sýrruh, tasavvufun hakikatini þöyle anlatmýþtýr: " Tasavvuf, güzel ahlaktýr, Þerefli insanlar, kabiliyetli insanlara onu izhar eder. "

Þeyh Cüneyd Baðdâdî: " Tasavvuf, alçak ve nâhoþ ahlaktan sýyrýlmak; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in güzel ahlakýna bürünmektir. "

Ebû Ömer ed-Dimeþkî: " Tasavvuf, her noksandan münezzeh olanýn tecellîsini müþahede etmek için kainatý noksan görmek ve hatta her noksandan göz kapatmaktýr.

Ýmam Mâlik radýyallahu anh:

" Kim fýkýh ilmini anlamadan tasavvufu izhar ederse, gerçekte zýndýklaþýr. Ve kim tasavvuf ( özleþmek) ilmini anlamadan, fýkýh ilmini izhar ederse, gerçekte fâsýk olur. " buyurmuþtur.

Abdestsiz namaz bâtýl olduðu gibi, fýkýhsýz tasavvuf da bâtýldýr. Çünkü fýkýh, tasavvufun þartýdýr. Fakat tasavvufsuz bir fýkýh ile, ne kadar muvaffakiyet olacaðý malum deðildir. Zira tasavvuftan iman ve Ýslamla alakalý olan kýsmýn inkarý küfürdür; ihsanla alakalý kýsmýn inkarý fýsktýr. Ýmam Mâlik bunu kastetmiþtir...

Fakat Ýmam Gazâlî: " Tasavvufun en az derecesi, ona inanmak ve ehline havale etmektir. " demiþtir. Bu takdirde, tasdikle fýsktan kurtulmuþ olunur. Ýkâz-ul-Himem fî Þerh-il-Hikem c.1 s.9, 11 ; El-Muhkem fî Þerh-il-Hikem c.1 s.74, 76; Ðays-ul-Mevâhib-il-Aliyye c.1 s.127 ; Ýthâf-u Sâddet-il-Muttakîn c.1 s.148, 154, c.3 s.116

Ömer bin Hattab radýyallahu anh þöyle anlatýyor:

Bizler bir vakit Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yanýnda idik. Ansýz, bembeyaz elbiseler giymiþ, saçlarý son derece siyah ve üzerinde seferin eseri olmadýðý ve bizden hiçbir kimsenin onu tanýmadýðý bir adam içeriye girdi.

Nihayet Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yayýnda oturdu. Dizlerini Onun dizlerine dayandýrýp diz çöktü. Ellerini Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in dizleri üzerine koydu. Ve þöyle dedi:

" Ya Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem), bana imandan haber ver."

Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

Ýman Allah Teala'ya, meleklerine, kitaplarýna, elçilerine, ahiret gününe inanmandýr. Bir de kaderin hayrýna ve þerrine inanmandýr." buyurdu.

Adam: " Doðru dedin. Öyleyse bana Ýslam'dan haber ver. " dedi.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

Ýslam, Allah'tan baþka hiçbir ilah olmadýðýna ve hakikaten Muhammed'in ( sallallahu aleyhi ve sellem ) O'nun elçisi þehadet etmendir. Namazý yerli yerinde kýlmandýr. Zekatý ( müstahakkýna) vermendir. Ramazan orucunu tutmandýr. Beyti ( Muazzama'yý ) haccetmendir, eðer ona güç buluyorsan. " buyurdu.

Adam: " Doðru dedin. Öyleyse bana Ýhsandan haber ver. " dedi:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

Ýhsan, gerçekte senin Allah Teala'yý görür gibi ibadet etmendir. Þayed sen O'nu görmezsen, gerçekte O seni görüp durur. " buyurdu.

Adam " Kýyametten bana haber ver. " dedi.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:

Kýyametten sorulan, sorandan daha bilgin deðildir." buyurdu.

Adam: " O halde bana emarelerinden haber ver. " dedi.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

Cariyenin efendisini doðurmasý ve yalýn ayak, çýplak, yoksul koyun çobanlarýnýn binalar yapmakta birbirleriyle yarýþ ettiklerini görmendir. " buyurdu.

Hazreti Ömer buyuyur ki: Biraz sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “ Soranýn kim olduðunu bildin mi? " buyurdu. Dedim ki: " Allah ve O'nun Rasulu daha iyi bilir. " Bunun üzerine: " Gerçekte o Cibril idi. Dininizi size öðretmek için gelmiþti. " buyurdu. Müslim h.n 7-10; Buhari h.n:50

Görülüyor ki, Allah'ýn Rasûlu sallallahu aleyhi ve sellem, ashabýna iman ve Ýslamý öðrettiði zamanda, ihsaný da öðretmiþtir. Demek ki dinin temeli iman, Ýslam ve ihsan olmak üzere üçtür. Ýstersen tarîkat, þeriat ve hakikat de. Ýster itikad, ibadet ve ahlak de. Her ne dersen de, bu ve benzer hadislerde tasavvuf konusunu açýklayan , ihsan'dýr. Onun üzerinde duralým:

Ýhsan, gerçekte senin Allah Teala'yý görür gibi ibadet etmendir. Þayed sen O'nu görmezsen, gerçekte O seni görüp durur
Hadis-i þerifteki bu kýsýmdan iki þey anlaþýlýr: Ýlim ve amel.. Ýlimsiz amel ve amelsiz ilim faydasýz oluþunda, ümmet ittifak etmiþtir. Ancak tatbikatta ihsan; iman ve Ýslamýn içine girdiði gibi; ayrýca müstakil olarak bir makamdýr.

Ýhsanýn iki mertebesi vardýr:

Birincisi ve en üstünü "gerçekte senin Allah Teala'yý görür gibi ibadet etmendir." cümlesidir. Tabiî ki, bunda mücerred bir þey anlaþýlmýyor. Bundan þu anlaþýlýr: Ýmanla alakalý olan ihsan; ayan ve þuhud derecesinde olarak, keyfiyet, kemiyet, benzer, zaman, mekan, sûret ve hayalî resimler olmaksýzýn akýl, kalb ve ulvî ruhun, Rabb Teala'yý görür gibi inanmasý ve bu görgü üzerine Ona ibadet etmesidir.

Ýkincisi " Þayed sen O'nu görmezsen, gerçekte O seni görüp durur. " mertebesidir. Gerçi, birinci mertebeye nazaran bu makam daha aþaðý ise de, haddi zâtýnda bu mertebe dahi yücedir. Çünkü, " O beni görür " diye inanan, ibadet eden ve davranan mü'minin hali de güzeldir.

Birinci mertebe sýddîklarýn; ikinci mertebe takvâ sahibi olan evliyanýn makamýdýr.

Ýþte ihsanýn birinci mertebesi þuhud, ayan; ikinci mertebesi ise murakabe makamýdýr.

Demek tasavvuf, "denildi, dedi" den deðil, dînin esasýndan alýnmýþtýr. Þu kadar ki, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hayatýnda; ihlas, ihsan ve murakabe ile beyan edilmiþtir.

Zihni donuk, anlayýþý somut, kalbi dönük avam tabakasýnýn tasavvufu inkar etmeleri; ihsan mertebelerini inkar etmekten ibarettir. Ayrýca bunlarda tahkîkî ve yakînî iman olmadýðý için, taklîdî imanda aklamaktadýrlar.

Ashab devrinde, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hayatta olduðu için, insî þeytanlarýn aklý; cinnî þeytanlarýn kalbi bozmaya imkanlarý yoktu. Tâbiîn ve tebei tâbiîn devresine kadar böyle devam etmiþtir. Yani Müslümanlar imaný, Ýslamý ve ihsaný tatbik ederlerdi. Tebei Tâbiîn devresinde fitneciler, fitilleriyle çoðaldý; insî ve cinnî þeytanlar yol buldular. Reislere, heva ve heveslerine uymaya baþladýlar; bid'atler tezâhür etti. Ve binaenaleyh hâdiselere sed çekmek için, bil mecburiye, ihtiyaca mebni, meslekler meydana geldi. Elbette bu meslekler isimsiz olamazdý.

Ýþte üçüncü asrýn baþlarýndan itibaren Ehli Sünnet velCemaat ulemasýndan her bir alim, onda ihtisas gördüðü þeriatýn kýsmýna isim takmaya mecbur kaldý. Artýk her bir müctehid, çalýþtýðý sahasýna göre bir veya iki mesleði tayin etti. Ancak hepsi de, sözleri ve fiilleri için ayetten, hadisten hüküm alarak sened göstermeye mecbur kaldýlar. Bu arada bid'atçilere de set çekmeye çalýþtýlar. Derken, ümmet parçalandý... ve yetmiþ üç fýrka meydana geldi.Elbette bu fýrkalarýn içerisinde, ilimlerini senedle alan, Fýrka-i Naciye olmuþtur.....

Hârise, Berra' bin Mâlik, Ebû Ýsrâil, Huzeyfe, Ebû Sýddîk, Osman, Ali, Selman, Suheyb, Ebû Râfý', Bilal ve Habban hazeratý gibi bin kadar sahabi; Zeyn-ul- Abidîn'in torunu Ali bin Hüseyn, Ýmam Bâkýr, Ýmam Câfer Sâdýk, Üveys-ul-Karanî, Ýbnu Hâzým, Seleme bin Dinar, Hasan Basrî, Alkame, Esved bin Zeyd, Ýbrahîm Nehâî, Malik bin Dinar, Muhammed bin Sîrîn hazeratý gibi tâbiîn; ve Abdulvâhid bin Zeyd, Utbet-ul-Ðulâm, Fudayl bin Ýyaz, Ýbrahim bin Ethem, Dâvûd et-Tâî, Süfyan Sevrî, Ebû Süleyman Dârânî, oðlu Süleyman, Zünnûnî Mýsrî, kardeþi Zülkefil, Biþr-ul-Hafî, Serî Sakatî, Hars el-Muhasibî gibi binlerce tebe-i tâbiînden müteþekkil kafile, hepsi, ehli mukâþefe, muhsin, zâhid ve ehli tasavvufturlar. Ýþte Ehli Sünnet velCemaat’in imamlarý bunlardýr. Radýyallahu anhum....

Bedîuzzaman rahimehullahtan bir iki kýymetli mülahaza ile yazýyý bitirelim...

" Þimdiye kadar tasavvuf hakkýnda milyonlarca eser yazýlmýþtýr. Bu kadar alimi ve ardýnca gidenleri inkar etmek kâr-ý akýl deðildir.....

Adi bir samimi ehli tarîkat, sûrî, zahirî bir mütefenninden daha ziyade kendini muhafaza eder. O zevk-i tarikat ( rabýta) vasýtasýyla ve o mehabbet-i evliya( manevi beraberlik) cihetiyle imanýný kurtarýr. Kebâirle fâsýk olur, fakat kafir olmaz; kolaylýkla zýndýkaya sokulmaz. Þedîd bir mehabbet ve metin bir itikad ile aktab kabul ettiði bir silsile-i meþâyýhý, onun nazarýnda hiçbir kuvvet çürütemez. Çürütemediði için, onlardan itimadýný kesemez. Onlardan itimadý kesilmezse, zýndýkaya giremez... Tarikatta hissesi olmayan ve kalbi harekete gelmeyen, bir muhakkik alim zat da olsa, þimdiki zýndýklarýn desiselerine karþý kendini tam muhafaza etmesi müþkülleþmiþtir.
29. mektub, telvihât-ý tis'a'dan 3.telvih



Islam Su; Insan Balik; Suya Gir, Kurtul!
Gönderen: 21.02.2007 - 10:47
Bu Mesaji Bildir   Hak-dilaram üyenin diger mesajlarini ara Hak-dilaram üyenin Profiline bak Hak-dilaram üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Hak-dilaram su an offline Hak-dilaram  
143 Mesaj -
Bu alemde gerçek maksad, biricik gaye Allah Teâlâ Hazretleridir. Bu yüce gayeye götüren yollar yaratýklarýn nefesleri sayýsýncadýr.

Bu yollarýn en saðlam en zor en yüce ve en doðru olaný riyazat mücahade ve þiddet yoludur.

Kalb temizliði ve batýn tasfiyesi zikir ve tevhid ile olur.

Çünkü Allah Teâlâ uzak deðil belki þah damarýndan daha yakýndýr; uzaklýk perdelerin kalýnlýðýndandýr.

Bu perdelerin en büyüðü ise nefis perdesidir. Muhlis kullarýn daima büyük bir tehlike ile karþý karþýya olduklarýný unutmamak gerekir. Gerçek kurtuluþ ve saadet ihlasa erdirilenlerindir.

Kurtuluþa erebilenler ehli kemal ancak Allah'ýn ihlasa erdirip, manen güçlendirdiði kimselerdir.

Nitekim Allah Teâlâ þöyle buyurur: " Biz onlarý ahiret yurdunu düþünen ihlaslý kimseler kýldýk." Bu da fan-i tam ve mahv-ý külli ile Hakk'ýn varlýðýnda fani olmakla gerçekleþir.

Muhtelif ilim ve irfan meclislerinden derlenen þu ifadelerin tatbik edilmesini Cenâb-ý Hakk celle celâluhu Hazretlerinden dua ve niyaz ederim.

1- Kul haklarý ve kul borçlarýmýzý acele ödemeye çalýþmak. Üzerimizde kul hakký olanlarla helalleþip ahirete býrakmamaya gayret etmeliyiz.

2- Namaz borçlarýmýzý þartlarýna uygun kýlabilmek. Namaz borçlarý ile ahirete gitmemek için çok dua, çok gayret etmek; nefs ve þeytanýn tuzaklarýna düþmemek için çok dua etmek.

3- kimseyi incitmemek; kimseden incinmemeye gayret etmek.

4- Kalb-i selime ulaþmaya çalýþmak. hiç bir mevzudan dolayý kalbinde kin, buðz, hýkýt, adavet, hased v.s. kötü huylar bulunmamasýna gayret edebilmek.

5- Ölmeden önce ölebilmekiçin dua ve gayret edebilmek.

6- Dünyanýn varlýðý, bolluðu; geniþliði ve darlýðý ile yokluðunun müsavi olabilmesi için halimizde ne sevinç ne de keder, sýkýntý olmamasýna gayret edebilmek.

7- seven, iltifat edenle; hakir gören, tekdir edenin musavi olmasýna gayret edebilmek.

8- Ýyi þeyler yaptým, hayýr hasenat yaptým saymayýp itibar son nefese olduðundan son nefeste iyi hal ile imaný kamil ile hüsn-i hatime ile ahirete gitmek için çok dua etmek; çok aðlamak.

9- Bir mü'min 24 saatini ibadetle, taatla meþru' ticaret ile çalýþmakla, zikirle, ilimle ve altý saatini uyku, yemek, içmek, abdest tazelemekle geçirirse kurtulanlardan oluyor. onsekiz saatten aþaðý olursa hali tehlikede oluyor.

10- Dünyada iken tahayyül etmediðimiz, hatýrýmýza gelmeyen kul haklarý ve günahlarýn karþýmýza çýkma ihtimali olduðundan Cenâb-ý Hakk'a çok yalvarmak, çok ilticâ etmek lazýmdýr.

Rahmetli Doktor Hulûsî BAYBAL kuddise sýrrýhu ( Sevenleri'nin Doktor Aðabey'i



Islam Su; Insan Balik; Suya Gir, Kurtul!
Gönderen: 21.02.2007 - 11:06
Bu Mesaji Bildir   Hak-dilaram üyenin diger mesajlarini ara Hak-dilaram üyenin Profiline bak Hak-dilaram üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar gizle
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 348 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
nur cemal (56), 06mekan68vatan (37), pembe_PAPATYA (38), knn_88 (36), ahmettayýn.. (29), silvan (43), nare (35), mütahit41 (60), merve1999 (52), Ahmet-Ali G. (51), Karadeniz_be (42), sinann42 (39), selimi (49), GunesinKizi (47), BERDUS (50), bayrbk (41), Mevlüt (51), mehmetcaglar (39), dersaaadet (44), cegex (57), apacci (50), hacihafizmurats.. (41), eren27 (46), yesilim (39), aksaGUMUS=ac&ya.. (43), ademcýft (37), METIN fr (53), miroglu_50 (34), Elyesa (46), AKL-I selim (38), altunumm (48), alimusavi (40), perhan44 (37), aykutdogan (38), Mali Ansara (47), habbab (54), yusufsimsek (33)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.52797 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.