*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1308 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Salı, 12. Kasım 2024 - 18:00

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » EY HUSEYN CANEM-2

önceki konu diğer konu

1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	Rabbanice

EY HUSEYN CANEM-2

92 Mesaj -

Kardeþi Abbas’ýn þehadetinden sonra yalnýz baþýna kalan Hz. Hüseyn omuzlarýndaki ilahi vazifeyi yerine getirmek için son hazýrlýðýný yaptý. Meydana gitmeden önce vedalaþmak amacýyla geride sahipsiz kalacak olan Ehl-i Beyt’in hanýmlarýnýn ve çocuklarýnýn yanýna gitti...

Hanýmý Rubab, hasta yataðýndaki oðlu Zeynulabidin, küçücük kýzý Rukeyye ve bacýsý Zeyneb! Þehid olan dostlarýnýn hanýmlarý ve çocuklarý.. Susuzluktan ayakta zor duruyorlardý; ama düþman karþýsýnda yýlmadýklarýný göstermek için de tüm takatlarýný zorluyor, karþýlaþtýklarý tüm acýlarý sinesine gömüyorlardý…

Hz. Hüseyn’in alemdarý ve kardeþi Abbas’ýn da þehid olmasýndan sonra, geride kalanlarýn baþýna Hz. Zeyneb geçmiþ, bayraðý kendi omuzlarýna almýþtý.. Artýk kafilenin reisiydi Zeyneb! Sahipsizlerin, gariplerin, yetimlerin, kimsesizlerin sýðýnaðýydý. Azgýn düþman bu geride kalanlara da saldýracak ve esaret dönemi baþlayacak olsa da, Ali ve Fatýma kýzý Zeyneb bir taraftan sancaðý omzunda taþýyýp Kerbela'nýn mesajýný çaðlara ve nesillere ulaþtýracak, diðer yandan da babasýz kalan yetimlerin, sahipsiz kalan mazlumlarýn ve musibetle kavrulan gariplerin sýðýnaðý olacaktý…

Hz. Zeyneb Hz. Hüseyn’e son defa seslenir:

“Ey Hüseyn! Ceddimiz Resulüllah vefat ettikten sonra babamýz Ali ve anamýz Fatýma vardý yanýmýzda.. Anamýz Zehra ve babamýz Ali de gittikten sonra aðabeyimiz Hasan vardý yanýmýzda.. O da gitti; Sen vardýn, Abbas vardý yanýmýzda… Abbas da gitti ve þimdi sen tek kaldýn! Senden sonra vay halimize ey Huseyn, vay halimize…!”

Abbas son nefeslerinde söylemiþti; “Ya Hüseyn senden sonra ne olacak Zeyneb’in hali? Onlara vuracaklar, onlarý esir edecekler, þehir þehir dolaþtýracaklar? O zaman onlarýn yanýnda kim olacak? Yardým istediklerinde kim varacak yanlarýna..! Kim durduracak zalimleri! Kim koruyacak yetimleri?”

Hüseyn Abbas’ýn dediklerini unutmamýþtý elbet, kendisi de biliyordu Zeyneb’in baþýna gelecekleri; biliyordu ailesinin baþýna gelecekleri; biliyordu, yetimlerin ve gariplerin baþýna gelecekleri…!

Hüseyni kýyam buydu; gam ve keder doluydu her bir aný; acý ve ýzdýrap.! Fedakarlýk ve þehadet; esaret ve hasret…!Muhammedoðullarý’nýn serencamýydý bu.. Savrulan kýlýçlar, atýlan oklar, saplanan mýzraklar zehirlerle parçalanan kalpler, baðlanan eller, daðlanan sineler, zindanlar, firkat, hicran, hüzün ve hasretler..!

Hz. Hüseyn bir taraftan Zeyneb’in son sözlerini dinlerken, diðer taraftan da küçücük kýzýna, mum ýþýðý gibi titreyen yetimlere, susuzluktan sararýp solan gariplere bakýyordu… Titreyen sadece onlar mýydý, sararýp solan sadece onlar mýydý, sahipsiz kalan sadece onlar mýydý?

Hz. Hüseyn, “eðer ben bu zalimin karþýsýnda hakký savunmayacaksam, Ýslam’ýn fatihasý okunacak!” diyordu.. Ýslam’ýn fatihasý okunmasýn diyeydi tüm bunlar; narin bedenlerin titremesi, dudaklarýn çatlamasý, benizlerin sararmasý bunun içindi; çöle bulanan kanlar, oklanan göðüsler bunun içindi! “Ýslam’ýn fatihasý okunmasýn!" diye…

Baþlarýmýz düþsün ama düþen Ýslam olmasýn! Sinelerimiz oklansýn ama, vurulan Kur’an olmasýn! Çocuklarýmýz babasýz kalsýn ama, Ümmet Ýslam’sýz kalmasýn! Cesetlerimiz çiðnensin ama, mukaddesatýmýz ayaklar altýna düþmesin!

Hz. Hüseyn Hz. Zeyneb’in hüzün dolu yüzüne bakarak biraz olsun teselli etmek istedi: “Sabýrlý ol ey Zeyneb, sabýrlý ol! Biz bu yolu Kâlu Belâ’dan seçtik; Biz Rabbimizin takdirine razýyýz! Biliyorum benden sonra size ne olacak? Asaletinizi koruyun, metanetinizi koruyun! Bizim sahibimiz Allah’týr! Þerefimize halel getirecek iþlerden ve sözlerden kaçýnýn!”

Hz. Hüseyn uzunca yanlarýnda kalmak ve daha çok þey söylemek isterdi ama, öbür taraftan da “Ey hüseyn! Nerdesin, ölümden korkuyorsun deðil mi?” þeklindeki küstah sözler kulaklarýnda yankýlanýnca bir an önce de meydana çýkmak istiyordu..

Medine’de aðabeyi Hasan ve kardeþi Zeyneb ile Peygamberin dizi dibinde oturan Hüseyn yine Peygamberin dizinin dibine gidecekti! O Ceddi Resulüllah’a, babasý Ali ve anasý Zehra’ya kavuþmanýn sabýrsýzlýðý içindeydi ama, geride kalacak olanlara biraz daha olsun teselli vermek de istiyordu…

“Artýk gidiyorum” dedi “Ey Zeyneb!”

“Elveda..!”

Hz. Hüseyn atýna binip meydana doðru gidiyordu ki arkasýndan küçücük kýzý Rukeyye’nin sesleniþini duydu: “Baba! Baba! Dur gitme, beni de götür! Ben de seninle geleyim!”

Hz. Hüseyn kýzý Rukeyye’nin kendisine doðru zorlanarak koþtuðunu görünce atýndan inip son bir kez kucaklamak istedi yavrusunu. Rukeyye’de bir kez daha sarýlmak istemiþti son defa gördüðü babasýna. Hz. Hüseyn kýzý Rukeyye’yi kucaðýna almýþtý ama, Rukeyye’nin kollarý babasýnýn boynundan kalkmýyordu bir türlü…

“Rukeyye kýzým, gitmeliyim artýk! Hadi sen de geri dön, annenin yanýna, halan Zeyneb’in yanýna git!”

Babasýnýn sözlerini duyan Rukeyye geri dönmek yerine “Baba! Beni de götür, ben de seninle geleyim! Aðabeyim Ekber’in göðsüne saplanan oklar senin de göðsüne saplanacak, amcam Abbas’ýn kollarýný kesen kýlýçlar senin de kollarýný kesecek, ben sana sýmsýký sarýlayým da oklar sana deðil bana saplansýn, kýlýçlar seninkileri deðil benim kollarýmý kessin…!”

Babasý Hüseyn, “oklar Ýslam’ýn pak bedenine deðil, benim göðsüme saplansýn” diyordu; Hüseyn’in kýzý Rukeyye de, "oklar sana deðil, bana saplansýn!” diyordu…

Bitkin ve solgun Rukeyye daha bir þey diyemeden babasýnýn kollarýnda uykuya daldý; Hüseyn ne yapsýndý þimdi? Baba kucaðýna hasret kýzýný kucaðýndan kaldýrmak da istemiyordu; bir daha göremeyeceði bu kucaðýndaki son uykusunu hemen bitirmek istemiyordu…

Bir süre öylesine kaldý ki, uyanan Rukeyye oldu.. Kollarýný babasýnýn boynundan çekti, babasýnýn gözlerinin içine bakarak “tamam baba, ben çadýrlara geri dönüyorum, seni daha fazla bekletmeyeyim..Ben þimdi rüyamda Ceddim Resulüllah’ý gördüm; bana “kýzým Rukeyye, býrak babaný gelsin artýk!” diyordu.. Baba Resulüllah seni bekliyor, daha fazla da bekletmeyeyim artýk” diyerek indi babasýnýn kucaðýndan…

Rukeyye çadýrlara doðru yürüyordu ama gözleri hep babasýnýn üstündeydi…!

Hz. Hüseyn tekrar atýna binip meydana yönelmiþken bir ses daha iþitti arkasýndan.. Hz. Zeyneb-i Kübra Kucaðýnda Ali Asgar’ýn kundaðý ile Hz. Hüseyn’e doðru geliyordu.. Hz. Hüseyin, altý aylýk oðlu Asgar’ýn aðlayýþlarýný da duyuyordu..

“Ya Hüseyn! Asgar’ýn durumu çok kötü. Sudan çýkmýþ balýk gibi kývranýp duruyor. Annesinin göðsündeki süt de kurudu. Git onlara söyle, belki bu yavruya merhamet ederler de bir damla su verirler! Yoksa Asgar’ýn dayanacak bir hali kalmadý..!"

Yedi yaþlarýndaki kýzý Rukeyye’yi geri gönderen Hz. Hüseyn bu kez kundaktaki bebeðini karþýsýnda buldu bir kez daha.. Ne yapabilirdi Hüseyn! Yine de bir umut diyerek kundaðý kucaðýna alýp Fýrat’ýn önünü tutan düþman askerlerinin karþýsýna geldi:

“Sizin nazarýnýzda ben suçluyum, beni öldürecek baþýmý Yezid’e götüreceksiniz! Peki bu yavrunun suçu ne? Bari bu yavru için biraz olsun su verin!”

Düþman merhamete gelir miydi, susuzluktan çýrpýnýp duran Ali Asgar’a birkaç damla su verir miydi? Hüseyn onlardan bir cevap beklerken, atýlan bir ok kucaðýndaki Ali Asgar’ýn boðazýna saplandý.. Hüseyn’in avuçlarý yavrusu Asgar’ýn kanlarýyla doldu…

Oðlu Ali Ekber’in bedeninin nasýl kana bulandýðýný görmüþtü, onu alýp baðrýna basmýþtý; bir baba olarak acýsýný sinesine gömmüþtü ama, þimdi ne yapacaktý Hüseyn? Böyle bir durumda bir babada ayakta durabilecek takat mý kalýrdý? Ya da kendisini kaybetmemek için sabýr ve tahammül?

Her ne olursa olsun, ne acý çekerse çeksin Hüseyn’in adandýðý bir hedef vardý: o hedefe varýncaya kadar tahammülü imkansýz her zorluða, yürek parçalayan bütün acýlara katlanacaktý! Medine’den yola çýktýðýnda da Kerb-u Bela’ya, "bela ve musibet diyarý"na gittiðini biliyordu: o bu yolu kendisi bilerek seçmiþti! Seçtiði yolda, yürüdüðü menzilde “ah!” etmeyecek, zulmün karþýsýnda yýlmayacak, caniler karþýsýnda eðilmeyecek ve zorbalara teslim olmayacaktý…!

Hz. Hüseyn kýzýl kana bulanan kundaðý elleriyle semaya doðru kaldýrýp “Ya Rabbi! Sana gönderdiðim bu kurbaný da kabul et!” diyordu.. Avucuna dolan kanlarý göðe doðru savurarak “Rabbim! Asgar’ýmýn kaný arþýnýn ziyneti olsun! Diyordu…

Hüseyn geri dönüp Ali Asgar’ý bu halde Zeyneb’e vermek, annesinin kucaðýna býrakmak istemedi… Bulunduðu yerde topraðý elleriyle eþeleyip küçük bir mezar kazarak altý aylýk yavrusunun kanlý kundaðýný o mezara koydu ve üzerini örttükten sonra meydana yöneldi…

Hüseyn her þeye raðmen ayaktaydý! Bedr’in, Hendek’in, Hayber’in Alisi’nin kaný vardý damarlarýnda! Elinde de babasýnýn kýlýcý Zülfikar! Karþýsýndakiler Bedir’deki müþrikler, Hendek’teki hristiyanlar, Hayber’deki Yahudiler deðildi.. Onlar kendilerini “müslüman” biliyorlardý, sultanlarý Yezid’i ise “emirel müminin!” Hüseyn ise bir "asi" ve bir "baði"ydi onlarýn gözünde.. Suçluydu ve cezasý da ölümdü…!

Zalim, gasýp ve zinâzadeler Peygamberin minberine çýkmýþ hutbe okuyor, Peygamber’in “hidayet meþalesi” olarak tanýttýðý, “Hüseyn bendendir ben de Hüseyn’denim” dediði "cennet gençlerinin efendisi" ise bir asi, bir "eþkýya" olarak muamele görüyordu…

Hicret’in 60. yýlý.. Resulüllah’tan 50 yýl sonra… Bu kýsa zaman içinde ümmet bu hale nasýl geldi? Kimler getirdi..?

“Ýnna lillahi ve inna ileyhi raciun”

Gönderen: 15.02.2007 - 23:06

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1308 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
zelil-i hakisar (42), veritas1905 (42), skesman (49), karakiz06 (44), manayli (42), orhan86 (38), ezel (39), ezel1985 (39), tamteslim (47), esranur (40), Mavzer986 (41), Cicek06 (49), ay-isiginda-sak.. (38), dayi120 (), micnatis (45), celo1903 (43), 2ebu2 (52), a.yasin (49), fedakar (49), adnancaglayan (54), muco (41), Lear (43), MUSTAFA TIRA&TH.. (61), bu_rak (29), engizli (), meryem feyza (33), rkocabas (58), Mavilim (38), Kerimhan (40), BeYaZ vE sIyAh (33), halim (), trabzonlu (36)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.59482 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.