0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » K İ T A P / K Ü L T Ü R / S A N A T » MiZAH - KARiKATÜR - FIKRA » *** EN GÜZEL HiKAYELER...! ***

önceki konu   diğer konu
28 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
rifat56 su an offline rifat56  
*** EN GÜZEL HiKAYELER...! ***
5108 Mesaj -

Allah'ýn Emaneti


Hz.Ümm-i Süleym, gayet temiz ahlak sahibi bir hatun idi. Çocuðu vefat
ettiði zaman, sabýr ve metanetle bizzat kendisi yýkadý ve kendisi
kefenledi ve bir tarafa býrakýp, komþularýna dönerek:
- Babasýna haber vermeyin.
Hz. Ebu Talha orada bulunmamaktaydý. Akþam eve döndüðünde, çocuðu
sordu, hanýmý:
- Gördüðünden þimdi çok iyidir, der.

Sonra yemek yediler, oturdular, birlikte oldular. Bir müddet sonra Hz.Ümm-i
Süleym, beyine gayet metanetle þöyle der:
- Ebu Talha, ödünç alýnmýþ bir þeyi geri vermek icap eder mi etmez mi?

- Söylediðin bu söz nasýl bir söz, elbette ki ödünç alýnan þey geri
verilmeli.
- O halde, Hak Teala da sana emanetten vermiþ bulunduðu çocuðu aldý.

Ebu Talha bu sözü duyunca :
- Biz Allah için halk edilmiþ bulunuyoruz ve hep onun tarafýna
döneceðiz, der ve þükreder.

Sabah olunca gidip Resulullah'a (s.a.v.) anlatýr. Resulullah (s.a.v.):

- Ya Rabbi bunun daha iyi bir karþýlýðýný Ebu Talha'ya ver, diye dua
eder.

Nitekim, dokuz ay dokuz gün sonra Abdullah diye bir çocuklarý olur.
Çocuk, Peygamberimizin himayelerinde büyürler, Ýslam Tarihinde önmeli
bir þahsiyet olur...


Gönderen: 07.01.2007 - 13:45
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
5108 Mesaj -

AkþAma Kadar YaþAmak


Mekke...
Yaþlý bir adam ve genç bir delikanlý bir köþede oturup konuþmaktalar.
Önlerinde iyi giyimli bir adam belirir. Genç olanýn önüne bir kese
altýn koyar.
Genç:
- Saðol, paraya ihtiyacým yok.
- Olsun, ben sana veriyorum, ister sen harca, ister fakirlere ver.
Genç fazla ýsrar etmez. Keseyi alýr hemen hepsini ihtiyacý olduðunu
bildiklerine daðýtýr.
Yaþlý adam ayný akþam genci bir baþkasýndan yardým isterken görür ve
sorar:
- Niçin o bir kese altýndan kendine ayýrmadýn?
Genç:
-Akþama kadar yaþayacaðýmý düþünemezdim.


Gönderen: 07.01.2007 - 13:50
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
5108 Mesaj -

Yoksul Ve Zengin


Resül-i Ekrem (s.a.a) her zamanki gibi meclisinde oturmuþ ve dostlarý
da etrafýnda halka þeklinde, onu bir yüzük taþý gibi ortaya
almýþlardý. Bu arada eski elbiseli fakir bir müslüman kapýdan içeriye
girdi. Ýslami adetlere göre herkes her hangi mevkide olursa olsun bir
oturuma girince nerede boþ yer bulursa hemen oraya oturmalýdýr. Benim
caným þurasýný istiyor görüþüyle özel bir yere oturmak gerekmez. O
adam etrafýna bakýndý ve boþ bir yer buldu; gitti oraya oturdu.
Tesadüfen ileri gelen zenginlerden birisinin yanýna oturmuþtu. Zengin
adam elbisesini toplayarak ondan bir az uzaklaþtý. Bu hareketleri
izleyen Resul-i Ekrem (s.a.a) ona dönerek:
- Fakirliðinden sana bir þey geçer diye mi korktun?
- Hayýr ya Resülallah.
- Servetinden ona bir pay düþer diye mi korktun?
- Hayýr ya Resülallah.
- Elbiselerin kirlenir diye mi korktun?
- Hayýr ya Resülallah.
- O halde niçin yanýndan uzaklaþýp bir kenara çekildin?
- Yanlýþ bir iþ yaptýðýmý ve hata ettiðimi itiraf ediyorum. Þimdi bu
hatamýn telafisi ve bu günahýmýn keffaresi olarak servetimin yarýsýný
bu müslüman kardeþime vermeye hazýrým dedi. Çünkü ona karþý yanlýþ bir
hareket yaptým. Beni baðýþlayýn ya Resülallah.
- Eski giyimli adam: Fakat ben bunu kabul etmeye hazýr deðilim.
- Cemaat: Niçin?
- Çünkü bir gün beni de bir gururun sarmasýndan ve bir müslüman
kardeþime, bu gün bu þahsýn bana yaptýðý gibi, ayný hareketi yapmaktan
korkuyorum der.




Mesaj 2 kez düzenlendi. En son rifat56 tarafından, 07.01.2007 - 14:34 tarihinde.
Gönderen: 07.01.2007 - 13:52
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
5108 Mesaj -

YaþLý Kadýnlar Cennete Giremez.


Ensardan yaþlý bir kadýn Resulullah'a (s.a.) gelerek.
- Ya Resulullah! Baðýþlanmam için bana dua et.
Resulullah (s.a.) :
- Bilmiyor musun ki cennete yaþlý kadýnlar giremez, buyurdu.
Bunun üzerine kadýnýn aðlamaya baþlamasý üzerine Resulullah (s.a.)
gülümseyerek:
- Sen o gün ihtiyar bir kadýn olmayacaksýn. Allah'ýn "Gerçekten biz
hûrileri apayrý biçimde yeni yarattýk. Onlarý, bâkireler kýldýk. .
Eþlerine düþkün ve yaþýt." buyruðunu hiç okumadýn mý?




Mesaj 1 kez düzenlendi. En son rifat56 tarafından, 07.01.2007 - 13:59 tarihinde.
Gönderen: 07.01.2007 - 13:56
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
SUHEDA1 su an offline SUHEDA1  
120 Mesaj -
Gercekten hic birseye degisilmeyecek yedi gerceek.ALLAH RAZI OLSUN PAYLASIM ICIN.
Gönderen: 07.01.2007 - 13:56
Bu Mesaji Bildir   SUHEDA1 üyenin diger mesajlarini ara SUHEDA1 üyenin Profiline bak SUHEDA1 üyeye özel mesaj gönder SUHEDA1 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
hanzade3 su an offline hanzade3  
FORUMDA VAR
975 Mesaj -
Emeðine saðlýk Rýfat Kardeþim ama YEDÝ KUTSAL GERÇEK VE ALLAHIN EMANETÝ adlý hikayeler forumda var. Sanýrým gözden kaçtý..

Selam ve Dua ile..
Gönderen: 07.01.2007 - 13:58
Bu Mesaji Bildir   hanzade3 üyenin diger mesajlarini ara hanzade3 üyenin Profiline bak hanzade3 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
5108 Mesaj -

Ona Sevdiðinizi Söyleyin


Öðretmen, yetiþkin sýnýflardan birisine þöyle bir ödev verir:

- "Sevdiðiniz birine gidin ve ona kendisini sevdiðinizi söyleyin."

Bir sonraki dersin baþýnda ise öðrencilerden birisi söze þöyle baþlar:

- Geçen hafta bize bu ödevi verdiðinizde size sinirlenmiþtim. Bu sözleri söyleyebileceðim hiç kimsenin olmadýðýný düþünüyordum. Eve giderken bir anda yüreðimin sesine kulak verdim. Ýþte o zaman kime "Seni Seviyorum" diyeceðimi anladým.

Bundan beþ yýl önce babamla aramýzda bir tartýþma geçmiþti ve o günden bu yana bu sorunu çözememiþtik. Önemli aile toplantýlarýnýn dýþýnda birbirimizi görmemeye çalýþýyorduk ve hemen hemen hiç konuþmuyorduk. Eve vardýðýmda babama kendisini çok sevdiðimi söylemeye hazýrdým. Bu kararý almak bile üzerimden büyük bir yük kaldýrmýþtý. Saat 5:30'da annemle babamýn evinin kapýsýný çaldýðýmda kapýyý babamýn açmasý için dua ettim. Çünkü kapýyý annem açarsa kendimi tutamayýp, ona kendisini sevdiðimi söylemekten korkuyordum. Fakat Allah yardým etti ve kapýyý babam açtý. Hiç zaman kaybetmeden eþikten adýmýmý attým ve :

- "Baba, buraya seni sevdiðimi söylemeye geldim" dedim. Babam sanki bir anda baþka bir adam olmuþtu. Yüzündeki ifade yumuþadý, kýrýþýklýklar yok oldu ve aðlamaya baþladý. Kollarýný açtý, beni kucakladý ve bana :

- "Ben de seni seviyorum oðlum, ama bunu hiçbir zaman dile getirmedim" dedi.

Fakat sizlere asýl anlatmak istediðim esas nokta bu deðil. Babamý ziyaretimden iki gün sonra babam bir kalp krizi geçirdi ve hala hastanede. Þimdi yaþam savaþý veriyor. Þimdi sizlere þu mesajý vermek istiyorum:

- "Yapmanýz gerektiðine inandýðýnýz hiçbir þeyi ertelemeyin. Ya babama olan sevgimi ifade etmek için hala bekliyor olsaydým? Yapmanýz gerekeni hemen yapýn, hiç beklemeden...




Mesaj 1 kez düzenlendi. En son rifat56 tarafından, 07.01.2007 - 15:38 tarihinde.
Gönderen: 07.01.2007 - 14:04
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
5108 Mesaj -

Dil seni gül bahçelerine de götürebilir; balçýk deryalarýna da sürükleyebilir

Kalp ve dil...
Ya iyilik, güzellik fidanlýðý; ya kötülük, bozgunculuk bataklýðý.
Ýnsan nasýl iþletirse dil madenini, öyle süsler, donatýr ömür aðacýný.
Ve nasýl besleyip donatýrsa öyle ürünlerle donatýr kalp topraðýný.
Dil ve kalp, ya kötülükler yuvasý, kumkumasý, ya iyilikler-güzellikler ovasý.
Hani, Lokman Hekim, bir çýraðýyla ava çýkmýþtý, uzun yoldan evine döneceði sýrada bir kabile reisi bu meþhur hekimi misafir etmek istedi.

Lokman Hekim, nasýl beden dilinden anlýyorsa öyle de gönül ve ruh dilinden anlýyordu. Kýrmadý kabile reisini. O gece misafir kaldýlar. En semiz koyunlardan biri kesildi. Yemek için harekete geçildi. O sýrada Lokman Hekim, çýraðýný imtihan etmek istedi:

- Getir bakayým bana koyunun en temiz iki organýný.

Çýrak gitti koyunun kalbini ve dilini getirdi.

Lokman: Aferin! dedi, tam isabet. Bir canlýnýn en temiz iki organý kalbi ve dilidir.

Yediler, içtiler, þükrettiler. Sabah olduðunda da her misafirin yaptýðý gibi, yola revan oldular.

Ne var ki yol kýsa deðil, Lokman aslýnda ava çýkmýþ gibi görünüyor; ama bu av sýradan bir yiyecek bulma avý deðil. Hekimlik yolunda yeni bitkiler, ilaçlar bulma yolculuðu

Akþama yakýn bir saatte bir baþka kabile reisi de Lokman Hekim'e misafir olmasý için ýsrar etti.

Ýmkân varsa, davete icabet etmeli. Lokman Hekim de öyle yaptý. Yine akþam ve daha semiz bir koyun kesildi. Bu seferki imtihan daha zorluydu.

Lokman, çýraðýna: Haydi þimdi de koyunun en pis iki organýný getir bana. dedi.

Çýrak gitti, bir süre sonra yine kalp ve dille dönüp geldi.

Uzattý kalp ve dili Lokman Hekim'e. Ýþte efendim, dedi, bir canlýnýn en pis iki organý.

Lokman: Aferin dedi, sen sadece görünen, duyulan bilgilerle deðil; ayný zamanda marifetle de donatmýþsýn kendini. Gerçekten de kalp ve dil, bir canlýnýn hem en temiz, hem de en pis organlarýdýr.

Dil ve kalp dedikodu, fitne kaynaðý haline gelmiþse hem sahibini yer bitirir, hem de çevresinde tahribatlara yol açar. Kýsacasý, þer için iþlese, kötülükler, tahribatlar kaynaðý olur. Ama ayný organlar hayýr için iþlese, güzellikler, iyilikler merkezi olur.



Dilini bir binek bil.
Seni gül bahçelerine de götürebilir.
Balçýk deryalarýna da sürükleyebilir.
Kalbini kirli, paslý ya da parlak bir ayna bil.
Bütün güzelliklere karþý kör de kalabilir
Güneþle parlayan, güneþi yansýtan bir talihe sahip de olabilir.




Mesaj 3 kez düzenlendi. En son rifat56 tarafından, 07.01.2007 - 15:32 tarihinde.
Gönderen: 07.01.2007 - 14:06
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
5108 Mesaj -

Adam bineceði otobüsün kalkmasýna bir saatten fazla bi süre olduðu için, terminalin yarý aydýnlýk koridorlarýný arþýnlýyordu. Ellerini yýkamak üzere biraz ilerdeki mescide yanaþtýðýnda, iþ tulumlarý giymiþ bi genç ona doðru gelerek:

-Herhalde namaz kýlacaksýnýz dedi.Abdest alma yerimiz de mevcuttur.

Adam elindeki sigaranýn külünü delikanlýnýn ayaklarý dibine silkelerken:

-Sen herhelde görevlisin diye ekledi. Ne iþ yaparsýn burada?

Delikanlý köþedeki süpürgeyi gösterip:

-Temizlikçiyim efendim diye kekeledi.Lavabo ve tuvaleti temizliyorum.

Adam onu alaycý bi gözle süzerken:

-Ben namazý senin gibi çulsuzlara býraktým dedi bu iþ size öyle yakýþýyor ki!
Temizlikçi genç adamýn hakaretine aldýrmayacak kadar olgundu. Fakat namaza karþý yaptýðý saygýsýzlýk, canýný çok sýkmýþtý.Vereceði cevabý biraz düþündükten sonra, susmayý tercih ederek iþine döndü. Adam maðrur adamlarla uzaklaþýrken, baþýnýn döndüðünü hissetti. Sýrtýndan çýkararak koluna aldýðý kaþe paltonun aðýrlýðýný da,sanki ilk defa fark ediyordu. Biraz önce yediði iki porsiyon yemek, tansiyonunu yükseltmiþ ve kendini halsiz býrakmýþtý. Birkaç adým attýðýnda, aniden fenalaþarak diz üstü çöktü. Allah'tan ki paltosu, ondan önce yere serilmiþ ve yeni aldýðý takým elbisenin kirlenmesini engellemiþti. Adam,çömelmiþ vaziyette olmasýna raðmen fýrýldak gibi dönen baþýný yere dayayarak bi müddet dinlendi ve doðrulduðunda, ayný rahatsýzlýðý duyarak hareketini tekrarladý.Fakat baþkalarý tarafýnda görülmekten endiþe ediyordu. Bunun için baþýný yerden kaldýrýp saða sola bakýndýðýnda, terminalin çaycýsý olduðu anlaþýlan bi gençle karþýlaþtý. Çaycý onu saygýyla selamlayýp:

-Allah kabul etsin bey amca dedi. Ama kýble biraz daha saða doðruydu.




Mesaj 1 kez düzenlendi. En son rifat56 tarafından, 07.01.2007 - 15:22 tarihinde.
Gönderen: 07.01.2007 - 14:10
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
5108 Mesaj -

Serap



Ben, 40 yillik bir kanser uzmani olarak
maddeyi asan sayisiz olayla karsilastim ve bunlari, o olaya sahit
olanlarla birlikte belgelereyerek ozel bir arsiv yaptim. Bunlardan
1976 yilinda yasanmis bir olayi size nakletmek
istiyorum.
Kanser hastanesinde bashekimken Serap adinda genc bir hanim hastam
vardi. Bu hastam gogus kanserine yakalanmis ve tedavi icin yurt disina
gitmek istemesine ragmen, bazi formaliteler sebebiyle o imkani
bulamamisti. Serap'i ozel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altina aldim.
Ve kisa bir sure sonra da Allah'in izniyle iyilestigini gordum. Ancak
Serap'in da butun diger kanserliler gibi ilk 5 yillik sureyi cok
dikkatli gecirmesi gerekiyordu.
Bir is kadini olan Serap, 4 yil kadar sonra 1 ihale icin izmir'e
gitmek istedi. Kis aylarinda
oldugumuz icin ucakla gitmesi sartiya kabul ettim. Maalesef bilet
bulamamis ve benden habersiz bindigi otobusun kaza gecirmesi uzerine 6
saat kadar
mahsur kalmis.

Donusunden kisa 1 sure sonra kanser, kemik ve akcigerine yayildi.
Serap cak kemiklerindeki metasaz nedeniyle yuruyemez hale gelirken,
hastaligin akcigerdeki tezahuru sebebiyle de devamli olarak oksijen
cihazi kullaniyor
ve soyledigi her kelimeden sonra agzini o cihaza yapistirarak nefes
almak zorunda kaliyordu.Evine gittigim gun, yine guclukle konusarak:
Doktor bey, dedi. Ben size...darginim. "Nicin?"diye
sordum."Siz...dindar...bir...insanmissiniz...nicin...bana...da,
Allah'i...olumu...ahireti...anlatmiyorsunuz?"
Dini inanclarinin cok zayif oldugunu bildigim icin bu teklifi
karsisinda oldukca sasirdim. O'nu uzmemeye calisarak:

"Doktora ulasmak kolaydir dedim. Parayi bastirdin mi istedigine tedavi
olursun. Ancak iman tedavisi icin gonulden istek duymalisin..."Konusmaya
mecali olmadigindan "ben o isteg duyuyorum" manasinda basiný salladi.
Artik umitsiz bir tibbi tedavinin yanisira, ebedi hayatin ve saadetin
recetesi olan iman derslerimiz baslamis ve son gunlerini yasayan
Serap icin bu dersler "hizlandirilmali ogretime" donmustu. Anlattigim
iman hakikatlarini butun ruhuyla meczediyor ve arada bir soru
soruyordu. Vefatina bir hafta kala:"Doktor bey, dedi.
Ben...olurken...ne...soyleme-liyim? "Senin durumun cok ozel" dedim.
Kelime-i Sehadet sana uzun gelir.O ani farkedinceMuhammed (s.a.v) sana
yeter." O, haliyle tebessum ederek yine basini salladi. Cok istirabi
oldugu icin Serap'a surekli morfin yapiyor ve O'nu uyutmaya
calisiyorduk. Ben, bir
is seyahati sebebiyle bir muddet ziyaretine gidemedim. Donusumde
annesi telefon ederek: "Serap, bir haftadir morfin yaptirmiyor." Dedi.
"Sabahlara kadar inliyor ve cok istirap cekiyor."Hemen eve gittim ve
igne yaptirmamasinin sebebini sordum. Aldigim cevabi hala unutamiyor
ve hatirladikca urperiyorum.-"Ya morfinin tesiriyle olume uykuda
yakalanir ve son nefeste "Muhammed" diyemezsem?.Iste Serap, boyle bir
hanimdi. Bu arada benden istihareye yatmami ve eger bir kac gun daha
omru varsa , son gunu uyanik kalacak sekilde morfin
yaptirilmasini rica etti. Ben hic adetim olmadigi halde cuma gunune
rastlayan o gece istihareye yattim ve Serap'in acizligi hurmetine
olacak ki Sali gunune kadar yasiyacagina dair isaret sezdim. Ertesi
gun O'na: "Hic korkma!" dedim. "Igneyi vurdurabilirsin."Ve Serap bir
veda niteligi tasiyan bu gorusmemizde son sorusunu da sordu:"Doktor
bey...Azrail...bana...nasil...goru...ne-cek?"Kizim," dedim. "O bir
melek degil mi?Hic merak etme, sana yakisikli bir prens gibi
gelecektir."Sali gunu Serap'in agirlastigi haberini alinca
hemen eve gittim. Ancak vefatina yetisememistim. Ailesi tam manasiyla
perisandi. Sadece kendisine uzun muddet bakan dindar bir hanim
akrabasi ayaktaydi ve beni gorunce yanima gelerek: "Doktor bey,
biliyor musunuz , bu evde biraz once bir mucize yasandi!" dedi ve
devam etti:
Serap, bir saat kadar once oksijen cihazini atti ve "yataktan
kalkmasi imkansiz" denmesine ragmen kalkarak abdest aldi, iki rekat
namaz kildi. Butun ev halki hayretten donup kaldik. Ve kelime-i
Sehadet getirerek vefat etmeden biraz once de: "Doktor bey'e soyleyin,
dedi. Azrail, O'nun soylediginden de
guzelmis!!!


Gönderen: 07.01.2007 - 14:17
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
yanmak...!
5108 Mesaj -

Yanmak


Hikmet, belediyeye ait ekmek
fabrikasýnda çalýþan bir isçiydi.
Ýþine çok dikkat eder, vazifesini ihmal etmemeye çalýþýr, kazancýnýn
helal olmasýný isterdi. Fabrikayý hemen her akþam en geç o terk ederdi
. Her gün binlerce ekmek çýkaran fýrýn oldukça büyüktü. Belediyenin
ekmeði biraz daha ucuz olduðu için halk raðbet ediyordu. Kocaman
fýrýnýn içini ara sýra temizlemek ihtiyacý hasýl olur, onu da
genellikle Hikmet yapardý.

Dini bir bayramýn son günüydü. Ertesi gün ekmek çýkarýlacaktý. Hikmet,
temizlik yapmak
için fabrikaya gitti. Dýþ kapýyý kilitledi . Iþýklarý yaktý, fýrýnýn
kapaðýný açýp içerisine girdi. Gerekli temizliði yaptýktan sonra
gidecek, sabaha karþý dörde doðru gelen isçiler gelir gelmez
elektrikle çalýþan fýrýnýn düðmelerini açacak, onlar hamuru yoðurup
hazýr hale getirene kadar da fýrýn güzelce ýsýnmýþ olacaktý.

Hikmet temizliðe dalýp gitmiþti. Bir taraftan da kendi yakýþtýrdýðý
þeyleri mýrýldanýyordu. Tam o saatlerde fýrýnýn genç ustalarýndan
Cengiz fabrikaya geldi. Kirlenmiþ olan beyaz önlüðünü almak için
uðramýþtý. O akþam yýkatýp ertesi gün temiz temiz giymeyi düþünüyordu.
Dýþ kapýyý açtý. Hayret, içerideki lambalar açýk unutulmuþtu. Gidip
önlüðünü aldý. Fýrýnýn önünden geçerken açýk unutulan fýrýn kapaðýný
eli ile þöyle bir iteledi. Çýkarken, ýþýklarý söndürmeyi ihmal etmedi.
Elektriklerin sönmesi ile Hikmet hemen fýrýn kapaðýna koþtu. Fakat,
heyhat kapak üzerine kapatýlmýþtý. Var gücü ile baðýrmaya baþladý.
Fýrýnýn kapaðýný yumrukladý. Çýrpýnmasý fayda vermiyor, sesini kimseye
duyurmasý mümkün olmuyordu. Tüyleri diken diken oldu. Dehþete
kapýlmýþtý.

Uzun müddet kendisine gelemedi. Birazcýk sakinleþince saatine baktý.
Saat 23.05'i gösteriyordu. Yaklaþýk 5 saat kalmýþtý. Bir anda ölümle
burun buruna gelmiþti. Yanmak onun için bu dünyada baþlayacaktý. Yavaþ
yavaþ ýsýnacaktý fýrýn... Evvela terlediðini hissedecek, sonra
bunalacak, sýcaklýk artacak, yavaþ yavaþ sürekli artacak, artacak,
artacak... Vücudundaki yaðlar erimeye baþlayacak, etler kýzaracak ve
daha bütün bunlar olmaya baþlamadan belki de o kalpten gidecekti.
Belki de çýldýracaktý. Çýlgýn çýlgýn gülecekti... Ah, o en güzeli idi.
Bir delirebilse idi. Düþüncenin kezzap gibi yakýcýlýðýndan
kurtulacaktý. Kim bilir bütün vücudu nasýl sýzlayacaktý? Vücudunda
aðrýyý sýzýyý duyuran bütün sinirler feryat ü figan edeceklerdi.
Dayanilir miydi, dayanabilir miydi buna? En uç noktadaki sinir
hücresine varana kadar ulaþan
o müthiþ sýzýya...

Fýrýndan yeni çýkan ekmekleri eline alýnca parmaklarýnda duyduðu yanýk
acýsý aklýna geldi. Sadece o kadarý... yanýðýn ilk safhasý bile
deðildi ama, hemen elinden býrakýrdý. Þimdi ekmekler gibi kendisi
piþecekti. Birkaç gün önce idi. Ýsçilerle açýkmýþlar, küçük tüpün
üstünde yemek piþirmiþlerdi. Bir aralýk tüpün kýzgýn demirine deðmiþti
eli... Hemen nasýl da kabarmýþ, su toplamýþ, sýzladýkça sýzlamýþtý.
Sadece iki parmaðýn acýsýna dayanamamýþ, soðuk suyun içinde saatlerce
tutmuþtu. Ya þimdi?.. Yanan iki parmak ucu deðil, bütün vücudu
olacaktý. Gözlerinin önünde filmlerde gördüðü yanan adamlar canlandý.
Hikmetin hali daha zordu. Bir anda yanmak deðildi ki bu... Adým adým,
hissede hissede... Terleye, çýldýra, dövüne dövüne... Ýçerisinin
ýsýndýðýný hissetti. Kapýyý kapatan her kimse fýrýný yakmýþ miydi
yoksa? Bu hararet böyle sürekli niçin artýyordu? Aman Allah'ým!
Beklenen an ne çabuk gelmiþti. Saatine baktý, saat gecenin 01.00'i
olmuþtu. Nasýl geçmiþti iki saat? Zaman su gibi akmýþtý. Bir ömür
gibi... Ömürleri yanmak vaktini meyve veren insanlar gibi...

Elleri ile duvarlara, demirlere dokundu. Yok caným... Korkusundan
fýrýnýn yanmaya baþladýðýný zannetmiþti. Demirler soðuktu iþte...
Biraz sakinleþti. Evini düþündü.
Hanýmý, oðlu merak ediyor olmalýydý. Hanýmýný niçin azarlamýþtý sanki
çýkarken?.. Hayat arkadaþýna karþý daha nazik, daha hürmetli olmalý
deðil miydi? Ya çocuðunu... Keþke dövmemiþ olsaydý onu... Bir gün
evvel kaza ile kýrdýðý camdan ötürü dövmüþtü. Keþke, dövmeden evvel
kýrýlsaydý eli, diye düþündü. Onlardan da mesul olduðu için onlarýn
hesabýný da verecekti Allah'a... Keþke hanýmýnýn dediðini yapsaydý.

-Birlikte namaza baþlayalým, demiþti.
-Hayýr, biraz daha yaþlanalým, diye cevap vermiþti. Sanki sonrasýnda
bütün bir ömrün hesabýný vermeyecek, sadece ihtiyarlýðýn hesabýný
verecekti. Niçin sanki fýrýna gelirken içeriye girmemiþti? Müezzin,
gönlünün derinliklerinden geldiði belli olan sesiyle yatsý namazýna
davet etmiþti; Allah'ýn büyüklüðünü, kurtuluþun onun yolunda olduðunu
haykýrmýþtý.

Hiç deðilse ölmeden evvel son vakit namazýný kýlmýþ olacaktý... belki
Rabbi o son vakit hürmetine affeder, diðerlerinin hesabýný sormazdý.
"Ah kafam ah!" diye inledi. Halbuki beþ vakit namaz kýlan bir insanýn
hali ne güzeldi. Kýldýðý bir vakti muhakkak onun eda ettiði son vakit
olacaktý ve Rabbi'nin huzuruna secdesiz bir alýnla çýkmayacaktý. Öyle
olmayý ne kadar isterdi.

Ya oðlu... Yedi yaþýna girmiþti. Bir baba olarak onun üstüne , baþýna,
yiyip içtiðine dikkat ettiði kadar kalbine niçin dikkat etmemiþti?
Daha o yaþta, her türlü pisliðin televizyon ekranlarýndan üzerine
sýçramasýna nasýl da razý olmuþtu? Çocuðuna Allah'ýný, Peygamberini
niçin sevdirmemiþti. Aklý çocuðuna gitti... Gençliðine uðradý. Tek tek
dolaþtý eski günleri... O günlerden elinde sadece piþmanlýk veren,
utandýran günahlar kalmýþtý. En ince teferruatýna kadar bütün
günahlarý aklýna geldi. Demek bütün bu tespit edilen þeylerin hesabýný
verecekti. Evlendiði yýllar, annesini, babasýný üzdüðü günler... Ah,
bilse hiç yapar miydi? Baþkalarýna söylediði rahatsýz edici en küçük
sözden bile rahatsýzlýk duydu. Ýnsan bütün yaptýklarýný tekrar
karþýsýna çýkacaðýný unutmasaydý hiç hata yapar miydi? Hatasýz olmasa
da hatasýzlýða yakýn olabilirdi.

Aklýna bir fikir geldi. Fýrýnýn içinde teyemmüm edip namaz kýlsaydý.
Toprak yoktu ki... Fakat olsun... Hiç kýlmamaktan iyiydi. Belki, bir
ihtimal kabul edilirdi. Ellerini fýrýnýn içinde yere vurarak teyemmüm
aldý. Namaza durdu. Her þeyin bitip tükendiði noktada baþka kime
dayanýlabilirdi ki? Aslýnda her namazda öyle hissetmeliydi. Kendisini
hayatýnda ilk defa Rabbi ile konuþur gibi hissetti.

Alemlerin Rabbine hamd etmeyi, ona dayanmayý, ondan yardým dilemeyi,
dosdoðru olmayý ilk defa iliklerine kadar duyarak. Yatsýdan sonra kaza
namazlarý kýldý. Rabbinden gelmiþti ve ona dönüyordu. Ah dönüþün ona
olduðunu hiç unutmamýþ olsaydý yoruldukça oturup tövbe etti,
estaðfurullah çekti. Dinlenince tekrar namazýna devam etti. Nasýl
daracýk yerde sýkýþýp kalmýþtý. Fýrýnda olduðunu hatýrladýkça vücudunu
ateþler bastý.

Cengiz, eve gidip yatmýþtý. Gece bir aralýk yataktan sýçrayarak
uyandý. Saatine baktý. Saat 3.15'di. Acayip bir rüya görmüþtü.
Arkadaþý Hikmet, Fýrýnýn içinde alev alev yanýyor, "Cengiz" diye bas
bas baðýrýyordu. Nasýl bir rüyaydý bu böyle... Birden akþam aklýna
geldi. Olamaz! Fýrýnýn kapaðýný Hikmet'in üzerine mi kapatmýþtý yoksa?
Hemen üzerini giyip sokaða fýrladý. Hiç durmadan koþtu. Evleri de
fýrýna uzaktý. 3.45'de fýrýna geldi. Gece isçileri henüz
gelmemiþlerdi. Kapýyý açtý, Iþýklarý yaktý. Hemen fýrýnýn kapaðýný
açýp içeriye seslendi "Hikmet!" birkaç defa baðýrdý. Hikmet, aðlaya
aðlaya namaz kýlýyordu. Öyle dalmýþtý ki, adýnýn söylendiðini duyunca
irkildi Olamazdý. Yanlýþ duyuyor, hayal görüyor olmalýydý. Fakat yine
duydu. Birisi "Hikmet" deyip duruyordu. Hem fýrýnýn ýþýðý da yanmýþtý.
Selam verdikten sonra kapaða doðru yürüdü. Karþýsýnda Cengiz'i gördü.
Fýrýndan çýktý.

Cengiz, bir anda hortlak görmüþçesine irkildi. Korkuyla "kimsin sen?
Dedi. Hikmet'in Cengiz'e sarýlmak için uzanan kollarý boþ kalmýþtý.
Hikmet hala aðlýyordu.

- Ne demek, dedi, sen kimsin? Hikmet'im iþte görmüyor musun? Dün akþam
temizlemek için girmiþtim. Birisi üzerime fýrýnýn kapaðýný kapattý.

- Olamaz, diyordu Cengiz. Sen Hikmet deðilsin. Hikmet Cengiz'i
anlayamýyordu.
Nasýl böyle söyler, Nasýl tanýyamazdý? Aklýna geldi. Hemen aynaya
doðru koþtu. Baktý... Hayýr, bu yüz, bu saçlar kendisinin olamazdý.
Ellerini, kýrýþmýþ, solmuþ yüzüne, bembeyaz olmuþ saçlarýna götürdü.
Bir gecede ihtiyarlamýþtý. Hýçkýrýklarla sarsýlýyordu. Bir daha aynaya
bakamýyordu.

Kendisinden korkmuþtu. Yanmanýn ne demek olduðunu bilseler, kim bilir
bir gecede ne kadar insan ihtiyarlayacaktý. Yarýn denilecek kadar kýsa
bir süre yanmak ihtimali bu kadar hafife alýnabilir miydi? Baþý
ellerinin arasýnda kalakaldý.

Gönderen: 07.01.2007 - 14:21
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
hanzade3...halledilmiştir.FORUMDA VAR
5108 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý hanzade3

Emeðine saðlýk Rýfat Kardeþim ama YEDÝ KUTSAL GERÇEK VE ALLAHIN EMANETÝ adlý hikayeler forumda var. Sanýrým gözden kaçtý..

Selam ve Dua ile..


Uyardýðýn için teþekkür ederim...Halledilmiþtir.
Gönderen: 07.01.2007 - 14:36
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
5108 Mesaj -

Kadere Bak


Mustafa Uslu
Genç adam, köyüne gidecekti. Sabahleyin erkenden otomobiline bindi,
yola çýktý. Çoluk çocuðunu yanýna almamýþtý. Yalnýzdý. Þehrin kenar
mahalleleri geride kalýrken güneþ doðmuþ, ýþýl ýþýl bir gün
baþlamýþtý. Ýçi içine sýðmýyordu, Radyonun düðmesini çevirdi. Bir
türkü: "Azrailin gelir kendi / Ne aða der, ne efendi / Sayýlý günler
tükendi / Yolun sonu görünüyor..."

Biraz hüzünlenir gibi oldu. Boþver, dedi; dünya iþte!... Sevdiklerine
kavuþacaðý aný hatýrladý. Mutluluklarý, sevinçleri görür gibi oldu.
Ruhunu ýlýk bir duygu doldurdu. Ýç geçirdi.

Artýk þehirden kurtulmuþtu. Önünde yaklaþýk üç saatlik bir yol vardý.
Acele etmiyor, güzel þeyler düþünmeye çalýþýyordu.

Ne olduysa tam o sýrada oldu. Sol taraftan silme bir otomobil geçti.
Elektrik çarpmýþ gibi titredi. Direksiyon hakimiyetini kaybetti.
Otomobil þarampole sürüklendi, ancak durabildi. Korkmuþtu. "Kelle mi
götürüyorsunuz? diye söylene söylene otomobilden indi.

Tehlikeli bir þekilde kendisini sollayan lüks otomobil az ilerde
çaprazlamasýna yolun ortasýnda durdu. Resmen yolu kesilmiþti. Üstelik
güpegündüz. Þaþýrdý, biraz da panikledi. Otomobilden el kol
hareketleri yaparak ve baðýrýp çaðýrarak inen iri yarý iki adam,
kendine doðru geliyordu.

"Ulan sen, canýna mýsusadýn?"

"Kör, saðýna soluna bir baksana!"

"Kaplumbaða gibi gidiyorsun."

"Neden yol vermiyorsun?" diye baðýrýp çaðýrmaya, hakaretler etmeye
devam ediyorlar; küfürler savuruyorlardý.

Genç adam þaþýrmýþtý. Biraz ürkek,
"Ben, kimseyi yolvermezlik yapmadým kendi yolumdan gidiyordum."
diyecek oldu. Dinlemediler bile. Biraz öfkelendi.

"Sizi þikayet edeceðim. dedi, yüksek sesle.

Sen misin onu söyleyen Biri üzerine atladý.

"Bak ulan hala konuþuyor." diyerek yakasýndan tuttu. Belinden
tabancasýný çýkardý, baþýna dayadý.

"Ulan sen, kim olduðumu biliyor musun? Seni gebertsem, þahidin bile
olmaz." diye baðýrýyor; bir taraftan sarsýyor, tartaklýyordu

Ýyiden iyiye korkmaya baþladý. Bir an, "galiba yolun sonuna geldik"
diye düþündü.

Yakasýný tutan ve baþýna silah dayayan kiþi, arkadaþýnýn, "býrak þu
pisliði, iþimiz acele." uyarýsýyla yakasýný býraktý. Býrakmadan önce
þarampole doðru itti. Genç adam, sendeledi, dengesini kaybetti, yere
yuvarlandý.

Bütün olaylar, kaþla göz arasýnda olup bitmiþti.

Bu arada olay yerinden birkaç otomobil, birkaç kamyon ve bir otobüs
geçti. Belki görenler, "ne oluyor?" diye baktýlar. O kadar...

Korkudan neredeyse dili tutulan adam toparlandý, kalktý. Üstünü baþýný
düzeltti. Biraz üzgün, biraz ürkek arabasýna bindi. Torpido gözünden
alelacele çýkardýðý kalem ile þikayet etmeyi düþündüðü kiþilerin
otomobilinin güç bela aklýnda tuttuðu plakasýný avucuna yazdý.

Tabir yerindeyse eþkýya, kuþ olup uçmuþtu.
Otomobilini þarampolden yola çýkardý. Caný sýkkýndý. Onca mutlu andan
ve güzel düþüncelerden sonra ölümle burun buruna gelmiþti. Hayatýnda
duymadýðý küfür ve hakaretleri duymuþ, hýrpalanmýþ, tehdit edilmiþti.
Þikayet edecek olsa, nasýl ispat edecekti? Sonra bu musibet

insanlardan nasýl kurtulacaktý? Olanlar, çok gücüne gitmiþti. Karmaþýk
duygular içindeydi. Mazlum bir insan edasýyla ve sabrýyla bütün
olanlarý içine attý. Yoluna devam etti.

Bir müddet sonra da yolun kenarýndaki kalabalýðý fark etti. Bir trafik
kazasý olduðunu düþünerek otomobilini yolun kenarýna çekti.
Kalabalýðýn olduðu yere gitti. Hurda haline gelmiþ bir otomobilden
çýkarýlan iki ceset yere geliþigüzel uzatýlmýþ, henüz üzerleri bile
örtülmemiþti.

Gördüklerine inanamadý. Emin olabilmek için otomobilin plakasýna
baktý, sonra göz ucuyla avucunun içine. Sarsýldý. Dili, damaðý kurudu.
Otomobil, o otomobil; ölenler, o adamlardý.

Kalabalýða "Ben, bu adamlarý tanýyorum." diye seslenmek istedi, sonra
vazgeçti. Yazýk, çok yazýk!" diye geçirdi içinden ve hýzla oradan
uzaklaþtý.

Otomobiline bindi, yoluna devam etti. Bütün olanlara raðmen yine de
üzülmüþtü...

Gönderen: 07.01.2007 - 14:52
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
hanzade3 su an offline hanzade3  
975 Mesaj -
Selamün Aleyküm.. Rýfat kardeþim
Eklemelerini büyük bir ilgi ile takip ediyorum ve bir çoðunu da kendi bilgisayarýma kopyalayarak cd lerime aktarýyorum Lütfen hakkýnýzý helal ediniz..
Ayrýca kýzmak ne demek insan sevdiði insanlara kýzamaz. göz kırpma
sadece hatýrlatmaktý amacým Sürçi lisan ettik ise affolagül
Ayrýca burdaki Gýybet (Beþ sýr), Besmelenin Fazileti ve hindistana gönder adlý eklemelerde vardýgöz kırpma göz kırpma

gül gül gül

Allah Razı Olsun Eklemelerinin hepsi birbirinden güzel

Selam ve Dua ile kalýnýz.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son hanzade3 tarafından, 07.01.2007 - 14:58 tarihinde.
Gönderen: 07.01.2007 - 14:56
Bu Mesaji Bildir   hanzade3 üyenin diger mesajlarini ara hanzade3 üyenin Profiline bak hanzade3 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kosovali su an offline kosovali  
91 Mesaj -
rifat abi cok guzel ve anlamli hikaye bunlar eline emegine saglik.Allah Razı Olsun
Gönderen: 07.01.2007 - 15:45
Bu Mesaji Bildir   kosovali üyenin diger mesajlarini ara kosovali üyenin Profiline bak kosovali üyeye özel mesaj gönder kosovali üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
cihan.pz su an offline cihan.pz  
363 Mesaj -
Rifat abi gercekten en guzel hikayeler, bunlarin icinden okadar cok ders alabilirizkiAllah Razı Olsun senden
Gönderen: 07.01.2007 - 15:54
Bu Mesaji Bildir   cihan.pz üyenin diger mesajlarini ara cihan.pz üyenin Profiline bak cihan.pz üyeye özel mesaj gönder cihan.pz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
EliFg42 su an offline EliFg42  
146 Mesaj -
ALLAH (c.c.) razi olsun Guzel hikayeleri bizlerle paylastiginiz icin ....

Bende okudugum bir hikayeyi sizlerle paylasmak istiyorum sevinçli

DUA HIKAYESI

Musa yolda bir coban gordu. Coban soyle dua eduyordu:"Ey kerem sahibi Allah! Nerdesin ki sana kul, kurban olayim! Carigini dikeyim, sacini tarayayim! Elbiseni yikayayim, bitlerini kirayim. Ulu Allah, sana sut ikram edeyim. Elinizi opeyim, ayaginizi ovayim. Butun turkulerim, nagmelerim senin icindir. Butun kecilerimsana kurban olsun."
O coban bu cesit sacma sapan seyler soleyip duruyordu.
Musa;
"Kiminle konusuyorsun?" diye sordu.
Coban;
"Bizi Yaradanla, bu yeri, gogu yaradanla," diye cevap verince, Musa dedi ki:
"Vah vah! Sen sersemlemissin. Daha Musluman olmadan kafir oldun. Bu ne sacma soz, bu ne kufur, bu ne olmayacak sey? Agzina pamuk tika. Carik sana yakisir. Bir gunese bu cesit seylerin ne luzumu var? sen bunlari kime soyluyorsun? amcana, dayina mi? Buyuyup gelismekte olan sut icer, ayaga muhtac olan carik giyer."
Coban;
"Ya Musa, agzimi bagladin, simdi pismanliktan canimi yaktin," dedi. Elbisesini yirtip yana yana bir ah cekti, basini alip cole dogru yola dustu.
Bu arada Allah'tan Musa'ya soyle bir vahiy geldi:
"Kulumuzu bizden ayirdin. Sen birlestirmeye mi geldin ayirmaya mi? Ben herkese bir karakter,bir yapi verdim. Onun icin ovgu olan sozler, sana kotuluktur. Ona gore baldir sana gore zehirdir.
bilmezmisinki biz soze bakmayiz, gonle bakariz, oze bakariz."

Gönderen: 07.01.2007 - 16:00
Bu Mesaji Bildir   EliFg42 üyenin diger mesajlarini ara EliFg42 üyenin Profiline bak EliFg42 üyeye özel mesaj gönder EliFg42 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
*** SU ve TUZ ***
5108 Mesaj -
Bir yaþlý usta, çýraðýnýn sürekli herþeyden þikayet etmesinden býkmýþtý. Bir gün çýraðýný tuz almaya gönderdi. Yaþamýndaki herþeyden mutsuz olan çýrak döndüðünde, yaþlý usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atýp içmesini söyledi. Çýrak, yaþlý adamýn söylediðini yaptý ama içer içmez aðzýndakileri tükürmeye baþladý.
- "Tadý nasýl?" diye soran yaþlý adama öfkeyle:

- "Acý" diye cevap verdi.

Usta kýkýrdayarak çýraðýný kolundan tuttu ve dýþarý çýkardý. Sessizce az ilerdeki gölün kýyýsýna götürdü ve çýraðýna bu kez de bir avuç tuzu göle atýp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çýrak, aðzýnýn kenarlarýndan akan suyu koluyla silerken ayný soruyu sordu:

- "Tadý nasýl?" "Ferahlatýcý" diye cevap verdi genç çýrak.

- "Tuzun tadýný aldýn mý?" diye sordu yaþlý adam, "Hayýr" diye cevapladý çýraðý.

Bunun üzerine yaþlý adam, suyun yanýna diz çökmüþ olan çýraðýnýn yanýna oturdu ve þöyle dedi:

- "Yaþamdaki ýstýraplar tuz gibidir, ne azdýr, ne de çok. Istýrabýn miktarý hep aynýdýr. Ancak bu ýstýrabýn acýlýðý, neyin içine konulduðuna baðlýdýr. Istýrabýn olduðunda yapman gereken tek þey ýstýrap veren þeyle ilgili hislerini geniþletmektir. Onun için sen de artýk bardak olmayý býrak, göl olmaya çalýþ...


Gönderen: 09.01.2007 - 10:39
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
5108 Mesaj -

Bir kadýn, evinden dýþarý çýkar ve uzun beyaz sakallý üç yaþlý
adamýn evinin önünde oturduklarýný görür. Onlarý tanýmaz.
- "Ben sizi tanýmýyorum ama aç olmalýsýnýz" der.
"Lütfen içeriye gelin ve bir þeyler yiyin."
- "Evin erkeði içerde mi?" diye sorarlar adamlar.

- "Hayýr" der kadýn. "O dýþarýda."

- "Öyleyse içeri gelemeyiz" diye cevap verirler.
Akþam olup kadýnýn kocasý eve geldiðinde,
kadýn baþýndan geçenleri kocasýna anlatýr.
- "Git onlara söyle ben evdeyim içeri gelebilirler" der.

Kadýn dýþarý çýkar ve onlarý içeri davet eder.

- "Hepimiz ayný anda içeri girmeyiz." der ya lý adamlar.
Kadýn öðrenmek ister ;

- "Niye giremezsiniz?"

Yaþlý adamlardan bir tanesi açýklar :

- "Onun adý ZENGÝNLÝK" der ve bir arkadaþýný gösterir,
bir diðerini iþaret eder,"O BAÞARI",
ben de SEVGÝ." Sonra ekler ; "Þimdi içeri gir ve
kocanla konuþ, hangimizi evinizde istersiniz?"

Kadin içeri girip söylenenleri kocasýna anlatýr.
Adam duyunca neþelenir.

- "Ne güzel!" der, "madem öyle, Zenginliði içeri
çaðýralým ve evimizi zenginlikle doldursun."

Karýsý itiraz eder ;

- "Caným, niçin baþarýyý çaðýrmýyoruz?"

Bu sýrada konuþtuklarýný evin diðer köþesinde bulunan
gelinleri duyar. Zýplayarak gelir ve kendi fikrini söyler.

-"Sevg'yi çaðýrsak daha iyi olmaz mý?
Evimiz sevgiyle dolar!"

- "Gelinimizin önerisini dikkate alalým" der adam karýsýna.
"Dýþarý çýk ve Sevgiyi bizim misafirimiz olmasý için davet et."

Kadýn dýþarý çýkar ve üç yaþlý adama sorar ;

- "Hanginiz Sevgi? Lütfen içeri gel ve misafirimiz ol".

Sevgi ayaða kalkar ve eve doðru yürümeye baþlar.
Diðer iki yaþlý adam da onu takip ederler. Kadýn þaþýrmýþ
bir þekilde Zenginlik ve Baþarýya sorar :

- "Ben sadece Sevgiyi davet ettim, siz niye geliyorsunuz?"

Zenginlik ve Baþarý bir aðýzdan cevap verirler :

- "Eðer Zenginlik ya da Baþarýyý davet etmiþ olsaydýn
diðer ikisi dýþarýda kalýrdý ama sen Sevgiyi davet ettin.
O nereye giderse biz de oraya gideriz.
Nerede Sevgi varsa,
orada Baþarý ve Zenginlik de vardýr!"


Gönderen: 09.01.2007 - 11:19
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
Bacı Kardeş...!
5108 Mesaj -

Elazýð Kaplýkaya köyüne baðlý Direkli Daðý yakýnlarýnda birbirine yaslanmýþ gibi duran iki kaya parçasýna halk, iki kardeþ yakýþtýrmasý yapmýþtýr.

Anlatýlanlara göre; biri kýz diðeri erkek kardeþ, daða sakýz toplamaya giderler.Akþama kadar dað tepe dolaþýr, topladýklarý kengerleri çuvala doldururlar. Oðlanýn sýrtýndaki çuvalýn delik olduðunun ikiside fark etmez. Tam eve dönecekleri sýrada, abla arkasýna dönüp bir de bakar ki, kardeþinin çuvalý bomboþ...!

Kardeþine: "Sakýzlarý sen sakladýn" diye deðnekle vurmaya baþlar. Vurur vurmasýna, ama bu vuruþ, onun kardeþine son vuruþu olur . Zavallý çocuk yediði sopanýn tesiri ile orada oluverir.

Kardeþinin ölümü ile dehþete düþen kýz aðlamaya ve Allah'a yalvarmaya baþlar: "Allahým kardeþimi ben öldürdüm. Beni de ya taþ. ya da kuþ et de kurtulayým" diye dua eder.

Allah, kýzýn duasýný kabul eder, iki kardeþi de orada taþa çevirir. Ýþte gördüðümüz bu iki kaya iki kardeþin taþlaþmýþ bedenleridir.


Kaynak: Harput Efsaneleri (Meftune GÜLER)
Gönderen: 09.01.2007 - 15:53
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
Büyük Mazlum Hoca...!
5108 Mesaj -

Harput' un yetiþtirdiði büyük âlimlerden biridir. Bir gün Hacca gitmeye karar verir ve yola çýkar. Eskiden þimdiki gibi ulaþým araçlarý olmadýðý için, konaklayarak aylar süren bir yolculuktan sonra Þam'a ulaþýr.

Þam'da konakladýðý gece, sabah namazý için Hz. Yahya camime gider ama namazý kýldýracak imam gelmediði için kendiliðinden imamete geçer.

Araplar, yabancýlarýn imamete geçmesine pek alýþkýn olmadýklarý için ,cemaat homurdanmaya baþlar. Ama Mazlum Hoca, bir defa namaz kýldýrmaya baþlamýþtýr. Artýk namazý yarýda býrakmaz ve devam eder. Meryem suresinin 11. âyetini okuduðu zaman ise cami þiddetle sallanmaya baþlar. Âyet bitince, caminin sallanmasý da durur.

Cemaat yaptýðý hatayý anlayarak, namazdan sonra hocadan af diler ve elini öperler.

Kaynak: Harput Efsaneleri (Meftune GÜLER)
Gönderen: 09.01.2007 - 15:59
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
Gül Bahçesinde Dört Yül Yıl...!
5108 Mesaj -

Süryani manastýrlarýnýn birinde bir rahip, odasýna kapanmýþ, dinî bir kitap okuyordu. Okurken þöyle bir cümle ile karþýlaþtý: "Allah'ýn yanýnda bin yýl bir yýl kadardýr.Bizim için çok uzun olan zamanlar Allah nezdinde çok kýsadýr."

Rahip durdu, kitabý býraktý ve düþünmeye baþladý. Bu cümle aklýna yatmadý. Bin yýllýk bir zaman nasýl bir yýl kadar olabilirdi. Þüpheye düþtü. Kalktý, kitabý kapadý, odasýndan çýktý ve manastýrýn avlusuna geldi.

Güneþli bir yaz günüydü. Rahip bu konuyu düþünmek için manastýrýn bahçesine doðru yürüdü. Bahçede çok güzel gül aðaçlarý vardý, birinin altýna oturdu ve düþünmeye baþladý.

Birden bülbülün çok güzel sesle ötmeye baþladýðýný duydu. Bülbül o kadar güzel bir sesle ötüyordu ki, rahip kendinden geçti. Zihnindeki düþünceler silindi ve gül aðacýnýn yanýna uzandý. Sonra tatlý bir uykuya daldý.

Rahip, uyandýðýnda güneþ batmak üzereydi. Telaþla kalkan Rahip, manastýrdakilerin kendisini merak edeceklerinden endiþelenerek hemen manastýra doðru koþmaya baþladý. Rahip, kapýnýn önüne geldi ama kapý kapanmýþtý. Kapýyý çaldý bir müddet sonra bir görevli geldi ve kapýyý açmadan "Sen kimsin" diye seslendi.

Rahip sinirlendi: "Yahu kim olacaðým? Aç þu kapýyý, hem sen de kimsin? Ben seni tanýmýyorum" dedi. Görevli, bu Rahib'i tanýmýyordu gitti baþka bir Rahip çaðýrdý. Gelen Rahip de kapýnýn önünde duran rahibi tanýmýyordu. Ve gelen rahip sordu: "Siz de kimsiniz?"

Bizim Rahip daha da sinirlendi: "Kardeþim ben bu kilisenin rahibiyim. Bahçede uyuya kalmýþým. Döndüðümde kapýyý kapanmýþ buldum. Ve beni tanýmayan sizlerle karþýlaþtým. Burada neler oluyor.? Sizler de kimsiniz?" diye haykýrdý.

Bu baðýrtýlara raðmen kapýyý yine de açmadýlar ve gidip durumu manastýr'ýn Baþ Rahibine anlattýlar: "Bir Rahip gelmiþ, manastýrýn Baþ Rahibiyim diyor, kapýyý açmamýzý istiyor" dediler.

Baþ Rahip geldi yukarýdan baktý: " Kimsin sen?" diye sordu.

Rahip, bu sefer sakin ve umutsuz bir þekilde ayný þeyleri manastýr'ýn Baþ Rahibi'ne tekrar anlattý:

-Odamda kitap okuyordum. Kitapta "Rabb'in yanýnda bin yýl, bir yýl gibidir" diye yazýyordu. Bu nasýl olur diye düþünmek için öðleyin bahçeye çýktým. Bir bülbülün ötüþüyle uyumuþum. Uyandýðýmda akþam olmuþtu. Ben de manastýra geri döndüm. Ve karþýma çýkan sizleri de tanýmýyorum. Burada neler oldu?

Arkadaþlarým nereye gitti? dedi.

Manastýrýn Baþ Rahibi durumu anlamýþtý ve kapýyý açmalarýný emir verdi.

Kapý açýldý. Manastýrýn Baþ Rahibi ve bizim Rahip beraberce Baþ Rahib'in odasýna çýktýlar. Baþ Rahip, manastýr'ýn kütüðünü istedi.

Az sonra manastýr'ýn kütüðünü getirdiler. Ve Rahipler kütüðü geriye doðru incelemeye baþladýlar. Bir þey arýyorlardý.

Nihayet dört yüzyýl öncesinde aradýklarýný buldular.

Þöyle yazýyordu:

"Manastýrýmýzýn Rahiplerin'den falan Rahip filan zaman da öðleyin manastýrdan ayrýldý ve bir daha geri dönmedi, kayboldu,"

Manastýrýn Baþ Rahibi, Rahib'e döndü: "Sen, o kitapta ki sözden þüphe ettiðin için bu olay baþýna gelmiþ. Aradan dört yüzyýl geçmiþ. Allah'ýn iþine akýl sýr ermez. Sen bir daha imanýndan þüphe etme."

Rahip, öðlenden akþama kadar uyumasýnýn dört yüzyýl sürdüðünü anladý. Ona bir oda verdiler ve yaþamýna dört yüzyýl aradan sonra devam etti. Bir daha Allah'ýn iþleri üzerinde þüphe etmedi.


Kaynak: Harput Efsaneleri (Meftune GÜLER)
Gönderen: 09.01.2007 - 16:02
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
Feth Ahmet Baba...!
5108 Mesaj -

Feth-Ahmet Baba türbesi. Harput' ta en fazla ziyaretçisi olan þehit türbelerinden biri. Türbenin hemen üst tarafýnda bulunan on tane mezarýn da askerlerine ait olduðu söylenmektedir.

Bir zamanlar Harput Belediyesinde çalýþan bir muhasip varmýþ. Çok içki içermiþ. Türbenin yakýnýnda güzel bahçeler olduðu için orada içki sofrasýný kurar, arkadaþlarý ile sürekli eðlenilmiþ.

Bir akþam çok sarhoþ olmuþ olacak ki, türbeye dönerek:

-Sen Feth-Ahmet isen, ben de Kara Ahmet'im, diyerek saygýsýzlýk yapar,

O anda yüzüne bir alev vurur. Arkadaþlarý, hayretle Kara Ahmet'in yüzünün kapkara olduðunu görürler. Doktor doktor gezer, iyileþemez bir türlü. Ama artýk türbeye saygýsýzlýk yapmaz. Hatta hizmet etmeye baþlar.

Bir kýþ günü, fakir düþer. "Gidip mübareðin türbesinin karýný temizleyeyim, hiç deðilse sevap kazanýrým." niyeti ile türbenin önüne gelir.

Orada iyi giyimli, atlý bir adamýn durmakta olduðunu görür. Adam, Kara Ahmet'i görünce: ''Hadi içeriye girip Kur'an okuyalým." der.

Birlikte içeriye girerler. Yasin-i Þerif okuyup çýkarlar. Adam, elini Kara Ahmet'in cebine sokar. Ahmet, cebine ne konulduðunu görmek için baktýðýnda, bir mecidiye bulur. Bu darlýkta ne iyi oldu, diye düþünür. Teþekkür etmek için yanýna döndüðünde etrafta ne at ne de adam vardýr.


Kaynak: Harput Efsaneleri (Meftune GÜLER)
Gönderen: 09.01.2007 - 16:04
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
Deli Mustafa...!
5108 Mesaj -

Harput' un velisi kadar delisi de meþhurdur. Ama deli vardýr, deli mi veli mi, karar vermek güç...Deli Mustafa da bunlardan birisi. Harput' ta bazen çýplaklýðý, bazen garip ve kerametli tavýrlarý ile bilinen Mustafa hakkýnda pek çok hikâye anlatýlýr.

Bir gün Harput' ta birisi hacca gitmek için hazýrlýk yapar ve günler süren yolculuktan sonra hacca ulaþýr. Orada Kabe'yi tavaf esnasýnda tanýþtýðý insanlardan biri, Harputlu olduðunu öðrenince, Deli Mustafa'ya selâm söylemesini ister.

Adam hacdan uzun ve meþakkatli yolculuktan sonra döner. Harput' ta tanýdýðý herkes gibi Deli Mustafa da ziyarete gelir. Oturulur konuþulur ve kalkma zamaný gelince, Mustafa adama döner:

-Hacý, bizim selâmýmýzý unuttun, der.

Hacý, mahcup ve deliyi ciddiye almamanýn verdiði utançla selâmý iletir ve onun ermiþ bir kiþi olduðunu anlar.





Kaynak: Harput Efsaneleri (Meftune GÜLER)
Gönderen: 09.01.2007 - 16:06
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
Taş Kesilen Çoban ve Sürüsü...!
5108 Mesaj -

Çobanýn birisi daðda sürülerini otlatýyormuþ. Oradan geçen yeni doðum yapmýþ bir kadýn, çocuðuna süt istemiþ. Çoban, kadýna süt vermediði gibi, bir de onu azarlamýþ.

Kadýn da çobana kýzarak beddua etmeye baþlamýþ:

-Ýnþallah sürünle birlikte taþ ve aðaç olursun, demiþ

Allah katýnda kadýnýn bedduasý kabul olmuþ ve çoban sürüsüyle birlikte oracýkta taþ ve aðaç olmuþ.

Taþ ve aðaca dönen çoban ve sürüsünü görmek isterseniz, Alacakaya ilçemizin Çakmakkaya köyüne uðramanýz gerekecektir.


Kaynak: Harput Efsaneleri (Meftune GÜLER)
SUPHANALLAH....
Gönderen: 09.01.2007 - 16:11
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
(-Vefalim-) su an offline (-Vefalim-)  
142 Mesaj -
RIFAT ABIM ALLAH SENDEN RAZI OLSUN INSALLAH RABBIM SENI CENNETINE KOYSUN VE EFENDIMIZE KOMSU ETSIN INSALLAH GÖNLÜ GÜZEL KARDESIM O KADAR GÜZEL PAYLASIMLARIN VARKI OKUMAYA DOYAMIYORUM HEPISINDEN BIR MANA CIKARTIYOR VE DAHA DOGRU HAREKET ETMEYE CALISIYORUM INSALLAH HAKKINI HELAL ET COK GÜZEL FAYDALI HIKAYELER VE GERCEKLER:
(Allah´im)"Ancak sana ibadet ederiz ve senden yardim dileriz."
(Fatiha,5)Güle Güle Güle Güle Güle Güle Güle Güle Güle Güle Güle Güle
Gönderen: 09.01.2007 - 16:23
Bu Mesaji Bildir   (-Vefalim-) üyenin diger mesajlarini ara (-Vefalim-) üyenin Profiline bak (-Vefalim-) üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
(-Vefalim-) ...!!!
5108 Mesaj -
(-Vefalim-)gül
Allah (c.c.) senden de razý olsun ÝNÞAALLAH.
RABBÝM seni Mutlu huzurlu saðlýklý neþeli ve sevinçli eylesin ÝNÞAALLAH...

gül

Gönderen: 09.01.2007 - 16:33
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
(-Vefalim-) su an offline (-Vefalim-)  
142 Mesaj -
"Amin-Amin-Amin-Amin-Amin-Amin-Amin-Amin-Amin-Amin"
Gönderen: 09.01.2007 - 16:43
Bu Mesaji Bildir   (-Vefalim-) üyenin diger mesajlarini ara (-Vefalim-) üyenin Profiline bak (-Vefalim-) üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1931 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
gulistan26 (56), nuhsahin (55), turku147az (29), eliskan karayig.. (22), Nabi (51), sahil_ (42), AKINCILAR (62), ofluhayri (36), osman27m (46), cihan27 (45), nesim95 (59), bilgekaan (52), ayhankonya (52), maarvas (39), cihangir_18 (46), efsane_15 (35), yalnizkurt05 (52), hdurkut (45), plescome (37), ihsan uðuz (38), AmmarbinYasir (35), dilek1993 (31), mancabali (54), aliye (47), nizam-i alem (46), efsane240 (38), _YoZGaTLiM_ (37), mab2005 (51), sonerburak (43), nurravza (47), seydam- (47), Nese30 (50), du@cý (53), fatih74 (50)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.49445 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.