0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Ruhunuza Esintiler

önceki konu   diğer konu
154 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (2): (1) 2 weiter >
Gönderen
Mesaj
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
Ruhunuza Esintiler
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Hasan bin Muhammed Niþâbûrî annesinden þöyle nakletti: Annem vefât etmeden önce bana; "Sana hâmile iken babandan izin alýp Abbâs bin Hamza'nýn sohbet ettiði yere gittim. Münâsib bir yere durup, onu dinledim. Sohbetini bitirince; "Ayaða kalkýnýz" dedi.Herkes kalktý ve hep birlikte ellerini açýp duâ etmeye baþladýlar. Ben de el açýp; "Yâ Rabbî! Bana ilim sâhibi sâlih oðul ihsân et" diye duâ ettim. Sonra eve döndüm. Gece bir rüyâ gördüm, bir zât bana; "Müjde Allahü teâlâ senin duâný kabul buyurdu. Sana bir erkek evlâd verecek. O âlim ve uzun ömürlü olacak" dedi.

Hasan bin Muhammed bunu anlattýktan dört gün sonra vefât etti. Annesinin rüyâsýnda müjdelendiði gibi âlim ve uzun ömürlü bir zât idi...

Buyurdu ki:

"Hocam Ahmed bin Ebi'l-Havârî, hocasý Ebû Süleymân Dârânî'den nakletti: "Bir vaktin insanlarýnýn bozulduðuna alâmet, o insanlarýn korkudan çok ümid içinde olmalarýdýr."

"Ârif olana, devamlý olarak Rabbinin emirlerine itâattan baþka bir hâl yakýþmaz."

Abbâs bin Hamza hazretleri, hocasý Zünnûn-i Mýsrî'nin þöyle buyurduðunu nakletmiþtir:

"Ýnsanlar neyi istediklerini bilselerdi, arzu ettikleri þey için verdikleri onlara zor gelmezdi."

"Ey Allahým! Ben nasýl senin rýzân için çalýþmayayým, çünkü sen beni yoktan vâr ettin ve Ýslâmiyetle þereflenmemi nasîb ettin."

Yine hocasý Ahmed bin Ebi'l-Havârî'den nakleder: "Dünyâyý tanýyan ondan vazgeçer, âhireti tanýyan ona sarýlýr, Allahü teâlâyý tanýyan da O'nun rýzâsýna kavuþmak için çalýþýr."
Gönderen: 29.08.2006 - 19:24
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Ýmâm-ý Rabbânî hazretleri, 1. cild, 46. mektûbunda buyuruyor ki:
Din bilgilerini, akl ile isbât ederek [kalbe] inandýrmak, kolay deðildir. Yakînî, vicdânî bir îmân elde etmek için, isbât yoluna gitmekdense, kalbi hastalýkdan kurtarmak lâzýmdýr. Nitekim, safra hastasýný, þekerin tatlý olduðuna inandýrmak için, isbât etmeðe kalkýþmakdansa, onu hastalýkdan kurtarmak lâzýmdýr. [Safrasý bozuk olan hastaya] þekerin tatlý olduðu, ne kadar isbât edilirse edilsin, yakîn hâsýl edemez. Çünki, þeker aðzýna acý gelmekde, vicdâný acý olduðunu bilmekdedir.]

[Seyyid Abdülhakîm kuddise sirruh buyurdu ki: (Müdrike) yanî bir þeyi (anlamak) kuvveti üçdür: Üçünün de doðru anlýyabilmeleri için, bulunduklarý uzvlarýn hasta olmamalarý lâzýmdýr. Birincisi, görünen (his organlarýndaki kuvvetler) olup, görme, iþitme, koklama, gýdânýn lezzetini alma ve sýcaklýk, sertlik anlama. Bu kuvvetler, insanda bulunduðu gibi, hayvanlarda da vardýr. Bu kuvvetler olmasaydý, insanlar, taþ gibi, odun gibi olurdu.

Ýkincisi, (akl kuvvetleri) olup, hiss-i müþterek, hâfýza, vâhime, mütesarrýfa ve hazânet-ül-hayâl denilen görünmiyen beþ organdaki kuvvetlerdir. Bu kuvvetler, insanlarýn dimâgýnda [beyninde] bulunur. Hayvanlarda yokdur. Bir þeyin varlýðýný, bu kuvvetler, güvenilen bir haberi iþitmekle veyâ tecrîbe ile yâhud hesâb ile anlar. Ýyiyi fenâdan, fâideliyi zararlýdan ayýrýrlar. Fen bilgileri, hesâb, bu kuvvetlerle yapýlýr.

Üçüncüsü, (kalb kuvveti) olup, müslimânlarýn havâssýna, yanî yüksek olan seçilmiþ kimselere mahsûsdur. Kalbdeki bu manevî anlama kuvvetine (Basîret) denir. Bu kuvvet ile anlaþýlan din bilgileri, akl ve his kuvvetleri ile anlaþýlamaz. Akl kuvvetleri ile anlaþýlan þeyleri, insan, hayvanlarýn en üstünü olan ata, senelerce uðraþsa, anlatamaz. Bunun gibi, kalb kuvvetleri ile anlaþýlan bilgileri [din bilgilerini ve meselâ marifetullahý], bu seçilmiþler, baþka insanlara senelerce söylese, onlar anlýyamaz. Bunlardan dahâ yüksek seçilmiþlerin seçilmiþleri vardýr. Bunlardan da dahâ üstün Nebîler, Nebîlerden dahâ üstün Resûller, bunlardan da üstün Ülülazm dereceleri vardýr. Bunlarýn üstünde de Kelîmiyyet, Rûhiyyet, Hullet ve Mahbûbiyyet mertebeleri vardýr ki, bu en üstün derece, Muhammed aleyhisselâma mahsûsdur. Kalb [gönül] denilen kuvvet, yürek dediðimiz et parçasýnda bulunur.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 29.08.2006 - 19:28 tarihinde.
Gönderen: 29.08.2006 - 19:26
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
2687 Mesaj -
ALLAH RAZI OLSUN
ISTIFADE DOLU METINLER BUNLAR
RABBIM HIKMETINIZI ARTTIRSIN

Gönderen: 29.08.2006 - 19:58
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ALLAH-U TEALA cümlemizden razý olsun güzel kardeþim.
Gönderen: 30.08.2006 - 19:12
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Peygamber efendimiz, az kelime ile çok þey anlatýrdý. Yüz binden ziyâde hadîs-i þerîfi, Onun (Cevâmi-ul-kelîm) olduðunu göstermekdedir. Bazý âlimler dediler ki, Muhammed aleyhisselâm, islâm dîninin dört temelini, dört hadîs-i þerîfle bildirmiþtir. Bunlar:

1 - (Ameller niyyetlere göre deðerlendirilir.)

2 - (Helâl meydândadýr, harâm meydândadýr.)

3 - (Davâcýnýn þâhid göstermesi ve davâlýnýn yemîn etmesi lâzýmdýr.)

4 - (Bir kimse, kendine istediðini, din kardeþi için de istemedikce, îmâný kâmil olmaz.)

Bu dört hadîs-i þerîften birincisi, ibâdet bilgilerinin, ikincisi, muâmelât bilgilerinin, üçüncüsü, husûmât, yanî adâlet iþlerinin ve siyâset bilgilerinin, dördüncüsü de, âdâb ve ahlâk bilgilerinin temelidir.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 30.08.2006 - 19:50 tarihinde.
Gönderen: 30.08.2006 - 19:49
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~KeMaL~ su an offline ~KeMaL~  
785 Mesaj -
Havz-ý Kevser Kardesim Allah Razi olsun...Çok Müstefid Olduk Biiznillah..

Büyüklerin sözlerini zikretmek onlardan bahsetmek Hakikaten ruhumuza Manevi Eintiler Serpiþtiriyor...

Ýmam-ý Rabbani Hz Bir þiirinde Þöyle Buyuruyor..

Ma Ýn Medahtü Muhammeden Bi Mekaleti
ve Lakin Medehtu Mekaleti bi Muhammedin
..

Ben Sözlerim Ýle Hz Muhammed Sav Efendimiz medh edemem Ki
Ben Efendimizin Mubarek ismni sikrederek Szölerimi Medh Ederim...

buyuklerin Allah Dostlarýnýn fem-i Mubareklerinden Dökulen inci Timsali Sözleri her Daim bekliyoruz...


Allah Razi Olsun...gül

Gönderen: 30.08.2006 - 19:59
Bu Mesaji Bildir   ~KeMaL~ üyenin diger mesajlarini ara ~KeMaL~ üyenin Profiline bak ~KeMaL~ üyeye özel mesaj gönder ~KeMaL~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ALLAH-U TEALA sizden de razý olsun güzel din kardeþim...

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Seyyid Fehim-i Arvâsî (kuddise sirruh)

Seyyid Fehim hazretleri, hizmetlerinde bulunan Hacý Ömer Efendiyle birlikte Câmi-ül-Ezher Medresesine gittiler. Bir odaya girdiler. Bu odada oturan bir âlimin etrâfýnda çok sayýda kitaplar ve önünde bir kâðýt olduðu halde oturduðunu gördüler. Âlim, kitaplara bakýyor fakat önündeki kâðýda bir þey yazamýyordu. Seyyid Fehim hazretleri kâðýtta olan yazýyý bir defâda okuyup ezberledi. Çünkü bir defâ okuduðu yazýyý ezberlemek onun husûsiyetlerindendi. Âlim kimse baþýný kaldýrýp; "Sizin okumanýz var mýdýr?" diye sordu. Seyyid Fehim hazretleri ilimle bir mikdâr meþgûl olduðunu bildirdi. Âlim; "Siz bu kâðýttaki yazýnýn mânâsýný bilir misiniz?" dedi. "Evet." cevâbýný alýnca, hayret etti ve; "Hayret! Câmiü'l-Ezher Medresesi (Üniversitesi) bütün þûbeleri (fakülteleri) ile bir haftadan beri bu meselenin halli için tâtil edildi. Reîsü'l-ulemâ baþta olmak üzere bütün âlimler gece-gündüz çalýþmaktadýr. Bu yazýnýn mânâ ve mefhûmunu anlamaktan âciz kaldý." dedi.Seyyid Fehim hazretleri; "Basit bir meseledir." buyurunca, âlim daha çok hayret etti.

Seyyid Fehim hazretleri anlaþýlamayan meseleyi îzâh etmeye baþladý. Hayretler vâdisinde dolaþan âlim, saygýyla kalkýp elini öptükten sonra, hemen kâðýt kalem alýp Fehim-i Arvâsî hazretlerinin îzâhýný yazdý. Adresini alarak tekrar ellerini öptü ve ayrýldý. Seyyid Fehim hazretleri de Hacý Ömer Efendiyle birlikte kirâladýklarý eve döndü.

Bir müddet sonra Câmiu'l-Ezher Medresesi Reîsü'l-ulemâsýnýn (rektörügöz kırpma gönderdiði dört âlim çýkageldi. Reîsü'l-ulemâ tarafýndan Câmiü'l-Ezhere dâvet edildiðini ifâde ettiler. Seyyid Fehim hazretleri dâveti kabûl buyurup, gitti. Büyük bir salonda Reîsü'l-ulemâ baþta olmak üzere beþ yüze yakýn âlim büyük bir saygý ile kendisini karþýladýlar. Seyyid Fehim hazretleriyle Reîsü'l-ulemâ yanyana oturdular. Sohbet baþladý.Reîsü'l-ulemâ, Seyyid Fehim hazretlerine; "Efendi hazretleri! Tam istenen þekilde açýkladýðýnýz mesele, Câmiü'l-Ezherce müþkil ve mânâsý anlaþýlamayan bir mesele hâline gelmiþti. Cenâb-ý Hakk'ýn yardýmýyla bu müþkilâttan bizleri kurtardýnýz. Câmiü'l-Ezher size sonsuz þükrân borçludur." dedi.

Ýslâm dünyâsýnda eskiden beri baþta sevgili Peygamberimiz ve Eshâbý olmak üzere bütün velîlerin kabirleri ziyâret edilmiþ, rûhâniyetlerinden istifâde edilmiþ, herkes onlarý vesîle ederek, Allahü teâlâya yalvarmýþ, duâlarýnýn kabûlü için niyâzda bulunmuþtur.
Gönderen: 31.08.2006 - 19:13
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Ýmâm-ý Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:

Ýnsaný Allahü teâlânýn rýzasýna, sevgisine kavuþturacak iþler, farzlar ve nâfileler olmak üzere ikiye ayrýlýr. Farzlarýn yanýnda nâfilelerin hiç kýymeti yoktur. Bir farzý vaktinde yapmak [vakti geçmiþ ise, hemen kaza etmek], bin sene nâfile ibâdet yapmaktan daha çok faydalýdýr. Hangi nâfile olursa olsun, ne kadar hâlis niyet edilirse edilsin, ister namaz, oruç, zikir, fikir olsun, ister baþka nâfileler olsun, hep böyledir. Hatta, farzlarý yaparken, bu farzýn sünnetlerinden bir sünneti ve edeblerinden bir edebi gözetmek de, böyle çok faydalýdýr.

Öðrendiðimize göre Emîr-il-müminin Ömer Fârûk hazretleri sabah namazýný cemaat ile kýldýktan sonra, cemaate baktý, eshâbýndan birini bulamadý. (Filan kimse cemaatte yoktur) buyurdu. Orada bulunanlar, o kimse gecenin çok saatlerinde uyumaz. [Nâfile ibâdet yapar.] Belki þimdi uykuya dalmýþtýr, dediler. Halîfe, (Eðer bütün gece uyuyup da sabah namazýný cemaat ile kýlsaydý daha iyi olurdu) buyurdu.

Bundan anlaþýlýyor ki: Bir edebi gözetmek ve tenzîhî olsa bile, bir mekruhtan sakýnmak, zikirden ve fikirden ve murâkabeden ve teveccühden daha faydalýdýr. Tahrîmî olan mekruhtan sakýnmanýn faydasýný, artýk düþünmelidir. Evet, bu nâfile iþler, farzlarý gözetmek ile ve haramlardan, mekruhlardan sakýnmak ile birlikte yapýlýrsa, elbette daha güzel, çok güzel olur. Fakat böyle olmazsa, pek zararlý olur. Meselâ zekât olarak bir dank [yâni bir dirhemin dörtte birini ki, bir gram gümüþ demektir] bir müslüman fakire vermek, nâfile olarak daðlar kadar altun sadaka vermekten, hayrât, hasenât ve yardýmlar yapmaktan kat kat daha iyidir, kat kat daha çok sevaptýr. Bu bir dank zekâtý verirken, bir edebi gözetmek, meselâ, akrabâdan bir fakire vermek de, nâfile iyiliklerden kat kat daha faydalýdýr.

Bundan anlaþýlýyor ki, yatsý namazýný gece yarýsýndan sonra kýlmak ve böylece gece namazý sevabýný da kazanmayý düþünmek, çok yanlýþtýr. Çünkü, hanefî mezhebindeki imamlara göre yatsý namazýný gece yarýsýndan sonra kýlmak mekruhtur. Sözlerinden de, (Kerâhet-i tahrîmiyye), yani tahrîmen mekruh olduðu anlaþýlmaktadýr. Çünkü, yatsý namazýný gece yarýsýna kadar kýlmak mubâh demiþlerdir. Gece yarýsýndan sonra kýlmak mekruh olur buyurmuþlardýr. Mubâhýn karþýlýðý olan mekruh ise, tahrîmen mekruhtur. Þâfi'î mezhebinde gece yarýsýndan sonra yatsýyý kýlmak câiz deðildir. Bunun içindir ki, gece namazý kýlmýþ olmak için ve bu vaktte zevk ve cem'ýyyet elde etmek için, yatsýyý gece yarýsýndan sonraya býrakmak çok çirkindir. Böyle düþünen bir kimsenin, yalnýz vitr namazýný gece yarýsýndan sonraya býrakmasý yetiþir. Vitr namazýný gece yarýsýndan sonra kýlmak müstehabdýr. Böylece, hem vitr namazý müstehab olan vaktinde kýlýnmýþ olur, hem de gece namazý kýlmak ve seher vaktinde uyanýk bulunmak nîmetlerine kavuþulmuþ olur. O hâlde bu iþten vazgeçmek ve geçmiþ namazlarý kaza etmek lâzýmdýr. Ýmâm-ý a'zam Ebû Hanîfe hazretleri, namaz abdestinin edeblerinden bir edebi terk ettiði için kýrk senelik namazý kaza etmiþtir. [Mektûbât Tercemesi; 29. mektub]
Gönderen: 31.08.2006 - 19:30
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Hadîs-i þerîfde buyuruldu ki:

(Kýyâmet günü, en önce ben þefâat edeceðim.) [Müslim; Seâdet-i Ebediyye s.476]

Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin çeþid çeþid þefâat edeceðini bildiren dahâ nice hadîs-i þerîfler vardýr. (Milel-nihal) kitâbý, altmýþyedinci sahîfesinde diyor ki, (Resûlullahýn þefâat edeceðine ve kirâmen kâtibîn meleklerine ve Cennetdeki rüyete inanmýyan kimsenin arkasýnda namâz kýlýnmýyacaðý (Hülâsa)da yazýlýdýr). Ehl-i sünnet âlimleri bildiriyor ki, kýyâmet günü, her Peygamber þefâat edecekdir. Sonra âlimler, sonra þehîdler, sonra sâlihler, sonra Kurân-ý kerîmi tecvîd ile, tegannî etmeden ve Allah rýzâsý için okuyan hâfýzlar, küçük çocuklar þefâat edecekdir. Böyle olduðunu bildiren hadîs-i þerîfler (Kurtubî tezkiresi) muhtasarýnda ve (Birgivî vasýyyetnâmesi)nde yazýlýdýr.
Gönderen: 01.09.2006 - 15:43
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
EDEP
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Lokman Hekim'e sordular:
"-Edebi kimden öðrendin?"
Lokman Hekim cevap verdi:
"-Edepsizlerden öðrendim. Þöyle ki, onlar insanlarýn hoþuna gitmeyecek bir þey yaptýklarýnda ben onlar gibi yapmamaya çalýþtým."
* * *
"Akýllý insan, þaka yollu söylenen sözlerden de kendisine hisse çýkartýr. Ahmak ve câhiller ise, kendilerine en güzel ve hikmetli nasihatler verilse bile oralý olmaz, ciddiye alýp kendini düzeltmez. Bu sözler onun kulaðýna masal gibi gelir.

Gönderen: 01.09.2006 - 16:50
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
herdem su an offline herdem  
365 Mesaj -
Allah Razı Olsun


Emeðine Saðlýk Kardeþim..

Çok Güzel

Sayende bizde faydalandýk..

Okudukça hem öðreniyorum..

Hemde eziliyorum..

agla

Selam Ve Dua Ýle

Gönderen: 01.09.2006 - 17:14
Bu Mesaji Bildir   herdem üyenin diger mesajlarini ara herdem üyenin Profiline bak herdem üyeye özel mesaj gönder herdem üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

''Edep bir tac imiþ nuri Hüdadan giy ol tacý kurtul her türlü beladan...''

Hz.Mevlana k.s.
Gönderen: 02.09.2006 - 22:42
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
utaniyorum su an offline utaniyorum  
1942 Mesaj -
KARDEÞÝM AGZINDAN BAL...
KALEMÝNDEN FEYÝZ VE MANEVÝYAT DAMLIYOR..
HER KONUNDA AÞKI ÝÇÝYORSUN..
SUSAMIÞ GÖNÜLLERÝMÝZE...
RABBÝM SENDEN RAZI OLSUN...
BÜYÜKLERÝMÝZÝN DE HÝMMETÝNDEN AYIRMASIN..
BÝZLERÝ DE ONLARA LAYIK EYLESÝN..
Gönderen: 02.09.2006 - 23:32
Bu Mesaji Bildir   utaniyorum üyenin diger mesajlarini ara utaniyorum üyenin Profiline bak utaniyorum üyeye özel mesaj gönder utaniyorum üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Amin. Bu güzel duan için asýl ALLAH-U TEALA senden razý olsun güzel kardeþim.

Sevgili Peygamberimiz en büyük nasihatçý ve en güzel, en özlü konuþan bir insan. Baþta on yýl hizmetinde bulunan çocuk yaþtaki Hz. Enes olmak üzere ve yine ayný yaþlarda olan amcasýnýn oðlu Hz. Abdullah Ýbni Abbas'a "Ey oðul!" manasýna gelen hitaplarda bulunarak öðütler vermiþtir. Bir örnek olmasý açýsýndan bunlardan birkaçýný sunmak istiyoruz.


Enes bin Mâlik Resülullahýn (a.s.m.) kendisine þöyle buyurduðunu rivayet eder:

"Ey oðul! Gücün yettiði kadar kalbinde kimseye karþý kötü bir þey olmaksýzýn sabahlamaya ve gecelemeye çalýþ.

"Ey oðul! Bu benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimi ihya eder, yaþatýrsa beni sevmiþ olur; kim de beni severse, Cennette benimle beraber bulunur."7



7. Tirmizi, edeb:63



Enes bin Malik rivayet ediyor: Resulullah (a.s.m.) bana þöyle buyurdu:

"Ey oðul! Evine girdiðin zaman evdekilere selam ver. Verdiðin bu selâm hem sana, hem de ailene bereket getirir."8



Abdullah bin Abbas rivayet ediyor:

Birgün Resülullahýn (a.s.m.) terkisinde bulunuyordum.

"Ey oðul, sana bazý þeyler öðreteyim" dedi ve þöyle buyurdu:

"Sen Allah'ýn emir ve yasaklarým koru ki, Allah da seni korusun.

"Allah'ýn emir ve yasaklarýna riayet et ki, Onun yardým ve inayetim devamlý yanýnda hazýr bulasýn.

"Bir þey isteyeceðin zaman Allah'tan iste. Bir yardým dileyeceðin zaman Allah'tan yardým dile.

"Þunu da iyi bil ki: Bir hususta yardým etmek maksadýyla bütün millet biraraya gelse Allah'ýn senin için takdir etmiþ olduðundan öte bir yardýmda bulunamazlar.

"Sana zarar vermek maksadýyla hepsi biraraya gelseler, yine Allah'ýn senin hakkýnda takdir ettiðinden öte bir zarar veremezler.

"Kalemler kaldýrýlmýþ, sahifeler kurumuþtur. Meydana gelecek her þey önceden tesbit ve takdir edilmiþtir."9

8. Tirmizi, istîzan:10

9. Tirmizi, Sýfatü'l-Kýyame:5
Gönderen: 03.09.2006 - 14:45
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Ýmâm-ý Câfer-i Sâdýk hazretleri, Ehl-i beytin en büyüklerindendir. Nûrlu kalbine akýp gelen ilmin ve feyzin çokluðu, akýl ve dil ile anlatýlamaz. Ýnce mârifetleri bildiren sözleri, nükte ve latîfeleri çok meþhûrdur. Sayýlamayacak kadar hikmetli sözleri vardýr.
Buyurdular ki: "Beþ kimsenin sohbetinden, yâni beþ kimse ile berâber bulunmaktan sakýn: Birincisi, yalan söyleyenden sakýn. Çünkü ona dâimâ aldanýrsýn. Sana iyilik yapayým derken, kötülük yapar. Ýkincisi, cimriden sakýn. Üçüncüsü, ahmaktan yâni aklý az olandan sakýn. Çünkü en çok iþine yarýyacaðý zaman, seni býrakýr. Dördüncüsü, kötü kalbli kimseden sakýn. Çünkü iþi bozulunca, seni harcar. Beþincisi, fâsýktan yâni günâh iþlemekten utanmayan kimseden sakýn! Çünkü, seni bir lokma ekmeðe satar."
"Bir mümin kardeþine âit hoþ olmayan bir iþ duyarsan, birden yetmiþe kadar özür kapýsýný araþtýr. Bulamazsan belki benim anlamadýðým bir özür kapýsý vardýr de ve kapa."
"Müslüman kardeþinizden mânâsýný anlamadýðýnýz bir söz duyarsanýz, iyiye yorunuz. Daha iyisi kâbil olmayacak kadar iyiye yorumlayýnýz. Anlayamamaktan dolayý kendinizi ayýplayýn."
"Bir hatâ iþlediðiniz zaman istigfâr edin, hatâda ýsrâr helâk olmaya sebeptir. Bir kimse geçim darlýðý çekiyorsa istigfâra devam etsin."
"Mihnete þükretmeyen, nîmete þükretmez."
"Perþembe günü ikindi vakti olunca, Allahü teâlâ, meleklerini gökten yere indirir. Meleklerin yanýnda gümüþten sahifeler ve altýndan kalemler vardýr. Ertesi gün güneþ batýncaya kadar Resûlullah'a okunan salevâtý yazarlar."
Allahü teâlâ, dünyâya emretti ki: "Ey dünyâ, bana hizmet edene, sen de hizmetçi ol! Senin peþinden koþana da zahmet, sýkýntý ver!"
Gönderen: 03.09.2006 - 15:07
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Fahr-ÜL-FÂRÝSÎ (Muhammed bÝn ÝbrâhÝm FârÝsîgöz kırpma hazretlerÝ

Evliyânýn büyüklerinden Fahr-ül-Fârisî hazretleri gýybet hakkýnda bir suâl sorulduðunda buyurdu ki: "Allahü teâlâ Kur'ân-ý kerîmde meâlen buyurdu ki: "Zannýn çoðundan sakýnýnýz! Çünkü, zannetmenin bâzýsý günâh olur. Birbirinizin kusûrunu araþtýrmayýn! Birbirinizi gýybet etmeyin!" (Hucurât sûresi: 12)

Ebû Hüreyre'nin (radýyallahü anh) rivâyet ettiði hadîs-i þerîfte, Resûlullah efendimizin huzurlarýnda bulunan birisi, orada bulunmayan biri hakkýnda; "Ne kadar da âciz birisi!" deyince, Resûlullah efendimiz; "Kardeþinizin etini yediniz. Çünkü onu gýybet ettiniz." buyurdu.
Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma; "Gýybetten tövbe ederek ölen kimse, Cennet'e girenlerin sonuncusu olacaktýr. Gýybete devâm ettiði halde ölen kimse ise, Cehennem'e girenlerin ilki olacaktýr." diye vahyetti.
Anlatýlýr ki, Ýbrâhim bin Edhem bir yere dâvet edilmiþti. Oraya vardýðýnda, geciken birisi hakkýnda; "O zâten aðýr adamdýr." dediler. Ýbrâhim bin Edhem; "Keþke buraya gelmeseydim. Çünkü, burada gýybet yapýlmaktadýr." dedi.
Gönderen: 04.09.2006 - 17:45
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ÝBN-Ý HAFÎF HAZRETLERÝ

Ýbn-i Hafîf'in iki talebesi vardý. Bunlardan birinin ismi Ahmed-i Mih, diðerininki Ahmed-i Kih idi. Ýbn-i Hafîf daha çok Ahmed-i Kih'i severdi. Sohbetine katýlanlar bunu kýskanmýþlardý. Bu durumu öðrenen Ýbn-i Hafîf, Ahmed-i Kih'in daha üstün olduðunu onlara göstermek istedi. Dergâhýn kapýsýnýn önünde bir deve uyuyordu. Ýbn-i Hafîf "Ey Ahmed-i Mih! Þu deveyi dergâhýn damýna çýkar" deyince, Ahmed-i Mih; "Hocam deve dama nasýl çýkarýlýr?" dedi. Ýbn-i Hafîf "O hâlde býrak kalsýn." deyip, diðer talebesine "Ey Ahmed-i Kih! Þu deveyi dama çýkar." buyurdu. Bunun üzerine Ahmed-i Kih, peki efendim diyerek hemen dýþarý çýktý ve iki elini devenin altýna sokarak kaldýrmaya çalýþtý, fakat kaldýramadý. Ýbn-i Hafîf; "Ey Ahmed-i Kih, iþ tamam olmuþ ve hâlin öðrenilmiþtir." deyip, sohbetinde bulunanlara dönerek; "Ahmed-i Kih, Ahmed-i Mih'den daha iyi hareket etti, emre itâat etti ve îtiraz etmedi. Bu iþ yapýlýr veya yapýlmaz diye mütâlaa yapmadý. Ahmed-i Mih ise, uzun uzadýya deliller getirmek istedi ve münâkaþaya tutuþtu. Zâhir hâlden bâtýn hâl açýkça anlaþýlýr." dedi.
Gönderen: 05.09.2006 - 19:09
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Ýmâm-I Câfer-Ý SâdIk hazretleri diyor ki:

"Bu dört þeyi, her þerefli kimsenin yapmasý gerekir. Yapmamasý ona yakýþmaz:
1. Bulunduðu meclise babasý gelirse ayaða kalkmak,
2. Misâfire hizmet etmek.
3. Yüz tâne hizmetçisi olsa, muhtâc olmadýðý zaman bineðine yardým istemeden binmek.
4. Ýlim öðrendiði hocasýna hizmet etmek."

"Din âlimleri fakihler, sultanlarýn, devlet adamlarýnýn kapýsýna gidip, onlara yaltaklanmadýkça peygamberlerin vekilleridir."
"Namaz, her takvâ sâhibi için yakýnlýktýr. Hac, her güçsüzün cihâdýdýr. Bedenin zekâtý oruçtur. Amel, ibâdet, hayýrlý iþ yapmadan karþýlýk bekleyen, yaysýz ok atana benzer."
"Sadaka vererek rýzkýnýzý çoðaltýnýz. Zekât vererek mallarýnýzý koruyunuz. Ýktisâd eden, tasarrufa riâyet eden aldanmaz. Tedbirli, düzenli yaþamak, geçimin yarýsýdýr. Ýnsanlarla iyi geçinmek, aklýn yarýsýdýr."
"Ana-babasýný üzen, onlara isyân etmiþ olur. Musîbet zamânýnda dizini döven, sevâbýndan mahrûm olur. Allahü teâlâ sabrý, musîbet mikdârýnca indirir."
"Takvâdan, Allahü teâlâdan korkup haramlardan sakýnmaktan daha üstün azýk yoktur. Susmaktan güzel þey yoktur. Bilgisizlikten zararlý düþman yoktur. Yalandan büyük hastalýk yoktur."
"Ýyilik üç þeyle tamam olur:
1. O iyiliði yapmakta acele etmek.
2. Yaptýðý iyiliði gözünde büyütmemek, dâimâ küçük görmek.
3. Ýyiliði yaparken, gizlice yapmak."
Gönderen: 05.09.2006 - 19:50
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
.:Yakup023:. su an offline .:Yakup023:.  
555 Mesaj -
Aleyküm selam ve Rahmetullahi..

abim ALLAH razý olsun

"Ýyilik üç þeyle tamam olur:
1. O iyiliði yapmakta acele etmek.
2. Yaptýðý iyiliði gözünde büyütmemek, dâimâ küçük görmek.
3. Ýyiliði yaparken, gizlice yapmak."

bu zamanda iyilik yapýpta baþýna vurmayan çýkarcý olmayan kaldýmý abim RABBÝM kötülük edene bile güzellikle iyilikle yaklaþan insanlardan eylesin

Bu dört þeyi, her þerefli kimsenin yapmasý gerekir. Yapmamasý ona yakýþmaz:
1. Bulunduðu meclise babasý gelirse ayaða kalkmak,
2. Misâfire hizmet etmek.
3. Yüz tâne hizmetçisi olsa, muhtâc olmadýðý zaman bineðine yardým istemeden binmek.
4. Ýlim öðrendiði hocasýna hizmet etmek."

:(

abim sende benim birnevi hocam sayýlýrsýn artýk gönüller bir olsun Kalbimiz ALLAH aþkýyla yansýnağlar

Es selamün aleyküm ve Rahmetullahi..


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son {{.:Yalanyarim:.}} tarafından, 05.09.2006 - 20:01 tarihinde.
Gönderen: 05.09.2006 - 19:59
Bu Mesaji Bildir   .:Yakup023:. üyenin diger mesajlarini ara .:Yakup023:. üyenin Profiline bak .:Yakup023:. üyeye özel mesaj gönder .:Yakup023:. üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Ve Aleykum Selam Ve Berekatu...

Ey güzel kardeþim ALLAH c.c. razý olsun. Lakin biz kim hocalýk kim. Biz bu nefsimizle deðil hocalýk yolda yürümeye bile korkarýz. Hocalarýmýzýn nasihatleri kulaðýmýzdadýr onlarýda aktarýyoruz Ýnþallah. Onlar gerçek dünyalarýna göçtüler ALLAH-U TEALA rahmet eylesin ama nasihatleri hep kulaðýmýzda.

Mehmed Emîn Tokâdî hazretlerinin Ýstanbul'da insanlarý irþâd ile meþgûl olduðu ve insanlara Allahü teâlânýn emirlerini ve yasaklarýný öðretip saâdete ermeleri için rehberlik yaptýðý sýralarda Ýstanbul'da Antepli ismiyle meþhur bir vâz hocasý vardý. Bu kimse çok inatçý olup, Mehmed Emîn Tokâdî hazretlerinin büyüklüðüne, evliyâ ve mürþid-i kâmil olduðuna inanmaz ve konuþtuðu meclislerde uygunsuz sözler söylerdi. Bir gün bu hoca, Unkapaný'nda bir çeþmede yüzünü yýkýyordu. Mehmed Emîn Tokâdî hazretleri de oradan geçiyordu. Antepli vâizin yakýnlarýndan biri; "Ýþte bu gelen, Tokâdî Emîn Efendidir!" diyerek gösterdi. Antebli vâiz alaylý bir tavýrla ona baktý ve birþeyler söyledi. Mehmed Emîn Efendi yanlarýna gelip selâm verdi. Bu sýrada Antebli hoca baþýný kaldýrýp; "Bak Þeyh Efendi, benim gözlerim aðrýyor. Bana bir nefes eyle de gözlerimin aðrýsý geçsin." diyerek alay etti. Bunun üzerine Mehmed Emîn Efendi; "Kör ol!" dedi ve oradan geçip gitti. Antepli hocanýn gözleri yavaþ yavaþ kapanmaya baþladý. Mehmed Emîn Efendinin talebelerinden bâzýlarý Antepli hocanýn yanýna yaklaþýp; "Sen hocamýza karþý edepsizlik yaparak alay ettin! O da sana nefes etti. Sen artýk kör olursun bunu bilesin." dediler. Antepli hoca yaptýðý edepsizliðin farkýna varýp Mehmed Emîn Efendinin evini öðrenip huzûruna gitti. Ayaklarýna kapanýp; "Aman efendim kusurumu affedin." diye yalvardý. Bu yalvarmasý üzerine; "Hayýr söz geri dönmez! Sonra yerine gözümüzün birini vermek gerekir." buyurdu. Antepli hoca bu sözleri iþitince, o kadar çok yalvarýp özür diledi ki, Mehmed Emîn Efendi; "Hoþ! Þimdi hiç olmazsa bâri bir nebzecik." dedi. Bundan sonra Antepli hoca on altý ay devamlý göz aðrýsý çekti. Daha sonra Mehmed Emîn Efendinin duâsý ile göz aðrýsýndan kurtuldu. Bu hâdiseden sonra ona son derece baðlý ve hürmetli, edepli oldu. Hattâ meclislerde, toplantýlarda ve vâzlarýndan sonra; "Tokatlý Mehmed Emîn Efendimiz cennetliktir. Onun ayaðýnýn tozu topraðý olayým." der, böylece ona olan inancýný ve sevgisini dile getirirdi.
Gönderen: 06.09.2006 - 18:19
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Aziz Mahmud Hüdayi hazretleri buyurdu ki: "Ey oðul! Bir mecliste bulunduðun zaman az konuþ. Sana sorulmayan þeye cevap verme. Bir þey sorulursa cevâbýný bilmiyorsan, bilmiyorum de. Bilmediðine, bilmem demek ilmin yarýsýdýr. Eðer cevâbýný biliyorsan, kýsa cevap ver. Sözü uzatma. Mecliste bulunanlara imtihân için bir þey sorma. Onlarla münâzara ve münâkaþa etme. Kendini beðenerek en baþa, yukarýya oturma. Edebe çok riâyet eyle. Edepsizlik her zaman ve her yerde yasak ve sevimsizdir. Her yerin kendine mahsus bir edebi vardýr. Arkadaþlarýna cömertlik et ve iyi muâmelede bulun. Dünyâ sevgisini gönülden çýkar. Allahü teâlânýn rýzâsýna kavuþmak yolunda senin önüne ve yoluna bir þey engel olursa onu terk eyle. Ey oðul! Dünyâ ve dünyâ nîmeti hayaldir. Gök kubbesi altýnda hiçbir þey ayný hal üzere kalmaz, hep deðiþir. Onun için dünyâ malýna, makâmýna ve dünyâ hayâtýna güvenme. Biz bu dünyâda misâfiriz, yolcuyuz. Sonunda ayrýlýp gideceðiz. Sýkýntýn varsa üzülme. Bir an sonra ne olacaðýmýz belli deðil."


Ýmâm-ý Rabbânî hazretleri "kuddise sirruh", birinci cild, 165.ci mektûbunda buyuruyor ki, (Muhammed aleyhissalâtü vesselâma tâm ve kusûrsuz tâbi olabilmek için, Onu tâm ve kusûrsuz sevmek lâzýmdýr. Bunun alâmeti de, Onun düþmanlarýný düþman bilmek, Onu beðenmeyenleri sevmemekdir. Muhabbete müdâhene, yanî gevþeklik sýðmaz. Âþýklar, sevgililerinin dîvânesi olup, onlara aykýrý birþey yapamaz. Aykýrý gidenlerle uyuþamaz. Ýki zýd þeyin muhabbeti bir kalbde, bir arada yerleþemez. Ýki zýddan birini sevmek, diðerine düþmanlýðý îcâb eder.

Bu dünyâ nimetleri geçicidir ve aldatýcýdýr. Bugün senin ise, yarýn baþkasýnýndýr. Âhýretde ele girecekler ise sonsuzdur ve dünyâda iken kazanýlýr. Bu birkaç günlük hayât, eðer dünyâ ve âhýretin en kýymetli insaný olan, Muhammed aleyhisselâma tâbi olarak geçirilirse, seâdet-i ebediyye, sonsuz necât, kurtuluþ umulur. Yoksa Ona tâbi olmadýkça, herþey, hiçdir. Ona uymadýkça, her yapýlan hayr, iyilik, burada kalýr, âhýretde ele birþey geçmez.)

Birinci cild, 41.ci mektûbunda buyuruyor ki, (Muhammed Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem, mahbûb-i Rabbilâlemîndir. Yanî Allahü teâlânýn sevgilisidir. Her þeyin en iyisi, sevgiliye verilir.)

Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretleri buyurdu ki: (Her Peygamber, kendi zemânýnda, kendi mekânýnda, kendi kavminin hepsinden, her bakýmdan üstündür. Muhammed aleyhisselâm ise, her zemânda, her memleketde, yanî dünyâ yaratýldýðý günden, kýyâmet kopuncaya kadar, gelmiþ ve gelecek, bütün varlýklarýn, her bakýmdan en üstünüdür. Hiç kimse, hiçbir bakýmdan Onun üstünde deðildir. Bu güç birþey deðildir. Dilediðini yapan, her istediðini yaratan, Onu böyle yaratmýþdýr. Hiçbir insanýn Onu medh edecek gücü yokdur. Hiçbir insanýn, Onu tenkîd edecek iktidârý yokdur). Allahü teâlânýn, (Sen olmasaydýn, gökleri yaratmazdým!) buyurduðu, (Marifetnâme) önsözünde ve (Mevâhib-i ledünniyye)nin 6.cý ve 13.cü ve (Envâr-ý Muhammediyye)nin 13.cü ve 15.ci sahîfelerinde yazýlýdýr. Ýmâm-ý Rabbânînin (Mektûbât)ýnýn üçüncü cildindeki, 122.ci ve 124.cü mektûblarýnda da yazýlýdýr.

Ey güzeller güzeli, beni sevdânla yakdýn!
görmüyor birþey gözüm, her an hulyânla aklým!

Ýlk insandan bu yana toplansa hep insanlar,
Konulsalar üst üste dehalar, kahramanlar,
Büyüklükte eriþmez topuðuna bütün bunlar,
Ýdrâk edemeyene yakýþýr ar EFENDÝM.
Gönderen: 07.09.2006 - 18:24
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Ubeydullah-i Ahrâr hazretleri buyurdu ki:

"Bunu iyi muhâfaza et. Bunda ibâdetin hakîkati, itâat, huþû ve Allahü teâlânýn azameti karþýsýnda insanýn âcizliði yazýlýdýr. Bu saâdet Allahü teâlânýn muhabbetiyle ve onun resûlü Seyyidü'l-evvelîn vel-âhirîne tâbi olmakla ele geçer. Bunun için din ilimlerine vâris olan âlimlerin sohbetlerinde bulun. Onlardan faydalý ilim öðren. Tâ ki Resûlullah efendimize tâbi olmak sûretiyle mârifet-i ilâhiyyeye kavuþasýn. Kötü din adamlarýndan uzak dur. Çünkü onlar dîni dünyâ malý toplamak ve makâma, mevkiye kavuþmak için âlet ederler. Helâl haram ayýrmadan bulduðunu yiyen ve dîne uygun olmayan iþler yapan câhil ve sapýk tarîkatçýlardan uzak dur. Yine Ehl-i sünnet îtikâdýna uymayan sapýk kimselerden de uzak ol."
Gönderen: 08.09.2006 - 11:13
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Ýbni Hazm diyor ki, Eshâb-ý kirâmýn cümlesi ehl-i Cennetdir. Çünki, Allahü teâlâ bunlar için meâlen (En büyük dereceler vereceðim) buyurdu. Sûre-i Hadîdde 10. âyet-i kerîmede, (Onlarýn hepsine hüsnâyý, yanî Cenneti vad etdik), sûre-i Enbiyâda meâlen (Onlarý ezelde, hiçbir þeyi yaratmadan evvel, Cennetlik eyledim. Cehennem onlardan uzakdýr) buyuruyor. Bu âyet-i kerîmelerden anlaþýlýyor ki, Eshâb-ý kirâmýn hepsi radýyallahü teâlâ anhüm ecmaîn ehl-i Cennetdir. Hiç birisi Cehennem ateþine yaklaþmýyacakdýr. Çünki, hüsnâ ile yanî Cennet ile müjdelenmiþlerdir.

Yine Mirât-i kâinâtýn 327. sahîfesinde buyuruyor ki: Akâid kitâblarýnýn hepsinde þöyle yazýlýdýr: Eshâb-ý kirâmýn radýyallahü teâlâ anhüm ecmaîn hepsini büyük bilmek, hepsine hüsn-ý zan etmek, hepsinin sâlih ve âdil olduðuna inanmak, hiçbirine dil uzatmamak, düþmanlýk etmemek ve bir kýsmýný sevdiði için, ötekileri fenâ bilmemek katî delîller ile bütün müslimânlara vâcibdir


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 09.09.2006 - 22:13 tarihinde.
Gönderen: 09.09.2006 - 22:12
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Mevlânâ Hâlid-i Baðdâdî k.s. buyuruyor ki:

Sana Allâh'a tâati ve takvâ üzere bulunmaný, nerede olursan ol insanlara ezâ ve cefâ vermemeni, özellikle Harameyn-i Þerîfeyn'de daha fazla titiz davranmaný tavsiye ederim.
Gýybetini yapsalar dahî sen kimsenin gýybetini yapma. Hiç kimsenin dünya malýndan bir þey alma. Þerîatýn alýnmasýný helâl kýldýðýný al ve onu hayýr yollarda harca. Mümin kardeþlerin aç ve yoksul durumda bulunurken, þehvetin için harcama yaparak lezzetlenme. Kesinlikle yalan söyleme. Hiç kimseyi hakîr görme. Hiç kimseden nefsinin üstün olduðunu düþünme. Kalbî ve bedenî ibâdetlerde tüm kuvvetini sarfet. Bunun yanýnda nefsine "Hiçbir zaman makbul olacak hayýr iþlemedim." düþüncesini kabul ettir. Çünkü ibâdetlerin rûhu niyettir. Niyet ise ancak ihlâs ile mümkündür. Senden daha büyük olanlara ihlâs gerekirse sana nasýl gerekmesin. Allâh Teâlâ'ya yemin ederim ki; annem beni doðurduktan bugüne kadar, Allâh katýnda makbûl ve mûteber olup hesabý sorulmayacak bir tek hayýr iþlediðime inanmýyorum.
Eðer kendi nefsini bütün hayýr iþlerde iflâs etmiþ olarak görmüyorsan bu, cehâletin en son noktasýdýr. Eðer iflâs etmiþ olarak biliyorsan Allâh'ýn rahmetinden de ümitsiz olma.
Gönderen: 10.09.2006 - 17:40
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

NEFS(NEFÝS-ÖZ VARLIK):

YUSUF S.53.AYET: Ben nefsimi temize çýkarmam.Çünkü nefis,daima kötülüðü
emredicidir.Meðer Rabbimin esirgediði bir nefis ola.Rabbim baðýþlayan,
esirgeyendir

Harpten döndüðü zaman Hz.Muhammed(s.a.v): Artýk küçük cihaddan büyük
cihada döndünüz buyurdu.
-Ya Resulullah,biz harpten dönüyoruz.Bizimki küçük oluyor da,büyük cihad
nedir?
-Büyük cihad nefis mücadelesidir buyurdu;
(HADÝS-Ý ÞERÝF)

Hakiki)mücahid,Allahýn Zâtýaglarýzasýgöz kırpmauðrunda nefsiyle cihad edendir
(HADÝS-Ý ÞERÝF. Ahmed b. Hanbelin müsnedi)

Nefsini bilen,Rabbini bilir
(HADÝS-Ý ÞERÝF. Keþfül-hafâ,II,262)

ÞEMS S. 9.AYET: Nefsini kötülüklerden arýndýran,umduðuna nail olur

Senin en büyük düþmanýn iki yanýn arasýndaki nefsindir;
(HADÝS-Ý ÞERÝF. Beyhaki)

Her kim nefsiyle mücadele eder,nefsinin arkasýndan gitmezse,o kimse keþif ve keramet sahibi olur
(HADÝS-Ý ÞERÝF)

Sen de kendine gel,köpek nefsini diriltmeyi isteme.Çünkü o nice zamandýr senin düþmanýndýr
(MEVLANA. Mesnevi II.cilt s/174)

Nefsinin Bu kötü dediðine kulak asma.Çünkü onun iþi hep zýddýnadýr.Onun dediðinin zýddýný yap. Âlemde peygamberlerinde vasiyetleride böyledir
(MEVLANA. Mesnevi II.cilt s/174)

Nefsine uyan,rezil olmuþtur.Artýk,yatýp kalkarken onun yoldaþý þeytandýr
(Hz.Ahmed Yesevi)

Dünya,insaný hevâ ve hevesine kaptýrýr.Nefsinin arzularýna uydurur.Neticede Cehenneme götürür
(Hz.Þemsi Tebrizi)

BAKARA S.286.AYET: Allah bir nefse gücünün üstünde bir þey teklif etmez

ALÂ S.14-15.AYETLER: Kendini kötülüklerden arýndýran,Rabbinin adýný anýpOna kulluk eden kimse kuþkusuz kurtuluþa ermiþtir

Ya Rabbi,bir saniye bile olsa,beni nefsimin eline býrakma.Küçük bebekleri koruduðun gibi beni de koru
(HADÝS-Ý ÞERÝF. Keþfül-hafâ,1,189)

Ruhuma bir kefen bezi yeter de Güneþle bir tutsam girmez hizaya
Yetmez aç nefsime sýrma ve ipek Dar bulunur,sýðmam der,dipsiz fezaya
Çare yok,yüzünden düþtüðüm derde Kuyruk sallar,sonra hýrlar ezâya
Yesemde toprakla karýþýk kepek Benim nefsim,benim nefsim ne köpek!.
(N.FAZIL KISAKÜREK. Çile kitabý Benim Nefsim þiiri. 1972)


Mesaj 2 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 11.09.2006 - 17:11 tarihinde.
Gönderen: 11.09.2006 - 17:07
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Hilye-i Selmân-ý Pâk

Selman uzunca boylu, buðday tenli, gökçek yüzlü ve sýk sakallýydý. Bünyesi saðlam ve güçlüydü. Dostluðu külfetsizdi. Samimi ve geçim ehli bir zattý.

Altýn silsilemizin üçüncü halkasý Allah Rasülü'nün "bizden ve ehl-i beytimizden" iltifatýna mazhar Selman el-Farisî'dir. Asýl adý Mabih iken müslüman olduktan sonra Allah elçisi tarafýndan Selman yada Sel-manu'1-Hayr diye adlandýrýldý. ibn Ýslam diye künye aldý. Ýran'ýn Isfahan bölgesinden. Ýranlýlardan ilk müslüman. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) "Arab'ýn ilki benim, Rum'un Suheyb, Habeþ'in Bilal, Fars'ýn da Selman" buyurmuþtur. (Sýfatu's-Saf-ve, 1,538 Bezzar ve Taberani'den naklen)

Selman, Isfahan'ýn Cey köyünde çiftlik sahibi ve kabile reisi zengin bir ailenin çocuðu. Babasý Büd veya Büdehþan adlý bir zat. Aile ve çevresinin dini ateþperestlik. Selman da önceleri o dinin müntesibi. Ancak gönlünde alev alev yanan bir hak ve hakikat sevgisi, onu hak din aramaya sevketti. Önce hýristiyanlarýn ibadeti ve kilisesi dikkatini çekti. Hristiyanlýðýn aslýný öðrenmek için Þam tarafýna gitti. Oradan Musul, Nusaybin ve Ammuriye'ye geçti. Ammuriye'de karþýlaþtýðý ve kendisine hizmet ettiði rahip kendisine: "Hz. Ýbrahim'in Hanif ve tevhid diniyle gelecek son peygamberin zuhurunun pek yaklaþtýðýný ve O'nun Arap topraðýnda ortaya çýkacaðýný" söyledi. Bunun üzerine Ammuriyye'ye gelen Benî Kelb kabilesi ticaret kervanýyla Þam üzerinden Medine'ye yakýn Vadi'l-Kura'ya geldi. Benî Kelp kabilesi tüccarlarý buraya kadar kendilerine refakat eden bu iranlý arkadaþlarýna -her nedense- ihanet ederek köle diye bir yahudiye sattýlar. Selman'a Ammuriyye'de karþýlaþtýðý ve hizmetinde bulunduðu rahip, vefatý sýrasýnda gelecek olan son peygamber hakkýnda þu ipuçlarýný veriyor: "Arap topraðýnda zuhur edecek ve iki taþlýk arasýnda hurmalýk bir yere hicret edecek. Ýki kürek kemiði arasýnda peygamberlik mührü olacak. Hediyye kabul edip sadaka almayacak."

Selman Medine'de köle olarak bulunduðu sýrada Hz. Peygamber'in zuhurunu haber alýnca bir yolunu bulup ilk fýrsatta yanýna gitti. Ammuriye'deki rahibin verdiði ipuçlarýna göre Resülullah'ý süzdü ve uzunca bir teftiþten sonra O'nda rahibin haber verdiði bütün özelliklerin var olduðunu gördü. Hemen aradýðýný bulan insanlarýn gönül coþkusu ve ruh haleliyle Rasülullah'ý kucakladý ve müslüman oldu.

Selman (r.a.) köle oluþu sebebiyle Bedir ve Uhud gazvelerine katýlamamýþtý. Ancak Allah Rasülü bizzat ve O'nun uyarýsý üzerine ashab-ý kiram, Selman'ýn bedelini ödeyerek hürriyetine kavuþturdular. Selman yýllar yýlý aradýðý ve bulmak için pekçok sýkýntýlara katlandýðý hak din ve onun yüce peygamberine kavuþmuþtu. Artýk onun en büyük hazzý zamanýný Allah Rasülünün dizinin dibinde, mescidin sofasýnda geçirmek, ondan gördüðü, duyduðu ve öðrendiði hakikati sünger gibi emerek ruhuna nakþetmek ve bununla hayatýna yön vermekti. Ashab-ý kiram arasýna karýþýnca samimiyeti, sadakati ve becerikliliði ile kýsa zamanda sevildi. Sahabîler adeta onu paylaþamaz oldular. Özelikle Hendek gazvesinde engin tecrübesi ve bilgisi herkesi kendine hayran býraktý. O günün harp imkanlarýna göre çok yeni ve modern sayýlabilecek, þehrin çevresine hendek kazma fikri, onundu. Bir nevi sur vazifesi görecek olan hendeðin kazýmýnda Selman (r.a.) canhýraþ bir þekilde çalýþtý ve beþ arþýn derinliðinde, on arþýn boyundaki hendeði bir günde kazmaya muvaffak oluyordu. O'nun bu baþarýsý ashab arasýnda paylaþýlamaz hale gelmesini saðladý. Muhacirler" Selman bizdendir" derken ensar da "Selman bizdendir" diye ona kucak açýyordu. Bunlara þahid olan Sevgili Peygamberimiz Selman'a dünyalar deðer bir iltifatta bulunarak "Selman bizim ehl-i beytimizdendir" buyurdu.

Hz. Peygamber (s.a.)'in hicret sonrasý, dünya tarihinde bir benzerine rastlanmayan engin bir anlayýþla Mekkelilerle Medinelileri kardeþ yapmasý (muahat) sýrasýnda Selman ile Ebu'd-Derda'yý kardeþ ilan etmiþti.. Bu iki fakir ve zahid sahabî birbirlerini sýk sýk ziyaret eder, birbirlerinin ihtiyaçlarýný görerek yardýmlaþýrlar, yer yer birbirlerini sünnet çizgisinde uyarýrlardý. Selman uzun hayat tecrübesi, seyahatlarý ve ince zekasý sayesinde daha mutedil bir zühd ve ibadet hayatýný seçtiði halde Ebu'd-Derda hazretlerinin ruh haleti biraz daha farklý þekillerde tezahür ediyordu. Nitekim bir defasýnda Selman(r.a) Ebu'd-Derda'yý ziyarete vardý. Fakat onu evinde bulamadý. Arkadaþýnýn hanýmý Ümmü'd-Derda'yý eski bir elbise içinde ve periþan bir halde görünce dayanamadý ve "durumlarýnýn nasýl oduðunu" sordu.

Ümmü'd-Derda da biraz kahýrlanarak "Halimiz nasýl olacak, kardeþin Ebu'd-Derda dünyayý boþadý. Maþallah geceleri kaim, gündüzleri saim. Bize hiç baktýðý yok" dedi. Selman bunlarý duyunca üzüldü. Tam geri dönüp gitmek üzere idi ki Ebu'd-Derda geldi. Selman'ý görünce hemen kucaklayýp oturttu ve bir sofra hazýrlayýp getirdi, Selman'ý da buyur etti. Selman: "Sen oturmayacak mýsýn?" diye sorunca o: "Ben oruçluyum" cevabýný verdi. Selman bu sefer: "Vallahi sen sofraya oturmadýkça bir lokma bile yemem."diye diretti. Ebu'd-Derda çaresiz nafile orucunu bozup kardeþiyle birlikte sofraya oturdu. Geceleyin istirahata çekildiler. Gecenin ilk üçtebir ve yarýsý vaktinde Ebu'd-Derda namaza kalkmak istediyse de Selman izin vermedi. Gecenin son üçtebiri olunca "Haydi þimdi kalkýp teheccüd kýlalým" dedi ve birlikte kalkýp namaz kýldýlar. Namazdan sonra Selman, Ebu'd-Derda'ya þunlarý söyledi: "Bak kardeþim, senin üzerinde Rabbýnýn da, nefsinin de, ailenin de, misafirinin ve komþunun da hakký vardýr. Her hak sahibine hakkýný vermelisin. Rabbýn için namaz kýl, oruç tut kulluk yap, nefsini de unutma, ye iç, istirahat et, hayat yoldaþýný da ihmal etme!"

Selman (r.a.) zühdî yaþayýþý ve dünyaya deðer vermeyen anlayýþýyla tanýnan bir sahabiydi. Nitekim Kinde kabilesinden bir kadýnla evlenmiþti. Zifaf gecesi kadýnýn yanýna girdiði zaman her tarafýn kýymetli taþlar ve kumaþlarla süslendiðini görünce dayanamadý: "Evimiz ateþi yakýlmýþ cehenneme dönmüþ. Oysa dostum Allah Rasülü bana: Dünyadaki eþyan bir yolcunun azýðý, yani yol eþyasý kadar olsun" buyurmuþtu, dedi. Evin süsleri sökülüp atýlýncaya ve sade bir hale konuluncaya kadar içeri girmedi. Allah elçisinin bu sözünü kulaðýna küpe yapan Selman, bir baþka defasýnda Sa'd bin Ebî Vakkas'a da ayný þeyi söylemiþti. Olay þöyle meydana geldi. Selman (r.a.) hastalandý. Sa'd de onu ziyarete geldi. Selman'ý aðlýyor gören Sa'd þaþýrdý ve aðlamasýnýn sebebini sordu. Selman þu karþýlýðý verdi. "Aðlayýþým ölümden korkumdan, ya da dünyaya düþkünlüðümden deðildir. Rasülullah'ýn tavsiyelerine uyamamýþ, emirlerini yerine getirememiþ olmaktandýr. Çünkü o bize:

"Dünyalýðýnýz bir yolcunun azýðý kadar olsun" buyururdu. Þu çevremdeki eþyalara bak." Oysaki o sýrada çevresinde bulunan eþya da bir çamaþýr leðeni, bir büyükçe çanak ve bir de abdest ve gusül için kullanýlan su kabýndan ibaretti. Vefatýndan sonraki terikesi de ondört dirhem tutarýnda birþeydi.

Hz. Ömer'in hilafeti zamanýnda Medain'e vali tayin edildi. Valilik onun hayat standardýnda herhangi bir deðiþiklik meydana getirmedi. Çünkü o, izzet ve þerefin dünyevi makamlarda ve üniformalarda deðil, iman ve uhrevi hayatta olduðuna inanýyordu. Vali olduðu halde doðru dürüst bir evi ve elbisesi bile yoktu. Hýrkasýný hem cübbe gibi giyer, hem de bir kýsmýný altýna serip yatak, birazýný da üstüne örtüp yorgan olarak kullanýrdý. Kendisine ev yapmak isteyen bir müslümana "Ayaða kalktýðýmda baþýmýn deðeceði yükseklikten, uzandýðýmda ayaklarýmýn eriþeceði geniþlikten fazlasýný istemem, demiþti.

Valiliði sýrasýnda þehrin ve halkýn her türlü iþiyle uðraþýr, halk arasýnda pejmürde bir kýyafetle dolaþmaktan çekinmezdi. Onu bu kýlýkla görenler tanýyamaz, vali olduðunu bilemeden yük taþýtýrlardý. Vali olduðunu anlayanlardan yükü sýrtýndan almak isteyenler olursa da ona izin vermez, gidecekleri yere kadar yüklerini taþýyýverirdi.

Ýnsanoðlu'nun yediklerinin en týyb olanýnýn el emeði olduðu inancýyla maiþetini temin için hurma yapraðýndan zenbil ve sepet örer, onu satarak geçinirdi. Hammaddesini bir dirheme aldýðý hurma yapraðýndan sepet ördükten sonra onu üç dirheme satar, bir dirhemiyle hammaddenin borcunu öder, geri kalan iki dirhemin birini çoluk çocuðunun nafakasýna ayýrýr, diðerini infak ederdi. Valiliði sýrasýnda yaþý ilerleyince uykusu azalmýþtý. Bu yüzden gece karanlýðý basýnca namaza baþlar, namazdan yorulunca zikir ve fikirle meþgul olurdu. Bedeninin dinlendiðini hissedince tekrar namaza kalkardý.

Yeme-içmenin bir amaç deðil, bir araç olduðuna inandýðýndan yemeðe düþkünlük göstermezdi. Nitekim bir defasýnda yemek konusunda kendisine ýsrar edenlere þunlarý söylemiþti. "Israr edip durmayýn, bu kadarý kafî. Çünkü ben Allah Rasülünün þöyle buyurduðunu iþitmiþtim: Dünyada iken karýnlarýný çokça doyuranlar, kýyamet günü en çok aç kalacak olanlardýr. Dünya müminin zindaný, kafirin cennetidir." (bk. Hilye-tü'1-evliya, l, 199)

Nefse sahip olma ve onu sabra alýþtýrma konusunda açlýk ve az yemenin, atýn önünden arpayý, itin önünden eti alýp azaltmak derecesinde etkili olacaðýný vurgulayan Selman, bir baþka defasýnda bir vesak tutarýnda bolca rýzýk aldý. Tabii onun bu konudaki "hassasiyetini bilenler hemen sordular: "Ya Selman bu ne hal?" O, nefse hakim olmanýn yollarýndan birinin, onun meþru isteklerini sýnýrlý olarak karþýlamak oluðuna iþaret için söyle konuþtu: "Nefs ihtiyaç duyduðu azýðý görünce mutmein olur ve insana ibadetini ifsad edecek bir vesvese veremez."

Tasavvuftaki "El kârda gönül yârda" prensibi onun þu sözlerinde ma'kes bulmuþtur: "Düþünürken Rabbýný an, hüküm vereceðinde, insanlara bir pay daðýtacaðýnda, dünyevi meþguliyetlerin sýrasýnda daima O'nu hatýrla."

Selman ile Ebu'd-Derda'nýn dostluðu yýllar yýlý devam etti. Selman Medain valisiyken Ebu'd-Derda ona þöyle bir mektup yazdý:"... Hakk Teala sizden sonra beni mal ve evlad ile rýzýklandýrdý. Bir de Arz-ý Mukaddese'de mukim kýldý..."

Selman þu karþýlýðý verdi: " Mektubunuzda mal ve evladla merzuk kýlýndýðýnýzý yazmýþsýnýz. Bilesiniz ki hayýr ve fazilet, mal ve evlad çokluðunda deðil, hilmin çok, ilmin yararlý olmasýndadýr. Mukaddes beldede bulunduðunuzu yazmýþsýnýz. Mukaddes Belde orada yaþayanlarý takdis edip yüceltmez. Asýl þeref ve yücelik, Cenab-ý Hakk'ý görür gibi ibadet etmek, ihsan duygusuna ermek, nefsini ölülerden bilip kendinde varlýk görmemektir."

Selman (r.a.) bu mektubunda tasavvufun esasý sayýlan ihsan ve gariplik, yani fakr ve zühd mefhumlarýný dile getirip terviç etmektedir.

Peygamberimiz (s.a.)'in elini onun omuzuna koyarak: "Bunlardan öyle erler çýkacak ki iman Süreyya yýldýzýnda olsa muhakkak ona yetiþir." bk. Tecrid Trc., XI, 201) buyurup adeta Selman için bir hedef göstermiþtir. Belki bu yüzden o, Ýran'ýn fethi sýrasýnda orduda bulunmuþ ve halký nebevi üslupta Hakk'a davet etmeden onlarla savaþmamýþtýr. Ýran'ýn fethinden sonra da Medain valiliði yapan Selman'ýn manevi ve ruhani etki alaný daha çok Ýran, Isfahan ve ötesi yani Türkistan bölgesidir. Çünkü silsilesinde Selman (r.a.)'a yer veren Nakþbendiliðin en yaygýn olduðu bölge, burasý olmuþtur.
Gönderen: 12.09.2006 - 16:26
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Her günah imaný tehlikeye sokmaya sebep olabilir ama þu üç günahýn tesiri daha kuvvetlidir:
1- Ýman nimetine þükretmemek,
2- Ýmanýn gitmesinden korkmamak,
3- Müminleri incitmek, kalblerini kýrmak. Hadis-i þerifte (Kalb kýrmak, Kâbeyi yetmiþ defa yýkmaktan daha kötüdür) buyuruluyor. Ýyi olsun, kötü olsun hiçbir insanýn kalbini incitmemeli. Allahü teâlâyý en çok inciten küfürden sonra, kalb kýrmak gibi büyük günah yoktur. Büyük zatlar buyuruyor ki:
Hakiki müslüman hiç gönül kýrmaz,
Bilir bundan büyük bir günah olmaz.
* Bir müslümana çatýk kaþla bakmak haramdýr. Güler yüzlü olmayan kimse mümin sýfatlý deðildir. Müslim gayri müslim herkese karþý güler yüzlü olmalýdýr. Baþkasýnýn kötü ahlakýndan þikayet eden kimsenin kendisi kötü ahlaklýdýr. Baþkalarýnýn kötülüklerinden bahsediyorsak bu kendimizin kötü olduðunun alametidir. Güzel ahlak, eziyetleri sineye çekmektir.
* Müminin alameti güler yüzdür. Münafýðýn alameti çatýk kaþlý olmaktýr. Allahü teâlâ ihsan ettiði nimeti göstermemizi sever. Müslüman olmak nimetini nasýl göstereceðiz; güler yüzümüzle, tatlý dilimizle, merhametimizle, þefkatimizle.
* Bir Müslüman diðerini hakir göremez. Çünkü Müslüman, Allahýn sevdiði insan, Allah yanýnda kýymeti büyük olan insan demektir. Müslümaný hakir görmek, Allahýn kýymet verdiðine deðer vermemek olur.
* En büyük günah, günahý bilmemektir. Ondan büyük günah, günahý ibadet olarak yapmaktýr.
* Güzel ahlak, kimseye yük olmamak, fakat herkesin yükünü çekmektir.
* Mertlik demek, herkes ile iyi geçinmektir.
* Herkese iyilik yapamayýz; fakat, hiç kimseye kötülük yapmaya hakkýmýz yoktur.
* Müslüman demek, hasreti çekilen insan demektir. Bir kimsenin hasreti çekilmiyorsa, son nefeste imaný tehlikededir.
* Ahirette kurtulmak, ibadetin çok olmasýyla ölçülmez, doðru iman ile yapýlan sahih ve salih amele baðlýdýr. Salih amel, ihlaslý amel demektir. Kuran-ý kerimin çok yerinde Salih amel tabiri geçmektedir. (Ancak salih amel iþleyenler kurtulacaktýr) buyurulmaktadýr.
* Allahü teâlâdan, kendisini, kýyamet gününde Cehennem ateþinden korumasýný isteyen bir kimse, müminlere karþý çok merhametli ve nazik olmalýdýr.
* Köpek olan eve rahmet melekleri girmez. Kalbe de köpek mizaçlý kötü huylarý sokmamalýdýr. Özellikle þu dört kötü huy daha tehlikelidir: Kibir, kýskançlýk, öfke, þehvet.
Demek ki kendini beðenmek, baþkasýndaki bir nimeti kýskanmak, öfkelenmek ve þehvete kapýlmak tehlikelidir.
* Herkese sýkýntý veren kibirlidir. Kimseyi beðenmemesi, herkesi þikayet etmesi kibrindendir. Mütevazý demek ölü demektir. Ölü kimseyi þikayet etmez, ölüyü de þikayete gerek duymazlar.
* Fizikte bir kaide vardýr. Artý artýyý, eksi eksiyi iter. Zýt kutuplar birbirini çeker. Ýki kiþinin ikisi de ben haklýyým derse netice de kavga çýkar, huzursuzluk baþlar. Birisi sen haklýsýn derse kavga biter.
Karý kocadan biri de diðerine sen haklýsýn derse geçim olur. Ýkisi de ben haklýyým derse geçim olmaz. Peki, ikisi de sen haklýsýn derse ne olur? O evde ilahi aþk baþlar.
* Ýki þeyi unutma: Allahýn seni her yerde gördüðünü ve ölümü hiç unutma.
Ýki þeyi de unut: Yaptýðýn iyilikleri ve sana yapýlan kötülükleri unut.


Ölüm Tutkunu Olunuz ki;Size Hayat Baðýþlansýn...

Gönderen: 13.09.2006 - 14:25
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Akýl sâhibi olan herkesin açýkça gördüðü gibi, kâinâta ibret nazarý ile bakýldýðýnda, kâinâtdaki bütün iþlerin ve hâllerin bir nizâm [düzen] içinde, deðiþmeyen kanunlara baðlý olduðu görülür. O kanunlarý koyan ve ayný þeklde hýfz eden bir Hâlýkýn [yaratýcýnýn], yani vâcib-ül vücûd olan, Allahü teâlânýn lâzým olduðu, akl-ý selîm sâhibi olanlarca hemen anlaþýlýr. Ýþte Cenâb-ý Hak, bu mebde-i evvel (Her þeyin ilk baþlangýcýgöz kırpma ve keyfiyyeti, nasýl olduðu akýl ile anlaþýlamayan, ezelî ve ebedî olan, mutlak yaratýcýdýr. O, bütün kemâlâtý ve üstünlükleri kendisinde toplamýþtýr. Ehaddir, yani zâtýnda, fîillerinde ve sýfatlarýnda birdir. Benzeri yoktur.

Allahü teâlâ birdir, ezelîdir, ebedîdir ve kadîmdir. Her türlü deðiþmekten uzaktýr. Ondan baþka her þey, bu varlýk âleminde, zaman geçmesi ile eskiyerek bozulur ve deðiþmelere uðrar. Allahü teâlâ ise, her türlü deðiþiklikden berîdir, uzaktýr. O, hiç deðiþmez. Bir, bir daha, iki eder sözü zamanla hiç deðiþmiyeceði gibi, asýrlar ve zamanýn geçmesi de, Allahü teâlânýn birliðini, ilmini ve kudretini deðiþtirmez.

Akýl gibi bir nîmet verilmekle, diðer mahluklar içinden seçilmiþ olan insan, yeryüzünde yaratýldýðýndan beri, Allahü teâlânýn var olduðunu anlamaktadýr. Bu hakîkat, her din ve mezhepte, deðiþik bir þekil ile açýklanarak, ortaya konmuþtur. Fakat, insanlarýn akýllarý deðiþik, anlama kâbiliyetleri farklý olduðundan, herkes yaratýcýyý aradýðýnda, O'nu kendi tabîatýna, meþrebine, ilim ve idrâkine uygun bir tarzda tasavvur etmiþtir. Onu kendi anlayýþýna ve meþrebine göre târîf etmiþtir. Çünki insan, aklýnýn aczi ve noksanlýðý sebebi ile anlamadýðýný, bilmediðini, bildikleri gibi sanmýþtýr. Hakîkati bulduk diyenlerin çoðu, mecûsîlik, putperestlik gibi þerrin, bâtýl þeylerin tam içine dalmýþlar, bu sebep ile þirk ve dalâlete düþmüþlerdir.

DIYA-UL KULÜB Harputlu Ýshak Efendi...


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 14.09.2006 - 19:00 tarihinde.
Gönderen: 14.09.2006 - 18:59
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretleri buyurdular ki:

Evliyânýn huzûruna dolu giden boþ, boþ giden dolu döner.
Namaz, aman namaz, nerede ve ne þart altýnda olursa olsun mutlaka namaz kýlýn...
Temiz ve yeni elbise giyiniz. Gittiðiniz yerlerde, ahlâkýnýzla, sözlerinizle, giyiniþinizle Ýslâmýn vekârýný, kýymetini gösteriniz.
Allahü teâlâ dilediðini yapar. Güzel ve doðru onun dilediðidir.
Kur'ân-ý kerîm þifâdýr. Fakat þifâ, suyun geldiði boruya tâbidir. Pis borudan þifâ gelmez.
Gerçek kerâmet, kerâmetin gizlenmesidir. Bunun dýþýnda görünenler, velînin irâde ve ihtiyârý ile deðildir. Ýlâhî hikmet öyle gerektiriyor demektir.
Hakk'ý sevmedikçe, Hak teâlâyý hâkim bilip, ona kulluk etmedikçe, insanlar birbiri ile seviþemez.
Kavuþtuðunuz her nîmet; hep hakka îmânýn hâsýl ettiði kardeþliðin neticesi ve Allahü teâlânýn ihsânýdýr.
Gördüðünüz her musîbet ve felâket, kýzgýnlýðýn, zulüm ve haksýzlýk etmenin cezâsýdýr.
Beþeriyet ne kadar uðraþýrsa uðraþsýn, sevip sevilmedikçe; ýzdýrap ve felâketten kurtulamaz.
Büyüklerin sözü, sözlerin büyüðüdür.
Ýlim cehli izale eder, yok eder, ahmaklýðý deðil.
Cemiyetteki ruh hastalýklarýnýn sebebi, îmân eksikliðidir

Gönderen: 15.09.2006 - 19:00
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Ýmâm-ý Rabbânî "kaddesallahü teâlâ sirrehül azîz" buyurdu ki:

(Ebû Bekrin radýyallahü anh îmâný, ümmetin îmâný ile ölçülse, ziyâdedir [aðýr gelir]), hadîs-i þerîfindeki ziyâdelik, îmânýn parlamasý ve nûru itibâriyledir. Fazlalýk, kâmil sýfata âiddir. 1/256 [Müjdeci Mektûblar: 358]

Ebû Bekrden Fârûkun inhitâtý, Resûlullahdan Ebû Bekrin inhitâtýndan ziyâdedir. [Ömer radýyallahü anhýn Ebû Bekr radýyallahü anhdan farký, Ebû Bekrin radýyallahü anh Resûlullahdan sallallahü aleyhi ve sellem farkýndan dahâ fazladýr.] 1/251 [Müjdeci Mektûblar: 346]

Ebû Bekr radýyallahü anh hakkýnda, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem buyurdular ki: Hak teâlânýn bana ihsân eylediði, esrârýn tamâmýný, Sýddîkýn kalbine dökdüm. 1/251 [Müjdeci Mektûblar: 346]

Ebû Bekr-i Sýddîk ki, Enbiyâdan sonra efdal-ý beþerdir. [Peygamberlerden sonra insanlarýn en üstünüdür.] Onun dahî baþý bir Peygamberin ayaðý altýndadýr. 1/248 [Müjdeci Mektûblar: 342]

Ebû Bekr radýyallahü anh istidât [kâbiliyyet] ve taklîdleri vâsýtasýyle, Resûlullahý sallallahü aleyhi ve sellem derhâl tasdîk eyledi. 1/107 [Müjdeci Mektûblar: 155]

Ebû Bekr radýyallahü anh, bu ümmetin en önde geleni, merhametlisi, efdalidir. 1/59 [Müjdeci Mektûblar: 76]



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 16.09.2006 - 18:07 tarihinde.
Gönderen: 16.09.2006 - 18:06
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

YUNUS EMRE

Yûnus Emre, bir iþâret üzerine genç yaþta Tapduk Emrenin yanýna gitti. Otuz seneden fazla onun hizmetinde bulundu ve ondan feyz aldý.

Yûnus Emre, Tapduk Emre'nin hizmetinde bulunurken, mânevî âleminde bir ilerleme olmadýðýný zannederek, üzüntüsünden daðlara, kýrlara düþtü. Yolculuðunda bir gün iki kimseye rastladý. Onlarla arkadaþ oldu. Her öðün bunlardan biri duâ eder, duâlarýnýn bereketi ile bir sofra yemek gelirdi. Duâ sýrasý Yûnus Emreye geldi. O da duâ etti. Duâda, Yâ Rabbî benim yüzümü kara çýkarma! Arkadaþlarým kimin hürmetine duâ ettiyse, onun hürmetine duâmý kabûl et! dedi. Duâ bitince, iki sofra yemek geldi. Arkadaþlarý; Kimin yüzü suyu hürmetine duâ ettin? diye sordular. Yûnus Emre; Önce siz söyleyin. dedi. Arkadaþlarý da; Biz, Tapduk Emrenin kapýsýnda hizmet eden Yûnusun hürmetine diye duâ ettik. dediler. Bunun üzerine Yûnus Emre durumunu anlayýp, tekrar Tapduk Emrenin yanýna döndü ve kapýsýnýn önüne yattý. Tapduk Emrenin gözleri görmüyordu. Kapýnýn önüne varýp, ayaðý bir þeye takýlýnca; Bu bizim Yûnus deðil mi? diye sordu ve onu kabûl etti. O andan îtibâren Yûnus Emre, halkýn dillerinden düþüremediði ilâhileri söylemeye baþladý.

Senelerce hocasýna daðdan odun taþýdý. Getirdiði odunlar ip gibi düzgün idi. Hocasý; Ey Yûnus, bu ne iþtir? Hiç eðri odun getirmiyormuþsun. buyurunca; Efendim, bu kapýya eðri odun yakýþmaz. cevâbýný verdi.

Her yerde, her seste, her renkte, her zaman Allahýn varlýðýný idrâk eden Yûnus Emre, bu dilsiz varlýklarýn büyük tanýtýþýndaki gizli dilin hayrânýdýr.

Yillar geçiyor Allahýn sevgilisi Yunus Emre de yaslaniyordu. Seksen yaslarina gelmisti. Hasta yataginda sürekli olarak Allah ýn zikri ile mesgul oluyordu.

Allahýi zikrederek ömrünü Allahýn rizasi dogrultusunda harcayan Yunus Emre Hazretleri vefat etti.

Mürsidine kavustuktan sonra tasavvufu yasayan Yunus Emre hiçbir kisiyi, hiçbir toplumu kendisinden baska saymamis, o dövene elsiz, sövene dilsiz olmustu.

Yunus Emrenin ölümünden çok zaman sonra Molla Kasim adinda, emaniye bilgilerle dolu bir kisi çikti. Sahip oldugu bu yanlis bilgileri insanlara ögretiyor, kimseleri begenmiyordu. Her nasilsa Yunus Emre Hazretlerinin Divanini ele geçirmisti. Bunu alip bir bir nehir kenarinda okumaya basladi. Yunus Emrenin yillarca emek verdigi deyisleri, cehaletinden;

-Bunlar dîne aykiri seyler... diyerek yirtmaya basladi. Yirttigi sayfalarin bin tanesini suya atti. Bin tanesini de esen rüzgâra verdi. Böylece ikibin deyisi yok etmis oldu ki, su beyitle dondu kaldi;

Dervis Yunus bu sözü egri bügrü söyleme,

Seni sigaya çeker, bir Molla Kasim gelir.

Bu beyti okuyup da Yunus HZlerinin çok önceden, yaptigi bu isi haber verdigini görünce üzüntüsünden kahroldu. Divanin geri kalanini su gibi yuttu. Hacet namazi kilarak Allahin kendisine ezelde tayin ettigi mürsidine tâbî oldu. Ancak ne yazik ki ikibin sayfa ilâhi yok olmustu.


Yûnus Emrenin vasýyeti þu idi:

Beni hocamýn türbesinde, giriþ yolu üzerine gömsünler! Bundan murâdý, þeyhini ziyârete gelenlerin, kendisini çiðneyip de geçmeleriydi. Bu, hocasýna ne ölçüde baðlý olduðunu göstermektedir.


Aþkýn aldý benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarým dün ü günü
Bana seni gerek seni

Ne varlýða sevinirim
Ne yokluða yerinirim
Aþkýn ile avunurum
Bana seni gerek seni

Aþkýn aþýklar oldurur
Aþk denizine daldýrýr
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni

Aþkýn þarabýndan içem
Mecnun olup daða düþem
Sensin dünü gün endiþem
Bana seni gerek seni

Sufilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni

Eðer beni öldüreler
Külüm göðe savuralar
Topraðým anda çaðýra
Bana seni gerek seni

Cennet cennet dedikleri
Birkaç köþkle birkaç huri
Ýsteyene Ver anlarý
Bana seni gerek seni

Yunus'dürür benim adým
Gün geçtikçe artar odum
Ýki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 17.09.2006 - 14:58 tarihinde.
Gönderen: 17.09.2006 - 14:55
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Ya Rabbi, bu mufsitler, bu bozguncular güruhuna karþý bana sen yardým eyle.
(Hz.Lut'un (AS) Duasý - Ankebut 30 )


"Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki :
Yedi þey gelmeden önce iyi iþlere sýký sýkýya baðlanýn! Þunlardan biri sizi mutlaka bekliyor: Aniden gelen fakirlik, aþýrýlýklara götüren zenginlik, vücudunuzun dengesini bozan hastalýk, bunaklýða sürükleyen yaþlýlýk, ansýzýn gelen ölüm, Deccal -ki bu beklenen en büyük þerdir- ve kýyamettir. Kýyamet ise herþeyden daha acý ve zordur."
Tirmizi, Zühd 3

"Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki :
Birisi "Ya Rasûlallah, deveyi baðlayýp da mý tevekkül edeyim, yoksa salýverip de mi tevekkül edeyim?" diye sordu. Peygamberimiz (S.A.V) : "Baðla da öyle tevekkül et!" buyurdu."
Tirmizi, S. Kýyame 60

Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki :
Allah'tan dile. Dilediðin verilir.
Ýbni Mace, Zühd 37
Gönderen: 21.09.2006 - 13:45
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Vehmin arkasýndan koþan hayalperest dir.

Hayalin ideali olmaz.

Ýnsanýn ideali, hayalhane olan bu dünya olmamalýdýr.



Aynaya baktýðýnýz zaman kendinizi görürsünüz. Siz o aynanýn neresindesiniz? Ýçindemisiniz, dýþýndamýsýnýz? Aynanýn içinde deseniz yalan olur, içinde deðilsiniz. Yok deseniz olmaz, bakýnca görüyorsunuz. Görülen kendinizmisiniz, o görüntü nedir?, bir ipe taþ baðlayýn ve hýzlýca çevirin, taþ dönerken bir daire göreceksiniz. Bu nokta-i cevvale denilen daire varmýdýr yokmudur. Var deseniz taþ çevirilmeyince daire yok oluyor. Yok deseniz taþ çevrilince daire görülüyor. Fakat aslýnda daire yok. Bu görülen daire nedir, nerededir?. Ýmam-ý Rabbani Hazretleri buyuruyor ki; bunlarýn her ikisi de aslýnda olmayýp bizim hayalimizde oluþan vehimdir, görüntülerdir. Ýþte dünya da hakikatde bulunmayýp yok olacak bir görüntüdür. Dünya hayatý, hayaldir. Hakikat ise ahiret hayatýdýr. Dünya hayatý, hakikat olan ahiret hayatýnýn aynadaki görüntüsü gibidir. Nasýl, aynada ki görüntü bir müdded durur ve karþýsýnda ki hakikat çekilince görüntü kaybolursa, taþ çevrilmeyince daire görüntüsü kaybolursa, dünya da, bir gün kaybolacak görüntüdür. Yok olacak olan birþeye var denirmi... Vehmin arkasýndan koþan hayalperest dir. Hayalin ideali olmaz. Ýnsanýn ideali, hayalhane olan bu dünya olmamalýdýr.

Dünya muvakkattýr, ahiret ise muhakkatýr.... akýllý olan muvakkat ile deðil, muhakkak ile ilgilenir....



En kýymetli ilim haddini bilmekdir. Bütün kavgalar dünyayý paylaþmaða çalýþmakdan ve haddini bilmemekden meydana gelmektedir. Ýnsan cömert olursa, dünyaya koymet vermezse herkes onu sever ve onunla kimse kavga etmez. Hasis insanlar etrafýna bir þey vermeyip, dünyayý hep kendilerine almaða uðraþtýklarýndan huzursuzdurlar, sevimsizdirler ve insanlar onlarla devamlý mücadele ederler.

Yönünü dünyaya çeviren, insanlarla çarpýþýr... ahirete çeviren ise, insanlar onun gibi olmak için yarýþýr.



Müslümanlar çoðu zaman üçüncü, beþinci sýnýf vatandaþ gibi kabul edilmiþtir. Hiç önemli deðil. Allahü teâlâ nýn aziz ettiðini kimse zelîl edemez, Allahü Teâlâ nýn zelil ettiðini kimse aziz edemez.

En bahtiyar insan, en mutlu, huzurlu, rahat insan; dünyaya kýymet vermeyendir.



Her þey fani... Her gecenin bir sabahý, her sýkýntýnýn bir ferahlýðý vardýr. Sabretmek, ferahlamanýn anahtarýdýr. Allahü teala, sabredenleri severim buyuruyor. Yaklaþmakta olan ramazan-ý þerif ayýda sabýr ayýr.



Bir tüccar, kâr ve zararýný hesaplar, zarar ettiði iþi yapmaz.. dünyada bile zarar olan bir iþ yapýlmazsa, dünyada bile kâr ve zarar düþünülürse, ebedi olan ahiret için kâr ve zarar nasýl düþünülmez.. akýllý insan ahiret kâr'ýný düþünür.

Ne sattýðýmýzý, ne aldýðýmýzý iyi bilmemiz lazým. Ne ektiðimizi, ne biçtiðimizi iyi bilmemiz lazým. Dünya bir tarladýr. Bu tarlaya tohum ekmeyen, ahiretde çok piþman olacaktýr..Ya Rabbi, bizi dünyaya geri gönder diyeceklerdir.......

Ýnsanýn dini, arkadaþýnýn dini gibidir. Kurtulmak isteyen, kurtulanlarla birlikte olmasý lazým.

Dünya aldatýcýdýr. Bundan kurtulmak ibadetlerle olmaz. Kurtulanlarla beraber olmakla olur. Þeytanýn kandýrmasý çoðu zaman haramlarla olmayabilir,... Ýbadetlerle de olabilir. Mesela, kibirlendirir.

Sünneti sünnet bilmek, bidati bidat bilmek çok büyük nimettir.



Eshab-ý kiram çoðu yaþlý olduðu halde, Allahýn dinini yaymak için, dilini, iklimini bilmedikleri yerlere dönmemek için gitmiþler. Onlarýn hanýmlarý, evlatlarý ne sabýrlý insanlarmýþ. Eyüb sultan hazretleri, 70 yaþýnda idi, yolda ölürsem en son gidilen noktaya kadar benide götürün dedi...

En zor iþ, Allahýn dininden birþey anlatmak, öðretmektir. Kim dinden bahsetmek, dine hizmet etmek isterse, sýkýntýlara, iftiralara, dert ve belaya hazýrlanmalýdýr. Çünkü yolun sahibi çok sýkýntý çekmiþ, O nun varisleri de çok sýkýntý çekmiþ. Kim bu yola baþ koydu, ona da dert-bela gelecektir. Eðer gelmiyorsa bir bozukluk vardýr.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 22.09.2006 - 17:23 tarihinde.
Gönderen: 22.09.2006 - 17:15
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Ýbrâhîm-i Edhemden kuddise sirruh birisi nasîhat istedi. Buyurdu ki, altý þeyi kabûl edersen, hiçbir iþin sana zarar vermez. O altý þey þudur:

1 Günâh yapacaðýn zemân, Onun rýzkýný yime! Rýzkýný yiyip de, Ona ýsyân etmek, doðru olur mu?

2 Ona âsî olmak istersen, Onun mülkünden çýk! Mülkünde olup da, Ona ýsyân etmek, lâyýk olur mu?

3 Ona ýsyân etmek istersen, gördüðü yerde günâh yapma! Görmediði bir yerde yap! Onun mülkünde olup, rýzkýný yiyip, gördüðü yerde günâh yapmak, uygun deðildir.

4 Can alýcý melek, rûhunu almaða geldiði zemân, tevbe edinceye kadar izn iste! O meleði kovamazsýn. Kudretin var iken, o gelmeden önce tevbe et! O da, bu sâatdir. Zîrâ, Melek-ül-mevt, ânî gelir.

5 Mezârda, Münker ve Nekîr ismindeki iki melek, süâl için geldikleri vakt, onlarý kov, seni imtihân etmesinler! Soran kimse dedi ki, (Buna imkân yokdur). Þeyh buyurdu ki, (Öyle ise, þimdiden onlara cevâb hâzýrla!)

6 Kýyâmet günü Allahü teâlâ (Günâhý olanlar, Cehenneme gitsin!) diye emr edince, ben gitmem de! Soran kimse dedi ki, (Bu sözümü dinlemezler). Bunun üzerine, o kimse, tevbe etdi ve ölünceye kadar, tevbesinden vazgeçmedi. Evliyânýn sözünde, rabbânî tesîr vardýr.

Ýbrâhîm-i Edhemden kuddise sirruh sordular ki, Allahü teâlâ, (Ey kullarým! Benden isteyiniz! Kabûl ederim, veririm) buyuruyor. Hâlbuki, istiyoruz, vermiyor? Cevâb buyurdu ki, Allahü teâlâyý çaðýrýrsýnýz, Ona itâat etmezsiniz. Peygamberini sallallahü aleyhi ve sellem tanýrsýnýz, Ona uymazsýnýz. Kurân-ý kerîmi okursunuz, gösterdiði yolda gitmezsiniz. Cenâb-ý Hakkýn nimetlerinden fâidelenirsiniz, Ona þükr etmezsiniz. Cennetin, ibâdet edenler için olduðunu bilirsiniz, hâzýrlýkda bulunmazsýnýz. Cehennemi, âsîler için yaratdýðýný bilirsiniz, Ondan sakýnmazsýnýz. Babalarýnýzýn, dedelerinizin ne olduklarýný görür, ibret almazsýnýz. Aybýnýza bakmayýp, baþkalarýnýn ayblarýný araþdýrýrsýnýz. Böyle olan kimseler, üzerlerine taþ yaðmadýðýna, yere batmadýklarýna, gökden ateþ yaðmadýðýna þükr etsin! Dahâ ne isterler? Düâlarýnýn netîcesi, yalnýz bu olursa, yetmez mi?

[Allahü teâlâ, Mümin sûresinin altmýþýncý âyetinde, (Düâ ediniz, kabûl ederim), isteyiniz, veririm buyuruyor. Düânýn kabûl olmasý için, beþ þart vardýr: Düâ edenin müslimân olmasý, Ehl-i sünnet itikâdýnda olmasý, harâm iþlemekden, bilhâssa harâm yimekden, içmekden sakýnmasý, farzlarý yapmasý, bilhâssa beþ vakt nemâz kýlmasý, Ramezân oruclarýný tutmasý, zekât vermesi, Allahü teâlâdan istediði þeyin sebebini öðrenip, bunu aramasý lâzýmdýr. Allahü teâlâ, herþeyi bir sebeb ile yaratmakdadýr. Birþey istenince, o þeyin sebebini gönderir ve bu sebebe tesîr ihsân eder. Ýnsan bu sebebi kullanýp, o þeye kavuþur. Evliyâsýnýn hâtýrý için, âdetini bozarak, bunlar düâ edince veyâ Evliyâyý kirâm vesîle edilerek düâ edilince, bunlara (Kerâmet) olarak, sebebe hâcet kalmadan, doðruca istenileni verir.]

Siz, adem diyârýndan, bu varlýk âlemine, kendiliðinizden gelmediðiniz gibi, oraya, kendiniz gidemezsiniz. Gördüðünüz gözler, iþitdiðiniz kulaklar, duygu edindiðiniz organlar, düþündüðünüz zekâlar, kullandýðýnýz eller ve ayaklar, geçeceðiniz bütün yollar, girip çýkdýðýnýz bütün mahaller, hulâsa, rûh ve cesedinize baðlý bütün âletler, sistemler, hepsi ve hepsi, Allahü teâlânýn mülk ve mahlûkudur. Siz Ondan hiçbir þey gasb edemez, mülk edinemezsiniz! O, hayy ve kayyûmdur. Yanî, görür, bilir, iþitir ve her var olan þeyi, her ân varlýkda durdurmakdadýr. Hepsinin idâresinden, hâllerinden bir ân gâfil olmaz. Mülkünü kimseye çaldýrmaz. Emrlerine uymayanlarýn cezâsýný vermekden de, âciz kalmaz. Meselâ, Ayda, Merihde ve diðer yýldýzlarda insan olmadýðý gibi, bu Erd küresinde de bulunmasaydý, birþey lâzým gelmezdi. Bundan dolayý, büyüklüðünden birþey eksilmezdi.
Gönderen: 23.09.2006 - 09:43
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

* Söz gümüþse sükut altýndýr.
* Aðýzdan çýkan söz muallakta kalmaz, ya sað tarafa yazýlýr ya da sol tarafa.

* Bir söz söylerken hem kendi, hem de karþýnýzdakinin ahiretini düþünerek konuþun.

* Söz insanýn terazisidir. Fazlasý ziyan, azý vakardýr.
* Az konuþan kýnanmaz, üstelik itibarý çok olur.
* Þaka, alay ve boþ konuþmak belaya yol açar.

* Çok konuþmak dostluðu bozar, lüzumsuz konuþmak ayýplarý açar, acý söyleyenden dostlar kaçar.

* Eðer kalbde darlýk ve üzüntü, vücutta bitkinlik ve halsizlik, rýzýkta eksiklik ve bereketsizlik olursa, bunun boþ ve yersiz konuþmalardan meydana geldiði bilinmelidir!

* Hikmeti konuþmakta deðil, susmakta arayýn!
* Susmak aklýn süsü ve cehaletin örtüsüdür.

* Sükut, âlimin ziyneti, cahilin aybýna perdedir.
* Ýbadet on kýsýmdýr, dokuzu susmak, biri de kötü arkadaþtan uzak durmaktýr.

* Dil, irfan hazinesinin anahtarýdýr, çok konuþan, gönüldeki hizmet cevherini boþaltýr.

* Az söz edeptir, güzel amelleri korumaya sebeptir.

* Kiþi dilinin altýnda gizlidir. Sýr saklayan murada erer.
* Hayýrlý söz keramet, sükut selamettir.

* Yalan zayýflatýr imaný, rezil eder insaný.
* Dedikodu gýybettir, þiddetli bir afettir.

* Alay belki güldürür, ama kalbi öldürür.
* Güzel söz sadaka, mahþere nafakadýr.
* Çok söz kalb katýlaþtýrýr, Haktan uzaklaþtýrýr.

* Fazla þaka cahillik alameti, sükut et, istersen selameti.
* Az söz hikmettir, Rabbimizden nimettir.
* Dil söylerse gönül susar, gönül susunca, dil zehir kusar.

* Söz dinleyen âlim, susan sâlim olur.
* Kimin azsa sözü, açýlýr kalb gözü.
* Dil ederse istirahat, kalb eder rahat.

* Çok konuþan gaf eder, vakti israf eder.
* Dil yarasý ok yarasýndan acýdýr.

* Akýllý, bildiðini söylemez, deli söylediðini bilmez.
* Bilmem demek ilmin yarýsýdýr.

* Sükut, yorulmadan yapýlan ibadet, masrafsýz takýlan bir ziynet, hükümdarlýða muhtaç olmadan ele geçen bir devlet, duvara ihtiyaç duyulmadan yapýlan kale, çalýþmadan kazanýlan zenginlik ve ayýplarýn kapatýlmasýdýr.

* Bütün piþmanlýklarým söylediðim sözlerden oldu. Söylemediðimden hiç piþman olmadým.

* Söylemediðim sözlerin sahibiyim. Fakat söylediðim sözlerin esiriyim.

* Bazý sözleri söylemeye gücüm yetti, fakat söylediðim sözleri geri almaya gücü yetmedi.
Gönderen: 23.09.2006 - 18:55
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Ýmam-ý Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Bütün günahlara tövbe edip hepsinden kaçmak büyük nimettir. Bu yapýlamazsa, bazý günahlara tövbe etmek de nimettir. Bunlarýn bereketiyle belki bütün günahlara tövbe etmek nasip olur. Bir þeyin bütünü ele geçmezse, hepsini de kaçýrmamalý.)
Namazýn dinimizdeki yeri, oruca göre daha önemli ise de, bir kimseye namaz kýlmadýðý için, (oruç da tutma) denmez. Aksine, (Namaz kýlamýyorsan, orucu bari terk etme) denir. Namaz kýlmamakla büyük bir günaha giren kimse, oruç tutmazsa günah miktarý daha da çok artar.
Birkaç günaha müptela olan kimse, birinden vazgeçmek isterse, ona, (Diðerlerini býrakmadýðýna göre bu günaha da devam et) denmez. Günah miktarý ne kadar azaltýlýrsa o kadar iyi olur. Allahtan korkup bir günahtan vazgeçmek iman alametidir. Hadis-i þerifte, (Ömründe bir defa Allahý anan veya Ondan korkan Müslüman, Cehennemden çýkar) buyuruldu. (Tirmizi)
Günah iþleyen, oruç tutuyor veya zekat veriyorsa, (Aman bunlarý bari býrakma) demelidir! Bu ibadetleri de yapmazsa, dinden tamamen uzaklaþabilir. Korkutmaktan çok, müjdeleyici olmak gerekir. Peygamber efendimiz, (Allahýn rahmetinden ümit kestirip, dinden nefret ettirenlere lanet olsun! Kolaylaþtýrýn, güçleþtirmeyin) buyurdu. (Buhari)
Bir genç, Peygamber efendimize, (Þu üç günahý býrakamýyorum) dedi. O üç günah, yalan, zina ve içkidir. Resulullah efendimiz, (Bu üç günahtan yalaný benim için býrak) buyurdu. O genç, kabul edip gitti. Daha sonra, diðer iki günahý iþlemek isteyince, (Bu günahlarý iþleyip Resulullahýn karþýsýna çýkýnca, Ben iþlemedim desem yalan söylemiþ olurum. Eðer iþlediðimi söylersem, beni cezalandýrýr) diye düþündü. Diðer iki günahtan da vazgeçip salihlerden oldu.
Ýnsanlardan utanarak günahý gizlemek de hayâdandýr. Hayâ da imandandýr. Günah gizlenmezse, fasýklar bundan cesaret alýr. (Falanca günah iþliyor. Ben de iþlesem ne çýkar?) diyebilirler. Falancalar þunu bunu yapýyor, onlara günah deðil de bize mi günah diyebilirler. Buna sebep olmamalý.
Her ne kadar bazý cahiller, (günah iþleyen, mesela namaz kýlmayan kâfir olur) diyorlarsa da, günah iþleyen, Müslümanlýktan çýkmaz. Hadis-i þerifte buyuruldu ki:
(Cebrail aleyhisselam, Ümmetine müjde ver ki, müþrik olarak ölmeyen Cennete girer dedi. Ben, Zina ve hýrsýzlýk eden de mi Cennete girer diye üç defa sordum. Evet, zina ve hýrsýzlýk eden de Cennete girer dedi. Daha sonra, Ýçki içse de, yine sonunda Cennete girer dedi.) [Buhari] [Ancak bu günahlarýn cezalarý çekildikten sonra Cennete girilir.]


Bu Ehl-i sünnet itikadýdýr. Günahlarý hafif görmek deðildir. Bu inanýþ, insaný günaha sevk etmemeli! Her günah, kalbi karartýr ve insaný küfre sürükleyip ebedi Cehennemde kalmaya sebep olabilir. Her günahtan kaçýnmalý, çünkü Allah’ýn gazabý günahlar içinde saklýdýr. Belam-ý Baura, çok ibadet eden büyük bir âlim iken, bir günah yüzünden kâfir oldu. Günah iþleyen hemen tövbe etmelidir!


Mesaj 2 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 24.09.2006 - 15:50 tarihinde.
Gönderen: 24.09.2006 - 15:47
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Muhyiddin-i Arabi

On ikinci ve on üçüncü yüzyýllarda Endülüs'te ve Þam taraflarýnda yaþamýþ büyük velîlerden. Ýsmi, Ebû Bekir Muhammed bin Ali olup, künyesi Ebû Abdullah'týr. Ýbn-i Arabî ve Þeyh-i Ekber diye meþhûr olmuþtur. Âilesi meþhûr Tayy kabîlesine mensuptur. Cömertliðiyle meþhûr Adiy bin Hâtem'in kardeþi Abdullah bin Hâtem'in neslindendir. 1165 (H.560) senesinde Endülüs'teki Mürsiyye kasabasýnda doðdu. 1240 (H.638) senesinde Þam'da vefât etti. Kabri Þam'da olup sevenleri tarafýndan ziyâret edilmektedir.

Muhyiddin-i Arabi buyuruyor:
1-) Bütün Müslümanlara, dinlerinde devamlý birlik ve bir gibi olmalarýný, hiç bîr suretle Dinde ayrýlýk yapmamalarýný vasiyet ederim. . .
Allah'ýn yardýmý birliktedir. Müslümanlar ayrýlýða düþmezlerse onlarý kimse maðlup edemez. . .
Dinin hükümlerini nefsinde ihlâs ile tatbik edeni kimse aldatamaz. Cin ve Þeytan o insana galebe edemez.
Allah, Esmýâ-i hüsnâsýyla bilinir. Cenabý Hak'kýn asarýndan. Kudret ve azametini düþün, Zât ve mahiyetini düþünme. . .
Esmâ-i hüsnânýn çokluðu bir merkezde düþünülürse Tevhýid olur. Tevhid kuvvettir.
Daima Allah'tan baþkasýný unut. . . Zâkir olursun. Böyle olan kimse her yerde zâkir'dir. Kalp ve lisaniyle Allah'ýn zikrine devam edenlerin kalbine Allah Zâti Ahadiyetine karþý iþtiyak nuru ilka eder. Gözü açýlana ilâya gelir. . .
Haya makamýnda Fetih baþlar. Fetih, kalb gözünün Tevfýk-ý Rabbani ile açýlmasýdýr. Bu göz açýldý mý Ahlâk, Fazilet, Doðruluk o kimse için asla deðiþmeyen, deðiþtirilemeyen bir haslet olur, Onsuz yaþayamaz.

2-) Bir yerde bir günah iþlemiþ isen oradan ayrýlmadan birde iyilik, ibadet iþle, bir elbise üzerinde iken iþlemiþ isen O elbiseyi çýkarmadan evvel bir de ibadet yap. .
Vücudundan ayrýlan sakal, býyýk, saç, týrnak , kir gibi þeylerde, senden ayrýlýrken tahir bulun. Ve Allah'ý zikret. Çünkü onlara sahibini nasýl terkettin diye sorarlar. . .
"Týrnak ve saçta sinir vardýr. Fakat keserken duymaz.
Vücutta bâzý kýsýmlarýn Ruhla alâkasý vardýr. Duyarlar.
Bâzý kýsýmlar da cesede, cana aiddir, duygu yoktur"
Hiç olmazsa Allah'tan maðfiret Ýste. . . Allah'tan af ve maðfiret istemen bir duadýr. Dua da Ýbadetdir unutma. . .
Abdestsiz kat'iyyen týrnak, saç, sakal kesme. Abdest almadan yýkanma. . . Cünub iken su içme, yemek yeme, hatta kelâm etme, konuþma. . .
Niçinini sorma. Bana yanaþamazsýn. Vasiyetimi tut. Sonun hayýrlý olur.

Geçmiþ günahlarýndan birini hatýrlayýnca hemen tevbe, istiðfar et. Ve Allah'ý zikret. Çünkü Resulü Ekrem (Her iþlediðin suçun peþinden bir de iyilik yap ki onu mahvetsin, zira Hasenat Seyyiati yok eder)
buyurmuþlardýr.

3-) Nerede öleceðini, ne vakit ruhunu vereceðini bilemezsin... Onun için Rabbine her hâlinde hüsnü zan et. Sui zan etme.Tâ ki Rab-bine hüsnü zan ile kavuþasýn. . .
Hadis-i Kudsi'de buyurur: Ben kulumun zanný üzereyim. Bana karþý hayýr zan'da bulunsun. Bu haber bir vakit ile takyîd buyrulmamýþtýr. Hatta zan ilim derecesine çýkar. . .
De ki Rabbim affeder, maðfiret eder. Günahlarýmdan beni temizler.
Günahkârlara rahmetinden ümidinizi kesmeyin; çünkü Rabbiniz bütün günahlarý yargýlar. Bu âyet'tir.

Allah'ýn Rahmeti gazabýna galiptir. Günahkârlara da kulum diye þeref bahþetmesi ne büyük lütf-u Ýlâhidir. (Kul) kelimesi Hak namýna kelâm eden, konuþan demektir.
Allah'ýmýza hudutsuz þükürler olsun. .
Gönderen: 27.09.2006 - 17:44
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Ebu Hureyreden r.a. rivayetle Rasulallah sav. Þöyle buyurdu.


Allahýn yollarda, çarþý ve pazarlarda dolaþarak Allahý hatýrlayýp zikredenleri tesbit eden melekleri vardýr. Bunlar Allahý zikreden bir topluluðu bulunca birbirlerine, Geliniz, aradýðýnýz burada diye seslenirler ve bu zikreden kimseleri dünya semasýna kadar kanatlarýyla kuþatýrlar. Allah onlarýn hallerini meleklerden daha iyi bildiði halde meleklerine;

- Kullarým ne söylüyor? Diye sorar. Meleklerde:
- Subhanallah diyerek sana yakýþmayan sýfatlardan seni uzak tanýyorlar. Allahu Ekber diyerek en büyük senin olduðunu söylüyorlar ve seni her yönüyle övüp seni yüceltiyorlar, derler. Allah der ki:
- Bu kullarým beni gördüler mi ki böylece beni anýyorlar?
- Hayýr vallahi seni görmediler.
- Beni görselerdi ne yaparlardý?
- Eðer onlar seni görseler sana daha çok ibadet ederler, þanýný daha çok övüp yüceltirler ve sana yakýþmayan sýfatlardan seni daha fazla uzak tanýr ve bilirlerdi.
- Kullarým benden ne istiyorlar?
- Cennet istiyorlar.
- Cenneti görmüþler mi?
- Hayýr, vallahi cenneti görmemiþler.
- Ya cenneti görseler ne yaparlar?
- Eðer cenneti görselerdi onu büyük bir istekle isterler ve elde etmek için daha fazla gayret ederlerdi.
- Peki bu kullarým neden korunmayý istiyorlar?
- Cehennemden sýðýnýyorlar.
- Peki, cehennemi gördülermi?
- Hayýr vallahi görmeldiler.
- Ya görselerdi ne yaparlardý?
- Eðer cehennemi görselerdi ondan daha fazla kaçarlar ve daha çok korkarlardý.

Bunun üzerine Allah meleklerine Sizi þahit tutarak söylüyorum ki ben bu kullarýmý baðýþladým buyurur. Meleklerden biri derki: Ya Rabbi, onlar arasýnda bulunan falan kiþi onlardan sayýlmaz, o baþka bir iþ için gelip oraya oturmuþtu. Bunun üzerine Allah da buyurur: Orada oturanlar öyle iyi kimselerdir ki, onlarýn arasýnda bulunan kötü kimselerden olmaz,

Buhari, Deavat, 66


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 28.09.2006 - 09:22 tarihinde.
Gönderen: 28.09.2006 - 09:18
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Cüneyd-i Baðdadi hazretlerinin baþka bir þehirde yaþayan sevenlerinden birisi anlatýr:
Bir gün pazarda gezerken bir güzel kadýn görüp tekrar tekrar baktým. Sonra piþman olup tevbe istiðfar ettim. Akþam eve geldiðimde hatun dedi ki:
- Efendi bugün yüzünüzü kararmýþ görüyorum, acaba nedendir?

Aynayý alýp baktým ki, hakikaten yüzüm kararmýþtý. Neden olduðunu düþünürken aklýma o kadýna baktýðým geldi. Bir maðaraya çekilip günlerce göz yaþý döktüm, günahýmýn affý için Allahü teâlâya yalvardým. Yine de huzurlu olamadým. Sonra hatýrýma, Cüneyd-i Baðdadi hazretlerini ziyaret etmek geldi. Baðdat'a þeyhin yanýna gittim. Þeyhin evine varýp kapýyý çaldýðýmda, bana, (Gir ya Abdullah, sen pazarda günah iþle, biz Baðdat'ta istiðfar edelim öyle mi) dedi.

Ýçeri girip, mübarek elini öpüp oturdum. Þaþýrmýþ ve çok utanmýþtým. Devamla buyurdu ki:
- Piþmanlýk, tevbe büyük nimettir. Kalbin imdadý olmadan uzuvlarýn dinin emrine uymasý çok güçtür. Büyüklerin sevgisi olmayýnca kalbin imdadý olmaz. Bunlarý yapmak ancak Allah adamlarýnýn iþidir. Büyükleri seven mahrum kalmaz.
Gönderen: 29.09.2006 - 21:06
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Muhammed Bâki-billah "kuddise sirruh"

Ýlk günlerine temasla þöyle anlatmýþtýr: "O günlerde muhterem annem; kararsýzlýðýmýn, kudretsizliðimin ve zayýflýðýmýn çokluðunu görünce, kýrýk ve mahzûn bir kalb ile ihtiyâç ve acz içinde aðlayarak Allahü teâlâya yalvarýp, þöyle duâ etti: "Ey benim ve seni istemekte her þeyden vaz geçmiþ ve gençliðin lezzet ve arzularýndan el çekmiþ olan oðlumun Rabbî! Ya onu maksadýna kavuþtur veya beni daha yaþatma ki, oðlumun maksadýna kavuþmamasýna ve elemine dayanamýyorum."Annem çok defâ gece yarýlarý sahralara çýkar, Allahü teâlâya böyle münâcât ve duâ ederdi. O duâ ve yalvarmalarý sebebiyle,Allahü teâlâ benim kalb gözümü açtý. Allahü teâlâ bizim tarafýmýzdan ona en iyi karþýlýklar versin."

BEN DEÐÝLÝM

Horasanlý bir genç, bir müddet, Hâce Kutbüddîn-i Bahtiyârî Üveysî'nin feyz ve nûr saçan mezârýna gider. Bu mübârek zâtýn rûhâniyetinden, hayatta olan bir mürþid-i kâmilin kendisine bildirilmesini ister. Muhammed Bâkî-billah Delhi'ye geldiði gece, bu genç rüyâda, Nakþibendî büyüklerinden birinin geldiðini görür. Emre uyarak, Muhammed Bâkî-billah'ýn huzûruna gelip, rüyâda gördüklerini arz eder ve kabûl edilmesi için yalvarýr. Fakat cevâbýnda; "Bu miskîn kendimi bu iþe lâyýk göremiyorum, herhâlde baþkasý olsa gerek." buyurur. Çok fazla tevâzu gösterdiði ve çeþit çeþit özürler dilediði için, genç tekrar kaldýðý yere döner. Ertesi gece rüyâda kendisine; "O büyük, huzûruna çýktýðýn ve sana inkisârýný beyân eyleyen zâttýr." buyururlar. Sabahleyin tekrar huzûruna gelir, fakat bir daha geri çevrilmez. Ýhtimâmla kabûl edilip, her ne gördüyse orada görür.

SEN ÖYLE SANIRSIN

Muhammed Bâkî-billah'ýn komþularýndan bir genç içki içer ve her çeþit kötülüðü yapardý. Bunu duyar ve ýslâhý için bekleyip tahammül ederdi. Bir gün HâceHüsâmeddîn'in haber vermesiyle, görevliler o genci yakaladýlar ve hapse attýlar. Muhammed Bâkî-billah bunu duyunca, Hâce Hüsâmeddîn'i çaðýrýp darýldý. Hâce Hüsâmeddîn: "Öyle fâsýk, öyle kötü bir kimsedir ki, kötülükleri sayýsýz ve baþkalarýna zarar verir hâldedir." deyince, üzüntülü bir þekilde, derin bir âh çekip buyurdu ki: "Sen kendini sâlih, temiz ve hayýrlý gördüðünden senin nazarýnda o, fâsýk, kötü ve þerîr görünüyor. Fakat biz ki, hiçbir þekilde kendimizi ondan farklý görmüyoruz. Nasýl olur da onun zararýna bir söz söyleriz?" Sonra o genci, araya girerek hapisten çýkardýlar. O genç, komþusu Muhammed Bâkî-billah hazretlerinin yakýn alâkasý ve þefkati karþýsýnda son derece memnun olup, günahlarýna tövbe etti. Kötü iþlerden vaz geçti ve sâlihlerden oldu.


Gönül kýrmayýn, kimseye tepeden bakmayýn, Allahüteâlâ veli kullarýný gizlemiþtir. Onlar kendini bilmeyebilir. Evliyâ olmak için iki þart vardýr ; Ehl-i sünnet itikadýnda olmak, Bu yolun büyüklerinden birini tanýmaktýr.
Gönderen: 30.09.2006 - 21:06
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Abdülkâdir Geylânî Hazretleri baþýndan geçen bir hâli þöyle anlatmýþtýr:
"Birgün gözümün önünde bir nûr peydâ olmuþ ve bütün ufku kaplamýþtý. Bu nedir diye bakarken nûrdan bir ses geldi:
"- Ey Abdülkâdir, ben senin Rabbinim. Bugüne kadar yaptýðýn amel-i sâlihlerden öyle memnûnum ki, bundan sonra sana haramlarý helâl eyledim." dedi.
Ancak hitap biter bitmez ben bu sesin sahibinin þeytan -aleyhi'l-la'ne- olduðunu anladým ve:
"- Çekil git ey mel'un! Gösterdiðin nûr, benim için ebedî bir zulmetten baþka bir þey deðildir." dedim.
Bunun üzerine þeytan:
"- Rabbinin sana ihsân ettiði hikmetle yine elimden kurtuldun! Hâlbuki ben yüzlerce kimseyi yoldan çýkarmýþtým." diyerek uzaklaþtý.
Ellerimi ulu dergâha açtým; bunun, Rabbimin fazlý olduðu idrâki içinde Cenâb-ý Hakk'a þükürler eyledim.
Cemaatten bu hâli dinleyen birisi sordu:
"- Ey Abdülkâdir, onun þeytan olduðunu nereden anladýn?"
Abdülkadir Geylânî -kuddise sirruh- cevap verdi:
"- Sana, haramlarý helâl kýldým, demesinden!..."

KISSADAN HÝSSE:
Her zaman ve mekânda Allâh'ýn dînini bulanýklaþtýrmaya çalýþanlar dâimâ mevcut olagelmiþtir. Lâkin bu faaliyetin had safhaya ulaþtýðý demlerde her mümin için fârûkýyyet, yâni hak ile bâtýlý, doðru ile yanlýþý, hayýr ile þerri ve güzel ile çirkini birbirinden ayýrt edebilme lüzûmu daha büyük bir ehemmiyet kazanýr. Bugün, yukarýdaki kýssanýn baþka tecellîleri yaþanmakta ve birçok kasýtlý -güyâ- ilim erbâbý, Ýslâm'ýn helâllerini harâm, harâmlarýný helâl hâle getirme gayreti içinde cemiyete zarar vermeye çalýþmaktadýr. Dolayýsýyla Abdülkâdir Geylânî Hazretleri'nin firâsetli davranýþý ve fârukýyyet sýfatý hepimiz için büyük ehemmiyet arz etmektedir. Esâsen Geylânî Hazretleri'nin düstûru gâyet açýktýr: Cenâb-ý Hak, peygamberine vermediði bir hakký baþkalarýna aslâ vermez. Helâl ve harâmýn, doðru ve yanlýþýn, güzel ve çirkinin ne olduðunu peygamber deðil de, þeytan ve onun insanlar içindeki bilgili geçinen uzantýlarý mý daha iyi bilir? Aslâ...

Cenâb-ý Hakk'ýn böyle gâfillere hitâbý çok serttir:
"aglaEy Rasûlüm! Þunlara) de ki: Siz, dîninizi (Allâh'ýn gönderdiði dîni) Allâh'a mý öðretmeye kalkýþýyorsunuz?" (el-Hucurât, 16)

Gönderen: 30.09.2006 - 21:38
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Hadis-i þeriflerde buyuruldu ki:
(Sahur yemeði yeyiniz.Çünkü sahur yemeðinde bereket vardýr.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesâi, Tirmizî, Ýbni Mâce]
(Bizim orucumuzla Ehl-i Kitabýn orucunu ayýran þey, sahur yemeðidir.) [Müslim, Ebu Davud, Nesâi, Tirmizî, Müsned]


Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyuruyor ki: "Senin dilin güzel ve tatlý; yüzün ise kötülüklerden kurtulmuþ gibi gülüyor, ya kalbinin hâli nasýl? Cemâat içinde iyi görünüyorsun, ya yalnýz iken, yanýnda kimse yok iken nasýlsýn? Göründüðün gibi deðilsin. Sen namaz kýldýðýn, oruç tuttuðun, hayýr iþleri yaptýðýn zaman, eðer bunlarý sýrf Allahü teâlânýn rýzâsýný gözeterek yapmazsan, nifak üzere ve Allahü teâlâdan uzak olacaðýný bilmiyor musun? Þimdi Allah için yapmadýðýn bütün iþlerin, bütün sözlerin, âdî ve bayaðý niyetlerin için tövbe et..."






Muhammed bin Kutbüddîni Ýznîkî rahime-hullahü teâlâ hazretleri buyurdu ki, (Oruc tutanlarýn bayramý, üç nevdir: Câhiller bayramý, âlimler bayramý, Enbiyâ ve Evliyâ bayramý. Câhiller bayramý, akþam olunca, iftâr ederler. Ve istediklerini yirler ve içerler ve bizim bayramýmýz budur derler. Âlimler bayramý, akþam olunca, iftâr ederler. Eðer, Allahü azîm-üþ-þân tutduðumuz orucdan râzý olduysa, bizim bayramýmýz budur derler. Eðer râzý olmadý ise, bizim hâlimiz nice olur, diye tefekkür ederler. Ammâ Enbiyâ ve Evliyâ bayramý, rüyetullahdýr. Onlar Allahü azîm-üþ-þânýn rýzâsýna müþtakdýrlar.) [Ýslam Ahlaký]

Büyükler buyuruyorlar ki: "En büyük haram, en büyük günah, Cenab-ý Hakký unutmaktýr. Allahü tealayý unutarak yapýlan her iþ, iþ deðildir. Allahü tealayý unutarak yapýlan her þey hiçtir. Ancak her amel ihlâsla, Allah için yapýlýrsa makbul olur. Oruç tutmak çok büyük ibadetdir. Ama rejim yapmak için oruç tutarsa on para etmez..."

Abdullah ibni Abbas hazretleri buyuruyor ki, (Günlerin en kýymetlisi Cum'a günüdür, aylarýn en kýymetlisi Ramezân-ý þerîf ayýdýr. Ýþlerin en kýymetlisi ihlâs ile kýlýnan nemâzdýr


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 03.10.2006 - 08:15 tarihinde.
Gönderen: 03.10.2006 - 08:13
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Hasan-i Basri (RA) Hz.leri'nin Tarikatý Telkin Almasý

Hasan-ý Basri (RA) Hz.leri, sofilik hirkasini Imam-i Ali (KV) ve Imam-i Hüseyin (RA) Hz.lerinden giymistir. Fazilet ve keramet sahibi bir kimsedir. Zahir ve Batin ilimlerini iyice ögrendi ve yetisti.
Ilimde, rivayetlerinde çok basvurulan alimlerden oldu, Ashab-i Kiram'in Peygamberimizden (SAV) bildirdigi din bilgilerini ve dogru olan Ehl-i Sünnet îtikatini naklederek insanlarin hidayete kavusmasina hizmet etti.
Hasan Basri (RA) Hz.leri Resûlüllah (SAV) Efendimize çok benzerdi. Tasavvuf (tarikat) hakkinda söyledigi sözler diger evliyalardan isitilmezdi. Resûl-ü Ekrem (SAV) Efendimizin zevcesi olan Ümmü Seleme (RA) buyuruyor ki: Hasan Basri (RA) Hz.leri ilimde ve tasavvufta çok yüksek mertebelere nail olmustur. Cenab-i Hasan Basri (RA) Hz.leri yetmis yil, yere abdestsiz ayak basmamistir.
Büyük bir mecliste mesayihtan birisi: Hasan acaba niçin büyügümüz oldu? diye sormus. Buna cevaben büyüklerden bir zat: Ilim için büyük yaratiklar ona muhtaçtir. O ise halka ufacik bir ihtiyaç duymaz. Bizden üstünlügü bundandir. Demistir.

Seyh Hasan Basri (RA) Hz.lerine bir takim insanlar gelerek: Uyuyan gönlümüzü uyandir. dediler. Seyh Hz.leri onlara hitaben: Gönlü uyandirmak kolay bir istir, lâkin sizin gönlünüz ölmüstür. Zira hiç hareket etmezler. dedi. Onlar da: Öyleyse bizi biraz korkut. dediler. O da: Eger bugün korkarsaniz, yarin kiyamette emin olursunuz. Burada korkmayan kimsenin haline vah yazik. Dedi

Ahmet Hilmi (Filibeli Seyhenderzade) Tarihi Islam 2. Cilt S.423,424; Islam Ansiklopedisi H. Hüzeyl Kismi S.515 ; Hasan Basri Kitabi S.22,78
Hasan Basri kitabi S.257
Hasan Basri kitabi S.223


Hasan-i Basri (RA) Hz.leri'nin Bazý Hikmetli Sözleri
Ýnsan dünyadan üç þeye hasretle gider. Topladýðýna doymaz, umduðuna kavuþamaz, önündeki ahiret yolculuðu için iyi azýk temin etmez.

Dünyanýn senden sonra nasýl olduðunu görmek istersen, senden evvel ölenlerden sonra ne olduðuna bak.

Baþkalarýndan sana söz getiren, senden de ona götürür. Onunla sohbet edilmez, arkadaþlýk yapýlmaz.

Rabbini bilen onu sever, dünyayý bilen ondan yüz çevirir.

Mü'min gafil olmaz, boþ iþlerle uðraþmaz. Düþündüðü vakit üzülür.

Kiþi isyan sebebiyle, gece ibadetinden mahrum olur. Mü'min devamlý olarak nefsine hakim olur ve onu Allah için hesaba çeker. Dünyada kendilerini hesaba çekenlerin ahirette hesabý iyi geçer. Ahirette hesabý aðýr olanlar, dünyada kendi muhasebelerini yapmayanlardýr.

Hasan Basri (RA) Hz.lerine: Gece namaz kýlanlarýn yüzleri niçin güzel olur? diye sorduklarýnda, Hasan Basri (RA) Hz.leri þöyle yanýt verdi: Çünkü onlar Rahman (CC) ile baþbaþa kalmýþlar ve Rahman (CC) da onlara kendi nurundan nur vermiþtir. buyurdu.

Her saðlam olana bir dert, her gence bir ihtiyarlýk ve her ihtiyara (her insana) bir ölüm gelecektir.

Hasan Basri (RA) Hz.leri: Yarýn ruh cesetten ayrýlmayacak mý? Ýnsan evladýndan ve malýndan ayrýlmayacak mý? Kefene sarýlýp mezara konmayacak mý? Ey insanoðlu, beldeler harab olacak, mal mülk daðýlacak çocuklar yetim kalacak. Ey insan, insanlarýn çokluðuna bakýp da aldanma, çünkü sen yalnýzsýn, yalnýz öleceksin. Kabre yalnýz gireceksin, kabirden yalnýz kalkacaksýn ve kendi hesabýný kendin vereceksin buyurdu. (1)

Þeyh Hz.leri buyurdu ki: Allah (CC) Hz.leri o kula rahmet etsin ki, günahlarýna aðlamýþ kötülüklerden uzaklaþmýþ, Allah (CC) Hz.lerinin rahmetine yönelmiþ ve ölünceye kadar bu halini devam ettirmiþtir.

Tefekkür, sana iyi ve kötü fiillerini gösteren bir aynadir.

Mü'min, daima nefsinin hâkimidir. Onu Allah (CC) için inceler. Dünyada nefsini murâkabe edenlerin hesabi, âhirette kolay olacaktir. Kendilerini murâkabe ve muhâsebe etmeyenlerin hesabi da zor olacaktir dedigi bilinmektedir.

Ýslam Ansiklopedisi 2.Cilt. 8:200,205 (Tafsilat Hasan Basri Hz. adlý kitapta mevcuttur.)


Mesaj 2 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 04.10.2006 - 09:13 tarihinde.
Gönderen: 04.10.2006 - 08:16
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Hazret-i Ömer radýyallahü teâlâ anh buyurdu ki, (Muhakkak Allahü teâlâ hazretleri altý nesneyi altý nesnede gizledi. Rýzâ-ý þerîfini ibâdetlerde gizledi. Gadabýný günâhlarda gizledi. (Ýsm-i azam)ýný Kurân-ý kerîmde gizledi. Evliyâsýný insanlar arasýnda gizledi. Ölümü, ömür içinde gizledi. Kadr gecesini Ramezân-ý þerîf içinde gizledi. Salât-ý vustâyý beþ vakt içinde gizledi.)

Alî Râmitenî hazretleri &#kuddise sirruh buyurdu ki, (Ýnsan oruç tutmak sûretiyle meleklere benzemiþ ve nefsini kahretmiþ olur. Bununla ilgili hadîs-i kudsîde; "Oruç bana âittir. Orucun ecrini ben veririm. Sevâbý nihâyetsizdir. Muhakkak, sabrederek ölenlerin ecirleri hesapsýzdýr" buyrulmaktadýr. Yine hadîs-i þerîfte; "Oruç, Cehennem'e kalkandýr" buyuruldu. Oruç tutarak gönlü huzûra kavuþturmalý ve þeytanýn yolunu kapatýp, siper hâsýl etmelidir.) [Evliyalar Ansiklopedisi]


Cüneyd-i Baðdâdî hazretleri bir gün Câfer Huldî'ye bir dirhem verdi ve bir mikdâr incir almasýný söyledi. O da alýp geldi ve önüne koydu. Cüneyd-i Baðdâdî hazretleri ondan bir tâne alýp orucunu açmak için aðzýna götürdü. O sýrada aðlamaya baþladý, inciri aðzýndan çýkarýp attý. Su ile de aðzýný iyice çalkaladý. Câfer Huldî; "Niçin böyle yaptýnýz?" dediðinde buyurdu ki:

"Otuz seneden beri hep incir yemek istedim. O zamandan beri de hiç yemedim. Bugün nefsim aðýr bastý ve ondan yemek istedim. Aðzýma aldýðým zaman gizliden bir ses bana þöyle dedi: "Allah için yemesini býraktýðýn þeyi yemeye utanmýyor musun?" Bunun üzerine onu aðzýmdan çýkarýp attým. Onu yemeyi sözde durmamak kabûl ettim. Bu da bir hýyânettir. Hâin olan kimse de, Allah katýnda sevilen biri olamaz."

"Amellerini sýrf Hak Teâlâ'nýn rýzâsý için yapanlar, onlarý, ifþâsý harâm olan bir sýr gibi halktan gizlemeye çalýþýrlar. Zîrâ Hakk'a âit olduðu hâlde halka arz edilen amellerde Allâh'a götürecek hiçbir fazîlet kalmaz. Çünkü onlarý ucub ve gurûr baþta olmak üzere binbir türlü nefsâniyet kaplar. Dolayýsýyla Hak yolunda yapýlan her salih amel, "Fânîler deðil, Bâkî olan bilsin!" düþüncesiyle olursa makbûldür ve böyle fiillerin ecir ve mükâfâtlarýný yazmaya ne kalemler kâfî gelir, ne de mürekkep yetiþir.
Samîmî ve fedâkâr hizmetlerle Allâh'ýn kullarýný memnûn etmeye gayretli olurken nefsini deðil, Hakk'ý râzý edebilen isimsiz ve gerçek kahramanlara ne mutlu!"



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 05.10.2006 - 21:00 tarihinde.
Gönderen: 05.10.2006 - 20:59
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
RE: RE: Ruhunuza Esintiler
1543 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý HuRi

Alıntı
Orijýnalý Havz-i Kevser
"Dünyâyý tanýyan ondan vazgeçer, âhireti tanýyan ona sarýlýr, Allahü teâlâyý tanýyan da O'nun rýzâsýna kavuþmak için çalýþýr."



:( Bende acaba O Riza icicn calisanlardanmiyim?????




Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

HAK TEALA en doðrusunu bilir güzel kardeþim. Ýnþallah öyle olan kullarý arasýnda olunuz. Ümitsizliðe düþmeyiniz hep ümid ediniz ve dua ediniz. Huzur-u Ýlahi de Ýnþallah dualar kabul buyrulacaktýr...



Mevlânâ Hâlid-i Baðdâdî hazretleri (kuddise sirruh) buyurdu ki;

Sizlere vasiyetim, size Ýslâmiyeti anlatan hocaya îtirâzý terk, Resûlullah'ýn dînine ittibâ ve kendini aradan çekip, yok etmeyi bu yolun esâsý biliniz. Bu üçü olmadan bu yolda ilerleme olmaz.

Bu yolun büyükleri kendilerine baðlý olanlardan gâfil deðildir. Onlara kimse kafa tutamaz. Onlara kafa tutanýn iþi de, baþý da, saâdeti de gider.

Haným, çocuklar, mal ve mülk, Allahü teâlânýn emânetleridir. Emânetlerini istediði zaman alýr.

Nefs-i emmâreden kurtulmanýn alâmeti, insanlarýn övmesi ile ayýplamasýný, eþit görmektir. Ýnsanlarýn raðbetine sevinip, aramamalarýna, etrâfýnýzda dolaþmamalarýna üzülmek, basitlik, büyük akýlsýzlýk ve anlayýþsýzlýktýr.

ABDULLAH BÝN ZEYD hazretlerÝ'ne "Kimlerden uzak duralým?" diye soruldu. Cevâben; "Arzu ve istekleri peþinden koþanlarla berâber oturup kalkmayýnýz. Onlarla konuþmayýnýz. Çünkü, sizi kendi sapýklýklarýna düþürmelerinden zihninizi karýþtýrmalarýndan korkuyorum." buyurdu.Bir tanýdýðý arkadaþýndan þikâyet etmiþti. "Sana, din kardeþinden istemediðin bir þey ulaþýrsa, onun için bir özür ara. Bir mâzeret bulamazsan, kendi kendine, belki benim bilmediðim bir durum vardýr, de."buyurdu. Bid'at yâni dinde sonradan ortaya çýkarýlan ve dindenmiþ gibi olan hurâfelere ve bid'at sâhiblerine çok kýzar ve þöyle derdi:
"Bid'at ehli ile oturmayýnýz. Onlarla sohbet etmeyiniz. Zîrâ sizi
dalâlete düþürebilirler veya bilmediðiniz kötülüklere bulaþtýrabilirler. Bir kimse bir bid'at ortaya çýkarýrsa onunla harb ederim." Ýlim sâhipleri sorulduðunda: "Âlimler üç kýsýmdýr. Bir kýsmý, ilmi ile amel eder, insanlar da onun ilmiyle amel ederler. Diðer bir kýsmý, ilmi ile amel eder, fakat insanlar onun ilmiyle amel etmez. Baþka bir kýsmý da ilmiyle kendisi amel etmediði gibi insanlar da amel etmez." buyurdu. Kendisine münâfýklarýn âhiretteki hâlleri nasýldýr? denildi. Buyurdu ki:"Kýyâmet günü Arþ-ý a'lâ tarafýndan bir münâdî Yûnus sûresi 62. âyet ile meâlen; "Ey Allah'ýn sevgili kullarý! Sizin için bir korku yoktur. Siz mahzûn da edilmezsiniz." nidâ eder. Bu nidâdan sonra herkes baþýný yukarý kaldýrýr ve; inandýk îmân ettik, derler. Ancak, münâfýklarýn baþlarý hiç yukarý kalkmaz ve eðik kalýr."
Bir defâsýnda da; "Allahü teâlâya þükre sebeb olan dünyâlýk insana zarar vermez." buyurdu. "Bir sözü anlamayacak kimseye söyleme! Çünkü o söz, ona zararlý olup, fayda vermez." Abdullah bin Zeyd hazretleri namazlardan sonra "Allahümme innî es'elüke't-tayyibât ve terk-el-münkerât ve hubbe'l-mesâkîn ve en tetûbe aleyye ve izâ eradte Lî ibâdike fitneten en teveffenî gayre meftûnin." duâsýný okurdu. Bir talebesi nasîhat istediðinde rivâyet ettiði þu hadîs-i þerîfleri bildirdi. "Üç þey vardýr ki, bunlar kimde bulunursa o kimse imânýn tadýný bulur. Birincisi, bir kimseye Allah ve Resûlü, baþkalarýndan daha sevgili olmak. Ýkincisi, bir kimse sevdiðini Allah için sevmek. Üçüncüsü, bir kimseyi Allah küfürden kurtardýktan sonra tekrar küfre dönmekten, ateþe atýlmaktan tiksindiði gibi tiksinmek."
"Ýþlerin en hayýrlýsý, çok aþýrý veya eksik olmayýp, orta mertebede olanýdýr."
Gönderen: 07.10.2006 - 17:29
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Mevlana Hâlid-i Baðdâdi

Mevlana Hâlid-i Baðdâdi hazretleri, Irak ve Þam'da yetiþmiþ büyük velilerdendir. Silsile-i aliyyenin yirmi dokuzuncusudur. Asrýnýn müceddidi idi. Babasý Hz. Osman'ýn, annesi ise Hz. Ali'nin soyundandýr. Kabri Þam'ýn kuzeyinde, Kâsiyun Daðý eteðindeki kabristanda bulunan türbesindedir.

Zekasý keskin, hafýzasý kuvvetli, iradesi saðlam ve çok çalýþkan idi. Devrin meþhur pek çok âlimlerinden ilim öðrenip, icazet aldý. Öðrendiði bütün ilimlerde din ve fen adamlarýna hocalýk yapacak derecede üstün bir bilgiye sahip oldu. Din ve fen ilimlerindeki üstünlüðü ve geniþ bilgisi sebebiyle zamanýnýn bütün âlimleri ve velilerinin takdirlerini kazandý. Hangi ilimden ve hangi fenden ne sorulursa sorulsun derhal cevabýný verirdi. Zekasý ve bilgisi karþýsýnda akýllar hayrete düþerdi. 21 yaþýndayken, ulemaya üstad olup, 7 yýl ders okuttu. Âlimler arasýnda sözü senet idi.

Hicaz'a gidip Medineye kavuþunca Peygamber efendimize olan aþkýný Farsça olarak dile getiren Kaside-i Muhammediyye'yi yazdý. Medinede Yemenli fazilet sahibi bir zata rastladý. Ondan nasihat istedi. O zat dedi ki: "Ey Hâlid, Mekkeye gidince edebe uymayan bir þey görürsen hemen reddetme." O da Mekkede bir Cuma günü Kâbe-i þerife karþý Delâil-i Hayrât'ý okurken birinin, Kâbe'ye sýrt çevirip kendine baktýðýný gördü. "Þuna bak Kâbe'ye arkasýný çevirmiþ, edebi gözetmiyor" diye düþünürken, o kimse; "Mümine hürmet, Kâbe'ye hürmetten öncedir. Bunun için yüzümü sana çevirdim. Sana verilen nasihati ne tez unuttun dedi. Ondan özür dileyip; "Beni talebeliðe kabul et" diye yalvardý. O da; "Sen burada olgunlaþamazsýn, senin iþin Hindistanda tamam olur" dedi. Bu zatýn, hocasý Abdullah-ý Dehlevi olduðu rivayet edilmektedir.

Bir gün Hindistan'dan Abdullah-ý Dehlevi hazretlerinin talebelerinden Mirzâ Abdürrahim çýkageldi. Hocasýnýn "Mevlana Hâlid'e selamýmýzý söyle bu tarafa gelsin!" buyurduðunu bildirdi. Ýkisi beraberce Hindistana gittiler. Abdullah-ý Dehlevi hazretlerinin bulunduðu þehre gelmenin sevinci ile, yanýnda bulunan eþyalarýn hepsini, fakirlere daðýttý. Hindistan'ýn en büyük velisi ve büyük Ýslam âlimi, Þâh Abdullah-ý Dehlevi'nin huzuruna kavuþtu.

Abdullah-ý Dehlevi, ona nefsinin terbiyesi için dergahý temizleme vazifesini verdi. O, âlim bir zat olmasýna raðmen, hiç itiraz etmedi. Bir müddet bu vazifeye devam ederken, hocasý ile karþýlaþtý. Onun omuzlarý üzerinden Arþ'a doðru muazzam bir nurun yükseldiðini ve meleklerin ona hayranlýkla baktýklarýna þahit oldu. Hocasý, onun tasavvufta pek yüksek derecelere eriþtiðini görünce, devamlý yanýnda bulunmasýný emretti. Abdullah-ý Dehlevi'nin kalbindeki bütün esrar ve manevi üstünlüklere kavuþtu.

Abdullah-ý Dehlevi hazretleri; "Ey Hâlid, þimdi memleketine ve Baðdat'a git! Oradaki insanlarý Allahü teâlâya kavuþtur" buyurdu. O da gidip irþada baþladý. Baðdat Valisi Said Paþa, ziyaretine geldi. Birçok âlimin sessiz, baþlarý önüne eðik, hizmetçi gibi edeple huzurunda oturmuþ olduklarýný gördü. Onun heybetini görünce, diz çöküp titremeye baþladý. Celâl hâli gidince, Said Paþanýn titremesi de geçti. Daha sonra vali, talebeliðe kabul edildi.

Ulemadan Þeyh Ali Süveydi, hadis âlimi idi. Hadis-i þerif senetlerinde kuvvetli bilgisi vardý. Ýmtihan maksadýyla, Mevlana Hâlid hazretlerine geldi. Kütüb-i Sitte'de yazýlý hadislerden üç hadisi senetlerini yanlýþ olarak, imtihan yollu okudu. O da, bu hadislerin asýl senetlerini sahih olarak okuyunca, hemen ellerine kapanýp, kalbine gelen imtihan düþüncesinden tevbe ederek af diledi. Her yerde; "Mevlana Hâlid zâhir ve bâtýn ilimlerinde sonsuz bir deniz, biz ise bir damlayýz" derdi.

Süleymâniye'nin meþhur âlimlerinden bazýsý, Mevlana Hâlid-i Baðdâdi hazretlerini, akli ve nakli ilimlerin en zor ve ince meseleleri ile imtihan ettiler. Çaresiz kalýp, Irak'ýn her bakýmdan en büyük âlimi olan ve hüccet-ül-Ýslam denilen Þeyh Yahyâ Mazuri Ýmâdi'ye mektup yazýp; "Süleymâniye âlimleri tarafýndan, din ve dünyâ ilimlerinin allâmesi, müslümanlarýn hücceti, efendimiz, üstadýmýz Yahya Mazuri Ýmâdi hazretlerine arz olunur ki, þehrimizde, Hâlid isminde bir zat zuhur eyledi. Hindistan'a gidip geldikten sonra, vilayet-i kübra ve insanlarý irþad davasýnda bulunuyor. Bu zat, din ilimlerini tahsil ettikten sonra, terk eyledi. Yanlýþ yollara saptý. Bizler onu ilimde yenemedik. Büyüðümüz sizsiniz! Bu tarafa gelip, yanlýþlýðýný ve zararlarýný def edip, onu yenmeniz, üzerinize vaciptir. Gelmeyecek olursanýz, bu fikirleri bütün insanlara ve diðer þehirlere yayýlacaktýr" dediler.

Bu mektup, Þeyh Yahya'nýn eline geçince, bazý talebeleri ile birlikte, Süleymâniye yolunu tuttu. Þehre yaklaþýnca, bütün âlimler, karþýlamaya çýkýp, herbiri kendi evine davet ettiyse de, kabul etmedi ve; "Bu saatte o zatla görüþmem lazýmdýr" diyerek, Hâlid-i Baðdâdi hazretlerinin evine gitti.

Þeyh eve girince, onu kapýda karþýladý ve yaný baþýna oturttu. Þeyh Yahya'nýn kalbinde, bir takým ince ve zor meseleler vardý. Bunlarý sorup imtihan edecekti. Hâlid-i Baðdâdi hazretleri, Þeyh'e hitaben; "Din ilimlerinde çok müþkül meseleler vardýr. Ýþte biri þudur ve cevabý budur; diðeri þudur, cevabý budur" buyurup, Þeyh'in kalbindeki bütün sualleri ve cevaplarýný söyledi. Þeyh Yahya meseleyi anladý. Tevbe edip talebelerinden oldu.

Talebelerinden Ýbni Âbidin hazretleri; "Dün gece rüyamda Hz.Osman'ýn vefat etmiþ olduðunu gördüm. Çok büyük bir kalabalýk oldu. Cenaze namazýný ben kýldýrdým" diyerek rüyasýný anlatýnca, Mevlana Hâlid hazretleri; "Yakýnda vefat ederim. Sen de kalabalýk bir cemaat ile cenaze namazýmý kýldýrýrsýn, çünkü ben, Hz.Osman'ýn soyundaným" buyurdu. Ýbni Âbidin bunu duyunca çok üzüldü. Çok geçmedi vefat etti. Cenaze namazýný, Hanefi mezhebinde büyük fýkýh âlimi Seyyid Ýbni Âbidin hazretleri kýldýrdý.

Talebelerinden ve halifelerinden olan Seyyid Taha-yý Hakkâri hazretlerini çok sever ve ona çok dua ederdi.

Buyurdu ki:
Nefs-i emmareden kurtulmanýn alameti, insanlarýn övmesi ile ayýplamasýný, eþit görmektir. Ýnsanlarýn raðbetine sevinmek, önem vermemelerine üzülmek, basitlik ve akýlsýzlýktýr.
Gönderen: 08.10.2006 - 09:59
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
utaniyorum su an offline utaniyorum  
nerede GÖNÜL ERLERİ
1942 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý Havz-i Kevser

Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Mevlana Hâlid-i Baðdâdi
Devrin meþhur pek çok âlimlerinden ilim öðrenip, icazet aldý. Öðrendiði bütün ilimlerde din ve fen adamlarýna hocalýk yapacak derecede üstün bir bilgiye sahip oldu. Din ve fen ilimlerindeki üstünlüðü ve geniþ bilgisi sebebiyle zamanýnýn bütün âlimleri ve velilerinin takdirlerini kazandý. Hangi ilimden ve hangi fenden ne sorulursa sorulsun derhal cevabýný verirdi. Zekasý ve bilgisi karþýsýnda akýllar hayrete düþerdi. 21 yaþýndayken, ulemaya üstad olup, 7 yýl ders okuttu. Âlimler arasýnda sözü senet idi.



iþte mesele
bu bugün 3 ayet ve 5 hadisle hoca olunuyor...
günümüz hocalarýnda nerede din ilmi
yanýnda fen ilmi.....
din ilmi de keþke din ilmi olsa....
ondan sonra da yapýþ sapýk supuk adamlarýn
eteðine.....
toplumun tarikate, þeyhe ve hocalara
bakýþý orta da...
nerede þarlatanlar nerede GÖNÜL ERLERÝ (k.s.)
ayný satýra yanyana yazmayý bile kusur adlediyorum.
RABBÝM istikametimizi bozmasýn...
Mevlana Hâlid-i Baðdâdi hazretlerinin
þefaatlerini nasip eylesin....
Gönderen: 08.10.2006 - 10:52
Bu Mesaji Bildir   utaniyorum üyenin diger mesajlarini ara utaniyorum üyenin Profiline bak utaniyorum üyeye özel mesaj gönder utaniyorum üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
.:Yakup023:. su an offline .:Yakup023:.  
555 Mesaj -

Buyurdu ki:
Nefs-i emmareden kurtulmanýn alameti, insanlarýn övmesi ile ayýplamasýný, eþit görmektir. Ýnsanlarýn raðbetine sevinmek, önem vermemelerine üzülmek, basitlik ve akýlsýzlýktýr.


Gönderen: 08.10.2006 - 11:42
Bu Mesaji Bildir   .:Yakup023:. üyenin diger mesajlarini ara .:Yakup023:. üyenin Profiline bak .:Yakup023:. üyeye özel mesaj gönder .:Yakup023:. üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah

Çok doðru bir tespit yapmýþsýnýz güzel kardeþim. Zira alimlerin azalacaðý kendilerini alim zannedenlerinden çoðalacaðý hep söylenmiþtir o bu zamandýr sanýrým. Doðru kiþiyi bulmak öyle zor ki, ALLAH-U TEALA Ýnþallah bu yolda ilerlemek isteyen herkese nasip eder..


CEZBE

Sözlükte "çekmek" anlamýna gelen cezbe, tasavvufta ise "Hakk'ýn kulu kendine çekmesi ve aniden huzuruna yükseltmesi", demektir.

Bazý Ýslam büyükleri þöyle derler: "Cezbe bir ikramý ilahidir."

Bu ilahi ikrama sahib olan kul, Rabb'inin rýzasýný ve yakýnlýðýný daha çabuk kazanýr. Þöyle ki; cezbe kulda bir muhabbet ve aþk ateþi meydana getirir. Bu aþk ateþi sayesinde insan Allah'tan gayrý herþeyi unutur. Kendinden geçerek istiðrak haline düþer. Yani cezbe, ruhun Allah'a çekilmesi ve bu sebeble vuku bulan nefsin ýslahý ve kalbin tasfiyesinde manevi bir ilaçtýr.

Þah-ý Nakþýbend (k.s.) þöyle buyuruyor: "Bizim yolumuz cezbe ve sohbet yoludur. Biz müridleri cezbe ile terbiye ederiz. Yolumuzun evveli cezbe, ahiri ise kalb huzuru, sekinet ve vakardýr. Yolumuzun baþlangýcýnda müntesiblerde vuku bulan cezbe hali, onlarý dünya muhabbetinden koparýr ve feyz alýr bir þekilde kalbin Rabb'ine yönelmesine vesile olur."

Bir kalb ki; cilalanýp feyiz alýr hale gelirse o zaman nefs ýslah olma yoluna girmiþ demektir.

Bu yol cezbe ile baþlar, rabýta ve zikir ile devam eder. Þah-ý Nakþýbend (k.s.) buyurur:

"Rahman'dan gelen bir cezbe ile yapýlan amel, ins ve cinnin (aþksýz ve hususuz) ameline denk olur."



1- "Muhakkak mü'minler o kimselerdir ki, Allah'ý zikrettikleri zaman kalpleri titrer." (Enfal.2)

2- "Onlar ki Allah anýldýðý zaman kalbleri titrer." (Hac, 35)

3- "Rab'lerinden korkanlarýn, ondan (bu kitaptan) derileri ürperir. (Ondaki müjde ve tehdidi duyunca tüyleri diken diken olur, sonra Allah'ýn feyzi içlerine dolar, huzura ererler), derileri ve kalbleri Allah'ýn zikrine yumuþar."aglaZümer, 23)

Elmalýlý Tefsirinde CEZBE

Allah Teala þöyle buyuruyor:

" Musa, tayin ettiðimiz vakitte bizimle buluþmaða gelip de Rabb'i onunla konuþunca:

"Rabb'im bana kendini göster, sana bakayým! dedi. Rabb'i buyurdu ki: Sen beni göremezsin; fakat daða bak, eðer o yerinde durursa sen de beni göreceksin!" Rabb'i daða tecelli edince onu yerle bir ediverdi, Musa da baygýn düþtü. Aydýnca: Sen yücesin, sana tevbe ettim, ben inananlarýn ilkiyim" dedi. (Araf, 143),

Elmalýlý Hamdi Yazýr "Hak Dini Kur'an Dili" adlý tefsirinde bu ayeti tefsir ederken þöyle der:

"Rabb'i Hz. Musa'yý (a.s) doðrudan doðruya fakat perde arkasýndan kelamýyla mutlu edince bu kelamýn þevk ve neþesiyle

Allah'ý (c.c.) görme arzusu onda uyandý ve galeyena gelerek "Ey Rabbim bana göster kendini, bakýp göreyim seni", dedi. Yani perdeyi kaldýr bana bizzat tecelli et de didarý-m göreyim diye yalvardý.

Bunun üzerine Allah Zatýndaki bütün azamet ve kudreti ile deðil, emir ve iradesinden bir parçasýnýn daða çarpmasý ile dað dümdüz oluverdi ve Musa (a.s) baygýn düþtü." (Hak Dini Kur'an Dili, Cild 4, sn. 129)

PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN ÞAHSINDA CEZBE

Peygamber Efendimizin þahsýnda cezbenin baþlangýcý, Hira daðýndaki maðarada itikaf yaptýðý günlere rastlar. Peygamber Efendimiz o sýralarda her sene belirli bir ayda, yanýna bir miktar azýk alarak bu maðarada inzivaya çekilirdi. Her yýl tekrarlanan bu ibadet zinciri içerisinde 40 yaþýna bastýðý yýl, yine Hira daðýndaki maðarasýnda ibadet yaptýðý sýrada, aniden Cebrail (a.s) kendine göründü. Cebrail (a.s) Peygamber Efendimize yaklaþarak: "Oku" dedi. Peygamber Efendimiz de : "Ben okuma bilmem!", cevabýný verdi. Bu üç defa tekrarlandý. Üçüncü defada Cebrail (a.s) Peygamber Efendimizi iyice kucaklayýp sýkarak "Yaratan Rabb'inin adýyla oku..." dedi. O da okudu. Bu kucaklaþma neticesinde Cebrail (a.s) ile Peygamber Efendimiz arasýnda manevi bir etkileþim oldu, titremeye baþladý ve bundan dolayý müþrikler O'na saralý, hasta gibi yakýþýksýz sözler söylemiþlerdi.

Burada Peygamber Efendimizin titremesi vecd ve istiðrak halinden dolayýdýr. Demek ki bunlar Hz. Peygamber'in (s.a) ruhi hayatýnda mevcuttur.

Sevgili Peygamberimiz Kur'an'ý okunurken duyduklarýnda kendilerinden geçer, vecde gelirlerdi. Konu ile ilgili olarak rivayetlerin biri þöyledir:

Rasül-i Ekrem (s.a) þöyle buyurmaktadýr:: "Hud ve benzeri sûreler beni kocattý." (Týrmizî, Tefsir, 56) Bu hadis vecd'den haber vermektedir. Zira kocamak, hüzün ve korkudan gelir. Hüzün ve korku ise, vecd demektir. Rivayete göre: Ýbn Mesud (r.a.) Rasül-i Ekrem'e Nisa süresini okudu da:

"Her ümmetten peygamberlerini þahid getirdiðimiz zaman ve seni de o peygamberlerin sýdkýna þahid getirdiðimiz zaman onlarýn halleri nice olur?" (Nisa: 41) ayet-i celilesini okuduðu zaman, Rasül-i Ekrem'in gözleri yaþ ile doldu ve: "Yeter" buyurdu. (Buhari, cihad, 7,Müslim, Salatu'l-Musafirin, 2)

ASR-I SAADETTE CEZBE

Sahabe ve Tabiin de Kur'an-ý Kerim'in ayetlerini dinlerken vecd'e gelirlerdi. Bu hali yaþayan Sahabe ve Tabiin'den pek çok kimse vardýr. Bu halde iken kimi sayha eder, kimi aðlar, kimi bayýlýr, hatta ölenler bile olurdu.

Rivayete göre: Zuhare b. Ebi Evfa Tabiin'in sikalarýndan idi. Ýmamlýk yapar, Kur'an-ý rikkatle okurdu. Bir gün namaz kýldýrýrken: "Sur'a üfürüldüðü zaman" (müddesir, 8) ayet-i celilesini okuyunca öyle bir sayha etti ki, mihrabta iken hemen düþerek can verdi.

Hz. Ömer (r.a.), bir adamýn: "Rabbýnýn azabý elbette vakidir. Onu defedecek (hiç bir þey de) yoktur." (Tur, 7-8) ayet-i celilesini okuduðunu duyunca olduðu yerde düþtü eve götürdüler, bir ay kadar hasta yattý.

Ýmam Ahmed b. Hanbel (r.a.) Hz. Ali 'den (r.a) þöyle rivayet eder:

"Ben, Zeyd ve kardeþim Cafer (r.anhum) Peygamber'in (a.s.) yanýna gittik. Aleyhissalatü vesselam Zeyd'e (r.a.): "Sen benim kölem ve azadlýmsýn", dedi.

Bu iltifata mazhar olan Zeyd (r.a.) bir ayaðýnýn üzerinde dönüp durdu. Cafer'e de:

"Sen ahlaken ve fýtraten bana benzersin", dedi. O da raksa gelip bir ayak üzerinde dönüp durdu. Bana da:

"Sen bendensin", dedi. Ben de bir ayak üzerinde dönüp durdum.
Menzil.net
Gönderen: 09.10.2006 - 17:27
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Mevlânâ hazretleri vefâtýndan az önce talebelerini topladý. Þefkatle onlara baktý ve; "Vefâtýmdan sonra hâtýrýnýza periþan ve huzursuz oluruz diye gelmesin. Ne hâlde olursanýz olunuz, benimle olun. Beni hatýrlayýn. Allahü teâlânýn izniyle size kendimi gösterir, maddî ve mânevî yardýmlarda bulunurum. Karada ve denizde, Allahü teâlânýn izniyle imdâdýnýza yetiþirim. Sözlerimi iyi dinleyiniz, size bâzý tavsiyelerde bulunacaðým. Bunlarý iþitenler, iþitmeyenlere söylesinler. Gizli ve âþikâr Allahü teâlâdan korkunuz. Günahlardan sakýnýnýz. Az yiyip, az uyuyup, az konuþunuz. Çok oruç tutunuz. Zamanlarýnýzý namaz kýlarak deðerlendirin. Þehveti terkedip, sefihlerle, câhillerle mücâdele etmeyiniz. Onlarla oturup kalkmayýnýz. Onlarý kendinize muhatap etmeyip, hep iyi insanlarla berâber olunuz. Ya hayýr konuþunuz veya susunuz. Ýnsanlarýn sýkýntýlarýna sabrediniz. Biliniz ki, insanlarýn en hayýrlýsý, insanlara en faydalý olandýr.
Kabrimin üzerine yapacaðýnýz türbenin kubbesi yüksek olsun. Çok uzaklardan görünsün. Çünkü, türbemi görenler doðru bir îtikâd ile beni, Allahü teâlâya vesîle ederek duâ ederler. Beni vesîle ederek Allahü teâlâdan rahmet ve maðfiret isterlerse, duâlarýnýn kabûl olmasý için ben de Rabbimize yalvarýrým. Böylece duâlarýnýn netîcesi, Allahü teâlânýn izniyle hâsýl olur. Rahmet ve maðfirete mazhar olurlar." buyurdu.


Ali Râmitenî hazretleri buyurdular ki:

"Talebenin, maksadýna kavuþmasý için çok çalýþmasý, nefsini terbiye etmek için çok uðraþmasý lâzýmdýr. Fakat bir yol vardýr ki, nefsi itmînâna kavuþturup, rûhu kýsa zamanda yüksek derecelere ulaþtýrýr. O da; Allahü teâlânýn sevgili kullarýndan birinin gönlünü kazanmaktýr. Zîrâ, onlarýn kalbi, Allahü teâlânýn nazar ettiði yerdir."

"Hallâc-ý Mansûr zamânýnda, büyük mürþid Abdülhâlýk Goncdüvânî hazretlerinin talebesinden birisi bulunmuþ olsa idi, elbette ona imdâd edip, tasavvufun en yüksek makamlarýna çýkarýr idi. Hallâc-ý Mansûr da o hâllere düþmezdi."

"Allahü teâlâya hiç isyân etmediðiniz bir dille duâ ediniz ki, duânýz kabûl olsun."

"Duânýzý öyle bir delil araya koyarak edin ki, o günah iþlememiþlerden olsun. O delil, Allah dostudur. Onlara tevâzu ve sevgi gösterin ki, sizin için duâ etsinler."

"Ýki hâlde kendinizi sakýnýn: Söz söylerken ve yemek yerken."

Bir gün bir kiþi huzuruna gelip kalbinin daðýnýklýðýndan ve kendisini ibâdetlere tam veremediðinden bahsetti. Þeyh hazretleri þu þiiri okudular:

Birisiyle oturup kalbin toparlanmazsa,
Kalbindeki dünyâ derdini senden almazsa,
Onun ile sohbetten etmez isen teberrî,
Sana yardýma gelmez azîzândan hiçbiri.
Gönderen: 10.10.2006 - 20:56
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah
Rufâî Tarikatý'nýn kurucusu, piri, büyük mutasavvýf Seyyid Ahmed er-Rufâi kuddise Sirruhu, (512-578/118-1182) yýllarý arasýnda yaþamýþtýr. Neseb-i Þerifleri Ýmam Hüseyin bin Ali Radiyallahû Anhuma'ya vasýl olur. Ahmed er Rufâî'nin Hazreti Hüseyin Radiyallahu Anh soyundan gelen bir SEYYÝD olduðunda bütün kaynaklar birleþir. Babasý Seyyid Ali, Annesi ise Ebu Eyyûb el Ensarî'nin torunlarýndan Fatýma el Ensarî'dir.
Ahmet Rýfai Hazretlerinin dayýsý, büyük alim Mensur (r.a.) þöyle anlattý: 'Bir gün manevi alemde Peygamber Efendimiz'i (s.a.v.) gördüm. Bana, 'Ey Mensur! Kýz kardeþin kýrk gün sonra Ahmet isminde bir çocuk dünyaya getirecek. Bu çocuðu, Aliyyül Kari Vasýti'nin (r.a.) terbiyesine teslim et. Bu Zat, ALLAH indinde azizdir, sakýn ihmal etmeyiniz.' buyurdular. Tam kýrk gün sonra Ahmet dünyaya teþrif etti
Dedesi Seyyid Yahya, Abbasi halifesi tarafýndan Basra'da bulunan Þiiler ve Sünniler arasýndaki kavgalara son vermek üzere görev verilmiþ o da bu görevi en iyi þekilde yerine getirerek Basra, Vâsýt ve Batâih bölgelerinde huzuru saðlamayý baþarmýþtý. Ýþte Ahmed er Rufâi'nin babasý olan Seyyid Ali bu zatýn oðludur. Ahmed-er Rufâi, Baðdat ile Basra arasýnda Bataih (bataklýk yerler) bölgesinde Ümmüabide köyünde dünyaya teþrif etmiþtir.
Seyyid Ahmed-er Rufâi Hazretleri, yedi yaþýna kadar babasý Seyyid Ali'nin nezdinde kaldý. Yedi yaþýnda iken babasý vefat edince, devrin büyük mutasavvýflarýndan olan dayýsý ve þeyhi Mansur el Batâihi, annesi ve kardeþleri ile birlikte Onu himayesine aldý. Küçük yaþta hafýzlýðýný tamamladýktan sonra Peygamber Efendimiz'in manevî iþareti üzerine dinî ilimlerini tahsil için Þeyh Ali Ebu'l fazl el Vasýtî'ye teslim edildi. Þey Aliyyül Vasýtî hazretleri Peygamber efendimizin manevî emrine imtisalen Ahmed-er Rufâi'nin tahsil ve terbiyesinde büyük bir dikkat ve titizlikle hareket ederek son derece ihtimam ve gayret gösterdi. Ahmed-er Rufâi aklî ve naklî ilimlerde çok üstün bir gayret ve baþarýyla ilim kariyerine sahip oldu.
Hakiki bir fýkýh, hadis, tefsir alimi ve hakiki bir mutasavvýftý. Ayrýca çok mükemmel bir hatipti de... Seyyid Ahmet Rýfai (r.a.); orta boylu, nur yüzlü ve buðday benizli idi. Saçlarý siyah, sakalý seyrek, alný açýk ve geniþ idi. Gözlerine sürme çeker, devamlý tebessüm eder halde bulunurdu. Öyle güzel konuþurdu ki, kalpleri harekete geçirir, sohpetine doyum olmazdý. Hatta bir keresinde cemaate vaaz-ü nasihat ediyordu. Cemaatte bulunan alimlerin Ahmet Rýfai Hazretlerine çok fazla soru sorduðunu gören Ebu Zekeriyya (r.a.) onlara müdahale etti. Bunun üzerine Ahmet Rýfai (r.a.) tebessüm edip, 'Ey Ebu Zekeriyya! Bu dünya fanidir. Býrakýnýz ben hayatta iken sorsunlar.' buyurdular. 'Bu dünya fanidir' buyurduðunda, cemaat fevkalade heycana kapýldý, içlerinden beþ kiþi orada vefat etti. Orada hazýr bulunanlar içinden, ibadetlerini tam olarak yapamayan binlerce kiþi tövbe edip doðru yola geldi.
Gönderen: 12.10.2006 - 08:17
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

BÝÞR-i HAFÝ H.Z.

Genç yaþta içkiye müptela olmuþtu. Bir gün, yolda sarhoþ bir halde giderken, üstünde Besmele yazýlý bir kaðýt buldu. Ýçi sýzlayýp yerden aldý. Öptü, çamurlarýný silip, temizledikten sonra, güzel kokular sürüp, evinde duvara astý.

Gece âlim bir zat bir rüya gördü. Rüyada, ''Git, Biþr'e söyle! (O bizim ismimizi temizledi Biz de onun kalbini temizleriz. O bizim ismimizi büyük tutup yükseðe astý, Biz de onun ismini büyük yapýp, yüksek kullarýmýn arasýna katarýz. O bizim ismimize güzel kokular sürdü, Biz de onun þahsýný hidayetini kýyamete kadar müslümanlar için güzel kokular saçan yýldýz yaptýk.) denildi. Bu rüya, üç defa tekrar etti.

Rüya gören zat, sabah olunca, Biþr-i Hafi'yi arayýp meyhanede buldu. Biþr, gelen zâta dedi ki:

- Benimle sizin ne iþiniz olabilir? Benden ne istiyorsunuz?

- Senin için önemli bir haberim var.

- Kimden bahsedeceksin?

- Allahü teâlâdan

Bunu duyan Biþr, aðlamaya baþladý ve sordu:

- Hâlim malum. Bana þiddetli azap mý yapacak?

O zat, rüyayý anlattý. Biþr arkadaþlarýna dönüp þöyle söyledi:

- Ey arkadaþlarým! Beni çaðýrdýlar, bundan sonra bir daha beni buralarda göremeyeceksiniz.

O zatýn yanýnda hemen tevbe etti.

Bu anda ayaðýnda ayakkabý bulunmadýðý için, baþka zaman da hiç ayakkabý giymedi. Sebebini soranlara,''Söz verdiðim zaman yalýnayaktým, þimdi giymeye hayâ ederim'' derdi. Ayakkabý giymediði için kendisine ''Hafi'' [yalýnayak] denilmiþtir.
Gönderen: 13.10.2006 - 17:02
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Ahmed-i Bedevi Hz.leri

Mýsýr evliyâsýndan. Ýsmi Ahmed olup babasýnýn adý Ali'dir. Nesebi Peygamber efendimize ulaþýr. Künyesi Ebü'l-Fityan ve Ebü'l-Abbas, lakabý ise Þihabüddîn'dir. Seyyid-i Bedevî diye tanýnýr.

Bir gün Kabe-i muazzamanýn kenârýnda bir yerde uyuduðu sýrada rüyâsýnda gizliden bir ses Ahmed-i Bedevî'ye; "Uykudan uyan! Allahü teâlânýn bir olduðunu zikret." diyordu. Kalkýp abdest aldý. Ýki rekat namaz kýlýp, Allahü teâlâyý zikretti. Sonra tekrar yatýp uyudu. Rüyâsýnda önceki sesi tekrar duydu. Ona; "Kalk Allahü teâlânýn bir olduðunu zikret, uyuma! Yüksek derecelere kavuþmak isteyen uyuyamaz!Ne bir þey yiyebilir, ne de bir þey içebilir. Dâimâ, oruç tutmak ve geceleyin herkes uykuda iken namaz kýlmak sûretiyle nefsinle mücâdele et. Kalk böyle yap! Sana, yüksek haller ve dereceler verilecek." diyordu. Rüyânýn tesiriyle uyanan Ahmed-i Bedevî, hemen rüyâsýný yaþ, ilim ve derece bakýmýndan yüksek olan aðabeyine anlattý. O da; "Sýrrýný gizli tut! Söylenilenlere uygun yaþa!" dedi. Ahmed-i Bedevî bu nasihatlere uyarak, gayret gösterdi, Allahü teâlânýn izni ve ihsâný ile nice güzel hâl ve yüksek derecelere kavuþtu. Ahmed-i Bedevî devamlý zikir ve murâkabe hâlindeydi. Her an Allahü teâlâyý düþünür, bir an hatýrýndan çýkarmazdý. Hiç evlenmedi. Evlenmesini teklif edenlere; "Beni kendi hâlime býrakýnýz. Cennet hûrîlerinden baþka biri ile evlenmemeye azmettim." derdi. Dünyâ malýnýn, onun kalbinde yeri yoktu. Üzerine giydiði elbise ve baþýna sardýðý sarýk, eskiyip kullanýlmayacak hâle gelmedikçe yenisini almazdý. Devamlý oruç tutardý. Ýftâr ve sahurda birer zeytin ile nefsini körlettiði ve buna kýrk gün devâm ettiði rivâyet edilir.
Ahmed-i Bedevî yüzündeki nurdan peçeyle dolaþýrdý talebelerinden Abdülmecîd birgün dayanamayýp hocasýnýn yüzünü görmek istedi ve mübârek yüzünü hiç göremediðini, görmemeye dayanamadýðýný, bu sebeple yüzünden örtüsünü açmasýný taleb etti. Seyyid de; "Ey Abdülmecîd! Beni görmeye dayanamazsýn. Senin, benim gözlerime bir bakman canýna mâl olur. Bir bakýþ, bir can mukâbilindedir." buyurdu. O da; "Ey efendim! Yeter ki mübârek yüzünüzü göreyim de, ölürsem öleyim. Zararý yok. Çünkü artýk dayanamýyorum." dedi. Bunun üzerine Seyyid hazretleri örtüsünü kaldýrdý. Abdülmecîd, Ahmed-i Bedevî'nin cemâlini görür görmez nuruna takat getiremeyerek yere düþtü. Rûhunu teslim etti.

Talebesi Abdül'âl'ýn, tövbe-i nasûhun ne olduðunu sormasý üzerine þöyle buyurdu:
"Tövbenin hakikati, geçmiþ günahlara piþman olmak, gelecekte olacaða istigfâr etmek, affýný istemektir. Ýþlenen günâha tamamen piþman ve bîzâr olmak, bir daha o günahý iþlememeye cânu gönülden azmetmek ve bu çeþit bir tövbe ile kalbi temizlemekten ibârettir.

Sâdýk kimsenin kim olduðu sorulduðunda:

"Sâdýk o kimsedir ki; Allahü teâlânýn hükmünden râzý olduktan sonra Allahü teâlânýn emirlerini yerine getirip Resûlullah efendimizin sünnet-i seniyyesine uyan, baþkasýndan bir þey istemeyip verilirse þükreden, verilmezse sabreden kimsedir." buyurdu.

Ahmed-i Bedevî hazretleri vasiyeti;

1-Dünyâ sevgisinden sakýn. Zîrâ sirke saf balý bozduðu gibi dünyâ sevgisi de sâlih ve iyi amellerini bozar. Yetimlere, þefkat, çýplaklara elbise giydirmekle merhamet, açlarý doyurmakla himâye, garipleri zayýflarý ikrâm ile korumak âdetin olsun. Bu iþlerin Allahü teâlâ katýnda kaybolmaz.
2-Allahü teâlânýn kullarýndan birine bir musîbet gelse, bunun için sakýn sevinme! Gýybet ve dedi-kodu yapma! Ýnsanlar arasýnda söz taþýma! Sana eziyet vereni, zulmedeni affet! Kötülük yapana iyilik et! Sana vermeyene ver.
3-Derviþliðin, talebeliðin þartlarý; kötü iþ ve sözlerden sakýnmak, harama bakmamak, iffetli olmak, her zaman Allah korkusuna sâhib olmak, Allahü teâlânýn emirlerine uygun yaþamak, Allahü tealâyý hiç unutmamak, âhirette baþa gelecekleri düþünerek hep uyanýk ve dikkatli olmaktýr.
4-Yolumuz, Kur'ân-ý kerîme ve Peygamber efendimizin sünnet-i seniyyesine, bildirdiklerine uymak, doðruluk, verdiði sözü yerine getirmek üzerine kuruludur. Âlimler yanýnda dilini, insanlarýn ileri gelenleri yanýnda gözünü, hocanýn huzûrunda kalbini muhâfaza et. Edep ve vakâr üzere ol.
5-Zikre, Allahü teâlâyý anýp, hatýrlamaya devâm et. Bir an bile Allahü teâlâdan gâfil olma, O'nu unutma. Gece kýldýðýn bir rekat namaz, gündüz kýldýðýn bin rekatdan daha üstündür. Allahü teâlâyý zikretmek kalp ile olur, sâdece dil ile olmaz. Allahü teâlâyý hâzýr bir kalp ile an! Allahü teâlâdan gâfil olmaktan sakýn! Çünkü, bu gaflet kalbi katýlaþtýrýr. Sabýr, Allahü teâlânýn hükmüne rýzâ göstermektir. O'nun hükmüne rýzâ göstermek ve emrine teslim olmak demek, nîmete kavuþtuðunda sevinip ferahlýk duyduðu gibi, musîbet ve sýkýntý geldiðinde de ayný sevinç ve ferahlýðý duyabilmek demektir. Nitekim Allahü teâlâ, Bekara sûresinin 155. âyet-i kerîmesinde meâlen, Peygamber efendimize hitâben; "aglaEy habîbim! Musîbet ve ezâya) sabredenlere (lütûf ve ihsânlarýmýgöz kırpma müjdele!" buyuruyor. Zühd sâhibi olmak, dünyâya düþkün olmamak demek; dünyevî arzu ve istekleri terk etmek sûretiyle, nefse muhâlefet etmek demektir. Harama düþmek korkusundan dolayý, yetmiþ tâne helâli terk etmektir. Tefekkür etmenin hakîkati, Allahü tealânýn yarattýklarý hakkýnda düþünmek, fakat Allahü teâlânýn zâtý hakkýnda düþünmemektir.
6-Ýlmi olmayan kimsenin dünyâda da âhirette de hiçbir kýymeti yoktur. Hilmi, yumuþaklýðý olmayan kimseye, ilmi fayda vermez. Allahü teâlânýn kullarýna þefkat etmeyen kimseye, Allahü teâlâ katýnda þefâat yoktur. Sabýrlý olmayan kimseye, iþlerinde selâmet yoktur. Takvâsý, Allahü teâlâdan korkmasý, haramlardan sakýnmasý olmayan kimsenin, Allahü teâlâ indinde hiçbir kýymeti yoktur. Bu altý hasletten nasîbi olmayan kimsenin, Cennet'te yeri yoktur.

Ahmed-i Bedevî Hz.Buyuruyor;

"Sâdýk o kimsedir ki; Allahü teâlânýn hükmünden râzý olduktan sonra Allahü teâlânýn emirlerini yerine getirip Resûlullah efendimizin sünnet-i seniyyesine uyan, baþkasýndan bir þey istemeyip verilirse þükreden, verilmezse sabreden kimsedir." buyurdu.
Gönderen: 14.10.2006 - 22:30
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Behâeddîn Buhârî hazretleri bir sohbetlerinde buyurdu ki:

"Bizim yolumuzdaki kimselerin þu edebi gözetmesi gerekir: Birincisi; Allahü teâlâya karþý edeptir. Yâni zâhiri ve bâtýný ile tamâmen kulluk içinde olmalý. Allahü teâlânýn bütün emirlerini yerine getirip, yasaklarýndan sakýnmasý ve Allahü teâlâdan baþka her þeyi, mâsivâyý terketmesidir. Ýkincisi; Resûlullah efendimize karþý edeb: Bu da iþ ve hâllerde O'na uymaktýr. Üçüncüsü; hocasýna karþý edeb: Çünkü kendisinin Peygamberimize uymasýna, hocasý vâsýta olmuþtur. Bu bakýmdan, hocasýný hiçbir zaman unutmamalýdýr."

Dünyada Allahü teâlânýn evinde buluþanlar, öbür tarafta cennetde buluþacaklar. Dünyada meyhanede buluþanlar, öbür tarafta cehennemde buluþacaklar. Bu bir yolculuktur..
Gönderen: 15.10.2006 - 09:47
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Hz.Mevlana Celaleddin-i Rumi

TASAVVUF'TA 4 KAPI VARDIR

1- Þeriat Kapýsý
2- Tarikat Kapýsý
3- Marifet Kapýsý
4- Hakikat Kapýsý

Öðreti olarak bu kapýlar birer birer geçilerek Hakikate ulaþýlýr.

Öðrencilerinden biri Mevlana'ya sormuþ;

"Efendim, bu 4 kapý meselesini ben pek anlayamýyorum.
Bana anlayabileceðim bir lisanla anlatýr mýsýnýz?"

"Þimdi bak, karþý medresede dersini çalýþan dört kiþi var ve
hepsi rahlelerine eðilmiþ.
Sen git bunlarýn hepsinin ensesine bir þamar at, sonra gel sana anlatayým."

Öðrenci gitmiþ, birincinin ensesine bir tokat akþetmiþ.
Tokadý yiyen derhal ayaða kalkýp arkasýný dönmüþ ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlana'nýn öðrencisini yere yýkmýþ. Öðrenci dayaðý yemiþ, geri dönecek ama hocasýna itaat var.

Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat akþetmiþ. O da derhal ayaða kalkýp elini kaldýrmýþ.
Tam tokadý vuracakken vazgeçip yerine oturmuþ.

Öðrenci devam etmiþ, üçüncüye de bir tokat atmýþ.
Üçüncü þöyle bir kafasýný çevirip baktýktan sonra çalýþmasýna devam etmiþ.

Dördüncü, tokadý yemesine raðmen hiç oralý bile olmadan çalýþmasýna
devam etmiþ.

Öðrenci Mevlana'ya dönmüþ, olanlarý anlatmýþ.

Mevlana; "Ýþte sana istediðin örnekler....

- Birinci, þeriat kapýsýný geçememiþ biri idi.
Þeriatta kýsasa kýsas olduðu için, tokadý yiyince kalktý, aynýsýný sana iade etti.

- Ýkinci, tarikat kapýsýndadýr. Tokadý yiyince o da kalktý, tam tokadý iade edecekti ki, tarikat öðretisinde verdiði söz aklýna geldi.
"Sana kötülük yapana bile iyilik yap".
Onun için döndü, oturdu.

- Üçüncü, marifet kapýsýna kadar gelmiþtir.
Ýyinin ve kötünün tek Yaradandan geldiðini bilir, inanýr.
Yaradan bu kötülüðe hangi iblisi alet etti diye merakýndan þöyle bir dönüp baktý.

- Dördüncü, hakikat kapýsýný da geçmiþtir.
Ýyinin ve kötünün tek sahibi olduðunu ve ayný olduðunu bilir.
Onun için dönüp bakmadý bile...
Gönderen: 16.10.2006 - 18:35
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Mehmed Emîn Tokadi, talebelerinden birine yazdýðý bir mektupta þöyle buyurdu:

"Bu âleme niçin gelindiðini, asýl maksadýn Allahü teâlâya kulluk olduðunu bilmelidir. Can bedende iken mârifetullahý isteyip, dünyâ ve âhiret seâdetine mazhar olmalýdýr.

Dünyâ dostu, mal dostu, güzellik dostu ve diðer þeylerin dostu çoktur. Allah dostu, Ýksir-i âzam (her derde devâgöz kırpma gibi nâdir bulunan çok kýymetli bir þeydir.

Bir nefesde iki nîmet vardýr. Bunun için her nefese iki þükür lâzýmdýr. Yirmi dört saatte, her saate bin nefes ve her nefese iki þükür olmak üzere kýrk sekiz bin þükür olur. Bir insan bütün iþlerini býraksa, þükür þükür diyerek Allahü teâlâya hamd ve þükretse yine þükrün hakkýný edâ edemez. Mâlûm oldu ki, Allahü teâlâya þükrün binde birini edâ edemez."

En iyi mürþid, en iyi evliya, en iyi alim, en iyi insan nakledendir, vasýta olandýr. Kendinden söyleyen ve kendine baðlayan deðil.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 17.10.2006 - 10:23 tarihinde.
Gönderen: 17.10.2006 - 10:20
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Allah'ýn (cc) veli kullarý, gönlü ve dili ile Cenab-i Hakk (cc) Hz.leri'ni devamlý zikreder ve buna her zaman devam ederler. Yani Hak (cc) Hz.leri'nin aþýðý olan bu zatlar, bütün hayatlarý boyunca Cenab-ý HHer zaman ve her yerde daima Allah-ü Teala (CC) Hz.leri-ni yad ederek hiçbir meþgale ve amel Zikr-i Ýlahi-yi býraktýramaz ve her türlü halükârda Mevla-yý (CC) unutmazlar. Talib olanlarý da Yüce Allah (CC) Hz.leri-ne vuslat ettirirler. Alemlerin Halik-ý (CC) buyururlar ki: -Nice adamlar vardýr ki, ne bir ticaret ne de bir alýþveriþ, Allahý (CC) anmaktan (zikretmekten) (ona ibadet etmekten ve emirlerine baðlanmaktan), namazý gereði üzere kýlmaktan ve zekat vermekten kendilerini alýkoymaz.[1]

Evet Hak (CC) yolcusu muttaki ve abid kimseler, hem dünyalarý ile meþgul olur ve hem de ahireti asla unutmazlar. Ve daima ahiretin yegâne saadet olduðunu düþünerek ibadet ve taatýnda Cenab-ý Hakkýn (CC) zatýný, sýfatlarýný ve Emr-i Ýahi ile Nehi Ýlahilerini asla ihmal etmezler. Hakiki evliya ve Allah (CC) Hz.lerinin ýn dostu insanlar böyle amel ederler. Hakiki müminlerin ve Evliyaullah olan zatý muhteremlerin Cenab-ý Hakký (CC) nasýl andýklarýný (zikrettiklerini) Yüce Allah (CC) Hz.leri Mucizel Beyanýnda açýk seçik beyan etmiþtir.

[1] En-Nur S. A.37 Hakk'ýn zikrini gönüllerinden ve dillerinden eksik etmezler.



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 19.10.2006 - 08:29 tarihinde.
Gönderen: 19.10.2006 - 08:25
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Abdurrahmân bin Muhammed es-Sekkâf hazretleri, haramlardan ve þüphelilerden þiddetle kaçýnýr, harama düþmek tehlikesinden dolayý mübâhlarýn fazlasýný bile terk ederdi. Malý varsa zekâtýný, bahçesinden kalkan mahsüllerinin uþrunu eksiksiz verir, fazlasýný tasadduk ederdi.

Etrafýnda hurma bahçeleri bulunan bir bahçesi vardý. Bir defâsýnda çocuklar, bu bahçeler arasýnda oynarlarken ateþ yaktýlar. Sonunda ateþ büyüyerek etrâfý sardý. Bahçelerdeki aðaçlar yanmaya baþladý. Bütün aðaçlar bu yangýnda yandýklarý hâlde, mahsüllerinin uþrunu tam olarak verdiði için, bu zâtýn bahçesine hiçbir þey olmadý. Aðaçlardan biri bile zarar görmedi. Ýnsanlar hayret içinde kaldýlar.

Gönderen: 19.10.2006 - 18:26
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Belayada þükretmek lazýmdýr.
Çünkü küfür ve günahlardan büyük bela yoktur ki:
Ýçinde senin bilmediðin bir iyilik olmasýn!

ALLAH senin iyiliðini senden daha iyi bilir.
Hayýr zannettiðin çok þey vardýr ki,
Senin için Þerdir.

En selamet yol
Ýlahi takdire razý olman, her hale þükür diyebilmendir.

Ýmam Gazali kuddise Sirruh

Gönderen: 20.10.2006 - 18:28
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Ýmam-ý Azam Hazretleri zengin bir alimdi. Ticaretle de meþgul olurdu. Birgün öðrencilerine ders verdiði sýrada bir haber aldý:Size ait kumaþlarý getiren gemi batmýþtýr. Büyük alimin cevabý tek cümle oldu:

Elhamdülillah! Ve dersine devam etti. Bir müddet sonra ayný haberci gelip dedi ki:Efendim.,özür dilerim, biraz önce verdiðim haber doðru deðilmiþ. Malýnýzý taþýyan gemi sapsaðlam geldi, þu anda yükünü boþaltýyor. O mübarek zat,yine ayný cümleyi tekrarladý:Elhamdülillah!
Yanýndakiler hem kayýp hem de kazanç halinde söylenen bu cümlenin sebebini sordular. Buyurdu ki:
-Biz, küfür ve sapkýnlýk hariç, her halde Cenab-ý Hakka þükür üzere olmalýyýz. Dünya imtihan yeridir. Bazen vererek bazen de alarak imtihan eder. Önce Rabbim beni alarak, zarara sokarak imtihan ediyor diye düþünüp hamdettim. Sonra lutfederek, kazandýrarak imtihan ettiðini anladým; yine hamdettim

ALLAH-U TEALA Razý olsun Ýmam-ýmýzdan...gül



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 21.10.2006 - 18:12 tarihinde.
Gönderen: 21.10.2006 - 18:11
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

(Riyadün-nasýhin) kitabýnda buyuruluyor ki:

Ey maðrur zengin! Dünyanýn çabuk geçip, gidici malý, parasý, seni aldatmasýn! Bunlar, senden önce, baþkalarýnýn idi. Senden sonra da, baþkasýnýn olacak. Cehennemin þiddetli azabýný düþün! Zekatýný ayýrýp vermediðin o mal, uþrunu vermediðin o buðday, hakikatte zehirdir. Malýn hakiki sahibi, Allahü tealadýr. Zenginler, Onun vekilleri, memurlarý, fakirler de, ailesi, akrabasý demektir. Vekillerin, Allahü tealanýn borcunu fakirlere vermesi lazýmdýr. Zerre kadar iyilik eden iyiliðini bulacaktýr. Hadis-i þerifte, (Allahü teala, iyilik edenlere, karþýlýðýný elbette verecektir) buyuruldu. Haþr suresi, dokuzuncu ayet-i kerimede, (Zekatýný veren, elbette kurtulacaktýr) müjdelendi. Âli Ýmran suresinde, yüzsekseninci ayet-i kerimede mealen, (Allahü tealanýn ihsan ettiði malýn zekatýný vermeyenler, iyi ettiklerini, zengin kalacaklarýný sanýyor. Halbuki, kendilerine kötülük yapmýþ oluyorlar. O mallarý, Cehennemde azab aleti olacak, yýlan þeklinde boyunlarýna sarýlýp, baþtan ayaða kadar onlarý sokacaktýr) buyurulmuþtur. (Elbasit) ve (Vasit) tefsirlerinde böyle yazýlýdýr.

Kýyamete ve Cehennem azabýna inanan zenginlerin, mallarýnýn zekatýný, tarla mahsullerinin, meyvelerin uþrunu vererek, bu azaplardan kurtulmalarý lazýmdýr. Hadisi þerifte, (Zekat vererek, malýnýzý zarardan koruyunuz!) buyuruyor.

(Tefsir-i Mugni) sahibi diyor ki:
(Kur'an-ý kerimde üç þey, üç þeyle beraber bildirildi. Bunlardan biri yapýlmazsa, ikincisi kabul olmaz. Peygambere itaat edilmedikçe, Allahü tealaya itaat edilmiþ olmaz. Anaya, babaya þükür edilmedikçe, Allahü tealaya þükür edilmiþ olmaz. Malýn zekatý verilmedikce, namazlar kabul olmaz.)

Ey gaflet þarabýnýn serhoþu! Dünyanýn zevk ve safasý peþinde, daha ne kadar koþacaksýn? Bu kýymetli ömrü haramdan, helaldan mal yýðmakta, ne zamana kadar ziyan edeceksin? Ýslamiyet'in emir ve yasaklarýna aldýrýþ etmezsin! Azrail aleyhisselamýn gelip canýný zorla alacaðý, ecel arslaný pençesini sana takacaðý, can verme acýlarýnýn baþýna geleceði, þeytanýn, imanýný çalmak için kasd edeceði, dostlarýnýn, vah vah öldü, siz sað olun, diye evladýna taziye edecekleri vakti düþün! Firak sesi gelip, bize yarayan birþey yapmadýn. Hep beðenmediklerimizi iþledin. Biz de sana, senin bize yaptýðýn gibi yaparýz, diyecekleri zamandan korkmuyor musun?.



Ýmâm-ý Rabbânî hazretleri gül buyuruyor ki:

Kalbde îmân bulunduðuna alâmet, þerîatin emrlerini seve seve yapmakdýr.

Zekât niyyeti ile fakîre bir altýn vermek, yüzbin altýn sadaka vermekden dahâ sevâbdýr. Çünki, zekât vermek, farzý yapmakdýr. Zekât niyyeti olmadan verilenler ise, nâfile ibâdetdir.

Farz ibâdetin yanýnda nâfile ibâdetlerin hiç kýymeti yokdur. Deniz yanýnda, damla kadar bile deðildir.

Þeytân aldatarak, farzlarý yapdýrmýyor [kazâ nemâzlarýný kýldýrtmýyor], nâfile kýlmaðý, [nâfile hacca ve ömreye gitmeði] güzel gösteriyor. Zekât verdirmeyip, nâfile hayrlarý, göze güzel gösteriyor.



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 22.10.2006 - 11:46 tarihinde.
Gönderen: 22.10.2006 - 11:45
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
utaniyorum su an offline utaniyorum  
RE:
1942 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý Havz-i Kevser
Dünya imtihan yeridir. Bazen vererek bazen de alarak imtihan eder. Önce Rabbim beni alarak, zarara sokarak imtihan ediyor diye düþünüp hamdettim.gül



bize düþen bir musibet anýnda
inna lillahi ve inna ileyhi raciun... demektir...
bu ayeti dua maksadýyla okursak sabrýmýzýn
mükafatý olarak günahlarýmýzýnda
kefareti olur.
Gönderen: 22.10.2006 - 21:03
Bu Mesaji Bildir   utaniyorum üyenin diger mesajlarini ara utaniyorum üyenin Profiline bak utaniyorum üyeye özel mesaj gönder utaniyorum üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

inna lillahi ve inna ileyhi raciun

Güzel abim benim bu benim her an aklýmda sadece musibet anýnda deðil sevincimde heyecanýmda. Zira dünyevi sevinçler üzüntüler beni hakikatden ve gerçekden ayýrmamalý. ALLAH c.c. razý olsun güzel abim...
Gönderen: 22.10.2006 - 21:09
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Câfer-i Sâdýk hazretleri (rahmetullahi aleyh) buyurdular ki;

Günâhlara tövbe etmeyi geciktirmek, Allahü teâlâya karþý maðrûr olmak, kibirli olmaktýr.


Uzun emel sâhibi olmak ve her þeyi sonraya býrakmak, periþanlýk ve düþüncesizliktir.

Allahü teâlânýn yarattýðý iþlere karýþmak, felâketine sebeb olur. Meselâ, Allah bana mal verseydi, hacca giderdim. Sýhhat verseydi ibâdet ederdim... gibi sözler söylemek, kiþinin helâkidir.

Dört þey vardýr ki, onlarýn azý da çoktur:

1. Ateþ, 2. Düþmanlýk, 3. Fakirlik, 4. Hastalýk.


Sevap kazanmak çok mühim, kazanýlan sevaplarý kaybetmemek daha mühim. gül

Gönderen: 23.10.2006 - 17:59
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ÝMAM-I RABBANÝ
HAZRETLERÝNDEN ÝNCÝLER

Ýslâmiyyetin meydâna çýkmasýna çalýþmak, nefsin istemediði þeydir. Buna çalýþan, nefsi ile cihâd etmiþ olur. Hayrât yapmak ise, nefsin hoþuna gidebilir. Fekat, islâmiyyetin öðrenilmesi, yapýlmasý için para sarf etmek, þübhesiz çok kýymetlidir. Bu niyyet ile az bir þey vermek, bu niyyet olmadan sarf edilen milyonlardan aþaðý deðildir. [Her müslimânýn, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarýný terceme edip, basdýran kurumlara yardým etmesi lâzýmdýr. Bunlardan bir iki kitâb satýn alýp, komþuya, arkadaþa hediyye etmek, hem bu kuruluþlara yardým olur, hem de islâmiyyete büyük hizmet olur.]


Ýlm öðrenen kimse, nefsine uymakla kendine zarar yaparsa da, herkes onun ilminden fâidelenir. Kendini yakarsa da, baþkalarýnýn kurtulmasýna sebeb olur. Sôfî ise, kendini kurtarmakla uðraþmakdadýr. Baþkalarýna fâidesi yokdur.


Ýslâmiyyet, insanlarýn seâdetine çalýþanlarý, kendini kurtarmaða çalýþanlardan, dahâ üstün tutmakdadýr. [Ýbni Âbidîn, c. 5, s. 261]

Müslüman elinden ve dilinden emin olunandýr.

Gönderen: 24.10.2006 - 20:05
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...


Abdülkerîm Cîlî hazretleri (rahmetullahi aleyh) buyurdu ki;

Þeytan avam tabakasýna yâni ilmi olmayan müslümanlara önce þehvete dâir iþlerin sevgisini aþýlamaya çalýþýr. Böylece kalp duygularýný öldürür. Sonra dünyâ sevgisini vererek dünyâlýk kazanmaya sevkeder. Böylece bu insanlarýn bütün gâyeleri dünyâ talebi olur. Çünkü cehâletle dünyâ sevgisi bir araya gelmiþtir.

Sâlih kimseler iyi ameller iþlediklerinde þeytan harekete geçer. Onlara iþledikleri ameli güzel gösterir. Böylece onlarý ucba ve kendini beðenmiþliðe sürükler. Sonunda hiç bir âlimin öðüt ve nasîhatini dinlemezler. Ýblis onlarý bu hâle getirdikten sonra þöyle der: "Baþkalarý sizin ibâdetinizin binde birisini yapsa kurtulur". Bu telkinlere kananlar amellerini azaltýrlar. Ýstirâhat yolunu tutarlar. Kendilerini yüceltirler, baþkalarýný hafife alýrlar. Artýk bu hâlleri onlarý peþpeþe günâha sürükler.


Þeytân âlimi aldatmak için ise onun ilmi ile devreye girer. Söylediði her sözün hak olduðunu anlatýr. Senin gibisi yok diye telkin eder. Þeytan bu yoldan gitmekle çok muvaffak olur. Büyük Ýslâm âlimlerine tâbi olmayýp ilimlerine güvenenlerden pek azý bu hîleden kurtulabilir.
Gönderen: 25.10.2006 - 11:12
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

"Kalb dünyâ arzularýndan birine baðlý kaldýðý ve geçici lezzetlerden birinin peþine takýlýp gittiði müddetçe, imkâný yok, âhireti sevmiþ olamaz."

Abdulkadir-i GEYLANÝ HZ.

" EY OÐUL! Kendin Allah'ýn takdiratýna teslim et.Sonrada O'nunla birlikte ol.Nasýlki bir binanýn önce temele sonra da duvarlara ihtiyacý varsa, aynen bunun gibi, her iþinde önce bir temele sonra bir yapýya ihtiyacý vardýr.Senin yolunun temeli Allah'ýn takdiratýna teslim olmak, yapýsý da onunla birlikte bulunmaktýr.Sen bu esasa yapýþ ve bi ömür boyu gece- gündüz buna devam et...."

ABDULKADÝR GEYLANÝ HZ.


"ey adem oðlu dünyanýn ne olduðunu bilmek istersen bir

çöplüðe bak iþte dünya ondan ibarettir"

Þible Hz.leri

"Bir kula bak, vaktini boþa harcýyorsa boþ þeylerle vakit geçiriyorsa ALLAH-U TEALA yý anmýyorsa bilesin ki ALLAH-U TEALA onu sevmiyor"

Zünnun-i Misri


Ýnsan dünyadan üç þeye hasretle gider. Topladýðýna doymaz, umduðuna kavuþamaz, önündeki ahiret yolculuðu için iyi azýk temin etmez.

Dünyanýn senden sonra nasýl olduðunu görmek istersen, senden evvel ölenlerden sonra ne olduðuna bak.

"Yarýn ruh cesetten ayrýlmayacak mý? Ýnsan evladýndan ve malýndan ayrýlmayacak mý? Kefene sarýlýp mezara konmayacak mý? Ey insanoðlu, beldeler harab olacak, mal mülk daðýlacak çocuklar yetim kalacak. Ey insan, insanlarýn çokluðuna bakýp da aldanma, çünkü sen yalnýzsýn, yalnýz öleceksin. Kabre yalnýz gireceksin, kabirden yalnýz kalkacaksýn ve kendi hesabýný kendin vereceksin buyurdu"

"Tefekkür, sana iyi ve kötü fiillerini gösteren bir aynadir."

Hasan-i Basri (RA) Hz.leri


Vücudundaki bütün azalarýný muhafaza et. Azalarýný serbest býrakan kalbini sýkýntýya sokar.

Herhangi âzaný haram olan bir þeyde kullanýrsan, o onun zinasýdýr. Harama bakan göz, haramý tutan el, harama yürüyen ayak gibi. insanlarý yüzükoyun Cehenneme sürükleyen dillerinin belasýdýr.

Yarýn hesap yerinde diller, ayaklar, eller . . . iþledikleri þeylere þahitlik edecekler. O hâlden kork. Nefsine acý.

Bir insan þer'an caiz olmayan bir þeyi yapacaðý vakit o aza aman yapma, bu iþe beni mecbur etme der. Yarýn kýyamette aleyhine þahitlik edeceðim. Beni kötülük yaptýrmak suretiyle aleyhine deðil de iyilik yaptýrmak suretiyle lehine þahit kýl der.

Azalarý suistimal, kalbe sýkýntý verir. Kalb Allah içindir. Onu iþsal ve ona eza Allah'ýn gazabýna sebebtir.

MUHYÝDDÝN-Ý ARABÝ HZ


Kardeþlerim bunca hikmetli söz kendini bilmezlerden çýkabilirmi. Bunca hikmetli söz aklý baþýnda olmayanlardan çýkabilir mi? ALLAH c.c. rýzasý için nefsimizin gözüyle bakmayalým kalbimizin gözüyle bakalým.

Havz-ý Kevser



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 26.10.2006 - 18:00 tarihinde.
Gönderen: 26.10.2006 - 17:55
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

KÂNÛNÝ SULTAN SÜLEYMÂN HAN
ve YAHYÂ EFENDÝ MENKIBESÝ

Kânûnî Sultan Süleymân Han, Yahyâ Efendi'nin bir evliya mürþid
olduðunu, Hýzýr Aleyhisselâm ile görüþtüðünü bilir, kendisini de
görüþtürmesini istermiþ.

Bir gün Yahyâ Efendi ve Kânûnî, kayýkla Boðaz'da gezmeye çýkmýþlar.
Yahyâ Efendi yanýnda bir ahbâbý ile gelip kayýða binmiþ. Birlikte
giderlerken, Yahyâ Efendi'nin ahbâbý, devamlý Kânûnî'nin
parmaðýndaki çok kýymetli bir yüzüðe bakýyormuþ. Kânûnî bu hâli fark
edince, parmaðýndaki yüzüðü çýkarýp; 'Buyurun, daha yakýndan iyice
bakýp inceleyebilirsiniz' diye uzatmýþ. O zât yüzüðü alýp, evirip
çevirdikten sonra, denize atývermiþ.

Yahyâ Efendi hâriç, kayýkta bulunanlar çok hayret etmiþler. Bir
müddet gittikten sonra, o zât inmek istediðini bildirince, kayýk
kýyýya yanaþmýþ. O zât ineceði sýrada denizden bir avuç su alýp
Sultân'a uzatmýþ. Avucundaki suda, biraz önce denize attýðý yüzük
varmýþ. Yahyâ Efendi hâriç, kayýkta bulunan herkes yine çok hayrete
düþmüþler. Kânûnî elini uzatýp yüzüðü alýnca, adam birdenbire gözden
kayboluvermiþ .

Kânûnî, Yahyâ Efendi'ye dönerek; 'Aðabey, neler oluyor? ' diye
sormuþ; 'O gördüðünüz Hýzýr Aleyhisselâm idi' cevâbýný vermiþ Yahyâ
Efendi. Kânûnî bunun üzerine; 'Bizi niye tanýþtýrmadýnýz? ' diye
sorunca, Yahyâ Efendi þöyle cevap vermiþ; 'O kendini tanýttý; ama
siz tanýmakta geç kaldýnýz'.

Gönderen: 27.10.2006 - 09:05
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Cüneyd-i Baðdâdî -kuddise sirruh

Allâh ile sohbet, yâni O'nunla berâber olmak, güzel bir edeb, heybet ve murâkabe hâlinin devâmýyla;
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile sohbet, O'nun sünnetine ve siyerine ittibâ ile;
Evliyâullâh ile sohbet, ihtirâm ve hizmet ile;
Ehl ü iyâl ile sohbet, güzel ahlâk ile;
Ýhvân ile sohbet, devamlý güleryüzlü olmak ve onlarý sevindirmekle;
Avâm ile sohbet ise, duâ ve merhamet ile olur.
Gönderen: 27.10.2006 - 19:59
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Üsâm bin Yusuf hazretleri, Hâtim-i Esam hazretlerinin mescidine geldi. Hâtim-i Esama sordu:

- Siz namazý nasýl kýlarsýnýz?

- Namaz vakti gelince, hem zâhiren hem de bâtýnen abdest alýrým.

- Bu iki abdest, nasýl olur?

- Zâhirî abdest, belli organlarýmý su ile yýkarým. Bâtýnî abdeste gelince, organlarýmý tevbe, piþmanlýk ile; dünya ve baþ olma sevgisini, mahlûkun övmesini, kin ve hasedi terketmek sûretiyle yýkarým.

Kâbeyi gözümün önünde tutarým, Allahü teâlânýn beni gördüðünü düþünürüm. Cennetin saðýmda, Cehennemin solumda, Azrâil aleyhisselâmýn arkamda olduðunu ve sanki ayaðýmý Sýrat Köprüsüne koymuþ olduðumu, kýldýðým bu namazýn son namazým olduðunu kabul ederim. Sonra niyet eder, tekbir alýrým. Namazda okurken, tefekkür ederek okurum. Tevâzu ile rükûa giderim. Tazarrû ve yakarma hâlinde secde yaparým. Ümit ile teþehhüdde otururum. Ýhlâs ile selâm veririm. Ýþte 30 seneden beri benim kýldýðým namaz böyledir.

Bunun üzerine Üsâm bin Yusuf hazretleri buyurdu ki: Bunu herkes yapamaz.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 28.10.2006 - 18:08 tarihinde.
Gönderen: 28.10.2006 - 18:06
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ÝMAM-I MUHAMMED BAKIR (RA) HZ.

Hz. Ýmam (RA) Medine'de bir grup insanlarla oturmuþtu. Mübarek baþýný önüne eðdi. Bir müddet sonra kaldýrdý ve: Bir kiþi, bir sene sonra Medineye gelecek, üç gün boyunca dört bin asker bulunan ordusu ile çok kimseleri öldürecek. Bundan büyük zarar göreceksiniz. Bundan sakýnýnýz. buyurdu. Buna bazýlarý inandý, bazýlarý da inanmadýlar. Bir sene sonra kendisine inananlarý alarak Medinenin dýþýna çýktýlar. Nafi b. Erzak ordusu ile geldi. Ýmam-ý Muhammed Bakýr (RA) Hz.leri’nin haber verdiði zararlarý yaptý. Artýk Medineliler Bundan sonra Ýmam-ý Muhammed Bakýr (RA) Hz.lerinin her sözüne inanýrýz. Her sözü doðrudur. Çünkü o, Resûlüllah (SAV) Efendimizin evladýndandýr" dediler. Ýmam-ý Muhammed Bakýr (RA) Hz.leri, Ýmam-ý Azam Ebu Hanife (RA) Hz.lerine bakýp: Ýslâmiyeti bozanlar çoðaldýðý zaman, sen onu canlandýracaksýn. Sen korkanlarýn kurtarýcýsý, þaþýranlarýn sýðýnaðý olacaksýn. Sapýklarý doðru yola çevireceksin. Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri yardýmcýn olacak. buyurdu.


Bir gün Esbab-ý Kiram’dan Cabir b. Abdullah'ýn (RA) yanýna gitti. Hz. Cabir'in (RA) gözleri kapalý bir halde idi. Selamýný aldýktan sonra: Sen kimsin? diye sordu. O da, Muhammed b. Ali b. Hüseyinim! dedi. Hz. Cabir (RA): Ey Resûlüllahýn (SAV) torunu yanýma gel! diyerek yanýna çaðýrdý. Müsafaha yaptýktan sonra dedi ki: Resûlüllah (SAV) bana: Ey Cabir! Sen benim oðullarýmdan birini görüp konuþuncaya kadar yaþarsýn. Oðlumun adý Muhammed b. Ali b. Hüseyindir. Allah-ü Teâlâ (CC) O'na nur ve hikmet verecektir. Ona benden selam söyle buyurdu. Cabir (RA), emanet olan Resûlüllah (SAV)ýn selamýný sahibine ulaþtýrdýktan bir müddet sonra vefat etti.


Zamanýnda bulunan biri anlatýyor: Ýmam-ý Muhammed Bakýr (RA) Hz.leri ile beraber Halife Hiþam b. Abdül-Melikin evine uðradýk. Bu ev harap olacaktýr, hatta topraðý baþka yere nakledilip taþlarý açýkta kalacaktýr. buyurdu. Bu söze çok hayret ettim. Halife Hiþamýn evini kim yýkabilir ki? diye düþündüm. Nihayet Hiþam vefat edip yerine oðlu Velid geçti ve bu evin yýkýlmasýný emretti. Hakikaten ev yýkýldý, topraðýný baþka yere naklettiler.

Ýmam-ý Muhammed Bakýr (RA) Hz.leri Mekke ile Medine arasýnda bir katýra binmiþ gidiyordu. Yanýnda birisi vardý ve o da rnerkeb üzerinde idi. Bir ara daðdan aþaðý bir kurt inip geldi. Hz. Ýmamýn ayaklarýna baþýný koydu. Kendi halince bazý sesleri çýkardý. Hz. Ýmama birþeyler söylediði belli idi. Ýmam-ý Muhammed Bakýr (RA) Hz.leri onu dinledikten sonra: Peki sen þimdi git. Ben arzu ettiðin gibi dua ederim buyurdu. Bana: kurdun ne söylediðini biliyor musun? diye sordu. Ben: Allah-ü Teâlâ'nýn (CC) Resulü (SAV) ve Resulünün torunu bilir. dedim. Buyurdu ki: Kurt, eþim þiddetli bir aðrýya tutuldu. Dua buyurun da ondan kurtulsun ve senin dostlarýndan hiç kimse benim neslime musallat olmasýn. dedi ve ben de dua ettiðimi söyledim.

Ýmam-ý Muhammed Bakýr (RA) Hz.leri gece geç vakte kadar ibadet eder, sonra Allah-ii Teâlâ Hz.lerine þöyle yalvararak aðlardý: Ya Ýlâhi! Ya Rabbi! Gece oldu herkes uyuyor. Ya Rabbi! Sen dirisin. Her þeyi biliyor, yapýlan her þeyi görüyorsun. Uyuman ve uyuklaman olamaz. Seni böyle bilmeyen ihsanýna kavuþamaz. Sen öyle kuvvet ve kudret sahibisin ki, hiçbir þey senin olmasýný dilediðin birþeyin olmasýna mani olamaz. Rahmetin o kadar çoktur ki, rahmet kapýlarýný herkese açmýþsýn. Sana dua edenlerin, yalvaranlarýn dualarýný kabul edersin. Sana güvenen, kapýna gelen kimseyi döndürmeye kimsenin gücü yetmez.



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 29.10.2006 - 12:14 tarihinde.
Gönderen: 29.10.2006 - 12:10
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

MEKTUBATI GEYLANi

Ey Aziz,
Cenab-ý Hakkm aziz kýldýðý ve birçok ilahî nimetlere erme þerefine nail eylediði kimse...
Bilesin ki...
- "Allah-ü Teala, dilediðine hidayet eder ve zatý nuruna ulaþtýnr." (24/35)
Yukandaki cümle bir Ayet-i Kerime mealidir. Bir f eyz kaynaðýdýr. O feyz bu-lutlarmdan; þahud þimþekleri çaktýðý zamaný düþün... Neler olacaðým tahmin eyle ve :
- "Allah rahmetim dilediðine tahsis eder." (3/74)
Mealindeki yüce kelamýn yapacaðý inayet sayesinde, vuslat rüzgarlannýn daima basýnda döndüðünü de düþün... Anlamaya çalýþ... Ve neler olabileceðim anlatacaðýz, dinle...
îþte o zaman; kalb sahasmda üns reyhanlarý kokmaya baþlar... Ve o reyhanlar; bir cennet bahçedeki gibi, boylandýk-ça boylanýr ve etrafa kokular saçmaya baþlar... Ve o bahçede :
- "Ey Yusüf'e olan hasretim." (12/ 84)
Naðmeleri ile þevk bülbülleri ötme-ye baþlar... Ve sýrlar aleminde; iþtiyak þuleleri panidamaya baþlar...
Artýk efkar kuþlarý? azamet fezasýnda kanatlanýr... Ve çevikliðin son haddiyle uçmaya baþlarlar...
Bunlara marifet hali ve marifet alemi adý verilir... Bu alem uçsuz bucaksýz vadilerle doludur. Orada; üstün akla sahip olanlar dahi yolunu bulup, devam edemez... Þaþýrýr... Sonra orada öyle korkulu haller tecelli eder ki...
Bir bakarsýn; yüce bir heybet eli kalkmýþ; basýnda bekliyor... Tepene ha indi; ha inecek... Bu manzara karþýsmda; kavrayýþýn temelinden sarsýlýr...
Sonra bakarsýn ki, baþka bir alem baþlamýþ... Perdelerin ötesinden sesler yükseliyor... Hem de heybetli sesler... Ona kulak mý dayanýr ki?... Ve derin manasý-m sezende yürek mi kalýr ki?... Tahayyül et:
- Gerçek manasýyla Allah'ý takdir ödemediler..." (6/91)
Mealindeki yüce manaya hangi kulak dayanýr? Bu yumuþatýlmýþ man&, ya doðrudan doðruya, seni muhatab alsaydý; ne yapardm o zaman?... O anda can vermez miydin?...
Bu mana denizi çok engindir... Orada azimet sefineleri yüzer... îçinde ise; Hak yolcularý... Onlar için, ne dalganýn önemi vardýr; ne de çeþitli deniz tehlikelerinin... Sakýn o yolcularý taþýyan sefineleri küçük sanmayasm...
îþte onun tarifi:
- "O sefineler; daðlar gibi. dalgalar arasýndan süzülür gider... O, yolcularý çeker; götürür." (11/42)
Ve bu yüce manalar taþýyan cümle; ayný zamanda o yolcularýn sefine yelidir... Yelkenlerim iter.
Düþün... Bir daha... bir daha düþün...
- "Onlar Allah'ý; Allah da onlarý sever..." (5/54)
Bu Ayet-i Kerimenin delalet ettiði derin manayý düþün... O mana engin bir denizdir... Ve bu denizin adý; aþk denizidir. Mahabbet, sevgi denizidir. Mahabbet ehli, bu denizde yelkenlisin! açar... Ötelere doðru yol almaya baþlar... Yelkenli sefi-nelerinin; bir saða, bir sola yatmasý, onlarý korkutmaz... Dalgalar onlan yoldan alamaz...
Daðlar gibi dalgalar gelir; onlarý altý-na almak ister... Fakat inayet-i Hak onlarý korur. Onlar da bunu bilir. Yine de yalvarmadan edemezler; herbiri:
- "Ya Rabbi, beni mübarek bir menzile indir. Çünkü menzil sahiplerinin hayýrhsý sensin..." (21/101)
Diyerek yalvarmaya 'baþlar... Bu menzil ne olabilir ki?... Lika ve
Hazret-i Hakka yakýnlýktan baþka..,. Ne
var ki, her yerde olduðu gibi burada da
istidadlar konuþur...
Yalvarýrlar... Yakanriar... Ama:
- "O kimseler ki, haklannda tarafýmýzdan iyilik fermaný çýkmýþtýr..." (21/ 101)
Cümlesindeki manadan o baþka elde bir þey yoktur... O yolda kaybolan canlarý kim arar ki?... Kesilen baþlarý kim sorabilir ki... Yalnýz, kurtulmasý mukadder olanlar kurtulur... Çünkü ezelî istidad öyle gelmiþtir...
Deniz kabarsýn; dalgalar, o aþk yolcularým içine alsýn isterse... Hak ezelde kur-tulmasýný dilemiþse; bir an içinde onlan:
- "Cudî..." (11/44)
Daðýna salimen indirir...
Artýk onlara Rahmanýn cezbelerin-den bir cezbe gelmiþtir... Ellermden tutmuþ :
- "Doðruluk makamý..." (54/55) Tabir edilen yere çekmiþtir...
Bu makam, ezelî istidada göre lütuf ve ihsanlarýn yaðdýðý bir makamdýr...
Makam bir deðil, bir çoktur. Her makamý aþýp öbürüne geçmek için arada;
þahsa göre deðiþen bir veya birkaç durak olur... Aslýnda tek olarak bilinen ama aþýlmasý oldukça zor bir durak var ki,
hepsinin mutlaka uðrayacaðý bir duraktýr... îþte o durak:
- "Ben, sizin Rabýnýz deðil miyim?..." (7/172)
Mealindeki cümlede gizlidir... Bu duraðý aþanýn artýk yolu, vuslat alemine doðru uzar... Buraya kadar gelebilen isti-dadlý olsa gerek... Bunu o yolcular da anlar; neþe ve þadlýk içinde mest olurlar... Hayran olurlar...
Sonra onlara ilahî nimet sofralarý serilir. O sofralardan bol bol nasib alýrlar... Çünkü o nimetler:
- "O kimseleredir ki; onlar ihsan ettiler. .. Sonra bunlar için HÜSNA ve ZÎYADE'si vardýr." (10/26)
Ayet-i Kerimesiyle tarif edilmektedir... Burada, HÜSNA'yý tümden nimetler; ZÎYADE'yi ise, lika-i ilahî olarak anlatabiliriz...
Hakka vasýl olmak isteyen herkes, bahsi geçen dalgalý ve engin denizleri aþmak zorundadýr. Onlarý aþýp, Hakka varmak için, bu yolda insana tek þey îazun-dýr: AÞK... Bu olduktan sonra korkma... Her denizi, deryayý aþarsýn... Ummanlar önünde bir hendek kadar uf alýr... Daðlar ve ovalar sana bir adýmlýk yol olur...
Her yolcuyu bu yolda aþk yürütür... Aþk bu yolda Hak erlerine bir ateþ... Bu ateþ, onlarýn herdem içim yakar kavurur... Yansýn... Yanana su mu esirgenir; hastaya tabib mi gelmez ki?... Hele bir de; yanan Hak aþýkmýn kalbi, hasta olan da onun gönlü olursa... îþte böyle olanlarýn içi yandýkça, aþk þarabý imdatlarýna yetiþir... Aþk þarabmdan baþka onlarýn ateþim ne söndürebilirdi ki, zaten...
Onlara aþk þarabý getiren kadehin adý; KÜRBÎYET'tir... VÎSAL camýdýr... Yakýnlýk camý ve visal kadehi... Ne güzel ve ne ulvî þey...
O anda onlarý, huri misal sakiler dolanýr. .. Allah aþkýyla içi yananýn özüne birþeyler boþaltýr... Yani AÞK ÞARABI... Onlar, verene hiç bakmaz; içer, içer hiç kanmazlar... Nasýl kansýnlar, çünkü:
- "Onlara; Rablarý. pak þarabý içirdi..." (76/21)
O ne ÞARAB'dýr... îçilirken visal olursa... Ve sakisi ALLAH... onun þaný, çoktan da çok yücedir...
Artýk onlar, ereceklerine ermiþlerdir... Bulacaklarým da bulmuþlardýr. Bilmem daha ne bulmalarý istenir ki... Onu bulmayan niçin durur ki. Onu bulan da neden mahrum olur ki...
Son yolculuk duraðý orasýdýr. Oraya vasýlolduktan sonra, sonsuz ve ebedî mülk ve devleti bulurlar...
ýtþte onlarýn erdiði alemi anlatan Ayet-i Kerime:
- "Baksan... Sonra dönüp yine baksan... Ne görebilirsin ki?... Nimet ve büyük bir saltanattan baþka..." (76/20)
Bu varý yitirmek ne güzeldir... Çünkü bu yolda yitirilen varlýðýn karþýlýðý Hakkýn visalidir... Cenab-ý Hak cümlemize bu varlýktan soyunmayý ve vuslatý nasib eylesin... Amin!...


Mektubat-ý Geylani Abdülkadir Geylani Hz.
Gönderen: 29.10.2006 - 19:54
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah

"Büyüklerden istifadeyi kesen iki sebep vardýr: Biri inkar, diðeri imtihandýr."


Ehl-i sünnet âlimleri bildiriyor ki:

1 Her müslimânýn, bir ibâdet, bir iþ yaparken, dört mezhebden birine uymasý lâzýmdýr. Dört mezhebin âlimlerinden baþka bir âlime uymak câiz deðildir.

2 Her müslimân, kendine kolay gelen, dilediði bir mezhebe uyabilir. Bir iþini bir mezhebe, baþka iþini baþka mezhebe göre yapabilir.

3 Bir iþi çeþidli mezheblere uyarak yapmaða gelince, o mezheblerden birinde, bu iþin sýhhati için þart olan þeylerin hepsini yapmak lâzýmdýr. Bu iþ, bu mezhebe göre sahîh olur. Buna (Takvâgöz kırpma denir, çok iyi olur. Bu mezhebi (Taklîd) etmiþ, diðer mezhebleri de gözetmiþ olur. Bir mezhebi taklîd etmek, bunun bütün þartlarýný yerine getirmekle câiz olur. Bir ibâdeti, bir iþi uyduðu mezheblerin hiçbirine göre sahîh olmaz ise, buna (Telfîk) denir. Telfîk, hiçbir sûretle câiz deðildir.

4 Ýnsan, seçdiði mezhebe her zemân baðlý kalmaða mecbûr deðildir. Dilediði zemân baþka mezhebe nakl edebilir. Bir mezhebe tâbi olmak için, bu mezhebin fýkh bilgilerini iyi öðrenmek lâzýmdýr. Bu da ilmihâl kitâblarýndan öðrenilir. Bunun için, hep bir mezhebe baðlý kalmak kolay olur. Bir mezhebden ayrýlýp, baþka mezhebe intikâl etmek veyâ her hangi bir iþde baþka mezhebi taklîd etmek güçdür. Baþka mezheb, ancak ihtiyâc hâlinde, yanî harac bulununca ve bütün þartlarýna uyarak taklîd edilebilir.
(Fâideli Bilgiler)



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 30.10.2006 - 17:58 tarihinde.
Gönderen: 30.10.2006 - 17:57
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Ýmam-ý Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Peygamberliðe inanmýyanlar diyorlar ki;


1 Peygamber olarak gönderilen kimsenin, (Seni Peygamber olarak gönderdim. Benim tarafýmdan kullarýma söyle!) diyenin Allah olduðunu bilmesi lâzýmdýr. Allahý tanýmak, bilmek için ise, bir yol yokdur. Bu sözü söyliyen cin olabilir. Din sâhiblerinin hepsi, cinnin varlýðýna inanmakdadýr.
Cevâb: Gönderilen kimse, gönderilmiþ olduðunu mucize ile isbât etmekdedir. Mucizeyi yapan Allahdýr. Cin yapamaz. Hiçbir mahlûk da yapamaz.


2 Peygambere (Vahy) getiren melek, cism ise, orada bulunanlarýn hepsine görünmesi lâzýmdýr. Görülmediðini siz de söylüyorsunuz. Cism deðilse, rûh ise, bunun söylemesi ve iþitilmesi olamaz. Eðer cevâb olarak, (Peygambere Allahü teâlâdan vahy getiren melek cismdir. Allahü teâlâ, bunun görünmemesini istemekdedir. Göstermemeðe de kâdirdir) derseniz, önümüzdeki daðý görmememiz ve yanýmýzda çalan davulun sesini iþitmememiz lâzým gelir. Bu ise, safsatadýr.
Cevâb: Vahyi getiren melekdir. Melek, latîf, þeffâf cismdir. Renksiz olan þeffâf cismlerin görülmesi Allahü teâlânýn âdeti deðildir. Hava, cismdir. Fekat, þeffâf ve renksiz olduðu için görülmemekdedir. Katý cismler görülmez deseydik, o zemân safsata olurdu. Rûhlarýn, görünür cism hâlini alarak söylemesi ve bunun iþitilmesi mümkindir ve çok vâký olmuþdur.


3 Peygambere inanmak için, Onun peygamber olduðunu anlamak lâzýmdýr. Bu da, uzun zemân incelemekle olabilir. Peygamberi hemen tasdîk etmek mecbûriyyeti abes olur.
Cevâb: Peygamberin hârikalarýný, mucizelerini görüp de, doðru söylediðini anlamamak olamaz. Bunlarý görenlerin ve iþitenlerin, hemen anlayýp inanmalarý lâzýmdýr... (Hak Sözün Vesikalarýgöz kırpma



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 31.10.2006 - 18:52 tarihinde.
Gönderen: 31.10.2006 - 18:52
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Hindistânda yetiþmiþ olan islâm âlimlerinin büyüklerinden Þerefüddîn Ahmed bin Yahyâ Münîrî rahmetullahi aleyh, fârisî (Mektûbât) kitâbýnýn onsekizinci mektûbunda buyuruyor ki:

Ýnsanlarýn çoðu, þübhe ve hayâl ile hareket ederek yanýlýyorlar. Böyle bozuk düþünenlerden bir kýsmý (Allahü teâlânýn bizim ibâdetlerimize ihtiyâcý yokdur. Ýbâdetlerimizin Ona hiç fâidesi yokdur. Ýnsanlarýn ibâdet veyâ isyân etmeleri, Onun büyüklüðü karþýsýnda müsâvîdir. Ýbâdet yapanlar, boþuna sýkýntý, zahmet çekiyorlar) diyorlar. Böyle düþünmek yanlýþdýr. Ýslâmiyyeti bilmedikleri için, böyle söylemekdedirler. Ýbâdetlerin Allahü teâlâya fâidesi olduðunu ve bunun için emr olunduklarýný zan etmekdedirler. Böyle zan etmek çok yanlýþdýr. Olmýyacak þeyi oluyor zan etmekdir.

Her insanýn yapdýðý ibâdetin fâidesi, yalnýz kendisinedir. Böyle olduðunu, Allahü teâlâ Fâtýr sûresinin onsekizinci âyetinde açýkca haber vermekdedir. Böyle yanlýþ düþünen kimse, perhiz yapmýyan hastaya benzemekdedir. Bu hastaya doktor, perhiz tavsiye ediyor. Bu ise, perhiz yapmazsam doktora hiç zararý olmaz diyerek, perhiz yapmýyor. Doktora zararý olmaz demesi doðrudur. Fekat kendine zarar vermekdedir. Tabîb, kendine fâidesi olduðu için deðil, onun hastalýkdan kurtulmasý için, perhiz yapmasýný tavsiye etmiþdir. Doktorun tavsiyesine uyarsa, þifâ bulur. Uymazsa ölür, gider. Tabîbin bundan hiç zararý olmaz.



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 01.11.2006 - 18:49 tarihinde.
Gönderen: 01.11.2006 - 18:48
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Hazret-i Ali (radýyallahü anh) buyurdu ki:

Fakîh öyle biridir ki, insanlarý Allahýn rahmetinden ümitsizliðe düþürmez ve onlarý Allahýn rahmetinden yüz çevirtmez.

Mal ve çocuklar, dünya hayatýnýn zinetidirler. Salih amel de, dünyadan ahirete götürülen mahsuldür.

Allah için seven bir kardeþ, en yakýndan daha yakýn, anne ve babalardan daha merhametlidir.

Amel eden cahil kiþi, yoldan baþka yerde yürüyen gibidir. Bu yürüyüþü ona, ihtiyacýndan uzaklaþmaktan baþka birþey kazandýrmaz.



Ýnsan, sözü ile tartýlýr veya iþi ile deðerlendirilir. Seni zinet yönünden aðýr getirecek þeyi söyle ve kýymetini artýracak þeyi yap!

Gönderen: 02.11.2006 - 18:22
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Ýmâm-ý Rabbânî rahime-hullahü teâlâ, (Mektûbât) kitâbýnýn birinci cildinin 251. mektûbunda buyuruyor ki:

Ýmâm-ý Gazâlî rahmetullahi aleyh buyuruyor ki: Halîfe Ömer radýyallahü anh þehîd olunca, Abdüllah ibni Ömer, Sahâbe-i kirâma dedi ki: (Ýlmin onda dokuzu, Ömer radýyallahü anh ile berâber öldü!). Bazýlarýnýn bu sözü anlamýyarak durakladýklarýný görünce, (Ýlmden maksadým, Allahü teâlâyý bilmekdir. Abdest ve guslün bilgileri deðildir) dedi.

Hazret-i Ömer böyle olunca, Ebû Bekrin radýyallahü anh büyüklüðü nasýl anlaþýlýr ki, Ömerin bütün iyilikleri, onun bir iyiliðidir. Böyle olduðu, hadîs-i þerîfde bildirilmekdedir. Hazret-i Ömer ile Sýddîk radýyallahü anhümâ arasýndaki fark, Sýddîk ile Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem arasýndaki farkdan ziyâdedir. Baþkalarýnýn Sýddîkdan radýyallahü anh ne kadar aþaðý olduðunu bundan anlamalýdýr. Þeyhayn radýyallahü anhümâ öldükden sonra da, Peygamberimizden sallallahü aleyhi ve sellem ayrý kalmadýlar. Mahþere de, onlarla berâber kalkýp gideceðini haber vermiþdir. O hâlde efdaliyyet, üstünlük, Ona dahâ yakýnlýk demek olup, bu da, ikisine mahsûsdur.

Bu fakîrliðim ve aþaðýlýðým ile, Onlarýn yüksekliðinden ne anlýyabilir ve söyliyebilirim ve üstünlüklerinden ne anlatabilirim? Tozun, dumanýn, güneþi anlatmaða gücü yeter mi? Bir damla su, büyük denizleri söyliyebilir mi?



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 03.11.2006 - 17:53 tarihinde.
Gönderen: 03.11.2006 - 17:51
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Muhabbet, sevmek, hep berâber olmaðý istemek, berâber olmakdan zevk, lezzet duymak demekdir. Ýnsan sevdiðini hiç unutmaz. Muhabbetin yeri kalbdir. Kalb, yürek dediðimiz et parçasýnda bulunan bir kuvvetdir. Bu kuvvete gönül diyoruz. Birþeyi öðrenmek, akýl ile olur. Akýl, dimâg, beyin dediðimiz et parçasýnda bulunur. Küfrü, harâmlarý, mekrûhlarý sevmek, beðenmek küfr olur. Farzlarý, sünnetleri, beðenmemek de küfr olur, dünyâ olur. Müslimân olmak için, dünyâya yanî harâmlara kýymet vermemek lâzýmdýr.

Allahü teâlânýn düþmanlarýný sevmek, insaný Allahü teâlâdan uzaklaþdýrýr. Teberrî etmedikce, tevellî olmaz. Yanî uzaklaþmadýkça, dostluk olmaz.

Son nefeste îmân ile veya îmânsýz ölmek, kalbdeki sevgiye baðlýdýr. Çünki Kâinatýn efendisi, sevgili Peygamberimiz, dünyada iken birbirini sevenlerin mahþer yerinde beraber haþrolunacaðýný, ahiretde de beraber bulunacaðýný müjdelemiþtir. Elbette, muhakkak doðrudur.

O halde insan seveceði kimseyi iyi seçmeli, ona göre sevmelidir ki; ahiretde sevdiðinin yanýnda bulunacaktýr.



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 04.11.2006 - 22:18 tarihinde.
Gönderen: 04.11.2006 - 22:17
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Dünyâda ve âhýretde seâdete kavuþmak için, (Ehl-i sünnet itikâdýgöz kırpmaný öðrenip, îmânýný buna göre düzeltmek, bundan sonra, fýkh bilgisi öðrenip, onunla amel etmek ve cenâb-ý Hakkýn dostlarýný, sevgili kullarýný sevmek ve islâm dîninin düþmanlarýný tanýyýp, onlara aldanmamak lâzýmdýr. Ehl-i sünnet itikâdýný ve farzlardan ve harâmlardan lâzým olanlarý öðrenmek, her müslimâna farz-ý ayndýr. Her müslimân Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarýndan toplanarak hâzýrlanmýþ olan bir ilmihâl kitâbý alýp, çoluðuna çocuðuna, arkadaþlarýna, sevdiklerine okutmalýdýr. Dünyâya ve âhýrete fâidesi olmýyan, hattâ zararlý olan, dîni ve ahlâký bozan bölücü gazete, mecmûa ve kitâblarý okumamalý, lüzûmlu ve fâideli olan kitâblarý okuyup, öðrenmelidir. Lüzûmlu kitâblardan çok kýymetlisi Ýmâm-ý Gazâlî hazretlerinin kitâblarý ile, Ýmâm-ý Rabbânî hazretlerinin kuddise sirruhümâ (Mektûbât) adýndaki ve Bediüzzaman Said Nursi (r.a.) Risaliye Nur kitâblarýdýr. Hadîs-i þerîfde, (Evliyânýn anýldýðý yere rahmet iner) buyuruldu. Bu hadîs-i þerîf, Evliyâyý severek hâtýrlayanýn, feyz ve berekete kavuþacaðýný ve düâlarýnýn kabûl olacaðýný haber veriyor. Herkes muhabbeti mikdârýnca, o büyüklerin feyzlerinden ve nûrlarýndan istifâde eder. Onlarýn bakýþlarý devâ, sohbetleri hasta ve ölü kalblere þifâdýr. Onlarý gören, Allahü Teâlâyý hâtýrlar. Þimdi onlarý bulmak, görmek imkânsýz oldu ise de, kitâblarýný okuyup, yüksek, seçilmiþ olduklarýna inanan ve bunun için onlarý seven, onlarýn rûhlarýndan feyz alýr, fâidelenir. Bu husûsda, bu kitâbýmýzýn içinde okuyacaðýnýz, (Müslimâna nasîhat) kýsmýnda geniþ bilgi vardýr. Peygamberler aleyhimüsselâm, kullarý Allahü teâlâya yaklaþdýran vâsýta ve saðlam ipdirler. Hadîs-i þerîfde, Evliyânýn, yanî ahkâm-ý islâmiyyeyi iyi bilip, bildiði ile amel eden âlimlerin, Peygamberlerin vârisleri olduðu bildirildi. Bunun için, Evliyâ da aleyhimürrahme, insaný, Allahü teâlânýn rýzâsýna ve merhametine kavuþduran vâsýta ve ipdirler. Kurân-ý kerîmde, (Allahü teâlâya yaklaþmak için vesîle arayýnýz!) buyuruluyor. Bu vesîlelerin en büyüklerinden biri Peygamberler salevâtullahi aleyhim ecmaîn ve onlarýn vârisleri olan âlimlerdir rahmetullahi aleyhim ecmaîn. Hüccet-ül islâm imâm-ý Muhammed Gazâlî ve imâm-ý Ahmed Rabbânî müceddid-i ve münevvir-i elf-i sânî Fârûkî Serhendî rahmetullahi aleyhimâ,Bediüzzaman Said Nursi (r.a.) bu vârislerdendirler. Peygamber efendimizin sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem vârisi olan ve Onun mubârek kalbindeki nûrlarýný ve marifetlerini alýp, temiz kalblere ulaþdýran, bu iki büyük zâtý vesîle ederek seâdete kavuþmak çok kolaydýr. Zîrâ, bunlarýn eserlerini, hâl tercemelerini okuyarak, kendilerini tanýmak ve sevmek pek kolay olur. Evliyâyý sevenler, maðfiret olunmakla müjdelenmiþlerdir.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 05.11.2006 - 12:13 tarihinde.
Gönderen: 05.11.2006 - 12:10
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ÝMAM-I RABBANÝ HAZRETLERÝNDEN ÝNCÝLER


Dînini seven bir âlim bulup, seçmeniz yetiþir ve büyük bir nîmet olur. Çünkü, âhýreti düþünen âlimin sözleri, yazýlarý, aklý, vicdâný olan herkesi yola getirir. Kalblere te'sîr eder. Fakat, þimdi böyle bir âlim nerede? Bunu bulamazsanýz, diðerleri içinden, zararý en az olaný bulmaya çalýþýnýz. (Bir þeyin hepsi ele geçmezse, hepsini de elden kaçýrmamalýdýr) sözü meþhûrdur. Ne yazacaðýmý þaþýrýyorum.

Ýnsanlarýn saadeti, âlimlerin elinde olduðu gibi, insanlarý felakete, Cehenneme sürükliyenler de, din adamý þeklinde görünen, din düþmanlarýdýr. Din adamlarýnýn iyisi, insanlarýn en iyisidir. Dîni dünya isteklerine âlet eden, herkesin îmanýný bozan din adamý da, dünyanýn en kötüsüdür.

Ýnsanlarýn saadeti ve felaketi, doðru yola gelmesi ve yoldan çýkmalarý din adamlarýnýn elindedir. Büyüklerden biri, þeytaný boþ oturuyor görüp, sebebini sormuþ. Þeytan demiþ ki: (Bu zamanýn din adamlarý, bizim iþimizi görüyor. Ýnsanlarý yoldan çýkarmak için bize iþ býrakmýyorlar). Fârisî beyt tercümesi:

Din adamý görünüp, dünya toplýyan kimse,
kendi sapýtmýþ yolu, gayra nasýl göstere?

Gönderen: 06.11.2006 - 18:13
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ÝMAM-I RABBANÝ HAZRETLERÝNDEN ÝNCÝLER

Ey kýymetli oðlum! Bugün, her istediðini kolayca yapabilecek bir hâldesin. Gençliðin, sýhhatin, gücün, kuvvetin, malýn ve rahatlýðýn bir arada bulunduðu bir zamandasýn. Se'âdet-i Ebediyyeye kavuþturacak sebeplere yapýþmaðý, yarar iþleri yapmaðý, niçin yarýna býrakýyorsun? Ýnsan ömrünün en iyi zamaný olan, gençlik günlerinde, iþlerin en iyisi ve faydalýsý olan, sahibin, yaratanýn emirlerini yapmaya, Ona ibâdet etmeye çalýþmalý, islâmiyetin yasak ettiði haramlardan, þüphelilerden sakýnmalýdýr. Beþ vakit namazý cemaat ile kýlmaðý elden kaçýrmamalýdýr. Nisap miktârý ticâret malý olan müslümanlarýn, bir sene sonra zekât vermeleri emrolunmuþtur. Bunlarýn, zekât vermesi, muhakkak lâzýmdýr. O hâlde, zekâtý seve seve ve hattâ fakirlere yalvara yalvara vermelidir. Allahü teâlâ, çok merhametli olduðu, kullarýna çok acýdýðý için, yirmidört saat içinde ibâdete, yalnýz beþ vakit ayýrmýþ, ticâret eþyasýndan ve çayýrda otlayan dört ayaklý hayvanlardan, tâm veya yaklaþýk olarak ancak, kýrkta birini fakirlere vermeyi emir buyurmuþtur. Birkaç þeyi haram edip, çok þeyi mubâh etmiþ, izin vermiþtir.

O hâlde, yirmidört saatte bir saat tutmayan bir zamaný, Allahü teâlânýn emrini yapmak için ayýrmamak ve zengin olup da, malýn kýrkta birini müslümanlarýn fakirlerine vermemek ve sayýlamýyacak kadar çok olan, mubâhlarý býrakýp da, haram ve þüpheli olana uzanmak, ne büyük inat, ne derece insâfsýzlýk olur.

Gençlik çaðý, nefsin kaynadýðý, þehvetlerin oynadýðý, insan ve cin þeytanlarýnýn saldýrdýðý bir zamandýr. Böyle bir çaðda yapýlan az bir amele pekçok sevap verilir. Ýhtiyârlýkta dünya zevkleri azalýp, güç kuvvet gidip, arzulara kavuþmak imkâný ve Ümitleri kalmadýðý zamanda, piþmanlýktan, âh etmekten baþka birþey olmaz. Çok kimselere bu piþmanlýk zamaný da, nasip olmaz. Bu piþmanlýk da, tevbe demektir ve yine büyük bir nîmettir. Çoklarý bu günlere kavuþamaz.
(96.mektup)
Gönderen: 07.11.2006 - 19:06
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
dilaratuba su an offline dilaratuba  
934 Mesaj -
VE ALEYKÜM SELAM VE RAHMETÜLLAHÝgül
Gönderen: 07.11.2006 - 20:46
Bu Mesaji Bildir   dilaratuba üyenin diger mesajlarini ara dilaratuba üyenin Profiline bak dilaratuba üyeye özel mesaj gönder dilaratuba üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

HAK TEALA razý olsun dilaratuba ve diðer kardeþlerim. Konularýmýzý okuyup takip ediyorsunuz. Bu acizden de Hayýr Dualarýnýzý eksik etmeyiniz...

Büyük fýkýh âlimi Abîde bin Amr gül

Abîde bin Amr hazretleri Yemenli olup, mensûb olduðu kabilenin reisi idi. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken, Mekkenin fethedildiði günlerde Müslüman olmakla þereflendi. Fakat Peygamber efendimizi göremediði için sahâbî olamadý. Hz. Ömerin halifeliði zamanýnda Medineye gelerek yerleþti. Eshâb-ý kirâmdan Hz. Ömerden, Hz. Aliden Ýbn-i Mesûd ve Ýbn-i Zübeyrden (radýyallahü anhüm) hadîs-i þerîf rivâyet etmiþtir.

Eshâb-ý kirâmdan öðrendi
Bu mübarek zat, Hz. Alinin sohbetlerinde devamlý bulunmakla meþhûr olmuþtur. Hadîs ve fýkýh ilmini Eshâb-ý kirâmdan öðrendi. Rivâyet ettiði hadîs-i þerîfler Kütüb-i sittede yer almýþtýr. Kendisinden; Abdullah bin Seleme, Ýbrâhîm Nehaî, Ebû Ýshâk es-Sebîî, Muhammed bin Sîrîn, Ebû Hussân el-Arac, Ebul-Buhterî, Âmir eþ-Þabî ve diðer birçok âlim hadîs-i þerîf rivâyet etmiþtir...
Abîde bin Amr, fýkýh ilmini Abdullah Ýbn-i Mesûddan öðrendi. Rivâyet ettiði hadîs-i þerîflerden biri:

Bir gün Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz Abdullah bin Mesûda:
(Nisâ sûresini oku dinleyelim) buyurdu. Ýbn-i Mesûd Yâ Resûlallah! Kurân-ý kerîm size indi. Biz Onu sizden okuduk ve sizden öðrendik dedi. Resûl-i Ekrem (Evet öyledir. Fakat ben Kurân-ý kerîmi baþkasýndan dinlemeyi severim) buyurdu ve Ýbn-i Mesûd okumaya baþladý. Halleri ne olacak! Her ümmetten bir þâhit getireceðimiz zaman... (Nisa, 41) âyetine gelince, Resûlullahýn mübârek gözlerinden yaþlar boþandý.


(Ýnsanlarýn en hayýrlýsýgöz kırpma
Yine Ýbn-i Mesûddan rivâyet ettiði hadîs-i þerîfte, (Ýnsanlarýn en hayýrlýsý benim asrýmda bulunanlardýr. Sonra en hayýrlýsý onlardan sonra gelenler, sonra en hayýrlýsý onlardan sonra gelenlerdir) buyurulmuþtur.
Muhammed Ýbn-i Sîrîn der ki:
-Abîdeye: Senden dinlediklerimi yazayým mý? diye sordum. Hayýr! dedi.
Ýbrahim Nehâî de Abîde ile ilgili olarak þunu anlatýr: Abîdenin yanýnda dinlediklerimi yazýyordum, müdâhale etti: Benden herhangi bir kitap ebedîleþtirmeyin!
Ebu Yezîd el-Murâdî de der ki: Abîde vefat edeceði vakit beni çaðýrdý ve; Kitaplarýmý imha edin buyurdu, sonra da ruhunu teslim etti...


Mesaj 2 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 08.11.2006 - 20:40 tarihinde.
Gönderen: 08.11.2006 - 20:38
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu ALeykum Ve Rahmetullah

Bu dünya deðil, bu dünyayý sevmek kötüdür. Bir kalbde iki korku bulunmaz. Dünyadan korkan ahiretten korkmaz. Dünya hayatýnda iki yol var:
1- Havasýz uzun bir tünel
2- Havadar, zevk ve sefalarla dolu bir tünel.
Havasýz tünelden geçenler, sýkýntýlý yolun sonunda rahata ererler, sýkýntýlardan kurtulurlar. Havadar, zevk ve sefa dolu tünelden geçenler ise cehennem çukuruna düþerler. Rahatsýz olurlar.

Ehli sünnet itikadýna sahipseniz, büyüklerin yolunda iseniz, kýrk bin dünya verseler, kavuþtuðunuz nimet karþýsýnda çer çöp kalýr.

Yeis haram, büyük günahtýr.

Aklý olan az zamanda çok iþ yapar.

Selamet isteyen dünyaya kýymet vermesin, keramet isteyen, sonsuz olaný yüce tutmalýdýr.

Allahü teâlâya isyan edildiði için dünya kötüleniyor. Yoksa taþý topraðý niye kötülensin ki.

Ehli sünnet Müslüman seçilmiþ insan demektir. Kimde bu nimet varsa, Allahü teâlâ onu en büyük nimetle þereflendirmiþ demektir. Bunun kýymetini bilmeli. Kalbde iman çok önemli. Ýnsan bir kelimeyle hidayete eriyor, bir kelimeyle Allah korusun imandan çýkýyor. Ýmaný muhafazaya çalýþmalý. Ýnsanýn dünya denilen bu mayýnlý tarlada mayýnlara basmadan ilerlemesi lazým, bunun için bir rehbere, bir kýlavuza ihtiyaç vardýr. Rehber, onun mayýna basmamasý ve etkilenmemesi için uðraþýr. Eðer iman giderse insan parçalanýr. Bu tehlikeden kurtulmanýn çaresini Ýmam-ý Rabbani hazretleri bildiriyorlar: Dünyada en mühim iþ, yapýlacak en hayýrlý iþ, Allah dostlarýyla beraber olmak.

Vekil asýl gibidir. Vekili üzmek aslý üzmek gibidir. Vekile itiraz asla itirazdýr.

Vermek çok önemli. Her zaman verici olun alýcý olmayýn. Çünkü bu din vermek dinidir, vermekle büyüdü. Verince veriyorlar. Vermeden almak olmaz.

Kuþ yuvasý kadar bir mescit yaptýrana, Allahü teâlâ büyük bir köþk verecektir.



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 09.11.2006 - 14:55 tarihinde.
Gönderen: 09.11.2006 - 14:53
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
dilaratuba su an offline dilaratuba  
934 Mesaj -
Allah Razı Olsun gül
Gönderen: 09.11.2006 - 19:31
Bu Mesaji Bildir   dilaratuba üyenin diger mesajlarini ara dilaratuba üyenin Profiline bak dilaratuba üyeye özel mesaj gönder dilaratuba üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah

ALLAH c.c. cümlemizden Razý olsun güzel kardeþim gül


ÝMAM-I RABBANÝ HAZRETLERÝNDEN ÝNCÝLER

Allahü teâlâ, zâhirimizi ve bâtýnýmýzý, Onun yolunda bulundursun ve duâmýza âmîn diyenleri affeylesin! Âmîn.

Kýymetli yavrum! Ýnsanlarýn nefs-i emmâresi mevký' almak, baþa geçmek sevdâsýndadýr. Onun bütün arzusu, þef olmak, herkesin, kendisine boyun bükmesidir. Kendinin kimseye muhtaç olmasýný, baþkasýnýn emri altýna girmesini istemez. Nefsin bu arzularý, ilah olmak, mâbut olmak, herkesin kendine tapýnmasýný istemek demektir. Allahü teâlâya þerîk, ortak olmayý istemektir. Hattâ nefs, o kadar alçaktýr ki, ortaklýða râzý olmayýp, âmir, hâkim, yalnýz kendi olsun, herþey, yalnýz onun emri ile olsun ister.

Hadis-i kudsîde, Allahü teâlâ buyuruyor ki: (Nefsine düþmanlýk et! Çünkü nefsin, benim düþmanýmdýr). Demek oluyor ki, nefsi kuvvetlendirmek, onun, mal, mevký', rütbe, herkesin üstünde olmak, herkesi aþaðý görmek gibi isteklerini yapmak, Allahü teâlânýn bu düþmanýna yardým ve onu kuvvetlendirmek olur ki, bunun ne kadar feci, korkunç bir suç olduðunu anlamalýdýr.

Allahü teâlâ, hadis-i kudsîde buyuruyor ki: (Büyüklük, üstünlük, bana mahsûstur. Bu ikisinde, bana ortak olmak isteyen, büyük düþmanýmdýr. Hiç acýmadan, onu Cehennem ateþine atarým). [Görülüyor ki, mal, mevký', rütbe, kumandanlýk, þeflik gibi dünya zînetlerini, nefse uyarak deðil, Allahü teâlânýn emirlerini yapmak ve yaptýrmak için ve millete, müslümanlara hizmet etmek için istemelidir. Bu niyet ile istemek ve bunlarý yapmak ibâdet olur.]

Gönderen: 10.11.2006 - 09:09
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah

Kötü yaradýlýþlý kiþi Allah´a yalvaramasýn diye ALLAH ona dert keder vermez. Unutma Firavun´un baþý bir kez bile aðýrmadý.

Dert; ALLAH´ý gizlice anmana vesile olacaksa tüm dünya malýndan yeðdir.Dertsiz dua soðuktur. Dertli dua gönülden, aþkla gelir.

Nefsle þeytan ikisi de birdir ama iki gibi görünür. Akýlla melek de birdir.


Malla beden eriyen kar gibidir. Ama onlarý satmak istersen en iyi alýcý ALLAH´týr.

Varýlan yerin tatlýlýðý ona ulaþmak için yolda çekilen sýkýntýlarýn fazlalýðý ile ölçülür.

Dünya tuzaktýr, yemide Ýstek; Ýstek tuzaklarýndan kaçýnýn


Hz.Mevlana k.s.gül


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 11.11.2006 - 11:02 tarihinde.
Gönderen: 11.11.2006 - 11:00
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

MÜDAHENE

Gücü yettiði halde haram iþleyene mani olmamak müdahene olur. Müdahene, dünyalýk ele geçirmek için, dinden vermektir.

Haram iþleyene veya yanýnda bulunanlara olan saygýsý yahut dine olan baðlýlýðýnýn gevþekliði, müdaheneye sebep olmaktadýr. Fitne olmadýðý, yani dinine veya dünyasýna veya baþkalarýna zarar olmadýðý zaman, haram ve mekruh iþleyene mani olmak gerekir. Mani olmamak, susmak haram olur. Müdahene etmek, haram iþlemeye razý olmayý gösterir. Susmak çok yerde iyidir. Fakat, hakký, hayrý söyleyecek yerde susulmaz.

(Ya Resulallah! Geçmiþ ümmetlerden bir kýsmýna deprem ile azap yapýldý. Toprak altýnda kaldýlar. Bunlarýn arasýnda salihler de vardýgöz kırpma denildiðinde (Evet, salihler de birlikte helak oldular. Çünkü Allahü teâlâya isyan olunurken susmuþlardýgöz kırpma buyurdu. (Taberani)
Gönderen: 12.11.2006 - 14:36
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

(En iyi, en hayýrlý insanlar benim asrýmda bulunan Müslümanlar [Eshab-ý kiram]dýr. Onlardan sonra en iyileri, onlardan sonra gelenler [Tabiin] dir. Onlardan sonra da en iyiler onlardan sonra gelenler [Tebe-i tabiin] dir. Onlardan sonra gelenlerde yalanlar yayýlýr. Bunlarýn sözlerine, iþlerine inanmayýn.) [Buhari]
Bu üç asýrdan sonrakiler, bunlardan nakil yapmadýkça onlara itibar edilmez. Eshabdan kimse üstün olamaz. Onlar gökteki yýldýzlar gibidir. Onlara uyanlar hidayete kavuþur.

(Her asýr, önceki asýrdan daha bozuk olur. Böylece kýyamete kadar hep bozulur.) [Hadika]
Gün günü aratýyor, gittikçe bozuluyor. Bir asrý saadetin gelmesi mümkün deðildir. Tabiin asrý da gelmez.

(Allahýn sâlih kullarý birbiri ardýndan âhirete göçer; geride arpa ve hurmanýn döküntüleri gibi deðersizler kalýr. Allah teâlâ onlara hiç kýymet vermez.) [Buhari]
Sonra gelenler, öncekilerden nakil yapmadýkça hiç kýymeti olmaz.

(Allahü teâlâ bir âlimin ruhunu alýrsa, bu Ýslamda açýlan bir gedik olur. Kýyamete kadar onun boþluðu doldurulamaz.) [Deylemi] Bir âlimin boþluðu doldurulamadýðýna göre, artýk o devrin âlimlerinin acizliði meydana çýkar.

Kýyamete yakýn ilim azalýr, cehalet artar.) [Ýbni Mace]
Gittikçe ilim azalacaktýr.

Ahir zamanda sonra gelenler, önceki âlimleri cahillikle suçlayacaktýr.) [Ýbni Asakir]


Eski âlimleri suçlayanlar, ilimden haberi olmayan cahillerdir.



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 13.11.2006 - 09:20 tarihinde.
Gönderen: 13.11.2006 - 09:18
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
dogru huriye su an offline dogru huriye  
RE:
17 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý .n.b.

ALLAH RAZI OLSUN
ISTIFADE DOLU METINLER BUNLAR
RABBIM HIKMETINIZI ARTTIRSIN


Gönderen: 13.11.2006 - 09:57
Bu Mesaji Bildir   dogru huriye üyenin diger mesajlarini ara dogru huriye üyenin Profiline bak dogru huriye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ALLAH c.c. bu güzel dua için sizden ve tüm kardeþlerimizden de razý olsun dogru huriye kardeþim. gül

Gönderen: 13.11.2006 - 11:56
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Âyet-i kerime ve hadis-i þeriflerde açýkça bildirilmiþ olan din bilgilerini, toplayan, kitaba geçiren; açýkça bildirilmemiþ, kapalý bildirilmiþ olan bilgileri de anlayýp, açýklayabilen derin âlimlere Müctehid denir.


Hicretten 400 yýl sonra, müctehid yetiþmedi. Müctehide ihtiyaç da kalmadý. Çünkü ALLAH-U TEALA ve Onun resulü Muhammed aleyhisselâm, kýyamete kadar, hayat þekillerinde ve fen vasýtalarýnda yapýlacak deðiþikliklerin, yeniliklerin þamil olan ahkâmýn hepsini bildirdiler. Müctehidler de, bunlarýn hepsini anlayýp, açýkladýlar. Sonra gelen âlimler, bu ahkâmýn, yeni olaylara nasýl tatbik edileceklerini, tefsir ve fýkýh kitaplarýnda bildirirler. Müceddid denen bu âlimler kýyamete kadar mevcuttur.

Cahiller ve din düþmanlarý tarafýndan Müslümanlar arasýna sokulmuþ olan hurafeleri, bidatleri, yanlýþ inançlarý, kendilerinden bir þey ilave etmeden dini eski haline getiren müceddidlerdir. Hadis-i þerifte, (Her yüz yýlda bir müceddid gelir. Ümmetimin iþlerini yeniler) buyuruldu. Mesela, sultanlar içinde Ömer bin Abdülaziz, din bilgilerinde Ýmam-ý Þafii, tasavvufta Maruf-i Kerhi, esrar bilgilerinde Ýmam-ý Gazali, feyz vermekte ve harikalar, kerametler göstermekte, Abdülkadir Geylani, hadis ilminde Ýmam-ý Süyuti, tarikat, hakikat ve akaid bilgilerinin inceliklerini açýklamakta ve kalplere akýtmakta Ýmam-ý Rabbani, müceddid idiler. Hepsi, Ýslamiyetin yayýlmasýna, kuvvetlenmesine hizmet ettiler. (Mekatib-i þerife)


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 14.11.2006 - 10:44 tarihinde.
Gönderen: 14.11.2006 - 10:42
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Yolumuzun esasý 3'tür:

1.Kelime-i Tevhid akidesi

2.Sünneti resulullahý yaþmak ve yaþatmak

3.Ehlibeyt sevgisi ve her unutulan bir sünnetin ihyasý,bir nefis

teskiyesidir.

ABDULLAH FÂRUKÝ ELMÜCEDDÝDÝaglaK.S)



ALLAH'ýn ihsan kapýsý kapanmadan önce,kalp adýmlarýnla ALLAH'a açýl.ALLAH'ýn ihsan kapýsý kapanýrsa, nefsin sana yük olur.Malýn aðýrlýk verir .Kuvvet iþe yaramaz bir yük olur.elinde bulunan hiçbirþeyin yararýný göremezsin.

HZ. ABDULKADÝR GEYLANÝ (KSA)

Gönderen: 15.11.2006 - 11:28
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Ýki ilim ehli uzun süreli kendilerini geliþtirmek için girdikleri inzivadan sonra nefislerini eðittiklerini düþünerek þehre doðru yola çýktýlar.Artýk ne kadýnlar,ne servet,ne de þöhret onlarý aldatacaktý.
Akþam üzeri nehir kenarýnda bir kadýnýn beklediðini gördülar.Genç olaný kadýnla selamlaþtýktan sonra derdinin ne olduðunu sordu .Kadýn sabahleyin köyünden nehrin üzerinde ki asma köprüyü geçerek buraya tarlaya geldiðini ,ancak daðlardan gelen selin köprüyü yýktýðýný ve karþýya geçemediðini ,evde çocuklarýnýn merak edeceklerini söyledi.Bunun üzerine genç olan ilim ehli ,kadýný kucaðýna alarak ellerinin üzerinde ýslanmadan karþýya geçirdi.Kadýn kendisine teþekkür ederek sevinçle evine doðru yola koyuldu.Ýki ilim ehli yaklaþýk bir saat hiç konuþmadan yürüdüler .Genç olaný arkadaþýna neden süratýnýn asýldýðýný ve hiç konuþmadýðýný sordu.Bunun üzerine yaþlý olaný genç olaný þu sözlerle eleþtirdi:Biliyorsun ki,dinimize göre yabancý kadýnlara dokunmak yasaktýr.Sen sanki fýrsat kollar gibi kadýný kucaklayýp durdun .Ne oldu bizim bunca zamandýr sürdürdüðümüz kendimizi geliþtirme gayretine?Pes ettin ve daha þehre gelmeden yelkenleri suya indirdin .Genç adam þu karþýlýðý verdi :
''Ben o kadýný suyun karþýsýnda býraktým ve unuttum .Görüyorum ki, Sen hala unutamamýþ ,zihninden atamamýþsýn.''
Gönderen: 16.11.2006 - 18:12
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mucahide16 su an offline mucahide16  
67 Mesaj -
Aleykümselam ve Rahmetullahi ve Berekatüh!...

Allah Razı Olsun havz-ý kevser abi.
gerçekten yazdýklarýn çok güzel not etmeye çalýþýyorum ama çok yaz yaz bitmiyo þimdi zevkle yazýyorum ama Ýnþallah býkmam.
Allah-u Teala býktým,yetti artýk dememizi hiç nasip etmesin devamlý öðrenme,öðretme isteði coþtursun koþtursun ki;bizlerde, Kanuni Sultan Süleyman nasýl diyar diyar gezerek müslüman topraklarýna toprak kattý ise,bizlerde gönülden gönüle gezerek imanlý gönüllere gönüller ekler davamýzý geniþ kitlelere duyururuz Ýnþallah!..(Amin)
Gönderen: 16.11.2006 - 18:26
Bu Mesaji Bildir   mucahide16 üyenin diger mesajlarini ara mucahide16 üyenin Profiline bak mucahide16 üyeye özel mesaj gönder mucahide16 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
RE:
1543 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý mucahide16

Aleykümselam ve Rahmetullahi ve Berekatüh!...

Allah Razı Olsun havz-ý kevser abi.
gerçekten yazdýklarýn çok güzel not etmeye çalýþýyorum ama çok yaz yaz bitmiyo þimdi zevkle yazýyorum ama Ýnþallah býkmam.
Allah-u Teala býktým,yetti artýk dememizi hiç nasip etmesin devamlý öðrenme,öðretme isteði coþtursun koþtursun ki;bizlerde, Kanuni Sultan Süleyman nasýl diyar diyar gezerek müslüman topraklarýna toprak kattý ise,bizlerde gönülden gönüle gezerek imanlý gönüllere gönüller ekler davamýzý geniþ kitlelere duyururuz Ýnþallah!..(Amin)



Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Mücahide kardeþim yeter ki siz gayret ediniz ÝnþALLAH Ummanlar bir vakit sonra ýrmak olacaktýr. Ýman bir iddia dýr Ameller ise ispattýr. Amellerden bir taneside hizmettir ki devir hizmet devridir. Kurtarýcaz güzel kardeþim bu ahir zamanda hatalý kim varsa kurtarýcaz vesile olucaz ÝnþALLAH. O güzel dualarýna da AMÝN. gül

Gönderen: 16.11.2006 - 18:32
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri, (Allahü teâlânýn kitabýndan ve Resulullahýn hadislerinden sonra, Ýslam kitaplarýnýn en üstünü, en faydalýsý, Ýmam-ý Rabbani hazretlerinin Mektubat kitabýdýr. Mektubatý anlamak için deðil bereketlenmek için okumalýdýr) buyuruyor.

(Kitap okumak, sohbetin yarýsýdýr) buyuruluyor. Yani, bir büyük zatýn kitabýný muhabbetle okuyan, sohbet etmiþ gibi O ndan istifade eder. Mektubatý severek okuyan da, Ýmam-ý Rabbani hazretlerini sever, tanýr, nasibi ve muhabbeti miktarýnca O ndan feyz almaya baþlar. Okudukça anlamaya, kalbi de nurlanmaya, ibadetlerin tadýný duymaya, haramlardan günahlardan nefret etmeye baþlar. Ýki cihan saadetine kavuþur ve baþkalarýnýn da kavuþmasýna vesile olur.



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 18.11.2006 - 14:20 tarihinde.
Gönderen: 18.11.2006 - 09:14
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Abdulkadir-i Geylani (ksa) Hz


Ey ilim iddiasýnda bulunan, hani aðlaman? Yüce ALLAH'ýn (CC) korkusundan gözlerin yaþarýyor mu? O'ndan (CC) korkman ve günahlarý itirafýn nerede? Nefsinle cenk etmek ve onu terbiye etmek yok mu? O'nu HAK (CC) tarafýna çaðýrman nerede?

Bunlarýn hiçbiri sende yok. Bütün derdin kasa, masa, yemek ve eðlenmek. Aklýný baþýna al. Dünyadaki nimetlerden sana gelecek bir kýsmetin varsa gelir, üzülme içini ferah tut. Bekleme yükünden kurtulursun, hýrsýn aðýrlýðý seni yormaz. Eðer bu þekilde davranmazsan, bütün bu uðraþmalarýndan sana ne kalacak dersin? Sadece bir yorgunluk ve aðýr bir hesap...



ALLAH-U EKBER haklýsýn Ey büyük Veli bunlarýn hiçbiri bende yok...:(ağlar


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 19.11.2006 - 17:52 tarihinde.
Gönderen: 19.11.2006 - 17:51
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
astaravista253 su an offline astaravista253  
791 Mesaj -
Allah Razı Olsun
Gönderen: 19.11.2006 - 17:56
Bu Mesaji Bildir   astaravista253 üyenin diger mesajlarini ara astaravista253 üyenin Profiline bak astaravista253 üyeye özel mesaj gönder astaravista253 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ALLAH c.c. senden ve diðer kardeþlerimden de razý olsun Yasin kardeþim gül


Fani varlýklarda görülen güzellik, Ýlahi güzelliðin iðreti olarak onlara aksetmesinden ibarettir. Akseden o nur, günün birinde aslýna geri dönecektir.

Bu yüzden ey Salik; iðreti güzelliklere bakma da, sen onun aslýný, yani güzelliði vereni ara...

Hz.Mevlana k.s.


Gönderen: 20.11.2006 - 09:41
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (2): (1) 2 weiter >
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1137 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sakir bayram (64), arabulan (55), ümit09 (53), hilalbaþa.. (44), ESÝLA (39), HiLaL90 (34), enes.gs (38), aksoy60 (40), Beste (46), gümüþta&#2.. (43), derdodertli (51), nurangurtekin (45), irfan temel (53), ismail_kutahya (37), Basel-Stadt (48), BLaCKHaPPY (47), haya (36), hesert (51), lütuf (39), köln72 (52), emretavsan (44), ahmet51 (47), ahmetpolat1983 (41), cansin18 (60), mizgin_islam (44), *HilaL* (39), ogretmen78 (45), mehmet70 (54), bluedream (42), Gül-i Ruhsar (37), Meral Cölkusu (44), Dünyali (52)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.98595 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.