0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » OSMANLI TARİHİ ve MEDENİYYETİ » osmanli devleti ve medeniyyeti her yönü ile yazi dizisi

önceki konu   diğer konu
4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
osmanli devleti ve medeniyyeti her yönü ile yazi dizisi
2687 Mesaj -
Mütevazi bir toprak parçasý üzerinde, oldukça basit bir hayat yaþayan bir avuç insanýn, hayallere sýðmayan bir müthiþ patlamayla, denizlerin dev dalgalarý gibi birdenbire belirip ortaya çýkmalarý, hangi sebeplerle izah edilirse edilsin, katiyen inandýrýcý olamayacaktýr.

Acaba, yaðmur yüklü bulutlar gibi ellerinde ýþýktan kamçýlarla, kýyametler kopararak dört bir yaný tutan bu heyecanlý sîneler, akýllara durgunluk veren bu hareket ve bu hýzý nereden alýyorlardý? En saðlam manevralarla kitlelere hükmedip, onlarý arkalarýndan sürükleyerek, cihan çapýnda meydana getirmeyi baþardýklarý bir büyük diriliþ ve bir büyük inkýlâpla, hadiselerin akýþýný, tarihin çehresini deðiþtiren onlardaki bu müthiþ güç nereden kaynaklanýyordu? Dostlarýn vefa bilmediði, düþmanlarýn cefadan yýlmadýðý handikaplarýn handikaplarý takip ettiði çalkantýlý bir devrede, her türlü imkânsýzlýðý aþarak kemmiyetin bütün müesseselerine galebe çalmalarý, yâni bir sineðin bir kartalý sallayýp yere vurmasý nasýl mümkün olmuþtu? Rica ederim, olup biten bunca þeye (ganimet) tutkusu, þöhret hissi, kavga hýrsý, cihaný istilâ etme arzusu dememiz mümkün müdür?

Hayýr hayýr! Bu âteþîn ruhlarý harekete geçiren, bu çelik iradeleri dünyanýn hâkimi kýlan sýr, ne bunlarda ne de bunlar gibi þeylerde katiyen aranmamalýdýr. Bence bu sýr onlarýn saðlam inançlarýnda, tarih þuurlarýnda ve mukaddes ideâllerinde aranmalýdýr.

Uzun yýllar, saðda-solda bitkin, yorgun ve tutarsýz bir hayat yaþadýktan sonra, onu, yepyeni bir güç, taptaze bir kuvvet ve apaydýn bir millet olarak cihanýn karþýsýna çýkaran bu inanç ve bu ideâl, onun için âdetâ ölümsüzlük kevseri olmuþtu.

Baharda, erimeye baþlayan karýn-buzun zayýf noktalarýný kollayýp da, oralara diriliþ mesajlarý sunan topraðýn, kendini bir mübarek çimlenmeye terk etmesi gibi.. birkaç yüz çadýrdan ibaret bu kutlu aþiret de, ona baþtan baþa baðrýný açan yeryüzü meþcereliðinde týpký kar çiçekleri gibi her yaný sardý ve dünyanýn üç kýtasýnda cihangirâne bir devlet kurmaya muvaffak oldu.

Artýk söz onun devran onundu; atýný en karanlýk noktalarýna kadar sürecek; her uðradýðý yere gönlünün ilhamlarýný boþaltacak; mazlum ve maðdurlarýn âhýný dindirerek, sivri süngüsü ve keskin kýlýcýyla bütün zalim ve müstebitleri zapt ü rapt altýna alacak ve dünya devletleri seviyesinde cihan sulh ve muvâzenesinin en gür sesi haline gelecekti.. ve geldi de... Tarihin tespit ettiði en utandýrýcý zulümlerden en iðrenç tecâvüzlere, en kanlý ihtilâllerden en ümit kýrýcý çalkantýlara kadar, binbir gâilenin kol gezdiði, hezeyan ve çýlgýnlýklara alkýþ tutulduðu, yangýnlarýn þehrâyin sayýlýp vahþetlere yahþî çekildiði alabildiðine karanlýk bir çaðý, ense kökünden yakalayýp derdest ederek zamanýn baðrýndan söküp attý.
Gönderen: 13.08.2006 - 19:40
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Hadimül Islam su an offline Hadimül Islam  
618 Mesaj -
kardesim gercekten cok güzel bir yazi.

Seninde yazdigin gibi bunlar yalnizca "bir avuc " insanin Iman gücüyle hareket etmesinden meydana gelmistir. O bir avuc insanki simdi onlarin bu bilincine, adaletine hasretiz.
O insanlar sayesinde bugün tarihiyle övünebilenlerdeniz. Bu her millete nasip olmaz. Bununda temelinde Iman gücü ve Islam kardesligi bilinci yatmakdadir.

Eline saglik kardesim.
Gönderen: 13.08.2006 - 21:08
Bu Mesaji Bildir   Hadimül Islam üyenin diger mesajlarini ara Hadimül Islam üyenin Profiline bak Hadimül Islam üyeye özel mesaj gönder Hadimül Islam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
DOSTLARIN VEFASIZ CIKTI
2687 Mesaj -
Yüksek inanç sistemi, rûhundaki fazilet aþký, herkesi hayran býrakan güzel seciyye, üstün ahlâk, disiplin rûhu, itaat þuuru ve hayatý hakir görme gibi eþsiz meziyetleri sayesinde, dünyanýn üç kýtasýnda yaþayan insanlarýn hemen ekserisinin gönüllerini fethederek arkasýna almasýný bildi. Böylece, bir kutsinin uðurlu elleriyle temelleri atýlan bu yüksek mefkûrevî devlet, arkadan gelen hayýrlý mîrasçýlarla da devam ettirilince, bir cihan hâdisesi haline geldi. Sonra da parlaklýk ve ihtiþamýndan hiç bir þey kaybetmeyerek bir ölçüde bu günlere kadar gelip ulaþtý.

O, Sezar'larýn, Napolyon'larýn saltanatlarýndan daha parlak, daha þaþaalý ve daha uzun ömürlü olmuþtu olmalýydý da.. zira bir yanda altýn-gümüþ, þan-þeref üzerine kurulmuþ bir saltanat, diðer yanda, ahlâk, fazilet, inanç üzerine kurulmuþ ve insanî aðýrlýklý bir hükümrânlýk..! Þöhret ve servet, hiç bir zaman inanç ve yüksek ideâllere baðlýlýk kadar insanlýk üzerinde tesirli olamamýþtýr ve olamazdý da. Geçmiþteki Fransa, Ýngiltere Cumhuriyet ve hükümetleri gibi, bugünkü süper güçler de dýþ yüzlerindeki ihtiþâma raðmen, hiçbir zaman gerçek nizam ve âhengi idrâk edememiþ, çürük sistemlere dayalý istikbâl vaad etmeyen kuvvetlerdir. Ýskender ve Napolyon'un kandan seylâplarla kurup çevirdikleri imparatorluk deðirmenleri, arkada bir sürü inilti, bir sürü lânet býrakarak kurucularýyla beraber yýkýlýp gitmesine karþýlýk, söðüt çevresindeki saf tohumlar üzerinde kanatlanan papatyalar, hâlâ salýnýp durmaktadýr.



Bir gökkuþaðý gibi daima onlarýn düþünce ufkunu tutan ve bir bayrak gibi hep baþlarýnýn üzerinde dalgalanýp duran bu yüksek inanç ve ;devlet-i ebed müddet idealinin, onlar üzerinde tesiri o kadar büyük olmuþtu ki, daha o ilk kýpýrdanýþ dönemlerinde, altý-yedi yüz senelik muhteþem bir milletin düþünce hareketinin, teþkilât ve idaresinin plân ve programlarýnýn mevcut olduðu hemen sezilebilir. Bir de bu yüksek ideal; saðlam bir dînî duygu, dupduru bir heyecan, her iþte sýký bir disiplin, fevkalâde yiðitlik ve civanmertlik; herkesi memnun edecek ölçüde bir idare, iyi iþleyen bir adliye, cesaret ve hak ölçüsüyle gürül gürül bir askeri teþkilâtla da bütünleþince çarçabuk dünyanýn efendisi oluvermiþlerdi.

Aslýnda bu, tarih felsefesine göre tabii bir netice idi. Zira, bir tarafta; kin, nefret ve türlü türlü ihtiraslarla, durmadan bir cadý kazaný gibi kaynayan, çevrede çapulculuk yaparak zayýflarý ezen millet þeklindeki yýðýnlar, beri tarafta, insanlýk ve mürüvvet adýna mazlumlarýn imdâdýna koþan, dünyayý yeni baþtan hak ölçüsüne göre plânlayan, câmileri, çeþmeleri, sebilleri, hastahaneleri, vakýf ve imâretleriyle yüzlerce insânî müesseseyi gergef gibi iþleyen incelerden ince ayrý bir dünya... Bu dünya, insanlýk çapýnda, hayata yeni bir mânâ, yeni bir tefsîr getirme düþüncesiyle ortaya çýktý ve yeryüzünü saran bütün þirretliklere raðmen, kendine has bu yüksek hayat felsefesini insanlýða kabul ettirmesini bildi.

Dostlarýn vefasýzlýðýna, düþmanlarýn ardý arkasý kesilmeyen istilâ ve ifsatlarýna uðramasaydý, kim bilir daha neler yapacaktý?!

Gönderen: 14.08.2006 - 10:52
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
Ortaçağ Kime Karanlık?
2687 Mesaj -
B. Mümtaz AYDIN
kesintili alinmistir


"Ýnsanlýk tarihinde deðer ölçüsü olan husus siyasî olaylar deðil, milletlerin akýl ve maharetleriyle meydana getirdikleri medeniyetleridir. Batýlý tarihçiler de zaman þeridindeki çaðlarýn baþlama ve bitiþ noktalarýný medeniyetlerin yükseliþ ve çöküþlerine göre isimlendirmiþlerdir. Ama kendi medeniyetlerini esas alarak.

Þeridin ilk bölümü olan "Tarih Öncesi Dönem" bilinmeyen bir dönem olarak nitelenmiþ, insanlarý da kýyafet ve eþyalarýyla ilkel ve vahþi olarak gösterilmiþtir. Batýlý egoizm ve gururu burada da kendini bariz bir þekilde göstererek kendinden önceki Mýsýr, Mezopotomya, Hind ve Çin gibi medeniyetleri âdeta görmezden gelmiþtir.

Bir hukuk medeniyeti tesis edilen Roma'da insanlar sosyal sýnýflara ayrýlmýþtýr. Toplumun bir kesimi üstün kabul edilirken, köleler kýsýtlý imkânlarla yaþamaya mahkûm edilmiþlerdir.

380 yýlýnda Hristiyanlýk Roma Ýmparatorluðu'nun resmî dini olmuþtu. Ancak 395 yýlýnda bu devletin ikiye ayrýlmasý, bir müddet sonra da Batý Roma'nýn yýkýlmasý ile Ýlkçað da sona ermiþtir. Artýk yaklaþýk bin yýl sürecek Ortaçað yaþanmaktadýr. Ýlkçað'da meydana getirilmiþ olan fikir ve sanat eserleri yok edilmeye, düþünce yasaklanmaya baþlamýþtýr. 529'da Kilise Atina'daki Platon Akademisi'ni kapatýp manastýr teþkilatýný kurdu. Böylece Hristiyanlýk Yunan felsefesinin üzerine örtü çekmiþ oldu. Bu tarihten itibaren eðitim, düþünce ve meditasyon manastýrlarýn tekeline geçmiþtir. Sadece Kilise mensuplarýna, ruhbanlara söz hakký tanýyan bir sistemin yürürlükte olduðu Ortaçað'ýn diðer bir adý da bu nedenle "karanlýk çað" olmuþtur. Batý'da bilim, kültür, sanat, edebiyat ve düþünce artýk karanlýklar içerisindedir.

Ýnsanlara huzur, saadet ve güven saðlamasý gereken din; ruhban sýnýfýnca ilâhî þeklinden uzaklaþtýrýlarak tahrif edilmiþtir. Böylece beþerileþen din, insanlara eziyet, iþkence ve baský aracý hâline gelmiþtir. Bilim, düþünce ve sanatý yasaklayarak fikir dünyasýný karartan bu sistem Kilise vergisi, Engizisyon, vb uygulamalarýyla dünyalarýný da zindana çevirmiþtir.

Eþitlik, adalet, sevgi, saygý gibi deðerlerin artýk "eski"de kaldýðý bu dönemde insanlar çeþitli sosyal gruplara ayrýlmýþlardý. Hiç üretmeyen, sadece alan ama herþeyi yöneten ruhban sýnýfý; çalýþmayýp çalýþtýran, topraklarýn sahibi ve sömürücüsü asiller; hep çalýþan, fakat sadece karnýný doyurabilen köylüler ve en alt bile sayýlmayan zavallý köleler.

Nihayet Avrupa'da ortaya çýkan Rönesans hareketleriyle Ortaçað sona ermiþtir. XIV. yy sonlarýnda Kuzey Ýtalya'da baþlayýp XV. ve XVI. yy'da kuzeye yayýlan kültürel patlama "Rönesans", "yeniden doðuþ" anlamýna gelir. Yeniden doðan; Antikçað'ýn düþünce, sanat ve kültürüydü. Adýna "Yeniçað" denen bu dönemin insaný kendisini feodaliteden ve Kilise'den kurtardý. Antik ve Rönesans aydýnlanma çaðlarýnýn ortasýnda kalan karanlýk çað tamamen tarihe gömüldü. Bu hâdiseler; Ýspanya'da Müslümanlarla ve Doðu'da Bizans kültürüyle daha yakýn bir iliþkiye girilmesi sonucu Yunan medeniyetinin yeniden keþfedilmesiyle ayný zamana rastladý.

Bu kronolojik bilgiden de anlaþýlacaðý üzere; Antikçað'da baþlayan medeniyet süreci Ortaçað'da uzun bir kesintiye uðramýþ, takibeden Yeniçað'da Rönesans'la yeniden canlanýp zirveye çýkmýþtýr. Batý için Antik ve Yeniçað arasýndaki medeniyetsizlik çaðý "Karanlýk Çað"dýr. Ancak bu gerçek, bazýlarýnca bilerek veya bilmeyerek çarpýtýlmakta ve bu bin yýllýk zaman diliminde yeryüzünde meydana gelen bütün geliþmeler "karanlýk çað olayý veya fikri" olarak nitelendirilmektedir.

Halbuki Ortaçað'da Batý'da bu olumsuzluklar yaþanýrken, Doðu'da hem din hem de medeniyet olarak yeni bir oluþum ortaya çýkmaktaydý. 610 yýlýnda Mekke'de baþlayýp Medine'de geliþen Ýslâmiyet, çaðýn karanlýðýnýn tersine, insanlarý aydýnlatmakla meþguldü.

Kendisinden önceki Yahudilik ve Hristiyanlýðýn da hak olduklarýný kabul eden en son din ve onun peygamberi, ilk önce tek Allah inancýný yeniden tesis etti. "Dinde zorlama yoktur" düsturuyla dinin zorla, baskýyla deðil; kalp ve aklýn müþtereken iknasýyla kabul edilip edilmemesi toleransýný göstererek, din ve vicdan hürriyetini getirdi. Orijinalitesini hep koruyacak olan Kitab-ý Kur'ân; insanlaþtýrýlmamýþ meleklerden, iyi ve kötü her hareketin karþýlýðýnýn görüleceði ahiret hayatýndan haber verdi. Ýnsanlara, Hristiyanlýktaki gibi baþkalarýnýn günahýyla doðmadýklarýný müjdeledi.

Ýnsanlarýn can, mal ve ýrz emniyeti, temel insan haklarý olarak kabul edilip garanti altýna alýndý. Zengin-fakir, kadýn-erkek, köylü-kentli herkes mülkiyet hakkýna sahip oldu. Baþkalarýnýn hakký; "haram ve helal" sihirli kelimeleriyle bekçisiz olarak korumaya alýndý. Zekât ve sadakanýn saðladýðý sosyal yardýmlaþma, toplum içerisinde sýnýflar oluþmasýný ve sýnýf çatýþmalarýný önledi.

"Ey insanlar..." hitabýyla onlarýn eþit olduklarýný ilân eden Kur'ân-ý Kerîm, Ortaçað Avrupasý'nýn sýnýf ayýrýmýný reddetmiþtir. Ýnsanlar arasýndaki üstünlük ölçüsü; ahlâklý ve yararlý olmaktadýr.

Ýslâm öncesi dönemde bir eþya gibi görülen kadýnlar ve dünyaya gelmelerinden utanýlan kýz çocuklarý, artýk "haným" ve "evlât" olmuþlardýr. Kadýnlara "ana" olarak erkeklerden üstünlük, mülkiyet edinmede eþitlik, diðer hususlarda ise adalet saðlanmýþtýr.

Miladî VII. asra kadar her coðrafyada yaygýn olan kölelik uygulamasý Ýslâmiyet tarafýndan da kaldýrýlmamýþtýr. Fakat getirdiði yaptýrýmlar neticesinde, bu müessesenin kendiliðinden kalkmasý kaçýnýlmaz bir sondur. Batý dünyasýnda insan bile sayýlmayan kölelerin "yediðinizden yediriniz, giydiðinizden giydiriniz" emriyle herþeyden önce insan olduklarý hatýrlatýlmýþtýr. Ayrýca Allah, bazý dinî suçlarýn tazminatý olarak köle azat edilmesini emrederek, kendi hakkýndan köleler lehinde feragat etmiþtir.

Kanun önünde herkesin eþit olduðu esasý ile, Batý'daki sýnýf ayýrýmýnýn yanlýþlýðý ortaya konmuþtur. "Beraet-i zimmet", yani aksi ispatlanýncaya kadar herkesin aslen suçsuz olduðu esasý getirilmiþtir.

Bu sayýlanlarýn hepsi Ýslâm dininin orijinalinde ilk günden beri var olan hususlardýr. Zaman zaman mensuplarýnýn yanlýþ uygulamalarý bile onlarý deðiþtirememiþtir. Dinin sahibinin müjdesine göre sonsuza kadar da deðiþmeyecektir.

Tevhit inancý; din-vicdan-fikir özgürlüðü, mülkiyet hakký, hukukî eþitlik gibi temel insan haklarý; kadýn ve kölelerin durumlarý konularýnda Batý'da karanlýk çað yaþanýrken Doðu'daki Ýslâm güneþi tüm dünyayý aydýnlatmaya baþlamýþtýr. Böylece dünyanýn bir yarýsýnda kesintiye uðrayan medeniyet yarýþý, diðer yarýsýnýn bayraðý devralmasýyla devam etmiþtir. Dolayýsýyla karanlýk çaðýn kapsamýna Müslümanlarý da dahil etmek; eðer cahiliyetle deðilse insanlýða karþý iþlenmiþ bir suçtur.

Diðer taraftan Ýslâm âleminde 700'lü yýllarda gerçekleþen "tercüme faaliyetleri" medeniyet tarihi açýsýndan apayrý bir öneme sahiptir. Bu faaliyet sayesinde Batý medeniyetinin önderleri olan Aristo, Eflatun, Sokrat felsefî eserleri, Hipokrat, Öklit, Galinos, Batlamyus, Arþimet'in ilmî eserleri Arapça'ya çevrilmiþtir. "Beytü'l-Hikme"de oluþturulan heyetler felsefe, riyaziyet, týp, astronomi, kimya gibi dallara ait pek çok eseri süzerek istifadeye sundular.

Bu tercüme hareketinin Batý dünyasý ve Rönesans için çok büyük önemi vardýr. Çünkü; Ortaçað'da Kilise tarafýndan Ýlkçað medeniyetine ait eserler yok edilince, geriye sadece Müslümanlarýn elindeki nüshalar kaldý. Daha sonra bunlar tekrar Arapça'dan tercüme edilecek ve Rönesans'ýn doðmasýna sebep olacaktýr. Yani, Yunan medeniyeti yok olmamayý, Rönesans ise yeniden doðmayý Ýslâm dünyasýna borçludur.

Sonuç olarak, bize öðretilen tarihî "çað" mefhumu tamamen Batý'ya endeksli bir zaman taksimidir. Ýlkçað'daki medeniyet, insanlarca bozulmuþ olan Hristiyanlýk kisvesi altýnda tahrip edilerek karanlýða gömülmüþtür. Bunun faturasý ise dinlere yüklenmiþtir. Renan ve diðerleri Engizisyon'un kötülüklerini tenkit ede ede, her fenalýðý dine baðlama ve her dini ayný özellikte vehmetme yanlýþlýðýna düþmüþlerdir. Rönesansla yeniden diriltilen Batý medeniyetinin din fukaralýðý ise, bugün bile insanlarýnýn arayýþ içerisinde Budizm, Hinduizm gibi dinlerin yanýnda, mantýk dýþý arayýþlara yönelmesinde de açýkça görülebilmektedir.

Batý'nýn karanlýðý yaþadýðý çaðda Ýslâmiyet önce Doðu'da, daha sonra da Endülüs Emevi uygarlýðý ile Batý'da aydýnlýðý yaþatmýþ ve iki medeniyet çaðý arasýnda köprü olmuþtur.

Yunan medeniyeti "güzel"i, Roma "hukuk"u tesis etmiþtir. Sami medeniyetinin katkýsý "din"dir. Çin "faydalý"yý gerçekleþtirir. Hindin insanlýða armaðaný "hayal" ile "tasavvuf", Avrupa medeniyetinin ise "ilim"dir. Dünya medeniyetleri arasýnda yerini alan ve düþünce, ilim, sanat, kültür, edebiyat vs alanlarýnda kendine has bir tarz ortaya koyan Ýslâm medeniyetini çaðlara ayýrmak gerekirse, bunu Batý kriterlerine göre deðil, kendi tarihine göre yapmak lâzýmdýr.

Ýslâm medeniyeti Ortadoðu, Ýran, Afrika ve Ýspanya'da ilk altýn çaðlarýný yaþamýþtýr. Fakat Doðu'daki yükseliþi Moðollar, Batý'daki yükseliþi ise Avrupalýlar tarafýndan ne yazýk ki kanla kesilmiþtir.

Batý, kurduðu medeniyeti yine kendi insanlarý sebebiyle kaybetmiþ, daha sonra ise Doðulular sayesinde kavuþtuðu eski uygarlýðýn temelleri üzerinde daha mükemmelini inþa etmiþti. Yoksa tarih tekerrür edecek ve Ýslâm medeniyeti de ayný kaderi paylaþýp kendi medeniyetini Batý'dan mý alacak?

Ýslâm medeniyetine de bir Rönesans yaþatmak; Batý örneðinde olduðu gibi, müspet ilim, düþünce, sanat, kültür alanlarýnda çok çalýþmak, en iyi olmak ve kendi tarzýný ortaya koymakla mümkün olacaktýr. Geçmiþle kuru kuruya övünmenin hiçbir fayda vermeyeceði bu yarýþta, sorumluluk inananlara düþmektedir. Yoksa, tarih tekerrür edecek ve Batý kendi medeniyetini nasýl Doðu'dan aldýysa, Ýslâm dünyasý da kendi medeniyetini Batý'dan mý alacak?
Gönderen: 14.08.2006 - 11:25
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 2130 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sefa46 (70), sa71bo (53), hacý46 (39), talathoca (68), volkanadar (46), abcesam (66), ~YaSeMeN~ (40), Yavuz Selim Hay.. (54), sezerarzumanogl.. (40), mhakanavci (43), mevlüt01 (43), ravza dila (41), cartel02 (43), CANBULUT (48), mbitis (39), nurkelebek (56), lokmanyavuz1959 (65), mke55 (40), Seymaa (51), veyselkarani (51), a_musab (38), uyuz (45), tugbil (60), Guldemet (49), Fatih Erus (38), Nedim06 (59), Yusra (36), a_Sena_a (49), abdullah acar (47), M HAKAN AVCI (43), kral (48)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.14106 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.