*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1622 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Perşembe, 14. Kasım 2024 - 12:50

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » Yahudi yazardan Olmert analizi !...

önceki konu diğer konu

1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	sicilyali

Yahudi yazardan Olmert analizi !...

1054 Mesaj -

Bizi bu savaþý baþlatmaya iten Bush, þimdi de savaþý sürdürmeye itiyor. O da hayal dünyasýnda yaþýyor. Bush, Olmert ve benzerleri, kitleleri kýþkýrtýp peþlerinden sürükleyebilir; ta ki "Ýmparator çýplak" çaðrýsý onu iþitecek kulaklarý bulana dek.
Benim için sarsýcý bir açýklama anýydý.

Baþbakanýmýz günlük konuþmalarýndan birini dinliyordum. "Biz harika bir halkýz" dedi. Dedi ki: "Bu savaþý þimdiden kazanmýþ durumdayýz, devletimizin en büyük zaferidir bu. Dedi ki: Ortadoðu'nun çehresini deðiþtirdik. Ayný etkide baþka bir sürü þey daha söyledi.

Kendi kendime, eh, Olmert iþte, dedim.

Olmert'i 20 küsur yaþlarýndan beri tanýrým. O zamanlar ben bir Knesset üyesiydim, o da baþka bir üyenin kitap taþýyýcýsýydý -gerçekten öyleydi. Kariyerini o zamandan beri izliyorum. Bir parti memurundan, manipülasyonlarda uzmanlaþan bir küçük su politikacýsýndan, rüzgar gülü bir demagogdan baþka bir þey olmadý. Yol boyunca defalarca parti deðiþtirdi, eksi D not alan bir belediye baþkaný oldu; ta ki Ariel Þaron'un kervanýna kapaðý atana kadar. Biraz da rastlantý eseri, kendisine o boþ "Baþbakan Vekili" unvaný verildi. Þaron inme geçirdiðinde de Olmert'i de þaþýrtan bir þey oldu: Baþbakan oldu.

Kariyeri boyunca tam bir olumsuzcu olmayý sürdürdü; temelde bir saðcýydý, ama solcularla karþýlaþtýðýnda liberal gibi görünmeye çalýþtý.

Kendi kendime, bu o olumsuzcu konuþmalarýndan biri deðil, dedim. Ama sonra korkunç bir düþünceyle çarpýldým: Yo, adam söylediklerine inanýyordu!

Hayal etmesi bile zor, ama Olmert gerçekten de bunun baþarýlý bir savaþ olduðuna inanýr gibi. Kazandýðýna, Ýsrail'in durumunu kökten deðiþtirdiðine, Yeni bir Ortadoðu kuruyor olduðuna, Arierl Þaron'dan çok daha üstün (eninde sonunda, Lübnan'ý yenip Hizbullah'ýn füze cephaneliðini kurmasýna izin veren kiþiden) çok daha üstün tarihi bir lider olduðuna, savaþa devam etmesine izin verildiði sürece tarihteki endamýnýn büyüyeceðine inanýr gibi.

Belli ki Ehud Olmert gerçekle baðýný koparmýþ durumda. Tek baþýna bir balonun içinde yaþýyor. Konuþmalarý pek hakiki bir sorunu olduðunu gösteriyor.

Ýsrail'in þu an yüz yüze olduðu sorunlarýn içinde en þiddetlisi bu. Çünkü bu adam, kolayca, milyonlarýn kaderine karar veriyor: Kimin öleceðine, kimin mülteci olacaðýna, kimin dünyasýnýn paramparça edileceðine.

Ama Olmert'in megalomani sorunu Amir Peretz'e olanlarýn yanýnda hiç kalýr.

Bundan tam dokuz ay önce, Ýþçi Partisi'nin baþkanlýðýna seçilmesinin ardýndan Peretz Tel Aviv'deki Rabin Meydaný'nda düþlerini açýkladýðý bir konuþma yaptý: Ýsrail'le Gazze þeridi'nin arasýndaki kimsesiz topraklarda bir futbol sahasý yapýlacak ve Sdreot'tan Ýsrailli çocuklarla yakýndaki Bet Hanun'dan Filistinli çocuklar arasýnda bir maç oynanacaktý. Ýsrailli bir Martin Luther King.

Dokuz ay sonra bir canavar dünyaya geldi.

Knesset seçimleri kampanyasýnda Peretz bir toplumsal devrimci gibi görünüyordu. Ýsrail toplumunun çehresini deðiþtireceðini, yeni ulusal öncelikler belirleyeceðini, askeri bütçeden milyarlar kesip eðitime, refaha ve zenginle yoksul arasýndaki uçurumu azaltacak önlemlere aktaracaðýný duyurdu. Eski bir barýþsever olarak, Filistin'le ve bütün Arap dünyasýyla barýþý da saðlayacaktý elbette.

Bunlar ona birçok yurttaþýn oyunu kazandýrdý; normalde Ýþçi Partisi'ne oy vermeyi asla düþünmeyeceklerinkini de.

Bundan sonra olanlarsa tarih. Olmert ona Savunma Bakanlýðý'ný teklif ettiðinde kendi kendini baþtan çýkardý. Bunu yapan yine o olumsuzcu Olmert'ti. Hepimiz gibi, o da Peretz'in tuzaða doðru ilerlediðini, bir ciddi bir askeri olmayan sivil olarak askerlere kolayca yem olacaðýný biliyordu. Ama Peretz sinip geri çekilmedi. Hayatýnýn nihai amacý Baþbakan olmak; güvenilir bir aday olmak için de kendini bir güvenlik uzmaný olarak sunmasý gerektiðine inandý.

O gün bugündür, Peretz azgýn bir savaþ kýþkýrtýcýsý oldu çýktý. Generallerin bütün taleplerini desteklemekle, onlarýn sözcüsü olmakla kalmadý; Ýsrail'in savaþa itilmesine de katkýda bulundu. O zaman bu zamandýr da savaþýn devam etmesini, geniþlemesini, büyümesini, daha çok öldürmesini, daha çok yakýp yýkmasýný, daha çok iþgal etmesini talep edip duruyor. Bunu kendisi açýkladý: "Nasrallah Amir Peretz ismini asla unutmayacak!" Turistik bir yere ismini kazýyan þýmarýk bir çocuk gibi.

Þimdiyse, Olmert'ten de aþýrýlýkçý olmaya çalýþýyor. Baþbakan füzelerden ve kara savaþýndan kaynaklanan fazla sayýdaki kayýp zaferini gölgeleyecek diye ilerlemekten korkarken, Peretz neye malolursa olsun Litani Nehri'ne ulaþmak istiyor. Baþka yolu yok, eðer biri Baþbakan olmak istiyorsa, cesetleri çiðnemek zorunda.

Canavar böylece dünyaya geldi. Rosemary'nin Bebeði.

Bugün, savaþýn 25. gününde, þöyle bir ara denge tutturabiliriz. Amaçlar neydi? Sonuçlar ne?

"Hizbullah'ý yok etmek"

Kim inanýrdý, ama 25. günde Hizbullah hâlâ ayakta ve savaþýyor. Birkaç bin savaþçý, dünyanýn en güçlü beþinci ordusuna karþý. Artýk kimse Hizbullah'tan kurtulmaktan bahsetmiyor; ne Olmert, ne Peretz ne de Halutz -bu kutsal üçgenin üçüncü köþesi.

"Hizbullah'ý zayýflatmak"

Bu, ilk amacýn seyreltilmiþ hali. Daha uygun, çünkü ölçülemez. Sonuçta, her savaþta iki taraf da zayýflar. Ýnsanlar ölür ve yaralanýr, silahlar yok edilir, binalar yýkýlýr. Ama Ýsrail birbiri ardýna yeni tümenleri harekete geçirir ve ABD bize alelacele bomba yetiþtirirken, Hizbullah bu kayýplara dayanabilir mi?

Örgütün kaç savaþçý kaybettiðini kimse bilmiyor. Ýsrail ordusu tahminler yayýnlayýp duruyor, ama bunlarý kanýtlayamýyor. Lübnanlýlar çok daha küçük sayýlardan bahsediyor; onlarýn da kanýtý yok.

Ama aslolan bu deðil. Hizbullah gibi bir örgütün "kutsal savaþ" için birbiri ardýna gönüllü bulmakta bir sorunu yok. Kayýplarý ne kadar olursa olsun, savaþýn ardýndan örgüt gerektiði kadar savaþçýyý eðitecektir. Cephanelikleri de Ýran ve Suriye'den gelen silahlarla yenilenecektir. Sýnýr uzun, tamamen kapatmaya olanak yok.

"Hizbullah'ý sýnýrdan uzaklaþtýrmak"

Bu da kýrpýlmýþ amaç -önceki ikisinin gerçekleþtirilemeyeceði belli olunca. Bu da henüz gerçekleþtirilmiþ deðil, gerçekleþtirilemeyecek de, çünkü eriþilebilir deðil. Hizbullah savaþçýlarýnýn çoðu Güney Lübnan kasabalarýnýn, köylerinin delikanlýlarý. Açýktan ya da gizliden, orada olmaya devam edecekler. Bunu hiçbir uluslararasý güç engelleyemez, hele Lübnan Ordusu hiç.

Füzeler uzaklaþtýrýlabilir. Kaç kilometre? On mu? Yirmi mi? Bu da Nahariye, Hayfa ve Tel Aviv üzerindeki tehdidi ortadan kaldýrmayacak -hele teknolojik olarak daha ileri türleri geldikçe füzelerin menzili arttýkça.

"Hasan Nasrallah'ý öldürmek"

Mark Twain'den alýntý yaparsak, þimdilik, öyle görünüyor ki, ölüm haberi bir abartýdan ibaret. Doðrudur, Entebbe macerasýnýn bir parodisi gibi, Nasrallah Baalbek'teki bir hastaneden çekilip çýkarýldý; ama bu baþka bir Hasan Nasrallah'tý. Tüh.

Bu arada, asýl Nasrallah serpilip büyüyor. Olmert'in sonu gelmez kliþelerle ve masaya yumruk indirmelerle dolu ucuz konuþmalarýyla karþýlaþtýrýldýðýnda, Hizbullah lideri aðýrbaþlý bir konuþmacý, ölçülü, genellikle de inandýrýcý.

"Ýsrail ordusuna caydýrýcýlýðýný geri kazandýrmak"

Ýsrail ordusunun iyi, profesyonel, düzenli ordularý yenme yetisi olan bir ordu olduðundan kimsenin kuþkusu yok. Ama bu savaþ, kararlý savaþçýlarý, yapabilirliði olan bir gerilla örgütüne karþý askeri bir sonuç alamayacaðýný kanýtlýyor. Hizbullah 25 gün sonra hâlâ ayakta ve diþini geçirebilir haldeyse, Ýsrail ordusunun caydýrýcýlýðý zayýflamýþ durumdadýr -bundan sonra ne olursa olsun.

Bu bakýþ açýsýyla, savaþ Ýsrail'in güvenliðine zarar vermiþtir. Ýsrail'in arkasýnýn açýða çýktýðýný, Hizbullah savaþçýlarýnýn Ýsrail askerlerinden daha aþaðý olmadýðýný, Hava Kuvvetleri'nin kara kuvvetleri olmadan kazanabileceði öyle de-lüks bir savaþ olmadýðýný -karþý tarafýn sözü edilebilir bir hava kuvvetlerinin olmadýðý ideal koþullarda bile- kanýtlamýþ durumda.

Bazýlarý kendilerini "Araplar bizim deli olduðumuzu gördü" diyerek rahatlatýyor. Küçük yerel bir provokasyona bir ölüm ve yýkým alemiyle, ülkelerin tamamýný yerle bir ederek yanýt veriyoruz; bir tür ulusal amok koþusuyla. Ama amok koþuculuðu politika deðildir. Hiçbir sorunu çözmez. Denetlenemeyen bir reflekstir. Düzgün düþünmeye olanak tanýmaz. Hatta diðer tarafýn bizi önceden düþünülmüþ provokasyonlarla manipüle etmesine olanak saðlar.

"Sýnýr boyuna bir Uluslararasý Güç konuþlandýrmak"

Bütün diðer amaçlar uçup havaya karýþtýktan sonra, bir tür acil çýkýþ kapýsý.

Savaþýn baþýnda, Olmert kendisi böylesi bir güce -bir gayret- karþý çýkmýþtý; çünkü Ýsrail ordusunun hareket özgürlüðünü kýsýtlayacaktý. Açýktýr ki, bölgede bir ateþkes saðlanmadýkça ve Hizbullah'la bir anlaþmaya varýlmadýkça, hiçbir uluslararasý güç gelmeye cesaret etmeyecek. Kimse iki ateþ arasýnda kalmak istemez. Bu nedenle, bu güç, kendisine karþý baþlayacak bir gerilla savaþýnýn korkusuyla, ayný zamanda Hizbullah'ýn çýkarlarýna da hizmet etmek zorunda. Bunun için bütün fedakarlýklar yapýlmýþ durumda mý?

"Ortadoðu'da yeni bir durum yaratacaðýz"

Bu amaca gerçekten de ulaþýldý -ama Olmert'in kendisine (bize) söylediði biçimde deðil.

Savaþýn uzun vadeli sonuçlarý hemen belli olmaz. Bismarck'ýn "tartýlamazlar", ölçülemeyen þeyler diye tanýmladýðý kategoridedirler.

Her gün on milyonlarca Arap ve yüz milyonlarca Müslüman televizyonlarýnda ezilmiþ bebeklerin aþaðýlýk görüntülerini, korkunç bir yýkýmýn görüntülerini görüyor. Bunlar kitlelerin bilincinde derin bir yere kazýnýyor ve ardýnda füze cephaneliklerinden çok daha tehlikeli bir kýzgýnlýk ve öfke birikimi býrakacaklar. Bu 25 günde, binlerce yeni intihar bombacýsý yaratýlmýþ oldu. Ve Nasrallah'ýn "Arap dünyasýnýn kahramaný" kiþiliði yükseldikçe, "ýlýmlý" Arap rejimlerine yönelik saygýda dibe vuracak -yani tam da ABD'yle Ýsrail'in Yeni Bir Ortadoðu yaratmak için dayandýklarý rejimlerin.

25. günün ardýndan 26.'sý gelecek, sonra da devamý. Bizi bu savaþý baþlatmaya iten Baþkan Bush, þimdi de savaþý sürdürmeye itiyor (deyimdeki gibi "Son Ýsrail askerine kadar" ). O da Olmert gibi bir hayal dünyasýnda yaþýyor.

Bush, Olmert ve benzerleri, kitleleri kýþkýrtýp peþlerinden sürükleyebilir; ta ki "Ýmparator çýplak" çaðrýsý onu duyacak kulaklarý bulana dek.

Savaþýn en mide bulandýrýcý görüntülerinden biri uluslararasý diplomatlarýn Olmert Þirketi'nin savaþý sürdürebilmesi için ellerinden gelen her þeyi yapmalarýnýn görüntüsü. Birleþmiþ Milletler bundan çok daha önce bir Beyaz Saray ajaný olup çýktý. Sýnýrýn her iki yanýnda hayatlar yýkýlýr, ölüler gömülürken, ikiyüzlülük ve sahte sofuluk geçit töreninde.

Olmert savaþa devam edebilmek için olabildiðince gün "kazanmak" istiyor. Ne tür bir kazanç bu? Güney Lübnan'ý sineklerin yapýþkanlý sinek kaðýdýný fethettiði gibi fethediyoruz. Generaller Hizbullah'ýn nasýl kuzeye sürüldüðünü göstermek için etkileyici oklarla dolu haritalarý gösterip duruyor. Bu ikna edici olabilirdi -eðer düzenli bir orduyla savaþýlan bir cepheden söz ediyor olsaydýk; týpký Harp Okulu'nda öðretildiði gibi. Ama bu tamamen farklý bir savaþ. Fethedilen alanda, Hizbullah yerli yerinde ve askerlerimiz Hizbullah'ýn daha ilk günden üstünlük gayet iyi uyguladýðý saldýrýlarýna açýk durumdalar.

Öyleyse, Litani Nehri'ne gidelim mi? Onun ardýnda baþka bir nehir daha var, onun ardýnda da bir baþkasý. Lübnan gidebileceðimiz nehirlerle dolu.

Belki de, bu iki keþin, Olmert'in ve Peretz'in "kafayý bulduklarý yükseklerden" inip haritayý incelemelerinde yarar vardýr.

* Uri Avnery, eski Ýsrail ordusu askeri ve parlamenter. Bugün bir gazeteci ve barýþ eylemcisi. Ýsrailli Gush Shalom (Barýþ Bloðu) hareketinin önderlerinden.

Uri Avnery
08.08.2006 16:24

Alinti samanyoluhaber

Gönderen: 08.08.2006 - 23:23

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1622 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
33mya (63), turkishdanger (36), LeeNa (56), avara (34), @KIN (43), Sedat KAYHAN (61), burcuburcu (49), emelim (52), yahia (49), huzur (52), nazarboncuð.. (44), fettah (42), asafusta (41), Selim54 (35), excelleron (53), SeHZaDeM (34), sofiumit (41), remzi82 (54), iskender_1 (44), Ibrahim_Kerim (43), ÝSU (31), sadozaydin (38)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 1.03393 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.