*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1493 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazar, 1. Aralık 2024 - 02:32

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » K İ T A P / K Ü L T Ü R / S A N A T » MiZAH - KARiKATÜR - FIKRA » Deyimlerin hikayesi...

önceki konu diğer konu

5 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	ZeBaNi

Deyimlerin hikayesi...

1023 Mesaj -

" AYIKLA PIRINCIN TASINI"

Bir zorluðu çözümlerken, bir engeli ortadan kaldýrmaya uðraþýrken, bazen hiç beklenmedik sürpriz olaylarý çýkar ve daha büyük engeller karþýmýza dikilir. O zaman "Ayýkla pirincin taþým" deyimini kullanýrýz.
Tabirin hikayesi, Osmanlý tarihine dayanýr, Yavuz Sultan Selimin Yemen'i Osmanlý topraklarýna katmasýndan bir süre sonra, Yemen'de isyan çýkmýþ, uzun uðraþmalar sonunda Yemen Fatihi Sinan Paþa, duruma hakim olmuþ; Yemen bundan sonra 400 yýl Osmanlý hâkimiyetinde kalmýþtý..

Söylentiye göre, Sinan Paþa'nýn askerleri bir gün çölde konaklamýþ. Yemek piþirmek üzere, hasýr torbalar içindeki Mýsýr pirinçlerine yere serdikleri büyük bir çadýrýn üstüne dökmüþ ve taþlarýný ayýklamaya baþlamýþlar.

Bu sýrada bir firtýna çýkmýþ ve rüzgârýn savurduðu bir kum bulutu, pirinçlerin üstüne inerek, ufak bir tümsek halinde yýðýlmýþ.
Kumlarýn altýnda kalan pirinçlere bakakalan yeniçeriler arasýndan þakacý bir asker, arkadaþlarýna:
-Biz Allah'ýn nimetini taþlý diye beðenmiyorduk, bizim gibi günahkâr kullara üç beþ taþ az bile gelir. Asýl þimdi ayýklayýn bakalým pirincin taþýný. Ulu Rabbimiz, Kabe'ye hücum eden fil sahiplerinin baþýna Ebabil kuþlarýndan taþ yaðdýrmýþtý. Bizim baþýmýza da daha büyük taþ yaðdýrmadan hemen tövbe edelim diyerek arkadaþlarýný güldürmüþ.

Gönderen: 22.06.2006 - 02:26

	ZeBaNi

1023 Mesaj -

ASLINA HUUU... NESLINE HUUU...

Bazen, soysuz, yerini hak etmeyen kiþiler de yüksek yerlere gelir. Ama zaman zaman küçük, soysuz davranýþlarla kendini belli eder. Bu gibi kiþiler için söylenen "aslýnda huu, nesline huu" deyiminin yakýþtýrma hikayesi þöyledir:

Vaktiyle bir hükümdar, vezirlerine emir vermiþ: "Her kim bana Hýzýr Aleyhisselâmý bulur, getirirse, onu zengin edeceðim."

Kimse bu iþe cesaret edememiþ. Çok fakir bir ihtiyar adam, uzun uzun düþündükten sonra; "Þurada kaç gün ömrümüz var. Karým da, ben de bu yaþa kadar yoksulluk içinde yaþadýk. Bu iþi yaparým diye ortaya çýkýp, Padiþah'tan zaman istersem, hiç deðilse o zaman süresince rahatlýk ve bolluk içinde yaþarýz. Süre dolunca, ortadan kayboluruz" demiþ. Kadýncaðýz da razý olunca, sarayýn yolunu tutmuþ.

Hükümdar, ihtiyara kýrk gün gün süre tanýmýþ. Kýrk gün içinde Hýzýr'ý bulup getirmezse, baþýndan olacaðýný söylemiþ.

Ýhtiyarla karýsý, kýrk gün bolluk ve mutluluk içinde yaþamýþlar. Yemiþ içmiþ, rahat etmiþler, kýrkýncý gün kaçmayý planlamýþlar ya, uyuya kaldýklarýndan, becerememiþler.

Saray adamlarý, erkenden gelip almýþ ihtiyarý, saraya götürmüþ. Saraya giderken, cüceye benzer biri, ihtiyarýn arkasýna takýlmýþ. Ýhtiyar adam, hükümdarýn ayaklarýna kapanmýþ, yoksulluk yüzünden yalan söylediðini anlatýp, af dilemiþ.

Hükümdar, ateþ püskürerek, en büyük vezirine sormuþ:

-Sen söyle, koca Vezirin, bu herife ne ceza verelim?

-Hakaným bu adamý kýrk katýrýn kuyruðuna baðlayýp süründürelim, demiþ büyük vezir.

-Aslýnda huuu... nesline huuu... diye seslenmiþ ihtiyarýn yanýndaki cüce Hükümdar ortanca vezirine de sormuþ. Ortanca vezir:

-Hükümdarýn, bu herifi keþkeþ gibi ezelim, leþini köpeklere verelim, demiþ Cüce tekrar konuþmuþ:

-Aslýna huuu... nesline huuu....

Hükümdar, küçük vezirine de sormuþ: "Sen ne dersin" diye.

-Yüce Hakaným, demiþ küçük vezir... Bu zavallý ihtiyar zaten ömrünün sonuna gelmiþ. Yokluk yüzünden bir yalancýlýk etmiþ. Büyüklük þanýna baðýþlamak yakýþýr... Baðýþlayýn gitsin.

-Aslýna huuu... nesline huuu... Diye duyulmuþ cücenin sesi yeniden.

Hükümdarýn dikkatini çekmiþ; ihtiyara sormuþ:

-Cüce, Hükümdarýn yanýna yaklaþarak selâm vermiþ:

-Ey hükümdar... demiþ. Senin büyük vezirinin babasý katýra idi. Ondandýr. Ortanca vezirin babasý keþkeþçi idi. Herkes babasýnýn izini güder. Þu en küçük vezirin yok mu? Ýþte onun babasý da yine vezirdi. Vezir oðlu vezir olan vicdanlý insan, þu zavallý ihtiyarýn baðýþlanmasýný senden istedi. Bu nedenle deminden beri hepsine "Aslýna huuu... nesline huuu..." dedim.,

Hakanýn meraký bir kat daha artmýþ:

-Peki, sen kimsin? Bunlarý nereden biliyorsun? diye sormuþ.

-Ya sen bugün kimi bekliyordu? diye sormuþ cüce, bir düþün ve hatýrla bakayým.

Sonra, küçük veziri iþaret ederek:

-Ýþte vezir.

Kendini iþaret ederek:

-Ýþte Hýzýr.

deyince, oracýkta kayboluvermiþ.

Gönderen: 22.06.2006 - 02:31

	ZeBaNi

1023 Mesaj -

AKIL TOKMAGI

Kiþinin aklýný baþýna getiren, olumlu yöne döndüren, ani olaylardan söz edilirken, akýl tokmaðý deyimi kullanýlýr. Eskiden sinirleri bozulanlarý, evliyalara, türbelere götürüp, okuturlardý.

Türbenin postniþini, türbedar olan zat, hastayý muayene eder, sonra ya alý koyar veya baþka bir türbeye götürülmesini tavsiye ederdi.

Bazen, birkaç gün için türbede býrakýlan hasta, gündüzleri türbedar tarafýndan okunup, üflenir, kimi zaman, akýl Tokmaðý denilen, aðaçtan yapýlmýþ bir tokmaðý türbedar, ansýzýn hastanýn baþýna hafiften indirirdi.

Habersiz baþýna indirilen tokmak darbesiyle hasta, aklýný hafýzasýný yeniden toplardý. Belki de þimdiki þok tedavisinin elektriksiz bir çeþidi olan bu usul, kiþilerin üzerinde ani ve olumlu tesiri olan olaylarda, akýl tokmaðý deyiminin kullanýlmasýna neden olmuþtur.

Gönderen: 22.06.2006 - 02:32

	ZeBaNi

1023 Mesaj -

AYAKLARI SUYA INDI

Hatasýný anladý, gerçeði buldu, anlamýna bir deyim.

Uykuda gezme hastalýðý olan kiþilerin yataðý etrafýna, sahanlar ve tepsiler içinde su koyarlarmýþ. Hasta, uyku arasýnda yataktan kalkýp yürürken ayaklan bu sulara deyince uyanýrmýþ.

Günlük hayatta, yanlýþ bir iþ yapmaða yeltenirken, herhangi bir ikaz üzerine hatasýný anlayarak vazgeçen ve doðru sapanlar için "ayaklan suya erdi" deyimi kullanýlýr.

Gönderen: 22.06.2006 - 02:33

	ZeBaNi

1023 Mesaj -

AGZINLA KUS TUTSAN NAFILE

Bir kiþi kendini, ya da yaptýðý bir iþi, karþýsýndakine bir türlü beðendiremediði, sevdiremediði hallerde söylenen bir deyim.

Bu tabirin hikayesi, Osmanlý devrinden kalmadýr.

Osmanlý Devletinin güçlü zamanlarýnda, Fransa ile iyi iliþkiler kurulmuþ, bu arada, Ýspanya Kralým ezmek için Osmanlý Devletinin desteðini gören Fransa, Osmanlý Padiþahýný en büyük hükümdar olarak tanýmýþtý. Akdeniz'de Türk bayraðý çekerek, Barbaros'un enirine giren Fransýz donanmasý gibi, Fransýz ordusu da Osmanlý desteðine güveniyordu.

O devirlerde, Topkapý Sarayý'nýn arz odasýnda, huzura kabul edilmeyi bekleyen Fransýz elçisi. Kýzlar Aðasýna, iþinin önemli ve acele olduðunu bir türlü anlatamamýþ, içeri alýnmayý saðlayamamýþtý.

Bin bir rica ve ýsrar sonunda Kýzlar Aðasý, sabýrsýzlanan elçiye þöyle dedi:

-Siz ne lâf anlamaz adamlarsýnýz yahu! Þevketli Sultanýmýz hazretleri bugün çok hiddetli. Demincek bir Frenk hokkabaz burada idi. Adamcaðýz ne hünerler gösterdi: Külahýnýn altýndan tavþanlar çýkardý, alev alev yanan demir çubuklan aðzýnda söndürdü, sekiz arþýn uzaklýktaki iðneye iplik taktý, havaya bir kuþ uçurdu, uçun kuþa bir þeyler söyledi, kuþ gelip aðzýna kondu, o da aðzýyla ayaklarýndan yakaladý. Sultanýmýz onu bile huzurdan kovdu. Senin anlayacaðýn, aðzýnla kuþ tutsan nafile; ama daha büyük hünerlerin varsa bir kere Zat-ý Þahaneye arz edeyim.

Gönderen: 22.06.2006 - 02:37

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1493 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Yalvac (61), kmurrad (59), endulus (57), ercan_sw (51), erhanseyfi (64), B e t u l (52), h.t (62), zisan_gul (41), hasretkafesi (53), ahmetkb (52), mustakar01 (62), tövbekargenç (44), mekoc66 (56), ahmet_k22 (39), Abdullah-10 (57), maruf-1 (59), GuelSevdasi81 (43), inci-2 (61), maxsibilyan (45), enesny (42), ramadan48 (42), fatmaavci (62), FIRTINA 50 (56), kaptan67 (61), menzil38 (57), Hacer -72 (52), Guel (39), A H M E T (45), msk02 (47), Mehmet_Ank (63), yusufgezer (41), Aydýn Vu.. (55), Sezer (), oguzlarx27 (55), M.Riza Sekerli (54), kamanliadem (59), eva_maria (36), musab b. ümeyr (42), nurfatih (46), AhmetBayrak (56), ali öz (48), köln42 (58), xAhmetx (49), sadullahyusuf (40), abdülhamit (231), tigrisriver (45), sürmeli (41), enesertugrul (52), medsav (67), Turan64 (61), GCc_EEi (42), ahmetsait (44), alidogan1 (64), ayhanisik42 (51), sedi güngörmü&t.. (59), baha1903 (40), bünyan (59), Orbay1 (56), kaymakli-50 (58), cagri67 (52), HAKAN ERGÜT (50), ravda dostu (40), fatiha42&07 (54), mavipýna.. (59), efrailakcay (51), Bekir 38 (39), selva sehito&et.. (40), Mursid (60), turkish wolf (52)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.88990 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.