0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » ömer hayyam kimdir???

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
vehbi70 su an offline vehbi70  
ömer hayyam kimdir???
919 Mesaj -
HAYYAM (Ebul Feth Ömer bin Ibrahim; Ömer Hayyam da denir), iranli Sair ve bilgin (Nisapur 1044.ay.y 1123/1136). Hayati, gençlik yillari kesinlikle bilinmiyor. Elde bulunan eserlerinden, hayatiyla ilgili olaylari anlatan bazi kitaplardan, felsefe, matematik ve astronomi konularinda çalistigi, bu alanlarda düzenli bir ögrenim gördügü anlasilmaktadir. Hayyam (Çadirci) takma adini, atalarinin çadircilik yapmalari yüzünden aldigi söylenir. Ömer Hayyam, zamaninda daha çok bilgin olarak ün kazandi. Iran'in, Selçuklular yönetiminde oldugu bir zamanda yetisen Hayyam, Horasan ülkesindeki büyük Sehirleri, Belh, Buhara ve Merv gibi bilim merkezlerini gezdi, birara Bagdat'a da gitti. Zamaninin hükümdarlarindan, özellikle selçuklu sultani Meliksah ve Karahanlilardan Semsülmülk'ten büyük yakinlik gördü. Saraylarinda, meclislerinde bulundu. Residüddin'in "Cami-üt-Tevarih" adli eserinde anlattigina göre Nizamülmülk ve Hasan Sabbah, Ömer Hayyam ile okul arkadaslariydilar.
Gerek Hayyam'in zamaninda, gerek sonarki çaglarda yazilan kaynaklarda çaginin bütün bilgilerini edindigi, o alanlarda derin tartismalara girdigi, fikih, ilahiyat, kiraat, edebiyat, tarih, fizik ve astronomi okuttugu yazilidir. Ebu'l Hasan Ali El-Beyhaki onun çok bilgili bir kimse oldugunu, fakat müderrislik hayatinin pek basarili olmadigini bildirir. Ayrica Zemahseri ile uzun boylu tartismalara giristigini, onun derslerine bile devam ettigini, Zemahseri'yi, bilgi bakimindan begendigini yazar.
Hayyam'in fizik, metafizik, matematik, astronomi ve siir konularinda degisik eserleri vardir. Bunlar arasinda Ibni sina'nin Temcid (Yücelme) adli eserinin yorum ve tercümesi de yer alir. Zamaninda, bir bilgin olarak ün kazanan Ömer Hayyam'in edebiyat tarihindeki yerini saglayan, sonraki yüzyilarda da dogu islam dünyasinin en büyük Sairlerinden biri olarak anilmasina yolaçan Rubaiyat'idir (Dörtlükler). Ömer Hayyam, iran ve dogu edebiyatinda rubai türünün kurucusu sayilir. Sonralari aralarina baskalarinin eserleri de karsian bu rubailer iki yüz kadardir. Hayyam, oldukça kolay anlasilan, yumusak, akici, açik ve seçik bir dil kullanir. siirlerinde gerçekçidir. Yasadiklari, gördüklerini, çevresinden, zamanin gidisinden aldigi izlenimleri yapmaciga kapilmaksizin, oldugu gibi dile getirir. Ona göre, gerçek olan yasanandir, dünyanin ötesinde ikinci bir dünya yoktur. Insan, yasadikça gerçektir, gerçek ise yasanandir. En sasmaz ölçü akil ve sagduyudur. insan bir akil varligidir. Gerçege ancak akil yolu ile ulasilabilir.
Onun siirinde zamanin haksizliklari, softaliklari, akil almaz saçmaliklari ince, alayli, igneleyici bir dille yerilir. Dörtlüklerinin konusu ask, sarap, dünya, insan hayati, yasama sevinci, içinde bulundugumuz geçici dünyanin tadini çikarma gibi insanla yogun bir baglanti içinde bulunan gerçek eylem ve davranislardir. Siirlerinde isledigi konulara, çokluk felsefe açisindan bakar. Ask, sevinç, hayatin tadini çikarma, Hayyam'a göre vaz geçilmez insan duygularidir, insan hayatinin ana dokusu bunlarla örülüdür. Bazi dörtlüklerinde filozofça derin bir sezgi, açik ve seçik bir insan severlik duygusu, gösteristen, asiriliktan uzak bir yasama anlayisi görülür. Hayyam kendisinden sonra gelen pek çok sairi etkilemis, rubai alaninda tek örnek olarak benimsenmistir. Bati ülkelerinde adina bir çok dernek kurulmus, rubaileri bütün bati dillerine, bu arada birçok defa Türkçeye Rubaiyat-i Hayyam, Hayyam'in Rubaileri, Ömer Hayyam ve Rubaileri, Dörtlükler adi altinda tercüme edilmistir.

1.
Ey özünün sýrlarýna akýl ermeyen;
Suçumuza, duamýza önem vermeyen;
Günahtan sarhoþtum, ama dilekten ayýk;
Umudumu rahmetine baðlamýþým ben
2.
Büyükse de isyaným, kötülüklerim,
Yüce Tanrý' dan umut kesmiþ deðilim;
Bugün sarhoþ ve harap ölsem de yarýn
Rahmete kavuþur elbet kemiklerim.
3.
Tanrým bir geçim kapýsý açýver bana;
Kimseye minnetsiz yaþamak yeter bana;
Þarap içir, öyle kendimden geçir ki beni
Haberim olmasýn gelen dertten baþýma.
4.
Rahmetin var, günah iþlemekten korkmam;
Azýðým senden, yolda çaresiz kalmam;
Mahþerde lutfunla ak pak olursa yüzüm
Defterim kara yazýlmýþ olsun, aldýrmam.
5.
Derde gama yatkýn yüreðime acý;
Bu tutsak cana, garip gönlüme acý;
Baðýþla meyhaneye giden ayaðýmý,
Kýzýl kadehi tutan elime acý.
6.
Akýl bu kadehi övdükçe över;
Alnýndan sevgiyle öptükçe öper;
Zaman Usta' ysa bu caným nesneyi
Hem yapar hem kýrýp bin parça eder.
7.
Ey zaman, bilmez misin ettiðin kötülükleri?
Sana düþer azaplarýn, tövbelerin beteri.
Alçaklarý besler, yoksullarý ezer durursun:
Ya bunak bir ihtiyarsýn, ya da eþeðin biri.
8.
Her sabah yeni bir gün doðarken,
Bir gün de eksilir ömürden;
Her þafak bir hýrsýz gibidir
Elinde bir fenerle gelen.
9.
Dünya dediðin bir bakýþýmýzdýr bizim;
Ceyhun nehri kanlý göz yaþýmýzdýr bizim;
Cehennem, boþuna dert çektiðimiz günler,
Cennetse gün ettiðimiz günlerdir bizim.
10.
Yaþamanýn sýrlarýný bileydin
Ölümün sýrlarýný da çözerdin;
Bugün aklýn var, bir þey bildiðin yok:
Yarýn, akýlsýz, neyi bileceksin?

11.
Ýçin temiz olmadýktan sonra
Hacý hoca olmuþsun, kaç para!
Hýrka, tespih, post, seccade güzel;
Ama Tanrý kanar mý bunlara?
12.
Var mý dünyada günah iþlemeyen söyle:
Yaþanýr mý hiç günah iþlemeden söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrý, ne farkýn kalýr benden, söyle.
13.
Felek ne cömert ne aþaðýlýk insanlara!
Han hamam, dolap deðirmen, hep onlara.
Kendini satmýyan adama ekmek yok:
Sen gel de yuf çekme böylesi dünyaya!
14.
Bilgenin yüreðinde her dilek,
Anka kuþu gibi gizli gerek.
Damla nasýl inci olur denizde:
Sedefler içinde gizlenerek.
15.
Ovada her kýzýl lalenin teni
Bir padiþahýn kanýyla beslendi.
Yerden biten þu mor menekþe yok mu?
Bir güzelin yanaðýndaki bendi.
16.
Mal mülk düþkünleri rahat yüzü görmezler,
Bin bir derde düþer, canlarýndan bezerler.
Öyleyken, ne tuhaftýr, yine de övünür,
Onlar gibi olmýyana adam demezler.
17.
Gül verme istersen, diken yeter bize.
Iþýk da vermezsen, ateþ yeter bize .
Hýrka, tekke, post most olasa da olur,
Kilise çanlarý bile yeter bize.
18.
Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacaðýmý da yazmýþýn önceden.
Demek günah iþleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?
19.
Ýnsan bastýðý topraðý hor görmemeli:
Kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili.
Duvara koyduðun kerpiç yok mu, kerpiç?
Ya bir Þah kafasýdýr, ya bir vezir eli!
20.
Hak er geç cimrilerin hakkýndan gelir;
Cehennem ateþleri onlar içindir.
Ne der, dili inciler saçan Muhammet:
Cömert gavur cimri müslümandan yeðdir.
21.
Varlýðýn sýrlarý saklý, benden;
Bir düðüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben.
Bizimki perde arkasýnda dedi-kodu:
Bir indi mi perde, ne sen kalýrsýn, ne ben.
22.
Bir geldi mi derin ölüm uykusu,
Biter bu dünyanýn dedi-kodusu.
Ölenden bir haber bekler insanlar:
Ne söylesin? Bilmez ki ne olduðunu!
23.
Yel eser, umutlar savrulur gider;
Sensiz, bensiz kalýr baðlar bahçeler;
Altýn gümüþ nen varsa harcamaya bak!
Ölür gidersin, düþmanýn gelir yer.
24.
Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
Ýki baþýmýz var, bir tek bedenimiz.
Ne kadar dönersem döneyim çevrende:
Er geç baþ baþa verecek deðil miyiz?
25.
Dünyada akla deðer veren yok madam,
Aklý az olanýn parasý çok madem,
Getir þu þarabý, alsýn aklýmýzý:
Belki böyle beðenir bizi el alem!
26.
Ferman sende, ama güzel yaþamak bizde:
Senden ayýðýz bu sarhoþ halimizde.
Sen insan kaný içersin, biz üzüm kaný:
Ýnsaf be sultaným, kötülük hangimizde?
27.
Bu dünyadan baþka bir dünya yok, arama;
Senden benden baþka düþünen yok, arama!
Vaz geç ötelerden, yorma kendini:
O var sandýðýn þey yok mu, o yok arama!
28.
Þu serviyle süsen neden dillere destan?
Neden hep onlara benzetilir hür insan?
Birinin on dili var, boþboðazlýk etmez,
Ötekinin yüz eli var el açmaz, ondan!
29.
Benim halimden haber sorarsan,
Bir çift sözüm var sana, yürekten:
Sevginle gireceðim topraða,
Sevginle çýkacaðým topraktan.
30.
Þu dünyada üç beþ günlük ömrün var,
Nedir bu dükkanlar, bu konaklar?
Ev mi dayanýr, bu sel yataðýna?
Bu rüzgarlý yerde mum mu yanar?
31.
Dün geldi: Nedir aradýðýn? dedi bana:
Bensem, ne bakarsýn o yana bu yana?
Kendine gel de düþün, içine iyi bak:
Ben senim, sen ben; aranýp durma boþuna!
32.
Sabah doldu göklere mavi mavi;
Doldur, ýþýk döker gibi, kaseyi!
Acý olmasýna acýdýr þarap:
Ama gerçek acýdýr demezler mi?
33.
Adam olduysan hesap ver kendine:
Getirdiðin ne? Götüreceðin ne?
Þarap içersem ölürüm diyorsun:
Ýçsen de öleceksin, içmesen de!
34.
Camiye gittim, ama Allah bilir niye:
Ne namaz kýlmaya, ne dua etmeye.
Eskiden bir kilim aþýrmýþtým camiden:
O eskidi gittim yenisini yürütmeye.
35.
Kimi dinde imanda buldu yolu
Kimi akýl, bilim yolunu tuttu.
Derken ses geldi karanlýklardan:
Gafiller! Doðru yol ne odur, ne bu!
36.
Her gece aklým dalar gider engine.
Aðlarým, inciler dolar eteðime.
Sevdalýyým, þarap dayanmýyor bana:
Kafam baþ aþaðý çevrik bir tas mý ne!
37.
Dünya ne verdi sana? Hep dert, hep dert!
Güzel canýn da bir gün elbet.
Topraðýnda yeþillikler bitmeden
Uzan yeþilliðe, gününü gün et.
38.
Þarap sen benim günüm güneþimsin!
Öyle bir dolsun ki seninle içim.
Bir bildik görünce beni sokakta:
Ne o þarap nereye böyle? desin.
39.
Ben ne camiye yararým, ne hayvana!
Bir baþka hamur benimki, baþka maya.
Yoksul gavur, çirkin orospu gibiyim:
Ne din umrumda, ne cennet, ne dünya!
40.
Bir kuþ gördüm yüce Tus kalesinde,
Keykavus'un kafa tasý pençesinde.
Sorup duruyor kafaya: Hani? Nerde?
41.
Þu testi de benim gibi biriydi;
O da bir güzele vurgun, dertliydi.
Kim bilir, belki boynundaki kulp da
Bir sevgilinin bem beyaz eliydi.
42.
Ýnciyi isteyen dalgýç olacak;
Varý yoðu dosta verip dalacak.
Caný avucunda, nefesi göðsünde:
Ayaðý baþ olacak, baþý ayak
43.
Girme þu alçaklarýn hizmetine:
Konma sinek gibi pislik üstüne.
Ýki günde bir somun ye, ne olur!
Yüreðinin kanýný iç de boyun eðme.
44.
Bir taþ bulamazsýn ki Doðu ovalarýnda
Küfretmesin bana da, benim zamanýma da
Yüz adým yürü bak, bir dertli insan görürsün:
Bunalmýþ, otura kalmýþ yolun kenarýnda.
45.
Güneþ attý göðe sabah kemendini:
Aydýnlýk padiþahý atýna bindi.
Ýçin! için! diye baðýrdý dört yana
Caným sabah þarabýnýn müezzini.
46.
Bu kadeh bir bedendir, cana gebe!
Bir yasemindir, erguvana gebe!
Hayýr; yanlýþ; ne odur þarap ne bu:
Bir sudur, bir su ki yangýna gebe!
47.
Gökte bir öküz varmýþ, adý Pervin;
Bir öküz de altýndaymýþ yerin.
Sen asýl iki öküz arasýnda
Tepiþmesine bak þu eþeklerin!
48.
Ne bilginler geldi, neler buldular!
Mumlar gibi dünyaya ýþýk saldýlar.
Hangisi yarýp geçti bu karanlýðý?
Birer masal söyleyip uyuya kaldýlar.
49.
Bir sýr daha var, çözdüklerimizden baþka!
Bir ýþýk daha var, ýþýklardan baþka.
Hiç bir yaptýðýnla yetinme, geç öteye:
Bir þey daha var bütün yapýtlardan baþka.
50.
Bir damla þarap ver Çin senin olsun;
Bir yudumu bütün dinlerden üstün.
Söyle, ne var dünyada þaraptan hoþ?
O acýya tatlýlar feda olsun.

51.
Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz:
Kuklacý Felek usta, kuklalar da biz.
Oyuna çýkýyoruz birer, ikiþer ikiþer;
Bitti mi oyun, sandýktayýz hepimiz.
52.
Dünya üç beþ bilgisizin elinde;
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme; eþek eþeði beðenir:
Hayýr var sana kötü demelerinde.
53.
Dedim: artýk bilgiden yana eksiðim yok;
Þu dünyanýn sýrrýna ermiþim az çok.
Derken aklým geldi baþýma, bir de baktým:
Ömrüm gelip geçmiþ, hiç bir þey bildiðim yok.
54.
Cennette huriler varmýþ, kara gözlü;
Ýçkinin de ordaymýþ en güzeli.
Desene biz çoktan cennetlik olmuþuz:
Bak, bir yanda þarap, bir yanda sevgili.
55.
Sen sofusun, hep dinden dem vurursun;
Bana da sapýk, dinsiz der durursun.
Peki, ben ne görünüyorsam oyum:
Ya sen? Ne görünüyorsan o musun?
56.
Varlýk yokluk derdini aklýndan sil;
Býrak öteleri de kendini bil.
Doldur þarabý, geniþ bir nefes al:
Kaç nefes alacaðýn belli deðil.
57.
Bir elde kadeh, bir elde Kuran;
Bir helaldir iþimiz, bir haram.
Þu yarým yamalak dünyada
Ne tam kafiriz, ne tam müslüman!
58.
Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yýldýzlar boþtur boþ!
Býrak onu bunu da gönlünü tut hoþ!
Þu durmadan kurulup daðýlan evrende
Bir nefestir alacaðýn, o da boþtur boþ!
59.
Leyla isteyen kiþi Mecnun olmalý;
Kendinden de, dünyasýndan da geçmeli.
Sevenlerin sofrasýna çaðrýlýnca
Ben körüm, ben dilsizim demeli.
60.
Öldürmek de, yaþatmak da senin iþin;
Bu dünyayý gönlünce düzenleyen sensin.
Ben kötüyüm diyelim, kimde kabahat?
Beni böyle yaratan sen deðil misin?
61.
Ben kadehten çekmem artýk elimi;
Tutmam senin senin kitabýný, minberini.
Sen kuru bir sofrasýn, ben yaþ bir sapýk:
Cehennemde sen mi iyi yanarsýn, ben mi?
62.
Eþi dostu verdik birer birer topraða;
Kiminden bir taþ bile kalmadý ortada.
Sen, yorgun katýr, hala bu kalleþ çöldesin:
Sýrtýnda bunca yük, yürü bakalým hala.
63.
Gözüm, kör deðilsen, bunca mezarý gör;
Dünyayý saran yalan dolanlarý gör;
Kýrallar, padiþahlar çürüyüp gitmiþ:
Ela gözlerine kurt dolanlarý gör!
64.
Felek doðruyu eðriyi tartaydý,
Her iþine güzel demek kolaydý.
Böyle özü doðruluk olaydý?
65.
Duman deðil mi dünya mutfaðýnda payýn?
Öyleyse ha olmuþsun ha olmamýþsýn.
Senin zorunsa sermayeden yememek:
Bekle, bekle de baþkasý yesin yarýn.
66.
Bayram geldi; iþimiz iþtir bu aralýk;
Horoz kaný gibi þarap bollaþýr artýk.
Gel gelelim eþekler de boþ gezer þimdi:
Oruç gemi aðýzlarýndan çýkar, yazýk!
67.
Hep arar dururdum, dünyaya geleli,
Alýn yazýsý, cenneti, cehennemi.
Hocam kesti attý, saðlam bilgisiyle:
Alýn yazýsý, cennet cehennem sende, dedi.
68.
Yarým somunun var mý? Bir ufak da evin?
Kimselerin kulu kölesi deðil misin?
Kimsenin sýrtýndan geçindiðin de yok ya?
Keyfine bak: en hoþ dünyasý olan sensin.
69.
Bahar geldi; baþka þey istemem kafamda;
Hele akla hiç yer vermem bahar soframda;
Þarap, seninleyim bu mevsim, koru beni:
Söðüt aðacý, sen de ser gölgeni altýma.
70.
Tanrý, cennette þarap içeceksin, der;
Ayný tanrý nasýl þarabý haram eder?
Hamza bir Arab' ýn devesini öldürmüþ:
Þarabý yalnýz ona haram etmiþ peygamber.
71.
Nerde yüreði tertemiz uyanýk insan?
Nerde güzel düþünceler ardýnda koþan?
Herkes kendi kafasýnýn kulu kölesi:
Hangi Tanrýnýn kulu, nerde o kahraman?
72.
Kim için bu yerler gökler? Bizim için.
Biz görüþ cevheriyiz akýl gözünün
Evren bir yüzük gibiyse çepeçevre
Ýnsan, taþýnda bir nakýþ o yüzüðün.
73.
Yüce varlýk bize bir beden verince
Sevmesini öðretti her þeyden önce
Sonra þu delik deþik yüreðimize
Mana incileri sakladý binlerce.
74.
Niceleri geldi, neler istediler;
Sonunda dünyayý býrakýp gittiler;
Sen hiç gitmeyecek gibisin, deðil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.
75.
Vakit geldi, dünya yeþiller giyecek;
Aðaçlara Musa'nýn eli deðecek,
Kuru tohumlara Ýsa'nýn nefesi;
Gözler açýp buluta çevrilecek.
76.
Gerçek eren içinde kir tutmayandýr;
Varlýðýný korkusuzca hiçe sayandýr;
Bu topraklar üstünde en temiz kiþi
Saðlýðýnda toprak kesilmiþ olandýr.
77.
Ey can, sana aklý niçin vermiþ veren?
Kendini bil, yolunu bul yitip gitmeden.
Baykuþ gibi ne gezersin viranelikte,
Yerin akdoðan gibi sultanýn emrindeyken?
78.
Onlar ki kurtulamaz ikiyüzlülükten
Caný ayýrmaya kalkarlar bedenden;
Horoz gibi tepemde testere olsa
Aklýmýn kafasýný keser atarým ben.
79.
Bir yanarým Tanrý özlemiyle Musa gibi;
Bir ölürüm murada ermeden Yahya gibi;
Yarý gökte kalýrým hep bir iðne yüzünden
Hep bir baþka derdin terzisiyim Ýsa gibi.
80.
Dert çekme boþuna, hep gül de yaþa;
Zulüm yolunda hakký bul da yaþa;
Sonu yokluk madem bu dünyamýzýn
Yok bil kendini, özgür ol da yaþa.

81.
Ramazan ayý bu yýl da geldi yine;
Vurdu bukaðýyý aklýn bileðine;
Tanrým bu halka bir gaflet ver de bari
Ramazaný Þevval sansýnlar bu sene.
82.
Ey doðru yolun yolcusu, çaresiz kalma;
Çýkma kendinden dýþarý, serseri olma;
Kendi içine sefer et erenler gibi:
Sen görenlerdensin, dünya seyrine dalma.
83.
Duru sudan daha temizdir benim sevgim;
Sevgiyle bu oynayýþ da hakkýmdýr benim;
Halden hale girer baþkalarýnda sevgi:
Neyse hep odur benim sevgim ve sevgilim.
84.
Dünya padiþahýn, kayserin, hakanýn olsun;
Cehennem kötünün, cennet iyinin olsun;
Tesbih meleklerin olsun, temizlik Rýzvan' ýn:
Sevgili bizim olsun, caný canýmýz olsun.
85.
Ey güzel, sen ki bana derdi derman edensin;
Þimdi: Çekil önümden, diye ferman edersin;
Senin yüzün canýmýn kýblesi olmuþ bir kez;
Ne yapsýn, kýble mi deðiþtirsin bu can dersin?
86.
Þarap iç adýn silinip gitmeden dünyadan;
Þarap kasveti, karanlýðý giderir candan;
Güzellerin saçýný çözüp daðýtmaya bak
Neylesin, netsin bu can, kýble mi deðiþtirsin?
87.
Bizim þarap içmemiz ne keyfimizden,
Ne dine, edebe aykýrý gitmemizden;
Bir an geçmek istiyoruz kendimizden:
Ýçip içip sarhoþ olmamýz bu yüzden.
88.
Biliyorum varlýðýn, yokluðun dýþ yüzünü;
Yükselmenin de alçalmanýn da içyüzünü;
Ne çýkar öte yanýný da bilsem feleðin:
Bezmiþim bilgiden, atmýþým her türlüsünü
89.
Baharlar yazlar gider, kara kýþ gelir;
Varlýðýn yapraklarý dürülür bir bir;
Þarap iç, gam yeme; bak ne demiþ bilge:
Dünya dertleri zehir, þarap panzehir.
90.
Gülün yüzünde çiy tanesi nevruzun ne hoþ;
Yeþillikte caný aydýnlatan yüzün ne hoþ;
Geçmiþ gitmiþ gün üstüne ne söylesen boþ:
Býrak dünü, hoþ et gönlünü, bak bugün ne hoþ.
91.
Bilgisizliðimi sundum durdum aleme;
Bir yoksulluk karanlýðý çöktü gönlüme;
Utandým günahýmdam, müslümanlýðýmdan:
Bundan böyle zünnar takacaðým belime.
92.
Bir su, bir damla suymuþuz, bele düþmüþüz;
Þehvet ateþiyle dýþarý savrulmuþuz;
Yarýn yel savuracak topraðýmýzý:
Ýçelim, hoþ geçsin üç nefeslik ömrümüz.
93.
Bahtýmýn kökü yeþerip dal budak da verse
Eðretidir bu ömür diye giydiðin elbise;
Mýhlar gevþek bir gölgeliktir beden çadýr,
Pek dayanma sakýn ne kadar saðlam da görünse.
94.
Ben de geçtim gittim bu zulüm yurdundan,
Elimde yelden baþka bir þey kalmadan;
Ama var mý, ölümüme sevinip de
Ecelin þaþmaz tuzaðýndan kurtulan?
95.
Orucumu yiyorsam ramazanda
Mübarek aydan habersizim sanma:
Çileden gece oluyor da gündüzüm
Sahura kalýkýyorum gün ortasýnda.
96.
Yýlan gibi taþa girsen de, Saki,
Sýzar ecelin suyu bulur seni;
Bu dünya toprak, Saki, türkü söyle;
Bu soluk bir yel, þarap ver, Saki.
97.
Gönül Bijen' i kuyu gibi gam zindanýnda;
Akýl Sührab'ý ölmüþ derdinin sayvanýnda;
Dünya Siyavuþ'unun öcünü almak için
Gam, Rüstem'in Turan gibi gönlünü talanda.
98.
Ey yanaðý aðustos gülünü bastýran;
Ey yüzü Çin güzellerini kýskandýran;
Bakýþý Babilþahýný büyüde yenip
Elinde at, fil, ruh, ferz, baydak býrakmayan.
99.
Elimde olsa dünyayý küçümserdim;
Ýyisine de kötüsüne de yuf çekerdim;
Daha doðrusu bu aþaðýlýk yere
Ne gelirdim, ne yaþardým, ne ölürdüm.
100.
Þarap iç, bire birdir derde tasaya;
Ne bu dünya kalýr, ne öteki dünya.
Ne serin ateþtir o, ne can dolu su:
Çabuk ol, bulup içemezsin mezarda.
101.
Felek, delik deþik ediyorsun yüreðimi;
Yýrtýyorsun ikide bir sevinç gömleðimi,
Esen yelleri ateþ ediyorsun bana;
Çamura çeviriyorsun içeceðimi.
102.
Haram, acý, kötü derler caným þaraba:
Oysa ne hoþ þey, hele bir güzel sunarsa;
Ýçin bakýn; hem doðrusunu isterseniz,
Haram dedikleri her þey hoþ galiba!
103.
Dedim ben artýk kýzýl þarabý içmem;
Üzümün kanýymýþ bu, ben kan dökmek istemem.
Gün görmüþ aklým þaþýrdý: Sahi mi? dedi;
Yok caným, þaka, ben nasýl içmem!
104.
Sen bu dünyanýn sýrlarýna eremezsin;
Erenlerin dilini de söktüremezsin;
Ýyisi mi iç þarabý, cennet et bu dünyayý:
Öbür cennete ya girer, ya giremezsin.
105.
Bulut geldi; lalede bir renk bir renk!
Þimdi kýzýl þarap içmemiz gerek.
Þu seyrettiðin serin yeþillikler
Yarýn senin topraðýnda bitecek.
106.
Ýki batman þarap, bir buðday ekmeði;
Bir koyun budu, bir de ay yüzlü sevgili;
Daha ne istenir bilmem þu dünyada:
Padiþah daha iyisini bulabilir mi?
107.
Dünyalarý deðiþmem kýzýl þaraba;
Ay da ondan sönük; çoban yýldýzý da.
Þarap satanlarýn aklýna þaþarým:
Ondan iyi ne var alýnacak dünyada?
108.
Ýnsan son nefese hazýr gerekmiþ:
Nasýl ölürse öyle dirilecekmiþ.
Biz her an þarap ve sevgiliyleyiz:
Böylece dirilirsek iþimiz iþ.
109.
Biz de çocuktuk, bir þeyler öðrendik;
Bildiklerimizle övündük, eðlendik.
Þu oldu, bu oldu da ne oldu sonra?
Bir bulut gibi geldik, yel gibi geçtik.
110.
Hayyam bilgelik çadýrlarý dokudu;
Sonra dert potasýnda yandý kül oldu.
Bir pula satýldý kader çarþýsýnda,
Ölüm celladý geldi, boynunu vurdu.
112.
Dostum, gel yarýna kanmayalým biz;
Günümüzü gün edelim ikimiz.
Yarýn çekip gettik mi þu konaktan
Yedi bin yýl önce gidenlerleyiz.
113.
Ömrümüzden bir gün daha geldi geçti;
Derede akan su, ovada esen yel gibi.
Ýki gün var ki dünyada, bence ha var ha yok:
Daha gelmemiþ gün bir, geçmiþ gün iki.
114.
Tanrý, her an sevdiðinin kapýsýnda ol;
Bu dünyadan o dünyadan bana ne!
Gönlüm ter gibi çýkýp bedenimden
Karýþtý varlýðýn denizlerine.
115.
Gönül, her an sevdiðinin kapýsýnda ol;
Her istediðini onda ara, onda bul.
Aþk tavlasýnda hileye kaçma kalleþçe:
Koy canýný ortaya, soyulursan soyul.
116.
Sarhoþ oldum mu aklým azalýr;
Ayýldým mý sevincim daðýlýr.
Ne sarhoþ, ne ayýk bir hal var ya?
En güzeli öyle yaþamaktýr.
117.
Sevgili, sýrlarýna eren gönül nerde?
Sözlerinin tekini duyan kulak nerde?
Gece gündüz serilirsin de karþýmýza:
Yüzünü bir kez gören mutlu göz nerde?
118.
Dert içinde sevinci bul da yaþa;
Haksýz düzende haklý ol da yaþa;
Sonu nasýl olsa yokluk dünyanýn,
Varýndan yoðundan kurtul da yaþa.
119.
Açýlmaz kapýlarý açmanýz mý gerek?
Dünyada insanca yaþamanýz mý gerek?
Býrak öyleyse iki dünyayý birden:
Ey ölü canlýlar, canlar uyanýk gerek!
120.
Dün özledim de seni coþtum birden bire;
Çýktým senin yerin dedikleri göklere.
Bir ses yükseldi ta yukarýda, yýldýzlardan:
Gafil, dedi; bizde sandýðýn Tanrý sende!
121.
Bir testici gördüm, çamur içindeydi:
Ayaðý çarkýnda, elinde bir testi;
Testinin baþýnda bir yoksulun ayaðý
Kulpunda bir padiþahýn kellesi.
122.
Bir testi aldým çarþýdan ucuza;
Gizli gizli neler anlattý bana;
Bir þahdým, dedi; altýn kupam vardý;
Þimdi neyim? Testi oldum þaraba.
123.
Bilmem, ne sayar durursun bir, iki;
Ha bir olmuþ, ha yüz bin fark etmez ki
Çal sazýný, sonun bir avuç toprak,
Þarap ver, bir esip gitmedir bizimki.
124.
Kambur Felek, sen ne konaklar yýka geldin;
Kin beslersin bize, zulüm eski adetin.
Þu kara topraðýn göðsünü bir yarsalar,
Ne inciler yatar içinde bilir misin?
125.
Yoksul, dertli gönlüm arar sevgilisini;
Aklý gelmez baþýna, yer kendi kendini.
Bana sevgi þarabýný sunduklarý gün
Kana boyamýþlar varlýk kadehimi.
126.
Ha Belh' te ölmüþsün, ha Baðdat' ta hepsi bir;
Kadeh doldu mu, acý da olsa içilir.
Keyfine bak; çok aylar doðmuþ batmýþ sensiz;
Sensiz daha çok aylarýn ondördü gelir.
127.
Gönlümün dilediði gül yüzüne bakmak;
Elimin özlediði kadehi kavramak.
Her zerrem nasibini almalý dünyadan
Yarýn güle kavuþturmadan beni toprak.
128.
Behram' ýn þarap içtiði orman köþkünde
Bir tilki yavrulamýþ, bir ceylan keyfinde.
Ömrünce yaban eþeði avlamýþ Behram:
Mezar da Behram' ý avlamýþ günün birinde.
129.
Ben býyýklarý süpürge etmiþim meyhanede:
Hayýrmýþ, þermiþ býrakmýþým ikisini de.
Ýki dünyayý karpuz gibi önüme koysalar
Ne birine metelik veririm, ne ötekine.
130.
Padiþah ol, yokluk halkasýna gir de;
Yýkan, kirin pasýn kalmasýn gönülde.
Meyhaneye ermeðe gelince biri
Kendini bil de ne yaparsan yap de.
131.
Toprakla karýþýp bulanmamýþ bir can
Sana konuk geldi bir temiz dünyadan.
Otur, bir kadeh þarap iç kendisiyle,
Sana iyi geceler deyip kaçmadan.
132.
Ne yazýk, piþmiþ ekmek çiðlerin elinde;
Ne yazýk, çeþmeler cimrilerin elinde.
O caným Türk güzeli kömür gözleriyle,
Çaylaklarýn, uðrularýn, eðrilerin elinde.
133.
Dünyaya geldiler, coþup taþtýlar;
Güldüler, eðlendiler, anlaþtýlar;
Bir kadehte sýzýverdiler bir gün
Ölüm uykusunda kucaklaþtýlar.
134.
Bilir misin, yüceler yücesi Tanrý,
Þarap ne zaman çoþturur içenleri?
Pazar, pazartesi, salý, çarþamba, perþembe,
bir de cuma, cumartesi günleri.
135.
Yaþamak elindeyken bugüne bugün,
Ne diye býrakýr, yarýný düþünürsün?
Geçmiþ, gelecek, kuru sevda bütün bunlar;
Kadrini bilmeðe bak avucundaki ömrün.
136.
Toprak olup gitmiþlere sorarsan
Ha gavur olmuþsun ha müslüman.
Kimler bu dünyada eðlenmemiþse
Ötekinde yalnýz onlar piþman.
137.
Ey garip kuþ! Bu yýldýzlar darý sana;
Elest günü caný sen verdin insana.
Dünyayý gören büyülü bir kadeh varmýþ:
O kadeh sende, baþka yerde arama.
138.
Bu zamanda az dostun olsun, daha iyi.
Herkesle uzaktan hoþ beþ edip geçmeli.
Can gözünü açýnca görüyor ki insan
En büyük düþmanýymýþ en çok güvendiði.
139.
Feleði döndürebilir misin muradýnca?
Ne çýkar gök yedi kat deðil sekiz katsa?
Er geç topraða karýþýp gidecek gövdeni
Ha ovada kurt yemiþ, ha mezarda karýnca.
140.
Bak, gül yeþiller, sevinçler içinde;
Arar bulamazsýn gelecek perþembe.
Ýç þarabýný, gül kokla, yeþil topla:
Toprak oluvermeden gül de yeþil de.
141.
Ýnsan çeker çeker de sonra hür olur;
Ýnci sedef zindanlarda yuðrulur.
Paran pulun yoksa bugün, saðlýk olsun:
Bugün boþ duran kadeh yarýn doludur.
142.
Gençlik bir kitaptý, okuduk bitti;
Caným bahar geçti çoktan, kýþ þimdi.
Hani sevincin, o cývýl cývýl kuþ?
Nasýl, ne zaman geldi, nasýl gitti?
143.
Her gün biri çýkar, baþlar ben, ben demeðe,
Altýnlarý gümüþleriyle övünmeðe.
Tam iþleri dilediði düzene girer:
Ecel çýkýverir pusudan: Benim ben, diye.
144.
Can verinceyedek bu çorak yerde
Dertten baþka ne geçer ki eline?
Ne mutlu çabuk gidene dünyadan;
Hele bu dünyaya hiç gelmeyene!
145.
Yerleri yapmýþ, gökleri kurmuþsun ama,
Sensin bunca gönülleri yakýp yýkan da.
Ne kýzýl dudaklarý, ne altýn saçlarý
Almýþýn süprüntüler gibi kara topraða.
146.
Dostum, olan olmuþ, vahlanma boþuna;
Dünyayý kara zindan etme baþýna.
Yaþamana bak, elinden tek gelen bu:
Olacaklarý danýþan var mý sana?
147.
Sevgilim, ömrü derdim gibi bitmeyesi,
Bu sabah bütün cömertliði üstündeydi.
Bir göz atýverdi bana geçip giderken:
Ýyilik et denize at mý demek istedi?
148.
Gül de þarab da bilene güzel gelir;
Sarhoþ olmayan için sarhoþluk nedir?
Cebi boþ gönlü dolu olmayan kiþi
Her þeyden geçmenin tadýný ne bilir?
149.
Yapma diyorsun; yapmamak elimde mi?
Sen al demiþin; nasýl çekerim elimi?
Hem yap hem yapma demek seninki bana
Ýnsaf: Kadeh devrilir de dolu kalýr mý?
150.
Bu dünya iki kapýlý bir han,
Girdi mi dertlere düþer insan.
Tanýnmadan yaþamak en iyisi:
Elinde olsa da hiç doðmasan.
151.
Kim görmüþ o cenneti, cehennemi?
Kim gitmiþ de getirmiþ haberini?
Kimselerin bilmediði bir dünya
Özlenmeye, korkulmaya deðer mi?
152.
Ne mutlu adý saný bilinmeyene;
Ýpeklere, kürklere bürünmeyene;
Anka gibi iki dünyadan da geçip
Bu viranede baykuþa dönmeyene.
153.
Yok olmamýþ varlýk var mý bir tek?
Herþey bir gün, daðýlýp gidecek.
Öyleyse vara yoða ne bakarsýn?
En iyisi yoku var, varý yok bilmek.
154.
Sevgili, bir baþka güzelsin bugün;
Ay gibisin, pýrýl pýrýl gülüþün.
Güzeller bayram günleri süslenir:
Seninse bayramlarý süsler yüzün.
155.
Öldük, dünyayý þaþkýn býrakýp gittik;
Yüzlerce incimiz vardý delinmedik.
Sersemliði yüzünden bilgisizlerin
Renk renk düþünceler kaldý söylenmedik.
156.
Kendimden geçtikçe gelirim kendime,
Alçalýrým çýktýkça yüksek yerlere.
En garibi, içmeden sarhoþum da ben,
Ayýlýrým her kadehi devirdikçe.
157.
Ben içerim, ama sarhoþluk etmem:
Kadehten baþka þeye el uzatmam.
Þaraba taparmýþým, evet, taparým:
Ama senin gibi kendime tapmam.
158.
Þeyh fahiþeye demiþ ki: - Utanmaz kadýn;
Her gün sarhoþsun, onun bunun kucaðýndasýn.
Doðru, demiþ fahiþe, ben öyleyim; ya sen?
Sen bakalým þu göründüðün adam mýsýn?
159.
Dün gece usul boylu sevgilim ve ben,
Bir kýyýda gül rengi þarap içerken;
Sedefli bir kabuk açýldý karþýmýzda;
Sabah müjdecisi çýkýverdi içinden.
160.
Dinle dinsizliðin arasý bir tek soluk;
Düþle gerçeðin arasý bir tek soluk.
Aldýðýn her soluðun deðerini bil
Bütün yaþamak macerasý bir tek soluk.

161.
Bir put demiþ ki kendine tapana:
Bilir misin niçin taparsýn bana?
Sen kendi güzelliðine vurgunsun:
Ben ayna tutar gibiyim sana.
162.
Biz aþka tapanlarýz, müslüman deðil;
Cýlýz karýncalarýz, Süleyman deðil;
Biz eskiler giyen benzi soluklarýz:
Pazarda sýrma satan bezirgan deðil.
163.
Nerdesin? Sana baþ kaldýrmýþým iþte;
Karanlýk içindeyim, ýþýðýn nerde?
Cenneti ibadetle kazanacaksam
Senin ne cömertliðin kalýr bu iþde?
164.
Gerçek erenlere güzel çirkin, hepsi bir;
Sevenler için cennet, cehennem, hepsi bir;
Kendini veren ha ipekli giymiþ, ha çul;
Yastýðý ha pamuk olmuþ ha diken, hepsi bir.
165.
Yýllar günler gibi geçti gider;
Nerde o eski dertler, sevinçler?
Belaya aldýrmaz aklý olan:
Bu da her þey gibi geçer, der.
166.
Dünyayý allar pullar boyarlar gözünü;
Aklý olan hor görür süsünü püsünü.
Kimler geldi gitti, kimler gelip gidecek:
Al gitmeden alacaðýný, doyur gönlünü.
167.
Þarap mimarýdýr yýkýk gönüllerin
Süzülmüþ, tertemiz caný üzümlerin.
Neden þer demiþler bu hayýrlý suya?
Siz bana bu þerden üç dört kase verin.
168.
Aþk bir beladýr, ama Tanrýdan gelme;
Halk neden karþý kor Tanrý emrine?
Bize herþeyi yaptýran kendi madem,
Kulu sorguya çekmenin alemi ne?
169.
Dert de neymiþ? O mu bizi aðlatacak?
O mu sevinç bayraðýmýzý yýrtacak?
Gelin, atalým þunu gönül yurdundan:
Yoksa içimizde fitne çýkartacak.
170.
Sensiz camide, namazda iþim ne?
Seninle buluþma yerim meyhane.
Benim sevmem de böyle, yüce Tanrý:
Ýstersen kaldýr at cehennemine.
171.
Hep bir çember, dolanýp durduðumuz!
Ne önümüz belli, ne sonumuz.
Kim varsa bilen, çýksýn söylesin:
Nerden geldik? Nereye gidiyoruz?
172.
Bizi bizden alan þaraba gönül verdik;
Coþup taþtýk; yerden kopup göklere erdik.
Tenden bedenden soyunuverdik sonunda
Topraktan gelmiþtik, yine topraða girdik.
173.
Tepemizde dönüp duran gökler
Büyücünün fanusu gibidirler:
Güneþ bu fanus içinde lamba,
Biz de gelip geçen görüntüler.
174.
Bir rint gördüm, binmiþ dünya denen kýr ata;
Aldýrmýyor dine, islama, þeriata;
Ne hak dinliyor, ne hakikat, ne marifet:
Gelmiþ mi böylesi kahraman kainata?
175.
Kimi gizlenir, kimselere görünmezsin;
Kimi renk renk dünyalarda görünür yüzün
Kendi kendinle seviþmek bu seninki:
Çünkü seyreden sen, seyredilen de sensin.
176.
Yüzümde pýrýl pýrýl sevinç gördüðün gün,
Nice konaklarý yýkýlmýþtýr gönlümün.
Dalgýçsan dal gözlerimin denizine, bak:
Dibinde mahzun bir deniz kýzý görürsün.
177.
Seni kuru sofralarýn softasý seni!
Seni cehenneme kömür olasý seni!
Sen mi Hak' tan rahmet dileyeceksin bana?
Hakka akýl öðretmek senin haddine mi?
178.
Önce kendine gel, sonra meyhaneye;
Kalender ol da gir kalenderhaneye.
Bu yol kendini yenmiþlerin yoludur:
Çiðsen baþka bir yere git eðlenmeye.
179.
Þarap içip güzel sevmek mi daha iyi,
Ýki yüzlü softalarý dinlemek mi?
Sarhoþla aþýk cehenneme gidecekse,
Kimselerin göreceði yoktur cenneti.
180.
En büyük söz Kuran bile
Arada bir okunur besmeleyle.
Kadehteyse öyle bir ayet var ki
Okur insan her zaman, her yerde.
181.
Neylesem bu benim iç kavgalarýmla?
Piþmanlýðým, kendime düþmanlýðýmla?
Sen baðýþlasan da ben yerim kendimi:
Neylesem bu yüzkaram, bu utancýmla?
182.
Kalk sevinç dolduralým garip gönüle
Ýçelim doðan güne karþý bülbülle
Yýrtalým biz de gömleði aþýk gülle
Verelim çiçekler gibi ömrü yele.
183.
Aklý olan paraya deðer vermez,
Ama parasýz dünya da çekilmez;
Eli boþ menekþe boynunu büker,
Gül altýn kasede gülmezlik etmez.
184.
Bir damla þarap Tus saraylarýna bedel,
Keykubad' ýn Keykavus'un tahtýndan güzel
Sabaha karþý aþýklarýn iniltisi
Ýki yüzlü softanýn ezanýndan güzel.
185.
Bedenindeki et, kemik, sinir kaldýkça,
Dünyadaki yerini bil, kendinden þaþma.
Düþman Zaloðlu Rüstem olsa ger göðsünü,
Dostun Karun olsa iyilik altýnda kalma.
186.
Yerin dibinden yýldýzlara dek
Ermediðimiz sýr kalmadý pek,
Her düðümü çözmüþ insanoðlu;
Ecel düðümünü var mý çözecek?
187.
Sevgiyle yuðrulmamýþsa yüreðin
Tekkede, manastýrda eremezsin.
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin, cehennemin üstündesin.
188.
Bu evren her gece ne gömlekler diker!
Kimini gelen, kimini giden giyer.
Her gün nice sevinçlerle dolar dünya,
Nice dertler topraða karýþýr gider.
189.
Þarap benlik kaygusu býrakmaz sende
Çözülmedik bir düðüm kalmaz beyninde
Ýblis bir kadeh þarap içmiþ olaydý,
Secdeye yatardý Adem'in önünde
190.
Biz hýrkadan sonra küpe gelmiþiz;
Kýpkýzýl þarapla abdest almýþýz.
Medresede kaybettiðimiz ömrü
Meyhanede aramaktýr iþimiz.
191.
Þarabý götürüp döksen bir daða
Dað sarhoþ olur baþlar oynamaða.
Ben ne diye tövbe edecekmiþim
Ýçimi tertemiz eden þaraba?
192.
Ömür defterinden bir fal açtým gönlümce;
Halden anlar bir dost gelip falý görünce:
Ne mutlu sana, dedi; daha ne istersin:
Ay gibi bir sevgili, yýl gibi bir gece.
193.
Bu gecenin son gece olmasý da var:
Emret, gül rengi þarabý getirsinler.
Gafil, bir gittin mi bir daha gelmek yok:
Altýn deðilsin ki gömüp çýkarsýnlar.
194.
Medreseden hayýr yok, dinle beni;
Vakýf lokmasý karartýr içini.
Git, bir yýkýk yerde yoksulca yaþa:
Orasý bir padiþah eder seni.
195.
Þarap iç, yýkansýn, aydýnlansýn için;
Bu dünya, öbür dünya silinip gitsin!
Gel ömrün yele gitmeden tadýna bak
Cana can katan suyun, ýslak ateþisin.
196.
Kendiliðinden var olmuþ sanma beni;
Bu kanlý yola ben sokmadým kendimi;
Bir gerçek varlýk beni var etmiþ olan;
Yoksa kimdim ben, neredeydim, neydim ki.
197.
Dileðin Tanrý dileði deðil ki senin;
Muradýna ermeyi nasýl beklersin?
Doðru olan Tanrý' nýn dilekleriyse
Yanlýþ demek senin bütün dileklerin.
198.
Ehil insana caným feda olsun;
Ayaðý öpülse öperim onun.
Bir de git ehil olmayanla konuþ:
Cehennem ne imiþ görmüþ olursun.
199.
Evren kýrýntýsý bu güzelim yýldýzlar
Gelir giderler, dünyayý bezer dururlar;
Göklerin eteðinde, topraðýn koynunda
Doðdukça doðacak daha neler neler var.
200.
Bir nakýþtýr varlýðýmýz senin çizdiðin,
Þaþýlasý neler nelerle bezediðin;
Kendimi düzeltmek benim ne haddime:
Beni potadan böyle döken sensin:
201.
Her gün kalkýp meyhaneye gitmedeyim;
Kalenderlerle boþ sözler etmedeyim;
Senden bir þey gizlenemez nasýl olsa:
Hoþ gör de sana gönülden sesleneyim.
202.
Gökleri yarýp darma daðýn ettiðin gün,
Pýrýl pýrýl yýldýzlarý kararttýðýn gün,
Sen sorguya çekmeden ben soracaðým sana:
Ey Tanrý, hangi günahým için beni öldürdün?
203.
Canlarýn caný dost, gel etme, dinle beni.
Küsme Feleðe, deðmez, yeme kendini;
Çekil, otur gürültüsüz bir köþeye,
Seyret bu hengamede olan biteni.
204.
Ne güzel gün! Hava ne sýcak, ne serin;
Bir bulut, tozunu siliyor bahçenin;
Bülbül coþmuþ, sesleniyor sarý güle:
Þarap iç þarap da yüzüne renk gelsin!
205.
Bu yolun hoþ bir yerinde durabilseydik;
Ya da bu yolun ucunu görebilseydik:
O umut da yok bu umut da; hiç deðilse
Otlar gibi kesilip yeniden sürebilseydik.
206.
Vefasýz dünya diye yakýnýp durma;
Dünya elindeyken tadýný çýkarsana!
Herkese vefalý olsaydý dünya
Sýra mý gelirdi senin yaþamana?
207.
Dostlar, bir gün, sözleþip bir yerde birleþin;
Oturup sofrasýna dünya cennetinin;
Saki doldururken kadehleri cömertçe,
Ýçin bir kadeh de zavallý Hayyam için!
208.
Daha nice büyük göreceksin kendini?
Hep varlýk yokluk mu düþündürecek seni?
Þarap için þarap: Bu ölüm yolculuðunda
Bulamazsýn sarhoþ uykulardan iyisini.
209.
Hayyam, günahým var diye tasalanma,
Bunun için dertlere düþmek boþuna.
Günah olacak ki Tanrý baðýþlasýn:
Rahmet neye yarar günah olmayýnca.

210.
Gün doðarken sabah horozlarý niçin
Acý acý baðrýþýrlar, bilir misin?
Tan yerini gösterip derler ki sana:
Bir gecen geçti gidiyor; sen nerdesin?
211.
Ay yýrttý kara giysilerini;
Kalk, tam zamanýdýr, doldur þarap kaseni.
Keyfine bak, çünkü bu ay, sonsuz yýllarca,
Mezarda upuzun yatar görecek seni.
212.
Saki yüzün Cemþid'in kadehinden güzel;
Uðrunda ölmek sonsuz yaþamaktan güzel;
Iþýk saçýyor ayaðýný bastýðýn toprak,
Bir zerresi yüz binlerce güneþten güzel.
213.
Tertemiz geldik yokluktan kirlendik;
Sevinçle geldik dünyaya, dertlenik.
Aðladýk, sýzladýk, yandýk, yakýndýk:
Yele verdik ömrü, toz olup gittik.
214.
Dostunu erkekçe seven kiþi
Pervane gibi özler ateþi:
Sevip de yanmaktan kaçanlarýn
Masal anlatmaktýr bütün iþi.
215.
Bahar geldi mi baþka þey dinler miyim;
Hele aklýn defterini hemen dürerim.
Þarap, sýðýnaðým sensin bahar günü,
Söðüt aðacý, senin de gölgendeyim.
216.
Seni aramaktan dünyanýn baþý dertte;
Zengine de göründüðün yok, fakire de;
Sen konuþursun da biz saðýr mýyýz yoksa,
Hep kör müyüz, sen varsýn da görünürde.
217.
Ey dörtle yedinin doðurduðu insan,
Dörtle yedidir seni dertlere salan.
Boþuna mý þarap iç diyorum sana:
Bir gittin mi bir gelme yok, inan.
218.
Tanrým, hayýr þer kaygýsýndan kurtar beni;
Kendimden geçir, seninle doldur içimi
Aklým ayýramýyor iyiyi kötüden
Sarhoþ et bari ne kötü kalsýn, ne iyi.
219.
Medresenin sözü vardýr, tekkenin hali,
Sözden, halden öteye gider aþkýn yolu.
Müftünün, vaizin en iyisini getirsen
Aþkýn mahkemesinde tutulur dili.
220.
Gerçek aydýnlýða erince can gözüm,
Ýki dünyayý birden silinmiþ gördüm.
Eriyip gittim sanki engin denizlerde:
Ter olup çýktý, denize döndü gönlüm.

221.
Gönül dedi: Ben neyim ki, bir damla sadece;
Ben nerde, görmediðim koca deniz nerde!
Böyle diyen gönül denize kavuþunca
Baktý kendinden baþka þey yok görünürde.
222.
Can o güzel yüzüne vurgun, neyleyim;
Gönül tatlý diline tutkun, neyleyim;
Can da, gönül de sýr incileriyle dolu:
Ama dile kilit vurmuþsun, neyleyim.
223.
En doðrusu, dosta düþmana iyilik etmen;
Ýyilik seven kötülük edemez zaten.
Dostuna kötülük ettin mi düþmanýn olur:
Düþmanýnsa dostun olur iyilik edersen.
224.
O kýzýl yakutun madeni, baþka maden;
O eþsiz incinin sedefi, baþka sedef;
Aklýn bulduklarý kuruntu, dedi kodu:
Bizim aþk efsanemizin dili, baþka dil.
225.
Meyhanede abdest þarapla alýnýr ancak;
Mümkün mü kara yazýyý aka çevirmek?
Perdemiz öyleysine yýrtýlmýþ ki bizim,
Onarýlmaz artýk ne kadar yamasak.
226.
Hem sana el deðdirmeðe elim varmaz,
Hem sensiz aldýðým nefes, nefes olmaz:
Bir garip dert bu, kimseye de açýlmaz:
Bir zehir zakkum ki tadýna da doyulmaz.
227.
Sýr saklamasýný bilirsen Hayyam söyler
Ýnsanoðlu nedir, ne yapar, ne eder:
Dert çamuruyla yuðrulup gelir dünyaya
Yer içer, karýn doyurur ve çeker gider.
228.
Putlarýn, Kabenin istediði: Kölelik;
Çanlarýn, ezanýn dilediði: Kölelik;
Mihraptý, kiliseydi, tespihti, salipti
Nedir hepsinin özlediði? Kölelik.
229.
Benim caným hep þarabýn izindedir,
Kulaðým ney ve rubap sesindedir.
Topraðýmdan desti yaparlarsa benim
O desti þarap doldurulmak içindir.
230.
Sen nesin, varlýk nedir, nerden bileceksin?
Dünyan esen yel üstüne kurulmuþ senin.
Ýki yokluk arasýnda bir varlýk seninki:
Hiçlik ne varsa çevrende, sen de bir hiçsin.
231.
Gül yanaklý sevgiliyi saramaz insan
Yüreðine diken batmadan, vurulmadan.
Kim bir güzelin saçýna dokunabilmiþ
Tarak gibi diþ diþ, didik didik olmadan?
232.
Kadeh bir bedendir, içinde can var can;
Candýr kadehin bedeninde camlaþan.
Donmuþ sudan ateþ süzülür sanki:
Erimiþ yakut, gönül sýrçasýndan
233.
Kul olup o güzele birden,
Koptuk her baðdan, her tövbeden:
Herkes koyu müslüman döner
Biz putperest döndük Kabeden.
234.
Meyhanede kendini bilenler bulunur;
Bilmeyeni ayýrmak da kolay olur.
Yýkýlsýn bilgisizlik yuvasý medrese:
Ordan kendini bilip de çýkan hiç yoktur.
235.
Uðrunda dertlere düþtüðüm sevgili
Bir baþkasýna tutulmuþ, o da dertli;
Derdimin dermaný kendi derdinde:
Hekim hasta olunca kime gitmeli?
236.
Gece, gül bahçesinde, ararken seni,
Gülden gelen kokun sarhoþ etti beni;
Seni anlatmaya baþlayýnca güle
Baktým kuþlar da dinliyor hikayemi.
237.
Güçlü olduðuna inandýrdýn beni;
Bol bol da verdin bana vereceklerini.
Yüz yýl günah iþleyip bilmek isterim:
Günahlar mý sonsuz, senin rahmetin mi?
238.
Hem aklýn mutluluk peþinde senin,
Hem söylerim, söylerim dinlemezsin;
Aldýðýn her nefesin kadrini bil
Ot deðilsin ki kesildikçe bitesin.
239.
Sen içmiyorsan, içenleri kýnama bari;
Býrak aldatmacayý, iki yüzlülükleri;
Þarap içmem diye övünüyorsun, ama,
Yediðin haltlar yanýnda þarap nedir ki?
240.
Ben bugün beden kafesinde mahpusum;
Yol olma özlemiyle sarhoþ olmuþum;
Varlýðýn ayýbýndan kurtarýrsa beni
Yoksulluðun kulu, kölesi olurum.
Benim yasam artýk þarap, çalgý, eðlenti;
Dinim dinsizlik, býraktým her ibadeti;
Niþanlým dünyaya: Ne çeyiz istersin, dedim:
Çeyizim,senin gamsýz yüreðindir, dedi.
242.
Benden Muhammet Mustafa' ya saygý ve selam:
Deyin ki, hoþ görünürse, bir þey soracak Hayyam:
Neden Yüce Efendimizin buyruklarýnda
Ekþi ayran helal da güzelim þarap haram?
243.
Benden Hayyam' a selam söyleyin demiþ
peygamber;
Sözlerimi yanlýþ anlamýþsa çiylik eder:
Ben þarabý herkese haram etmiþ deðilim ki
Hamlara haramdýr, doðru, ama olgunlar içer.
244.
Yalnýz bilgili olmak deðil adam olmak;
Vefalý mý deðil mi insan, ona bak.
Yücelerin yücesine yükselirsin
Halka verdiðin sözün eri olarak.
245.
Kim demiþ haram nedir bilmez Hayyam?
Ben haramý helalý karýþtýrmam:
Seninle içilen þarap helaldir,
Sensiz içtiðimiz su bile haram.
246.
Dünya yýldýramazsýn beni ne yapsan;
Ölümden de korkmam, er geç ölür insan.
Ölmemek elimizde deðil ki bizim:
Ýyi yaþamamak beni korkutan.
247.
Yerin üstüne baktým, uykuya dalmýþlar;
Altýna baktým, çürüyüp toprak olmuþlar.
Yokluk ovasýnda baþka ne var ki zaten:
Daha gelmemiþler var, gelip gitmiþler var.
248.
Bilge, yüce varlýðýn seyrine dalar;
Gafil ise onda dostluk düþmanlýk arar.
Deniz, deniz olduðu için dalgalanýr,
Çöpe sor, hep onun içindir dalgalar.
249.
Ben kendimden geçtikçe kendime gelirim;
Yücelere çýkar, alçalmayý bilirim.
Daha da garibi, varlýðýn þarabýyla
Ne kadar ayýk da olsam, sarhoþ gibiyim.
250.
Yüreðinde sýkýntý varsa esrar iç,
Ya da birkaç kadeh gül renkli þarap iç.
Onu içmem, bunu içmem der durursun:
Ahmak herif, git zýkkýmýn pekini iç.
251.
Adým kötüye çýkarsa çýksýn, ben böyleyim;
Bir kerpiçim de olsa, satar þarap içerim.
O da gidince ne yaparsýn diyecekler:
Cübbemle sarýðým ne güne duruyor, derim.
252.
Kalk, kalk, çalgýlara çalgý katalým gitsin;
Adýmýzý kötüye çýkartalým gitsin.
Sofuluk þiþesini çalalým taþa,
Seccadeyi bir kadehe satalým gitsin.
253.
Þarabýn adý kötüye çýkmýþ, kendi hoþ,
Hele bir güzelle içersen daha bir hoþ;
Harammýþ þarap, olsun, bana göre hava hoþ:
Hem, bana sorarsan, haram olan herþey hoþ.
254.
Zaman büktü belimi, ne el tutar ne ayak;
Oysa ne güzel iþlerim var yapýlacak.
Can kalktý gitmeye; aman dur, diyorum:
Ne yapayým diyor, evin yýkýldý yýkýlacak.
255.
Yeryüzünü gül bahçesine çevirmekten
Daha güzeldir bir insaný sevindirmen.
Bin kulu azat edenden daha büyüktür
Bir hür insaný iyilikle kul edebilen.
256.
Can bir þaraptýr, insan onun destisi;
Beden bir ney gibidir, kan o neyin sesi.
Hayyam, bilir misin nedir bu ölümlü varlýk:
Hayal fenerinde bir ýþýk pýrýltýsý.
257.
Ah, Tanrý dünyayý yeniden yarataydý,
Yaratýrken de beni yanýnda tutaydý;
Derdim: Ya benim adýmý sil defterinden,
Ya da benim dilediðimce yarat dünyayý.
258.
Uyumuþum; rüyamda akýllý bir insan
Dedi: Sevinç gülü açmaz uykuda, uyan;
Ne iþin var bu ölüme benzer ülkede?
Kalk, þarap iç, sonsuz uykulara dalmadan.
259.
Tekkede, medresede, manastýrda, kilisede,
Bir cennet cehennem kaygýsýdýr sürüp gitmede.
Oysa yüce varlýðýn sýrlarýna eren kiþi
Bunlarýn tohumunu uðratmaz düþüncesine
260.
Zaman baþýmýza bir çorap örmeden,
Gelin dostlar, içelim içebilirken.
O ecel çavuþu dikildi mi tepene
Bir yudum su iç bakalým, içebilirsen.
261.
Ben þarap içiyorum, doðrudur;
Aklý olan da beni haklý bulur:
Ýçeceðimi biliyordu Tanrý,
Ýçmezsem Tanrý yanýlmýþ olur.
262.
Dünya hangi gülü bitirdiyse yerden
Kýrýp atmýþ, topraða gömmüþ yeniden.
Su yerine topraðý çekseydi bulut
Sevgili kanlarý yaðardý göklerden.
263.
Gerçeði bilemeyiz madem, ne yapsak boþ;
Ömür boyu kuþku içinde kalmak mý hoþ?
Aklýn varsa kadehi býrakma elden
Bu karanlýkta ha ayýk olmuþsun, ha sarhoþ.
264.
Ýnsan yiyeceksiz, giyeceksiz edemez:
Bunlar için didinmene bir þey denmez.
Ondan ötesi ha olmuþ, ha olmamýþ:
Bu güzelim ömrünü satmaya deðmez.
265.
Okunu attý mý ölüm, siperler boþuna;
O þatafatlar, altýnlar, gümüþler boþuna;
Gördük bütün insan iþlerinin iç yüzünü:
Tek güzel þey iyilik, baþka düþler boþuna.
266.
Saki, gökler, denizlerce dolgunum;
Ýçime sýðmaz oldu coþkunluðum;
Ak saçlarýmla sarhoþ ettin beni,
Kýþ ortasýnda bahar bulutuyum!
267.
Dün gece þarap arýyordum þehirde;
Soluk bir gül gördüm bir ocak önünde;
Dedim: Ne yaptýn da yakýyorlar seni?
Dedi: Bir kez güleyim dedim çimende.
268.
Bir yürek ki yanmaz, yürek denir mi ona?
Sevmek haram, yüreðinde ateþ olmayana.
Bir gününü sevgisiz geçirdinse, yazýk:
En boþ geçen günün o gündür, inan bana.
269.
Düþünce göklerinin baþ konaðý sevgidir sevgi;
Gençlik destanýnýn baþ yapraðý sevgidir sevgi;
Ey sevginin sýrlarýndan habersiz yaþayanlar,
Bilin ki tüm varlýðýn baþ kaynaðý sevgidir sevgi.
270.
Barýþ istemiyorsa Felek, iþte savaþ;
Ýster serseri deyin bana, ister ayyaþ;
Ýþte þarap, duruyor ortada, kýpkýzýl;
Ýçmeyen taþa çalsýn baþýný, iþte taþ!
271.
Þarabým, kasem, sevgilim, bir de çimen;
Býrak bana bunlarý, al cenneti sen.
Cehennemmiþ, kuru laf bunlar:
Kim gitmiþ cehenneme, kim dönmüþ cennetten?
272.
Çekmeyiz aþaðýlýk dünyanýn gamýný;
Özleriz gül rengi þarabýn canýný;
Þarap dünyanýn kaný, dünya ise kanlýmýz:
Niçin içmeyelim kanlýmýzýn kanýný?
273.
Seccadeye tapanlar eþek deðil de nedirler?
Küfelerle riya çamuru yüklenirler gezerler.
Ýþin kötüsü, din perdesi arkasýnda bunlar,
Müslüman geçinirken gavurdan beterdirler.
274.
Bu çürük temelli kubbede neyiz ki biz?
Tasta delik arayan karýncalar gibiyiz.
Ne korku, ne umut kapýlarýný bilen
Þaþkýn, gözü baðlý, avanak öküzleriz.
275.
Yýkýk bir saray bu dünya dedikleri;
Gece ve gündüz atlarýnýn durak yeri;
Yüz Cemþit' den arda kalmýþ bir dünya bu:
Yüz Behram kendinin sanmýþ bu gökleri.
276.
Gelip de eskiyenler, yeni gelenler,
Hepsi gider bugün yarýn, birer birer;
Kimselere kalmamýþ bu eski dünya:
Kimi gitti gider, kimi geldi gider.
277.
Ölüp yok olma korkularýn saçma
Yoktan vara yükselen dalda oldukça;
Sevgiye Ýsa gibi dirilmiþsin sen;
Ölüm yok artýk sana dünya durdukça.
278.
Ben kendiliðimden var deðilim bu varlýðýmla;
Kendim çýkmýþ deðilim elbet bu karanlýk yola;
Bir baþka varlýktan gelmiþ bendeki varlýk:
Ben dediðin kim ola, nerde, ne zaman var ola?
279.
Haksýzlýk etmekten sakýn, hak yoluna gir;
Yediðin ekmeði baþkasýna da yedir;
Cana kýyma, kimsenin sýrtýndan geçinme,
Seni cennete sokmak benden: Þarap getir!
280.
Ben hangi þarapla sarhoþ olursam olurum,
Ateþe, puta, neye taparsam taparým;
Herkes bir türlü görmek istiyor beni
Ben kendimi ne türlü yaparsam yaparým
281.
Þarap küpü önüne serdik seccademizi;
Þarap yakutuyla adam ettik kendimizi;
Umudumuz, meyhanede yeniden bulmak
Camide, medresede yiten günlerimizi.
282.
Ben çimen Mýsrýnýn Yusufuyum, dedi gül;
Dilimden altýn, yakut saçýlýr, dedi gül;
Dedim: Senin Yusuf olduðun nerden belli?
Kana boyanmýþ gömleðime bak, dedi gül
283.
Ne gündüz oturduk, ne gece uyuduk;
Dünyada Cem'in kadehini aradýk durduk.
Öðrenince dünyalarý yansýttýðýný,
Cem' in kadehini yüreðimizde bulduk.
284.
Rintlerin yolunda kendini unut;
Namazýn, orucun kökünü kurut;
Öðütlerin iyisini Hayyam'dan iþit:
Þarap iç,yol kesme, yoksullarý tut.
285.
Bu ucsuz bucaksýz dünya içinde, bil ki,
Mutlu yaþamak iki türlü insana vergi:
Biri iyinin kötünün aslýný bilir,
Öteki ne dünyayý bilir ne kendini.
286.
Þarap güllere çevirsin sabahýmýzý;
Çalalým yere þan þeref külahýmýzý;
Nemize gerek bizim uzun dilekler,
Uzun saçlar, çalgýlar sarsýn havamýzý.
287.
Hayyam, þarap iç, sarhoþ olmak ne hoþ,
Sevgilin de varsa, sarýlmak ne hoþ;
Er geç sonu yokluk madem bu dünyanýn,
Yok say kendini, bak var olmak ne hoþ!
288.
Hayyam, bak þu mavi gök nasýl durulmuþ;
Açmýþ çadýrý, kesmiþ dedikoduyu, susmuþ.
Varlýðýn kadehinde, çünkü, ezel sakisi
Bin Hayyam kabarcýðý belirtip yok etmiþ.
289.
Bu dünya kimseye kalmaz, bilesin;
Er geç kuyusunu kazar herkesin.
Tut ki Nuh kadar yaþadýn zor bela
Sonunda yok olacak deðil misin?
290.
Güneþi balçýkla sývamak elimde deðil;
Erdiðim sýrlarý söylemek elimde deðil;
Aklým düþüncenin derin denizlerinden
Bir inci çýkardý ki delmek elimde deðil.
291.
Caným þarap, ne güzelsin billur kasende;
Aklý köstekleyen bir büyü var sende.
Biraz içti mi insan açýlýr yüreði
Döker ortaya nesi varsa içinde.
292.
Bu sarayýn baþý göklerdeydi bir zaman;
Padiþahlar girer çýkardý kapýsýndan.
Þimdi duvarýnda bir kumru: Guguk, diyor.
Guguk, guguk, o þanlý günlerin ardýndan.
293.
Hayyam bu zamanda vahlanýp durmak boþuna;
Kendi derdine düþmek utanç verir insana.
Ýyisi mi þarap iç, çalgý dinleyerek
Nerdeyse bir taþ düþer senin de sofrana.
294.
Gören göze güzel, çirkin hepsi bir;
Aþýklara cennet, cehennem, hepsi bir;
Ermiþ ha çul giymiþ, ha atlas;
Yün yastýk, taþ yastýk, seven baþa hepsi bir.
295.
Kaderin elinde boynum kýldan ince:
Tüysüz kuþa dönerim ecel gelince,
Yine de topraðýmdan testi yapýn siz:
Dirilirim içine þarap dökünce.
296.
Yakýnýrým aynalar gibi felekten;
Býkmaz alçaklarý yükseltmekten.
Gözyaþý dolu bir kadeh oldu yüzüm,
Yüreðim kan dolu bir desdi gerçekten.
297.
Yüreðim, kimselerden ihsan dileme;
Bu amansýz felekten aman dileme;
Bil ki, derman aradýkça artar derdin:
Derdinle haldaþ ol, derman dileme.
298.
Tanrý gülüþünle öfkeni almýþ senin,
Birinden cennet yapmýþ, birinden cehennem.
Sen cennetimsin benim, ben senin uslu kulun:
Açýlsýn kapýlarý bana cennetimin!
299.
Ey canlar, þarapla buldurun bana beni;
Yakutlara çevirin kehruba çehremi;
Þarapla yýkayýn beni öldüðüm zaman
Asmadan bir tabut içinde gömün beni.
300.
Feleðin çarký dönmeyecek madem muradýmca,
Gökler ha yedi kat olmuþ, ha sekiz, bana ne?
Ölüm bütün isteklerimi yok ettikten sonra
Ha daðda kurt yemiþ beni, ha mezarda karýnca.

301.
Hayyam, olsa olsa bir çadýr senin bedenin,
Can sultanýmýzýn bir süre oturmasý için;
Ecel hancýsý bir baþka konak döþeyince
Sultan göçer gider, viran olur çadýrýn senin.
302.
Þarap içti mi, dilenci sultanlaþýr;
Tilki çýkar deliðinden, aslanlaþýr;
Yaþlý baþlý adam delikanlaþýr;
Delikanlý yaþca baþca olgunlaþýr.
303.
Günahlarým çok olmasýna çoktur benim,
Ama dinsizler gibi umutsuz deðilim:
Cennet cehennem umrumda deðilse de
Ötede hem þarap olacak, hem de sevgilim.
304.
Ey kara cübbeli, senin gündüzün gece;
Taþ atma dünyayý bilmek isteyenlere.
Onlar Yaradanýn sanatý peþindeler:
Senin aklýn fikrin abdest bozan þeylerde
305.
Her gün tövbe eder bozarýz biz;
Þaný þerefi de boþarýz biz;
Kusur iþlersek ayýplamayýn:
Sarhoþ doðduk, sarhoþ yaþarýz biz.
306.
Þu sonsuz sayvaný donatan yýldýzlar
Akýllarýn aklýný durdururlar;
Sen aklýndan þaþmamaya bak ve bil ki
O tedbirli yýldýzlar da yoldan çýkarlar.
307.
Derdin avucundan þarap içmedikçe
Bir yudum su içmiþ deðilim gönlümce;
Kimsenin tuzuna da ekmek banmadým
Ciðerimi kebap edip yemedikçe.
308.
Daha nice sürsün yalan dolaný ömrün;
Daha nice dert sunsun sakisi ömrün;
Uzatma; kadehindeki son yudum gibi
Býrak dökülsün yere kalaný ömrün.
309.
Her gün þarap cümbüþüne dalanlarýn da
Her gece mihrap önünde kalanlarýn da
Islanmayaný yok, yaðmur altýnda hepsi:
Bir uyanýk var, ötekiler hep uykuda.
310.
Unutma, amansýz feleðin çarkýndasýn;
Þarap iç, çünkü ateþten bir dünyadasýn;
Madem ki yerin önünde sonunda toprak
Farzet ki üstünde deðil altýndasýn.
311.
Sevgiliyle sabah içmedeyiz, saki;
Biz Nasuh tövbesi bilmeyiz, saki;
Yeter okuduðun Nuh hikayesi
Hemen dolsun huzur kasemiz, saki.
312.
Madem aman vermiyor ecel, saki,
Kadeh boþ kalmasýn, aman gel, saki;
Þu üç beþ günlük dünyada gam yemek
Bizim gönlümüzce iþ deðil, saki.
313.
Her sabah çiðle bezenir yüzü lalenin;
Yeþillikte bükülür boynu menekþenin;
Ama daha gönlümcedir hali goncenin
Çeker eteðini, derlenir için için.
314.
Þarap sonsuz hayat kaynaðýdýr, iç;
Gençlik sevincinin pýnarýdýr, iç;
Gamý yakar eritir ateþ gibi,
Saðlýk sularýndan þifalýdýr, iç.
315.
Açýlmýþken nasýlsa mutluluk gülün
Niçin elinde kadeh yok böyle bir gün?
Þarap iç, can düþmanýndýr geçen zaman:
Bir daha bu fýrsatý bulman ne mümkün?
316.
Gönül, bir düþ madem dünya gerçeði
Ne dertlenir, alçaltýrsýn kendini?
Hoþgör kaderini, gününü gün et:
Yazýlan senin için bozulmaz ki.
317.
Sevenlerinden yer yok ben garibe;
Derdine düþenlerle baþým dertte;
Sarmýþlar seni kum bulutu gibi
Gül yüzünden ýþýk mý düþer bize.
318.
Yoksula, yoksulluða yakýn ettin beni;
Dertlere, gurbetlere alýþtýrdýn beni;
Yakýnlarýn ancak ere bu mertebeye;
Tanrým, ne hizmet gördüm de kayýrdýn beni?
319.
Ýnsanlýk yaratýlalý olgun kiþiler
Bulduklarýyla yetinip dert çekmediler
Birbirine girdi gözü doymayanlarsa:
Çok isteme kaderden baþýn derde girer.
320.
Kim yüreðini uydurduysa aklýna
Bir anýný yitirmedi bu dünyada;
Ya Tanrý uðruna emek verdi candan
Ya rahatýný aradý buldu þarapta.
321.
Ben þarabý eskimiþ acý acý severim;
En çok da ramazanda cumalarý içerim;
Helal üzümünü ezdim doldurdum küpe:
Ne olur,içinceyedek ekþitme Tanrým.
322.
Ben olmayýnca bu güller, bu serviler yok.
Kýzýl dudaklar, mis kokulu þaraplar yok.
Sabahlar, akþamlar, sevinçler tasalar yok.
Ben düþündükçe var dünya, ben yok o da yok.
323.
Aþk o yüce mimar, beden evimi kurunca
Aþk dersini yazdýrdý bana her dersten önce
Sonra bir parça altýn koparýp yüreðimden
Bir anahtar yaptý mana hazinelerine.
324.
Gök yaban gülleri döküyor eteðinden
Bir çiçek yaðmuruna tutuldu sanki çimen
Gül þarap dolsun kadehimin lalesine
Mor buluttan yere yaseminler düþerken.
325.
Þarap iç, azlýk çokluk silinsin kafandan
Kurtul yetmiþ iki milletin kaygusundan
Perhize kalkma sakýn dokunur diye þarap.
Þarap ki bir dirhemi bin bir derde derman.
326.
Can yoldaþý dostlar çekildi gittiler
Ecel çiðnedi hepsini birer birer
Yan yana oturmuþtuk hayat sofrasýna
Bizden birkaç kadeh önce sýzdý gittiler.
327.
Yokluk suyuyla ekilmiþ tohumum benim
Gam ateþiyle tutuþmuþ yanar yüreðim
Alýndýðým topraða verilmeden önce
Dünyanýn serseri yelleri önündeyim.
328.
Bu masmavi kubbenin kurulduðu gün
Bu nur Cevza burcuna verildiði gün
Mumun baþýna baðlanan alev gibi
Baðlandý yüreðime senin aþk gülün.
329.
Seher yeli eser yýrtar eteðini gülün
Güle baktýkça çýrpýnýr yüreði bülbülün
Sen þarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
Kopup dallarýndan toprak olmadalar her gün.
330.
Mezarda yatanlarýn toz toprak her biri
Zerre zerre daðýlýp gitmiþ bedenleri
Ne þarap ki bir içen sýzmýþ mahþeredek
Ýþten güçten habersizler yýllardan beri.
331.
Bu yýldýzlý gökler ne zaman baþladý dönmeye?
Ne zaman yýkýlýp gidecek bu güzelim kubbe?
Aklýn yollarýyla ölçüp biçemezsin bunu sen
Mantýklarýn, kýyaslarýn sökmez senin bu iþde.
332.
Bin bir tuzak kurarsýn yolum üstüne
Adým atma yakalarým dersin bir de
Bir zerre var mý dünyada yönetmediðin
Neden asi dersin kendi yürüttüðüne?
333.
Bu dünya sýrrýný söylemez kimseye;
Bin Mahmud' u bin Ayaz' ý serdi yere;
Þarap iç, dünyaya gelinmez iki kez:
Bir kez giden bir daha gelmez geriye.
334.
Bu dünyaya gelip gitmemizin kazancý nerde?
Ömrümüzün umut ipliði ne oldu, nerde?
Bu feleðin çemberinde nice temiz canlar
Yandý kül oldular, hani dumanlarý, nerde?
335.
Bilmem, Tanrým, beni yaratýrken neydi niyetin,
Bana cenneti mi, cehennemi mi nasip ettin;
Bir kadeh, bir güzel, bir çalgý bir de yeþil çimen
Bunlar benim olsun, veresiye cennet de senin.
336.
Feleðin atý eðerlenip dizginlediði gün
Göklerin yýldýzlarla donatýldýðý gün
Bize bu nasibi verdi kader divaný
Biz yoktuk kusur paylarýmýz daðýldýðý gün.
337.
Oruç tutup namaz kýlmaða kalktým geçende
Dedim belki öyle ererim dileklerime
Yazýk ki bir kuru yelle bozuldu abdestim
Bir damla þarapla da orucum gitti güme.
338.
Bak, Saki, yüreðim arýndý bütün kaygýlardan
Gitti o kükreyen aslanlar, bomboþ þimdi orman
Gece yýldýz saçarken göklerin þarap kasesi
Benim kadeh boþ günümü gün edeceðim zaman.
339.
Senden benden önce kadýn erkek niceleri
Þenlendirip süslediler dünya denen yeri
Senin tenin de topraða karýþacak yarýn
Senden beslenecek nice insan bedenleri.
340.
Gönlünü hoþ tut, sonu gelmez kaygýlarýn
Gök kubbede çatýþmasý bitmez yýldýzlarýn
Senin topraða karýþacak bedenlerinse
Tuðla olacak sarayýna baþkalarýnýn.
341.
Tanrý evrenin caný, evrense tek bir beden
Melekler bu bedenin duyularý hep birden
Yerde gökte canlý, cansýz ne varsa birer uzuv:
Budur Tanrý birliði, boþtur baþka her söylenen
342.
Kader defterimi yeniden yazabilseydim
Kendime gönlümce bir hayat seçerdim;
Bütün dertleri siler atardým dünyamýzdan
Sevinçten göklere uçardý düþüncelerim.
343.
Þu senin benim dediðimiz toprak neyimizdir
Birkaç günlük cennetimiz cehennemizdir
Bugün su içtiðin þu testi toprak olunca
Mezarýna atýlýr belki bir gün, kim bilir.
344.
Ýki günde bir somun geçiyorsa eline
Soðuk suyu da olursa bir kýrýk testide
Niçin kendinden kötüsüne kul olur insan,
Ne diye girer kendi gibisinin hizmetine?
345.
Bu varlýk denizi nerden gelmiþ bilen yok;
Öyle bir inci ki bu büyük sýr delen yok;
Herkes aklýna eseni söylemiþ durmuþ,
Ýþin kaynaðýna giden yolu bulan yok.
346.
Oðul, dünyamýzý aydýnlatan þarabý sun;
Sevinç gülümüze ay ýþýðý gibi vursun;
Sular gibi akar gider gençliðin ateþi,
Bir uykudur o senin uyanýk mutluluðun.
347.
Dilerim ölünce þarapla yýkanayým
Þarap þiirleriyle talkýnlanayým
Mahþer günü arayan olursa beni
Meyhanenin önündeki topraktayým.
348.
Senden benden önce de vardý bu gün bu gece
Felek dönüp durmadaydý hep bu gördüðünce
Usulca bas topraða, çünkü bastýðýn yer
Bir güzelin gözbebeðiydi beþ on yýl önce.
349.
Yaþamaný akla uydurman gerekir,
Ama bilmezsin akla uygun olan nedir;
Bereket eli çabuktur Zaman Usta' nýn,
Baþýna vura vura sana da öðretir.
350.
Gül mevsimi çimendeyiz su kýyýsýnda
Birkaç nur yüzlü güzel de var aramýzda
Þarap sun çünkü sabah erken içenlere
Ne mescit gerekir ne kilise dünyada.

351.
Tanrý gönlünce yaratýr da her þeyi
Neden ölüme mahkum eder hepsini?
Yaptýðý güzelse neden kýrar atar
Çirkinse suçu kim kime yüklemeli?
352.
Ezel avcýsý bir yem koydu oltasýna
Bir canlý avladý Adem dedi adýna
Ýyi kötü ne varsa yapan kendisiyken
Tutar suçu yükler kendinden baþkasýna.
353.
Bu dünyada nedir payýma düþen, hiç
Nedir ömrümün kazancý felekten, hiç
Bir sevinç mumuyum sönüversem hiçim
Bir kadehim kýrýlsam ne kalýr benden hiç.
354.
O yakut dudaklarý kýzýl kýzýl yanan nerde?
O güzelim kokusu cana can katan nerde?
Müslümanlara þarap haram edilmiþtir derler
Ýçmene bak, haram iþlemeyen müslüman nerde?
355.
Bu dünyaya kendi isteðimle gelmedim ben;
Þaþkýnlýktan baþka þeyim artmadý yaþarken.
Kendi isteðimle de gidiyor deðilim þimdi,
Niye geldik kaldýk, niye gidiyoruz bilmeden.
356.
Sonsuz çemberinde bu dipsiz evrenin
Gönül hoþluðuyla iç, geçmeden devrin
Ecel þarabýn sunulunca da ah etme:
Sýran gelince içmezlik edemezsin.
357.
Ýç, þarap iç, Mahmut olmak budur;
Çalgý dinle, Davut olmak budur;
Geçmiþi, geleceði düþünme
Gününü gün et, yaþamak budur.
358.
Bu ömür kervaný bir tuhaf gelir gider
Kazancýn, yaþamasýný bildiðin günler;
Saki, býrak þu yarýný düþünenleri
Geçti gidiyor gece, geçmeden þarap ver.
359.
Kimileri laf dünyasýnda þiþinip durmuþ;
Kimi güzel ardýnda koþturmuþ;
Perdeler inince anlar her biri, ey Gerçek,
Senden ne uzak, ne uzak yollara vurmuþ.
360.
Gönlünce de dönse, bu dünyanýn sonu ne?
Okunup bitse de ömür destanýnýn, sonu ne?
Yüz yýl dilediðince yaþadýn diyelim,
Bir yüz yýl daha yaþasaydýn, sonu ne?

361.
Bulut geçti, göz yaþlarý kaldý çimende
Gül rengi þarap içilmez mi böyle günde?
Bugün bu çimen bizim, yarýn kim bilir kim
Gezecek bizim topraðýn yeþilliðinde.
362.
Kendi çarkýný döndürmeye bak döndükçe dünya;
Keyfinin tahtýna çýk kadehle dudak dudaða;
Tanrýnýn umrunda mý senin günahýn sevabýn:
Sen kendi muradýný kendi güzelinde ara.
363.
Madem ki sevincin adý kaldý yalnýz
Ham þarabý en olgun dost saymalýyýz
Keyfin el çekmeðe kalkmasýn kadehten
Kadehtir þimdi artýk tek tutanaðýmýz.
364.
Kalk, kalk, yeter uyuduðun, saki!
Boþ kadehim dolsun, dolsun, saki;
Er geç testi olmadan kafa tasým,
Sen testiden bana þarap sun, saki!
365.
Bu kubbe altýndaki bin bir belayý gör;
Dostlar gideli boþalan dünyayý gör;
Tek soluk yitirme kendini bilmeden;
Býrak yarýný, dünü, yaþadýðýn aný gör.
366.
Hayat evini saðlam kurmak istersen,
Günlerini gamsýz geçirmek istersen,
Iþýl ýþýl þaraptan sakýn el çekme,
Her gününün tadýna varmak istersen.
367.
Gül der ki yüzüm yüzlerden güzelken
Ezer suyumu çýkarýrlar bilmem neden.
Bülbül de þöyle der ona sanki içinden:
Bir yýl dert çekmeden var mý bir gün sevinen?
368.
Menekþe mor boyalar sürerken gömleðine,
Seher yeli el atarken gülün eteðine,
Aklý olan gümüþ bedenli sevgilisiyle
Ýçer þarabý, döker kadehi yüreðine.
369.
Boþtur dünya saki ve þarap olmayýnca,
Irak neylerinin sesi duyulmayýnca;
Nesi var nesi yok bu dünyanýn bana sor:
Boþtur geçen ömrün kadehin dolmayýnca.
370.
Kaygýlar tasalar sarmasýn içini;
Olumsuz düþlere kaptýrma kendini;
Ayrýlma yarin ve çimenin koynundan
Kara toprak koynuna almadan seni.
371.
Olanlarýn olacaðý belliydi çoktan;
Ýyiyi kötüyü yazmýþ kaderi yazan;
Ta baþtan gereði düþünülmüþ her þeyin:
Neden boþuna uðraþýr, dertlenir insan?
372.
Madem ben kervansarayda kalýcý deðilim,
Þarapsýz güzelsiz yaþamak hatadýr derim
Dünya muhdes mi kadim mi diye tartýþmak boþ:
Ben gittikten sonra ha muhdes olmuþ ha kadim!
373.
Meyhane rintlerinin sergerdesi benim;
Yersiz sözlerle günaha giren benim;
Gecesini kýzýl þaraba kurban eden
Ciðerinin kanýyla dua eden benim.
374.
Dünyada olan biteni ben de görmedeyim;
Haksýzlýklarý hep baþ köþelerde görmedeyim;
Fesuphanallah! Nereye bakarsam bakayým
Kendi mutsuzluðumu her yerde görmedeyim.
37
Gönderen: 19.06.2006 - 14:53
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1254 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
dadas2539 (53), KaNuNi (41), sefinetunnecat (35), kul_olamadim (53), ela gozlu cocuk (49), marziye (52), byfortius (38), becýrman (63), feest (234), YeLiZ79 (45), feyza86 (38), Sufi (58), memmed (46), sandox (49), *mürside* (32), ummet (38), Gencbey (44), kadirkirik (42), AHAT (54), adnan61 (63), yaren43 (49), CyBeR41 (39), alimagno (46), hakim63 (42), Erdem Akarsu (54), mukaddes85 (39), müh52 (47), ahmettorer (49)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.85782 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.