0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » M E A L » Kuran'da Tarif Edilen Mümin

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
mechuller su an offline mechuller  
Kuran'da Tarif Edilen Mümin
40 Mesaj -
Kuran'da Tarif Edilen Mümin

Müminler ancak o kimselerdir ki, Allah anýldýðý zaman yürekleri ürperir, O'nun ayetleri okunduðunda imanlarýný arttýrýr ve yalnýzca Rablerine tevekkül ederler. (Enfal Suresi, 2)

... O, sizleri seçmiþ ve din konusunda size bir güçlük yüklememiþtir, atanýz Ýbrahim'in dini(nde olduðu gibi). O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi "Müslümanlar" olarak isimlendirdi... (Hac Suresi, 78)

Allah'a çaðýran, salih amelde bulunan ve: "Gerçekten ben Müslümanlardaným" diyenden daha güzel sözlü kimdir? (Fussilet Suresi, 33)

Müslüman olmanýn ilk þartý tek ilaha kulluk etmektir. Ýslam, aslýnda bu tek þartýn çeþitli þekillerde hayata geçirilmesidir. Bu ilkeye dayanmayan herþey Ýslam dýþýdýr, "cahiliye"ye aittir. Ama bu tek cümleyle ifade edilen gerçek, insanlarýn sandýðýndan çok daha derin anlamlar taþýr. Çünkü "cahiliye toplumu"na dahil olan, fakat kendisini mümin sayan kimselerin hiçbiri, Allah'tan baþkasýna kulluk ettikleri düþüncesinde deðildirler. Elbette hiçbiri namaz kýlarken (ki namazý genelde bayramdan bayrama veya cumadan cumaya kýlmaktadýrlar) karþýlarýna bir heykel koyup da ona tapýnýyor deðildirler! Böyle bir þey yapmadýklarý için de Allah'a kulluk ettiklerini iddia ederler.

Ama gerçek hiç de öyle göründüðü gibi deðildir. Bu çeliþki, "kulluk etme" ifadesinin, yalnýzca "bir varlýðýn önünde secde etme" olarak anlaþýlmasýndan kaynaklanmaktadýr. "Kulluk etme" ifadesinin anlamýný, "cahiliye toplumu"nun ona yüklediði yanlýþ ve dar tarifte deðil, Kuran ayetlerinde aramak gerekir:

Ben, cinleri ve insanlarý yalnýzca bana kulluk etsinler diye yarattým. (Zariyat Suresi, 56)

Yukarýdaki ayette, Allah'ýn cinleri ve insanlarý "yalnýzca kendisine kulluk etmeleri için" yarattýðý bildirilmektedir. Mümin, elbette bu tanýma uyan, yani Allah'ýn yaratýþýna uygun olarak "O'na kulluk eden" ve ayetin ifadesine göre, O'na kulluk etmekten baþka birþey yapmayan insandýr.

Allah'a kul olmanýn ne demek olduðu, Allah'a nasýl kul olunduðu aþaðýdaki ayette açýklanmaktadýr:

De ki: "Þüphesiz benim namazým, ibadetlerim, hayatým ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ýndýr". (En'am Suresi, 162)

Ayette bildirildiði gibi, Allah'a kulluk etmek, insanýn yalnýzca namazýný veya diðer ibadetlerini deðil, tüm hayatýný hatta ölümünü kapsamaktadýr. Mümin, tüm hayatýný Allah'a kulluk etmekle geçiren insandýr. Bunun karþýlýðýnda -Ýslam'a yabancý biri için deðerinin anlaþýlmasý pek mümkün olmayan bir þeyi- Allah'ýn rýzasýný rahmetini ve sonsuz cennetini kazanacaktýr.

Hayatýný Allah rýzasý dýþýndaki amaçlara yöneltmek ise Kuran'daki deyimiyle "þirk"tir, yani Allah'a ortak koþmaktýr. Peygamberler tarih boyunca insanlarý Allah'a ortak koþmaktan vazgeçmeye çaðýrmýþlardýr. Kuran'da bildirildiðine göre tüm "cahiliye" toplumlarý Allah'a ortak koþan toplumlardýr. Dolayýsýyla þu anda dünyanýn büyük bir bölümü de çok tanrýlý bir dinin mensuplarýdýr. Bu çok tanrýlý dünyanýn içinde ancak mümin topluluklarý tek Allah'a kul ederek hak dini yaþarlar. Müminlerin söylediði, yalnýzca þudur:

De ki: "Ey insanlar, eðer benim dinimden yana bir kuþku içindeyseniz, ben sizin Allah'tan baþka ibadet ettiklerinize ibadet etmiyorum, ancak ben sizin hayatýnýza son verecek olan Allah'a ibadet ederim. Ben, müminlerden olmakla emrolundum." (Yunus Suresi, 104)

Peki insan Allah'a nasýl kulluk eder? Yalnýzca bu iþi yapmaktan ibaret olan hayatýný nasýl geçirir? Cahiliye toplumlarýnda zannedildiði gibi, bir "tekke"de ya da "zikirhane"de bütün günlerini "çile" içinde mi sürdürür? Hareketsiz, duraðan, içine kapalý bir insan modelini mi izler?

Hayýr... O, "cahiliye"nin doðurduðu "dindar" kalýbýna göre deðil, Allah'ýn Kuran'da öðrettiði "mümin" modeline göre yaþar. Kendisini birilerine "dindar" olarak gösterme zorunluluðu duymadýðý için, söz konusu geleneksel, fakat Kuran dýþý "dindar" kalýbýna uyma sýkýntýsý yaþamaz. Yalnýzca Allah için yaþar, Allah için çalýþýr, Allah'ý razý etmek için kendisine verilen tüm imkanlarý kullanýr.

Bilinmelidir ki bu, gerçek Ýslamý tanýmayanlarýn zannettiðinin aksine, insaný sýkýntýya sokan, onu "yaþamýn lezzetleri"nden mahrum kýlan bir yol deðildir. Tam tersine, yalnýzca Allah'a kul olan kiþi alabildiðine özgür, rahat, neþeli ve mutludur. Onu zincirleyen, "sahte ilah"larýn boyunduruðundan kurtulmuþtur. "Ýnsanlar hakkýmda ne düþünüyor?", "falanca beni sevmezse ne yaparým?", "iþten atýlýrsam ne olur?" gibi milyonlarca korku ondan uzaklaþmýþtýr. Aciz, zalim, akýlsýz ve hiçbir þeye gücü yetmeyen milyonlarca hayali ilaha kulluk etmenin baskýsýndan kurtulup, herþeye gücü yeten, sonsuz akýl ve güzellik sahibi, herþeyi kontrolü altýnda bulunduran, sonsuz þefkat ve adalet sahibi olan Allah'a baðlanmýþtýr. O, Kuran'da bildirildiði gibi "sapasaðlam bir kulba yapýþmýþtýr. Ayette þöyle buyrulmaktadýr:

Dinde zorlama (ve baskýgöz kırpma yoktur. Þüphesiz, doðruluk (rüþd) sapýklýktan apaçýk ayrýlmýþtýr. Artýk kim taðutu tanýmayýp Allah'a inanýrsa, o, sapasaðlam bir kulba yapýþmýþtýr; bunun kopmasý yoktur. Allah, iþitendir, bilendir. (Bakara Suresi, 256)

Nitekim Kuran'da yalnýzca Allah'a kulluk etmeye davet eden Peygamberlerin özgürleþtirici ve "zincirlerden kurtarýcý" özelliði þöyle bildirilmiþtir:

Onlar ki, yanlarýndaki Tevrat'ta ve Ýncil'de (geleceði) yazýlý bulacaklarý ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliði) emrediyor, münkeri (kötülüðügöz kırpma yasaklýyor, temiz þeyleri helal, murdar þeyleri haram kýlýyor ve onlarýn aðýr yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardým edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; iþte kurtuluþa erenler bunlardýr. (A'raf Suresi, 157)

Bir baþka ayette ise Allah, müminleri þöyle tarif eder:

Þüphesiz, Müslüman erkekler ve Müslüman kadýnlar, mümin erkekler ve mü'min kadýnlar, gönülden (Allah'a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah'a) itaat eden kadýnlar, sadýk olan erkekler ve sadýk olan kadýnlar, sabreden erkekler ve sabreden kadýnlar, saygýyla (Allah'tan) korkan erkekler ve saygýyla (Allah'tan) korkan kadýnlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadýnlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadýnlar, ýrzlarýný koruyan erkekler ve (ýrzlarýnýgöz kırpma koruyan kadýnlar, Allah'ý çokca zikreden erkekler ve (Allah'ý çokca) zikreden kadýnlar; (iþte) bunlar için Allah bir baðýþlanma ve büyük bir ecir hazýrlamýþtýr. (Ahzab Suresi, 35)

Müminin Allah'la içli ve yakýn bir baðlantýsý vardýr. Allah onun tek dostu, tek yardýmcýsýdýr. Kuran'da Hz. Ýbrahim'in Allah'la olan yakýn baðlantýsý Müslümanlara örnek olmasý için þöyle anlatýlýr:

(Ýbrahim) Dedi ki: 'Þimdi, neye tapmakta olduðunuzu gördünüz mü? Hem siz, hem de eski atalarýnýz? Ýþte bunlar, gerçekten benim düþmanýmdýr; yalnýzca alemlerin Rabbi hariç. Ki beni yaratan ve bana hidayet veren O'dur; bana yediren ve içiren O'dur; hastalandýðým zaman bana þifa veren O'dur; beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O'dur, din (ceza) günü hatalarýmý baðýþlayacaðýný umduðum da O'dur;

Rabbim, bana hüküm (ve hikmet) baðýþla ve beni salih olanlara kat; sonra gelecekler arasýnda bana bir doðruluk dili (lisan-ý sýdk) ver. Beni nimetlerle-donatýlmýþ cennetin mirasçýlarýndan kýl, babamý da baðýþla, çünkü o þaþýrýp sapanlardandýr. Ve beni (insanlarýn) diriltilecekleri gün küçük düþürme, malýn da, çocuklarýn da bir yarar saðlayamadýðý günde." (Þuara Suresi, 75-88)

Kuran'da yalnýzca Allah'a kulluk etmenin rahatlýðýný yaþayan mümin ile, Allah'a sayýsýz ortaklar kýlan, sayýsýz ilaha kulluk eden kiþinin örneði de þöyle tarif edilmiþtir:

Allah (ortak koþanlar için) bir örnek verdi: Kendisi hakkýnda uyumsuz ve geçimsiz bulunan, sahipleri de çok ortaklý olan (köle) bir adam ile yalnýzca bir kiþiye teslim olmuþ bir adam. Bu ikisinin durumu bir olur mu? Hamd, Allah'ýndýr. Hayýr onlarýn çoðu bilmiyorlar. (Zümer Suresi, 29)

Müminin en büyük özelliklerinden biri de kibirden, kendini beðenmekten, diðer bir deyiþle kendini ilahlaþtýrmaktan kurtulmuþ olmasýdýr. Bu sayede Allah'a sýðýnmayý öðrenmiþtir. Kendini beðenmediði için, kendi içinde sýkýþýp kalmaz, kendini sürekli geliþtirir. Kuran'daki mümin tanýmýna her gün biraz daha yaklaþma çabasý içindedir. Tevazusu tüm hareketlerine yansýr. Allah tevazulu kullarýný bir ayetinde þöyle örnek vermektedir:

O Rahman'ýn kullarý, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendilerine muhatap olduklarý zaman da 'selam' derler. (Furkan Suresi, 63)

Allah'tan yüz çevirenlerin ise en büyük yanýlgýsý kendi aklýný beðenmek, kibirlenmek, adeta kendini ilahlaþtýrmaktýr. Kuran'da, vicdaný, doðrularý gördüðü ve kabul ettiði halde kibiri nedeniyle büyüklenen ve doðrulardan kaçan insanlardan þöyle söz edilmiþtir:

Vicdanlarý kabul ettiði halde, zulüm ve büyüklenme dolayýsýyla bunlarý inkar ettiler. Artýk sen, bozguncularýn nasýl bir sona uðratýldýklarýna bir bak. (Neml Suresi, 14)

Kibirli insanlarýn inkar etmeleri ve doðru yoldan sapmalarýnýn aksine, müminin hayatý Allah'ýn kendisine yüklediði sorumluluðu yerine getirme çabasý ile geçer. Müminin karþýsýna çýkacak en önemli engel ise kendi nefsidir. Kuran'da nefsin kötülüðe çaðýran yönü þöyle haber verilmiþtir:

Ben nefsimi temize çýkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediði dýþýnda- var gücüyle kötülüðü emredendir. Þüphesiz, benim Rabbim, baðýþlayandýr, esirgeyendir. (Yusuf Suresi, 53)

Müminin hayatý kendisine kötülüðü emreden nefsi ve kendi içinde taþýdýðý bu yanýyla mücadele ile geçer. Mümin, her zaman için Allah'ýn rýzasýna karþý, kendisine olmadýk alternatifler öneren nefsine karþý koyar. Onu, korku, býkkýnlýk, ümitsizlik, gevþeklik gibi çeþitli engelleri kullanarak yolundan döndürmeye çalýþan nefsini, þevkle, azimle, cesaretle, sabýrla yener. Yolundan asla dönmez, çünkü bu yol onun tek dostu, tek yardýmcýsý ve tek dayanaðý olan Allah'ýn yoludur.

Elbette müminin mücadelesi kendi nefsi ile sýnýrlý kalmaz. Kuran'da doðrudan veya dolaylý olarak çok sýk bahsedilen bir konu vardýr: Ýyiliði emretme ve kötülükten sakýndýrma.

Mümin Kuran ayetlerinde de bildirildiði üzere, Allah'ýn yeryüzündeki halifesidir; yeryüzü ona emanet edilmiþtir. Ýnsanlarý Allah'ýn yolundan alýkoyanlara, onlara baský ve zulüm uygulayanlara karþý büyük bir fikri mücadele yürütecektir, çünkü bu, ona Kuran'da bildirilen bir sorumluluktur.

Ancak, Kuran ahlakýna baðlý insanlarýn yön verdiði bir toplum gerçek adaleti ve doðruluðu yaþayabilir. Mümin, Allah'ýn rýzasý için yaþayan, insanlar arasýnda adaleti koruyan, onlarý doðruya yönelten kiþidir. Müminler, üstlendikleri sorumluluk ne kadar büyük olursa olsun Allah'ýn öðrettiði ahlaktan asla taviz vermezler. Onlarýn bu özellikleri Kuran'da þöyle bildirilir:

Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleþtirir, iktidar sahibi kýlarsak, dosdoðru namazý kýlarlar, zekatý verirler, ma'rufu emrederler, münkerden sakýndýrýrlar. Bütün iþlerin sonu Allah'a aittir. (Hac Suresi, 41)

Allah'tan korkmayan insanlar ise ne göreve gelirlerse gelsinler þahsi menfaatleri peþinde koþar, makam, þöhret, mal, mülk elde etme yarýþýna girerler. Bu yüzden böyle insanlarýn söz sahibi olduðu bir toplum yaþantýsýnda hiçbir zaman gerçek manada huzur ve mutluluk oluþamaz.

Müminler ise her þartta insanlarý kötülüklerden sakýndýrmak, onlarý güzel davranýþlara teþvik etmek, onlara örnek olmak ve iyiliði "emretmek" için büyük bir çaba gösterirler. Bu çabalarýnda asla gevþeklik de göstermezler. Kuran'da, müminlerin sarsýlmaz karakteri þöyle anlatýlýr:

Nice Peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaþa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayý ne gevþeklik gösterdiler, ne boyun eðdiler. Allah, sabredenleri sever. Onlarýn söyledikleri: "Rabbimiz, günahlarýmýzý ve iþimizdeki aþýrýlýklarýmýzý baðýþla, ayaklarýmýzý saðlamlaþtýr ve bize kafirler topluluðuna karþý yardým et" demelerinden baþka bir þey deðildi. Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabýnýn güzelliðini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanlarý sever. (Al-i Ýmran Suresi, 146-149)

Samimi mümini sahte dindarlardan ayýran en belirgin özelliklerinden biri de, dini anlatýrken, insanlardan hiçbir çýkar ummamasýdýr. Para, mal, makam ya da insanlarýn beðenisini deðil, yalnýzca Allah'ýn hoþnutluðunu kazanmak hedefidir. O "ecrini" (mükafatýnýgöz kırpma yalnýzca Allah katýnda arar. Kuran'da bu konuda Peygamberlerin örnek ahlakýndan örnekler veren birçok ayet vardýr. Bunlardan birkaç tanesi þöyledir:

(Nuh Eðer yüz çevirecek olursanýz, ben sizden bir karþýlýk istemedim. Benim ecrim, yalnýzca Allah'a aittir. Ve ben, Müslümanlardan olmakla emrolundum. (Yunus Suresi, 72)

Ýþte Allah'ýn hidayet verdikleri bunlardýr; öyleyse sen de onlarýn bu hidayetlerine uy. De ki: 'Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. O (Kuran) alemlere bir öðüt ve hatýrlatmadan baþkasý deðildir.' (En'am Suresi, 90)

Müslüman ayný zamanda üstün bir ahlak sahibidir. Dünyevi, küçük olaylarýn peþinde bir insan olmadýðý için, rahat, hoþgörülü ve baðýþlayýcýdýr. Hisleriyle deðil, aklýyla hareket eder, öfkeye kapýlmaz. Fedakar, yardýmsever ve ince düþüncelidir. Müminlerin bu güzel özellikleri Kuran'da þöyle bildirilir:

Ve onlar Rablerinin yüzünü (hoþnutluðunu) isteyerek sabrederler, namazý dosdoðru kýlarlar, kendilerine rýzýk olarak verdiklerimizden gizli ve açýk infak ederler ve kötülüðü iyilikle savarlar. Ýþte onlar, bu yurdun (dünyanýn) güzel sonucu (ahiret mutluluðu) onlar içindir. (Rad Suresi, 22)

Onlar, bollukta da, darlýkta da infak edenler (Allah yolunda harcayanlar), öfkelerini yenenler ve insanlardaki haklarýndan baðýþlama ile (vaz)geçenlerdir. Allah, iyilik yapanlarý sever. (Al-i Ýmran Suresi, 134)

Sen af yolunu benimse, (Ýslam'a) uygun olaný (örfügöz kırpma emret ve cahillerden yüz çevir. (Araf Suresi, 199)

Kötülüðün karþýlýðý, onun misli (benzeri) olan kötülüktür. Ama kim affeder ve ýslah ederse (dirliði kurup-saðlarsa) artýk onun ecri Allah'a aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmez. (Þura Suresi, 40)

Ki onlar, yalan þahitlikte bulunmayanlar, boþ ve yararsýz þeyle karþýlaþtýklarý zaman onurlu olarak geçenlerdir. (Furkan Suresi, 72)

Kendileri, ona karþý duyduklarý sevgiye raðmen yemeði, yoksula, yetime ve esire yedirirler. (Ýnsan Suresi, 8)

Ancak þunu da belirtmek gerekir ki, elbette müminin hatalarý da olacaktýr. Bu, onun insan ve dolayýsýyla bir kul olmasýnýn gereðidir. Ama salih Müslüman hemen hatalarý için Allah'tan baðýþlanma diler ve onlarý tam olarak düzeltir. Hiçbir hata, onu ümitsizliðe sürüklemez, çünkü o Allah'ýn sonsuz rahmetine sýðýnmýþtýr. Kuran'da bu konu þöyle vurgulanýr:

Ve 'çirkin bir hayasýzlýk' iþledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ý hatýrlayýp hemen günahlarýndan dolayý baðýþlanma isteyenlerdir. Allah'tan baþka günahlarý baðýþlayan kimdir? Bir de onlar yaptýklarý (kötü þeylerde) üzerinde bildikleri halde ýsrarla durmayanlardýr. (Al-i Ýmran Suresi, 135)

Müminin dostu Allah ve Allah'a dost olan diðer müminlerdir. Eðer Allah'a düþman ise, en yakýný bile artýk onun için dost deðildir. Allah'a baðlanmýþ olan bir mümin de, aralarýnda iman dýþýnda hiçbir ortak özellik -soy, sosyal statü, maddi imkanlar gibi- olmasa bile onun kardeþidir. Allah için sevmenin üstünlüðüne ulaþmýþtýr; Allah razý olduðu insanlarý sever.

Müslümanýn aklý da berraktýr. Allah'a güvendiði ve kendisini O'na teslim ettiði için aklýný kurcalayan gereksiz korkular, endiþeler, üzüntüler yoktur. "Akl-ý selim" sahibidir. Bu nedenle büyük ve geniþ düþünebilir, olaylarýn inceliklerini, girift taraflarýný kavrar. Bilgi, hikmet ve akýl yüklüdür.

Dünyada geçici bir süre bulunmaktadýr. Eðitilecek, ruhu her geçen gün daha da incelecek, asýl yurduna, ahirete hazýrlanacaktýr. Burada kendisine yazýlan tarih ise Allah'ýn salih kullarýna yaraþacak þekilde þan ve þerefle doludur.
(KiM BENiM VELi KULUMA DÜSMANLIK EDERSE BEN cc HARB ACAR iNTiKAMINI ALRIM..ONLAR BENiM iSITEN KULAGIM TUTAN ELiM..yÜRÜYEN AYAGIMDIR...)-ZiKRETMEYi DEGiL,ZiKiR EDiLENI SEV.. MÜMiN EHLi SÜNNET CEMAATINDAN OLUR..Haci bektasi veli (k.s)


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son mechuller tarafından, 27.06.2004 - 20:46 tarihinde.
Gönderen: 27.06.2004 - 20:44
Bu Mesaji Bildir   mechuller üyenin diger mesajlarini ara mechuller üyenin Profiline bak mechuller üyeye özel mesaj gönder mechuller üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1440 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
husameddin (47), halk yolcusu (37), Habibetti21 (37), aysani (50), kardelen__571 (35), hasan_el_benna (42), aslanþamil (44), caylak ali osma.. (51), vural (50), mero (), ByNet (54), enginbey (49), veleye5 (28), yazitura (45), betulonur (41), NiSA (47), aliavlamaz (37), adler42 (46), 0730sahin (43), ercan58 (41)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.04312 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.