*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI - Haddi aşıp nankörlerden olmayalım.(Bir Allah dostunun sohbetinden alıntıdır.)

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1774 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cuma, 29. Kasım 2024 - 04:00

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » D U A L A R » Haddi aşıp nankörlerden olmayalım.(Bir Allah dostunun sohbetinden alıntıdır.)

önceki konu diğer konu

1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	Caferbinabdullah

Haddi aşıp nankörlerden olmayalım.(Bir Allah dostunun sohbetinden alıntıdır.)

Misafir

Haddi aþýp
nankörlerden olmayalým
Ýþit gel, küntü kenzen mahfiyyen remzin ey mah.
Ey ay yüzlü kardeþim! Kudsî hadis–i þerifin gizli olan mânalarýný dinle. Mevlâ Teâlâ ne buyuruyor bu kudsî hadis–i þerifte:
"Ben gizli bir hazine idim."
Mevlâ Teâlâ niçin gizli bir hazine idi? Çünkü O'ndan baþka hiçbir þey yoktu da ondan. O'nu görecek, O'nu bilecek hiçbir varlýk mevcut deðildi; sadece O vardý. Ýþte bu sebepten Mevlâ Teâlâ gizli bir hazine idi. Sonra ne olduðunu hadis–i kudsîden öðrenelim:
"Ben gizli bir hazine idim; bilinmeyi sevdim ve beni bilsinler diye halký yarattým."
Mevlâ Teâlâ'nýn bilinmeyi sevmesiyle birlikte gizli hazineden ilk meydana gelen þey, sevgi olmuþtur. Daha açýk bir ifade ile Mevlâ Teâlâ'nýn sevgi sýfatý meydana geldi.
"Fe ahbabtu hakikat oldu ol Þah"
Sevgi sýfatýnýn sûreti o Þah'ýn hakikati oldu. Bu mânada Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz þöyle buyuruyor:
"Mevlâ'nýn ilk yarattýðý benim nurumdur. Mü'minler de benim nurumdandýr."
Mü'minlerin haricindeki insanlar da Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in nurundan yaratýlmýþtýr; ancak onlarýn nuru sönmüþtür. Hakikat–ý Muhammediyye ilk zuhurdur ve bütün hakikatlerin hakikatidir. Bütün yaratýlmýþlarýn, zuhur edenlerin aslý ve temelidir.
Bütün peygamberlerin hakikatleri, büyük meleklerin hakikatleri de Hakikat–ý Muhammediyye'nin gölgeleri gibidir. O hepsinin aslýdýr. Hakikat–ý Muhammediyye, yaratýlmýþlarýn ilki ve baþýdýr. O'nun üstünde, hiçbir isim ve sýfatla sýfatlanmayan "Zat" vardýr ki, taayyünden münezzeh olduðu için bu makam idrak–ý mahlûk için imkânsýzdýr.
"Taayyünü vücuddur zýllý hubbi cah"
Meydana gelen vücud, sevgi ve muhabbet makamýnýn gölgesidir.
Gizli hazineden vücuda geldi ya, iþte o "sevgi ve muhabbet" makamýnýn gölgesidir. Ýlk önce Mevlâ Teâlâ bilinmekliðini sevdi; ondan sonra da halký yarattý. Mevlâ Teâlâ'ya giderken yolumuz önce vücuda sonra hubba yani sevgi ve muhabbete uðrar. Hubb, sevgi ve muhabbet makamý olan vücudun üstündedir.
Mevlâ Teâlâ'nýn sevgi sýfatý asýldýr. Onun sûreti, yani Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hakikati olan hubb, sevgi ve muhabbet, o aslýn gölgesidir. Vücud da Mevlâ Teâlâ'nýn sevgi sýfatýnýn gölgesinin gölgesidir.
"Ýnce ol bil edeb hakka gidelim.
Cemali ba kemale seyr idelim."
Vücudun ve hubbun, sevgi ve muhabbetin gölgelerini bilmezseniz, edebi bozdunuz demektir. Bundan önceki bir beyitte "Kabalýkla gerek" denilmiþti. Þimdi ise "Dakik ol" deniliyor. Neden? Kimi yerde, meselâ herhangi bir þeyi konuþurken kaba olunsa, pek zarar vermez. Lâkin Mevlâ Teâlâ'yý bilmekte illa da incelik lâzýmdýr. Buradan anlýyoruz ki, bazý yerlerde incelik, bazý yerlerde de kabalýk yapýlabilir.
"Ey Kavmim! Rabbinizden maðfiret dileyin; sonra da O'na tevbe edin ki, üzerinize göðü (yaðmuru) bol bol göndersin ve kuvvetinize kuvvet katsýn. Günah iþleyerek (Allah'tan) yüz çevirmeyin." (Hûd;11/52)
Bu âyet–i kerîme Hûd Aleyhisselâm'ýn kýssasýný anlatmaktadýr. Hûd Aleyhisselâm'ýn, kavmini istiðfar ve tevbeye davet etmiþ olduðunu bize bildirmektedir. Peygamberler, nebîler Allah–u Teâlâ'nýn koymuþ olduðu kural ve kaidelere göre hareket ederler ve Mevlâ Teâlâ'nýn koyduðu kuraldan zerre miktarý dýþarý çýkmaz, þeytana ve þeytanî þeylere uymazlar. Mevlâ Teâlâ buyuruyor ki:
"Rabbinizin maðfiret ve takva sahipleri için hazýrlamýþ olduðu, geniþliði gökler ve yer kadar olan cennete koþun!" (Âl–i Ýmran; 3/133)
Bir hadis–i þerifte de Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz þöyle buyuruyor:
"Allah'a yemin ederim ki, ben, her gün Allah–u Teâlâ'ya yetmiþten fazla tevbe ve istiðfar ederim."

Ýnsanoðlu hangi þartlar altýnda bulunursa bulunsun, Mevlâ Teâlâ'dan maðfiret dilemesi gereklidir. Çünkü hiçbir garantimiz yoktur, her an günahkâr olabiliriz. Bazen insan günah iþlemek istemese de günah iþletiyorlar.

Bunun misali þöyledir: Bir yolda yürüdüðünüzü düþünün. Sen tedbirlisin; ancak tedbirin bir noktaya kadar. Gelip bir araba sana çarpýyor. Buradan þu anlaþýlýr, günahkâr insanlar, ibadet yolunda bulunan mü'minlere çarparak, onlarý da günaha sokabilir.

Bir þeyi hatýrlatmadan geçemeyeceðim: Ýnsanlarýn Ýslâm'a karþý yumuþamalarý, kalplerine merhametin gelmesi için yatmadan önce 27 defa Ýhlâs–ý Þerif'in okunmasý emredilmiþtir. Bütün kardeþlerimiz bu emri muhakkak yerine getirsin.

Millet koþarak ateþe gidiyor. Hiç kimse büyük haberin farkýnda deðil; kimi iþ peþinde, kimi diploma peþinde, kimi zevk peþinde ve kimi de saltanat peþinde koþuyor. Çoðu kimsede namaz yok, oruç yok, Mevlâ'yý zikretmek yok. Bu hâllerden sadece yüz binde bir kiþi müstesnadýr. Arzumuz, bir kiþinin deðil; yüz binin de müstesna olmasýdýr. Bir çiçekle yaz gelir mi?

"Allah" denildi mi, bir deðil; bin düþünelim. O, öyle bir Allah'týr ki, bizleri, iðnenin tepesi kadar hatta daha küçük zerreden, bugünkü yapýlý hâlimize getirir. Ýman bakýmýndan bizi geliþtirir büyütür, Ýslâm bakýmýndan geliþtirir büyütür. Huzur ve mutluluk bakýmýndan da geliþtiren hep O'dur. Ýnsanoðlu bir tek yönde terbiye olup geliþmez, birçok yönde terbiye olmasý gereklidir.

Kâinatta meydana gelen her olay ve hadise, görebildiðimiz ya da göremediðimiz zerrelerden kürrelere kadar her ne meydana geliyorsa, Rabbimizin emir ve müsaadesi ile oluyordur.

Yaþamamýz için en önemli unsurlardan olan yaðmuru kim gönderiyor? Rabbimiz. Bugün su ihtiyacýmýzý karþýlayan barajlarý kim dolduruyor? Rabbimiz. Bazen sular azalýr, su sýkýntýsý baþlar; geçmiþte bunu gördük. Sular azaldý, hatta musluklarýmýzdan çamurlu sular akmaya baþladý. Abdestlerimizi bile bu çamurlu sulardan almak zorunda kalýyorduk. Bizi bu duruma ne düþürdü? Elbette ki, bazý edepsizlikler düþürdü.

Geçenlerde duymuþtum: Yaðmur yaðmayýnca, yaðmur duasýna çýkmak istemiþler, oranýn ekâbir takýmýndan bir zat "Yaðmur için duaya çýkmayýn." demiþ. Bu ne koca kafalýlýktýr, ne nankörlüktür. Suyu veren kimdir? Yaðmuru yaðdýran kimdir? O yaðan yaðmurdan istifade ettiren kimdir? Suyu barajlarda toplayan kimdir? Evimize suyu getiren kimdir? Suyu bize içiren kimdir? Dön, dolaþ varacaðýn nokta Allah'týr. Milletin aðzý, dili çalýþýyor; ama kafasý çalýþmýyor.

Aç olan bir insana yemek ikramýnda bulunsanýz, yaptýðýnýz bu ikrama kýymet verilmediðini, bir teþekkür dahi edilmediðini görseniz üzülüp kýrýlmaz mýsýnýz? Hâlbuki siz bu yemekte, sadece sebeplerden bir sebep ve aracýsýnýz; yemeðin gerçek sahibi Allah'týr.

Þöyle bir düþünün: Yediðimiz ekmeðin nerelerden, hangi safhalarý geçerek sofranýza geldiðini… Buðday ekmeðinin tohumu tarlada ekilir. Geliþip büyüyünce biçilir, biçilenler harman edilir. Sonra sýnýflara ayrýlýr ve deðirmenlere gönderilerek un yapýlýr. Deðirmenlerden fýrýnlara gelir, fýrýnlarda ekmek yapýlýr. Ekmekler bakkallara getirilir, bakkallardan da biz alýr, evimize getiririz. Bu bir örnektir. Bütün yiyeceklerimiz, bu ve benzer safhalardan geçerek sofralarýmýza kadar gelir.

Görüyorsunuz ki, Mevlâ Teâlâ'nýn bizim için hazýrladýðý nimetler, hemen hemen zahmetsiz bir þekilde önümüze kadar geliyor. Ýþte bu nedenle, yukarýda da bahsettiðimiz üzere konumuza istiðfarla baþladýk. Ýnsanoðlu nankördür. Býrak önüne gelen nimetleri, yiyeceðinin dýþýnda da binlerce nimeti Mevlâ sana bahþetti. Sen ne yapýyorsun? Koskoca bir hiç... En azýndan, "Bütün bunlarý Rabbimiz bizim için yarattý." de. Aðýzlardan "Rabbim" kelimesi çýksýn.

Rabbimiz bir hadis–i kudsîde þöyle buyuruyor:

" agla

Kulum) Beni zikrettiðinde, ben onunla beraber olurum."

Ey insanlar! Sizler kimlerle beraber olmuyorsunuz ki? Bu kadar çok þeyle beraber olacaksýn; Mevlâ ile beraber olmaya geldi mi, kaçacaksýn, saklanacaksýn, beraber olmak istemeyeceksin. Bilerek çok cahillikler yapýyoruz. Baþkalarýna da cahil diyoruz; ama biz onlardan daha cahiliz. Düþünmeli tefekkür etmeliyiz.

Gönderen: 02.04.2004 - 10:30

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1774 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
mehmet-macit (39), yaser_ekinci (39), kalan (49), gulbeyaz_66 (35), rozerin (47), talias (50), gokay3406 (59), ihl43 (37), Müptela (40), wefalidost (37), hatice eyce (37), egitmenali (42), emran (41), mazo57 (59), nursel (42), meloþ (46), baltunbas (54), saklidiyar (51), nevzat (44), alitekcan (41), abraham (35), burhan724 (39), göcmen (47), Neyzen12 (50)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 1.36995 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.