|
|
|
|
Toplam Forum: 69
*** Toplam Konu: 30100
*** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Gönderen |
|
|
Laboratuar şartlarında oluşturulmuş yeni insanları ile gelecek geldi!...fatma k. barbarosoğlu |
|
|
211 Mesaj -
|
|
|
Pazartesi günü size bir ev ödevi vererek, KASAD-D'nin internet sitesine girip yaptýðý çalýþmalara bir göz atmanýzý söylemiþtim.
Geçtiðimiz Pazar günü KASAD-D yardýmla üreme teknolojilerini týbbi, hukuki, dini, psikolojik ve sosyolojik açýdan tartýþan bir sempozyum düzenledi. Sempozyumda son derece ilginç tebliðler sunuldu. Ne var ki medyamýz böylesine hayati konulara pek mesafeli yaklaþýyor. Oysa konu hakikaten her bakýmdan "hayati" deðer taþýyor.
KASAD-D'nin çalýþmalarýný çok önemli buluyorum. Bu sütunda sýk sýk entelektüel doktorlar aranýyor temalý yazýlar yazýyorum. Ve hatýrlayacaksýnýz her vesile ile her meslek dalýnýn öncelikle kendi mesleðine eleþtirel bir yaklaþým içinde olmasý gerektiðini savunuyorum. Eðer bu eleþtirel bakýþ olmaz ise insan olma halimizi kaybederiz. Ýnsan olmak bir hal midir? Evet. Pek az insan için insan olmak halden çýkýp bir makama kavuþabilmektir.
KASAD-D de bir gurup kadýn saðlýk mensubu, ki aralarýnda doktordan eczacýya, diþ hekiminden hemþireye her alanda saðlýk mensubu bulunuyor, saðlýk konularýný hem analitik bir bakýþ açýsý ile hem de bütün sosyal bilimleri kapsayan bir kuþatýcýlýk içinde ele alýyor.
Nitekim pazar günü yeni ürüme teknolojileri –ki onlar yardýmla üreme terimini tercih ediyor- pek çok disiplinin bakýþ açýsýndan istifade edilerek ele alýndý.
Meselenin gündemimizden hiç düþmeden ele alýnmaya devam etmesi gerekiyor. Prof. Dr. Hüseyin Hatemi'nin özellikle vurguladýðý "tabii hukuk" kavramý, meselenin hukuki boyutu için iyi bir dayanak oluþturuyor. Fakat meselenin dini açýdan deðerlendirilmesi konusunda Ýlahiyat çevrelerinin aþýrý bir "bilimden yana" tavýr içinde olmalarý, konunun layýkýyla kavranmasýný engelliyor.
Bilim karþýtý din adamý olarak anýlmak korkusu din adamlarýnýn perspektifini daraltýyor. Mesele bilim karþýtý olmak ya da olmamak deðil. Mesele, insanlýk karþýtý olmak ya da olmamak.
Yeni üreme teknolojileri insanlarý laboratuar þartlarýnda üretilebilir ürünler haline getiriyor. Türkiye'de maalesef roman okuma alýþkanlýðý pek yok. (Beyaz dizileri ve hidayet romanlarýný kast etmediðimi söylemeye gerek var mý?) Dolayýsýyla romancýlarýn sezgisel olarak dünyanýn gidiþatýný nasýl yýllar öncesinden öngörebildiðinden bihaberiz.
Huxley "Yeni Cesur Dünya" adlý eserini 1931 yýlýnda kaleme almýþtý. Romanda geçen zaman 26. yüzyýl. Ben bu romaný 1980'lerin sonunda okudum. Lakin romanda geçen konularýn son on yýl içinde hýzla gerçekleþtiðine tanýklýk ederken geleceðe dair korkularým artýyor.
Ne mi var romanda?
Romanýn en önemli özelliði insanlarýn laboratuar þartlarýnda uyumlu insanlar olarak "üretilmeleri".
Ýnsanlar yapay bir ortamda üretiliyor. "Üretim merkezi"ne Kuluçka ve Þartlandýrma Merkezi adý veriliyor. Seri insan üretimi ve eðitiminin yapýldýðý bir merkez burasý. Bokanovski yöntemiyle tek yumurtadan yüze yakýn ikiz embriyo oluþturuluyor. Gezegenin nüfusu 2 milyardan fazla olmasýna raðmen 10.000 insan ayný soyadýný paylaþýyor.
Merkez tam bir arz talep dengesine göre kurulmuþ. Üretilecek insanýn özellikleri, sosyal statüsü önceden belli. Kiþi –ki bu ürünlerin ne kadar kiþi olup olmadýðý da ayrý bir tartýþma konusu- doðduðu toplumsal kategorinin dýþýna çýkamýyor. Merkezdekilerin sosyal sýnýflarý ve görevleri önceden belirlendiði gibi hastalýktan yaþlanmaya kadar pek çok dýþ faktöre karþý da dayanýklý hale getiriliyorlar. Her grubun ne gibi zihinsel iþlemleri yerine getirebileceði de bir bilgisayar gibi yüklenmiþ kiþilere. Zihinsel niteliklerin belirleyici olduðu hiyerarþik bir sosyal kast sistemi var adeta.
Merkezde Pavlov tarzý þartlandýrmayla herkes kasttaki yerini, ait olduðu sýnýfý ve yapmak zorunda olduðu iþi sevmeye, bireyselliðe deðil topluma önem vermeye ve sürekli tüketmeye þartlandýrýlýr. Cesur Yeni Dünya' nýn mutlu ve istikrarlý insanlarý üretilmiþ olur böylece.
Yani... Yanisi þu: Cesur Yeni Dünya çoktan hayatýmýza girdi. Ne ki fark etmiyoruz. Eþinin çocuk sahibi olmayacaðý anlaþýlýnca Kýbrýs'a gidip sperm aldýklarýný anlatan kadýnlara tanýklýðým var. Sizin de vardýr muhakkak.
Diyanet sperm ile yumurta nikah baðý ile baðlý olanlara ait olursa tüp bebeðe cevaz veriyor. Bunlar yazýyor þura raporlarýnda. Ama Kýbrýs'a gidilip yaptýrýlan iþlemin zina olduðunu da açýkça söyleyemiyor. Neden?
Hayatýmýza giren yeni teknolojilerin ölümün, hayatýn, mahremiyetin tanýmýný deðiþtirdiðini Ýlahiyat mensuplarý, Diyanet çevreleri ne zaman görecek?
Ýlahiyat Fakültelerinin kontenjaný 500'e çýkarýlarak býrakýn yeni teknolojileri yorumlayacak din adamlarýnýn, düzgün bir kýraat ile namaz kýldýracak imamlarýn yetiþtirilmesi bile mümkün görünmüyor.
Fatma K. Barbarosoðlu \ yeniþafak
|
Gönderen: 05.05.2010 - 05:49 |
|
|
|
|
Kardesim.
|
Gönderen: 05.05.2010 - 19:52 |
|
|
Şu an Yok üye ve 1211 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.
[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye] |
|
|
|
Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve
afiyet dolu ömür dileriz:
VuSlaT_ZaMbaK (40), HAMAS (41), cilekesh (34), Umuda_Dogru (35), muhammed yakub (53), -selenay- (38), kiciman (53), -Dushi- (37), melike_ (44), 271277sedat (47), katade_58 (42), samimikul (52), sansarselim (39), omerbicak (47), rajaahmet (48), BETÜL SULTAN (44), Toprakkiz (38), perteviyat (54), azra aksu (51), esiir (47), eminem (44), cihann4 (41), merve987 (38), ceylan (43), byberk (39), mehmetaliakti (45), serkanberber20 (50), FTK (38), p.celik (39), keklik (38), nazan (38), GREY (54), ketcapm (39), faruk1987 (37), semanurnl (54) |
|
|
|
|
|