0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Kerbela Faciası

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
SaYaCGIN su an offline SaYaCGIN  
Kerbela Faciası
Admin


1760 Mesaj -
Ýlk insan ve ilk peygamber Hz. Adem(A.S.)’dan bu yana 10 Muharrem günü Ýslâm ümmetleri için hep sevinç günü olmuþtur. Pek çok peygamber bu mübarek günde tehlikelerden kurtulmuþ, düþmanlarý da helak edilmiþtir. Yalnýz bir istisna yýl var ki, iþte o sene yüreklerin tâ iç kýsmýna kan damlamýþtýr.

Cihâna doðan Ýslâm güneþinin üzerinden henüz üç çeyrek asýr bile geçmemiþtir. Hâtemü’n-Nebi vefat edeli sadece yarým asýr olmuþtur. O nur deryasýndan feyz alan sahabelerin bir kýsmý henüz hayattadýr. Lâkin, hilâfet merkezinin baþýnda bir zalim bulunmaktadýr.
Müslüman bir idareci olarak ilk defa namazý terk eden ve içki içen bu Yezid, hakký olmayan bir makamda zulmetmektedir...

Hz. Ömer (R.A.)’un Müslüman olmasýyla kýrk sayýsýna ulaþan Sahabe-i Kiramdaki samimiyet, ihlâs, sadakat öyle bir derecede idi ki, aradan sadece kýrk sene geçtiðinde Asya, Avrupa ve Afrika topraklarýnda kýrk devlet Ýslâm’ýn hâkimiyeti altýna girmiþti. Horasan’dan Endülüs’e kadar geniþ bir coðrafyada gümbür gümbür Kur’an okunur olmuþtu. Lâkin, bu arada yeni yeni kavimler Müslüman olmuþlar, dini hiç bilmeyen insanlarýn sayýsý hýzla çoðalmýþtý. Rabbimizin “imtihan” kanunu çalýþýyordu. “Siz nasýlsanýz, öyle idare olunursunuz” hükmü orada da geçerli idi. Ekseriyet dinde cahil olunca, sýrf Allah rýzasý için hareket yerine, dünyevî niyetler iþin içine karýþýnca; devletin baþýna da Yezid gibi bir zalim geçmiþti.
Medine’de bulunan birkaç sahabiden baþka, istemeyerek de olsa Müslümanlar Þam’ýn yeni halifesi olan Sultan Yezid’e biat ettiler. Hz. Hüseyin, Yezid’e biat etmeyen sahabilerdendi.

Onunla beraber biat etmeyenler, Yezid’in bu iþe layýk olmadýðýný söylüyorlardý. Ne var ki onlar, biat etmedikleri gibi, bu konuda bir karþý eyleme de giriþmediler. Hz. Hüseyin’in tavrý ise baþka oldu. O; biat etmeyiþini eyleme dönüþtürdü ve baba bir kardeþi Muhammed b. Hanefiyye hariç bütün aile fertlerini yanýna alýp Mekke’ye doðru yola çýktý.

Hulefâ-i Râþidîn devrini gören insanlar bu zulümden rahatsýz oluyorlardý. Bir çýkýþ yolu arýyorlardý. Hz. Ali (K.V.) devrinde baþþehir yapýlan Kûfe þehrinin ahalisi de hemen hemen topluca imzalý mektuplar göndererek, Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in muazzez torunu Hz. Hüseyin (R.A.)’yu davet ettiler. O’nun halife olmasýný istediler. Hz. Hüseyin’in Yezîd’e biat etmeyip Mekke’ye gittiðini haber alan Kûfeliler’den bilhassa Þebes b. Rib’î ve Süleyman b. Surad gibi bazý ileri gelenler onu hilâfete getirmek için kendisine davet mektuplarý yazdýlar. Ayrýca, Ebu Abdullah el-Cedeli baþkanlýðýnda bir heyet gönderdiler. Kûfeliler bu davetIerini yaparlarken, Yezid’i tanýmadýklarýný, Hz. Hüseyin’e halife olarak biat etmek islediklerini yazýyorlardý. Bunun üzerine Hz. Hüseyin, durumu yerinde incelemesi için amcasýnýn oðlu Müslim b. Akil’i Kûfe’ye yolladý. 5 Þevval 60 (9 Temmuz 680) tarihinde þehre ulaþan Müslim b. Akil, Muþtan b. Avsece’nin evine indi ve Hz. Hüseyin adýna biat almaya baþladý. Ýlk aþamada 12-30.000 kiþinin biat ettiði ve hatta Müslim’in Kûfe Mescidi’nde açýkça bir konuþma dahi yaptýðý rivayet edilmektedir.

Yezid, Müslim’in bu faaliyetini öðrenince Valisi Numân b. Beþîr el-Ensâri’yi görevden alarak yerine Basra Valisi Ubeydullah b. Ziyâd’ý tayin etti ve ondan Müslim’i þehirden çýkarmasýný veya öldürmesini istedi. Ubeydullah’ýn Hz. Hüseyin taraftarlarýný ürküten tedbirler almasý üzerine Müslim daha nüfuzlu bir kiþi olan Hâni b. Urve el-Murâdî’nin evine yerleþti ve halký ayaklanmaya çaðýrdý; hatta Ubeydullah’ýn köþkünü kuþattý. Ancak Ubeydullah’ýn safýnda yer alan Kûfe ileri gelenlerinin nasihat ve tehditleri üzerine ayaklanan halk daðýlmaya baþladý ve geceye doðru Müslim’in yanýnda sadece otuz kiþi kaldý; daha sonra onlar da daðýldý. Bu geliþmeler üzerine geceleyin Kinde kabilesine mensup Tav’a adlý bir kadýnýn evine saklanan Müslim ihbar üzerine yakalanarak öldürüldü. Bu yüzden Kûfeliler’den biat aldýðýný daha önce mektupla haber verdiði Hz. Hüseyin’e onlarýn sözlerinden döndüðünü bildiremedi.

Hz. Hüseyin yeni geliþen olaylardan haberi olmadýðý için Kûfe’ye hareket etmeye karar verdi. Her ne kadar Abdullah b. Abbas ona Kûfeliler’in babasýyla aðabeyine yaptýklarýný hatýrlatýp sözünde durmayan bu insanlarýn davetine uymamasýný ve eðer Mekke’de kalmak istemiyorsa Yemen’e gidip orada Müslim’in hâkimiyet kurmasýný beklemesinin daha iyi olacaðýný söylediyse de Hz. Hüseyin kararýndan dönmedi. Yezîd’in halifeliðini tanýmayan Abdullah b. Zübeyr ise Mekke’de kalmasýný teklif etti ve biat almasýna kendisinin de yardýmcý olabileceðini bildirdi. Abdullah b. Ömer ve Ömer b. Abdurrahman b. Haris gibi þahýslar da kesinlikle Kûfe’ye gitmemesini istediler. Ýbn-i Abbas ise hiç deðilse yalnýz gitmesini önerdi.

Bazý Müslümanlar, Hz. Hüseyin’in böyle küçük bir grupta Yezid üzerine gitmesini yadýrgadýlar ve onu tenkid ettiler. O ise, Kûfelilerin kendisine yardým edeceklerini umuyordu. Ne var ki Iraklýlar Ýbn-i Abbas’ýn da söylediði gibi, pek güvenilir insanlar deðillerdi. Nitekim Hz. Hüseyin’i Irak’a davet eden Kûfeliler, Hz. Hüseyin’in amcasý oðlu olan Müslim b. Akil’i dahi koruyamamýþlardý. Fakat Hz. Hüseyin. 8 Zilhicce 60 (9 Eylül 680) tarihinde umresini tamamladýktan sonra ailesi ve bazý taraftarlarýyla birlikte Kûfe’ye hareket etti, sonra bütün ailesini yanýna aldýðý için baþlarýna bir þey gelirse bunun soyunun tükenmesi demek olacaðý endiþesine kapýlan amcasýnýn oðlu Abdullah b. Ca’fer önce bir mektup yazarak durmasýný istedi; sonra da Mekke Valisi Amr b. Saîd b. As el-Eþdak’tan onun adýna eman alarak kendisine gönderdi. Ancak Hz. Hüseyin, rüyasýnda Resûlullah’ý gördüðünü ve ister lehine ister aleyhine sonuçlansýn baþladýðý iþi tamamlamakla emrolunduðunu söyleyerek geri dönmeyi reddetti. Yolda þair Ferezdak ile karþýlaþýp Kûfe’deki durumu sorunca: “Halkýn kalbi seninle, kýlýçlarý Beni Ümeyye iledir; ilâhî takdir ise gökten iner ve Allah dilediðini yapar” cevabýný aldýðý halde: “Doðru söyledin, Allah’ýn dediði olur. Allah dilediðini iþler ve Rabbimiz her gün yeni bir iþtedir. Takdir hoþumuza gidecek þekilde olursa nimetlerinden dolayý Allah’a þükrederiz; O þükredenlerin yardýmcýsýdýr. Eðer takdir umulandan baþka türlü çýkarsa niyeti hak ve takvasý da teneþir tahtasý olan kimse elbette taþkýnlýk göstermez” diyerek yolculuðunu sürdürdü.

Ancak daha sonra Sa’labiyye’de karþýlaþtýðý iki yolcudan Kûfeliler’in biatlarýndan caydýðýný ve Müslim b. Akil ile Hâni’ b. Urve’nin öldürüldüðünü öðrenince geri dönmek istedi; fakat bu defa da Müslim’in oðullarý ve kardeþlerinin ýsrarý üzerine yola devam etmeye mecbur oldu. Bu arada taraftarlarýna isteyenlerin ayrýlabileceðini söyledi, onlar da ayrýldýlar; yanýnda sadece aile fertleriyle birlikte yaklaþýk yetmiþ kiþi kaldý. Böylece sayýsý azalan kafile Ninevâ bölgesindeki Kerbelâ’ya vardý.

Kûfe Valisi Ubeydullah’ýn emriyle kafileyi uzun süredir 1000 kiþilik kuvvetiyle gözetlemekte olan Hür b. Yezîd Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’ya ulaþtýðýný valiye bildirdi. O da kafilenin sarp ve müstahkem yerlere sýðýnmasýna engel olunmasýný, susuz ve savunmasýz bir yerde konaklamaya mecbur edilmesini istedi. Rey valiliðine getirilen Ömer b. Sa’d b. Ebû Vakkas’a da ordusuyla Hz. Hüseyin üzerine yürümesini ve bu meseleyi halletmesini emretti. Ömer b. Sa’d önce bu iþe yanaþmak istemediyse de yoðun ýsrar ve Rey valiliðinden alýnma tehdidi karþýsýnda kafilenin üstüne yürüdü. Sureti haktan görünen, yüze gülen, arkadan hançer saplayan, konuþunca dilinden bal, diþinden ve iþinden zehir akýtan insanlarý Rabbim, bize Kur’an’ýnda tanýtýyor. Kur’an okumayanlarýn da gözlerine sokacak þekilde yaþanan hayattan örnekler sunuyor.

“Ýnsanlardan öyleleri vardýr ki, onun dünya hayatýndaki sözü hoþuna gider. Kalbinde olana Allah’ý þahit tutar. Halbuki O, düþmanlarýn en azýlýsýdýr. O, iþbaþýna geçtiði zaman yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekini ve nesli yok etmeye çalýþýr. Allah, bozgunculuk yapaný sevmez.” (Bakara sûresi: 204-205)


Aslan yavrusu, Fatýma’nýn ciðerparesi, Sevgili Peygamberimizin sevgilisi, Cennet delikanlýlarýnýn efendisi, Mazlumlarýn öncüsü Hz. Hüseyin (R.A.)’i þehit edenlerin baþýnda ordu komutaný olan Ömer ibn-i Sa’d ibn-i Ebi Vakkas, Hz. Ali’nin en yakýn arkadaþlarýndan olan Sa’d ibn-i Ebi Vakkas’ýn oðludur. Kûfe Valisi Ubeydullah ibni Ziyad, onu Rey þehrine vali olarak atar ama önce Hüseyin’i öldürmesini ister. Sabahlara kadar gözyaþý döken, en yakýnlarý tarafýndan “Öl ama Hüseyin’i öldürme” diye nasihat edilmesine raðmen “Hüseyin’i öldürmede ateþ var, valilikte tat var” diyerek hem aðlamýþ, hem öldürmek üzere ordusunu Hz. Hüseyin (R.A.)’in üzerine aç kurtlar gibi salmýþ.

Ýþte Ömer! Sa’d b. Ebi Vakkas’ýn oðlu...
Ýslâm için ilk defa kan döken, Aþere-i mübeþþereden olan Sa’d’ýn oðlu. Yezid’in ordusunun baþýna geçmiþ, Resûlullah (S.A.V.)’in torununu öldürmeye gidiyor.. Aslýnda bütün akraba ve dostlarý, dünyalýk için Hz. Hüseyin’i öldürmeye gitmemesini söylemiþlerdi Fakat O, Rey þehrine vali olmak için; ibn-i Ziyad’ýn teklifini kabul etti ve ordunun baþýna geçti. Rabbim muhafaza eylesin. Amin.

Mal ve makam düþkünlüðü insaný ne kadar þaþýrtýyor ve nasýl felâket çukuruna düþürüyor. Sa’d b. Ebî Vakkas Hazretleri, dünyayý ayaklarýnýn altýna almýþtý. Onun yanýnda mal ve makamýn hiçbir kýymeti yoktu. Üstelik hayatta iken Cennet’le müjdelenmiþ olduðu halde toprakta gezerdi. Ýþte Ömer b. Sa’d, O babanýn oðlu idi. Fakat kýsa zamanda fikirler baþkalaþmýþ, âlemin ahvalinde deðiþme olmuþtu. Bunun, sonucu olarak Ömer b. Sa’d, Hz. Hüseyin’in þan ve þerefinin yüksekliðini bildiði halde Rey valiliðinden vazgeçememiþ ve göz göre göre kendini Cehennem ateþine atmaya cesaret edebilmiþtir.

Evet Ömer b. Sa’d... Bu kiþi, Hz. Hüseyin’i vuran Emevî ordusunun kumandaný idi. Aile fertlerinin itirazlarýna raðmen dünya hýrsýna aldanan ve kumandanlýktan vazgeçemeyen bir kimse... Bu davranýþý ile muhterem babasý Âþere-i Mübeþþere’den Sa’d b. Ebi Vakkas Hazretlerinin kemiklerini sýzlatan biri. Ýþte dünya hýrsýnýn kiþileri nerelere sürükleyeceðinin mücessem örneði. YaRabbi Sen bizi muhafaza eyle. Amin

Hasan (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.):
Dinarý (Altýn, para) sevmek; her hatanýn, günahýn baþýdýr. buyurdu. (1)
Hz. Ýsa (A.S.) da:
Dünyayý sevmek; her hatanýn, günahýn baþýdýr, buyurmuþtur. (2)
Ömer b. Sa’d, Hz. Hüseyin’e yaklaþýnca, ona bir elçi göndererek, buralara geliþ sebebini sordu. Hz. Hüseyin, Ömer’in gönderdiði elçiye kendisini Kûfeliler’in çaðýrdýðýný, 18.000 kiþinin biat ettikten sonra biatlarýný bozduðunu, dönüp gitmek istediðinde de Hür b. Yezîd’in engel olduðunu ve kendisini buraya kadar gelmek zorunda býraktýðýný anlattý ve: “Ýzin verin dönüp gideyim” dedi.

Yezid’e biat ederek zelil bir þekilde yaþamaktansa kýlýç altýnda ölmeyi tercih eden Hz. Hüseyin (R.A.), komutandan çekip gitmesi için izin ister ama Komutan, ben de seni seviyorum, gitmeni isterim fakat vali senin ya biat etmeni veya öldürmemi emretti” diyerek valiliðin tadýna varmak için izin vermez
Ömer b. Sa’d, Hz. Hüseyin ile çarpýþmak istemediði için bu cevaptan memnun kaldý ve durumu Ubeydullah b. Ziyâd’a bildirdi. Ubeydullah ise Yezîd’e biat önermesini ve reddi halinde kafilenin su ile irtibatýný kesmesini istedi. Bunun üzerine Ömer Hz. Hüseyin’i Kûfe’ye çaðýranlar arasýnda bulunan Amr b. Haccâc’ý su yollarýný kesmekle görevlendirdi; sonra da birkaç defa Hüseyin’le gizlice görüþtü. Aralarýnda ne konuþtuklarý tam olarak bilinmemekle beraber tahminlere göre Hz. Hüseyin þu teklifleri yapmýþtýr: Geldiði yere dönmek, bizzat Yezid’e gidip biat etmek veya Ýslâm serhadlerinden birinde cihadla meþgul olmak. Ömer, kabul edilebileceði ve böylece kendisinin de bu sýkýntýlý iþten kurtulacaðý ümidiyle teklifi Ubeydullah b. Ziyâd’a bildirdi. Ubeydullah önce bu teklifi uygun gördüyse de Sýffin’de Hz. Ali (R.A.)’nun safýnda çarpýþanlardan Þemir b. Zülcevþen ona önemli bir fýrsatý kaçýrmýþ olacaðýný hatýrlatarak Fýrat nehriyle irtibatý kesilmiþ ümitsizlik içindeki Hüseyin’i isteðine boyun eðdirmesini veya cezalandýrmasýný söyledi. Ayrýca O’nun Ömer ile geceleri gizlice görüþtüðünü belirtti. Bunun üzerine Ubeydullah, Þemir ile Ömer’e bir mektup göndererek Hüseyin’in doðrudan kendisine teslim olmasýný saðlamasýný, bunu baþaramazsa onunla savaþmasýný, aksi takdirde kumandayý Þemir’e býrakmasýný emretti. Þemir karargâha 9 Muharrem Perþembe günü ulaþtý. Ömer b. Sa’d kumandayý, dolayýsýyla kazandýðý dünyalýðý elden kaçýrmamak için bu görevi yerine getireceðini söyledi.

Muharrem ayýnýn 9’u perþembeydi. Ömer b. Sa’d, aldýðý emri Hz. Hüseyin’e bildirdi ve görüþünü istedi.

Hz. Hüseyin de, o gecelik mühlet istedi ve ordularý kamplarýna çekildiler.

Hz. Hüseyin kardeþlerini ve arkadaþlarýný yanýna topladý; ve onlara bir konuþma yaparak, gece karanlýðýndan istifade ederek gitmelerini söyledi. Fakat onlar bu teklifi reddettiler ve beraber kaldýlar. Hz. Hüseyin ve yanýndakiler o geceyi dua, namaz ve istiðfarla geçirdiler.
Ne var ki Iraklýlar O’nu kardeþleriyle yalnýz býraktýlar. Onu davet edip Kerbela çöllerine getirdiler; sonra da Ýbn-i Ziyad’ýn askerleri oldular. Yemin billâhlar ederek yardým sözü veren Kûfe ahalisi ise korkunç bir döneklik ve ahde vefasýzlýk yaparak yerlerinden kýpýrdamadýlar.

Hz. Hüseyin’in yanýnda sadece 32 atlý ve 40 piyade askeri vardý. Ertesi gün Hz. Hüseyin gerekli savaþ hazýrlýklarýný yaptýktan sonra atýna bindi ve önünde bir mushaf olduðu halde Ömer’in ordusuna yaklaþarak kendisinin buraya geliþ amacýný anlamalarý, hakkýnda insaflý hüküm vermeleri halinde saadete kavuþacaklarýný ve üzerine yürümelerine gerek kalmayacaðýný, mazeretini dikkate almamalarý durumunda ise istediklerini yapmalarýný söyledi. Bazý kaynaklara göre Hz. Hüseyin bu konuþmasýnda anne babasýnýn ve amcalarýnýn Ýslâm’a hizmetlerini dile getirmiþ. Resûl-i Ekrem (S.A.V.)in kendisi hakkýndaki övücü ifadelerinden söz etmiþ ve kanýný akýtmanýn büyük vebal doðuracaðýný hatýrlatmýþtýr. Hz. Hüseyin’in bu konuþmasý üzerine Hür b. Yezid yaptýklarýna piþman olarak onun safýna geçti.
Kerbela’da Hz. Hüseyin (R.A.)’i ilk karþýlayýp susuz bir yere yerleþmeye zorlayan Hür ibn-i Yezid, valinin göndereceði katiller ordusu gelinceye kadar Hz. Hüseyin (R.A.)’i orada tutan, geri gitmesine izin vermeyen, katiller ordusu gelince Hz. Hüseyin (R.A.)’i onlara teslim eden Hür ibn-i Yezid, Hz. Hüseyin (R.A.)’in öldürüleceðini anlayýnca katiller ordusunun baþý Ömer ibn-i Sa’d’a gider ve öldürmemesini ister, Ömer, göz yaþlarý arasýnda öldürme emrini verir. Bunun üzerine Hür ibn-i Yezid, yer deðiþtirir ve Hz. Hüseyin (R.A.)’in yanýna geçer ama biraz sonra katiller ordusu tarafýndan öldürülür. Vaktinde gelmeyen yardým, yardým deðildir. Açlýktan öldürdüðünüz adamýn kabrini altýndan yapsanýz ve üzerine yað ile bal dökseniz faydasý yoktur. Muharrem’in onuncu günü o gözyaþlarý içinde Hz. Hüseyin (R.A.)’i öldürmeye gelen komutan zulmünden önce öðle namazýný da ihmal etmez. Hz. Ali (R.A.)’yi hançerleyerek þehit eden Abdürrahman ibni Mülcem, çok fazla namaz kýldýðýndan alnýnda namaz izi varmýþ. (3)

Hz. Hasan (R.A)’den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bizi þöyle uyarýr:
“Sakýn kiþinin namazý ve orucu sizi aldatmasýn. Dileyen namaz kýlsýn, dileyen oruç tutsun. Emaneti olmayanýn dini olmaz” (4)

Gönülleri Müslümanlarla olan, kýlýçlarý kafirlerle olan insanlarýmýz, makamlarýn, mevkilerin, unvanlarýn tadýna varmak için kafire gözyaþlarý arasýnda hizmet ederken döktükleri gözyaþý cehennemdeki ateþine benzin görevi yapar. Bu dünyada Müslüman’ý biraz daha fazla öldürsün diye kafire petrol taþýmasýna katkýda bulunanlar kendi ateþlerinin yakýtýný taþýrlar.
Ömer b. Sa’d’ýn sancaðýyla gelip ilk oku atmasý üzerine baþlayan savaþ birbirine denk olmayan bu kuvvetler arasýnda tam bir dram þeklinde devam etti ve Hz. Hüseyin’in savaþa baþlarken yirmi üç süvariyle kýrk piyadeden oluþan askerleri kýsa sürede azaldý. Savaþýn sonlarýnda artýk sýcak ve susuzluktan bitkin hale düþen bu az sayýdaki insanýn baþýnda piyade olarak cesaretle dövüþen Hz. Hüseyin’e Þemir b. Zülcevþen’in emriyle her taraftan hücum edildi. Sinan b. Enes en-Nehaî önce bir harbe saplayýp onu yere düþürdü, sonra da atýndan inerek saçlarýný ve daha sonra baþýný kesti; oradakiler de cesedini soyup her þeyini, ardýndan da çadýrlarý yaðmaladýlar. Bir avuç insan, yine kendileri gibi Müslüman olduðunu söyleyen bir ordu karþýsýnda kahramanca Hakk’ý müdafaa etti; ama âlemdeki “hikmet” kanunu gereði ekseriyet zulmünde galib oldu. Allah Resulü (S.A.V.)’in gözbebeði torunu ve yakýnlarý hunharca þehid edildi. Tertemiz kanlarý Kerbelâ topraðýna döküldü. Asýrlardýr þenlik sembolü olarak kutlanan Aþure günü de hüzne bulandý. Þehidlerin cesetleri ertesi gün Beni Esed mensuplarýnýn ikamet ettiði Gadiriye köylülerince topraða verildi.

Artýk Kerbelâ, Ýslâm deðil, cahilî-Arap asabiyyeti kokuyordu artýk. Resûlullah (S.A.V.)’in torununu öldürmeye koþarken ayet, Kur’an duymak istemiyor, tanrýlaþtýrdýklarý kimselere kulluklarýný ifa ediyorlardý, Yezid’in askerleri.

Hz. Hüseyin (R.A.)’i ve yanýndaki yetmiþ iki insaný çocuk, kadýn ayýrýmý yapmadan susuz býrakan, Fýrat nehri ile onlarýn arasýna giren ve su içmelerine izin vermeyen Abdullah ibn-i Hasýn, Hz. Hüseyin (R.A.)’in bedduasý ile bu dünyada da susuz ölmüþtür. ALLAH (c.c.) ona öyle bir hastalýk vermiþ ki, içtiði suyu hemen kusarmýþ ve suyun baþýnda susuzluktan ölmüþ.
Yürekleri yandýðý halde Müslümanlarýn öldürülmesi için kafirlere yardým edenler aleme ibret olsun için bu dünyada da cezalarýný çekebilirler.

Hz. Hüseyin (R.A.) ve yakýnlarýnýn Kerbelâ çöllerinde susuz þehîd edilmelerinden sonra zalim Yezid’in zalim ordusu, geride kalan kadýn ve çocuklarý toplayarak Kûfe þehrine götürürler, Ýmam Hazretlerini ýsrarla çaðýran ve yardým sözü veren kalleþ Kûfeliler ise, bu hazin manzara karþýsýnda aðlamaya baþlarlar. Ýmam Hüseyin (R.A.)’in kýz kardeþi ve Hz. Ali’nin (K.V.) kýzý Zeyneb (R.A.) bu ikiyüzlü insanlarýn tavrýndan iðrenir ve þu tarihî konuþmayý yapar:
“Ey Küfe halký! Ey hileci ve hýyanetkâr halk! Sizi gidi günahkârlar!... Þimdi aðlýyorsunuz ha? ALLAH göz yaþlarýnýzý asla dindirmesin! Gözlerinizden yaþ hiç eksik olmasýn! Þulelerinizin feryadý asla dinmesin! Kalpleriniz acý ve keder içinde yansýn!

Ne sizin andlaþmalarýnýza bir deðer verilir, ne de sözlerinize itibâr edilir. Lâftan, öðünmekten, gösteriþten, cariyeler gibi dalkavukluk yapmaktan ve düþmanla gizli iþbirliði yapmaktan baþka neyiniz var sizin? Bilin ki, siz þirretsiniz! karaktersiz ve alçaksýnýz!

Simdi kardeþim ve bizler için mi aðlýyorsunuz? Onun için mi hazin ve acýklý çýðlýklarýnýz göðe yükseliyor? Evet VALLAHi, aðlayýn da aðlayýn! Çünkü siz ancak aðlamaya layýksýnýz. Sizinki öyle bir utanç ve alçaklýk ki, hiçbir suyla yýkanmaz!

Siz zamanýn Ýmamýnýn katline ortak, en azýndan seyirci kalma alçaklýðýný içinize sindirdiniz. Onun mübarek kanýnýn pýhtýlarý hâlâ ellerinizde ve siz onlarý aslâ aslâ temizleyemeyeceksiniz!”

Yanan bir yürekten lâvlar gibi fýþkýran þu tarihî hitabe, acaba sadece o günkü Kûfe halký için mi geçerlidir? Hayýr!.. Filistinliler öldürülürken, Irak’lýlar katledilirken, Þeyh Ahmet Yasin þehid edilirken, bunca zulme, fýsk u fücura seyirci kalan bütün Müslümanlar, hatta bütün insanlýk için geçerlidir.

Hz. Hüseyin (R.A.) ve onunla beraber þehâdet þerbetini içen mü’minler Cenneti A’lâ’ya uçtular. Yezid ve þürekâsý da cezalarýný görecekleri yere yuvarlandýlar. Küfe halkýnýn utancý ise kýyamete kadar devam edecek. Zamanýn imamýnýn kaný dökülür de, o belde bir daha sükûnet bulabilir mi? Irak topraklarý asýrlardýr kan ve gözyaþýndan kurtulabildi mi?

Peki, bizim durumumuz ne âlemde? ALLAH’ýn Kitabý ve Resûlü (S.A.V.)’in sünneti ayaklar altýna düþürüldü; Müslüman beldeler kâfirler ve münafýklar tarafýndan iþgal edildi; bugünkü Kûfe’li ulemâü’ssû’ ise hâlâ tavuktan kurban edip etmemeyi tartýþýyor! Topyekûn kurtulmayý düþünmek þöyle dursun, dünyevî zevk ve ihtiraslarýndan zerre kadar tâviz vermeyi bile düþünmeyen Müslümanlara ise, Hz. Zeyneb (R.Anha)’nýn hitabeti tam da yakýþmýyor mu?

Ey Kûfe halký! Ses size geliyor mu? Yoksa “Kûfe” ismi ile birlikte siz de mi târihe karýþtýnýz.

Murat Uluglu

Gönderen: 06.01.2009 - 18:50
Bu Mesaji Bildir   SaYaCGIN üyenin diger mesajlarini ara SaYaCGIN üyenin Profiline bak SaYaCGIN üyeye özel mesaj gönder SaYaCGIN üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
bizim için her yer kerbela

Vuruldu hüseyin þehid
Kerbela bunada Þahit
Almýþ eline kaný
Göge savuruyor hüseyin

Bugün rehberin matemi
Bugün günlerden asura
Yanlýz kerbelada degil
Bizim için her yer kerbela

Zeynep bir figan etti
Göz yaþlarýyla doldu
Rehberimin mateminde
Büyük bir figan koptu


Takýlmýþ mýzraklara
Hüseyin canýmýn baþý
Arýyordu zeynebi
Gariban kalmýþ bedeni

ABDURRAHMAN ÖNÜL / Kerbela

Elinize Saglik Kardesým
Selam ve dua ýle
Gönderen: 07.01.2009 - 01:07
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kerim75 su an offline kerim75  
125 Mesaj -
..............guzel býr ekleme ogretýcý acýklamalar var ama asýl alýnmasý gerekenler ayrýntýlardaký,konunun ozu ortadogunun yuzyýllardýr rahat yuzu gormemýs olmasýnýn ve herdonem de baslarýna býr zalým gelmesýnýn refah ýcýndede kendý ýcýnde kan dokmesýnýn nedenlerýný taaaa o zamanlarda aramak gerektýgý ve ortadogunun kýyamete kadar asla kanýnýn kurumayacagýnýn acýk býr gostergesýdýr....

en sasalý donemlerýnde osmanlý hukmu altýnda býrdonem ýslamý yasama barýs ve huzur ýcýnde olmus olsada zayýflayan osmanlýyý hep arkadan vuran býr soyun torunlarýnýn bugun cektýgý sýkýntýlar atalarýndan asla ders almadýklarýnýn býr ornegýdýr...

Allah ýn ayýnda en buyuk mucýzelerýn kurtuluþlarýn oldugu bu ayýn ýcýndeký bu buyuk katlýam ve katlýamdan sonra ortaya cýkan fýtne ve bu fýtneyý ýnsanlarý býr býrýne dusurmek ýsteyen ýslamýn asrý saadetteký gýbý huþu ve zevk ýcýnde yasanmasýný ýstemeyen ve ýkýncýlýk sokmak ýsteyenlere umudu olmustur...

ýslamý mesheplere bolerek kendý ýcýnde býrlýgý bozanlarýn sanký hz.huseyýný hz.Alý yý alevýlerden baskasýnýn sevmedýgýný ve bu katlýamýn kendýlerýne yapýldýgý gorusunde olanlarýn bu gun býle hem arap toplumunda hem gunumuz turkýyesýndeký alevý sunný ayrýþmasýnda ký en buyuk engeldýr..

hz.huseyýn ve yanýndakýlerýn sehýt edýlmesýnýn sadece musluman arap toplumu degýl butun dunya ýcýn býr ýbret tablosdur,o gun orda sehýt olanlarý,ondan once ve ondan sonraký donemlerde ýslama hýzmetý gecmýs ve savasa cýhat ederek sehýdedýlenlerden ALLAH býnkere eazý olsun....

muharrem ayýnýn bu mustesna gununde bu acý elem verýcý olaydan duydugum uzuntuyle ýslam alemýnýn basý býrkez daha sagolsun bu vahsetý yapma zýhnýyetýnde olan ve buna sescýkarmayýp sonrasýnda sesssýz sessýz sahte gozyasý dokenlerde bu gunku zulme maruz kalmakla cezalandýrýlacaklardýr....


Rabbým býzlere haksýzlýga ve zulme karsý tepkýsýz kalmamayý nasýp etsýn....


selam ve dua ýle
Gönderen: 07.01.2009 - 08:31
Bu Mesaji Bildir   kerim75 üyenin diger mesajlarini ara kerim75 üyenin Profiline bak kerim75 üyeye özel mesaj gönder kerim75 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1788 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
burcunur (42), jihad soldat (43), alpakman (34), kerbela_34 (41), SpedeR (47), eminilhan (47), Glkc (36), mujdatciftci (35), aklima gelmedi (34), meraladem (39), heval yunus (34), muhammet ali (38), sosyolog983 (41), agus (44), müslüman cocuk (37), nakirev (42), enime (42), furkan_^^ (49), guller (44), sahdamar (41), metin uzun (42), abdulsamet (55), negative (39), homurhomur (51), snibsirm (44), husamaygor (37), estor (63), caykarali61 (43), aLi_osman (36), Avci_55 (37)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.76547 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.