0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » PEYGAMBERİMİZ'İN TEBLİĞİ..

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
PEYGAMBERİMİZ'İN TEBLİĞİ..
Moderator


4254 Mesaj -
PEYGAMBERÝMÝZ'ÝN TEBLÝÐÝ..
Peygamberimiz (sav) insanlara Allah'ýn sonsuz güç sahibi olduðunu anlatmýþtýr
Peygamberimiz (sav) insanlara tek doðru yolun Allah'ýn yolu olduðunu bildirmiþtir
Peygamberimiz (sav) insanlarý þirkten sakýndýrmýþtýr
Peygamberimiz (sav) gaybýn bilgisinin sadece Allah'a ait olduðunu açýklamýþtýr
Peygamberimiz (sav) insanlara, Allah'ýn en gizli konuþmalarý dahi bildiðini hatýrlatmýþtýr
Peygamberimiz (sav) insanlara Kuran'ýn Allah katýndan indirildiðini açýklamýþtýr
Peygamberimiz (sav) Kuran'ýn Müslümanlar için bir müjde ve hidayet rehberi olduðunu bildirmiþtir
Peygamberimiz (sav), hesap günü kimsenin baþkasýnýn günahýný yüklenmeyeceðini bildirmiþtir
Peygamberimiz (sav), kavmine kendilerinden öncekilerin baþlarýna gelenleri anlatarak ibret almalarýný öðütlemiþtir
Ýnsanlara ölümü hatýrlatmýþtýr
Kýyametin saatinin bilgisinin sadece Allah'a ait olduðunu açýklamýþtýr
Cehennem'de bazý kimselerin sonsuza kadar kalacaðýný bildirmiþtir
Allah'ý en güzel isimleri ile anmamýzý söylemiþtir
Peygamberler arasýnda ayrým yapmamayý hatýrlatmýþtýr
Peygamberimiz (sav) insanlarý güzel ahlaka çaðýrmýþtýr
Peygamberimiz (sav), insanlarý kibirlenmeye karþý uyarmýþtýr
Peygamberimiz (sav)'in infak konusundaki açýklamalarý
Hz. Muhammed (sav) cinlerin de peygamberiydi
Peygamberimiz (sav)'in inkar edenlere uyarýlarý
Ýnkarcýlarla gereksiz tartýþmalara girmemiþtir
Ýnkarcýlarý tevbe etmeye çaðýrmýþtýr
Ýnkar edenlere mutlaka yenilgiye uðrayacaklarýný bildirmiþtir
Ýnkar edenlere ahiretin varlýðýný hatýrlatarak onlarý uyarmýþtýr
Ýnkar edenleri cehennemle uyarmýþtýr
Ýnkar edenlere karþý kesin ve emin bir üslup kullanmýþ ve onlara uymayacaðýný bildirmiþtir
Peygamberimiz (sav)'in Kitap Ehline yaptýðý hatýrlatmalar
Peygamberimiz (sav) Kitap Ehli ile tartýþmamýþ ve onlara iman etmeleri için baský uygulamamýþtýr
Kitap Ehlini de Allah'a þirk koþmadan iman etmeye çaðýrmýþtýr
Hz. Muhammed (sav), Allah'ýn "Þu halde, sen bundan dolayý davet et ve emrolunduðun gibi doðru bir istikamet tuttur..." (Þura Suresi, 15) ayetiyle de bildirdiði gibi insanlarý uyarmakla görevlendirdiði son peygamberidir. Peygamberimiz (sav), tüm diðer elçiler gibi insanlarý doðru yola, Allah'a iman etmeye, ahiret için yaþamaya ve güzel ahlaka çaðýrmýþtýr. Bu daveti sýrasýnda kullandýðý yöntemler, konularý anlatýþ þekli, üslubu her Müslümana örnek olmalý, her Müslüman insanlarý dine davet ederken Peygamber Efendimiz gibi konuþmalý ve davranmalýdýr.
Kuran'da Peygamberimiz (sav)'e, kendisinin insanlarý uyarmakla görevli olduðunu belirtmesi þöyle emredilmiþtir:
De ki: "Bu, benim yolumdur. Bir basiret üzere Allah'a davet ederim; ben ve bana uyanlar da. Ve Allah'ý tenzih ederim, ben müþriklerden deðilim." (Yusuf Suresi, 108)
Peygamber Efendimiz insanlarý uyarmak için elinden geleni en fazlasýyla yapmýþ, mümkün olan en fazla sayýda insaný uyarmak için çaba göstermiþtir. Bir ayette þöyle bildirilir:
De ki: "Þahidlik bakýmýndan hangi þey daha büyüktür?" De ki: "Allah benimle sizin aranýzda þahiddir. Sizi -ve kime ulaþýrsa- kendisiyle uyarmam için bana þu Kuran vahyedildi. Gerçekten Allah'la beraber baþka ilahlarýn da bulunduðuna siz mi þahidlik ediyorsunuz?" De ki: "Ben þehadet etmem." De ki: O, ancak bir tek olan ilahtýr ve gerçekten ben, sizin þirk koþmakta olduklarýnýzdan uzaðým. (Enam Suresi, 19)
Peygamberimiz (sav) Kuran'ý teblið ederken, müþriklerin atalarýndan kendilerine miras kalan sapkýn dinlerini tamamen deðiþtirmiþ ve bu nedenle onlarýn baský ve karþý koymalarý ile karþýlaþmýþtýr. Ancak o Allah'ýn emrine uyarak, onlarýn baský ve alaylarýna hiçbir zaman aldýrýþ etmemiþtir. Allah, Peygamberimiz (sav)'e ayetler_isimde þöyle buyurmaktadýr:
Öyleyse sen emrolunduðun þeyi açýkça söyle ve müþriklere aldýrýþ etme. Þüphesiz o alay edenlere (karþýgöz kırpma biz sana yeteriz. (Hicr Suresi, 94-95)
Günümüzde de Müslümanlarýn, insanlarýn rýzalarýný gözetmeden, kim ne der diyerek düþünmeden Kuran ahlakýný insanlara anlatmalarý, Peygamberimiz (sav)'in sünnetine uyarak "kýnayanýn kýnamasýndan korkmamalarý" gerekir. Bu, Allah'ýn razý olacaðý ve cenneti ile müjdelediði bir ahlak ve takva alametidir. Peygamber Efendimiz, Müslümanlara bu sünnetine uymalarýný þöyle bildirmiþtir:
"Benim teblið ettiklerimi, beni görenler (þahid olanlar) görmeyenlere teblið etsin, duyursun."33
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV) ÝNSANLARA ALLAH'IN SONSUZ GÜÇ SAHÝBÝ OLDUÐUNU ANLATMIÞTIR
Ýnsanlarýn Allah'ýn gücünü gereði gibi takdir edip, O'ndan korkup sakýnarak güzel ahlak göstermeleri için Peygamberimiz (sav) insanlara Allah'ýn gücünün ve yaratýþýndaki ihtiþamýn delillerini anlatmýþ, onlarýn Allah'ý severek O'ndan korkup sakýnmalarýna vesile olmuþtur. Kuran'da Peygamberimiz (sav)'e, Rabbimizin yaratýþýnýn delillerini ve gücünü þu ayetler_isimle anlatmasý bildirilmiþtir:
De ki: "Gördünüz mü söyleyin; Allah, kýyamet gününe kadar geceyi sizin üzerinizde kesintisizce sürdürecek olsa, Allah'ýn dýþýnda size aydýnlýk verecek ilah kimdir? Yine de dinlemeyecek misiniz?" De ki: "Gördünüz mü söyleyin, Allah kýyamet gününe kadar gündüzü sizin üzerinizde kesintisizce sürdürecek olsa Allah'ýn dýþýnda size içinde dinleneceðiniz geceyi getirecek ilah kimdir? Yine de görmeyecek misiniz? (Kasas Suresi, 71-72)
Ýsmail Hakký Altunbezer. Celi sülüs levha. Kuran'dan bir ayet; "... Doðrusu Allah herþeye güç yetirendir." (Bakara Suresi, 20)
Hz. Muhammed ahirete inanmayanlara da Allah'ýn dünyadaki yaratýlýþ delillerini anlatmýþ ve tüm bunlarý yaratmaya kadir olan Allah'ýn elbette ahirette bunlarýn benzerlerini de yaratmaya güç yetirdiðini açýklamýþtýr. Peygamberimiz (sav) bu önemli gerçeði kavmine þöyle bildirmiþtir:
De ki: "Yeryüzünde gezip dolaþýn da, böylelikle yaratmaya nasýl baþladýðýna bir bakýn, sonra Allah ahiret yaratmasýný (veya son yaratmayýgöz kırpma da inþa edip yaratacaktýr. Þüphesiz Allah, herþeye güç yetirendir." (Ankebut Suresi, 20)
Peygamberimiz (sav), Allah'ýn her türlü eksiklikten münezzeh olduðunu, hiçbir þeye ihtiyaç duymadýðýný insanlara teblið ettiði ayetler_isimden bazýlarý þöyledir:
De ki: "O, gökleri ve yeri yaratýrken ve O, (hep) besleyen (hiçgöz kırpma beslenmezken, ben Allah'tan baþkasýný mý veli edineceðim?" De ki: "Bana gerçekten Müslüman olanlarýn ilki olmam emredildi ve: Sakýn müþriklerden olma." (denildi.) De ki: "Þüphesiz ben, Rabbime isyan edersem o büyük günün azabýndan korkarým." (Enam Suresi, 14-15)
Allah'ýn eþi, benzeri olamayacaðýný ve Rabbimizin herþeyin tek sahibi olduðu Kuran'da þöyle bildirilmiþtir:
De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah'týr." De ki: "Öyleyse, O'nu býrakýp kendilerine bile yarar da, zarar da saðlamaya güç yetiremeyen birtakým veliler mi (tanrýlar) edindiniz?" De ki: "Hiç görmeyen (a'ma) ile gören (basiret sahibi) eþit olabilir mi? Veya karanlýklarla nur eþit olabilir mi?" Yoksa Allah'a, O'nun yaratmasý
gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeþti? De ki: "Allah, herþeyin yaratýcýsýdýr ve O, tektir, kahredici olandýr." (Rad Suresi, 16)
Hz. Muhammed (sav), Allah'ýn varlýðýný bildikleri halde O'nun üstün kudretini düþünmeyen, bundan dolayý O'nun büyüklüðünü takdir edemeyen kavmine, Allah'ýn varlýðýný ve büyüklüðünü ikrar ettirmiþtir. Ve bunun ardýndan, onlarý öðüt almaya ve korkup sakýnmaya davet etmiþtir. ayetler_isimde þöyle buyrulmaktadýr:
De ki: "Eðer biliyorsanýz (söyleyinsevinçli Yeryüzü ve onun içinde olanlar kimindir?" "Allah'ýndýr" diyecekler. De ki: "Yine de öðüt alýp-düþünmeyecek misiniz?" De ki: "Yedi göðün Rabbi ve büyük Arþ'ýn Rabbi kimdir?" "Allah'ýndýr" diyecekler. De ki: "Yine de sakýnmayacak mýsýnýz?" De ki: "Eðer biliyorsanýz (söyleyinsevinçli Herþeyin melekutu (mülk ve yönetimi) kimin elindedir? Ki O, koruyup kolluyorken kendisi korunmuyor." "Allah'ýndýr" diyecekler. De ki: "Öyleyse nasýl oluyor da böyle büyüleniyorsunuz?" (Müminun Suresi, 84-89)
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV) ÝNSANLARA TEK DOÐRU YOLUN ALLAH'IN YOLU OLDUÐUNU BÝLDÝRMÝÞTÝR
Ýnsanlarýn bir kýsmý kendilerine yol olarak sapkýn, yanlýþlýklarla, batýl inançlarla ve zararlý fikir ve yöntemlerle dolu yollarý seçerler. Bunlarýn her biri insanlara dünyada ve ahirette kayýptan baþka bir þey getirmez. Peygamberimiz (sav) ise, insanlarý en þerefli ve güzel olan yola, Allah'ýn yoluna çaðýrmýþ, insanlarýn dünyada ve ahirette kurtuluþlarýna vesile olmak için gayret etmiþtir.
De ki: "Bize yararý ve zararý olmayan Allah'tan baþka þeylere mi tapalým? Allah bizi hidayete erdirdikten sonra, þeytanlarýn ayartarak yerde þaþkýnca býraktýklarý, arkadaþlarýnýn da: "Doðru yola, bize gel" diye kendisini çaðýrdýðý kimse gibi topuklarýmýz üzerinde gerisin geri mi döndürülelim?" De ki: "Hiç þüphesiz Allah'ýn yolu, asýl yoldur. Ve biz alemlerin Rabbine (kendimizi) teslim etmekle emrolunduk." (Enam Suresi, 71)
Peygamber Efendimiz, hadis-i þeriflerinde de en doðru yolun Allah'ýn ve Resulünün yolu olduðunu belirtmiþlerdir:
"Muhakkak ki, en güzel söz Allah'ýn kitabýdýr. En güzel yol da Muhammed'in yoludur."34
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV) ÝNSANLARI ÞÝRKTEN SAKINDIRMIÞTIR
Peygamberimiz (sav)'in insanlarý sakýndýrdýðý en önemli konulardan biri þirktir. Kuran ayetler_isiminde de görüldüðü gibi Hz. Muhammed (sav), insanlara daima Allah'ýn tek ilah olduðunu, O'nun dýþýnda hiçbir varlýðýn hiçbir güce sahip olmadýðýný söylemiþ ve müþrikliðe karþý onlarý uyarmýþtýr. Pek çok ayette Peygamberimiz (sav)'e insanlarý þirke karþý uyarmasý haber verilmiþtir. Bu ayetler_isimden bazýlarý þöyledir:
De ki: "Bu, benim yolumdur. Bir basiret üzere Allah'a davet ederim; ben ve bana uyanlar da. Ve Allah'ý tenzih ederim, ben müþriklerden deðilim." (Yusuf Suresi, 108)
De ki: "Ben gerçekten, yalnýzca Rabbime dua ediyorum ve O'na hiç kimseyi (ve hiçbir þeyi) ortak koþmuyorum." De ki: "Doðrusu ben, sizin için ne bir zarar, ne de bir yarar (irþad) saðlayabilirim." De ki: "Muhakkak beni Allah'tan (gelebilecek bir azaba karþýgöz kırpma hiç kimse asla kurtaramaz ve O'nun dýþýnda asla bir sýðýnak da bulamam." (Cin Suresi, 20-22)
De ki: "Ben, dini yalnýzca O'na halis kýlarak Allah'a ibadet etmekle emrolundum." "Ve ben, Müslümanlarýn ilki olmakla da emrolundum." De ki: "Ben, Rabbime isyan ettiðim takdirde, büyük bir günün azabýndan korkarým." De ki: "Ben dinimi yalnýzca O'na halis kýlarak Allah'a ibadet ederim." "Siz, O'nun dýþýnda dilediklerinize ibadet edin." De ki: "Gerçekten hüsrana uðrayanlar, kýyamet günü hem kendilerini hem yakýnlarýný hüsrana uðratanlardýr. Haberiniz olsun; bu apaçýk olan hüsranýn kendisidir." (Zümer Suresi, 11-15) Ya da halký sürekli yaratmakta olan, sonra onu iade edecek olan ve sizi gökten ve yerden rýzýklandýran mý? Allah ile beraber baþka bir ilah mý? De ki: "Eðer doðru söylüyor iseniz, kesin-kanýt (burhan)ýnýzý getiriniz." (Neml Suresi, 64)
Allah ile beraber baþka bir ilah mý? De ki: "Eðer doðru söylüyor iseniz, kesin-kanýt (burhan)ýnýzý getiriniz."
(Neml Suresi, 64)
Kavmine Allah'ýn tek ilah olduðunu hatýrlatan Hz. Muhammed (sav), ayný zamanda Allah'a eþ koþtuklarýnýn hiçbir þeyi yaratamayacaklarýný, kimseye zarar vermeye veya fayda saðlamaya güçleri yetmeyeceðini de çeþitli þekillerde teblið etmiþtir. Bu konudaki ayetler_isimden bazýlarý þöyledir:
De ki: "O'nun dýþýnda (ilah olarak) öne sürdüklerinizi çaðýrýn, onlar sizden ne zararý uzaklaþtýrabilirler, ne de (onu yararýnýza) dönüþtürebilirler." (Ýsra Suresi, 56)
De ki: "Gördünüz mü haber verin; Allah'tan baþka taptýklarýnýz, yerden neyi yaratmýþlar, bana gösterin? Yoksa onlarýn göklerde bir ortaklýðý mý var? Eðer doðru sözlüler iseniz, bundan önce bir kitap ya da bir ilim kalýntýsý (veya bir eser) varsa, bana getirin." (Ahkaf Suresi, 4)
De ki: "Allah'ýn dýþýnda (Tanrý diye) öne sürdüklerinizi çaðýrýn. Onlarýn göklerde ve yerde bir zerre aðýrlýðýnca bile (hiçbir þeye) güçleri yetmez; onlarýn bu ikisinde hiçbir ortaklýðý olmadýðý gibi, O'nun bunlardan hiçbir destekçi olaný da yoktur." (Sebe Suresi, 22)
De ki: "Siz, Allah'ýn dýþýnda taptýðýnýz ortaklarýnýzý gördünüz mü? Bana haber verin; yerden neyi yaratmýþlardýr? Ya da onlarýn göklerde bir ortaklýðý mý var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermiþiz de onlar bundan (dolayýgöz kırpma apaçýk bir belge üzerinde midirler? Hayýr, zulmedenler, birbirlerine aldatmadan baþkasýný vadetmiyorlar." (Fatýr Suresi, 40)
Ýnsanlarýn birçoðu Allah'ýn varlýðýný kabul eder ancak Allah'ýn gücünü ve büyüklüðünü takdir edemez, Allah'tan baþka varlýklarýn kendisine yarar getirebileceðini zanneder, tek dost ve yardýmcýnýn Allah olduðunu kavrayamaz. Peygamberimiz (sav) ise, kavmine bu gerçekleri anlatmýþ ve onlarý þirkten arýndýrmaya çalýþmýþtýr. ayetler_isimde þöyle buyrulmaktadýr:
Mustafa Rakým Efendi. 1797. "Allah'ý Tenzih ederim ve O'na hamd ederim. O'ndan baþka ilah yoktur. "Andolsun en büyüktür ve Allah'tan baþka kuvvet yoktur.
Andolsun, onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattý?" diye soracak olsan, elbette "Allah" diyecekler. De ki: "Gördünüz mü haber verin; Allah'tan baþka taptýklarýnýz, eðer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O'nun zararýný kaldýrabilirler mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O'nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi" De ki: "Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O'na tevekkül etsinler." (Zümer Suresi, 38)
De ki: "Size bir kötülük isteyecek olsa sizi Allah'tan koruyacak, veya size bir rahmet isteyecek olsa (buna engel olacak) kimdir?" Onlar, kendileri için Allah'ýn dýþýnda ne bir veli, ne bir yardýmcý bulamazlar. (Ahzab Suresi, 17)
Ýnsanýn tek dostu ve koruyucusu kendisini yaratan Allah'týr. Ne var ki Allah'tan korkmayan insanlar bunu kabul etmek istemezler. Ancak zorluk anlarýnda, çaresiz olduklarýný açýkça görebildikleri bazý olaylarda bu insanlar, kendilerine Allah'tan baþka hiç kimsenin yardým edemeyeceðini anlarlar. Peygamberimiz (sav) de insanlara bu gerçeði hatýrlatmýþtýr. Bir sýkýntýya, bir zarara uðradýðý zaman, insanýn Allah'tan baþka hiçbir yardýmcýsýnýn olmadýðýný söylemiþtir. Bu konu ile ilgili olarak Kuran'da Peygamberimiz (sav)'e, kavmine þu hatýrlatmayý yapmasý bildirilmiþtir:
De ki: "Düþündünüz mü hiç; eðer size Allah'ýn azabý gelirse ya da saat (kýyamet) gelip çatarsa, Allah'tan baþkasýný mý çaðýracaksýnýz? Eðer doðru sözlüler iseniz (çaðýrýn bakalým.)" Hayýr, yalnýzca O'nu çaðýrýrsýnýz, dilerse kendisini çaðýrdýðýnýz þeyi açar (giderir) ve þirk koþmakta olduklarýnýzý unutursunuz. (Enam Suresi, 40-41)Peygamberimiz (sav)'in de hatýrlattýðý bu gerçeði unutmayan müminler, bir zorlukla karþýlaþmadan da, kendilerine tek yardým edebilecek, onlardan sýkýntý ve zorluklarý tek kaldýrabilecek gücün Allah olduðunu bilirler. Kuran'da þöyle buyrulmaktadýr:
De ki: "Sizi karanýn ve denizin karanlýklarýndan kim kurtarmaktadýr ki, siz (açýktan ve) gizliden gizliye ona yalvararak dua etmektesiniz: -Andolsun, bizi bundan kurtarýrsan, gerçekten þükredenlerden oluruz." De ki: "Ondan ve her türlü sýkýntýdan sizi Allah kurtarmaktadýr. Sonra siz yine þirk koþmaktasýnýz." (Enam Suresi, 63-64)
Resulullah Efendimiz hadis-i þeriflerinde de tüm Müslümanlarý þirke karþý uyarmýþtýr:
"aglaEn büyük günah) Allah seni yaratmýþ iken, O'na ortak koþmandýr."35
Peygamber Efendimiz, bir baþka sözünde ise, Allah'ýn þirk dýþýndaki bütün günahlarý affedeceðini þöyle bildirmiþtir:
Allah (z.c.hz.)leri buyurur: "Bir adam bilse ki Ben kudret sahibiyim, günahlarý affederim. O þirk etmedikçe, Ben onu affederim."36
Peygamberimiz (sav), özellikle gizli þirkin, insanlar için ne kadar önemli bir tehlike olduðunu ise þu sözleriyle açýklamýþtýr:
"Bana göre, sizin için deccalden daha ziyade korktuðum þeyi haber vereyim mi? O, gizli þirktir ki, kiþinin kalkýp adamýn makamýna gösteriþ için amel etmesidir."37
"Þirk ümmetimde düz taþta karanlýk gecede karýncalarýn geziniþinden daha gizlidir. Alameti, adaletsizlikten dolayý muhabbet, ve adaletten dolayý da buðz etmektir. Ve Din, Allah için sevgi ve Allah için buðzdan baþka nedir? Allah Teala buyurdu ki:"Eðer siz Allah'ý seviyorsanýz Bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin."38
De ki: "Göklerde ve yerde gaybý Allah'tan baþka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin þuuruna varmýyorlar."
(Neml Suresi, 65)
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV) GAYBIN BÝLGÝSÝNÝN SADECE ALLAH'A AÝT OLDUÐUNU AÇIKLAMIÞTIR
Kuran'da "gayb" kelimesi, insanlarýn bilmedikleri, görmedikleri gizli olan þeyleri ifade etmek için kullanýlmýþtýr. Örneðin gelecekte olacak olan olaylar bizim için gayba ait bilgilerdir. Ancak geleceðe dair tüm bilgiler, her insanýn, her ülkenin, her binanýn, her eþyanýn geleceði, her anýyla Allah katýnda bilinmektedir. Peygamberimiz (sav)'e, gayb bilgisinin sadece Allah'a ait olduðunu insanlara açýklamasý þöyle bildirilmiþtir:
De ki: "Ne kadar kaldýklarýný Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybý O'nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel iþitmektedir. O'nun dýþýnda onlarýn bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kýlmaz." (Kehf Suresi, 26)
De ki: "Göklerde ve yerde gaybý Allah'tan baþka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin þuuruna varmýyorlar." (Neml Suresi, 65)
De ki: "Þüphesiz Rabbim hakký (batýlýn yerine veya dilediði kimsenin kalbine) koyar. O, gaybleri bilendir. (Sebe Suresi, 48)
Resulullah Efendimize zaman zaman gaybtan bazý þeyler sorulduðunda kendisi onlara þu cevabý verirdi:
"Bilmiyorum. Ben bir kulum; Mevlâm neyi bildirirse onu bilirim. Onun bildirmediðini bilemem..."39
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV) ÝNSANLARA, ALLAH'IN EN GÝZLÝ KONUÞMALARI DAHÝ BÝLDÝÐÝNÝ HATIRLATMIÞTIR
Bazý insanlar bir kötülük düþündüklerinde ya da taraftarlarý olan kiþilerle bir kötülük planladýklarýnda, dedikodu yaptýklarýnda, düzenler kurduklarýnda bunlarý insanlardan gizlediklerini zannederler. Oysa Allah her insanýn bütün düþündüklerini, aklýndan geçirdiklerini, iki kiþi arasýndaki fýsýldaþmalarý, göklerde ve yerde olan herþeyi bilir. Ýnsanýn an an yaptýðý herþeye þahittir. Ve her insan, gizli gizli yaptýðýný veya konuþtuðunu sandýðý herþeyin hesabýný ahirette verecektir. Belki o kiþi yaptýðý o kötülük dolu konuþmayý unutacaktýr, ancak Allah insanlarýn unuttuklarý herþeyi hesap gününde önlerine getirecektir.
Peygamberimiz (sav) de bu konuya dikkat çekerek, insanlarý verecekleri hesap için uyarmýþtýr. Bu konudaki ayetler_isimden bazýlarý þöyledir:
De ki: "Sinelerinizde olaný -gizleseniz de, açýða vursanýz da- Allah bilir. Ve göklerde olaný da, yerde olaný da bilir. Allah, herþeye güç yetirendir." (Al-i Ýmran Suresi, 29)
De ki: "Benimle aranýzda þahid olarak Allah yeter; kuþkusuz O, kullarýndan gerçeðiyle haberdardýr, görendir." (Ýsra Suresi, 96)
Buna raðmen yüz çevirecek olurlarsa, de ki: "Size eþitlik üzere açýklamada bulundum. Tehdit edildiðiniz (sorgu ve azab günügöz kırpma yakýn mý, uzak mý, bilemem. Þüphesiz O, sözün açýkta söylenenini de bilmekte, saklamakta olduklarýnýzý da bilmektedir." (Enbiya Suresi, 109-110)
De ki: "Siz Allah'a dininizi mi öðreteceksiniz? Oysa Allah, göklerde ve yerde olanlarý bilir. Allah, herþeyi bilendir." (Hucurat Suresi, 16)
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV) ÝNSANLARA KURAN'IN ALLAH KATINDAN ÝNDÝRÝLDÝÐÝNÝ AÇIKLAMIÞTIR
Peygamberimiz (sav)'in döneminde ve sonraki dönemlerde de Kuran'ýn hak kitap olduðunu inkar edenler olmuþtur ve bu kiþiler Kuran'ý Peygamberimiz (sav)'in yazdýðýný iddia edecek kadar ileri gitmiþlerdir. Oysa Kuran'ýn insan eliyle yazýlmadýðý çok açýktýr. Allah'ýn sözü olan Kuran, içinde birçok mucizeye, insanlarýn eriþmeyeceði eþsiz bir hikmete sahiptir. Peygamberimiz (sav) de insanlara bu gerçeði hatýrlatmýþ ve Kuran'ý Allah'ýn gönderdiðini bildirmiþtir. Bu konudaki ayetler_isimden bazýlarý þöyledir:
De ki: "Onu, göklerde ve yerde gizli olaný bilen (Allah) indirmiþtir. Doðrusu O, çok baðýþlayandýr, çok esirgeyendir." (Furkan Suresi, 6)
De ki: "Gördünüz mü haber verin; eðer o (Kuran) Allah katýndan ise, sonra siz onu inkar etmiþseniz (bu durumda) uzak bir ayrýlýk içinde olandan daha sapýk kimdir?" (Fussilet Suresi, 52)
Kuran-ý Kerim'in ilk orjinal nüshasý (Kadir Suresi) Topkapý Sarayý'nýn
sergilenmeyen arþiv bölümünde bulunmaktadýr.
Kuran'ýn bir insan tarafýndan yazýldýðýný iddia edenler, onun sahip olduðu mucizelerden, Allah'ýn sonsuz hikmet içeren sözlerinden habersizdirler. Oysa Kuran deðil bir insanýn, bütün insanlarýn ve cinlerin dahi biraraya gelerek yazamayacaklarý bir kitaptýr. Ve Hz. Muhammed (sav)'e bu konu ile ilgili olarak kavmine þunlarý bildirmesi emredilmiþtir:
De ki: "Eðer bütün ins ve cin (topluluklarýgöz kırpma, bu Kuran'ýn bir benzerini getirmek üzere toplansa, -onlarýn bir kýsmý bir kýsmýna destekçi olsa bile- onun bir benzerini getiremezler." (Ýsra Suresi, 88)
Yoksa: "Bunu kendisi yalan olarak uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Bunun benzeri olan bir sûre getirin ve eðer gerçekten doðru sözlüyseniz Allah'tan baþka çaðýrabildiklerinizi çaðýrýn." (Yunus Suresi, 38)
Peygamber Efendimiz bir diðer hadis-i þeriflerinde ise Kuran'ýn Allah'ýn sözü olduðunu þöyle belirtmiþtir:
"Kuran, Allah Azze ve Celle'nin kelamýdýr. Öyle ise Kuran sahibi, Rabbinin, yasak ettiklerini yapmamak sureti ile ona tazim (hürmet) etsin."40
(Bu) Kitabýn indirilmesi, üstün ve güçlü olan, hüküm ve hikmet sahibi Allah
(katýn)dandýr.
(Zümer Suresi, 1)
... Bu bir Kitap'týr ki, Rabbinin izniyle insanlarý karanlýklardan nura, O güçlü ve övgüye layýk olanýn yoluna çýkarman için sana indirdik.
(Ýbrahim Suresi, 1)
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV) KURAN'IN MÜSLÜMANLAR ÝÇÝN BÝR MÜJDE VE HÝDAYET REHBERÝ OLDUÐUNU BÝLDÝRMÝÞTÝR
Peygamberimiz (sav) Kuran'ýn insanlarý hidayete eriþtirdiðini söylemiþ ve onlara Kuran'ý rehber edinmelerini öðütlemiþtir. Bu konudaki ayetler_isimden bazýlarý þöyledir:
De ki: "Ýman edenleri saðlamlaþtýrmak, Müslümanlara bir müjde ve hidayet olmak üzere, onu (Kuran'ýgöz kırpma hak olarak Rabbinden Ruhu'l-Kudüs indirmiþtir." (Nahl Suresi, 102)
De ki: "Eðer ben sapacak olsam, artýk kendi nefsim aleyhine sapmýþ olurum; eðer hidayeti bulacak olsam, bu da Rabbimin bana vahyetmekte olduðu (Kuran) sayesindedir. Þüphesiz O, iþitendir, yakýn olandýr." (Sebe Suresi, 50)
Peygamberimiz (sav)'in bir hadis-i þeriflerinde Kuran'ýn kurtuluþa götüren bir rehber olduðu þöyle açýklanýr:
"Kim ki Kuran'ý öne alýrsa, Kuran onu cennete götürür. Kim de arkasýna býrakýrsa onu da cehenneme sürer."41
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV), HESAP GÜNÜ KÝMSENÝN BAÞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEYECEÐÝNÝ BÝLDÝRMÝÞTÝR
Cahiliye toplumlarýnda yaygýn olan sapkýn inanýþlardan biri, bir kimsenin diðerinin günahýný yüklenebileceðini sanmalarýdýr. Örneðin, arkadaþlarýnýn bir ibadeti yapmasýný engellemeye çalýþýr ve onlara "ben senin günahýný yüklenirim" derler. Bu kiþi elbette ki bir ibadeti engellemenin günahýný alýr, ancak karþýsýndaki kiþi de bu ibadeti yerine getirmemenin günahýný alacaktýr. Yani hiç kimse ondan bu günahý alýp yüklenemez. Hesap gününde herkes yalnýzca kendi yaptýðýndan sorumlu tutulacaktýr. Kimseye baþkalarýnýn günahlarý sorulmayacak, kimse de kimsenin günahýný yüklenmeyecektir. Allah, Hz. Muhammed (sav)'e bu konuyu þöyle açýklamasýný bildirmiþtir:
De ki: "O, herþeyin Rabbi iken, ben Allah'tan baþka bir Rab mi arayayým? Hiçbir nefis, kendisinden baþkasýnýn aleyhine (günah) kazanmaz. Günahkar olan bir baþkasýnýn günah yükünü taþýmaz. Sonunda dönüþünüz Rabbinizedir. O, size hakkýnda anlaþmazlýða düþtüðünüz þeyleri haber verecektir." (Enam Suresi, 164)
Peygamber Efendimiz "Kimse kimsenin günahýný çekmez"42 sözleriyle de, halk arasýndaki bu batýl inanca bir açýklama getirmiþtir.
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV), KAVMÝNE KENDÝLERÝNDEN ÖNCEKÝLERÝN BAÞLARINA GELENLERÝ ANLATARAK ÝBRET ALMALARINI ÖÐÜTLEMÝÞTÝR
Tarih boyunca Allah'a, dine ve Allah'ýn elçilerine karþý gelen topluluklar hep bir helakla yok olmuþlar, hatta arkalarýnda tek bir iz kalmayacak þekilde kaybolmuþlardýr. Bu topluluklarýn uðradýklarý son, tüm insanlara bir ibret olmalý, Allah'ýn gazaplanmasýndan korkup sakýnarak Allah'a yönelmelidirler.
De ki: "Yeryüzünde gezip dolaþýn da, suçlu-günahkarlarýn nasýl bir sona uðradýklarýný görün." (Neml Suresi, 69)
De ki: "Yeryüzünde gezip dolaþýn, sonra yalanlayanlarýn sonu nasýl oldu, bir görün." (Enam Suresi, 11)
... Peygamber, müminler için kendi nefislerinden daha evladýr...
(Ahzap Suresi, 33)
De ki: "Yeryüzünde gezip dolaþýn, böylece daha öncekilerin nasýl bir sona uðradýklarýný görün. Onlarýn çoðu müþrik kimselerdi." (Rum Suresi, 42)
Peygamber Efendimiz yukarýdaki ayetler_isim doðrultusundaki bir sözlerinde ise, "Ey kavmim, aðýr olunuz. Sizden evvelki ümmetler, bu yaptýðýnýz þeyle helak oldu. Peygamberlerine karþý ihtilaflarý sebebi ile ve kitaplarýnýn bazýsýný bazýsýna karýþtýrmalarý sebebi ile."43 diyerek, çevresindekileri, geçmiþtekilerin baþlarýna gelenlerle uyarmýþtýr.
ÝNSANLARA ÖLÜMÜ HATIRLATMIÞTIR
Ahiretin varlýðýna inanmayan veya þüphe duyan insanlarýn en büyük korkularýndan biri ölüm korkusudur. Ölümle birlikte herþeylerini kaybedeceklerini düþündükleri ve dünyaya büyük bir hýrsla baðlý olduklarý için ölümü kesinlikle düþünmezler. Oysa her insan Allah'ýn kendisi için kaderinde takdir ettiði bir vakitte ölecektir ve bundan asla bir kaçýþ yolu bulamayacaktýr. Peygamberimiz (sav) de bu insanlara ölümden kaçýþýn kendilerine bir fayda saðlamayacaðýný açýklamýþ ve onlarýn ölümden sonraki gerçek hayatlarýný düþünmelerini saðlamaya çalýþmýþtýr.
Andolsun, Biz çevrenizde bulunan þehirlerden (birçoðunu) yýkýma uðrattýk ve belki dönerler diye ayetler_isimi çeþitli þekillerde açýkladýk.
(Ahkaf Suresi, 27)
De ki: "Eðer ölümden veya öldürülmekten kaçýyorsanýz, kaçýþ size kesin olarak bir yarar saðlamaz; böyle olsa bile, pek az (bir zaman) dýþýnda metalanýp-yararlandýrýlmazsýnýz." (Ahzap Suresi, 16)
De ki: "Sizin için belirlenmiþ bir gün vardýr ki, ondan ne bir an ertelenebilirsiniz, ne de (bir an) öne alýnabilirsiniz." (Sebe Suresi, 30)
Peygamber Efendimiz ölümün düþünülmesini de tavsiye etmiþ ve þöyle demiþtir:
"Ölümü en çok zikreden ve kendilerine gelmezden önce onun için en iyi hazýrlýðý yapanlardýr. Ýþte akýllýlar bunlardýr."44
KIYAMETÝN SAATÝNÝN BÝLGÝSÝNÝN SADECE ALLAH'A AÝT OLDUÐUNU AÇIKLAMIÞTIR
Ýnsanlarýn merak ettikleri konulardan biri kýyamet saatinin ne zaman geleceðidir. Oysa Allah kýyametin saatini Kendisinden baþka kimsenin bilemeyeceðini bildirmiþ ve Hz. Muhammed'e (sav) bu konuda kendisine sorulan sorulara þöyle cevap vermesini emretmiþtir:
Ýnsanlar, sana kýyamet saatini sorarlar; de ki: "Onun bilgisi yalnýzca Allah'ýn katýndadýr." Ne bilirsin; belki kýyamet-saati pek yakýn da olabilir. (Ahzap Suresi 63)
De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kýyamet ve azab) yakýn mý, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuþtur?" (Cin Suresi, 25)
Buna raðmen yüz çevirecek olurlarsa, de ki: "Size eþitlik üzere açýklamada bulundum. Tehdit edildiðiniz (sorgu ve azab günügöz kırpma yakýn mý, uzak mý, bilemem." (Enbiya Suresi, 109)
CEHENNEM'DE BAZI KÝMSELERÝN SONSUZA KADAR KALACAÐINI BÝLDÝRMÝÞTÝR
Cahiliye toplumlarýnda yaygýn olan batýl inançlardan biri cehennemde belli bir süre kalýnýp çýkýlacaðýdýr. Oysa Allah cehennem azabýnýn bazý kimseler için sonsuza kadar süreceðini bildirmiþtir. Peygamberimiz (sav) de Allah'ýn emrine uyarak, bir süre cehennemde kalýnacaðýný iddia edenlere, Allah'ýn dilemesi dýþýnda insanlarýn bazýlarýnýn cehennemde sonsuza kadar kalacaklarýný haber vermiþtir:
Dediler ki: "Sayýlý günlerin dýþýnda, ateþ asla bize deðmeyecektir." De ki: "Allah katýndan bir ahid mi aldýnýz? -ki Allah asla ahdinden dönmez- Yoksa Allah'a karþý bilmediðiniz bir þeyi mi söylüyorsunuz?" Hayýr; kim bir kötülük iþler de günahý kendisini kuþatýrsa, (artýk) onlar, ateþin halkýdýrlar, orada süresiz kalacaklardýr. Ýman edip salih amellerde bulunanlar ise cennet halkýdýrlar, orada süresiz kalacaklardýr. (Bakara Suresi, 80-82)
Binasýnýn temelini, Allah korkusu ve hoþnutluðu üzerine kuran kimse mi hayýrlýdýr, yoksa binasýnýn temelini göçecek bir yarýn kenarýna kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateþi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluða hidayet vermez.(Tevbe Suresi, 109)
Peygamber Efendimiz bir sözünde cennet ve cehennemdeki hayat ile ilgili olarak þunlarý açýklamýþtýr:
"Cennetlikler cennette, cehennemlikler de cehennemde olduklarý zaman ölüm getirilir. Cennetle cehennemin arasýna konup orada kesilir. Sonra bir münadi nida eder: 'Ey ehl-i
cennet! Artýk ebediyet var, ölüm yok! Ey ehl-i nar! Artýk ebediyet var ölüm yok. Cennetliklerin süruru bununla daha da artar. Cehennemliklerin de hüznü artar.'45
ALLAH'I EN GÜZEL ÝSÝMLERÝ ÝLE ANMAMIZI SÖYLEMÝÞTÝR
Daha önce de belirtildiði gibi, Peygamberimiz (sav) teblið yaparken, bir þeyi açýklarken, dua ederken Allah'ý tesbih eder, O'nu en güzel isimleri ile yüceltirdi. Peygamberimizin (sav) insanlarý da bu güzel tavra davet etmesi þu þekilde emredilmiþtir:

De ki: "Allah, diye çaðýrýn, 'Rahman' diye çaðýrýn, ne ile çaðýrýrsanýz; sonunda en güzel isimler O'nundur." Namazýnda sesini çok yükseltme, çok da kýsma, bu ikisi arasýnda (orta) bir yol benimse. Ve de ki: "Övgü (hamd), çocuk edinmeyen, mülkte ortaðý olmayan ve düþkünlükten dolayý yardýmcýya da (ihtiyacýgöz kırpma bulunmayan Allah'adýr." Ve O'nu tekbir edebildikçe tekbir et. (Ýsra Suresi, 110-111)
PEYGAMBERLER ARASINDA AYRIM YAPMAMAYI HATIRLATMIÞTIR
Peygamberimiz (sav) Allah'ýn emrine uygun olarak, Allah'ýn gönderdiði peygamberler arasýnda hiçbir ayrým yapmamamýzý bildirmiþ ve bir hadis-i þeriflerinde "Peygamberleri birbirine tafdil (birini diðerinden üstün görmek) etmeyin"46 diye buyurmuþtur. Peygamberlerimizin hepsi Allah'ýn sevdiði, dost edindiði, güvendiði, cenneti ile müjdelediði mübarek, kutlu, takva sahibi kimselerdir. Bütün peygamberler Allah'ýn dinini insanlara teblið etmiþler, ulaþabildikleri herkesi Hz. Muhammed (sav) gibi Allah'ýn yoluna çaðýrmýþlardýr. Bu, Peygamber Efendimizin bize bildirdiði çok önemli bir tutum ve inançtýr. Kuran'da ise bu konu þöyle yer almaktadýr:
Ve onlarý, kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kýldýk ve onlara hayrý kapsayan fiilleri, namaz kýlmayý ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdi.
(Enbiya Suresi, 73)
De ki: "Biz Allah'a, bize indirilene, Ýbrahim, Ýsmail, Ýshak, Yakup ve torunlarýna indirilene, Musa'ya, Ýsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere iman ettik. Onlardan hiçbiri arasýnda ayrýlýk gözetmeyiz. Ve biz O'na teslim olmuþlarýz." (Al-i Ýmran Suresi, 84)
Deyin ki: "Biz Allah'a; bize indirilene, Ýbrahim, Ýsmail, Ýshak, Yakub ve torunlarýna indirilene, Musa ve Ýsa'ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diðerinden ayýrt etmeyiz ve biz O'na teslim olmuþlarýz." (Bakara Suresi, 136)
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV) ÝNSANLARI GÜZEL AHLAKA ÇAÐIRMIÞTIR
Kitap boyunca da anlatýldýðý gibi Peygamberimiz (sav) tüm alemlere örnek bir ahlaka sahipti ve insanlarý da güzel ahlaklý olmaya çaðýrmýþ, onlara Allah'ýn razý olacaðý ahlakýn ve davranýþlarýn nasýl olmasý gerektiðini açýklamýþtýr. Kuran'da Peygamberimiz (sav)'e güzel ahlakla ilgili insanlara hatýrlatmasý emredilen bazý ayetler_isim þöyledir:
De ki: "Gelin size Rabbinizin neleri haram kýldýðýný okuyayým: O'na hiçbir þeyi ortak koþmayýn, anne-babaya iyilik edin, yoksulluk-endiþesiyle çocuklarýnýzý öldürmeyin. -Sizin de, onlarýn da rýzýklarýný biz vermekteyiz- Çirkin-kötülüklerin açýðýna ve gizli olanýna yaklaþmayýn. Hakka dayalý olma dýþýnda, Allah'ýn (öldürülmesini) haram kýldýðý kimseyi öldürmeyin. Ýþte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki akýl erdirirsiniz. Yetimin malýna, o erginlik çaðýna eriþinceye kadar -o en güzel (þeklin) dýþýnda- yaklaþmayýn. Ölçüyü ve tartýyý doðru olarak yapýn. Hiçbir nefse, gücünün kaldýrabileceði dýþýnda bir þey yüklemeyiz. Söylediðiniz zaman -yakýnýnýz dahi olsa- adil olun. Allah'ýn ahdine vefa gösterin. Ýþte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öðüt alýp-düþünürsünüz." (Enam Suresi, 151-152)
De ki: "Rabbim yalnýzca çirkin hayasýzlýklarý -onlardan açýkta olanlarýný ve gizli olanlarýný,- günah iþlemeyi, haklý nedeni olmayan 'isyan ve saldýrýyý' kendisi hakkýnda ispatlayýcý bir delil indirmediði þeyi Allah'a þirk koþmanýzý ve Allah'a karþý bilmediðiniz þeyleri söylemenizi haram kýlmýþtýr." (Araf Suresi, 33)
Peygamber Efendimizin güzel ahlaký tavsiye ettiði hadis-i þeriflerinden bazýlarý ise þöyledir:
"Rabbim bana dokuz þey emretti: Gizli halde de aleni halde de Allah'tan korkmamý, öfke ve rýza halinde de adaletli söz söylememi, fakirlikte de zenginlikte de iktisat yapmamý, benden kopana da sýla-ý rahim (dostluk) yapmamý, beni mahrum edene de vermemi, bana zulmedeni affetmemi, susma halimin tefekkür olmasýný, konuþma halimin zikir olmasýný, bakýþýmýn ibret olmasýný, marufu (doðru ve güzel olanýgöz kırpma emretmemi."47
"Sana zulmedeni affet. Sana küsene git, sana kötülük yapana iyilik yap. Aleyhine de olsa hakký söyle."48
"Her nerede olursan ol Allah'tan ittika et ve kötülüðün arkasýndan iyilik yap, bu onu yok eder. Ýnsanlara iyi ahlakla muamele et."49
"Ýnsanlara güzel ahlakla muamelede bulun."50
Peygamberimiz (sav), Yemen'e gönderdiði elçilerine þunlarý tavsiye etmiþtir:
"Sirke balý bozduðu gibi, kötü huy da ameli ifsad eder."51
"Müminin þerefi dini, asaleti güzel ahlaký, mürüvveti de aklýdýr."52
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV), ÝNSANLARI KÝBÝRLENMEYE KARÞI UYARMIÞTIR
Peygamber Efendimiz, kibrin ve büyüklenmenin kötü bir ahlak özelliði olduðunu ve kibirli insanlarýn cehennemle karþýlýk bulabileceklerini bildirmiþtir. Onlarý bu büyük tehlikeye karþý da uyarmýþtýr. Peygamberimiz (sav), her durumda tevazusu, alçak gönüllü, sevecen, þefkatli tavrý ile insanlara en güzel örnek olmuþtur. Peygamberimiz (sav)'in kibir hakkýndaki uyarýlarýndan bazýlarý þöyledir:
"Allah Teala Hazretleri güzeldir, güzelliði sever. Kibir ise hakkýn ibtali (hükümsüz býrakýlmasýgöz kırpma, insanlarýn tahkiri (hor görülmesi)dir."53
"Kiþi kendisini halktan büyük görüp uzak tuta tuta cebbarlar arasýna kaydedilir de, onlarýn baþýna gelen musibete duçar olur."54
Peygamberimiz (sav), atalarý ve aileleri ile övünen ve bundan dolayý kibirlenen insanlarý da uyarmýþ ve þöyle demiþtir:
"Ýnsanlar ya cehennem kömüründen baþka bir þey olmayan ölmüþ ecdadlarýyla övünmekten vazgeçerler, yahut da Allah katýnda, burnuyla pislik yuvarlayan Mayýs böceðinden daha adi bir dereceye düþerler. Allah Teala Hazretleri sizden cahiliye kibirini temizledi. Artýk o, muttaki bir mümin veya bedbaht bir facirdir. Ýnsanlarýn hepsi Hz. Adem'in evlatlarýdýr. Adem ise topraktan yaratýlmýþtýr."55
Peygamberimiz (sav), ashabýna her zaman güzel giyinmelerini, bakýmlý ve hoþ görünmelerini tavsiye etmiþtir. Ancak ayný zamanda, onlara giydiklerinden veya güzelliklerinden dolayý kibirlenen insanýn dünyada ve ahirette küçük düþüceðini de hatýrlatmýþ, her koþulda tevazulu olmalarýný söylemiþtir. Bu sözlerinden biri þöyledir:
Biz seni ancak bütün insanlara bir müde verici ve uyarýcý olarak gönderdik. Ancak insanlarýn çoðu bilmiyorlar.
(Sebe Suresi, 28)
"Bir adam nefsinin hoþuna giden birtakým elbise içinde saçlarý da yapýlmýþ olarak giderken yürüme sýrasýnda kibire düþmüþtü ki, birden yere battý. Kýyamet kopuncaya kadar orada zorlukla batmaya devam edecek."56
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV)'ÝN ÝNFAK KONUSUNDAKÝ AÇIKLAMALARI
Ýnfak etmek, bir insanýn malýný ve canýný Allah'ýn yolunda, Allah'ýn razý olacaðý þekilde harcamasýdýr. Çevresindekiler, infak ile ilgili Peygamberimiz (sav)'e bazý sorular sormuþlar ve o da onlara infakýn nasýl olacaðýný açýklamýþ, onlarý infak etmek için þevklendirmiþtir. Kuran'da Peygamberimiz (sav)'e infak konusunda söylemesi bildirilen ayetler_isim þöyledir:
Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: "Hayýr olarak infak edeceðiniz þey, anne-babaya, yakýnlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmýþadýr. Hayýr olarak her ne yaparsanýz, Allah onu þüphesiz bilir." (Bakara Suresi, 215)
. Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: "Ýhtiyaçtan artakalaný." Böylece Allah, size ayetler_isimini açýklar; umulur ki düþünürsünüz; (Bakara Suresi, 219)
De ki: "Þüphesiz benim Rabbim, kullarýndan rýzký dilediðine geniþletip-yayar ve ona kýsar da. Her neyi infak ederseniz, O (Allah), yerine bir baþkasýný verir; O, rýzýk verenlerin en hayýrlýsýdýr." (Sebe Suresi, 39)
Mallarýný Allah yolunda infak edenlerin örneði yedi baþak bitiren, her bir baþakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneði gibidir. Allah, dilediðine kat kat arttýrýr. Allah (ihsanýgöz kırpma bol olandýr, bilendir.
(Bakara Suresi, 261)
Peygamber Efendimizin Müslümanlarý cimrilikten sakýndýran, onlara cömertlikle infak etmelerini hatýrlatan sözlerinden bazýlarý þöyledir:
"Zulümden kaçýnýn. Zira zulüm, kýyamet günü karanlýklar olacaktýr. Cimrilikten de kaçýnýn, zira cimrilik, sizden öncekileri helak etmiþ, onlarý birbirlerinin kanlarýný dökmeye, haramlarýný helal addetmeye sevk etmiþtir."57
"Fakirleri seviniz ve onlara yakýn olunuz. Siz onlarý severseniz, Allah da sizi sever. Siz onlara yakýn olursanýz, Allah da size yakýn olur. Siz onlarý giydirirseniz, Allah da sizi giydirir. Siz onlarý yedirirseniz, Allah da sizi yedirir. Siz cömert olunuz ki, Allah Teala da size karþý cömert olsun."58
HZ. MUHAMMED CÝNLERÝN DE PEYGAMBERÝYDÝ
Kuran'ýn 72. suresi olan Cin Suresi'nde, Allah cinlerin de Hz. Muhammed (sav)'in tebliðini ve Kuran'ý dinlediklerini ve bazýlarýnýn Müslüman olarak Peygamberimiz (sav)'e tabi olduklarýný bildirir. Bu konuyla ilgili ayetler_isimden bazýlarý þöyledir:
De ki: "Bana gerçekten þu vahyolundu: Cinlerden bir grup dinleyip de þöyle demiþler: -Doðrusu biz, (büyük) hayranlýk uyandýran bir Kuran dinledik. O (Kuran), 'gerçeðe ve doðruya' yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koþmayacaðýz." (Cin Suresi, 1-2)
Allah, yine Cin Suresi'nde, Müslüman olan cinlerin þöyle dediklerini bildirmektedir:
"Elbette biz, o yol gösterici (Kuran'ýgöz kırpma iþitince, ona iman ettik. Artýk kim Rabbine iman ederse, o ne (ecrinin) eksileceðinden korkar ve ne de haksýzlýða uðrayacaðýndan. Ve elbette bizden Müslüman olanlar da var, zulmedenler de. Ýþte (Allah'a) teslim olanlar, artýk onlar 'gerçeði ve doðruyu' araþtýrýp-bulanlardýr." (Cin Suresi- 13-14)
Bu cinler, içlerinden bir kýsmýnýn Allah'a karþý yalan söyleyerek, batýl inançlar uydurduklarýný belirtmektedirler. Cinlerin daha önce inandýklarý bu batýl dinin özelliði Cin Suresi'nde þöyle açýklanýr:
"Elbette, Rabbimizin þaný yücedir. O, ne bir eþ edinmiþtir, ne de bir çocuk. Doðrusu þu: Bizim beyinsizlerimiz, Allah'a karþý 'bir sürü saçma þeyler' söylemiþler. Oysa biz, insanlarýn ve cinlerin Allah'a karþý asla yalan söylemeyeceklerini sanmýþtýk." (Cin Suresi, 3-5)
Bir baþka ayette ise, Peygamber Efendimiz ibadet için kalktýðýnda, cinlerin çevresinde kalabalýklaþýp keçeleþtikleri bildirilir.
Þu bir gerçek ki, Allah'ýn kulu (olan Muhammed,) O'na dua (ibadet ve kulluk) için kalktýðýnda, onlar (müþrikler,) neredeyse çevresinde keçeleþeceklerdi. (Cin Suresi, 19)
Sen öðüt verip-hatýrlat; çünkü gerçekten öðütle-hatýrlatma, müminlere yarar saðlar. Ben, cinleri ve insanlarý yalnýzca bana ibadet etsinler diye yarattým.
(Zariyat Suresi, 55-56)
ayetler_isimde de görüldüðü gibi Hz. Muhammed (sav), tüm insanlara ve tüm cinlere peygamber olarak gönderilmiþtir. Kuran-ý Kerim de hem insanlar hem de cinler için bir yol göstericidir.
Ey iman edenler, size hayat verecek þeylere sizi çaðýrdýðý zaman, Allah'a ve Resûlü'ne icabet edin. Ve bilin ki muhakkak Allah, kiþi ile kalbi arasýna girer ve siz gerçekten O'na götürülüp toplanacaksýnýz.
(Enfal Suresi, 24)
Ey iman edenler, Allah'tan sakýnýp-korkun ve O'nun elçisine iman edin, size kendi rahmetinden iki kat (güzel karþýlýk) versin. Size kendisiyle yürüyeceðiniz bir nur kýlsýn ve size maðfiret etsin...
(Hadid Suresi, 28)
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV)'ÝN ÝNKAR EDENLERE UYARILARI
Kuran'ý ve Hz. Muhammed (sav)'in peygamberliðini inkar edenler, Peygamberimiz (sav)'e birçok zorluk çýkarmýþlar, onun teblið faaliyetlerini engellemeye, hatta onu öldürmeye, tutuklamaya, sürmeye çalýþmýþlardýr. Ancak Peygamberimiz (sav) her defasýnda onlara Allah'ýn gücünü, varlýðýný, kendisinin hak bir elçi ve Kuran'ýn da hak kitap olduðunu anlatmýþ, onlarý ahiret azabýyla uyarýp korkutmuþtur. Ancak, Peygamberimiz (sav) fetihten sonra bile, inkarcýlar üzerinde bir baský kurmamýþ, hiç kimseyi zorla dine döndürmeye çalýþmamýþ, herkese kendi inancýnda özgür olduðunu açýklamýþtýr.
Bu konudaki bazý Kuran ayetler_isimi þöyledir:
Eðer seni yalanlarlarsa, onlara de ki: "Benim yaptýklarým benim, sizin yaptýklarýnýz sizindir. Siz benim yaptýklarýmdan uzaksýnýz ve ben de sizin yaptýklarýnýzdan uzaðým." (Yunus Suresi, 41)
De ki: "Gerçekten bana: -Sizin ilahýnýz yalnýzca bir tek ilahtýr" diye vahyolunuyor; artýk siz Müslüman olacak mýsýnýz?" Buna raðmen yüz çevirecek olurlarsa, de ki: "Size eþitlik üzere açýklamada bulundum. Tehdit edildiðiniz (sorgu ve azab günügöz kırpma yakýn mý, uzak mý, bilemem. Þüphesiz O, sözün açýkta söylenenini de bilmekte, saklamakta olduklarýnýzý da bilmektedir. Bilemem; belki bu (sürenin açýklanmamasýgöz kırpma, sizin için bir (fitne) denemedir, (belki de) belli bir vakte kadar yararlanma (meta)dýr." (Resulullah) Dedi ki: "Rabbim, hak ile hükmet. Bizim Rabbimiz, sizin her türlü nitelendirmelerinize karþý yardýmýna sýðýnýlan Rahman (olan Allah)dýr." (Enbiya Suresi, 108-112)
De ki: "Ey kavmim, bütün yapabileceðinizi yapýn; þüphesiz ben de yapýyorum. Bu yurdun (dünyanýn) sonu, kimindir, bilip-öðreneceksiniz. Gerçekten zalimler kurtuluþa ermeyeceklerdir." (Enam Suresi, 135)
Çünkü onlar, Allah'tan (gelecek) hiçbir þeyi senden savamazlar. Þüphesiz zalimler, birbirlerinin velisidirler. Allah ise, muttakilerin velisidir.
(Casiye Suresi, 19)
ÝNKARCILARLA GEREKSÝZ TARTIÞMALARA GÝRMEMÝÞTÝR
Peygamber Efendimiz, Allah'ýn varlýðýný, Kuran'ý ve kendisinin peygamberliðini inkar edenlere karþý çok sabýrlý ve anlayýþlý bir tutum izlemiþ, hiçbir zaman zor ve baský kullanmamýþtýr. Hatta, onlarýn arasýnda adaletli bir tutum izleyeceðini ve kendileri ile gereksiz tartýþmalara girilmeyeceðini belirtmiþtir. Peygamber Efendimizin Allah'ýn emrine uyarak söylediði bu ayetler_isim Kuran'da þöyle bildirilir:
Þu halde, sen bundan dolayý davet et ve emrolunduðun gibi doðru bir istikamet tuttur. Onlarýn heva (istek ve tutku)larýna uyma. Ve de ki: Allah'ýn indirdiði her kitaba inandým. Aranýzda adaletli davranmakla emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir. Bizimle aranýzda 'deliller getirerek tartýþma (ya, huccete gerek)' yoktur. Allah bizi biraraya getirip-toplayacaktýr. Dönüþ O'nadýr." (Þura Suresi, 15)
ÝNKARCILARI TEVBE ETMEYE ÇAÐIRMIÞTIR
Allah, sonsuz merhametli, þefkatli ve baðýþlayýcý olandýr. Allah, Kuran'da her kulunun tevbesini kabul edeceðini, bir insan vazgeçtiði takdirde günahlarýný baðýþlayacaðýný müjdelemektedir. Peygamberimiz (sav) de, inkar edenlere Allah'ýn bu müjdesini iletmiþtir:
O inkar edenlere de ki: "Eðer vazgeçerlerse geçmiþte (yaptýklarýgöz kırpma þeyler baðýþlanacaktýr. Ama yine dönecek olurlarsa, önceki (toplumlara uygulanan) sünnet, muhakkak (onlarýn baþýndan da) geçmiþ olacaktýr. (Enfal Suresi, 38)
Peygamber Efendimiz hadis-i þeriflerinde de, insanlara her zaman tevbe edebileceklerini þöyle hatýrlatmýþtýr:
"Tevbe kapýsý açýktýr, Güneþ garpten doðuncaya kadar kapanmaz."59
Þu halde, sen bundan dolayý davet et ve emrolunduðun gibi doðru bir istikamet tuttur. Onlarýn heva (istek ve tutku)larýna uyma. Ve de ki: Allah'ýn indirdiði her kitaba inandým. Aranýzda adaletli davranmakla emrolundum...
(Þura Suresi, 15)
ÝNKAR EDENLERE MUTLAKA YENÝLGÝYE UÐRAYACAKLARINI BÝLDÝRMÝÞTÝR
Peygamberimiz (sav)'in her sözünde ve her tavrýnda Allah'a olan güvenini, teslimiyet ve baðlýlýðýný görmek mümkündür. Peygamber Efendimiz en zorlu zamanlarda dahi Allah'ýn mutlaka yardým edeceðinden, müminlerin galip geleceðinden ve inkar edenlerin hüsrana uðrayacaklarýndan emin olmuþtur. Ona, Kuran'da söylemesi emredilen þu ayetler_isim de bunun bir örneðidir:
Ýnkar edenlere de ki: "Yakýnda yenilgiye uðratýlacaksýnýz ve toplanýp cehenneme sürüleceksiniz." Ne kötü yataktýr o. (Al-i Ýmran Suresi, 12)
Peygamber Efendimiz bir hadis-i þeriflerinde ise þöyle buyurmuþlardýr:
"Size vadedilen mutlaka yerine gelecektir. Siz Allah'ý aciz býrakamazsýnýz."60
ÝNKAR EDENLERE AHÝRETÝN VARLIÐINI HATIRLATARAK ONLARI UYARMIÞTIR
Ýnkar edenlerin en belirgin özelliklerinden biri ahiretin varlýðýna inanmamalarýdýr. Peygamberimiz (sav)'in döneminde de inkar eden kiþiler, ahirette insanlarýn tekrar diriltileceklerine inanmamýþlardýr. Peygamberimiz (sav) ise onlarýn iddialarýna en hikmetli ve özlü þekilde cevap vermiþtir. Kuran'da Peygamber Efendimize þu hikmetli ayetler_isimi söylemesi emredilmiþtir:
Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandýktan sonra mý, gerçekten biz mi yeni bir yaratýlýþla diriltileceðiz?" De ki: "Ýster taþ olun, ister demir." "Ya da göðüslerinizde büyümekte olan (veya büyüttüðünüz) bir yaratýk (olun)." Bizi kim (hayata) geri çevirebilir" diyecekler. De ki: "Sizi ilk defa yaratan." Bu durumda sana baþlarýný alaylýca sallayacaklar ve diyecekler ki: "Ne zamanmýþ o?" De ki: "Umulur ki pek yakýnda." (Ýsra Suresi, 49-51)
"Biz öldüðümüz, toprak ve kemik olduðumuzda mý, gerçekten biz mi diriltilecekmiþiz?" "Veya önceki atalarýmýz da mý?" De ki: "Evet, üstelik boyun bükmüþ kimseler olarak (diriltileceksiniz)." (Saffat Suresi, 16-18)
Peygamber Efendimiz, belki bu insanlar inkarlarýndan döner ve iman ederler diye, onlara ahiretin dünya hayatýndan daha hayýrlý ve üstün olduðunu hatýrlatmýþtýr. Onun bu sözlerinden bazýlarý þöyledir:
"Ey insanlar! Dünya peþin verilen bir metaýdýr. Ýyi de kötü de ondan nasibini alýr. Ahiret ise sadýk bir vaaddir. Orada Kadir olan Melik hükmeder. Hak yerini bulur. Batýl ise zail olur. Ey insanlar, ahiret evladý olun, dünya uþaðý olmayýn. Zira evlat anaya tabidir. (Yani dünya çocuðu olursanýz, dünya gibi mahvolmaya layýk olursunuz.) Allah'dan korku üzerine amel ediniz. Biliniz ki amelleriniz sizinle yüzleþecektir. Ve yine sizler mutlaka Allah'a mülaki olacaksýnýz (kavuþacaksýnýz). Kim zerre miktarý hayýr yaparsa onu görecek ve kim de zerre miktarý þer yaparsa onu görecek."61
"Siz, O'nun dýþýnda dilediklerinize ibadet edin." De ki: "Gerçekten hüsrana uðrayanlar, kýyamet günü hem kendilerini, hem yakýnlarýný hüsrana uðratanlardýr..." (Zümer Suresi, 15)
Gerçekten inkar edenlerin ise, ne mallarý, ne çocuklarý, onlara Allah'tan yana bir þey saðlayamaz. Ýþte onlar, ateþin halkýdýrlar, onda temelli olarak kalacaklardýr. (Al-i Ýmran Suresi, 116)
ÝNKAR EDENLERÝ CEHENNEMLE UYARMIÞTIR
Allah'ýn elçilerinin en önemli görevlerinden biri, insanlarý uyarmak ve onlarý Allah'ýn azabý ve cehennem ile korkutmaktýr. Resuller, böylece insanlarýn korkup sakýnmalarýna, güzel ahlak göstermelerine ve bazýlarýnýn ahirette cennette yaþamalarýna vesile olurlar. Peygamber Efendimiz de, insanlarý cehennem azabý ile uyarmýþ ve onlarý kötülüklerden, inkardan ve dinsizlikten korumaya çalýþmýþtýr. Peygamberimiz (sav)'in cehennem ile uyarýp korkutmasý bazý ayetler_isimde þöyle bildirilir:
Onlara karþý apaçýk olan ayetler_isimimiz okunduðu zaman, sen o inkar edenlerin yüzlerindeki 'red ve inkarý' tanýyabilirsin. Neredeyse, kendilerine karþý ayetler_isimimizi okuyanýn üzerine çullanýverecekler. De ki: "Size, bundan daha kötü olanýný haber vereyim mi? Ateþ... Allah, onu inkar edenlere va'detmiþ bulunmaktadýr; ne kötü bir duraktýr." (Hac Suresi, 72)
(Benim görevim,) Yalnýzca Allah'tan olaný ve O'nun gönderdiklerini teblið etmektir. Kim Allah'a ve O'nun elçisine isyan ederse, içinde ebedi kalýcýlar olmak üzere onun için cehennem ateþi vardýr. (Cin Suresi, 23)
Peygamber Efendimiz, cehennemi uzak görenlere, cehennemdeki azabý detaylarý ile tarif etmiþ, Kuran'da bildirildiði üzere, inkar edenlerin cehennemdeki durumlarýný, azaptan kurtulmak için nasýl yalvaracaklarýný anlatmýþ ve insanlarýn cehennemden korkup sakýnmalarýna vesile olmak için çaba göstermiþtir.
ÝNKAR EDENLERE KARÞI KESÝN VE EMÝN BÝR ÜSLUP KULLANMIÞ VE ONLARA UYMAYACAÐINI BÝLDÝRMÝÞTÝR
Peygamberimiz (sav), o dönemdeki inkarcýlar, sayý ve güç olarak daha üstün gibi görünmelerine raðmen, onlarýn tavýrlarýna ve tehditlerine aldýrýþ etmemiþ, Kuran'ý büyük bir kararlýlýkla insanlara anlatmýþ ve doðru yoldan asla dönmeyeceðini açýkça ve kesin olarak belirtmiþtir. Kararlýlýk ve sabýr, müminlere ait önemli bir özelliktir ve her Müslüman, Peygamber Efendimizin kararlýlýðýný ve azmini örnek almalýdýr. Bu konuyla ilgili bazý ayetler_isim þöyledir:
De ki: "Ben, sizin Allah'tan baþka tapmakta olduklarýnýza tapmaktan nehyedildim." De ki: "Ben sizin heva (istek ve tutku)larýnýza uymam; yoksa bu durumda ben þaþýrýp sapmýþ ve doðru yolu bulmamýþlardan olurum." De ki: "Ben, gerçekten Rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladýnýz. Sizin kendisine acele ettiðiniz (azab) yanýmda deðildir. Hüküm yalnýzca Allah'ýndýr. O, doðru haberi verir ve O, ayýrt edenlerin en hayýrlýsýdýr." (Enam Suresi, 56-57)
De ki: "Ey kafirler. Ben sizin taptýklarýnýza tapmam. Benim taptýðýma siz tapacak deðilsiniz. Ben de sizin taptýklarýnýza tapacak deðilim. Siz de benim taptýðýma tapacak deðilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana." (Kafirun Suresi, 1-6)
De ki: "Ey kavmim, üzerinde bulunduðunuz duruma göre yapýn-edin; elbette ben de yapýp-ederim. Artýk yakýnda öðreneceksiniz."
(Zümer Suresi, 39)
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV)'ÝN KÝTAP EHLÝNE YAPTIÐI HATIRLATMALAR
Peygamberimiz (sav) Kitap Ehlini de en güzel þekilde uyarmýþ, onlarýn tahrif edilmiþ, þirk içinde bir dine deðil, Allah'ýn son vahyine inanmalarýný teblið etmiþtir. Peygamberimiz (sav), inkarcýlar konusunda olduðu gibi Kitap Ehline de hiçbir baský uygulamamýþ, onlara sadece öðüt vermiþtir.
Kitap Ehlinin en belirgin özelliklerinden biri, özellikle Yahudilerin kendilerini Allah'ýn sevgili kullarý olarak görmeleri ve kendilerinden baþka hiç kimsenin cennete gidemeyeceðini iddia etmeleridir. Yahudilerin bu iddialarýna Kuran'da pek çok ayette yer verilmiþtir. Peygamberimiz (sav)'in ise, onlarýn bu asýlsýz, hiçbir delile dayanmayan iddialarýna verdiði karþýlýk Kuran'da þöyle bildirilir:
Onlara: "Allah'ýn indirdiklerine iman edin" denildiðinde: "Biz, bize indirilene iman ederiz" derler ve ondan sonra olan (Kuran)ý inkar ederler. Oysa o (Kuran), yanlarýndakini (Kitabýgöz kırpma doðrulayan bir gerçektir. (Onlara) De ki: "Eðer inanýyor idiyseniz, daha önce ne diye Allah'ýn peygamberlerini öldürüyordunuz?" (Bakara Suresi, 91)
De ki: "Eðer Allah katýnda ahiret yurdu, baþka insanlarýn deðil de, yalnýzca sizin ise, (ve) doðru sözlüyseniz, öyleyse hemen ölümü dileyin." Oysa onlar, önceden ellerinin takdim ettiklerinden dolayý onu (ölümügöz kırpma hiçbir zaman kesin olarak dilemiyeceklerdir. Allah, zalimleri bilendir. (Bakara Suresi, 94-95)
Dediler ki: "Yahudi veya Hýristiyan olmayan hiç kimse kesin olarak cennete giremez." Bu, onlarýn kendi kuruntularýdýr. De ki: "Eðer doðru sözlüyseniz, kesin-kanýtýnýzý (burhan) getirin." (Bakara Suresi, 111)
Yahudi ve Hýristiyanlar: "Biz Allah'ýn çocuklarýyýz ve sevdikleriyiz" dedi. De ki: "Peki, ne diye sizi günahlarýnýzdan dolayý azablandýrýyor? Hayýr, siz O'nun yarattýðýndan birer beþersiniz. O, dilediðini baðýþlar, dilediðini azaplandýrýr. Göklerin, yerin ve bunlarýn arasýndakilerin tümünün mülkü Allah'ýndýr. Son varýþ O'nadýr." (Maide Suresi, 18)
Dediler ki: "Yahudi veya Hýristiyan olun ki, hidayete eresiniz." De ki: "Hayýr, (doðru yol) Hanif (muvahhid) olan Ýbrahim'in dini(dir); O müþriklerden deðildi." (Bakara Suresi, 135)
Onlar hala cahiliye hükmünü mü arýyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah'tan daha güzel olan kimdir?
(Maide Suresi, 50)
Peygamberimiz (sav) müminlere de, Kitap Ehli ile konuþtuklarýnda"Biz Allah'a, meleklerine, kitaplarýna ve peygamberlerine inandýk deyiniz."62 diye buyurmuþtur.
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV) KÝTAP EHLÝ ÝLE TARTIÞMAMIÞ VE ONLARA ÝMAN ETMELERÝ ÝÇÝN BASKI UYGULAMAMIÞTIR
Peygamberimiz (sav) Kitap Ehlini Allah'a þirk koþmadan iman etmeye ve Kuran ahlakýný yaþamaya çaðýrmýþ, ancak onlardan kendisine itaat etmeyenlere karþý da çok yumuþak ve adaletli davranmýþtýr. Kitap Ehlini ibadetlerinde serbest býrakmýþ, her türlü adetlerini uygulamalarýna izin vermiþ, kendi ehline de onlara adaletle davranmalarýný buyurmuþtur. Bu konuda Peygamberimiz (sav)'in þöyle dediði rivayet edilmiþtir:
"Kim bir zimmiye eziyet ederse, ben onun davacýsýyým. Ben kime (bu dünyada) davacý olursam, kýyamet gününde de davacý olurum."63 (Zimmi: Ýslam devleti tabiyetinde olan gayr-ý müslimlere denir.)
Hz. Peygamber (sav)'in ve onu izleyenlerin çeþitli Hýristiyan, Yahudi ve diðer dini gruplarla yaptýðý anlaþma metinleri bugün birer belge olarak korunmaktadýr. Örneðin, Peygamberimiz (sav), Hýristiyan olan Ýbn Harris b. Ka'b ve dindaþlarý için hazýrlattýðý anlaþma metninde: "Þarkta ve Garpta yaþayan tüm Hýristiyanlarýn dinleri, kiliseleri, canlarý, ýrzlarý ve mallarý Allah'ýn, Peygamberin ve tüm müminlerin himayesindedir. Nasraniyet dini üzere yaþayanlardan hiç kimse kerhen Ýslam'a icbar edilmeyecektir. Hýristiyanlardan birisi herhangi bir cinayete veya haksýzlýða maruz kalýrsa Müslümanlar ona yardým etmek zorundadýrlar"64 maddelerini yazdýrdýktan sonra: "Ehl-i Kitap ile ancak en güzel yöntemlerle mücadele edin..." (Ankebut Suresi, 46) ayetini okumuþtur.
Kuran'da Peygamberimiz (sav)'e, Ehl-i Kitaba karþý gösterilmesi gereken tutumu, kavmine þöyle açýklamasý bildirilmektedir:
De ki: "O bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz iken, bizimle Allah hakkýnda (sözde kanýtlarla) tartýþmalara mý giriyorsunuz? Bizim amellerimiz bizim, sizin de amelleriniz sizindir. Biz, O'na gönülden baðlanmýþ (muhlis) olanlarýz." (Bakara Suresi, 139)
KÝTAP EHLÝNÝ DE ALLAH'A ÞÝRK KOÞMADAN ÝMAN ETMEYE ÇAÐIRMIÞTIR
Peygamberimiz (sav), Kitap Ehlini dine çaðýrýrken, onlara Allah'a þirk koþmamalarýný söylemiþ ve onlarý Müslümanlarla ortak bir noktada buluþmaya davet etmiþtir:
De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranýzda müþterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah'tan baþkasýna kulluk etmeyelim, O'na hiçbir þeyi ortak koþmayalým ve Allah'ý býrakýp bir kýsmýmýz (diðer) bir kýsmýmýzý Rabler edinmeyelim." Eðer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Þahid olun, biz gerçekten Müslümanlarýz." (Al-i Ýmran Suresi, 64)
De ki: "Ey kitap Ehli, haksýz yere dininiz konusunda aþýrý gitmeyin ve daha önce sapmýþ, birçoðunu saptýrmýþ ve dümdüz yoldan kaymýþ bir topluluðun heva (istek ve tutku)larýna uymayýn." (Maide Suresi, 77)
Hz. Muhammed (sav), Hz. Muaz (r.a.)'yý Yemen'e göndermiþ ve giderken ona Kitap Ehlini öncelikle sadece Allah'a ibadet etmeye çaðýrmasýný söylemiþtir:
"Sen Ehl-i Kitap bir kavme gidiyorsun. Onlarý davet edeceðin ilk þey Allah'a ibadet olsun."65
Gerçekten o (Kur'an), alemlerin Rabbinin (bir) indirmesidir.
(Þuara Suresi, 192)
33- Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 2. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s. 398
34- Buhari, I'tisam 2, Ebed 70; Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 2. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s.338
35- Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 2. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s. 130
36- G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2. cilt, Gonca Yayýnevi, Ýstanbul, 1997, 329/1
37- G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayýnevi, Ýstanbul, 1997, 163/6
38- G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayýnevi, Ýstanbul, 1997, 215/16
39- Molla Cami, Nefahatü'l-Üns, çev. Abdulkadir Akçiçek, Ýstanbul 1981, s. 325; http://www.aitco.com/~islam/islam/islam-164/trk/nefahatul_uns.htm
40- G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayýnevi, Ýstanbul, 1997, 227/10
41- G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayýnevi, Ýstanbul, 1997, 227/9
42- G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2. cilt, Gonca Yayýnevi, Ýstanbul, 1997, 364/7
43- G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2. cilt, Gonca Yayýnevi, Ýstanbul, 1997, 450/10
44- Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 2. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s.330
45- Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 14. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s.417
46- G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2. cilt, Gonca Yayýnevi, Ýstanbul, 1997, 470/5
47- Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 16. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s. 317
48- Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 16. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s. 317
49- Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 16. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s. 328
50- Ýbni Kesir, Sire, 4:194-195; Salih Suruç, Kainatýn Efendisi Peygamberimizin Hayatý, Yeni Asya Yayýnlarý, Ýstanbul, 1998, s.507
51- Ýbn Hýbban; Huccetü'l Ýslam Ýmam Gazali, Ýhya'u Ulum'id-din, 3. cilt, Çeviri: Dr. Sýtký Gülle, Huzur Yayýnevi, Ýstanbul 1998, s. 111
52- Ýbn Hýbban, Hakim; Huccetü'l Ýslam Ýmam Gazali, Ýhya'u Ulum'id-din, 3. cilt, Çeviri: Dr. Sýtký Gülle, Huzur Yayýnevi, Ýstanbul 1998, s. 111-112
53- Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 15. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s. 24
54- Tirmizi, Birr 61, (2001); Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 15. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s.28
55- Ebu davud, Edeb 120, (5116); Tirmizi, Menakýb (3950, 3951); Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 15. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s.29
56- Buhari, Libas 5; Müslim, Libas 49, (2088); Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 15. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s. 32
57- Muslim, Birr 56; Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 16. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s. 357
58- G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayýnevi, Ýstanbul, 1997, 17/15
59- G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayýnevi, Ýstanbul, 1997, 242/2
60- Buhari, I'tisam 2, Ebed 70; Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 2. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s.338
61- G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayýnevi, Ýstanbul, 1997, 184/4
62- G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2. cilt, Gonca Yayýnevi, Ýstanbul, 1997, 42/4
63- Acluni, Keþfu'l-Hafa' II, 218
64- Ýbn Hiþam, Ebu Muhammed Abdulmelik, (v.218/834), es-Siretü'n-Nebeviyye, Daru't-Turasi'l-Arabiyye, Beyrut, 1396/1971, IV/241-242; Hamidullah, el-Vesaik, s.154-155, No.96-97; Yrd. Doç. Dr. Orhan Atalay, Doðu-Batý Kaynaklarýnda Birlikte Yaþama, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfý Yayýnlarý, Ýstanbul, 1999, s.95
65- Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan, 7. cilt, Akçað Yayýnlarý, Ankara, s.327
Gönderen: 09.12.2008 - 20:13
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1739 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hava51 (51), gökhan teyin (40), mevanur0812 (39), Gokhan1978 (46), gokbu (42), EMSÝLE (40), AgaBey (42), BLueAngeL (44), Mr. E (47), FETÝH (31), Oxigen47 (42), emet (37), emre066 (37), Kiyal (44), 54Sakarya (42), mtnors (48), sinemiz (43), kurtsahin (53), Ariff (56), bayimpex (43), Areca (48), adiyamankartali (46), Tuana_69 (39), herþeysev.. (44), insirah2004 (42), Tesla42 (41), firatre (46), tasci (37)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.54685 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.