dexamethasone budesonide lopinavir ritonavir generique colchicine ivermektine cipralex ciprine cipro med cipro clamycin clarinex clarithrocine claritin claritine claromycine claropram clavamox clavu basan cleocin climara clobex clocim clomid clopin clot basan clozaril co acepril co atenolol co diovan co enalapril co enatec co epril co lisinopril coaprovel colcrys colofac combivir compazine competact concor plus concor confortid conjugen convulex copegus corangine
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Bağımsız Kosova ile Özgür Türbanın Hatırlattıkları

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Fazılmirza su an offline Fazılmirza  
Bağımsız Kosova ile Özgür Türbanın Hatırlattıkları
48 Mesaj -
Baðýmsýz Kosova ile Özgür Türbanýn Hatýrlattýklarý

Mustafa Saka
mim.saka@googlemail.com



Biri bir karýþ toprak parçasý, biri bir parça bez.

Ýkisi de özgür; ikisinin üzerinde de Amerikan bayraðý dalgalanýyor þimdi.

Arnavutlarýn Kosova sokaklarýnda sevinçle salladýklarý Amerikan bayraðýndaki yýldýzlardan biri, Vatikan’ýn azîze ilân ettiði Rahibe, Üsküplü Terasa’dýr. Diðeri, Fatih devrinde müslüman olan, sonra Hristiyanlýða geri dönerek Osmanlý’ya isyan eden Arnavut Ýskender Bey… Diðer yýldýzlarý temsilen mebzül miktarda kahraman(!) bulmak da zor deðildir. Kosova’ya tanýnan Amerikan özgürlüðünün taktik amacý, Kosovalýlarýn desislamationudur. Nihâî amaçlarý ise, Balkanlar’dan izimizi tamamen silmek sûretiyle, Büyük Avrupa’yý kurmaktýr…

1389’da Sýrplarýn büyük bir yenilgiye uðradýðý Kosova Savaþý’nýn ardýndan Osmanlý hakimiyetine girdi Kosova. I. Dünya Savaþý’ndan hemen önce 1913’te yeniden Sýrplarýn kontrolüne geçti, ardýndan Yugoslavya’nýn bir parçasý oldu. 1974’e gelindiðinde Kosovalý Arnavutlara özerklik tanýndý, ama 15 yýl sonra, hem de Osmanlý’ya yenilmelerinin 600. yýlýnda, Kosova’nýn özerkliðini geri aldý Slobodan Miloþeviç. 1992-1995 yýllarýndaki Bosna Savaþý’yla kan gölüne dönen Balkanlar, yaklaþýk 3 yýllýk bir aradan sonra yeni katliamlara sahne oldu. Sýrplarýn saldýrýlarýnda yaklaþýk 10 bin Kosovalý Arnavut hayatýný kaybetti. Arnavut nüfusun yarýsý, yaklaþýk 800 bin kiþi, Arnavutluk’a, Makedonya’ya ve Karadað’a sýðýndý. Bir bölümü ise çatýþmalar sona erene dek Türkiye’deki kamplarda kaldý. Bosna’daki katliamlara seyirci kalan AB ve ABD, Kosova’daki katliamlara da göz yumdu. Nihâyet Mart 1999’da NATO uçaklarý Sýrp hedeflerini vurmaya baþladý. 1999 yazýnda Kosova’dan çekilen Sýrp güçlerinin yerini 100 bin NATO askeri aldý. Kosova, artýk Birleþmiþ Milletler kontrolündeydi. Ve en nihâyet Özgür(!) Kosova ilân edildi.

Kosova’nýn Amerikan bayraklý baðýmsýzlýðý için oynanan senaryonun bir benzeri de Türban üzerinde oynanýyor; Amerikan bayraðý dalgalanýyor ikisinin üzerinde de.

Baþörtüsü serbestisine karþý kimlerin Sýrplaþtýrýldýðý ve AKP’ne niçin yol açýldýðý mâlûm. Amaç birdir: Büyük Avrupa’yý (Christendom=Hristiyanistan) kurabilmek için Balkanlar’dan izimizi, Büyük Ortadoðu Projesi’ni gerçek kýlabilmek için Anadolu’dan bizi silmek!

BOP (Yahudistan) ve Büyük Avrupa (Hristiyanistan)?!

Sör Winston Leonard Spencer-Churchill (1874-1965)… Ýngiliz asker ve siyasetçi devlet adamý… 1895'te Kraliyet Harb Okulu’ndan mezun olarak orduya girdi. Ýngiltere’nin Afrika’yý sömürgeleþtirme savaþlarýndan biri olan Boer Savaþý’nda (1899-1902) Güney Afrikalýlara esir düþtü. Esaretten kaçarak kurtulduðu söylenerek millî kahraman ilân edildi; siyasete atýldý. 1911’de, Ýngiliz Deniz Kuvvetleri Komutaný oldu. Ýngiliz Donanmasý’nýn Çanakkale baþarýsýzlýðý nedeniyle görevinden istifa ettirildi (1916). Ýstifasýnýn üzerinden bir yýl bile geçmeden Ýngiliz Cephâne Bakanlýðý’na getirildi (1917); peþinden Ýngiliz Genelkurmay Baþkaný oldu. 1924’te tekrar siyasete atýdý; Muhâfazakâr Parti’den Mâliye Bakaný oldu. 1939’da tekrar Deniz Kuvvetleri Komutaný, 1940’da Baþbakan oldu. Birinci Dünya Savaþý ertesinde Ortadoðu’da çizdiði sýnýrlar ve Ýkinci Dünya Savaþý’nda izlediði strateji, Ýkinci Savaþ sonrasýnda Avrupa’yý birleþtirme çabalarý (Atlantik Paktý ve Avrupa Konseyi) ile tarihe geçti. 1953’de Nobel Edebiyat, 1963’te Amerikan Onursal Vatandaþlýðý ile taltif edildi. 1865’te, 91 yaþýnda öldü.

Bu kýsa hayat hikâyesinde dikkat çekici bir ayrýntý var; Çörçil’in, 1963’te Amerikan Onursal Vatandaþlýðý ile taltif edilmesi… Ýngiliz siyâsetini Amerika devralmýþtýr çünkü. Türkiye Cumhuriyet’nin vesâyeti de Ýngiltere’den Amerika’ya devredilmiþtir. Sýnýrlarýmýzý çizen Çörçil bu sebeple bir ABD vatandaþýdýr artýk.

BOP ve Büyük Avrupa?!

Ýngiltere’nin savaþ zamaný baþbakaný Winston Churchill, Amerika’nýn Fulton kentinde, 5 Mart 1946 tarihinde, ABD Baþkaný Truman’la birlikte kürsüye çýkýyor ve þunlarý söylüyor: «1933'e, hatta 1935'e kadar Almanya o korkunç kaderinin pençesinden çekip kurtarýlabilirdi. Bizler Hitler'in tüm insanlýðý etkileyen felaketlerini durdurabilirdik. Dünyanýn bu kadar geniþ bölgelerini mahveden bir savaþ uygun zamanda ortaklaþa eylemle kolaylýkla önlenebilirdi. Tarih bu eþsiz fýrsatý tanýmýþtý. Bana göre üstelik bu savaþ tek kurþun bile sýkmadan saf dýþý býrakýlabilir ve bugün Almanya güçlü, zengin ve onurlu bir ulus olarak aramýzda yer almaya devam edebilirdi. Ne var ki, kimse kimseyi dinlemek istemedi ve hepimiz o kan girdabýyla büyülendik. Baltýk kýyýsýndaki Stettin'den Adriyatik'teki Trieste'ye kadar Avrupa'nýn bir baþýndan öbürüne bir Demir Perde çekildi. Orta ve Doðu Avrupa'nýn tüm baþkentleri bu perdenin ardýnda kaldý. Varþova, Berlin, Prag, Viyana, Budapeþte, Belgrad, Bükreþ, Sofya; tüm bu ünlü kentler ve barýndýrdýðý nüfuslar artýk Sovyet nüfuz alanýnda bulunuyorlar. O kadarla kalmýyor, birçoðu doðrudan Moskova tarafýndan denetleniyorlar, yönetiliyorlar.
Biz böyle bir Avrupa'nýn ortaya çýkmasý için savaþmadýk. Kalýcý barýþ böyle bir Avrupa tablosuyla gerçekleþtirilemez. Oysa dünyanýn güvenliði için Avrupa'nýn hiçbir ulusun, hiçbir ülkenin dýþarýda býrakýlmayacaðý yeni bir birliðe dönüþmesi gerekiyor.»

“Soðuk Savaþ”ýn baþlangýcý da sayýlan bu konuþmadan asýl anlamamýz gerekenler þunlardýr:

Birinci Dünya Savaþý hedefine ulaþmýþ bir savaþ deðildir. Fakat hedefe giden yolda çok büyük bir adýmdýr. Osmanlý parsellenmiþ ve muvakkat baðýmsýzlýklar verilip her parsele, tekrar gelmek üzere çekilmiþler. Bu baðýmsýz parsellerin üzerinde Amerikan bayraðý dalgalanýyor bugün Kosova misâli...

Birinci Dünya Savaþý ve bilhassa ikincisi, Maide Suresi’nin 64. Âyet-i Kerîmesi’nin mûcizevî tecellîsidir âdetâ. Birbirlerine düþtüler. Paylaþamadýlar, birleþemediler! “Önleyebilirdik, ama hepimiz kan girdabýyla büyülendik” diyor Çörçil. Büyülendikleri doðrudur; yani önleyemezdiler...

«Yahudiler, “Allah'ýn eli baðlýdýr” dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri baðlanasý ve lânet olasýlar! Bilâkis, Allah'ýn elleri açýktýr, dilediði gibi verir. Andolsun ki sana Rabbinden indirilen, onlardan çoðunun azgýnlýðýný ve küfrünü arttýrýr. Aralarýna, Kýyâmet’e kadar (sürecek) düþmanlýk ve kin soktuk. Ne zaman savaþ için bir ateþ yakmýþlarsa (fitneyi uyandýrmýþlarsa) Allah onu söndürmüþtür. Onlar yeryüzünde bozgunculuða koþarlar; Allah ise bozguncularý sevmez.» (Maide, 64)

Allah’ýn aralarýna koymuþ olduðu ve Kýyâmet’e kadar sürecek olan düþmanlýk ve kin ile, tarihleri boyunca olduðu gibi birbirlerine düþtüler; ve Baltýk kýyýsýndaki Stettin'den Adriyatik'teki Trieste'ye kadar Avrupa'nýn bir baþýndan öbürüne bir Demir Perde çekildi aralarýna.

Demir Perde, 1989'da Berlin Duvarý'nýn yýkýlýþý ile fiîlen kalktý. Sonra Sovyetler'in çöküp daðýlmasý ertesinde, Doðu Avrupa'nýn Batý ile entegrasyona girmesi (AB), "Demir Perde"yi hukuken de sona erdirdi. Bu toparlanmadan cesaret alarak yeniden denemek istiyorlar þimdi. Kan girdabýyla büyülenmiþ yine gözleri. Kendilerince yarým kalmýþ bir hesabý görmek istiyorlar. “Yok edebildiðimize göre Osmanlý’yý; izlerini de silebiliriz” diye düþüyorlar…

Baþaramayacaklar tabiî de; biz bu hengâmede kimden yana ve hangi saflarda olacaðýz? Avrupa Birliði’nden (Christendom=Hristiyanistan) yana ve BOP (Büyük Ýsrail) saflarýnda mý; Ýslâm Birliði’nden yana ve Büyük Doðu saflarýnda mý?

Elbette ve mutlaka Ýslâm Birliði!

Tez Büyük Doðu’dur; BOP bir antitezdir, hatta bir hevestir sadece.
Heveslerini kursaklarýnda býrakmak boynumuzun borcu olsun!

Ýbda ile!..

(Furkan Dergisi, 23. Sayý, Mart 2008)

mim.saka@googlemail.com
Gönderen: 05.04.2008 - 14:29
Bu Mesaji Bildir   Fazılmirza üyenin diger mesajlarini ara Fazılmirza üyenin Profiline bak Fazılmirza üyeye özel mesaj gönder Fazılmirza üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 3008 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
6607 üye ile 12.06.2024 - 22:37 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bayram1111 (50), Asya23 (47), no war (36), baykar (56), ummahan (45), bislina (45), PRENS25 (41), sami_558 (40), kesmez (59), raydýn (64), sametkavuk28 (36), Seyh hakan (51), aliulvi (47), VURALMUH (51), umurbey (53), TemurMelik (54), suko30 (49), sin_veysel (37), meliksah67 (57), ghettobjerg (33), armaniboy (44), can_dostum (37), ramiz (42), pamuk_13012 (39), hazer (49), dagistan (41), SiNaN_FFM (40), sistemdestek (45), ayhanbasekin (59), ykesme (43), vamoss (49), ibrahim_duman (42), Atakan58 (52), makray (55), nekman (51), velioglu (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.70789 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.