|
|
|
|
Toplam Forum: 69
*** Toplam Konu: 30100
*** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Gönderen |
|
|
Şefkat YÜkLÜ Bİr TefekkÜr KIssasI. |
|
|
|
Þefkat YÜkllÜ BÝr TefekkÜr Kissasi
Bir kaç aydýr Yasin'i her okuyuþumda, dünyamý 'þehrin öte yakasýndan koþup gelen adam'ýn örneði dolduruyor.Bu kur'an-i misal, günler boyu zihnimde yankýlanýyor. Bu manidar örnek, bir þefkat kahramanýný anlatýrken, hepimize, þefkatin kullanýlacaðý asýl istikameti gösteriyor.
Söz konusu kýssa, bir þehre iman ve udubiyete davet eden iki elçinin geliþiyle baþlar.Ne ki, þehir ahalisi onlarý dinlemez..Takviye için, üçüncü bir elçi daha gönderilir.Fakat, ilk iki elçiyi dinlemeyen ahali ona da itibar etmez ve üçünü birden öldürmeye kalkýþýr.O esnada, bir adam, þehrin öte yakasýndan koþarak gelir. "Ey kavmim!" der."Tabi olun bu elçilere!" Tabi olma gerekçesi ise, özellikle þu asrýn ehl-i dini açýsýndan, çok manidardýr:Bir ücret istememe.Üç elçi de ahaliyi semavi ve uhrevi bir hakikate davet etmekte;karþýlýðýnda dünyevi ne bir ücret, ne bir iltifat, ne bir makam, ne bir menfaat istemektedir. Þehrin öte yakasýndan koþarak gelen adama göre,bu, onlarýn davetlerinde samimi ve tutarlý olduklarýnýn delilidir:
"Ey kavmim, tabi karþýlýðýnda bir ücret istemeyen þu elçilere!Tabi olun ki; hidayet bulasýnýz."
Ardýndan ayný adam, kendi dünyasýnda yaþadýðý bir muhasebeyi kavmine taþýr.Sorar; 'beni yaratana, bana bu fýtratý verene hiç ibadet etmez miyim?' Bu söz bir önceki söz gibi, aklýný hikmetle kullanan bir tefekkür ehlinin sözüdür. Zira; 'Rabbini tanýmak ve yalnýz ona ibadet etmek, tefekkürün özüdür.Ve Rab olarak ibadete layýk olan da O'dur. Ki insan, O'nu tanýyýp, yalnýz ona kul olurken, baþka herþeyin yaratýlmýþ olduðunun, dolayýsýyla kulluðu hak etmediðinin farkýnda olacaktýr.' Bu yüzden, ayný adam, üçüncü cümlesinde, þunu sorar:"Hiç O'ndan baþka ilahlar edinir miyim?"Bu söz de, bir tefekkürün sonucudur.
Oysa kavmi, dünyasýný tefekküre kapamýþtýr.Þefkate de kapamýþtýr.Onun dedikleri üzerinde düþünmeyi, en azýndan sorularýna cevap getirmeyi deðil; elçilerle birlikte onu da susturmayý tercih ederler.Þehrin öte yakasýndan koþa koþa gelen; hem elçilerin ölümlerine, hem de kavminin hakikatten nasipsiz kalmasýna mani olamaya çalýþan; öte yandan kavminin hidayet bulmasý için þefkat ve tafekkür yüklü sorular yönelten bu güzel insanýn hayatýna kastederler.Kur'an, bu aný, muazzam bir belagat eseri olarak, "kavmi tarafýndan öldürülür" diye aktarmaz.Dikkatleri zahiri ölümün öbür yüzüne çevirerek,' CENNETE GÝR, DENÝLDÝ.' der.Bu kýsacýk ifadeyle, hem onun kavmi tarafýndan öldürüldüðünü, hem Allah yolunda ölenlerin hakikatte ölmeyip, baki ve ebedi bir hayata mashar kýlýndýðý dersi verilir.Keza, yine bu ifadeyle, böylesine mübarek bir þefkat ve tefekkür timsalinin öldürülmesiyle ziyadesiyle inciicek kalplerimiz, onun Rabbimizin ebedi cennetine mashar olduðunun ilanýyla teselli edilmiþ; hüzün sürura, elem sevince dönüþtürülmüþ olur. Rabbinin "cennete gir" dediði, yani kavmi tarafýndan öldürülerek gaybi olarak iman ettiði ebedi alemleri hakkalyakýn gördüðü anda, bu güzel insanýn aklý hala kavmindedir."Bunu bilseler, bu apaçýk gerçeði görseler, hala inkar da ýsrar ederler miydi?" diye düþünmektedir. O yüzden kendisine cennetin sunulduðu dakikada"Keþke," der, "keþke kavmim bir bilseydi; Rabbimin bana maðfiret edip ikrama mashar kýldýðýný..." Onun ilk sözleri ne kadar tefekkür yüklü ise, son sözü o derece þefkat yüklüdür.Öldürüldüðü dakikada dahi, kendisini öldüren insanlarý iman ve kulluða davet etme; onlarý yaratýlýþ amaçlarýna uygun bir hayatý seçerek ebedi bir azaptan kurtarma çabasý içindedir. O, öyle iman, þefkat ve tefekkür kahramanýdýr. Ve onun bu halini anlatýrken, KUR'AN, bu kutsi vaziyete imrenen bizlerden de ayný tavrý istemektedir. Söz konusu ayetlerin hadsiz denizinden bir damlacýk hükmünden anladýðým o ki; bu kýssa, baþka bir çok hakikatin yanýnda, tefekkür ve þefketin iç içeliðini de ders veriyor.Bir yanda hem tam bir teffekkür ehli olan, hem de muazzam bir þefkat örneði segileyen þahsý; öte yandan hem þefkatsiz, hem de tefekkürsüz tutumunu beraberce sergileyerek, bu iki sýrdan birine eriþmeyenin diðerinden de nasipsiz kaldýðýný gösteriyor. Ve diyor ki; insan da ya ikisi birden vardýr; yahut ikisi de yoktur!...
ALINTI
|
Gönderen: 28.12.2007 - 22:57 |
|
|
Şu an Yok üye ve 1026 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.
[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye] |
|
|
|
Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve
afiyet dolu ömür dileriz:
zec (53), yesil07 (39), volkansav52 (40), bebecik1974 (50), mcamlica (38), serdar414 (47), musoylemez (56), KalpYapalim (32), gurbat (62), yasen (47), yilmaz (63), kenzularsh (40), srknsrt (51), puma (54), mazpolat (67), pskofb (38), akaasa (49), oguzy (74), arkadasim (51), Mecnun2000 (55), sarenge (44), SarCopTeS (43), halil40 (36), belan08 (47), halil_10 (37) |
|
|
|
|
|